PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kayseri Cami ve Mescitleri


Fırtına_
02-20-2009, 10:29
Ulu Cami (Cami-i Kebir) (Melikgazi)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/23/00085253.jpgKayseri il merkezinde Camii kebir Mahallesi’nde, Kapalı Çarşı’nın hemen yanında yer alan Ulu Cami, eski kayıtlarda Sultan Camisi olarak geçmektedir. Camiyi Kayseri’yi başkent yapan Danişmendlilerin üçüncü hükümdarı Melik Mehmet Gazi 1134-1143 yıllarında yaptırmıştır. Selçuklu hükümdarı I.Gıyaseddin Keyhüsrev’in emirlerinden Muzafferüddin Mahmud bin Yağıbasan 1205-1206 tarihinde onarmıştır. Bu onarımı belirten bir kitabe caminin kuzey yönündeki duvar üzerine yerleştirilmiştir. Bu kitabe mermer üzerine sülüs yazı ile dört satırlık olup, mealen anlamı şöyledir:

“Bu camiyi, Kılıçaslan oğlu büyük sultan Keyhüsrev devrinde, Allah onun yardımını yüceltsin, h.602 (1205-1206) Yağıbasanoğlu Muzafferüddin Mahmud tarafından onarılmıştır.”

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085702.jpgCaminin kuzey kapısı üzerindeki bir kitabeden öğrenildiğine göre; h.1126 ( 1714 ) yılındaki depremden kısmen yıkılmış ve Matbah ve Sur Emini Halil Efendi tarafından 1722-1723 yılında tamir edilmiştir. Bu kitabe sülüs yazılı olup mealen anlamı şöyledir:

“Yalnız matbah emini değil, Sultan suru eminidir de. Malının çoğunu hayra yöneltmek herkesçe malum itiyadı, o temiz müstesna kişi cümle alemin Halili’dir, dostudur. Ser ve azadır. Hayrın gül bahçesi denilse lâyıktır. Arşı asa olan bu ibadet yeri zelzeleden yıkık halde iken en iyi onarımla bu harabe binayı yepyeni yaptı. Güzel kubbesinin üst örtüsü yıkılmıştı. Yine eski şekil üzere binası ortaya çıktı. Yüce Kâbe’nin nuru Mecidi Mevlâ Ona göstermesin imar edilmiş bu eve şöyle bir yeni tarih yazılsın; Halil’in Ulu Camisi’nin binası Kâbe gibi oldu”.

Ulu Cami bunun dışında birkaç onarım daha geçirmiştir. Caminin içerisinde mihrap içindeki kitabeden Salih Paşa tarafından h.1230’da (1814) onarıldığı öğrenilmektedir. Ayrıca caminin mihrap tarafındaki kubbenin doğu kısmında 1856 yılında bir kez daha onarıldığını belirten bir başka kitabe daha bulunmaktadır.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085704.jpgUlu Cami dikdörtgen planlı olup, 1750 m2’lik bir yer kaplamaktadır. Cami Selçuklu ve Danişmendli Ulu Cami plan tipinin erken örneklerinden birisidir. İbadet mekanı 47.45x27.00 m. ölçüsündedir. Caminin üzeri 12 kemer ayağının taşıdığı düz bir çatı ile örtülüdür. Biri mihrap önünde, diğeri de ortada olmak üzere taş kaplamalı iki kubbesi bulunmaktadır. Yarım yuvarlak olan mihrabı çeşitli motiflerle bezenmiştir. Ayrıca ağaç minberi Anadolu Selçukluları döneminde yaygın olan taklit kündekâri tekniğinde yapılmıştır. İki katlı olan minberin kapısında ortada altı köşeli bir yıldız, geometrik desenler ve Rumiler, kıvrık dallarla bezelidir. Ayrıca Kuran’dan alınma ayetler minber üzerine yazılmıştır. İbadet mekanı mihrap duvarına dik olarak sıralanmış 30 sütunla sekiz sahna ayrılmıştır. Bu sütun ve sütun başlıklarının çoğu Roma ve Bizans yapılarından toplanmıştır.

Caminin batısında sekizgen bir taban üzerinde kalın silindirik gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Bu minare mozaik tuğlalarla yapılmıştır.


Hacı Kılıç Camisi (Kocasinan)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/23/00085260.jpgKayseri İstasyon Caddesi’nde bulunan bu camiyi yanındaki medrese ile birlikte kitabesinden öğrenildiğine göre; II.Gıyaseddin Keyhüsrev’in oğlu İzeddin Keykavus’un emri ile Selçuklu emirlerinden Ebü’l Kasım Ali et-Tusi tarafından 1249-1250 yılında yaptırmıştır. Camiye Hacı Kılıç isminin neden verildiği bilinmemektedir.

Cami yanındaki medrese ile bir bütün oluşturmaktadır. Her iki yapı da kesme taştan yapılmıştır. Yalnızca güney cephe duvarlarında yer yer devşirme malzeme de kullanılmıştır.

Cami mihrap duvarına dik beş nefe payelerle ayrılmış ve bunlar sivri kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Üzeri tamamen beşik tonozlarla örtülü olup, orta nefin mihrap önüne rastlayan bölümü pandantifli bir kubbe ile örtülüdür. Caminin dışa taşkın ve oldukça yüksek olan giriş kapısı dikdörtgen çerçeve içerisinde yuvarlak kemerli olup, mukarnaslarla sona ermektedir. Ayrıca kapının yüzeyini geometrik geçmeler boş yer kalmamacasına kaplamıştır. Caminin batısında ikinci bir giriş bulunmaktadır. Ancak fazla derin olmayan sivri kemerli bir niş içerisindeki bu kapıda bezeme bulunmamaktadır.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/23/00085261.jpgCaminin giriş cephesinde, kapının iki yanında birer dikdörtgen pencere bulunmaktadır. Bunlardan sağ taraftakinin önü sonradan yapılmış minare kaidesi ile kapatılmıştır. İbadet mekanında, mihrap duvarında üç, batı duvarında da iki pencere daha bulunmakta olup, bunlar mazgal pencere niteliğindedir. Mihrap nişi geometrik örgülü yıldız geçmelerden meydana gelmiş bir bordürle çevrilmiştir. Ayrıca köşe dolgularındaki düğümlü geçmeler Konya Alaaddin camisi’ndeki bezemeyi hatırlatmaktadır.

Caminin ve medresenin köşelerinde destek kuleleri bulunmaktadır. Bunlardan medrese ve cami arasındaki alana, dikdörtgen kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli tek şerefeli taş minare oturtulmuştur.




Huant Hatun Camisi (Melikgazi)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/23/00085266.jpgKayseri kalesinin doğusunda, şehri çevreleyen surların dışında yer alan külliye; 1237-1246 yılları arasında I. Keykubat'ın karısı, II.Keyhüsrev'in annesi Mahperi Hunat Hatun tarafından yaptırılmıştır. Külliyeyi oluşturan yapı topluluğundan biri olan Cami, kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre; 1238 yılında tamamlanmıştır. Buradaki üç satırlık mermer kitabede mealen şöyle yazılıdır:

“Bu mübarek caminin inşasını Keykubat oğlu, yüce sultan din ve dünyanın koruyucusu, fetihler sahibi, Keyhüsrev devrinde, Şevval 635 (Mayıs 1238) yılında büyük alim, kanaatkâr, dünya ve dinin yüz akı, hayırlar fatihi, Melike, oğluna emretti.
Allah Onun varlığını devamlı kılsın, gücünü arttırsın”.

Klasik Selçuklu planında, 52.30x43.70 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı bir yapı olup, kuzey-güney yönünde uzanan geniş bir orta sahın ile onun yanındaki üçer sahından meydana gelmiştir. İbadet mekanının üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbe dışındaki bölümlerin üzerleri tonozlarla örtülüdür. Bunlardan doğuda 10, batıda da 7 tonoz örtüsü vardır. Kubbe ve tonozları iki kubbe arasındaki toplam 48 paye taşımaktadır. Mihrap önü kubbesi ise günümüze orijinal durumunu koruyarak gelebilmiştir. Ancak üzerindeki yapıldığı dönemin özelliğini yansıtan külahı yıkılmış ve günümüze gelememiştir. İbadet mekanının üzerini örten kubbe kitabesinden öğrenildiğine göre 1899 yılında Sultan II.Abdülhamit tarafından yaptırılmıştır. Yüksek bir kasnak üzerindeki bu kubbenin 1726-1727 yıllarındaki onarımında konulan kubbe üzerine yapıldığı bilinmektedir.

Mihrap mermer sütuncuklar ve mukarnaslı olup, çevresi geometrik taş oymalarla süslenmiştir. Ayrıca istiridye motifli üç niş de onu tamamlamıştır. Minber döneminin özelliğini taşıyan kündekari tekniğindedir. Ne yazık ki bu minberin üzerindeki yazılardan bir kısmı kazınmış ve boyanmıştır.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/23/00085271.jpgCaminin doğu ve batıdaki giriş kapıları Klasik Selçuklu üslubunda geometrik motiflerle çevrelenmiş ve abidevi bir görünüş kazanmıştır. Kapıların giriş kemeri üzerinde Kuran’dan alınma ayetlerden oluşan bir friz dolaşmaktadır.

Caminin minaresi batı taç kapısı üzerinde köşk-minare şeklinde 1139 onarımında yapılmıştır. Caminin orijinal Selçuklu minaresi bulunmamaktadır. Büyük olasılıkla ezan doğu duvarının iç yüzündeki taş merdivenlerden çıkılarak damda okunuyordu. Sonradan Osmanlı döneminde caminin batı taç kapısı üzerine altı ayaklı taş bir minber-minare yapılmıştır. Zeminden 47.5 cm. yükseklikte, 1.56x1.39 m. ölçüsündeki dikdörtgen kaideli yekpare taştan yapılmış minare 5 m. yüksekliğindedir. Konik biçimde oyulmuş sivri kemerli cepheler yekpare taştandır. Minare şerefesinin tavanı içten düz, çatısı da dışarıya çıkıntılı saçaklarla tamamlanmıştır. Külahın kaidesi ise kare planlı yekpare taştandır. Külah üç parçalı taştan yapılmıştır. Bu minber minarenin yapım tarihi kesinlik kazanamamakla beraber yanındaki büyük minarenin XIX.yüzyılın sonunda yapıldığı düşünüldüğünde, bu minarenin daha önce yapıldığı da açıklık kazanmaktadır. Ayrıca portalin yanında cami duvarına bitişik olan kesme taştan yuvarlak gövdeli büyük minare Sultan II.Abdülhamit tarafından 1900-1901 yılında yaptırılmıştır.


Kölük (Gülük) Camisi (Melikgazi)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/23/00085276.jpgKayseri’de Düvenönü semtinde Gülük Mahallesi’nde bulunan Kölük (Gülük) Külliyesi cami ve medreseden meydana gelmiştir. Yapı topluluğu XIII. Yüzyıl Danişmendli eseri olup, Caminin kuzeydoğusundaki kapısının üzerinde bulunan kitabesinden bu yapıyı Kayseri Ulu Cami’sini onaran Muzaffereddin Mahmud’un kızı Adsız Elti Hatun tarafından 1211 tarihinde onarıldığı öğrenilmektedir. Üç satırlık Selçuklu sülüsü ile yazılmış kitabesinin mealen anlamı şöyledir:

“Bu binayı, Keyhüsrev’in oğlu, dünya ve dinin şerefi, fetihler sahibi hak dağıtıcısı, müminlerin emirinin ortağı büyük sultan Keyhüsrev’in hakimiyeti zamanında Allah’ın en zayıf kulu, iffetli kadın, Yağbasan oğlu Mahmud’un kızı Adsız Elti Hatun h.607 (1210-1211) yılında onarmıştır”.

Camiyi 1335 depreminden sonra Kölük (Gülük) Şemseddin büyük ölçüde onarmış ve bu yüzden de yapı Onun ismi ile tanınmıştır.

Cami, dikdörtgen planlı olup içerisindeki sütunlarla beş sahna ayrılmıştır. Mihrap önüne rastlayan orta nef kubbe ile diğerleri de tonozlarla örtülmüştür. Kubbeler ve tonozlar 32 kemer ayağı üzerine oturtulmuştur. Mihrap önü kubbesi ve onu taşıyan Türk üçgenleri tuğladan yapılmıştır. Caminin güney duvarında girişe göre sola kaydırılmış mozaik çinili bir mihrap görülmektedir. Bu çinili mihrap daha önceden yapılmış taş mihrabın üzerine XIII.yüzyıl çinileri ile kaplanarak yeniden yapılmıştır. Selçuklu mozaik-çini mihraplarının en güzel örneklerinden birisidir. Burada geometrik ve bitkisel motiflerin ve çinilerin arasına yer yer ayetler yerleştirilmiştir.
Gülük camisi'nin çatı ile örtülü kubbesinin yanında minber-minaresi bulunmaktadır. Bu minare 1.60x1.58 m. ölçüsünde taş kaide üzerine yerleştirilmiş olup, dört taş basamakla çıkılmaktadır. Minare altı taş sütunun taşıdığı taş bir külah ile örtülmüştür.

Cami ve medrese 1835-1856 yıllarında onarılmıştır. Caminin çatısı 1971 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yeniden onarılmış ve üzeri bakır kaplamalı ahşap çatı ile minare sonradan yapılmıştır.

Han Camisi (Melikgazi)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085476.jpgKayseri il merkezinde Burhanettin Bulvarı üzerinde bulunan Han Camisi, XIII.yüzyılda Selçuklular tarafından yapılmıştır. Mimari olarak tipik bir Selçuklu hanı plan düzeninde yapılmıştır. İlk yapılışında han olarak kullanılan bu yapı sonradan camiye çevrilmiş ve bu yüzden de Han Camisi ismini almıştır. Hanın ne zaman camiye çevrildiği ve ne zaman yapıldığı konusunda kesin b ilgi bulunmamaktadır. Caminin kitabesi bulunmamaktadır. Cami 1856 ve 1896 yıllarında onarılmıştır.

Caminin içi ve dışı iri yontma taşlardan yapılmıştır. Caminin kapalı kısmının yanında portalin bulunduğu cephede birbirlerine kemerlerle bağlanmış dört payenin taşıdığı tonozlu bir bölüm bulunmaktadır. Bunlardan orta tonoz diğerlerinden daha yüksektir. Hanın ilk yapılışındaki kemerli kapısı orta gözün bulunduğu yere açılmaktadır. Sonraki dönemde bu kapının bulunduğu yere mihrap eklenmiştir. İbadet mekanı mihraba paralel 24 taş ayakla üç bölüme ayrılmıştır. Yapının üzeri toprakla örtülmüş cami olarak kullanılmaya başlandıktan sonra da batı cephesine bir minare ilave edilmiştir.

Bu hanın ilk yapılışında şehrin kale surlarına dayandığı ve şehir kapıları kapandıktan sonra gelen yolcuların burada kaldığı sanılmaktadır.


Kurşunlu Camisi (Melikgazi)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085477.jpgKayseri il merkezinde Belediye Parkı’nın yanında İstanbul Caddesi üzerinde bulunan Kurşunlu Camisi’ni Hacı Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kitabesinden öğrenildiğine göre Mimar Sinan tarafından 1585 yılında yapılmıştır. Bu caminin ilk yapımında hamam, sıbyan mektebi, imaret, han ve çeşmesi ile birlikte külliye halinde idi. Ancak günümüze yalnızca cami gelebilmiştir.

Caminin kapısı üzerinde mermer kitabesinin mealen anlamı şöyledir:

“Şehr-i Zilhiccede urmuşsun anal bünyadın
Diyalarım hasredegin sahibine ola dua
Oldu mamur-u vilayet didim ana tarih
Yapalı Kayseri’de camiin Ahmet Paşa”.

Cami kesme taştan Klasik Osmanlı mimarisi üslubunda yapılmıştır. Kare planlı ibadet mekanının üzerini pandantiflere oturan yuvarlak kasnaklı merkezi bir kubbe örtmüştür. İbadet mekanının köşelerindeki dayanaklarla caminin daha dayanıklı olması sağlanmıştır. Caminin mermer giriş kapısı çift revaklı son cemaat yeri yapıldığı dönem için oldukça karakteristiktir. Mihrap ve minberi mermerden olup, günümüze orijinal konumu ile gelebilmiştir. Yanında kare kaide üzerinde yükselen tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.


Lala (Lale) Camisi (Melikgazi)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085478.jpgKayseri il merkezinde, Lale Mahallesi’nde bulunan bu cami, Lala Musluhiddin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber yapı üslubundan XIII.yüzyıl Selçuklu eseri olduğu anlaşılmaktadır.

Cami dikdörtgen planlı olup, ilk yapılışında üzeri toprak damlı idi. Sonradan ibadet mekanının üzerine büyük ölçüde bir kubbe yapılmıştır. Caminin ahşap minberi ağaç oyma tekniği ile yapılmış, Selçuklu ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden birisidir. Taklit kündekâri olan bu minberin üzerinde Ayetü’l Kürsi yazılıdır. Orijinal mihrap günümüze gelememiş ve sonradan aslına uygun olarak yenilenmiştir. Minaresi sonradan eklenmiş, kare kaide üzerinde yuvarlak kaideli ve tek şerefelidir.

Caminin doğu tarafına bir türbe, kuzey tarafına da bir hamam eklenmiştir.


Ali Hoca Camisi (Melikgazi)

Kayseri Danacılar Mahallesi, Yuvak Sokak’ta bulunan Ali Hoca Camisi, Ali Hoca tarafından 1708 yılında yapılmıştır.

Cami dikdörtgen planlı, kesme taştan küçük bir yapı olup, mimari yönden bir özellik göstermemektedir. Caminin en önemli tarafı Osmanlı mimarisinde Minber Minare denilen minaresidir. İbadet mekanının kuzeybatı köşesine 4,5 m. yüksekliğindeki taş kaide üzerine yapılmış olup, minareye yirmi basamakla taş bir merdivenle çıkılmaktadır. Dört yekpare taş sütundan oluşan minarenin üzeri taş piramidal bir külahla örtülüdür.


Battal Gazi Camisi (Melikgazi)

Kayseri Karacaoğlan Mahallesi, Gürpınar Sokak’ta bulunan bu caminin ne zaman yapıldığı kesinlik kazanmamıştır.

Kesme ve moloz taştan yapılan cami mimari yönden bir özellik taşımamaktadır. Bununla beraber caminin kuzeyinde 30-40 m. uzaklıktaki, 1.77 m. yüksekliğinde, 164x154 m. ölçülerinde altıgen kaide üzerindeki taş minber minarenin bu camiye ait olduğu sanılmaktadır. Minarenin kemerleri üzerinde bir silme bulunmakta olup, üzerindeki külah zamanla yok olmuştur. Minarenin yüzünde yer yer kırmızı aşı boyaları görülmektedir.


Bozatlı Paşa Narlı Mescidi (Melikgazi)

Kayseri Bozatlıpaşa Mahallesinde bulunan Narlı Mescit XVIII.yüzyılda yapılmıştır.

Mescit 7.34x12,52 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı bir yapıdır. Kesme taş ve moloz taştan yapılan mescidin ibadet mekanı dört ağaç direk tarafından desteklenen toprak bir damla örtülmüştür. Mimari yönden mescidin bir özelliği bulunmamaktadır.

Mescidin en önemli yanı kuzey-batı köşesindeki minber-minaresidir. Minareye dokuz basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır. Zeminden 4.20 m. yüksekliğinde olan minber-minare 1.20x1.35 m. ölçüsünde taş bir kaide üzerinde krem renkli kesme taştan yapılmış olup, sekizgen gövdeli baklava başlıklı sütunların taşıdığı piramit şeklinde bir külahla örtülmüştür.


Cıncıklı (Çiğdelizade) Camisi (Melikgazi)

Kayseri Cumhuriyet Mahallesi Tennuri Sokak’ta buluna Cıncıklı Camisi, Çiğdelizade Hacı Ahmet Ağa tarafından 1664 yılında yapılmıştır. Hacı Ahmet Ağa’nın kızı Ayşe Hanım 1715 yılında camiyi tamir ettirmiştir. Bundan sonra cami değişik zamanlarda onarılmıştır.
Caminin giriş kapısı üzerinde 1921 tarihli talik yazılı dört satırlı bir kitabesi bulunmaktadır.

Kitabe:

İmamzade Reşid bey zevcesi Seyyide hanımla
Semahat kisesini açdılar sarf itdiler hakka
Yedekçizadeler Hacı Mehmet ve Hüseyin beyler
Bu ra’na mabedi ba’del-harabe etdiler ihya
İlahi ehl-i hayrı eksik etme safha-i arzdan
Ki anlarda kıvam-ı din ü nizam-ı zinet-i Dünya
Rıza tarih-i hicri sene bin üç yüz dahi kırkda
Li-vechillah olundu cami-i vala bina inşa.

Bu kitabeden de öğrenildiği gibi camiyi İmamzade Reşid Bey’in eşi Seyyide Hanım, Yedekçizadelerden Hacı Mehmed ve Hüseyin Beyler 1921 yılında onarmışlardır.

Cami 14.85x14,30 m. ölçüsünde kareye yakın planlı olup üzeri toprak damla örtülüydü. Cami uzun yıllar harap bir durumda kalmış. 1985 yılında yıkılarak yoldan biraz daha geride eski caminin ölçülerinde yeniden yapılmıştır. Toprak dam yerine üzeri çatı ile örtülmüştür.

Caminin minber-minaresi 2.00x2.00 m. ölçüsünde kare bir kaide üzerinde olup, minareye içeriden 34 basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır. Minarenin zemini caminin çatısından l.50 m. daha yüksektedir. Minare gövdesi sekizgen dört ayak üzerindedir. Ayaklar baklava başlıklı olup üzerlerine prizma taşlar konulmuştur.Üzeri dışarı doğru çıkıntılı bir çatı ile örtülmüştür.


Cürcürler Camisi (Kocasinan)

Kayseri Sahabiye Mahallesi Buyurgan (Cürcürler) Sokak’ta bulunan bu caminin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Giriş kapısı üzerindeki mermer iki satırlı kitabesinde Uzun Mollazade El-Hac Ali Ağa tarafından 1864’de tamir edildiği yazılıdır.

Cami moloz taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmış, üzeri çatı ile örtülüdür.Mimari yönden bir özelliği bulunmayan caminin minber minaresi krem renkli taştan yapılmıştır.19 basamaklı taş merdivenle çıkılan minare 1.49x1.43 m. ölçüsünde taş bir kaide üzerindedir. Bu kaide üzerinde 1.03m. yüksekliğinde dört sütun Bursa kemerleri ile birbirlerine bağlı olup bir tabladan sonra konik bir çatıyı taşımaktadır.

Günümüzde bu minber-minare kullanılmamakta, kuzey-batı köşesine 1955 yılında silindirik gövdeli, tek şerefeli yeni bir minare yapılmıştır.


Çakalız Camisi (Melikgazi)

Kayseri Emirağa Mahallesi, Nazım Bey Caddesi’nde bulunan bu cami 1582 tarihinde yapılmış ,l955 yılında yıkılarak yeniden yapılmıştır.

Cami kesme taştan, 10.50x10,50 m. ölçüsünde kare planlı olup, üzeri betonarme bir kubbe ile örtülmüştür. Önüne basit bir son cemaat yeri ile kuzey-batı köşesine de Klasik Osmanlı Mimarisi üslubunda tek şerefeli bir minare eklenmiştir.

Caminin mimari yönden bir özelliği olmamasına karşılık, eski camiden arta kalan avlu duvarının üzerinde 1.70m. yüksekliğinde bir minber-minaresi bulunmaktadır. Minber-minare altı adet silmeli altıgen ayak üzerinde yöresel krem rengi taştan yapılmıştır.Yekpare taş sütunlar üzeride geçmeli geometrik ve bitkisel motifler bulunmaktadır. Ayaklar birbirlerine hafif sivri kemerlerle bağlanmış, üzeri de yekpare taştan sivri bir külah şeklinde örtülmüştür.

Çifteönü Camisi (Melikgazi)

Kayseri, Gubaroğlu Mahallesi, Çifteönü Caddesi’nde bulunan caminin üzerindeki bir levhadan Hacı Seyyid Mehmet Ağa tarafından 1882 yılında yaptırıldığı öğrenilmektedir. Caminin bu tarihten önce yapılıp yapılmadığı konusunda ise yeterli bir bilgi bulunmamaktadır. Minare kaidesinde 78x77 cm. ölçüsünde talik yazılı mermer kitabede caminin 1882 yılında yapıldığını doğrulamaktadır.

Cami-i Çifteönü de oldu ihya yümn ile
Hacı Seyid Mehmed Ağa himmet etti şevk ile

Bir minare kıldı inşa camie kim bu ağa
Beşvakitte okusun ezan müezzin aşk ile

Şu ümidle ola şafi Ruz-i Mahşer’de bana
Hazret-i Bilal-i Habeşi nezd-i Hak’da lutfile

Böyle hayrın ehlini Hak beldemizden kesmesin
İde matlubuna nail du cihandan rıfk ile

Sa-i bin üç yüzde tekmil tarih-i lafz-ı Rauf
Okuyanlar yad ideler ehl-i hayrı hayr ile
L’illahi Fatihe Sene 1300 (1882).

Cami kesme taştan 18.00x18.00 m. ölçüsünde kare planlı bir yapıdır. İbadet mekanı 12 ahşap sütunun taşıdığı toprak bir dam ile örtülüdür. Mihrap ve minberi bir özellik göstermemektedir. Caminin iki minaresi vardır. Bunlardan biri yüksek bir avlu duvarının üzerinde olup, 19 taş basamakla çıkılan bir minber-minaredir. Zeminden 4.65 m. yüksekliğindeki minarenin caminin damına yakın yerde kaidesi bulunmaktadır. Oldukça basık altıgen gövdeli altı sütunun taşıdığı minber-minareye doğudan çıkılmaktadır. Sütunlar arasında taş korkuluklara yer verilmiştir. Üzerindeki taş sütunlar yekpare olup, konik taş külahı oturtulmuştur.
Caminin ikinci minaresi ibadet mekanının kuzey batı köşesine ve camiye bitişik olarak yapılmıştır. Kesme taştan silindirik gövdeli ve tek şerefeli olup yakın tarihlerde yapılmıştır.


Deliklitaş Kesim Çıkmazı Mescidi (Melikgazi)

Kayseri, Deliklitaş Mahallesi’nde bulunan küçük bir mescittir. Kitabesi bulunmadığından ve kaynaklarda da ismine rastlanmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.

Cami 10.00x10.00 m. ölçüsünde kare planlı küçük bir yapıdır. Kesme taştan yapılan caminin mimari bir özelliği bulunmamaktadır. Yalnızca 11 basamaklı taş bir merdivenle çıkılan minber-minaresi dikkati çekmektedir. Oldukça sade sarı renkli taştan yapılan minare dört yekpare taş sütunun taşıdığı konik külahtan meydana gelmiş bir görünümü vardır. Minare de herhangi bir bezeme elemanına rastlanmamaktadır. Günümüzde oldukça harap bir durumdadır.


Emir Sultan Mescidi (Melikgazi)

Kayseri, Cumhuriyet Mahallesi’nde Şeyh Camisi yakınındadır. Cami ismini yanında gömülü olan Emir Sultan ismiyle tanınan Hoca İzzettin Efendi’den almıştır. Kitabesi bulunmadığından ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır.

1970’li yıllara kadar harap bir halde gelen mescit 1979-1980 yıllarında yapılan bir restorasyonla yenilenmiştir. Mescit 10.00x12.00 m. ölçüsünde olup sağında kare planlı Evliya Sultan’ın türbesi bulunmaktadır. Türbe sekiz köşeli sivri külahlı bir Selçuklu kümbeti şeklinde yapılmıştır.

Mescidin türbe giriş kapısı üzerinde minber-minaresi bulunmaktadır. Bu minare l980 onarımında yapılmıştır. Minare taş kaide üzerinde dört ayaklı olup, üzeri düz bir çatı ile örtülmüştür. Kayseri’deki diğer minber-minarelerden farklı olarak minarenin içerisindeki kubbe ve küçük pencereler de bulunmamaktadır.

Göllü Cami (Melikgazi)

Kayseri Gubaroğlu Mahallesi, Çifteoğlu Caddesi, Göllü Sokak’ta bulunan Göllü Camisi’nin ne zaman yapıldığı konusunda bilgi bulunmamaktadır. Ancak yakınındaki Göllü Çeşme’nin 1551 tarihinde yapıldığı dikkate alınacak olunursa bu caminin de XVI.yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır.

Cami kesme taştan, 14.00x11.00 m. ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlı olup, 1971 yılında yapılan onarım sırasında cami genişletilmiş ve orijinal konumundan tamamen uzaklaşmıştır. Caminin Kayseri’ye özgü minber-minaresi caminin damına oturtulmuştur. Bu minare 10.50 m. yüksekliğinde olup, 1.20x1.20 ölçüsünde taş bir kaide üzerindedir. Kayseri’ye özgü krem renginde taştan yekpare olan minareyi baklava başlıklı dört sütun taşımaktadır. Üzerine de sekiz dilimli konik bir külah oturtulmuştur.


Gubaroğlu (Yumurtalı) Mescidi (Melikgazi)

Kayseri Gubaroğlu Mahallesi, Kurum (Karafakih) Sokak’ta bulunan bu mescidi, Şah Melek hatun 1320 yılında yaptırmıştır.

Mescit kare planlı olup, moloz taş ve yarım kesme taştan yapılmış, 7.00x7.00 m. ölçüsündedir. Bunun dışına da dikdörtgen planlı bir son cemaat yeri eklenmiştir. Bu mescidin daha önce türbe iken 1560 yılında önüne son cemaat yeri eklenerek mescit haline getirilmiştir. Mescidin mihrap ve kuzey cephelerinde ikişer, doğu ve batı yönlerinde de birer küçük pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. Mihrabın sağ ve soluna birer, doğu ve batı duvarlarına da ikişer niş açılmıştır. Mescidin mihrap duvarındaki Roma lahti parçasından ötürü halk bu lahit parçasını yumurtalara benzetmiş ve bu yüzden de mescide Yumurtalı Mescit ismi yakıştırılmıştır.

Mescidin avlu köşesindeki taş merdivenlerle çıkılan 5 m. yüksekliğinde minaresi bulunmaktadır. Minarenin dört sütununun başlıkları baklava dilimli Türk üçgenleri ile bezelidir. Minarenin petek kısmı yukarıya doğru daralarak altıgene dönüşmekte ve her cephesinde de birer pencere bulunmaktadır. Üst kısmı altıgen piramidal bir külah ile örtülmüştür.

Mescidin ibadet mekanının kubbesine de 1980’li yıllarda demir basamaklarla çıkılan altı ayaklı bir minber-minare daha eklenmiştir. Ancak bu minare mescidin görünümünü olumsuz yönde etkilemiştir.


Helvacı Dede Şıh Mescidi (Kocasinan)

Kayseri Serçeönü Mahallesi’nde bulunan bu mescidin ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber, yapının XII.-XIII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

Mescit 8.00x8.80 m. ölçüsünde kare planlı küçük bir yapıdır. Moloz taştan yapılan bu mescit çeşitli onarımlar geçirmiş, bunun sonucu olarak da orijinalliğinden oldukça uzaklaşmıştır. Orijinal mihrap ve minberi günümüze gelememiştir. Mescidin toprak örtülü damının güneybatı köşesinde, dışarıya doğru çıkıntılı 1.36x1.43 m. ölçüsündeki taş kaide üzerinde, kesme taştan, dört sütunlu minber-minaresi bulunmaktadır.


Kalaycıoğlu Mescidi (Kocasinan)

Kayseri Orta Mahalle’de, Gevher Nesibe Sultan Şifaiyesi’nin kuzeyinde bulunan bu mescit XVIII.yüzyılda yapılmıştır.

Mescit bir avlu ortasında olup, dikdörtgen planlı, kesme taştan yapılmış, üzeri düz bir damla örtülmüştür. Avlu duvarının kuzeybatı köşesinde zeminden 2.57 m. yüksekliğinde, 9 basamaklı taş merdivenlerle çıkılan minber-minaresi bulunmaktadır. Bu minare dört sütunun taşıdığı baklavalı ve Türk üçgenleri ile süslüdür. Bu sütunlar üzerinde oldukça iri taş bir külah bulunmaktadır. Bu külahın içerisi oyulmuş ve dört cephesine birer kuş evi yerleştirilmiştir.


Seyit Gazi Camisi (Melikgazi)

Kayseri Seyitgazi Mahallesi, Dinçtürk Sokak’ta bulunan bu caminin yapım tarihi bilinmemektedir. Bununla beraber, caminin minaresi mescidin yanındaki çeşmenin üzerinde bulunmakta olup, çeşmenin kitabesinde 1906-1907 tarihleri yazılıdır. Bu bakımdan mescidin XX.yüzyılın başında yapıldığı sanılmaktadır.

Caminin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır. Minber-minaresi 1.07x1.07 m. ölçüsünde kare bir kaide üzerinde dört kesme taş sütundan meydana gelmiştir. Sütunların başlıkları baklava dilimleri ve Türk üçgenleri ile bezenmiştir. Minarenin külahı sütunlar üzerindeki sekizgen kaide üzerine oturmuş, ancak günümüze harap bir durumda gelmiştir.


Taşmakıran Camisi (Melikgazi)

Kayseri Tahirağa Mahallesi’nde Kapan ve Tasma sokakları arasında bulunan bu caminin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Ancak, XVIII.yüzyılda yapıldığı sonraki yıllarda yapılan onarımlarla özelliğinden büyük ölçüde uzaklaştığı sanılmaktadır.

Cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup, 12.60x14.50 m. ölçüsündedir. İbadet mekanı dört ağaç sütunla desteklenen düz bir toprak damla örtülüdür. Sonraki yıllarda buraya ahşap bir çatı yapılmıştır. Caminin kuzeydoğu köşesinde minber-minaresi bulunmaktadır. Zeminden 2.95 m. yükseklikte olan minareye mihrap yönündeki 14 basamaklı taş bir merdivenle çıkılmaktadır. Minare dört sütunlu olup, 0.98x0.95 m. ölçüsünde ayrı bir alanda bulunmaktadır. Buradaki sütunların kare kaideli sekizgen gövdeli ve baklava dilimli başlıkları vardır. Sütunların taşıdığı yekpare parça üzerinde sekizgen piramitli külahı bulunmaktadır.


Ulu Camii (Cami-i Kebir) (Bünyan)

Kayseri Bünyan ilçesinde, Camii Kebir Mahallesi’nde bulunan Bünyan Ulu Camisi’ni kitabesinden öğrenildiğine göre, Emir-ül Ümera’nın emriyle Mimar Kaluyan bin Karabuda tarafından 1333 yılında yaptırılmıştır. Cami-i Kebir Camisi, Salih Bey Camisi olarak da anılmakta olup, bunun nedeni Salih Bey ismindeki birinin camiyi tamir ettirmesindendir.

Caminin iki satırlı, 3.96x036 m. ölçüsündeki mermer kitabesinin üzerinde Kuran’ın 1. ve 18. Ayeti yazılıdır. Bu kitabenin mealen anlamı şöyledir:

“Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve Ahiret gününe inanan, namazını kılan zekatını veren ve Allah’tan başka bir kimseden korkmayanlar onarırlar. İşte onlar doğru yolu bunlardan olabilirler Allah doğrudur.

Nebi Allah’ın rahmet ve selamı ona olsun buyurdu. Her kim küçükte olsa bir mescit yaptırırsa Allah ta o kimse için cennette bir ev yapar ve o eve hamd evi adını verir. Bu mübarek mescidin imarını emirlerin emiri adil, Müeyyed Muzaffer, fasıkları kahreden, isyankarları katleden, Zahirettin bin Tac-ı kızıl (Altun taç) Allah onun akıbetini hayır eylesin emretti 734 (1333) senesini Muharrem ayının başında bina edildi”.

Cami kesme taştan, kare kaideli olup, kütlevi yapısı ile dıştan küçük bir kale görünümündedir. Duvarları gri kalker taşından yapılmıştır. Kuzey duvarının ortasında dışarıya doğru taşkın portalinde stilize grifon ve aslan başlarına benzer kabartmalar olmak üzere birbirlerinden farklı taş bezeme ile süslenmiştir. Buradaki motiflerin hemen hepsi Anadolu Selçuklularının XIII.yüzyılda yapılmış eserlerinde görülmektedir. Kuzeydoğu köşesinde masif bir kulesi bulunmaktadır. Bu kule onikigen olarak cami duvarına kadar yükselir ve sonra onikigen bir külahla da sona erer. Caminin kuzeybatı köşesinde de buna benzer bir kule olması gerekirken, buraya 1956 yılında minare yapılmıştır. Minarenin gövdesi yapıya uyum sağlayamamıştır.

Caminin ibadet mekanını orta yerdeki dört kalın paye ile kuzey ve güney duvarına dayalı dört yarım payeyi birleştiren sivri kemerler içerisini, mihrap duvarına dik üç sahna ayrılmıştır. Bunlardan orta sahın yan neflerden daha geniştir. Kemerler üzerindeki kısa duvarlar hatıllarla desteklenerek ahşap tavanı taşımaktadır. Orta nefteki hatıllar ve tavan konsolların yardımıyla biraz daha yükseltilmiştir.

Caminin ilk yapımındaki mihrap ve minaresi hakkında bilgi bulunmamaktadır. Bugünkü taş mihrap ve taş minber sanat tarihi yönünden önem taşımamaktadır. Kademeli mihrap nişi stüko kaplı olup, caminin içerisindeki yegane bezemeyi yansıtmaktadır. Mihrap nişinde irili ufaklı yıldız motiflerinin araları çiçeklerle doldurulmuştur. Sivri kemerli istiridye şeklindeki mihrap nişinin kemer dolgularında da iki kabarma rozet ile iki yanında da iki sütunçe bulunmaktadır.


Sultan Alaaddin Camisi (Bünyan)

Kayseri Bünyan ilçesi, Büyük Bürüngüz Köyü’nde, Mırık mahallesi’nde bulunan bu cami Sultan Alaaddin ve Alaüddevle isimleri ile tanınmaktadır. Caminin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Caminin giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesi de tahrip olduğundan okunamamıştır. Kapının batısındaki üç satırlı ikinci bir kitabenin ilk satırı okunamamış, ikinci ve üçüncü satırlardan anlaşıldığına göre bu camiyi Mahmut isimli bir kişi 1590 tarihinde onarmıştır. Ayrıca kapının yan sövelerinde bulunan bir başka yazıda da 1784’te bir onarım daha geçirdiği yazılıdır. Cami son olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1977 yılında onarılmıştır.

Cami dikdörtgen bir alan üzerinde kurulmuştur. Üzeri beşik tonozla örtülüdür. Yapımında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Kuzey ve güney cepheleri tamamen sağır olarak yapılmış doğu cephesinin güney ucuna ise dikdörtgen bir pencere yerleştirilmiştir. Caminin kuzey cephesinin ortasında bulunan giriş kapısı dışarıya doğru hafif bir çıkıntı yapmaktadır. Caminin saçaklarına kadar yükselen bu giriş kapısı sade profilli kuşakla çepeçevre kuşatılmıştır. Kapının köşelerinde kompozit başlıklara oturan sütuncuklar bulunmaktadır. Giriş kapısının üzeri dört sıra mukarnasla doldurulmuştur. Kilit taşı üzerinde daire şeklinde bir madalyon bulunmaktadır. Ayrıca kilit taşı ile diğer taşlar arasına siyah taşlar yerleştirilmiştir.

Caminin ibadet mekanı 8.60x6.00 m. ölçüsünde olup, doğu batı yönündeki beş takviye kemerli beşik tonozlarla üzeri örtülmüştür. Güney cephesinin ortasında bulunan mihrap dışarıya doğru hafifçe çıkıntı yapmaktadır. Nişin iç kısmı üç sıra mukarnasla doldurulmuştur. İki yanına da birer niş yerleştirilmiştir. Bezeme yönünden oldukça sadedir.

Kuzey cephesinin batı köşesine 20 basamaklı taş bir merdivenle çıkılan minber-minare yapılmıştır. Dört sütun tarafından taşınan bu minarenin cephesinde bir taç kapısı diğer yanlarında da birer penceresi bulunmaktadır. Oldukça sade olan bu minare profilli bir silme ile çepeçevre kuşatılmıştır. Pencerelerin üzerine palmet ve lale motifleri yerleştirilmiştir.


Daniş Ali Bey Camisi (Bünyan)

Kayseri Bünyan ilçesi, Büyük Bürüngüz Köyü meydanında bulunan bu cami, değişik zamanlarda yapılan eklerle genişletilmiştir. Dört bölümden oluşan caminin ilk bölümü, doğudaki cephe boyunca uzanan dikdörtgen yazlık mescit kısmı 1580-1582 yılında yapılmıştır. Bunun batısında bulunan türbe ile mescit 1587 yılında eklenmiştir. Böylece yazlık ve kışlık mescit bölümleri kuzey cephede tek düzeydedir. Bu cephenin ortasına yüksekliği ana mekanlardan daha az olan bir mutfak bölümü de 1738 yılında eklenmiştir. Mutfağın kuzey yönündeki dış cephesi sağır duvarlıdır.

Caminin kuzey cephesindeki yapım kitabesi h.988 (1580) tarihlidir. Yazlık mescit kısmındaki kitabede caminin banisi olarak, Danişmendli Ali Bey bin Hasan’dan söz edilmektedir. Caminin güney cephesi iki kademelidir. Caminin kışlık kısmına güney duvarının doğusundaki basık kemerli bir kapıdan girilmektedir. Bu bölüm 9.80x6.70 m. ölçüsünde dikdörtgen bir mekan olup, üzeri takviye kemerli beşik tonozla örtülmüştür. İçerisi batı cephesindeki iki dikdörtgen pencere ile aydınlatılmıştır. Bu pencerelerin alt kısımları merdiven basamağı şeklindedir. Pencerelerin altında tek satırlık bir kitabe bulunmaktadır. Mihrabın bulunduğu güney duvarı merdiven basamağı şeklinde profilli bir silme ile kuşatılmıştır. Güney duvarının ortasındaki mihrap altı yönlü bir niş şeklindedir. Üzeri yedi sıra mukarnas dizisi ile sonuçlanmaktadır. Bu bölümde de Kuran’dan alınma Ayetler yazıldırı.

Batı cephesinde bulunan tek şerefeli minaresi ana kütleden dışarıya çıkıntı yapmakta olup, yapıya daha sonra eklenmiştir. Ancak minarenin gövde kısmı bilinmeyen bir tarihte yıkılmıştır.

Caminin kışlık bölümünün güney cephesindeki bir kapıdan caminin banisinin soyundan olanlar ve aynı zamanda minareyi yaptıran Şefika Hanım’ın türbesinin bulunduğu kısma geçilmektedir. Türbe 6.62x5.73 m. ölçüsünde beşik tonozla örtülü bir yapıdır. Batı cephesindeki bir pencere ile içerisi aydınlatılmaya çalışılmıştır. Türbe içerisinde üç tane niş bulunmaktadır. Türbede iki adet taş sanduka bulunmaktadır.

Caminin yazlık kısmına doğu duvarının kuzeyindeki basık kemerli bir kapıdan girilmektedir. Burası 14.75x7.88 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, üzeri takviye kemerli beşik tonozla örtülüdür. Mihrap güney cephesinde olup, nişin içerisi beş sıra mukarnasla doldurulmuştur. Ayrıca iki yanına da birer niş yerleştirilmiştir. Bu nişler üzerinde de Kuran’dan alınma Ayetlere yer verilmiştir. İbadet mekanının güneybatı köşesindeki minber taştan olup, ayaklar birbirlerine basık kemerlerle bağlanmıştır. Mihrap üzerinde geometrik kompozisyonlu sümbül çiçekleri başta olmak üzere çeşitli kabartmalara yer verilmiştir.


Mütevelli Camisi (Bünyan)

Kayseri Bünyan ilçesi, Büyük Bürüngüz Köyü’nde bulunan Mütevelli Camisi ismini cami avlusunun güneydoğu köşesinde bulunan çeşmeden almıştır. Caminin yapım kitabesi bulunmamaktadır. Ancak çeşme kitabesinden öğrenildiğine göre Cami, çeşme ile birlikte 1834 yılında Esat Hacı Halil Ağa tarafından onarılmıştır. Yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber caminin XVI.yüzyılın sonlarında veya XVII.yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır.

Caminin doğu cephesi iki katlı olup, son cemaat yeri de burada bulunmaktadır. Batı cephesinde ise hazire ve minber-minareye çıkışı sağlayan bir kapı bulunmaktadır.

Cami avlusuna güneydoğu köşesindeki basık kemerli bir kapıdan girilmektedir. Doğu ve batı yönündeki küçük avlular caminin haziresidir. Son cemaat yerine doğu cephenin kuzeyindeki kapıdan girilmektedir. İbadet mekanı 7.20x4.91 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Üzeri beşik tonozla örtülmüştür. İbadet mekanı güney cephedeki mihrabın iki yanına simetrik olarak yerleştirilmiş pencerelerle aydınlatılmıştır. Güney cephesinin ortasında bulunan mihrap dışa çok hafif çıkıntılı olup, iki yanındaki sütunlarla çerçeve içerisine alınmıştır. Mihrap nişinin üzeri altı sıra mukarnasla doldurulmuştur. Caminin minberi ve vaiz kürsüsü bulunmamaktadır.

Ulu Cami (Sivasi Hatun Camisi) (Develi)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085713.jpgKayseri Develi ilçesi, Eski Develi’de bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre; IV.Kılıçarslan’ın oğlu III.Keykavus zamanında 1281 yılında yapılmıştır. Kitabenin mealen anlamı şöyledir:

”Bu mübarek caminin yapılmasına Allah mülkünü daim kılsın iki kıblenin özlemi ile tutuşan ümmetlerin dizginlerini elinde bulunduran din ve dünyanın bereketi yüce sultan Kılıçarsalan oğlu Keyhüsrev zamanında emredilmiştir”.

Bu kitabenin altındaki dört satırdan oluşan, Selçuklu nesihi ile yazılmış bir kitabe daha bulunmaktadır. Bu kitabede mealen;

“Allah’ın rahmetine muhtaç zaif kulu Göçer Aslan oğlu Nasrullah ve Allah’ın rahmeti ve rızasına muhtaç Onun zaif cariyesi Sa’d kızı Sivasti tarafından Allah başarılarını ihsan ve hayırlarını onlara yad eylesin h.680 (1281)”. Yazılıdır.

Prof.Dr.Kerim Türkmen’den öğrenildiğine göre; Ulu Cami’deki bu iki kitabe birleştirildiğinde şu anlam çıkmaktadır: “Camileri ancak Allah’a ve ahiret gününe inananlar, namaz kılanlar, zekatlarını ödeyenler ve tek Allah’tan sakınanlar inşa ederler. Bu mübarek caminin yapılmasına Allah mülkünü daim kılsın iki kıblenin özlemi ile tutuşan ümmetlerin dizginlerini elinde bulunduran, din ve dünyanın bereketi, yüce sultan Kılıçaslan oğlu Keyhüsrev zamanında, Allah’ın rahmetine muhtaç zaif kulu Göçeraslan oğlu Nasrullah ve Allah’ın rahmeti ve rızasına muhtaç, onun zaif cariyesi, Sa’d kızı Sivasti tarafından, Allah başarılarını ihsan ve hayırlarını kendilerine yad eylesin, 680 (1281) yılında emredilmiştir”.

Böylece Develi Ulu camisi’nin IV.Kılıçaslan’ın oğlu III.Keyhüsrev zamanında Göçeraslan oğlu Nasrullah ve eşi Sivasti tarafından 1281 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085715.jpgCami kareye yakın dikdörtgen planlı oldukça sade kesme taştan yapılmıştır. Caminin kuzey cephesinde dışarıya taşırılmış, derin bir niş şeklinde giriş kapısı bulunmaktadır. Giriş kapısı iç içe geçmiş iki sivri kemerle sınırlandırılmış olup, üzerinde mukarnaslı kavsarası bulunmamaktadır. Ancak içerideki kemerin üzeri kabartma motiflerle bezenmiştir. İbadet mekanı mihraba dik dört sıra halinde, dörder ayakla beş sahına bölünmüştür. Bu ayaklar birbirlerine ve duvarlara sivri kemerlerle bağlanmış, caminin üzerini örten sivri tonozları taşımaktadırlar. Bu tonozlar mihraba paralel birinci sahında doğu-batı doğrultusunda, diğer sahınlarda güney-kuzey yönüne doğrudurlar. Ayrıca mihrap önü küçük bir kubbe ile belirtilmiştir. Orta sahın diğerlerinden biraz daha geniş tutulmuştur.

Caminin mihrabı güney duvarında olup, dışarı taşkın değildir. Duvarda kullanılan malzemelerden farklı olarak burada gri andezit taşı kullanılmıştır. Mihrap üç bordürle çevrilmiştir. Bunlar geometrik, yazı ve bitkisel kompozisyonları içeren bordürlerdir. Ayrıca mihrap beyaz mermerden burmalı sütunçelerle de sınırlandırılmıştır. Mihrabın üzeri yedi sıra halinde mukarnaslarla bezenmiş ve sivri bir kemerle de çerçevelenmiştir. Burada kıvrık dal, rumi, palmet ve lotüs ve on kollu yıldız motifleri de görülmektedir. Mihrap nişinin çevresinde geniş bir bordür içerisinde Al-i İmran Suresi’nin 18. Ayeti ile 19.Ayetinin bir bölümü yazılıdır. Ayrıca mihrap içi nişinde de Hac Suresinin 77.Ayeti; mihrap nişinin sağ tarafındaki sütun kaidesinde de Enbiya Suresinin 107.Ayeti; Mihrap nişinin solundaki sütun kaidesinde de Kalem Suresinin 4.Ayeti yazılıdır.

Caminin orijinal minberi 1933 yılında buradan alınmış, önce kayseri Müzesi’ne, sonra da Ankara Etnoğrafya Müzesi’ne götürülmüştür. Bu minberin parçalarından kıvrık dallı rumi, palmet, bitkisel motifler, kufi kitabeler, sekiz kollu yıldızlarla bezendiği anlaşılmaktadır.

Aşağı Everek Fatih Cami (Develi)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085727.jpgKayseri Develi ilçesinde bulunan Fatih Camisi, kitabesinden öğrenildiğine göre h.1244 (1828) yılında yapılmış bir Ermeni Kilisesidir. Develi’de Ermeni cemaatinin kalmaması üzerine uzun süre kendi haline terk edilmiş, daha sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce restore edilerek 1978 yılında camiye çevrilmiştir.

Kesme taştan yapılan caminin dış duvarlarında kırmızı tuğladan şerit halinde hatıllara yer verilmiştir. Böylece yapının kütlevi dış görünümü hafifletilmiştir. İbadet mekanı altı sütun ile bölümlere ayrılmış, bu sütunlar pandantifli merkezi bir kubbeyi taşımaktadır. Merkezi kubbe yanlardan yarımşar kubbelerle desteklenmiştir. Bezeme olarak önemli bir mimari elemana rastlanmamaktadır.


Harman Cami (Talas)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085730.jpgKayseri Talas ilçesi, harman Camisi Mahallesi’nde bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre 1860 yılında Sultan Abdülmecit döneminde onarılmıştır. Caminin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir.Giriş kapısı üzerinde mor zemin üzerine altın yaldızla beş satırlık talik yazılı kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabenin üzerinde Sultan Abdülmecid’in tuğrası vardır. Prof Dr. Kerim Türkmen’den öğrenildiğine göre kitabenin mealen anlamı şöyledir:

“Alemlerin ruhu Padişah Sultan Mecid
Allah’ın gölgesi, Peygamberin vekili

Sayesinde Kayseri sakinleri bu yüce
Caminin tamirine keselerinden katkıda bulundular

Öyle güzel süslendi ki döndü bahçeye her yeri
Kemerini görseydi cennet bağının tavusu onu gösterirdi

Ey cemaat vacip oldu sizlere dua etmek
Özellikle böyle sevgi dolu mabet var iken

Ben de zihni hame-i güberle yazdım tarihini
Sen de et beş vaktini bu camiye daim mekan
h.1277 (1860)”.

Cami kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlı olup, kesme taştan yapılmıştır. Caminin önündeki üç kubbeli son cemaat yeri Vakıflar genel Müdürlüğü tarafından restorasyon çalışması sırasında kubbeler kaldırılmış ve beton bir tavanla üzeri örtülmüştür. Son cemaat yeri dört sütunlu yuvarlak kemerlidir. İbadet mekanının üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin yanındaki dörtgen kaide üzerinde yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmakta olup, yakın zamanlarda yenilenmiştir.


Ali Saib Paşa Cami (Talas)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085733.jpgKayseri Talas ilçesi Kiçiköy Mahallesi’nde (Aşağı Talas), Ali Saib Paşa Caddesi üzerinde bulunan bu camiyi, kitabesinden Talaslı Ali Saib Paşa 1304 (1886) yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Prof Kerim Türkmen’den öğrenildiğine göre kitabenin mealen anlamı şöyledir:

”Zafer mihrabının ruhu olan, övgüye değer huylu
Şah Abdülhamid Âli Cenablarının seraskeri Saib Paşa

Dindarlık eserleri ortaya koyma hususunda Padişahın hidayet besleyen azminin şüphe
edilmeyecek bir takipçisidir.
İşte bu cami çok zamandan beri mâna ruhu gibi cihanın gözünden gizli iken

Yeniden canlanmasına O himmet etti, himmeti var olsun. Çünkü o Hakana dua kazandırdı.

Ezan sesi cihanın kulakların süsü olduğu müddetçe yüceliğin kapısı ihtiyaçların kıblesi
olması münasiptir.

Muhtarın tarihine cemaat baş eğdi. Bu mescidi Ali Saib Paşa inşa etti.
1304 (1887).”

Cami dikdörtgen planlı olup, içerisi dört sütun ve bunları birbirine bağlayan kemerlerle üç sahna ayrılmıştır. Kesme taştan yapılan avlunun üzeri pencereli yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin yanında kare kaide üzerine taştan, tek şerefeli ve güdük bir minaresi bulunmaktadır.

Caminin avlu kapısı üzerinde de yapıldığı dönemin, XIX.yüzyılın askeri armalarının yer aldığı üçgen bir alınlık bulunmaktadır.


Han Camisi (Talas)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085735.jpgKayseri Talas ilçesi Tablakaya Mahallesi’nde bulunan Han Camisi arazi konumundan ötürü kesme taştan iki katlı olarak yapılmıştır. Mimari yapısından bu caminin önceki dönemde ermeni Kilisesinin üzerine ve onun duvarlarından yararlanılarak yapıldığı sanılmaktadır. Caminin giriş kapısı üzerinde hattat Muhsizade es-Seyyid Abdullah’ın yazdığı iki mısralık yedi satırdan oluşan mermer üzerine celi sülüs yazılı kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabeden öğrenildiğine göre cami, Sultan Abdülhamid zamanında, 1899 yılında yaptırılmıştır. Prof Dr.Kerim Türkmen’den öğrenildiğine göre kitabenin mealen anlamı şöyledir:

“Mu’minlerin emiri zamanın en büyüğü Abdülhamid Han ki, zamanında halkı saadetler içinde
kıldı.

Zamanın en büyüğü olan bu ermişin himmeti sayesinde Allah rızası için binlerce cami ve
dergah imar edildi.

Meliklerin eserlerini lazımdır elbet takip etmek mutluluklar buyurmuş çünkü O’na Ahmed-i
Muhtar

Onun için Hz.Derviş Efendi eyledi kendi namına Hakkın rızası için bu mabedi inananların
bahçesine dönüştürdü.

Mihrap ve minberde okundukça Ayetlerime itaat ediniz. Beş vakit namaza durdukça seçilmiş
kişiler saf saf

Allah yaptıranına sonsuz ecir ve ihsan eylesin. Temizlerin ilahı her şeyi bilen hakkın
mutluluğu için

Bu dergaha Rafet yazdı bu güher tarihi yapıldı temiz ümmete bu güzel nurlu cami
1316 (1889)”.

Caminin içerisine yuvarlak kemerli bir kapı ile girilmektedir. Kare planlı caminin üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbeyi taşıyan ana duvarlarının dört köşesinde yuvarlak ağırlık kuleleri bulunmaktadır. Kubbe yuvarlak ve yüksek bir kasnak üzerine oturmuştur. Bu kasnak üzerinde duvara dayalı sütunlarla 12 bölüme ayrılmış ve her bölümün içerisine de yuvarlak kemerli birer pencere yerleştirilmiştir. Ayrıca bu kasnak devrin üslubunda bir kuşakla dekore edilmiştir. Kuşağın içerisinde çiçek motifleri bulunmaktadır. Caminin yanında kare kaideli yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi vardır.


Yeni Cami (Talas)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/12/24/00085736.jpgKayseri talas ilçesi Tablakaya Mahallesi’nde 1886 yılında yapılmış olan Rum Kilisesi, Rumların şehri terk etmesinden sonra Camiye çevrilerek ibadete açılmıştır. Rum Kilisesinin mermer üzerine yazılı, yaprak motifleri ile süslü olan kitabesi günümüze gelememiştir. Prof.Dr.Kerim Türkmen’den öğrenildiğine göre bu kitabenin metni şöyledir:

Panaya kapısı zira saldır
Yapusı şehr-i Mayıs birinde
Şevketlu Sultan Hamid ve erfa
Metropolit İonnis devrinde
A’pst. St 4 d 1886.

Bu kitabeye göre de kilise Sultan Abdülhamid zamanında Onun izni ile Metropolit İonnis zamanında yapılmıştır.

Cami kesme taştan yapılmış ve üzeri sıvanmıştır. İbadet mekanının üzerini yüksek kasnaklı merkezi bir kubbe örtmektedir. Giriş kısmı sütunların taşıdığı büyük bir üçgen alınlıkla belirtilmiştir.


Palas Köyü Camisi (Sarıoğlan)

Kayseri Sarıoğlan ilçesi Palas Köyü’nde bulunan bu caminin, Sultan I.Alaaddin keykubat zamanında yapıldığı sanılmaktadır. Caminin avlu kapısında bulunan kitabesi tam okunamamıştır.

Cami 18.30x15.27 m. ölçüsünde düzgün kesme taş ile moloz taştan yapılmıştır. Girişin hemen sağındaki bir merdiven ile Ezan okunan dama çıkılmaktadır. Toprak damlı olan bu cami değişik zamanlarda onarılmıştır. Avlu duvarındaki kemerli kapının içerisinde bulunan kitabesinden Hacı Arapzade Osman tarafından 1813 yılında eski cami yıkılarak yeniden yapılmıştır. Cami planında eskisinin uygulanıp uygulanmadığı belli değildir.

Caminin ibadet mekanında kuzey-güney yönünde üç ayak ile üst örtü desteklenmiştir. Mihrabı 2.37 m. yüksekliğinde olup, üç kemerden meydana gelmiştir. Caminin kuzey ve batı cephelerinde birer, güney cephesinde iki, doğu cephesinde dört olmak üzere toplam sekiz pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. Batı cephesinin ana duvarına bitişik merdivenle çıkılan minare kaidesi 1.77x1.36 m. ölçüsünde olup, burada dört ayak üzerine yapılmış taştan minber-minaresi bulunmaktadır.