PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Siirt Doğal Güzellikleri


Fırtına_
02-19-2009, 12:40
Siirt ili Güneydoğu Torosların Dicle Havzası’na girdiği bölümde yer almaktadır. İl toprakları bugünkü görünümünü şiddetli kıvrılma ve kırılmalar sonucunda III.Zamanda almıştır. Üst miyosen devrinde blok halinde il toprakları yükselmiş ve böylece Güneydoğu Toroslar oluşmuştur. Ayrıca çöküntü alanları da meydana gelmiştir. Bu çöküntüler akarsularla aşınmış ve batı, güneybatı ile güney yönünde bir takım vadiler meydana gelmiştir.


Muş Güneyi Dağları

Muş Güneyi Dağları, Güneydoğu Torosların düzenli bir kesimini oluşturmuştur. Diyarbakır Havzasının kuzeyinde başlayan bu dağlar Diyarbakır-Muş-Siirt arasında doğudan güneydoğuya doğru uzanarak Siirt-Bitlis sınırını da oluşturmuştur. Bu dağ sırasının en büyük yükseltileri Aydınlık Dağı (Sason Dağı) (2.973 m.), Subaşı Dağı (Zubser Tepe) (2.721 m.) ve Tanrı Dağı’dır (2.044 m.). Bunlardan Aydınlık Dağı ilin en yüksek noktasıdır. Bu dağlar eski tarihlerde sık meşe ormanları ile kaplı idi. Ancak günümüzde bu ağaçlık alanlar orman niteliğini yitirmiştir.


Siirt Doğusu Dağları

http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/04/25/00001242.jpgMuş Güneyi Dağları’ndan sonra Bitlis Çayı vadisinin doğusunda uzanan bu dağlar Siirt’in doğusunu bütünüyle kaplamaktadır. Yükseltiler azalarak güneydoğudaki düzlüklere kadar uzanmaktadır. Sonra da Kavusşahap ve Hakkâri Dağları ile birleşmektedir. Bu dağ silsilesi daha çok ayrı ayrı kütleler halindedir ve Dicle Irmağı’na karışan küçük akarsularla da parçalanmıştır. Bu dağların ana kütlesini Yazlıca Dağı (Herekül Dağı) oluşturmaktadır. İlin en yüksek ikinci noktası olan Yazlıca Dağı’nı (2.838 m.) Meydan-ı Süleyman Tepe (2.444 m.) ile Körkandil Dağı, Uğurtepe (1.807 m.), Kelmehmet Dağı izlemektedir.

Bu dağ silsilesinin yanı sıra Siirt’in kuzeydoğusunda Doğruyol Dağı (Beknovil Dağı) (2.741 m.), Kapalı Dağı (2.631 m.) ve Küran Dağı (2.350 m.) dağları bulunmaktadır.

Siirt Doğusu Dağları yüksek ve sarp görünümdedir. Doğu Anadolu’nun yapraklı ağaçlarından oluşan ormanları burada bulunuyordu. Çoğunluğunu meşe ormanlarının oluşturduğu bu bitki örtüsünden de pek azı günümüze gelebilmiştir. Bunun da nedeni sorumsuzca ağaçların kesilmesidir.


Botan Çayı (Uluçay)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/04/25/00001241.jpgNordüz Platosu’nun batısında, Siirt-Van sınırı arasındaki yüksek dağlardan kaynaklanan bu akarsu batıya ve sonra da kuzeybatıya doğru akmaktadır. Derin bir vadi içerisinde akan Botan Çayı Pervari yöresinin sularını toplayan Çatak Çayı ile Büyük Dere ile Çukurca’da birleşmektedir. Burada Botan Suyu ismini alır ve Siirt il merkezinin doğusundan, Aydınlar ilçesinden geçerek Bostancık yöresine ulaşır. Bu arada Muş Güneyi Dağları’nın sularını toplayan Bitlis Çayı ile Zarova Çayı’nı da sularına katar.

Botan Suyu’nun saniyede taşıdığı ortalama su miktarı 31 m3–274 m3 arasında değişir. Uzunluğu 300 km.ye ulaşan suyun toplama alanı da 7.600 km2’dir. Botan Suyu üzerinde Kip Köprüsü, Sağman Köprüsü ve Kayaboğaz Köyü yakınlarında 130 m.lik asma köprü bulunmaktadır. Botan Suyu’nun yükseltisi fazla olduğundan da akışı çok hızlıdır.


Siirt Mağaraları

Siirt ilinin jeolojik yapısının kalkerli oluşu çok sayıda mağaranın il topraklarında meydana gelmesine neden olmuştur. Bu mağaraların bir bölümünü insanlar konut olarak kullanmışlardır. Bu tür mağaralara Kurtalan ve Eruh ilçelerindeki köylerde rastlanmaktadır.

Bu mağaralar kalkerlerin erimesi ile ortaya çıkmış ve daha çok vadi boylarında yoğunlaşmıştır. Mağaraların en ünlüleri Botan Mağaraları’dır. Ayrıca Cudi Dağı üzerinde de ağzı dar, içerisi çok geniş, doruğa yakın yerde mağaralar da bulunmaktadır. Bu mağaraların duvarlarında hayvan kabartmalarının resmedildiği görülmüş ve bunların tarih öncesi çağlarda da kullanıldığı anlaşılmıştır.


Yaylalar

Siirt il topraklarındaki dağlardan sonra en önemli yeryüzü şekilleri arasında plato ve yaylalar gelmektedir. İl topraklarının %21’i plato ve yaylalarla kaplıdır. Yüksek düzlükler şeklinde olan bu platolar Siirt Doğusu Dağları, Kuran ve Yazlıca dağlarının Botan Suyu ve kolları tarafından yarılmış yamaçlarda toplanmıştır. Bunların başında Pervari ilçesindeki Çemikâri, Cema ve Herekol yaylaları, Şirvan ilçesinde Bacavan Yaylası gelmektedir.

Bu yaylalarda yağışlar düzensiz ve su kaynakları da oldukça kıttır. Orman örtüsünden yoksun oluşlarından ötürü de çayırların oluşturduğu toprak tabakaları da burada yetersizdir.