PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Arkanı Güneşe Çevirme..GölGen Önüne Düşer


kAcAhK
01-02-2008, 10:36
arkanı güneşe çevirme… gölgen önüne düşer…



“Gelme” desem, ya da desen “gitme”, eksilirmiyiz bilmiyorum. O kocaman sandığın dünyaya sığamam ben, nefes alamam o kadar ışıkta. Anlatırım sonsuza kadar üzülme, anlatacak çok şeyi var bu lanet dünyanın, bilmediğin, bilmekten haz etmediğim… Bir ben varmışım gibi nefes aldığıma da bakma, her gün yedi milyarlık üşür, korkar, ama savaşırım yedi milyarlık…

Bana acıdan da bahsetme, sığınıcak daha bilinmedik bir kasaba bul kendine. Orada doğdum ben, yaşadığını zannettiğin yerde. Orda öldüm çok kez, ve döndüm başladığım yere, çok kez. Onunla oynadım çocukken, onunla şehveti gördüm gençliğimde ve onunla yaşlanıyorum sanki. Sıyrılışım her seferinde düşlerimden, bundandır. O anlattığım rahiplerin dikenli prangaları gibi taşırım hep üzerimde, acı değildir artık, zulüm olur. Ve uyandırır beni en gerekmediği yerde…

Artık bende bilmiyorum hangisinin gerçek olduğunu. Notlarımı tenine aldığım sen mi, yoksa bulamamanın saplantısından ne aradığını bile unutan ben mi.

Biz demiyorum biliyorum. Demeye dilim varmıyor, anlatılmayan, konuşulmayan yasaklanmış bir şarkı gibi. Ara sıra gizlice dinliyorum.

Hafızam zayıftır bilirsin, ne hissetsem unutuyorum. Hayat bir defter gibi bende, sürekli yeni bir sayfayı karalıyor, notlar alıyoruz, karikatürler çiziyoruz, yakınıyoruz yada seviniyoruz.

Ama ben tutamıyorum aklımda, sanki her sayfadan küçük bir parça koparıp biriktirmişim cebimde. Ve iliştirmeye çalıştığımda parçaları, neler çıkıyor ortaya inanamazsın.

Sevindiğimi görüp neye olduğunu bulamıyorum, sevdiğimi görüp neyi sevdiğimi göremiyorum, yada kızıyorum, ama neye?

Bilmiyorum. Korkma; seninle ilgili bir kaç parçayı saklıyorum. Bakmaya bile cesaretim yok aslında.

Şimdi oturup yılların logaritmasını hesaplacağına, kaydettiklerimizi bulmamıza yardım et. Çok dağınık buralar ve neyin nerde olduğunu bir sen biliyorsun. Ya da kalkmadan uzanabileceğim bir yerde dur. Görebileceğim bir yerde oyna. Sana kattıklarımı giyin, üşüme oralarda. Sonunda sadece üzgünüm. Ben için, bende bıraktığın sen için, o basit dünyanı anlamlarla kutsadığım için, yorulduğum için, yorduğum için, ruhunu başedemeceğin kadar hırçınlaştırdığım için, gördüklerini görmen gereken kadar olarak anlamanı engelleyemediğim için. Elimden ne geldiyse yaptım, söylenecek çok da bir şey yok. Endişelenme, tüm huzursuzluğun benimdir. Alıp diğerlerinin yanına koyarım.

Kim olduğun öyle bir bağırıyorki; söylediklerini duyamıyorum bile…