PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Gece, Issız Şehirler ve Korkularımız


kAcAhK
01-02-2008, 10:37
Sokaklar öylesine boş ve ıssızdır ki bazı şehirlerde, yanan sokak lambalarının kimin için ve ne için yandığını düşünebilirsiniz. Çoğu zaman sokak köpekleri bile bu ıssızlığa ve sessizliğe saygı gösterircesine sessizce dolaşır sokaklarda. Kavak ağaçlarının esen rüzgârla çıkarttığı hışırtılar bile kulakları sağır edercesine bir gürültü gibi gelebilir insana. Ve belli bir saatten sonra sokaklarda dolaşmak, utanç nedeni olabilir bu şehirlerde.

Bu manzarada ne hissedeceğinize dair hiçbir ipucu yoktur arnavut kaldırımlarında. Ruh haliniz belirler ıssız sokakların terkedilmişlik hissinin beyninizde dokunacağı hücreyi. Korkularınız belirler karanlığın yüreğinizde titreteceği teli.

Buralar benim diye güvenle de yürüyebilirsiniz sokaklarda, buraların hepsi sizin olsa ne olur ben hiç yere basmıyorum ki diyerek de… Sonuçta özgür ve güvende hissediyorsunuzdur ve korkmuyorsunuzdur.

Ya tam tersini hissettirirse sizse ıssız gece? O zaman zordur bu kaldırımları, bu caddeleri arşınlamak. Her adım ızdırap, her hışırtı korku verir insana. Sessiz bir şarkı tutturmaktan başka çareniz yoktur o zaman yürüyebilmek için. Ne kadar başka şeylere yönlendirmek isteseniz de zihninizi, buna izin vermez gölgeler. Bir fener, bir ışıldak size güç verir diye düşünürseniz girdiğiniz karanlık sokaklarda yanılırsınız. Çünkü karanlığın üzerine ışıkla yürürseniz, her adımınızda büyür karşınızdaki gölgeler. Siz onlara aydınlıkla yaklaşmak istedikçe güçlenir karanlıklar. Yaklaştığınız her santimde biraz daha üzerinize geldiğini görürsünüz sahte canavarların. Böyle bir gecede en bildik ağaç bile dönüşebilir her an en korkunç deve. Devlerin yanına yaklaşmak, onlara doğru yürümek yürek ister. Avutamaz sizi tutturduğunuz ıslık bile. Ama birde başarırsanız bu sahte devin üzerine yürümeyi. Ve görürseniz sonunda masum bir ağaçtan ürktüğünüzü, bu güç verir size. Bir sonraki dev hemen ardındadır ama bu kez üzerine yürümek daha kolaydır.

Hayatta böyle değil mi? Çocukluktan bu yana ne kadar çok şeyden korktuk, ne kadar çok şeyden kaçtık ve ne kadar çok şeyin üzerine yürümektense geri döndük… Bazen ölmeyi bile yeğlerdik o çocuk korkularla yüzleşmektense. Dünyanın en büyük utancıydı belki bazen kimileri… Büyüdüğümüzde yok olacak sanmıştık o korkuları. Ama yok olmadılar. Yok olmadıkları gibi bizimle birlikte daha da büyüyerek daha da korkunçlaştılar. Ve biz yine yeğledik ölümü onlarla yüzleşmektense. Bi yürüyebilseydik korkusuzca üzerlerine beklide hiç gerek yoktu ölmeye. Ama kimimiz öldük, kimimiz geri döndük, kimimiz yorganın altına başımızı gömdük.

elas
01-02-2008, 10:42
teşekkürler cnm sağol........................