PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kayseri Doğal Güzellikleri


Fırtına_
02-20-2009, 10:35
Erciyes Dağı

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/31/00090311.jpgKayseri’nin güneyinde, İç Anadolu Bölgesi’nin en yüksek dağı olan Erciyes Dağı, Antik Çağlarda Argaios ve Argaeus isimleri ile tanınmıştır.

Erciyes Dağı dizi halinde ovalarla çevrelenmiştir. Bunlar Zeresek ve Tomarza ovalarıdır. Dağın en yüksek iki doruğu batı-doğu doğrultusunda Büyük Erciyes (3.917 m.) ile Küçük Erciyes’tir (3.700 m.). Bu alan Miyosen bölümünde, 26-7 milyon yıl önce püskürmeler sonucu oluşmuş ve büyük bir kütlenin aşınması ile meydana çıkmıştır. Pliosen döneminde, 7-2,5 milyon yıl önce biçimlenmesini tamamlamış, 2,5 milyon-10 bin yıl önce de lav ve tüf püskürmeleri ile koniler oluşturmuştur. Bu konilerin en önemlileri Ali Dağı (1.870 m.), Lifos Tepesi (Çadır Tepesi) (2.503 m.), Sütdonduran Tepesi (2.797 m.), Eğrikuzey Tepesi (2.920 m.) ve Kolanlı Dağı’dır (2.680 m.). Bu konilerin bazılarının doruklarında kraterler vardır.

Erciyes Dağı üzerinde IV. Zaman’da oluşan buzullar ise aşındırma yoluyla dağın yüksek kesiminde geniş ve derin sirkler (buz yalakları) ortaya çıkarmıştır. Dağda, 3000-3500 m. arası yükselti kuşağında yer alan bu 8 buz yalağından birinin geniş bölümünde bir buzul bulunmaktadır. Boyu 700 m, eni ise yaklaşık 200 m. olan bu buzulun kalınlığı 20 ile 50 m. arasında değişmektedir.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/31/00090313.jpgErciyes Dağı’nın 1.500 m. nin altında kalan bölgelerde ormanlık alanlar tahrip edildiğinden hiç orman kalmamıştır. Bu da dağa bir step görünümü vermektedir. Dağdaki doğal otlaklarda, hayvan otlatılmakta ve arıcılık yapılmaktadır.

Dağcılık sporu yönünden de son derece önemli olan Erciyes’e W.J.Hamilton 1837’de tırmanan ilk kişidir. Sonraki yıllarda Tozer, Cooper (1879), Penter, Zederbauer (1902) ve Bartsch (1930-1934) dağa tırmanan dağcılardır. Bnb.Hüseyin Remzi, Yzb.Cemil Cahit ve yedi subaydan oluşan bir ekip de 1924 yılında dağa tırmanan ilk Türkler olmuştur. Büyük Erciyes’in doruk noktasının bulunduğu 16 m. lik dik kaya bloğuna G.Haafe, U.Schönborn ile E.J.Ritter 1928’de tırmanmışlardır.

Kayseri’nin sembolü olan 3.917 m. yüksekliğindeki Erciyes Dağı kış sporları bakımından bölgenin en önemli pistlerine sahiptir. Dağın doğu ve kuzey yamaçlarında kayak alanları bulunmaktadır. Bunlar %30 eğimle 4,5-7,5 km. uzunluğunda kayak pisti olup, dünyadaki kayak pistlerinin ender örneklerindendir. Kayak pisti yakınında, 3.000 m. uzunluğunda 1.250 kişi/saat kapasiteli telesiyej, 1.500’er metre uzunluğunda 2 teleski ve 3 adet baby-lift bulunmaktadır. Erciyes, dağcılık ve buzul tırmanışları yanı sıra, yaz aylarında tracking parkuru olarak da kullanılmaktadır. Son yıllarda geleneksel hale dönüştürülen Kar Taneleri Şenlikleri’yle müzik, eğlence ve sporun bir araya getirildiği Erciyes, doğal ortamlarda yaşayan yaban atlarıyla da ünlüdür.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/31/00090312.jpgErciyes’te son yıllarda modern konaklama tesisleri yapılmış ve buraya ulaşım yolları da sürekli açık tutulmaktadır.

Kayak pistinin de yer aldığı Tekir Yaylası, kışın olduğu kadar, yazın da doğal yapısıyla ilgi çekmekte ve piknik yeri olarak da kullanılmaktadır. Tekir Yaylası ve çevresinde yaz aylarında kurulan yaylalar ve yörede elde edilen Tekir balı yine Erciyes’in güzellikleri arasında yer almaktadır.


Ala Dağlar Milli Parkı

Türkiye'nin en büyük Milli Parkları’ndan biri olan Ala Dağlar Milli Parkı, turizm yönünden önemli bir merkezdir. Buraya tırmanış 3.700 m. nin üzerinde Demirkazık Tepesi (3.756), Kaldı Tepesi (3.748 m.) ve Kızılkaya Tepesi’nden (3.726) yapılmaktadır. Ayrıca burada trekkinge uygun parkurlar ve kamp alanları bulunmaktadır.


Sultan Sazlığı

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/31/00090316.jpgKayseri Erciyes Dağı’nın güneybatısındaki Develi Ovası’nın en alçak kesiminde yer alan Sultan Sazlığı tektonik kökenli bir çukurdur. Bu alan içerisinde Yay, Camuz, Söbe ve Çöl gölleri bulunmaktadır. Bu göllerin ve çevrelerindeki bataklıkların tümüne Sultan sazlığı ismi verilmektedir. Sultan Sazlığı’nı meydana getiren göl ve bataklık alanlar kurak mevsimlerde daralır, yağışlı mevsimlerde de genişler.

Sultan Sazlığı Kayseri’nin Yeşilhisar, Develi ve Yahyalı ilçeleri arasında olup, tamamen kapalı düz bir havzadır. Bu sazlık Kayseri il merkezine 90 km., Yahyalı ilçesine 24 km., Yeşilhisar ilçesine 18 km., Develi ilçesine 35 km. uzaklıktadır. Sultan Sazlığı, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'nun 3. maddesine göre 21.04.1988 tarihinde “Tabiatı Koruma Alanı” ilan edilmiştir.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/31/00090318.jpgDünyanın sayılı eko-sistemlerinden biri olan 17.200 hektarlık alan doğayı koruma alanı olarak ayrılmıştır. Aynı zamanda burası kuş yaşamı için elverişli bir ortam oluşturduğundan Manyas’tan sonra Türkiye’nin ikinci önemli Kuş cenneti olarak da tanımlanmaktadır. Burada su kuşlarının yaşama ortamını ve göç yollarını araştırmak için kurulan Gözetleme Kulesi ve İstasyon 1986’dan bu yana Sultan Sazlığı’nda 251 kuş türünün yaşadığını ve bunların 80’inin de burada kuluçkaya yattığını göstermiştir. Kuş türlerinden başlıcaları; dikkuyruk, kılıçgaga, akpelikan, küçükkarabatak, turna, karasumru ve flamingolardır.


Yedi Göller

Kayseri Yahyalı ilçesine 80 km. uzaklıkta Yedi Göller ismi ile tanınan irili ufaklı yedi göl bulunmaktadır. Bunlardan en büyüğü Direk Gölü’dür.
Bu göllerin derinlikleri günümüzde tespit edilememekle beraber, kar ve buz suları ile beslenmektedir.

Tuzla Gölü Doğal Sit Alanı

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/31/00090322.jpgGöl tuzlu olup çevresinde tatlı su sızıntılarının olduğu yerlerde tatlı su bataklıkları oluşmuştur. Kayseri’nin 40 km. kuzeydoğusundaki palas Ovası’nda bulunan bu göl, kapalı bir havzada yer almaktadır. Gölün su kaynaklarını Değirmen Deresi, Yertaşpınar, Körpınar, Başpınar ve Soğukpınar oluşturmaktadır. Yaz aylarında yağışın azalması ve buharlaşma nedeniyle göl alanı daralmakta, içerisindeki tuz göl kenarında birikmektedir. Burada 10-15 cm. kalınlığında tuz tabakaları meydana gelmektedir.

Tuzla Gölü 1993 yılında Doğal Sit Alanı olarak ilan edilmiş olup, aynı zamanda Türkiye'nin yeni Ramsar alanları listesindedir. Ayrıca Bir çok kıyı kuş türünün göç sırasında konakladığı ve besin depoladığı bir alandır.

Gölün güney kesiminde bulunan çamurlardan romatizmal hastalıkların tedavisinde yararlanılmaktadır.


Kapuzbaşı Şelalesi (Yahyalı)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/31/00090328.jpgKayseri Yahyalı ilçesine 76 km. uzaklıkta, 30-50 m. arasında uzunlukları değişen yedi ayrı şelale bulunmaktadır. Yahyalı Şelalesi Zamantı Nehri’ne karışmaktadır. Küçükçakır Köyü’nün kuzeyindeki Ensenin Tepesi’nde bulunan Kapuzbaşı Şelalesi, Aladağ’ın zirvelerinde bulunan kar ve buzulların suları ile beslenerek 700 m. den aşağıya dökülmektedir. Kapuzbaşı şelaleleri yüksekten akış itibariyle Uganda’da bulunan Victoria çağlayanı (100 m.) dışında, ABD’de bulunan Niagara’dan (55 m.), Finlandiya’da bulunan İmatra’dan (25 m.), Erzurum’daki Tortum’dan (50 m.), Antalya’da bulunan Düden’den (25 m.) ve Manavgat’tan (5 m.) daha büyüktür.


Kaplıcalar

Bayramhacı Kaplıcası

Kayseri'nin 65 km. batısında, Bayramhacı Köyü’ne 1,5 km. uzaklıkta yer alan Bayramhacı kaplıcası 38ºC / 40ºC sıcaklığındaki suyunun romatizma, deri, kalp ve kan dolaşımı, solunum yolu ve kadın hastalıkları tedavisinde yararlı olmaktadır.

Tekgöz Kaplıcaları

Kayseri'ye 33 km. uzaklıkta Kocasinan ilçesi Yemliha kasabasında bulunan kaplıcanın 43ºC sıcaklığındaki suyu; romatizma, deri, solunum yolu, böbrek ve idrar yolları, kadın hastalıkları tedavisinde yararlı olmaktadır.

Ayrıca Kayseri’de Çiftgöz, Hacıveli Kaplıcaları ile Yeşilhisar Dutlu içmesi ve Zile Acısuyu bulunmaktadır. Bu kaplıca ve içmeler çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.


Mağaralar

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/31/00090330.jpgKayseri Bünyan ilçesinde bulunan mağaralar geçmiş yıllarda burada yaşayan insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Bunlardan bazılarında yuvarlak taşlar kesilerek manivela sistemi ile kapılar yapılmış ve açılıp kapanması sağlanmıştır.

Bünyan ilçesinin Köyün Çevlik denilen mevkideki mağaralarda da insanlar yaşamıştır. Bu mağaralara aşağıdan mağara ağzına kadar uzanan yontma taş merdivenler yapılmıştır. Ancak bu mağaraların girişleri çökme sonucu kapanmıştır. Yalnızca girişlerin iki tarafında, kayaların oyulması ile oluşturulan nöbet yerleri günümüze kadar gelebilmiştir.

Tomarza’daki Saraycık ve Sümengen dağlarında, İncili, Ekinli, Kuşcağız, Kömür ve Emiruşağı yörelerinde çok sayıda irili ufaklı mağaralar bulunmaktadır. Bu mağaraların en belirgin özelliği de birbirleri arasında bağlantılarının oluşu ve belirli aralıklarla havalandırma deliklerinin oluşudur.

Bunların dışında Kayseri’de, Develi ilçesi Küçük Künye Köyü yakınlarında Perilin (Homurlu Mağarası), Ayıini Mağarası ve ayrıca Özvatan ilçesinde Zırha Mağarası bulunmaktadır.