PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Mardin Külliyeleri


Fırtına_
02-19-2009, 12:28
Mardin Külliyeleri


Emünüddin Külliyesi (Mâristan) (Merkez)

Mardin’in güneybatısında Mâristan (Mesken) Mahallesi’nde bulunan bu külliyeyi Mardin Artuklu Sultanı Necmeddin İlgazi’nin (1104-1122) kardeşi Emünüddin tarafından başlanmış ve yapımını Artuklu Sultanı Necmeddin Ilgazi tarafından tamamlanmıştır.

XII.yüzyıla tarihlenen bu külliye cami, medrese, hamam, maaristan (darüşşifa) ve çeşmeden meydana gelmiştir. Halk arasında da Mâristan ismi ile tanınmıştır. Anadolu’da külliye olarak yapılan ilk yapı toplulukları arasında bulunan bu yapılar grubu eğimli bir arazi üzerinde kurulmuştur. Oldukça geniş avlusuna kuzeydeki medresenin yanında bulunan birkaç basamaklı merdivenle çıkılmaktadır. Avlunun doğusunda Mâristan Çeşmesi denilen çeşme iki kemerli bir bölüm içerisindedir. Medrese ise batıda yer almaktadır. İki bölümlü dikdörtgen planlı ve çapraz tonozlarla örtülü iki ayrı mekândan meydana gelmiştir.

Cami:
Avlunun güneyinde bulunan cami XIV.-XV.yüzyıllarda yenilenmiştir. Cami beşik tonoz örtülü olup, önünde üç çapraz tonozlu bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Kesme ve moloz taştan yapılan caminin kuzeyindeki son cemaat yerinin doğu ve kuzeyin sivri kemerlerle çevrilidir. Son cemaat yeri ile ibadet mekânı arasında beşik tonozlu, içerisinde küçük bir mihrap nişi olan bir oda bulunmaktadır. Buradan dikdörtgen planlı beş pencere ile içerisi aydınlatılmış ibadet mekânına geçilmektedir. Caminin doğu tarafında da yüksek bir platform üzerinde namazgâh olduğu sanılan ayrı bir ibadet yeri bulunmaktadır.

Medrese:
Emünüddin Külliyesinin medresesi yapı topluluğunun kuzeyinde bulunmaktadır. Kesme taştan yapılmış olan medrese, alışılagelen medrese planlarından farklıdır. Ancak medresenin değişik zamanlarda yapılan ek ve onarımlarla planının değiştirildiği sanılmaktadır. Yalnızca Şanlıurfa’daki Eyyubi Medresesi’nde de buna yakın bir plan şekli görülmektedir.

Medreseye yuvarlak kemerli, iki yanında birer pencere bulunan bir kapıdan girilmektedir. Buradan üzeri beşik tonozlu bir mekâna ve avluya ulaşılmaktadır. Batıda çapraz tonozlar, doğuda da kemerle ayrılmış iki çapraz tonozlu mekânlar bulunmaktadır. Bu mekânların duvarları nişli olup, pencerelerinde de değişik şekiller uygulanmıştır. Bazılarının kemerli, bazılarının da düz taş lentolu olmaları medreseye farklı bir görünüm kazandırmıştır.

Hamam:
Külliyenin hamamı günümüze oldukça harap bir durumda gelmiştir. Ord.Prof.A.Süheyl Ünver 1938 yılında bu hamamın bir planını çizmiş ve bazı bölümleri yıkılmadan önceki konumu ile ilgili bize bilgiler vermiştir. Hamamın yıkılmadan önce çizilen plan krokisinden haç şeklinde bir sıcaklığı olduğu ve buraya da çeşmenin arkasındaki bir geçitten ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Hamamın soyunmalık kısmı büyük ve tek kubbeli olup, içerisinde nişler bulunmaktadır. Bu hamamın sıcak su ile hasta tedavisinde kullanıldığı kaynaklardan öğrenilmektedir. Bu bakımdan külliyenin hamamının Anadolu’daki ilk tıp şifahanesi olarak yapıldığı da düşünülmektedir.


Necmeddin Külliyesi (Merkez)

Mardin’in güneybatısında Mâaristan (Mesken) Mahallesi’nde bulunan bu külliye, Emünüddin Külliyesi’nin doğusundadır. Külliyenin yapım tarihini belirten bir kitabe günümüze ulaşamamıştır. Bununla beraber Necmeddin Ilgazi tarafından 1122’den önce yaptırıldığı ve Necmeddin Ilgazi’nin burada gömülü olduğu da ileri sürülmüştür.

Günümüze bu yapı topluluğundan birbirini kesen iki beşik tonozlu mekân ve onların uzantıları dışında iki beşik tonozlu mekân ve eklerinin izleri ile doğusundaki minare kaidesi gelebilmiştir. Külliyenin kalıntılarından kare planlı bir caminin temel izleri ortaya çıkarılmıştır. Caminin mihrabı nişli olup, üzerinin kubbeli olduğu sanılmaktadır.

Külliyenin kuzey yönünde yüksek ve sivri kemerli bir kapısı; doğusunda tonozlu mekân ve açıklıklar bulunmaktadır. Günümüze gelebilen duvarların ortalarında yüksek sivri kemerlerin izleri görülmektedir. Bu duvarlarda sivri ve dörtgen kesme taş pencereler sıralanmıştır. Minarenin kare kaidesinde ise burmalı sütunlar, istiridye kabuğu şeklinde küçük nişler görülmektedir. Minare yanındaki kalıntılardan güneye doğru tonozlu bir duvarın uzandığı ve burada da geniş bir eyvan ile oda kalıntıları dikkati çekmektedir.

Necmeddin Külliyesi’nden bunların dışında günümüze başka bir kalıntı gelemediği gibi yapı topluluğu ile ilgili kaynaklarda yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır.

Fırtına_
02-19-2009, 12:28
Mardin Dergâh ve Zaviyeleri


Mardin yapıları arasında dergâh ve zaviye olarak kullanılmış yapılar bulunmaktadır. Özellikle bu yapılar XIV.-XV.yüzyıllarda ortaya çıkmış olup, bunun da nedeni bu dönemde kolonizasyon hareketlerinin başlamasıdır. Mardin dergâh ve zaviyeleri Akkoyunlular döneminde yapılmıştır. Ancak bunlardan Hamza-i Kebir Zaviyesi’nin türbesi dışındakiler günümüze ulaşamamıştır.


Hamza-i Kebir Zaviyesi (Merkez)

Mardin Meydanbaşı yakınındaki Hamza-i Kebir Zaviyesi’nden günümüze yalnızca türbesi gelebilmiştir. Bu zaviyenin Akkoyunlu Karayürük Osman’ın oğlu Hamza Bey (1435-1444) tarafından 1438’de yaptırıldığı kitabesinden öğrenilmiştir. Türbe de sonradan değiştirilerek mescit haline getirilmiştir. Türbenin üzerindeki kitabesinden Akkoyunlular döneminde, 1438-1439 yılında yaptırıldığı öğrenilmiştir. Büyük olasılıkla da türbe, Akkoyunlu Hamza Bey’e aittir.

Türbenin yanındaki zaviyeden hiçbir iz günümüze gelemediğinden yapı şekli hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Sadece temellerinin bazı kısımları taş yığını halinde günümüze gelebilmiştir.

Türbe, kesme taştan yapılmış, mescide çevrildikten sonra eklenen beton eklerle de şekli boulmuştur. Haça benzer bir planı olduğu anlaşılan türbenin dışarıya taşkın kapısı üzerinde geometrik bezemeler varsa da bunlar da zamanla bozulmuştur. Türbenin üzeri tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Haçın kollarını oluşturan mekânlar da tonoz örtülüdür.


Cihangir Bey Zaviyesi (Merkez)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/03/02/00127866.jpgMardin’in güneyinde, Artuklular zamanında yapılmış olan Kasımiye Medresesi’nin batısında ve şehir dışında Cihangir Bey’in ( 1444-1469) zaviyesi ile yanında da türbesi bulunmaktadır. Zaviye Akkoyunlu Cihangir Bey tarafından yaptırılmıştır.

Kitabesi bulunmadığından kesin tarihi bilinmemektedir. Bununla beraber Cihangir Bey’in yaşadığı dönem ve yanındaki türbenin günümüze gelen kalıntıları XV.yüzyılın başlarında yapıldığını göstermektedir. Zaviye dikdörtgen planlı olup, ortası çapraz tonoz, iki yanı da beşik tonozlarla örtülmüştür. Yapının doğusundaki bölümünün içerisine bir ocak nişi yerleştirilmiştir. Girişi kare bölümlü olup, üzeri yıldız tonozla örtülüdür.

http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/03/02/00127867.jpgZaviye ve yanındaki türbe çok harap ve yıkık durumda günümüze gelebilmiştir. Cephesi dışında moloz taşla örülen yapının sivri kemerli bir girişi bulunmaktadır. Buradan kare planlı tonozlu bir bölüme girilmektedir. Çapraz tonoz örtülü bir kapıdan da beşik tonozlu bölümlerin peş peşe sıralandığı hücrelere geçilmektedir.

Cihangir Bey Zaviyesi ve Türbesi yakın tarihlerde onarılmıştır. Yöresel kesme taştan onarılan yapı, kare planlı iki ayrı bölümden meydana gelmiştir. Girişi yuvarlak kemerli olup, sağ tarafta türbe, sol tarafta da zaviye bulunmaktadır. Bunların üzeri içten tonoz, dıştan da düz dam şeklindedir.


Hamza-i Sagir Zaviyesi (Merkez)

Mardin il merkezinde bulunan Hamza-i Sagir Zaviyesi Mardin’in en büyük zaviyelerinden birisidir. Abdülgani Efendi’ye göre 1474-1475 yıllarında yapılmıştır. Günümüzde değişikliğe uğrayan zaviyenin planını çıkarmak mümkün olamamıştır.

Zaviyenin bir bölümüne elektrik jeneratörü, bir bölümüne de soğutma havuzu yerleştirilmiş, kalan kısımları da mazot deposu olarak kullanılmıştır. Günümüze gelen kalıntılarına dayanılarak zaviyenin iki yana yönelik beşik tonozlu mekânları olduğu ve bunların arasında da çapraz tonozlu bir ana mekânın yer aldığı anlaşılmaktadır.