PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Niğde Cami ve Mescitleri


Fırtına_
02-19-2009, 14:34
Alâeddin Camisi (Merkez)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/03/30/00144294.jpgNiğde Kalesi içerisinde bulunan Alâeddin Camisi üç satırlık mermer kapı kitabesinden öğrenildiğine göre Sultan I.Alâeddin Keykubat döneminde, Onun adına Beşare Bin Abdullah (İmrahor Zeyneddin Beşare Bey) tarafından h.620 (1223) yılında yaptırılmıştır. Giriş kapısının üzerine yerleştirilen bir başka kitabeden de caminin mimarlarının Mahmut’un oğulları Sıdık ve Gazi ustalar olduğu öğrenilmektedir.

Giriş kapısı üzerinde beyaz mermerden üç satırlık kitabesi bulunmaktadır.

Bu kitabenin mealen anlamı şöyledir:
“Keyhüsrev” in oğlu, Sultanların Sultanı Büyük Sultan Keykubat’ın ki her tarafa övüle hükümdarlığı devrinde. Allah’ın şefaatine muhtaç olan aciz bendesi Abdullah oğlu Beşare bu caminin inşasına emretti. Mustafiran günahlarına tövbe edilmiş Alâaeddin tarafından 620 tarihinde inşa edildi.”

Bu kitabenin dışındaki üçüncü bir kitabede de Kuran’dan alınma ayetler yazılıdır.

Selçuklu mimarisi Ulu Cami plan tipinde olan bu yapı sarı ve gri renkli düzgün kesme taştan yapılmıştır. Böylece caminin kütlevi görünümü hafifletilmek istenmiştir. Kareye yakın, 20.90x25.90 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. İbadet mekânı iki sıra halinde dörder paye ile üç sahna ayrılmıştır. Bunlardan orta sahın diğerlerinden daha geniş olup, orta sahnın ortasına mukarnaslı bir kubbe yerleştirilmiştir. Bu kubbe üzerinde de aydınlık feneri bulunmaktadır.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/03/30/00144295.jpgCaminin doğu yönündeki anıtsal cümle kapısı yan tarafa doğru kaydırılmıştır. Dikdörtgen olan bu portal, caminin yüksekliğini aşmaktadır. Tamamen geometrik bezemeyle süslenmiştir. Bu bezemelerde yarım yıldızlar, yarım daireler, yıldızlar ve sekiz kollu yıldız motifleri görülmektedir. Ayrıca kitabenin iki yanındaki kabartma motiflerin arslan başı veya kadın başı oldukları da bazı araştırmacılar tarafından ileri sürülmektedir. Giriş kapısı basık kemerlidir ve kemer taşlarının uçları testere biçimindedir. Bu kapının yanı sıra minarenin alt köşesinde Selçuklu nişi şeklinde ikinci bir kapı daha bulunmaktadır. Bu kapı ahşap hatıllı özel bir mahfile açılmaktadır. Anadolu’da yapılmış olan Beylikler ve Selçuklular döneminde görülen özel mahfillerin erken örneklerinden birisi de burada karşımıza çıkmaktadır. Caminin ön bölümü mihrap duvarı boyunca yükseklikleri ve görünümleri birbirlerinden farklı yan yana üç kubbe ile örtülmüştür. Kubbeli olan bu bölüm kademeli silmelerle, üç geniş kemerle kuzeydeki bölümlerden ayrılmakta ve aynı zamanda da mihrap önünde enine gelişen bir mekânı oluşturmaktadır. Bunun dışında kalan bölümler caminin ortasındaki küçük bir iç avlu etrafında sıralanmış, mihrap duvarına dik tonozlu üç sahın halindedir. Büyük Selçuklu mimarisinin izlerini yansıtan bu planlama şekli enine gelişen mihrap önü kubbeli cami planlarının farklı bir uygulamasıdır.

Caminin mihrap ve minberi taştandır. Cephenin kenarında, kuzey yönünde minareye yer verilmiştir. Bu minarenin kaidesi köşeleri pahlanmış, sekizgen kütlevi bir şekilde olup, caminin beden duvarları hizasından itibaren kesme taştan yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Minare gövdesi sarı ve gri renklerde taşlardan yapılmıştır.

Caminin ahşap işçiliği yönünden son derece önemli olan kapısı bugün Niğde Müzesi’nde bulunmaktadır.


Sungur Bey Camisi (Merkez)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/03/30/00144296.jpgNiğde Alâeddin Tepesinin güneybatı eteğinde bulunan bu camiyi, İlhanlılar döneminde Niğde Valisi olan Seyfeddin Sungur Bey 1335 yılında yaptırılmıştır. Bu cami XVIII.yüzyılda yanmış, üst örtüsü tamamen yıkılmıştır. Bu nedenle sonradan ağaç sütunlar üzerine bir tavan oturtulmuş ve kırma çatı ile de üstü örtülmüştür. Cami orijinal konumundan kısmen uzaklaşmıştır.

Cami bu yangından önce çeşitli kaynaklardan öğrenildiğine göre, kuzey-güney doğrultusunda sıralanmış iki dizi halinde altı sütun ile üç sahna ayrılmıştı. Bunlardan orta sahın daha geniş olup, üzeri kubbe ile örtülü idi. Yan sahınlar ise çapraz tonozla örtülü idi.

Caminin doğu cephesinin solunda türbe, ortasında portali, sağ ve solunda da iki ayrı minare bulunmaktadır. Ayrıca her iki yana köşelere sağır kemerler ortasına da birer pencere açılmıştır. Caminin bu cephe görünümü Erzurum Çifte Minare ve Sivas Medresesi portallerini andırmaktadır. Ancak yangın sırasında duvarlar çatı hizasına kadar yıkılmış olduğundan eski minarelerin gövdelerinden hiçbir iz günümüze gelememiştir. Yalnızca portaldeki revağın yanında bulunan temeller ve minarenin merdivenleri günümüze gelebilmiştir.

Caminin doğu ve güney portalleri Selçuklu devri özelliklerini yansıtan bir bezemeye sahiptir. Bezemelerde kıvrık dallar arasında arslan, grifon başları, yırtıcı kuşlar, at, ceylan tasvirlerine yer verilmiştir. Ayrıca güney portalinde, kapı kemerinin üzerinde çift başlı kartal arması dikkati çekmektedir.

Caminin ibadet mekânı 32.88x24.45 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Yapının yangın sırasında çökmesinden sonra, kuzey-güney doğrultusunda sıralanan ve her sırada altı adet ağaç sütunun bulunduğu dört sıra halindeki mekânı beş sahna ayıran bölüm 24 ahşap sütun üzerine oturan bir tavanla kapatılmıştır. Caminin güney duvarının ortasında zengin bezemeli mihrap bulunmaktadır. Orijinal minberi ise Niğde Dışarı Camisi’ne götürülmüştür. Bu minber sedef kakmalı olup, üzerinde Seyfeddin Sungur Bey’in emriyle, usta Hoca Ebubekir tarafından yapıldığı yazılıdır.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/03/30/00144297.jpgCaminin kuzeydoğu köşesinde kare planlı kaide üzerinde silindirik gövdeli minaresi bulunmaktadır. Caminin ilk yapılışındaki iki minare yıkılmış ve sonradan tek şerefeli yuvarlak gövdeli bir minare yapılmıştır. Bu minarenin üzerindeki kitabeden 1452 tarihinde yapıldığı yazılıdır. Sonraki dönemde Afife Hatun tarafından onarılmıştır.

Caminin güneydoğu köşesindeki türbe 1335 yılında cami ile birlikte Sungur Bey için yaptırılmıştır. Ancak günümüzde türbenin içerisinde sanduka bulunmamaktadır. Türbe sekizgen planlı olup, üzeri piramidal bir külah ile örtülüdür. Türbenin cephe duvarları çift kemerli sağır nişlerle hareketlendirilmiştir.

Caminin doğusuna çeşme, kuzeydoğusuna da XVII. Yüzyılda bir bedesten yapılmıştır.


Paşa (Murat Paşa) Camisi (Merkez)

Niğde’nin kuzeyinde bulunan bu camiyi XV.yüzyılda Murat Paşa ve oğlu Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra buraya türbe, hamam ve çeşme eklenmiştir.

Cami kesme taştan kare planlı olarak yapılmış, üzeri sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin dış cepheleri tuğla hatıllarla hareketli bir görünüm kazanmıştır.Önünde son cemaat yeri bulunan caminin minaresi kare kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.

Caminin yanında Murat Paşa ile Ali Paşa’nın mezarları bulunmaktadır. Cami 1909 yılında onarım görmüştür.


Dışarı (Hüsamettin Çelebi) Camisi (Merkez)

Niğde Alaeddin Tepesi’nin batı eteklerinde bulunan bu camiyi XVI.yüzyılda Hüsameddin Çelebi yaptırmıştır. Cami bir süre, 1941-1948 yıllarında Akmedrese’den taşınan arkeolojik eserlerin bulunduğu müze deposu ve sonra da Müze Müdürlüğü olarak kullanılmıştır.

Cami kesme taştan kare planlı olup, üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Mermer mihrabı dikdörtgen çerçeve içerisine alınmış stalaktitli bir niş görünümündedir. Çevresi çeşitli motiflerle bezenmiştir. Minberi ise XIV.yüzyıl eseri olup, Sungur Bey Camisi’nden buraya getirilmiştir. Bu minber Hacı Ebubekir Usta’nın eseridir. Abanoz ağacından olup, kündekâri tekniğinde, sedef kakmalıdır. Caminin yanındaki minaresi kare kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.


Hanım Camisi (Merkez)

Niğde Alâeddin Tepesi’nin doğusunda bulunan bu cami, 1452 yılında yaptırılmıştır. Banisinin ismi bilinmemektedir. Arife Hatun tarafından onarıldığından ötürü de Hanım Camisi ismiyle tanınmaktadır.

Cami kesme ve moloz taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmış olup, üzeri toprak damla örtülüdür. İbadet mekânı sütunlarla iki sahna ayrılmıştır. Mihrap ve minberi özellik göstermemektedir. Büyük olasılıkla da sonraki dönemlerde her ikisi de yenilenmiştir. Caminin kuzeydoğusunda kesme taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.

Paşa Camisi (Bor)

Niğde ili Bor ilçesi merkezinde bulunan Paşa Camisi’ni Sokullu Mehmet Paşa 1573 yılında yaptırmıştır. Bu caminin bulunduğu yerde daha önce bedesten olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir.

Yoldan bir merdivenle çıkılan caminin ön kısmındaki altı sütunlu son cemaat yeri sonraki yıllarda kapatılmış ve burası enine dikdörtgen bir mekâna dönüştürülmüştür. Cami Bor’daki enine dikdörtgen planlı camiler grubundan olup, plan olarak Selçuklu Ulu Cami planlarını yansıtmaktadır.

İbadet mekânının üzeri çatı ile örtülmüştür. İçerisi mihrap yanındaki ikişer, sol yandaki duvarında iki, sağ yandaki duvarında da bir pencere ile aydınlatılmıştır. Minareye mihrap duvarının köşesinden çıkılmakta olup, taş kaideli, yuvarlak tuğla gövdeli ve tek şerefelidir. İbadet mekânındaki mihrap ve minber bir özellik göstermemektedir. Geç devirlerde caminin yanına çatılı bir ek yapılmıştır. Duvarları kesme taş ve kerpiçten örülmüş, yer yer de tuğla ve briket kullanılmıştır.


Alâeddin Bey (Ulu Cami) Camisi (Bor)

Niğde Bor ilçesinde, çay kenarında bulunan bu cami değişik dönemlerde yapılan onarımlarla kısmen özelliğinden uzaklaşmıştır. Selçuklu Ulu Cami plan tipini yansıtan bu caminin giriş kapısı üzerindeki kitabeden, Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey tarafından 1410 yılında yaptırıldığı öğrenilmektedir.

Cami kesme taştan, dikdörtgen planlı olup, ibadet mekânı beşer ahşap direkle dikine beş sahna ayrılmıştır. Üzeri ahşap bir tavanla örtülmüştür. Caminin üst örtüsü ilk yapımında yöre mimarisine uygun düz damlı iken, son restorasyon sırasında kırma çatıya dönüştürülmüştür. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan restorasyon sırasında cephe özgünlüğünü tamamen yitirmiştir.

Caminin giriş kapısı diğer yapılardan toplanmış bitkisel bezemeli mermer parçalarından yapılmıştır. Bu kapı dikdörtgen bir çerçeve içerisinde basık kemerlidir. Giriş kapısı üzerinde de kitabeye yer verilmiştir. İbadet mekânı mihrabın sal yanında iki, sol yanında bir, iki uzun kenardan sol yanda altı, diğer kenarda da dört pencere ile aydınlatılmıştır. Minber niş şeklinde olup, herhangi bir özellik göstermemektedir. Caminin son cemaat yeri yoktur. Son cemaat yeri olarak düşünülen mekâna merdivenle çıkılmakta ve burada geniş bir balkon yer almaktadır. Caminin kesme taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır.


Kale (Şeyh İlyas) Camisi (Bor)

Niğde ili Bor ilçesinin en yüksek yerinde bulunan kalede yapılmış olan bu caminin kaynaklarda ve Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde ismi Gözlüzade Camisi olarak geçmektedir. Caminin bitişiğinde Şeyh İlyas Türbesi bulunmaktadır.

Kale Camisi kesme taştan, kare planlı olarak yapılmıştır. Üzeri pandantifli, kasnaklı merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Dış cephe görünümünde silme ile beden duvarlarının ikiye bölündüğü görülmektedir. Caminin önünde dört sütunun oluşturduğu, üzeri kubbeli, üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Buradaki sütunlar birbirleri ile ve caminin duvarları ile yuvarlak kemerlerle bağlantılıdır. İbadet mekânı mihrabın iki yanında birer, iki yan kenarda ve son cemaat yerinde de iki pencereyle aydınlatılmıştır. Mihrap bir niş şeklindedir. Mihrap ve minber herhangi bir özellik taşımamaktadır.

Son cemaat yeri ile caminin ibadet mekânının birleştiği noktada, camiden ayrı olarak minareye yer verilmiştir. Minare, kare taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.


Sarı Cami (Bor)

Niğde, Bor ilçe merkezinin dışında ve güney yönünde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi ve banisi bilinmemektedir. Mimari üslubundan XV.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

Cami kesme taştan ve yer yer de moloz taş ile tuğladan yapılmıştır. Dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. İbadet mekânı sütunlarla üç sahna ayrılmıştır. Mihrap ve minberi bir özellik taşımamaktadır. Son cemaat yerinin olduğu yere bir revak yapılmış, batı yönüne de taş kaide üzerinde tek şerefeli yivli bir minare yerleştirilmiştir.


Sarı Ali Camisi (Bor)

Niğde Bor ilçesi, Hacı Muhsin Mahallesi’nde bulunan bu cami değişik zamanlarda yapılan onarımlarla orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır. Günümüze gelen bu caminin yapım tarihi ve banisi bilinmemektedir. Yalnızca kuzey cephesindeki bir kitabede 1205 tarihi okunmaktadır. Bu kitabenin daha eski bir yapıya ait olduğu sanılmaktadır.

Cami kesme taştan yapılmış olup, plan olarak Sarı Cami’ye benzemektedir. Dikdörtgen planlı yapının üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Mihrap güneyde öne çıkıntı yapan bir yapının ekseni içerisine yerleştirilmiştir. Minber ve mihrabı bir özellik taşımamaktadır.


Çayırlı Mescit (Bor)

Niğde ili Bor ilçesinin merkezinde bulunan bu mescidin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi bilinmemektedir. Mimari üslubundan geç dönemde yapıldığı sanılmaktadır.

Moloz taştan yapılan mescit kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. İç kısmında bezeme bulunmamaktadır. Yanındaki minare taş kaideli, oldukça kalın yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Osmanlı mimarisinde güdük minare olarak isimlendirilen gruptandır. Ayrıca mescidin minaresinin yanındaki sokak üzerine kesme taştan yuvarlak kemerli bir çeşme yapılmıştır.

Fırtına_
02-19-2009, 14:36
Niğde Külliyeleri


Öküz Mehmet Paşa Külliyesi (Ulukışla)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/04/02/00145500.jpgNiğde ili Ulukışla ilçesinde bulunan Öküz Mehmet Paşa Külliyesi, cami, çarşı, hamam ve handan meydana gelmiştir. Yapı topluluğunu Sultan I.Ahmet ve Genç Osman’ın hükümdarlığı sırasında Sadrazam olan Öküz Mehmet Paşa haç ve sefer yolu üzerinde bulunan Ulukışla’da yaptırmıştır. Külliyenin yapımı 1610-1622 yılları arasında tamamlanmıştır. Yapı topluluğu aynı zamanda doğuya yönelik seferler sırasında askerin barındırılması amacına yönelik olarak kurulmuştur. Bu yapı topluluğu ile ilgili Evliya Çelebi’nin gözlemleri bulunmaktadır:

“Karaman Ereğli’sinden yine kıble tarafına giderek 9 saatte Ulukışlak kasabasına menzil aldık. Bu kasaba Karaman eyaletinin Niğde sancağında, Koca Mehmet vakfıdır. En meşhur camii Koca Mehmet Paşa Camiidir. Kubbeli ve minareli, avlusu mermer döşeli şirin bir camidir. Yanında bir zaviyesi, latif bir hamamı, büyücek bir hanı vardır. Güya bu han bu şehrin kalesidir. 170 ocaktır. Başka bir harem odalığı, develiği, 300 tavla at alır ahırı, avlusu, ortasında büyük bir havuz, bir kileri ve yemek yedirilen bir imareti var. Her akşam ocak başına birer bakır sini ile beşer tas buğday çorbası beşer ekmek, birer yağ kandili ve her at başına birer torba yem verilir. Nimeti bol, vakfı sağlam bir hayrattır. 300 kadar dükkânları vardır. Bu binaların hepsi kâgir ve baştanbaşa kurşunla örtülü olup, Mehmet Paşa vakfıdır.”

Cami:
http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/04/02/00145502.jpgKülliyenin güneydoğusunda yer alan cami, halk arasında Mehmet Paşa Camisi veya Kışla Camisi olarak da anılmaktadır. Mermer döşeli avlu içerisindeki cami arazi konumundan ötürü kısmen meyilli olarak yapılmıştır. Caminin 1960’lı yıllara kadar yalnızca beden duvarları ile mihrabın üst kısmına kadar olan bölümleri ayakta bulunuyordu. Vakıflar Genel Müdürlüğü 1969-1970 ve 1977 yıllarında camiyi yeni baştan yapılırcasına onarmıştır.

Günümüzde bu yapı kesme taştan 12.20x14.00 m. ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlıdır. İbadet mekânının üzeri pandantifli, kasnaklı bir kubbe ile betonarme olarak örtülmüştür. İçten sıvalı olan kubbe dıştan da kurşun kaplıdır. Ön kısmında üzeri kubbelerle örtülü üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Caminin doğu, batı ve güney dış cephe duvarları ile mihrap arkası 0.50 m. kalınlığında payandalarla desteklenmiştir. Cephe görünümünde duvarlar zemine yakın kesimden itibaren merdiven şeklinde kademelendirilmiştir.

Caminin yanında taş kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.

Han:
Yapı topluluğunun bölümlerinden olan han, askeri amaçlı olarak yapılmıştır. Kesme taş ve tuğladan iki katlı hanın üzeri içten tonoz, dıştan düz toprak bir damla örtülüdür. Yuvarlak kemerli bir kapı ile dikdörtgen avluya girilmektedir. Burada revakların arkasında odalar sıralanmıştır. Odaların içerisinde ocak ve dolap nişlerine yer verilmiştir. Girişin karşısında yuvarlak kemerli bir eyvan bulunmaktadır. Ayrıca iki yan kenarda da giriş kapısı bulunmaktadır.

Günümüzde bu hanın bir bölümü Ulukışla İtfaiyesi tarafından kullanılmaktadır.

Hamam:
http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/04/02/00145508.jpgKülliyenin bir bölümünü oluşturan hamam moloz taş ve tuğladan yapılmıştır.
Soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Sıcaklığın üzerini merkezi bir kubbe örtmektedir. Günümüzde hamam harap bir durumdadır.

Evliya Çelebi külliyeyi oluşturan birimler içinde birde zaviyeden söz etmişse de bu yapı günümüze ulaşamamıştır.


Kervansaray:
Yapı topluluğunun bir bölümünü oluşturan kervansaray kesme taştan yapılmıştır. Duvarlarda tuğla sıraları ile frizler meydana getirilmiştir. Dikdörtgen planlı kervansarayın içerisini yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış payeler üç bölüme ayırmaktadır.