Fırtına_
02-20-2009, 11:11
Nevada eyaletinde, Mojave Çölü'ne neon ışıklarıyla çizilmiş bir kent Las Vegas. Gölgesi yere düşmüyor. Ortaçağ şatoları, Mısır piramitleri, Venedik kopyalarıyla eğlence kentine dönüştüğünden beri kimse onun girdabından kurtulamıyor. ABD'nin en hızlı büyüyen metropolü o; her ay milyonlarca turist geliyor, yüzlercesi burada evleniyor ve en az birisi burada mutlaka intihar ediyor. Ama Vegas'ta olan Vegas'ta kalıyor.
Strip'in kuzey ucundaki Stratosphere Tower'ın 359 metrelik kulesinin üzerinde üç tane 'eğlencelik' oyun bulunuyor. Bunlardan biri, kuleden aşağıya sarkan raylarda ileri geri hareket eden tren, ikincisi kulenin tepesinden yaklaşık 30 metreye fırlayan bir asansör sistemi, üçüncüsü ise kuleye monte edilmiş fakat tamamen boşlukta dönen salıncaklar. Bu oyun aletlerine binenler, Las Vegas'ı bir ışık topu olarak algılıyorlar
Dikkat! Las Vegas bir çöl kentidir. Ansızın sona erebilir. Sınırı nerededir bilinmez. Sınırı olmayanın sonu da olmaz sonsuzu da.
Dikkat! Çöl zamansız bir yerdir. Sabahlar ilkbaharsa, öğlenler yaz, akşamlar sonbahar, geceler kış... Çölde tarih olmaz, anıt olmaz. Zamanın sınırları büyük boşlukta gözden kaybolur, silikleşir.
Dikkat! Las Vegas da zamansızdır. Örneğin gece ile gündüzün arasına çekilen çizginin yeri bir zaman sorunu değil, bir mekân sorunudur. Sokakta gece vardır, gündüz de; ancak sınırı otellerin ve sokakların ışıkları belirler. İçeride gece vardır, gündüz de. Oteller gündüz gibi aydınlıksa kumar salonları gece gibidir, karanlık...
Las Vegas: Şimdi
Mafyanın 1946'da kentte açtığı ilk otelden seksenlerin sonuna kadar geçen süreçte Las Vegas'ın görüntüsü pek değişmedi. Değişen tabelaların boyutu, neon ışıklarının rengi ya da sayısı oldu. Seksenler biterken dünya değişmeye başladı. Bir çağın sonuna gelirken Las Vegas da dönüşecekti. Günah şehri (Sin City) olarak bilinen kenti, ailelerin de ziyaret edeceği turistik bir merkez haline getirmek gerekiyordu. Bunun ilk adımı 1989 yılında açılan dev otel ve eğlence kompleksi Mirage oldu. 'Megaresort' adı verilen bu yapılar birbirini izledi. Sırasıyla açılan ortaçağ şatolarından oluşan Excalibur, dev Mısır piramidi şeklindeki Luxor, Treasure Island, dünyanın en büyük oteli MGM Grand, Venedik'in kopyası Venetian, New York'un gökyüzünü andıran dev binalarıyla New York New York, Eiffel Kulesi'nin bir benzeri şeklindeki Paris gibi oteller kenti kumar merkezinden turizm merkezine dönüştürdü.
Jean Baudrillard Amerika kitabının son paragrafında çöl ile oyun arasındaki gizli ilişkiden bahseder. Paragraf ve kitap ve bu yazı da şu bölümle biter: 'Ne çöl ne de kumar açık alanlar. Bunlar sınırlı, tek merkezli; içeriye, bu merkez noktasına yani oyunun ruhuna ya da çölün tam ortasına doğru yoğunlukları artar. Burası en çok sevilen yerdir, her şeyin gölgesini yitirdiği, paranın değerini yitirdiği ve izlerin, göstergelerin aşırı azlığı yüzünden insanların bir anda zengin olmayı aramaya sürüklendiği çok eski bir yerdir'
Atlas
Strip'in kuzey ucundaki Stratosphere Tower'ın 359 metrelik kulesinin üzerinde üç tane 'eğlencelik' oyun bulunuyor. Bunlardan biri, kuleden aşağıya sarkan raylarda ileri geri hareket eden tren, ikincisi kulenin tepesinden yaklaşık 30 metreye fırlayan bir asansör sistemi, üçüncüsü ise kuleye monte edilmiş fakat tamamen boşlukta dönen salıncaklar. Bu oyun aletlerine binenler, Las Vegas'ı bir ışık topu olarak algılıyorlar
Dikkat! Las Vegas bir çöl kentidir. Ansızın sona erebilir. Sınırı nerededir bilinmez. Sınırı olmayanın sonu da olmaz sonsuzu da.
Dikkat! Çöl zamansız bir yerdir. Sabahlar ilkbaharsa, öğlenler yaz, akşamlar sonbahar, geceler kış... Çölde tarih olmaz, anıt olmaz. Zamanın sınırları büyük boşlukta gözden kaybolur, silikleşir.
Dikkat! Las Vegas da zamansızdır. Örneğin gece ile gündüzün arasına çekilen çizginin yeri bir zaman sorunu değil, bir mekân sorunudur. Sokakta gece vardır, gündüz de; ancak sınırı otellerin ve sokakların ışıkları belirler. İçeride gece vardır, gündüz de. Oteller gündüz gibi aydınlıksa kumar salonları gece gibidir, karanlık...
Las Vegas: Şimdi
Mafyanın 1946'da kentte açtığı ilk otelden seksenlerin sonuna kadar geçen süreçte Las Vegas'ın görüntüsü pek değişmedi. Değişen tabelaların boyutu, neon ışıklarının rengi ya da sayısı oldu. Seksenler biterken dünya değişmeye başladı. Bir çağın sonuna gelirken Las Vegas da dönüşecekti. Günah şehri (Sin City) olarak bilinen kenti, ailelerin de ziyaret edeceği turistik bir merkez haline getirmek gerekiyordu. Bunun ilk adımı 1989 yılında açılan dev otel ve eğlence kompleksi Mirage oldu. 'Megaresort' adı verilen bu yapılar birbirini izledi. Sırasıyla açılan ortaçağ şatolarından oluşan Excalibur, dev Mısır piramidi şeklindeki Luxor, Treasure Island, dünyanın en büyük oteli MGM Grand, Venedik'in kopyası Venetian, New York'un gökyüzünü andıran dev binalarıyla New York New York, Eiffel Kulesi'nin bir benzeri şeklindeki Paris gibi oteller kenti kumar merkezinden turizm merkezine dönüştürdü.
Jean Baudrillard Amerika kitabının son paragrafında çöl ile oyun arasındaki gizli ilişkiden bahseder. Paragraf ve kitap ve bu yazı da şu bölümle biter: 'Ne çöl ne de kumar açık alanlar. Bunlar sınırlı, tek merkezli; içeriye, bu merkez noktasına yani oyunun ruhuna ya da çölün tam ortasına doğru yoğunlukları artar. Burası en çok sevilen yerdir, her şeyin gölgesini yitirdiği, paranın değerini yitirdiği ve izlerin, göstergelerin aşırı azlığı yüzünden insanların bir anda zengin olmayı aramaya sürüklendiği çok eski bir yerdir'
Atlas