PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Thales - Pisagor - Pascal


Hasret
03-02-2009, 20:12
Thales
Antik dönemin ünlü filozofudur. ataları Fenikelilerdir.. Son kaynaklar, M.Ö. 625 yılında Milletos'ta doğup, 545'te öldüğünü kabul eder. Yaşadığı yıllarda; geniş bir araştırma, inceleme, düşünme ve mühendislik yeteneği ile ilginç bir ticari zekası sonucu üne kavuşmuştur. Miletos Okulu'nun kurucusudur. THALES zamanımıza kadar intikal eden yazılı bir eser bırakmamıştır. Düşünceleri öğrencileri yoluyla zamanımıza kadar intikal etmiştir. THALES, ARİSTO' nun (M.Ö. 384,322) eserlerine atfen, fizik ve doğal felsefenin, EUDEME' nin (Aristo'nun öğrencisi), eserlerine atfen de astronomi ve matematiğin kurucusu kabul edilir. Bu tür görüşler, konu ile ilgili yayınlarda her geçen yıl hızla yaygınlaşmıştır. Netice itibariyle de THALES' e mümtaziyet ve ebedilik vasıfları verilmiştir.

THALES' in astronomide kurucu addedilmesine ve üne kavuşmasına sebep olan olaylardan birisi şudur ; Atina'da M.Ö. 28 Mayıs 585 tarihinde görülebilecek Güneş tutulma olayını, tutulmanın vukuundan önce haber vermiş olmasıdır. Thales' e büyük ün kazandıran bu olay Babilleler tarafından bilinmekte idi. Burada önemli olan, tutulma olayının kendisi değil, haber verenin bu bilgiyi aldığı kaynaktır. Gerçekte: THALES' in bu bilgiyi eski Mısır ve Mezopotamya' dan elde ettiğinde bütün kaynaklar birleşmektedir.

Matematikte kurucu addedilmesine sebep olan bilgileri de şunlardı. Bir dairenin içine üçgen çizme probleminin çözümü. cisimlerin (piramitlerin) gölgesi yardımıyla yüksekliğinin hesabını. üçgenlerin kenarları ile ilgili bağıntılar ters açıların eşitliği konusu, küresel üçgenlerin bazı özellikleri eşkenar üçgenlerin taban açılarının eşitliği teoremi...

Fizikte kurucu addedilmesine sebep olan bilgileri de şunlardır. Bazı cisimlerin demir üzerindeki çekim etkisi, Nil Nehri'nin taşmasının nedenlerinin açıklanması. THALES'e atfedilen ve bilimlerde kurucu unvanını almasına sebep olan bu bilgiler, THALES'ten 2000 yıl kadar önceleri Eski Mısırlılar ve Mezopotamyalılar tarafından bilinmekte idi. THALES, eski Mısır ve Babil'e yaptığı birçok seyahatleri sırasında, buralarda eski dönemlerin bilim ve tekniklerini dönemin bilginlerinden (kahin, katip, rahip) öğrenmiştir. Bu ilk medeniyetlerin, eski imparatorluk dönemlerinden öğrenmiş ve bu suretle Grek felsefesinin, geometri ve astronomisinin gelişmesine ilk çıkış noktası olarak temel kavramlar edinmiştir.

Ülkemizde, diğer antik dönem bilginlerine olduğu gibi THALES' e mümtaziyet ve ebedilik verilmesine sebep, Batı' lı kaynakların yayınlarıdır. Değişik bir ifade ile bilgilerimizin noksan olduğu dönemlerin damgasını taşır. Bize göre: THALES'in bilim tarihindeki yeri ile ilgili gerçekleri şu şekilde özetlemek mümkündür. THALES, ilk medeniyetlerin beşiği olan eski Mısır bölgesini uzun yıllar dolaşmıştır. Kaynaklardan bazıları. THALES'in Babil bölgesine kadar gittiğini yazar. THALES eski Mısır ve Mezopotamya' ya yaptığı bu geziler sırasında matematik, astronomi ve fiziğin temel bilgilerini öğrenerek Atina' ya döndü. Burada, elde ettiği bilgileri önce sistematize, bilahare de kanuniyet (teori) halinde ifade etmiştir.

Bugün için "saçma" olan şu görüşler de THALES'e aittir: "Yeryüzü, suyun üstündedir ve suyun üstünde tahta parçası gibi durur, dalgalanır.", "Kehribar da cisimleri çektiği için ruha sahiptir." THALES' in doğa felsefesi ile ilgili görüşlerini, ayrı bir ihtisas dalı olması sonucu burada konu etmiyoruz Ancak şunu belirtelim. THALES, alemin yaratılışı ile ilgili bilgileri ortaya koyan Antik dönemin ilk bilginlerindendir.

Miletos Okulu'nun Kurucu ve Öğretim Üyeleri Miletos Okulu'nun Kurucu ve Öğretim Üyelerinin önemli özeIIiği, İyonya' nın önde gelen bilim, kültür ve sanat merkezi olmasıdır. Aynı zamanda "Miletos Okulu" adlı bir bilim kuruluşuna sahip olmasıdır. Miletos Okulu' nun kurucusu THALES' tir. Bu okulda THALES'in öğrencileri olarak, ANAXIMANDROS (M.ö. 610-543) ve ANAXİMENES (M.Ö. 546 hayatta) yetişmiştir. Kaynaklar, FİSAGOR 'un da (M.Ö. Sisam 570 -****pante 500?) bu okulda yetiştiği ve Thales'in öğrencisi olduğunu belirtir. Miletos okulu kurucu ve öğrencilerinin en önemli özelliği, keskin bir araştırma, gözlem ve derleme gücüne sahip olmalarıdır. Duyup gördükleri olayların açıklanmasını ve yorumlanmasını en iyi şekilde ifade etmişlerdir.



Pisagor
Yunanlı matematikçi (M.Ö. 570'e doğru - M.Ö. 480'e doğru). Güney İtalya'da ve ardından Yunanistan'da büyük etki uyandıran bir okulun kurucusudur. Limnili bir ailenin çocuğuydu, Polykrates'in tiranlığı yüzünden 530'a doğru Kroton'a göç etmek zorunda kaldı ve orada çevresine birçok öğrenci topladı.

"Pythagorasçılar" bilimsel, felsefi, siyasal ve dinsel bir topluluk oluşturdular. Bu topluluk içinde matematik, gökbilim, müzik-bilim, fizyoloji ve tıp inceleniyor, nesnelerin ilkesi sayılara bağlanıyor ve her alanda evrensel bir uyum aranıyordu. Topluluk, kendine özgü ve yoğun bir dinsel yaşamın merkeziydi. Pytha-gorasçı aritmetik, aynı birim kümeleriyle özdeşleştirilen ve noktaların bir araya gelmesiyle simgelenen tamsayılarla sınırlıdır. Bu simgesel sayılar, üçgen, dörtgen, beşgen vb. sayılar ve kendilerine denk düşen geometrik dağılımın biçimine göre çokdüzlemli sayılar olarak sınıflandırılıyorlardı. Aritmetrikleri görseldi, şu anlamda ki sayıların biçimi, özellikleri konusunda bilgi veriyordu. M.Ö. V. yy'da Pythagorasçılar, 'in genel bir kuramını ortaya koyduğu yetkin sayılar (çarpanlarının toplamına eşit olan sayılar, öreneğin 6 ve 28) ve dost sayılar (birinin çarpanlarının toplamı ötekine eşit olan sayı çiftleri, örneğin 284 ve 220) gibi özel sayı tiplerini incelediler.

Proklos, a2 + b2 = c2 eşitliğini sağlayarak Pythagorascı üçlüler (a,b,c) oluşturmak olanağı veren formülü Pythagoras'a mal etti. Pythagorasçılar ayrıca a-b=b-c gibi aritmetik, a:b=b:c gibi geometrik, (a-b):a=(b-c):c gibi armonik ortalamaları inceleyip, tamsayılarla sınırlı bir oranlar kuramını da geliştirdiler. Bir karenin köşegen ve kenarının eş ölçeksizliğinin, yani uzunluklarının ortak bir ölçünün tam katlarıyla ifade edilememesinin keşfi, genellikle onlara atfedilir. Bunun, Pythagoras'tan esinlendiği söylenir. Oysa bu keşif, herşey sayıdır önerisinde ileri sürüldüğü gibi, dünyanın tamsayılara uygunluğu düşüncesine son verdiği için derin bir bunalıma yol açtı. Gerçekten de Pythagorascı doğa görüşü her şeye bir tam sayı atfediyordu. Bu görüş, aynı sayıları düzenleyerek çeşitli büyüklüklerle, çeşitli ortamlarda aynı müzik armonilerini ve aynı geometrik biçimler ortaya konulabileceği gözlemine dayanıyordu. Örne-ğin, kenarları 3http://www.kalbimecruh.com/showthread.php/images/smilies/4.gif5 ile orantılı her üç-gen, dik üçgendi (Pythagoras teoremi). Ayrıca Pythagoras'ın daha önce Babylonialılar'ın bildikleri bu teoremin bir tanıtlamasını yapıp yapmadığı da bilinmemektedir



Blaise Pascal
Matematikçi, fizikçi, teolog ve mektup yazarı olan Blaise, yine bir matematikçi olan Etienne Pascal'ın üçüncü çocuğu ve tek oğludur. Annesi o üç yaşındayken ölür. 1632'de Pascal ailesi, Etienne ve dört çocuğu, Clermont'tan Paris'e taşınırlar. Blaise'in babasının eğitime bakış açısı alışılmışın dışında olduğundan çocuğunu kendi yetiştirir. On beş yaşına kadar matematik eğitimi almasına karşıdır ve evdeki tüm matematik kaynakları kaldırılmıştır. Bu durumun merakını kamçıladığı Blaise, on iki yaşında kendi kendine geometri çalışmaya başlar. Bir üçgenin iç açılarının toplamının iki dik açı olduğunu bulur. Daha sonra babası durumu farkeder ve yumuşayıp kendisine Euclid'in bir kopyasını verir.

On dört yaşında babasına Mersenne'in toplantılarında eşlik etmeye başlar. On beş yaşında Desarques'in çalışmalarına hayran olan Pascal, 1639 Haziran'ında bu toplantılara bir kağıtla katılmıştır. Bu kağıtta birtakım izdüşümsel geometri teoremleri ve Pascal'ın mistik altıgeni bulunmaktadır. 1639 Aralık'ında Etienne Pascal Yukarı Normandy'e vergi memuru olarak atanır ve Pascal ailesi Rouen'e taşınır. Roune'e taşındıktan bir süre sonra 1640 Şubat'ında Pascal ilk çalışması ' Konik Kesitleri Üzerine Deneme' 'yi yayınlar.

İlk dijital hesaplama aygıtını 1642 ve 1645 yılları arasındaki üç yıllık çalışması sonrası icat eden Pascal bunu vergi toplayan babasına yardım etmek amacıyla yapmıştır. Pascaline adı verilen bu aygıt 1940'ların hesap makinelerine benzemekteydi.

1646 Pascal için çok önemli bir yıldır. Bu yılda babası bacağını incitir ve çalışamayacak hale gelir. Pascal Roune dışına amcalarının yanına gider. Amcaları oldukça dindardır. Bu ona da tesir eder ve tam bir dindar olur. O sıralarda atmosfer basıncı üzerine araştırmalara başlar. 1647'de boşluğu ispat eder. Bunun üzerine Descartes 23 Eylül'de ziyaret eder. İki gün süren bu ziyaret sırasında Pascal, Descartes'ı boşluğun varlığına inandırmaya çalışır ama başaramaz. Bu ziyaret sonrasında Huygens'e yazdığı mektubunda Descartes şöyle demektedir: "...kafasında bir sürü boşluk var...". 1648 Ağustos'unda atmosfer basıncının yüksekliğe göre değiştiğini ve asmosferin dışında boşluk bulunduğunu tespit eder. 1647 Ekim'inde ise 'Boşluklara Dair Yeni Deneyler' isimli çalışmasını yayınlar. Bu yayınıyla Descartes gibi boşluğa inanmayan bilim adamlarını ikna etmeye çalışır. Etienne Pascal 1651 Eylül'ünde ölür ve Blaise kızkardeşine genel anlamda hıristiyanlığın ölüme bakış açısı ve özelde de babalarının ölümüyle ilgili oldukça kapsamlı bir mektup yazar. Bu mektuptaki fikirleri daha sonra yayınlayacağı 'Pensées' isimli felsefi eserinin temellerini teşkil etmektedir. Sağlık problemlerine rağmen Ekim 1654'e kadar bilimsel çalışmalarına devam eden Pascal'ın başına bu sıralarda gelen bir olay belki sağlığına çok zarar vermez fakat onu psikolojik olarak çok etkiler. Seine nehrini geçerlerken eşyalarını taşıyan atlar ürker ve ölüm tehlikesi geçirir. Bu olaydan sonra kendini iyice dine adar.

Birçok dini eser yayınlar. Bunlardan birinde yazdığı şu söz ilginçtir: "Tantı yoksa, O'na inanan birşey kaybetmeyecektir; fakat tanrı varsa, O'na inanmayan herşeyini kaybedecektir."

Bu arada çalışmalarına devam etmekte olan Pascal 1658'de uyku tutmadığı vakitlerde tekrar matematik problemleri üzerine düşünmeye başlar. Bu arada birçok soruyu o dönemin ünlü matematikçileriyle tartışır. Problemlerinin çözümlerini Carcavi'ye yazdığı mektuplarından derlenen 'Mektuplar' isimli eserinde verir.

Daha sonra tekrar dine yönelir ve Paris'te kiliseden kiliseye dolaşır. Geçirdiği rahatsızlık sonucu 39 yaşında Paris'te yaşamını yitirir.