PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Batman Kaleleri


Fırtına_
02-19-2009, 12:34
Batman Kaleleri



Hasankeyf Kalesi

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/08/08/00004537.jpgHasankeyf Kalesinin ne zaman kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. MÖ. Dönemlerde burada bir yerleşim olduğu söylenirse de bunu kesinleştirecek bilgi ve buluntuya rastlanmamıştır. Büyük olasılıkla bu kale Bizanslıların MS.363 yılında Sasanilere karşı koruma amaçlı olarak yapıldığı sanılmaktadır.
Kalenin bütünü doğal kayalardan oluşmuş olup, biri doğuda, diğeri de batıda olmak üzere iki merdivenli yol ile kaleye çıkılmaktadır. Bunlardan doğudaki yol diğerine göre daha geniş olup, moloz taşlarla döşenmiş ve belirli aralıklardaki kapılardan geçilmektedir. Tarihi kaynaklarda Artukluların da kullandığı bu kalede yedi kapının bulunduğu yazıldır. Ayrıca kalenin kuzeyinde yine kayalara oyulmuş yapıldığı dönemde gizli olan iki merdivenli yol daha bulunmuştur. Bu yollar kaleye su çıkarılamadığı dönemlerde bu merdivenli yollardan yararlanılarak Dicle’den su sağlanmakta idi.
Kale ile El-Rızk Camisi arasındaki yolun girişinde kalenin birinci kapısı bulunuyordu. Günümüzde burası ana kayadan kopan parçalarla dolmuştur. Bu parçalardan bazıları içerisinde bir takım yapı kalıntılarının izleri de görülmektedir. Bu yol kanyonun en dar yerinden başlayarak dar açılımlı bir dirsek yaparak kale tepesine kadar yükselmektedir. Sonradan da bu yol kaldırım döşeli geniş basamaklı bir rampaya yönelmektedir. Bu rampanın başlangıcında bulunan aslan kabarmalı kalıntı 1992 yılında bir fırtına sırasında çökmüştür.
Kalenin ikinci kapısına ait olan bir aslan kabarması geometrik motifli bezemeler ve kitabe koruma altına alınmıştır. Rampadan sonraki dirsek dönülünce kalenin en güçlü girişi olan Orta Kapı’ya ulaşılır. Bu kapı tılsım içeren motifler, palmetler ve sitilize edilmiş ejder figürlü kabarmalarla bezenmiştir. Kalenin üçüncü kapısı olan bu bölüm, Eyyubi dönemi mimarisini yansıtmaktadır.
http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/08/08/00004546.jpgKalenin tepesine yakın yerdeki üçüncü kapıda Muşarabiye denilen balkon gibi çıkmalar bulunmaktadır. Aslında mimari bir süs olarak görülen bu çıkmalar düşmanın üzerine kızgın yağ, ateş ve ok atılan yerdir. Bu kapının arkasında askerlerin nöbet tuttuğu Seyirdim denen yollar bulunmaktadır. Yüksek dikdörtgen cephesi olan bu giriş, batısındaki ana kaya kütlesine dayanmakta olup, doğusu açıktadır. Doğu yüzü düzgün taşlara oyulmuş silmeler ve dekoratif şekillerle hareketlendirilmiştir.
Rampanın doğu kenarı ile birlikte buraya bağlantılı olan surlar, günümüzden yaklaşık 150 yıl önce yıkılmıştır. Basamaklı ve zikzak rampalı bu tepenin üzerinde Yüksek şehre ulaşılan noktada doğal şartlardan ötürü özelliğini yitirmiş kalenin dördüncü ve son kapısı bulunmaktadır.


Küçük Kale (Hasankeyf)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/08/08/00004538.jpgHasankeyf Kalesi’nin doğusunda, kaya kütleleri arasındaki alan Küçük Kale veya İkinci Kale ismi ile tanınmaktadır. Hasankeyf Kalesi’nden buraya bakıldığında zikzak yaparak yukarıya doğru çıkan merdivenlerin mağara, konut ve dehlizlerinin izleri görülmektedir. Ancak bu bölüm büyük ölçüde tahrip olmuş ve günümüze pek az kalıntı gelebilmiştir.
Artuklular ve Eyyubiler Küçük Kale denilen bu bölümü darphane olarak kullanmışlardır. Nitekim burada basılan sikkelerden oluşan bir koleksiyon bugün Mardin Müzesi’ndedir. Eyyubilerden önce, Moğollar burasını kullanmışlardır. Bu mekana kale kapısı karşısındaki bir merdivenden çıkılıyordu. Ancak merdiveni taşıyan kaya kütlesinin kısmen yıkılmasından ötürü bugün buraya çıkılamamaktadır.
Prof.Dr.Oluş Arık’ın yaptığı araştırmalarda Küçük kale’nin içerisinde evlere, su havuzuna, su kanallarına, sarnıçlara ve değişik amaçlarda kullanılan mağaralara rastlamıştır. Bu arada Küçük Kale’yi çevreleyen burç kalıntıları ile de karşılaşmıştır.