PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İspanya yerine Beşiktaş'ı seçtim


kayısıkentli
01-02-2008, 12:39
http://www.hurriyet.com.tr/_newsimages/4562121.jpg

Beşiktaş'ın Şilili futbolcusu Rodrigo Alvaro Tello, 6-7 yıl daha futbol oynamayı düşündüğünü ve bu süreyi Beşiktaş'ta geçirmek istediğini söyledi.


Tello, Futbol Federasyonu'nun aylık resmi yayın organı Tam Saha'nın ocak sayısında yer alan röportajında, Beşiktaş'taki ortamın çok hoşuna gittiğini ve ailesiyle burada çok mutlu olduğunu belirterek, “6-7 yıl daha futbol oynamayı düşünüyorum. Açıkçası bu süreyi Beşiktaş'ta geçirmek istiyorum. Futbol sonrası için ise henüz kararımı vermiş değilim. Belki okuyabilirim belki de antrenör olabilirim. Okumak istersem işletme ya da iktisat eğitimi almayı isterim. Çünkü kendi şirketimi kurup direkt bilgi sahibi olarak işlerimi yürütmek isterim” deyi konuştu.

“İSPANYA YERİNE BEŞİKTAŞ'I SEÇTİM”

Şilili futbolcu, İspanya Ligi yerine Beşiktaş'ta oynamayı tercih ettiğini söyledi.

Beşiktaş'tan önce İspanya Ligi'nden Osasuna, Recreativo Huelva ve Atletico Madrid'den teklifler aldığını belirten Tello, şöyle konuştu:
“Sporting Lizbon'daki son sezonumda, 2007'nin ocak-şubat aylarında Osasuna'dan gerçekten çok ciddi bir teklif almıştım. Recreativo'nun da beni istediğini biliyordum ama onlarınki çok net bir teklif değildi. Aslında bunların dışında üçüncü bir teklif daha vardı ve gerçekten en ciddi teklif Atletico Madrid'den gelmişti. Bense hala Sporting Lizbon'la devam etmek arzusundaydım. Bir şekilde orta yolu bulabileceğimizi ve anlaşabileceğimizi düşünüyordum. Ancak Sporting buna yanaşmadı ve ipler biraz gerildi. Bunun üzerine ben futbol kariyerimde gerçek anlamda bir değişiklik yapmak ve Portekiz'in dışında bir ülkede futbol hayatımı sürdürmek istedim. Bu noktada Beşiktaş'ın teklifi karşıma çıktı. Bu benim için gerçek anlamda bir değişiklikti ve buraya geldiğim için hiç de pişman değilim.”

TÜRK FUTBOLU

Beşiktaş'a gelmeden önce Türk futbolu hakkında neler bildiği sorusuna Tello şu yanıtı verdi:

“Beşiktaş'ı iyi biliyordum, belli bir noktaya kadar Türkiye Ligi hakkında da bilgim vardı. Türkiye'deki en önemli takımların Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray olduğunu biliyordum. Çok iyi arkadaşlarımdan birisi olan Mario Jardel Galatasaray'da oynamıştı ve onun sayesinde Türkiye Ligi hakkında bilgi sahibi olmuştum. Bunun haricinde Avrupa'da oynayan Türk oyuncuları takip ediyordum ve özgeçmişlerini biliyordum. Ama hepsinden önemlisi Türk Milli Takımı'nın 2002 Dünya Kupası'nda üçüncü olması Türkiye'deki futbolun seviyesi hakkında yeterince fikir veriyor. En azından Türkiye'de futbolun çok kuvvetli ve enerjik şekilde hissedildiğinin farkındaydım.”

“İSTANBUL ÇOK ÖZEL BİR ŞEHİR”

Tello, kafasında canlandırdığı Türkiye imajıyla İstanbul'a geldikten sonra karşılaştıkları arasında ne gibi farklar bulunduğunun sorulması üzerine, şunları kaydetit:

“Tabii ki Beşiktaş'ın profesyonel bir takım olduğunu düşünüyordum ama buraya geldikten sonra pozitif yönde şaşırdım. Buradaki insanların bu kadar profesyonel ve tesislerin futbol için bu kadar uygun olabileceğini tahmin etmiyordum açıkçası. Buradaki çalışma ortamı bugüne kadar gördüğüm birçok takımın çok üzerinde. Bir de İstanbul'un büyük ve keyifle yaşanabilir bir şehir olduğunu biliyordum. Zaten bana anlatılanlar da İstanbul'un çok özel bir şehir olduğuydu. Doğrusunu söylemek gerekirse İstanbul'u tıpkı bana anlatıldığı gibi buldum.”

“ASİST YAPAN BİR OYUNCUYUM”

Portekiz'de oynadığı dönemde bir sezonda en fazla 2 gol attığının, Türkiye'de ise henüz ligin ilk yarısında bu rakamı geçtiğinin hatırlatılması üzerine Tello, “Bir futbolcunun beslendiği şey sürekliliktir. Süreklilik kazandığınızda performansınız da artıyor. Ben normalde golcü pozisyonunda oynayan değil asist yapan bir oyuncuyum. Ama rakip müsaade ederse elbette gol atmak da çok işime gelir. Eğer sezon boyunca 7-8 golü bulabiliyorsam benim açımdan müthiş bir şey olur” dedi.

ROBERTO CARLOS VE DİĞERLERİ

Tello, kendi mevkisinde dünyada ve Türkiye'de beğendiği futbolcular konusunda ise, şöyle konuştu:

“Roberto Carlos özellikle son 10 yıldır sol kanadı çok iyi kullanan bir oyuncu. Topa çok iyi vuruyor, oyunu iyi görüyor. Sadece benim için değil, sol tarafta oynayan birçok oyuncu için iyi bir referans olabilir. Bu arada çocukluğumda Şili'de Alex'e karşı oynadım. O da beğendiğim oyunculardan birisi. Türk oyunculara bakarsak, İlhan Mansız forvette çok agresif, çok hırslı, topun üzerine giden bir oyuncuydu ve benim o dönemde en beğendiğim futbolculardan birisiydi. Şimdi de Nihat Kahveci var. Mükemmel bir sezon yaşıyor ve onu da hayranlıkla izliyorum.”

“RÜŞTÜ İLE KARŞILAŞMAK SÜRPRİZ OLDU”

Rodrigo Alvaro Tello, takım arkadaşlarıyla ilgili bir soruyu da şöyle yanıtladı:

“Genel olarak tüm arkadaşlarımdan etkilendim diyebilirim. Ama siz de kabul edersiniz ki aynı dili konuştuğumuz için Delgado, Higuain ve burada sonradan tanışmamıza rağmen, çok iyi bir insan ve oyuncu olan Cisse ile daha yakın olduğumu söyleyebilirim. Ayrıca 2002 Dünya Kupası'nda izlediğim ve o günden beri de takip ettiğim bir kaleci olan Rüştü ile Beşiktaş'ta karşılaşmak benim için hoş bir sürpriz oldu. Kendisi kesinlikle çok büyük bir kaleci. Ama başa dönerek şunu söyleyebilirim ki, yaş veya kariyer gözetmeksizin takımdaki tüm arkadaşlarımla son derece iyi anlaşıyorum.”

“TARAFTARIN BİR EŞİ YOK”

Şilili futbolcu, “Beşiktaş taraftarını daha önce oynadığın diğer takımların taraftarlarıyla kıyaslayabilir misin?” sorusuna ise, şu yanıtı verdi:
“Böyle bir kıyaslama kesinlikle mümkün değil. Çünkü onların dünyada bir eşinin daha olduğunu düşünmüyorum. Sadece şunu söyleyebilirim, tarz ve yapı olarak Arjantin'dekilere benziyorlar. Bunları Beşiktaş'ta oynadığım için söylemiyorum. Bu sözlerime İnönü Stadı'ndaki atmosferi yaşayan herkesin katılacağına inanıyorum. Şunu söyleyebilirim ki onlar çok özel.”

Beşiktaş taraftarının kendisini çok sevdiğinin belirtilmesi üzerine Tello, “Beni dediğiniz kadar seviyorlarsa ne mutlu bana. Çünkü takımına bu kadar bağlı ve ünü dünyaya yayılmış bir taraftar grubu tarafından sevilmek, insana ancak gurur verir. Ben de onları en az beni sevdikleri kadar seviyorum diyebilirim. Sahaya çıktığımda tezahüratlarında ve şarkılarında ismimi söylemeleri beni gerçekten o maça çok iyi motive ediyor. Ben sadece işimi iyi yapmaya çalışıyorum. Galiba onlar da bunu iyi yaptığımı gördükleri için beni seviyor” şeklinde konuştu.