PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kırşehir Genel Bilgi


Fırtına_
02-19-2009, 14:18
Kırşehir Genel Bilgi


http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/03/25/k%C4%B1r%C5%9Fehir.jpgİç Anadolu Bölgesi’nde, Orta Kızılırmak Bölümü’nde yer alan Kırşehir, doğu ve güneydoğuda Nevşehir, güneyde Aksaray, batı ve kuzeybatıda Kırıkkale, kuzeydoğu ve doğuda Yozgat, batıda Ankara ile çevrilidir. İl topraklarının güney ve güneybatısında Kızılırmak, batı ve kuzeybatısında Kılıçözü Deresi, kuzey ve kuzeydoğusunu da Delice Irmağı, doğuda Seyfe Gölü çöküntü alanı doğal olarak sınırlamaktadır. Kırşehir’in bulunduğu alan, Kırşehir Masifi olarak isimlendirilen volkanik kayalarla örtülmesiyle oluşan bir platodur. Bu platoyu birkaç dağ kütlesi engebelendirmiş, akarsularla da bölünmüştür. İl topraklarının kuzeyinde Çiçekdağı (1.691 m.), Orta kesiminde Baran (1.677 m.) ile Kervansaray Dağı (1.679 m.) engebelendirir. Bunlardan Çiçekdağı ormanlarla kaplı olup, diğer dağlar step görünümündedir.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/03/25/cugun1.jpgOrta Anadolu Masifinin bir parçası olan Kırşehir Masifi, Tuz Gölü’nün altına kadar uzanmaktadır. Tektonik hareketler sonucu birkaç kez kıvrılmış ve kıvrılma özelliğini kaybederek sertleşmiş bir jeolojik yapı göstermektedir. Kırşehir Masifi, I.-IV. Zamanlarda oluşmuş, 2000-2500 m. kalınlığında bir kütledir.

İlin kuzeydoğusunda Seyfe Ovası (Malya Ovası) yer almaktadır. Çiçekdağı’nın Salep Boğazı ve Taburoğlu yöresinden başlayan bu ova, Mucur ilçesinin kuzeyini de kapsayarak Kayseri il sınırına kadar uzanır. Çevredeki dağ ve platolardan gelen akarsuların taşıdığı alüvyonlar ovanın çöküntü tabanını oluşturmuştur. Kuzeydeki Çoğun Ovası, Çoğun Barajının yapılmasından sonra tarıma açılmıştır. Aynı şekilde Kırşehir’in güneyindeki Güzler Ovası da, sulama göletinin yapılmasından sonra tarım alanı olarak önemli bir konuma gelmiştir. Bunların dışında küçük ölçüde Hamamözü, Değirmenözü, Acıöz, Maniöz ovaları ve Kenar, Tatarilyas, Kuytuluk, Körkuyu, Gardaklıbel, Yalnız Mezar, Göbek, Laleli, Güllü Dağ, Ekizağıl ve Aksakal yaylaları bulunmaktadır. Kızılırmak, Kırşehir Kılıçözü, Kaman Kılıçözü ve Delice Irmak vadileri ilin belli başlı vadileridir.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/03/25/kale-.jpgİl topraklarını sulayan Kızılırmak, Sivas’ın Kızıldağı’ndan doğarak Nevşehir’in Gülşehri’nden geçtikten sonra güneydoğu-kuzeybatı doğrultusunda Kırşehir platosuna girer ve Kırşehir’in 17 km. güneyinden geçer. Kızılırmak üzerinde Hirfanlı ve Kesikköprü barajşarı yapılmıştır. Kızılırmak’ın kollarından olan Kılıçözü Çayı, Deliceırmak ile Kaman ilçesinin güneyinden kaynaklanan Kaman Kılıçözü Çayı ilin diğer önemli akarsularındandır. Kırşehir’in 35 km. doğusunda tektonik bir göl olan Seyfe Gölü ile Obruk Köyü’ndeki karstik oluşumlu Obruk gölü, Kaman Hirfanlı Köyü yakınında Hirfanlı Baraj Gölü, Çuğun Köyü’ndeki Çuğun Baraj Gölü, Akpınar-Karaova Köyü’ndeki Karaova Barajı, Kırşehir Ortaköy yolu üzerindeki Ulupınar Köyü yakınlarında Kültepe Baraj Gölü ilin belli başlı gölleridir. Bunların yanı sıra ; Kaman’da, Karakaya, Gökeşme, Darıözü, Merdese, Sarıömerli, Çiftlikbala, Ömerhacılı ve Savcılı göletleri; Çiçekdağı’nda, Gölcük, Kırdök göletleri ile Boztepe’de, Harmanaltı, Ekizağıl ve Karaboğaz göletleri ile Güzler regülatörü bulunmaktadır.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/03/25/kesikk1.jpgİç Anadolu Bölgesi’nin bozkır kuşağı içinde kalan Kırşehir, genellikle orman örtüsünden yoksun olup, hakim doğal bitki örtüsü bozkırdır. Çiçekdağı’nın kuzey kesimleri ile Akçakent ilçesi çevresinde meşe, karaçam ve sedir ağaçlarından oluşan ormanlar bulunmaktadır. Ormanlık alan toplam 24.591 hektardır. Bu ormanlar, karaçam, sedir ve kavaktan oluşan Prodüktif Koru, karaçam ve sedirden oluşan Bozuk Koru ile meşelerden meydana gelen Baltalıklardır.

İlin yüzölçümü 6.665 km2 olup, toplam nüfusu 253.239’dur.

İlin ekonomisi dokuma , halıcılık, tarım, hayvancılık ve sanayie dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, buğday, arpa, çavdar, şeker pancarı, nohut, mercimek, patatestir. Ayrıca üzüm, kavun, karpuz, kültür mantarı, domates, ceviz üretilmektedir. Hayvancılıkta sığır, koyun, Ankara keçisi ve tavuk yetiştirilir. Hayvansal ürünlerden süt, deri, tiftik, yumurta elde edilmekte olup ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Kırşehir ve yöresinde üretilen el dokuması döşeme yaygıları, seccadeleri ve halılarının il ekonomisinde katkısı büyüktür.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/03/25/caca1.jpgKalkınmada öncelikli iller kapsamında olan Kırşehir’de, Kırşehir Sekmama Mamulleri İşletmesi, matkap ucu, çelik bilye, şarap, yem, makarna, un, bulgur, tuğla, kiremit, briket, kireç ve çimento fabrikaları ile imalathaneleri bulunmaktadır. İl topraklarında demir, kaya tuzu, tuğla, kiremit hammaddesi, flüorit yatakları bulunmaktadır.

Kırşehir’de yerleşimin M.Ö.3000-2000’de Tunç Çağı’nda başladığını son yıllarda yapılan araştırma ve arkeolojik kazılar ortaya çıkarmıştır. 1930’lu yıllarda Türk ve İtalyan arkeologların Hashöyük ve Kaletepe’de yaptıkları kazılarda bu döneme ait çanak-çömlek parçaları ele geçmiştir. M.Ö.2000’de Asur Ticaret Kolonileri Dönemi ve Hitit Döneminde yörede yerleşim olduğu görülmektedir. Nitekim, Kızılırmak kıyısından, Hirfanlı Baraj çalışmalarında iki öküz başlı portom, Eski Hitit Dönemine ait sunak, Sevdiğin Köyü ile Kale Köy arasında yer alan Hitit yol yazıtı olarak bilinen hiyeroglif yazılı Malkayası ve yine Kaman Kale Höyük’te ele geçen mühürler, pişmiş topraktan kap kacaklar, resmi yapılara ait yapı kalıntıları Hitit Döneminde buradaki yerleşimi kanıtlamaktadır.

http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/kirsehir1.jpgEski Hitit ve Geç Hitit dönemlerinden sonra, yine Eski ve Geç Frig Dönemi’nin yörede yoğunlaştığı arkeolojik kazı ve yüzey araştırmalarından anlaşılmaktadır. M.Ö. 550’de Anadolu’nun tümüyle birlikte Kırşehir de Pers egemenliğine girmiştir. Kırşehir’de bu döneme ait önemli yerleşim kalıntı ve buluntularına rastlanmamasına rağmen, Kaman Kale Höyük kazısından Pers Dönemine ait mühürler bulunmuştur. Anadolu ile birlikte Kırşehir’de de Pers egemenliği M.Ö. 334 yılında Büyük İskender’in Anadolu’da Persleri yenmesiyle ortadan kalkmıştır. M.Ö. 333 yılında kurulan Kapadokya Krallığı döneminde otorite yetersizliği yüzünden Kırşehir ve yöresi yoğun baskı görmüştür. M.S. 18’de Roma İmparatoru Tiberius Kapadokya’yı resmen Roma’ya katarak eyalet durumuna getirmiştir. Roma döneminde Kırşehir yöresi putperestliğin yanı sıra Hıristiyanlığın da hızla yayılmıştır. Kırşehir’de bu döneme ait, Hıristiyanlar’ın ibadet ve sığınmaya yönelik inşa ettiği 15 kadar irili ufaklı yeraltı şehri bulunmaktadır. Yapılan tarih araştırmalarında Kırşehir’in Roma Döneminde bir ara önemli bir siyasi merkez olduğu, kısa bir süre eyalet başkenti yapıldığı ortaya çıkmıştır.

http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/muze04.jpgBizans döneminde Makissos, daha sonra da Iustinianapolis adıyla anılan Kırşehir’i aynı yüzyılda yaşayan tarihçi Prokopios’un bildirdiğine göre; Iustinianus Kırşehir’i yeniden imar ederek kent durumuna getirmiştir. Mazaka’da (Kayseri) ekonomik hayatın daha canlı olması nedeniyle Kırşehir halkı buraya göç etmiştir. M.S. 605 yılında Sasaniler Kırşehir’i istila etmiş, bunu Arap akınları ve Muaviye’nin yöredeki egemenliği izlemiştir.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Anadolu Selçuklularından Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Kırşehir’i ele geçirmiş, ardından Oğuzların bazı boyları buraya yerleşmiştir. XII.yüzyılda kısa bir süre Danişmentlilerin eline geçen yöreye yeniden Selçuklular hakim olmuştur. Selçuklu döneminde Kırşehri olarak isimlendirilen kentin ismi, zamanla Kırşehir’e dönüşmüştür. Selçuklu hükümdarı II.Kılıçaslan 1186’da devletinin topraklarını on bir oğlu arasında paylaştırmış, Kırşehir de Muhiddin Mesud’un payına düşmüştür. Ancak kardeşi Rukneddin Aslan Konya’yı ele geçirmiş, Ankara ve Kırşehir’i de kendisine bağlamıştır (1203). 1220’de Alaaddin Keykubat Mengücekler’in Kemah koluna son vermiş, Mengücek boylarından Muzaffer Muhammed’e Şebinkarahisar’ı kan dökmeden teslim ettiği için Kırşehir’i Ona tımar olarak vermiştir. Kırşehir bu dönemde imar edilmiş ve önemli bir kültür merkezi konumuna gelmiştir.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/03/25/apasa.jpgMoğolların Kösedağ Savaşı’ndan (1243) sonra, Anadolu’yu istila ettiği dönemde Kırşehir’den konaklama yeri olarak yararlanılmıştır. Memluk Sultanı Baybars 1277’de Anadolu’ya gelerek Elbistan’da Moğolları yenilgiye uğratmış, Selçuklu ordusunun bir bölümü bu savaş sırasında Memluklulara katılmıştır.

Kırşehir 1365’de Eretna Beyliği’nin hakimiyetine girmiştir. 1381 ’de Kırşehir yöresinde yaşayan Tatar boylarından Samağarlılar, Türkmenler’in otlaklarına saldırdıklarını iddia edince, Kadı Burhanettin, Emir Pir Ali ile Seyidi Hüssam komutasında bir ordu göndererek Türkmenler’i cezalandırmıştır. 1389’da Mürüvvet Bey, Kırşehir’i ele geçirerek Kadı Burhanettin’e vermiştir. 1389’da Yıldırım Beyazıt, kendisine karşı ittifak kuran Kadı Burhanettin ile Candaroğlu Süleyman Paşa üzerine yürümüştür. Kadı Burhanettin savaşmak istemediğinden Kırşehir yöresine çekilmiştir. Kırşehir Valisi Adil Şah’ın teklifiyle kentin surlarını onartmıştır. Timur’un Ankara Savaşı’nda (1402) Yıldırım Beyazıt’ı yenmesi üzerine Karamanoğullarına verilen Kırşehir, II. Murat döneminde (1402-1451) kesin olarak Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/03/25/ahievran-%C4%B1%20veli%20cami%20ve%20t%C3%BCrbesi.jpgXVI.-XVII.yüzyılda Anadolu ile birlikte Kırşehir’de Celali İsyanlarından etkilenmiştir. Karaman eyaletine bağlı bir sancak olan Kırşehir, XIX.yüzyıl sonlarında Ankara vilayetine bağlı Kırşehir sancağının merkezi olmuştur.

Kurtuluş Savaşı sırasında, Yozgat Ayaklanması’ndan etkilenmiş, Cumhuriyetin ilanından sonra da il merkezi konumuna getirilmiştir. Ancak, Millet Partisi lideri Osman Bölükbaşı’yı sürekli buradan milletvekili seçmesinden ötürü Kırşehir cezalandırılmış ve 30 Mayıs 1954’te ilçe yapılarak Nevşehir’e bağlanmıştır. Bunun ardından 1 Temmuz 1957’de yeniden il konumuna getirilmiştir.

Kırşehir’de günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Taburoğlu Köyü yakınlarında Üçayak Kilisesi, Kaman Temirli’de Kilise, Mucur Aksaklı ve Aflak köylerinde Kaya kiliseleri, Derefakılı Kiliseleri, Mucur Manastır ve Keşiş Sarayı, Bizans dönemine ait mimari kalıntılar, Mucur Yer altı Şehri, Cacabey Medresesi (1272), Alaaddin camisi (1242), Kale Camisi (XIII.yüzyıl), Ahi Evran Camisi ve Türbesi (XIV.yüzyıl), Melik Gazi Türbesi, Aşık Paşa Türbesi, Kesikköprü Kervansarayı (1248), Kesikköprü bulunmaktadır.

Fırtına_
02-19-2009, 14:18
Kırşehir Gezgin Gözüyle

http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/kirsehir1.jpgÇağırkan Kale: Höyük Kırşehir-Kaman karayolu üzerinde, Kaman ilçesine 9km.uzaklıktaki Çağırkan kasabasındadır. M.Ö. 3000'den İslami Döneme kadar iskan görmüştür.
Merkez Kalehöyük: Şehir merkezinde bulunan Kalehöyük, milattan önceki dönemlerden itibaren günümüze kadar iskan görmüştür.
Hashöyük: İl merkezine 35 km uzaklıktaki Hashöyük'te yapılan kazılarda, Hitit Dönemine ait kalıntılar bulunmuştur.
Mucur Yeraltı Şehri: Mucur ilçe merkezinde bulunan yeraltı şehri, M.S. 3. ve 4.yy.larda kurulmuştur. Yerden 7-8 m. derinlikte olan bu şehirde 42 oda, dehlizler, ahırlar, ibadet yerleri, gizli yollar ve geçitler ve havalandırma bacaları bulunmaktadır.
Dulkadirli İnli Murat Yeraltı Şehri: İl merkezine 58 km. uzaklıktaki Dulkadirli İnli Murat köyündedir. M.S.4-5.yy.'larda yapıldığı sanılmaktadır. Üç ana mekan ve bu mekanlara açılan 10 odadan oluşmaktadır.http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/kirsehir2.jpg
Cacabey (Medresesi): Cami İl merkezinde bulunan Medrese, 1271-1272 yıllarında yaptırılmıştır ve günümüzde cami olarak kullanılmaktadır.Selçuklu Döneminde astronomi yüksekokulu olarak hizmet vermiştir. Yapıdan ayrı olan minaresi de gözlem kulesi olarak kullanılmıştır.
Ahi Evran Camii ve Türbesi: 1482 yılında, Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran adına yaptırılan Cami ve Türbe, il merkezinde bulunmaktadır.Türbeye, cami içinden bir merdivenle çıkılmaktadır
TARİHİ ESERLER

Anadolunun en şirin ili Kırşehir işlek yol güzargahlarında bulunması nedenikle çeşitli uygarlık ve kültürlerin etkisinde kalmıştır. Kırşehir de tarihi eserlerin hemen hemen hepsi Türklerin yaptığı ve çoğunlukla medrese, cami ve türbelerden meydana gelir.

http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/cacebey01.jpgCacabey Camii : Kırşehir il merkezinde yer alan medrese halk arasında minaresindeki yeşil çinilerden dolayı "Cıncıklı Camii" olarak bilinmektedir. Selçuklular döneminde Kırşehir Emiri Nurettin Cibrilbin Cacabey tarafından 1271-1272 yıllarında yapılmıştır. Döneminde astronomi yüksek okulu olarak hizmet vermiştir. Taç kapısının hemen solunda Cacabey’in yattığı türbe yer almaktadır. Günümüzde Camii olarak kullanılan Medrese Kırşehir il merkezinde yer almaktadır. Minaresindeki mavi çinilerden dolayı halk arasında "Cıncıklı Camii" olarak adlandırılır. Medrese, Anadolu Selçuklu Sultanı II.Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde, Kırşehir emiri Nureddin Caca tarafından 1271-1272 yılları arasında yaptırılmıştır.

http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/cacebey02.jpgCacabey Camii minaresinde bir kesit (Cıncıklı Cami)

İki eyvanlı kapalı avlulu medrese grubuna girmektedir. Döneminde astronomi yüksek oklu olarak hizmet veren Medrese dünyada gözlemevi olarak yapılan ilk yapıttır.

Cacabey Camii içi

Büyük kubbenin hemen altında, Yıldızların incelendiği bir havuz bulunmaktadır. Mukarnas kavsaralı iki renkli taş işçiliğinin Taç kapısı mimari bir şaheserdir. Minaresi yapıdan ayrı olup, Gözlem kulesi niteliğini taşır. Ana eyvanda yer alan karşılıklı iki sütun, koni ve küre biçimlerinin üst üste bindirilmesiyle oluşmuştur Bu sütun düzenlemesinin Anadolu Türk Sanatında başka bir örneği http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/cacabeyici.jpgbulunmamaktadır. Medrese yakın zamanda restore edilmiştir. Yerli ve yabancı turislerin ilgisini çeken Camii, Kırşehir’in En büyük tarihi Camisidir.

http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/alaaddinc.jpg2. Sultan Alaadin Keykubat camii : Selçuklu eserleri arasında önemi büyüktür. 1242 de yapılmış olup 1893 de Ahmet Arifi Bey baştan başa onarmıştır. Bugün Kırşehir müze deposudur. Selçuklu Sultanı Alaadin Keykubat yaptırmıştır. Camii kesme taştan yapılmıştır. Tek şerefeli minaresi vardır. Kırşehir’in ortasındaki kalede bulunmaktadır.

Ahi Evran Camii: Kırşehir il merkezinde kendi adıyla anılan mahallede yer almaktadır. 1482 yılında Ahi Evran’ın takipçilerinden birisi tarafından yaptırılmıştır. Zaviye planlı mescit, Ahiliğin kurucusu Ahi Evran’ın Türbesi ve zaviye - tekke olarak kullanılan mekanlardan oluşmaktadır.
Külliye Ahi Evran türbesi ile Zaviye- Tekke olarak kullanılan mekanlardan oluşmaktadır. Üç kubbe üzerine kare planlı olup, kesme taştan inşa edilmiştir. Ama mekanın sağında mescit solunda Ahi Evran’ın mezarının bulunduğu bir türbe bulunmaktadır. Tek minareli olarak inşa edilmiş olan yapı 1972 yılında Vakıflar genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek camii olarak hizmete açılmıştır

Kapucu Camii: Bu Caminin Osmanlı döneminde Kapucu Mehmet Paşa tarafından yaptırıldığı söylenmektedir. Merkezi planlı, son osmanlı yapısıdır. Kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Yapıya üç bölümlü son cemaat yerinden girilir. Büyük kubbesi sekizgen bir kasnağa oturmaktadır. Asıl ibadet yeri kare planlıdır.

Çarşı camii: Şehrin merkezindedir. 1864 yılında Hüseyin bey isimli bir kişi tarafından mescitt şeklinde yaptırılmıştır. Yapı dik açılı ve minaresizdir. Cami’nin Kırlangıç tipi tavanı, örnekleri içinde en büyük olanıdır. Osmanlı dönemine ait en son eserlerden biridir
http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/kapicicamii.jpg
Lale Camii: 14. asır ilhanlı devrine aittir. Mengücük hanedanı Lala’lar dan birinin yaptırdığı sanılan ve üzerinde yazılı bir tarihi bulunmayan cami, Melik gazi Kümbetinin hemen yanındadır. Mimari yapısı itibariyle 13. yy. ait olduğu sanılmaktadır. Yine caminin mimari tarzı, Buranın bir cami olarak değil, bir kervansaray yada darphane olarak yaptırıldığı kanısını uyandırmaktadır.

Kes****ş kemerlerle sütunlar üzerine binen üç kubbe ile örtülüdür. Batı yönündeki yalnız izleri kalmış kemer başlangıçlarına bakıldığında, daha öncedende iki kubbenin varlığı anlaşılmaktadır. Cami’nin mimari özelliği yoksa’da Kırlangıç kuyruğu şeklindeki çatısı ilginçdir. Ülkemizde bu tip çatı çok nadirdir.

Türbeler

Yunus emre Türbesi: Mutasavvuf ve büyük Türk şairi Yunus emre Kırşehir’de doğmuş ve bu civarda yaşamıştır. Yunus, çağdaşı olan Hacı Bektaşi veli, Aşıkpaşa, Süleyman Türkmani gibi mana güneşlerinden etkilenmiştir. Yunus emre Merkez ilçeye bağlı Ulupınar kasabasında ziyarettepe adlı türbede yatmaktadır.

Malik Gazi Türbesi: 1250 yılında Melik Gazinin eşi Muhterem Hatun tarafından yaptırılmıştır. Konik Külahlı sekizgen kenarlı bir yapıdadır. Mermer taç kapının süsleri çok zengindir. Anadolu Selçuklularına ait güzel bir kümbettir. İçinde Mengücükoğlu Beyi Muzafferüddin Behram Şahın ve eşinin kabri vardır.

http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/asikpasa.jpgAşık Paşa Türbesi: Kırşehir Merkez Aşıkpaşa Mahallesinde bugünkü Ankara ,Kayseri yolu üzerindeki tepede yer almaktadır. 1333 yılında Sivas Hükümdarı Eratna bey’in veziri Ali Şah Ruhi tarafından yaptırılmıştır. Türkçenin zenginliğini savunan ve eserlerini Türkçe olarak yazan, mutasavvıf ve halk şairi Aşık paşa bu türbede yatmaktadır. Beyaz mermerlerden işlenmiş türbe, Eratna Beyliği mimari özelliğinin tek örneği olarak kalmıştır. Türbe koridor ve Mezarın bulunduğu kare bölümden ibaretdir. Taç kapısı üzerindeki mermer oymacılığı, istiridye nişi şeklindedir. Dış görüntüsü ile kırgız çadırlarını andırmaktadır. Bu özelliği ile Anadolu’nun diğer yörelerindeki Türbe mimarisinden farklıdır. İlimizde en çok ziyaret edilen yerlerden biri olan türbe, 1935 ve 1976 yıllarında "Vakıflar Genel Müdürlüğü" tarafından restore edilmihttp://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/fatmahatun.jpgştir

Fatma hatum Türbesi: Kırşehir Yenice Mahallesi Kümbetaltı mevkii’nde yer almaktadır. 1266 yılında dönemin İlhanlı ileri gelenlerinden Hoca Aka Maatır tarafından Fatma Hatun adına yaptırılmıştır. Türbe; köşeleri üçgen pahlı kare kaide üzerine sekizgen gövdelidir. Örtü sistemi, içte tuğla örülü kubbe, dışta küfeki taşıyla kaplanmış sekizgen konik külahlıdır. Yapı düzgün kesme taşlarla inşa edilmiştir.

Ahi Evren Türbesi: Kırşehirin merkezinde aynı adı taşıyan caminin sol tarafındadır.Ahilik teşkilatını kuran ve Andoluya yaygınlaştıran Ahi Evran Veli bu türbede yatmaktadır. Türbe 1481 yılında, Fatih Sultan Mehmet’in kayınbiraderi Alaüddevle tarafından yaptırılmıştır. Türbeye cami içinden bir merdivenle çıkılır. Üç kubbe ile örtülü olan türbe kesme taştan yaptırılmıştır.

Kümbetler: İlhanlı kümbeti köşeli kubbeli bir yapı olan bu kümbet 14. asırda İlhanlılar zamanında Selçuklu mimari tarzında yapılmıştır. Kırşehir’in en eski eserlerindendir.

http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/melikgazi.jpgMelikgazi Kümbeti: İl merkezinin güneydoğusunda bulunan kümbetin kitabesinde tarih bulunmadığı için, ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Buna rağmen, 13. yy. ortalarında Mengücükoğullarından Melik Müzafferüddin Behram Şah adına, eşi tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Kümbet kesme taştan yapılmıştır. Mimari tarzı, Sekiz köşeli çadır biçimindedir


Kalendar (Karakurt) Baba Kümbeti : Kırşehirin 16 km. batısındaki Karakurt kaplıcasının yanında bulunmaktadır. Kümbet Anadolu selçuklu hükümdarılarından Kılıçarslan tarafından 1135 yılında yaptırılmıştır. Kümbetin bitişiğinde bulunan ve sonradan onarılan mescit ile kaplıcanın bugün kullanılmayan kısımlarının aynı tarihte yapıldığı tahmin edilmektedir. Kesme taşlardaan yapılan kümbet, Selçuklu mimarisi özelliği taşımaktadır. Kitabesi kaybolan kümbetin , Selçuklu Emirlerinden Karakurt baba adı ile de bilinen kalendar baba adına yaptırıldığı anlaşılmıştır.

Eski eserler:
Hitit kalıntıları: Kırşehir’e 40km uzaklıkta Hashöyük mevkiindedir, Hititlere ait eski bir şehrin kalıntısı ve bazı eserler ortaya çıkarılmıştır. Hitit kabartma heykeli Hirfanlı barajında görülebilmektedir.

KIRŞEHİR MÜZESİ http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/muze01.jpg

Kırşehir müzesinin ilk kuruluş çalışması 1936 yılında başlamıştır. Cumhuriyetle birlikte yeni müzeler kurulması girişimlerinin başladığı bu dönemde, Kırşehir’de halkın "Kale" olarak adlandırdığı şehir merkezindeki kale höyük üzerinde yer alan Alaaddin Camii’ne bir kısım taş eser ve Etnogrofik eserler toplanarak bir müze deposu oluşturulmuştur.
1975 yılında Kırşehir valiliğince eski eserlerin korunması ve müze oluşturulması için "Eski Eserler Komisyonu" kurulmuş, 1980 yılında Kırşehir müze Müdürlüğüne teslim edilmiştir. İlk eser (Sikke) envanter kaydı 1981 yılında yapılmıştır. Bu arada müzenin taşınmaz eserlerinin tespiti ve tescili amacıyla, arazi çalışmaları da başlatılmıştır.http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/muze02.jpg

1985’de şehir merkezindeki İl Kültür ve Turizm müdürlüğü binasında 100 m2.lik bir mekanda o yıla dek toplanan eserler sergilenmeye başlanmış ve 200 m2.lik bir de depo oluşturulmuştur.

1986 yılında Kaman kale Höyük arkeolojik kazısının başlatılmasıyla müzenin gelişimi hızlanmış ve aynı yıl ilk arkeolojik eser envanterine başlanmıştır.
http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/k%C4%B1rsehir/genel/muze04.jpg
1993 yılında müzedeki eserler Kırşehir Kültür Merkezindeki deposuna konulmuştur.

Kırşehir müzesinin açılma çalışmaları 1996 yılında hız kazanmıştır. Ziyarete açılan Kırşehir müze’sinde sikke, Etnografik ve arkeolojik eser olmak üzere 3300’ün üzerinde eser bulunmaktadır. Kırşehir Müze Müdürlüğünün arazi çalışmaları sonucunda sonucu 136 adet taşınmaz kültür varlığı tespit ederek koruma altına almıştır.