PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hatay Kale ve Surları


Fırtına_
02-19-2009, 11:44
Antakya Kalesi (Merkez)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2004/12/13/antkalesi.jpgİstanbul surlarından sonra en uzun sur duvarları olan Antakya surları MÖ.300 yıllarında Seleukos I zamanında inşa edilmiştir. Roma ve Bizans dönemlerinde yapılan ilavelerle genişletilmiş 23.600 m. Uzunluğuna erişmiştir. Habib Neccar Dağı üzerinden batıda âsi Nehri’ne, doğuda da aşağıdaki düzlüklere kadar ulaşır. Üst kısımlarda surların yüksekliği 50-60 m.ye Âsi Nehri kıyısında da 70 m.ye kadar ulaşır. Evliya Çelebi 44.000 adım uzunluğundaki duvarların büyük taş bloklarla örüldüğünü ve son derece de sağlam olduğunu belirtir. Surlar 80-100 m. arasında birer burçla takviye edilmiştir. Buradaki burçlar 5 katlı olup her kat başlı başına müstakildir. Burç sayısının 360 dolaylarında olduğu sanılmaktadır. Kalenin yapımında kullanılan büyük taşlar adeta birbirleri ile perçinlenmiştir. Kalenin kuzeyde Halep, batıda Şam kapıları bulunuyordu. Bunlardan Halep kapısının 10 m. Yüksekliğinde demir bir kapısı vardı.

Surların içerisindeki İçkale, MS.VI.yüzyılda Bizans İmparatoru Nikefhoros Fokas tarafından yaptırılmış ancak günümüze iyi bir durumda gelememiştir. Bu surların çok fazla zarar görmesinin nedeni de Perslerin buraya hücum etmesinden kaynaklanır.

Günümüzde Habib Neccar Dağı üzerinde bu surların ve İçkalenin yıkıntıları ile sarnıç kalıntıları görülmektedir. Ayrıca Habib Neccar Dağı ile Haçdağ arasında selleri önlemek amacıyla İmparator Iustinianus tarafından VI.yüzyılda yapılmış olan Demirkapı denilen bölüm iyi bir durumda günümüze kadar gelebilmiştir.


Koz Kalesi (Altınözü)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2004/12/13/kozkalesi.jpg
Altınözü Koz Kalesi Köyü’nün yakınında olan bu kale, yüksek, sarp ve kayalık bir tepe üzerinde kurulmuştur. Üçgen şeklindeki tepenin etrafı çepeçevre kalın duvarlarla sağlamlaştırılarak iyi bir korunak meydana getirmiştir.
Bu kale Helenistik dönemde yapılmıştır.Büyük bir bölümü harap olmakla beraber, güney tarafındaki kalıntılardan iri blok taşlarla yapıldığı, birbirlerinden 100 m. uzaklıkta yarım yuvarlak 2 burcu olduğu görülmektedir.
Koz Kalesi Bizanslılar ve Haçlılar tarafından da kullanılmış, 1268 yılında da Baybars tarafından ele geçirildikten sonra önemini yitirmiştir.






Bakras Kalesi (Belen)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/11/23/00063014.jpgBelen Örençay (Bakras) Köyü’nde Kızıldağ’ın eteğindedir. Helenistik dönemde Anadolu-Suriye-Mısır yolunu kontrol etmek amacıyla yapılmıştır. Sonraki dönemde Romalılar, Bizanslılar ve Haçlılar tarafından onarılarak kullanılmıştır.
Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında da Osmanlıların eline geçmiştir. Günümüze iyi bir durumda gelen kalenin içerisinde Bizans döneminde bir de kilise yapılmıştır.






Darbısak (Darb-ı Sak) Kalesi (Kırıkhan)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2004/12/13/beyazitibestami.jpgKırıkhan’a 4 km. uzaklıkta, Alaybeyli Köyü’ndedir. Bu kale Helenistik dönemde Belen Geçidi’ne kuzeyden gelen yolu korumak için yapılmıştır. Bu kale de Bakras Kalesi gibi 50-60 m. Yüksekliğinde bir tepenin üzerinde kurulmuştur. Günümüze doğu tarafına ait bazı kalıntıları ile kaleye dağdan su getiren su kemerleri ayakta gelebilmiştir. Ayrıca İslâm velilerinden Beyazıt Bestâmi adına burada bir ziyaret yeri ve cami yapılmıştır. Kalenin bir bölümü sonraki dönemlerde konut haline getirilmiş ve Osmanlı dönemi idarecileri ile ailelerinin mezarları burada bulunmaktadır. Bu yüzden de halkın ziyaret yeridir.


Sarıseki Kalesi (İskenderun)

İskenderun-Adana Karayolu üzerinde, İskenderun’a 10 km. uzaklıktadır. Helenistik dönemde (MÖ.300-MS.20) yapılmış, Romalılar, Bizanslılar, Haçlılar ve Selçuklular, Osmanlılar tarafından kullanılmıştır. Evliya Çelebi’nin belirttiği gibi, dörtgen plânlı, yekpare taşlı bir yapıdır. Yavuz Sultan Selim yol güzergâhı üzerinde bulunan bu kalenin onarımına 1516’da başlamış ve Kanuni Sultan Süleyman 1549’da tamamlamıştır. Kaleden çok az bir kalıntı günümüze gelebilmiştir.


Şalen Kalesi (Sıvlan Kalesi) (İskenderun)

İskenderun’un kuzeydoğusunda Değirmendere Köyü yakınındaki Şalen Kalesi Amanos Dağları’nın uzantısı olan sarp ve kayalık bir tepeye kurulmuştur. Helenistik dönemde yapılmış, Bizanslılar ve Haçlılar zamanında gözetleme ya da karakol kalesi olarak kullanılmıştır. Günümüze bu kaleden, pek az kalıntı gelebilmiştir.


Payas Kalesi (İskenderun)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/11/23/00063023.jpgPayas kalesi, Osmanlı döneminde Sokollu Mehmet Paşa tarafından Payas Limanı ve tersanesini güvence altına almak için 1567’de yapımına başlanmış, 1571 yılında da tamamlanmıştır. Antik çağlara ait bir kale üzerine yapıldığı sanılmaktadır. Onunla ilgili bir kalıntıya rastlanamamıştır. Sokollu Mehmet Paşa’nın yaptırdığı, dört köşeli, sekiz kuleli bu kale Payas’ın simgesi olarak nitelenmektedir. Başta Evliya Çelebi olmak üzere buradan geçen zenginler bu kaleden söz etmişlerdir. İskenderun Limanına gelen yabancı gemilerin su gereksinimini karşılayan Payas’ın güvenli bir yer olmasında Balyemez Toplarının bulunduğu bu kalenin büyük önemi vardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında cezaevi olarak kullanılmış, özellikle ağır cezaya mahkûm olmuş suçlular buraya yerleştirilmiştir. Namık kemal de bir süre bu kalede hapsedilmiştir.



Cin Kulesi (İskenderun)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2004/12/13/cinkulesi.jpgPayas Kalesi ile liman arasında, hemen aşağıdaki limanı korumak için 1577 yılında inşa edilmiştir. Eskiden “İskele Kalesi” adıyla anılan bu yapı 360 derecelik görüş alanına sahip bir karakol kulesidir. Günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir.