PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Yaşasın Teknoloji!


Hasret
02-21-2009, 02:11
'Home Office'e talep artıyor.

Eskiden "eve iş getirme!" denirdi. Şimdi işler evden yürüyor. Ofisler ev olurken evler de ofis oldu. Gece gündüz çalışıp evine gidemeyenler bir yanda, evini ofise çevirip çalışanlar bir yanda.

"Evden çalışma", gelişen teknoloji sayesinde artık sadece çalışanların değil şirketlerin de tercihleri arasında. Maliyet azaltıcı ve çalışan motivasyonu etkileri göz önüne alındığında, "Home Office" krizdeki yeni trend olmaya aday görünüyor.
Pijama, az duyulan telefon sesleri, sıfır ofis gürültüsü, bir kahve, battaniye, özgürce hareket etme ve bir bilgisayar Yaşasın teknoloji!
Tabii ki internetin yaygınlaşması "home office" (ev-ofis) sistemine olan ilgiyi yükseltti. Artık online sesli görüntülü konferanslar ile bir yöneticiniz veya çalışanınız yanınızdaymış gibi yürüyor işler.
Şirketler için düşük operasyon maliyetleri, yol ve yemek ücretinden tasarruf, daha az elektrik faturası da cabası.
"Home office" çalışmak, yeni teknolojilerin sayesinde her ne kadar mekânın öneminin kalmadığı günümüzde yaygın olsa da, aslında ilk ortaya çıkışı daha eskiye dayanıyor.
İnternetteki bilgilere göre 1970'li yıllardan itibaren dünyanın çeşitli ekonomilerinde yaşanan durgunluk ve buna bağlı olarak ortaya çıkan işsizlik, işletmelerin istihdam politikalarına esnek çalışma saatleri gibi yeni yaklaşımlar getirmişTabii günümüzdeki gibi "fazla mesai" ya da "gece çalışma" anlamında değil, evden çalışma anlamında
Uzun süredir tek konu krizken, aklımıza geldi: Kriz sebebiyle işten çıkartmaların bu kadar yoğun yaşandığı bir durumda evden çalışmak ya da evde çalıştırmak yeni bir eğilim olabilir mi?
Çalışan başına yılda10 bin USD tasarruf!
Kablosuz iletişim araçları ile yalnızca evden değil akla gelebilecek her yerden çalışmak mümkün aslında. Teknoloji o kadar gelişti ki artık koltuğunun altına laptop'ı alıp bir kafede veya deniz kenarında çalışabiliyor herkes. Daha az yol kat etmek, sabah ve akşam trafikte delirmemek ve havayı daha az kirletmek de cabası
Bunun yanı sıra insan kendine de zaman ayırabiliyor, anne ve babalar çocuklarıyla rahat vakit geçirebiliyor ve bunlara bağlı olarak da işlerindeki verimlilikleri hızla artıyor. Evden hiç çıkmamak anlamına gelmiyor bu; toplantılar, görüşmeler için tabii ki dışarı çıkılıyor.
Evden çalışmanın getirdiği en büyük avantaj ise çalışanlar arasında ofis ortamında doğan kişisel çekişme ve dedikoduların, uzaktan çalışma ile en aza inmesi. Ofis ortamından dolayı sesli çalışmanın verimliliği azalttığı düşünülürse, evde işe konsantrasyon daha kolay. Ofiste telefon sesleri ile sürekli kesilen çalışma temposunu evde arttırmak mümkün. Verimliliği arttıran bir diğer sebep ise çalışanların en verimli oldukları zamanları kendilerinin planlaması. Bazı istatistiklere göre evden çalışma metodu ile çalışan başına yılda 10 bin USD tasarruf etmek mümkün.
Örneğin dünyanın ileri gelen telekomünikasyon şirketi AT&T, 26 binin üzerinde evden çalışan personele sahip. Evden çalışanların yüzde 79'u işlerinden daha tatmin olduklarını, ofis ortamında kapalı kalmadıklarını belirtiyor. AT&T uzaktan çalışan personel başına 6 bin USD tasarruf ettiğini açıklamış zamanında. Diğer rakamlara göre ise ofiste çalışanların sekiz saatlik bir ofis çalışma zamanının altı saatini verimli geçirdiği, uzaktan çalışanlarda ise bunun yedi saat olduğu belirtiliyor.
Kazan-kazan durumu mu?
O zaman haydi eve gidelim!
O kadar kolay değil işte. Evden çalışmanın da kendine göre kuralları var. Öncelikle çalışanın kendi kendini disipline etmesi gerekiyor. Evdeyim diye televizyon karşısına bir oturuldu mu toparlanması mesele. Şirketlerin de belli alt yapılarını oluşturması, harcamalarını planlaması lazım. Bu tarzı seven de var, asla tercih etmeyen de. Profesyoneller de bir fikir birliğine ulaşmış değil.
Yine de avantajlar daha ağır basıyor tabii. Türkiye'nin ileri gelen yönetim ve yazılım danışmanlık firması Inspark Profesyonel Hizmetler Direktörü Serdar Susuz'a göre, evden çalışanların yönetim maliyetlerine kesinlikle olumlu bir etkisi var. ABD'de yapılan araştırmalar kurumların yüzde 20'ye varan oranlarda tasarruf ettiğini gösteriyormuş ve bu oran Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek bile olabilirmiş. Kazan-kazan durumu yani.
Kriz döneminde evden çalışma oranı artar mı? Serdar Susuz, evden çalışmanın avantajlı olduğunu düşünenlerden. "Sadece kriz dönemlerinde değil her dönemde 'home office' çalışanlara sahip olmak bir avantaj olabilir" diyen Susuz, evden çalışan ekiplerin, daha fazla sonuç odaklı çalıştıklarından daha kısa sürede, daha etkin getiriler elde edilebildiklerini söylüyor. Özellikle günümüzde hem deTeknolojik gelişmelerin de bu durumu tetiklediği konusuna katılıyor Susuz. "Geçmişte teknolojinin yeterli olmaması sebebiyle bu çalışanların etkin çalışmaları, bilgiyi paylaşmaları mümkün değildi şimdi ise özellikle iletişimin / internetin gelişmesi ve bilgiye her yerden ulaşabilme / yönetebilme kolaylığı sayesinde 'home office' model göz ardı edilemeyecek bir boyuta ulaştı."
Susuz'a göre zaten Türkiye'de birçok uluslararası firma özellikle satış, pazarlama ve iş geliştirme ekiplerinde bu modeli kullanıyor.
KRM Danışmanlık Genel Müdürü Kerim Paker ise aksini düşünüyor. "Bunun çok mümkün olduğunu zannetmiyorum" diyerek söze başlayan Paker, daha önce de değindiğimiz "altyapı" konusunu açıyor. Paker'e göre çalışanlarının ofise gelmeden evlerinden çalışmalarını istemek için şirketlerin bazı alt yapı yatırımları yapmış olması gerekiyor. "Bu konuda daha önceden bir hazırlığı olmayan bir şirketin, kriz sırasında bunu başarabilmesinin çok da kolay olduğu kanısında değilim" diyor Paker. Ancak, yine de bu dönemde evden çalışmanın artabileceğini düşünüyor. "Bu konuda daha önceden bazı yatırımlar yapmış olan firmaların, evden çalışma oranını arttırma ihtimali olduğunu düşünüyorum."
Hangi sektörler için daha avantajlı?
Sadece medya sektöründe mümkün gibi görünen evden çalışmak aslında her sektörde uygulanabiliyor. "En çok hangi sektör?" diye sorduğumuzda Serdar Susuz, bu konuda sektör ayrımı yapmanın çok da kolay olmadığını söylüyor. Susuz'a göre her sektörde "home office" çalışma modelini uygulamak mümkün. Örneğin saha satış birçok kurumda bulunan bir görev. Bu görevi yapan kişilerin zaten sıklıkla ofis dışında olmaları gerekiyor. Diğer taraftan çalışma performanslarını yönetmeyi sağlayan internet tabanlı uygulamalar var. Video konferansla sadece evden değil her mekândan görsel iletişim kurulabilmesi mümkün. Herhangi bir anda çalışanların nerede oldukları görülebiliyor.
Paker ise daha konservatif düşünüyor bu konuda. Paker'e göre dünyada evden çalışanların fazla olduğu sektörler genelde birbirinden kopuk çalışmakta herhangi bir sorun olmayan, aynı alanda çalışanların birbirlerinden bir şey öğrenemeyeceği sektörler. Belki daha da önemlisi, şirketlerin çalışanlarından pek bir yenilik beklemediği, daha standart işlerin yapıldığı, çalışanların bilgileriyle değil daha çok varlıklarıyla değer kattıkları, gerekli bilişim alt yapısına sahip sektörlerin bu metodu kullandığı görülüyor.