PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Adana Gezgin Gözüyle


Fırtına_
02-19-2009, 11:16
AKÇA ( AĞCA ) MESCİT Ulu Cami mahallesindedir.1409 yılında Türkmen beylerinden Ağca bey tarafından yaptırılmış olup, Adana’nın en eski Türk Yapıtıdır.Bir çok kez tamir görmüştür. Mihrabı süslüdür.Selçuklu Taş işçiliğinin Başarılı bir örneğidir.
ALEMDAR MESCİDİ: Başocak Mahallesi'ndedir. 17482de Alemdar Hacı Mustafa Hasan Ağa tarafından yaptırılmıştır.
ALİ DEDE MESCİDİ: Ali Dede Mahallesi'nde 82 sokaktadır.1704 de Urfa Valisi Mehmet Paşa tarafından Ali Dede adına yaptırılmıştır.1952 yılında yapılan onarımında batı duvarları yıkılmış yanına bir kemer ve bir yapı yapılarak büyütülmüştür. Kare http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/Adana/adana.jpgbiçiminde küçük bir kubbesi vardır.
CUMA FAKIH MESCİDİ: Ulu Cami Mahallesi'ndeki Kale Kapısı semtindedir. 1541’de Cuma Fakıh yaptırtmıştır. 1891'de Mehmet Zabit ve Mehmet Arif kardeşlerce onarılmıştır. Küçük ve basit bir yapıdır. Duvarlarında yuvarlak kemerli ikişer pencere vardır.
HASAN AĞA CAMİİ: Ali Ağa Mahallesi'ndedir. Klasik Osmanlı dönemi mimarisinin Adana'daki tek örneği sayılır. Camiyi 1558 yılında Ramazanoğlu Halil Bey'in kölesi Abdullahoğlu Hasan Kethüda ile azatlı kölesi Atike yaptırmıştır. Hasan Kethüda Camii adı ile tanınır. Planını Mimar Sinan'ın yaptığı söylenmektedir. Tek serefeli minaresi 1730 yılında yapılmıştır. 1813 yılında büyük bir onarım görmüştür. Kesme taştan yapılan cami, 10.70x10.70 M. Boyutundadır. Cami'nin Osmanlı Mimarisi biçimindeki yüksek kasnaklı büyük kubbesi, dört duvarın üzerine oturmaktadır. Giriş kapısının kuzey duvarı bitişiğinde Lale Devri üslubunu andıran oymalı süslemeler vardır. Müezzin mahfili ve mihrabı ağaçtandır. Siyah ve beyaz mermerlerle süslüdür. Mimberi de aynı cins mermerlerle yapılmıştır. Tek şerefeli minaresi kesme taştan sade ve klasik üsluptadır. Caminin güney duvarında 1671 yılında Adana'dan gelen Evliya Çelebi'nin imzasını taşıyan bir yazıt vardır. Ulu Cami'nin yapımını yöneten Hasan Kethüda, buradan artırdığı malzeme ile, daha güzel olan bu camiyi yaptırmıştır. Söylentiye göre, buna kızan Ramazanoğlu Piri Mehmed Paşa da onun başını kestirmiştir.
HASIR PAZARI MESCİDİ: Yağ Camisi yakınındaki Hasırpazarı Sokağındadır. 17. yüzyıldan kalma bir Osmanlı yapıtıdır. Çeşitli tarihlerde onarım görmüş sade bir yapıdır. Küçük bir kubbesi vardır.
KEMERALTI (Tarsuskapı) CAMİİ: Tarsuskapı'dadır (Küçüksaat Semti). Kapının kemerinden dolayı, bu camiye sonradan bu ad verilmiştir. Semt de bu caminin adını taşır. Ramazanoğlu döneminde (1548) Savcıoğlu Hacı Mustafa tarafından Savcıoğlu Camii adı ile yaptırılmıştır. Çeşitli dönemlerde onarım görmüştür. 1943 yılında, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onartılmıştır. Kesme taştan yapılmış küçük bir camidir. Kare biçimindedir. Kuzey ve doğusundaki son cemaat yerleri, ikişer küçük kubbe ile örtülüdür. Sade yapılı ve tek şerefeli minaresi caminin kuzeydoğu köşesindedir. Büyük kubbesi kiremitle kaplıdır. Bugün izleri bile kalmayan medresesinden bir yazıt, Adana Bölge Müzesi'nde bulunmaktadır.
http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/Adana/adanacamii.jpgKÜÇÜK MESCİD: Ziya Paşa Parkı'ndaki Ulu Cami'nin doğusundaki geniş alandadır. Akça Mescid'den sonra ikinci bir İslam yapıtıdır. 1942 yılında Ramazanoğlu Halil Bey yaptırmıştır. Ulu Cami yapılıncaya dek, bu mescidde namaz kılındığı söylenir. Yapılış tarihi, giriş kapısındaki yazıtta belirtilmiştir.
MEMİŞ PAŞA CAMİSİ: Sofubahçe Mahallesi'deki Valilik Binası yakınındadır. 1825 yılında Adana Valisi Memiş Paşa, eski Havutoğlu Mescidi'nin yerine yaptırmıştır.
MESTANZADE CAMİSİ: Mestanzade Mallesi'ndedir. 1682 yılında Ramazoğlu soyundan Mestanzade Hacı Mahmut Ağa yaptırmıştır. Kesme taştandır. 1948'de Helvacı Musaoğlu İsmail (Çankaya) minaresini yenilemiştir. Kare biçimlidir. Duvarlarında sivri kemerli ikişer pencere bulunmaktadır. Camiyi kurşun kaplı iki pencere örtmektedir. Pazar Caddesi'ndeki Mestanzade Hamamı, caminin vakfıdır.
ŞEYH ZÜLFA MESCİDİ: Hürriyet Mahallesi, Depo Caddesi'ndedir. 1844'de Şeyh Zülfa (Zilo) yaptırmıştır. Kesme taştandır. Kare biçiminde olpu, kirpi saçaklı küçük bir kubbesi vardır. Mihrabı sadedir. Şeyh Zülfa'nın mezarı mescidin bahçesindedir.
ULU CAMİİ: Adana'nın bu en büyük yapısı Ziya Paşa Parkı yanındadır. Selçuklu, Memlük ve Osmanlı üsluplarının karma ürünüdür. 1513 yılında Ramazanoğlu Halil Bey başlatmış, ancak 28 yıl sonra (1541'de) oğlu Piri Mehmed Paşa tamamlamıştır. Cami, Osmanlı dönemindede onarımlar görmüştür. Caminin duvarları, siyah ve beyaz mermer blorklarıyla süslüdür. Alanı, ön bahçesiyle birlikte, 32.50x34.50 m boyundadır. Cami temelinin, Ramazanoğlu Halil Bey”ce 1513 yılında atıldığı, her iki giriş kapısındaki Arapça yazılardan anlaşılmaktadır. Selçuklu üslubundaki batı kapısında iki yılan kabartmalı bir kubbe ile bir de yazıt bulunmaktadır. Kuzey duvarı üzerine oturtulmuş bir müezzin mahfili vardır. Kıble duvarı ve kara mermerle çevrili mihrabın üstü yarım ay biçimindedir. 16 ve 17. yüzyıl İznik çinileriyle kaplıdır. Beyaz mermer mimberdeki yazıtta Piri Mehmed Paşa'nın adı geçer. Caminin doğusunda 31.00x32.70 m boyutunda medrese Medrese (1540), güneydoğusunda Ramazanoğlu Türbesi (1541), Vakıf Sarayı (harem dairesi) ve Tuz Hanı (selamlık dairesi) , güneyinde Ziya Paşa Parkı ile, Ziya Paşa'nın mezarı vardır.
YAĞ (Eski) CAMİİ: Eski Belediye Caddesi'nde, Büyük Çarşı Semti'ndedir. Medrese kapısındaki yazıta göre, 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey'in buyruğu ile, Ermeni Saint Jacgues Kilisesi'nden camiye çevrilmiştir. 1525 yılında minaresi 1558 'de Piri Paşa tarafından medresesi yaptırılmıştır. Camiye önceleri , Eski Cami denirdi. Sonra Yağ Camisi adını aldı. Selçuklu Ulu Camileri tipindedir. Son Cemaat yeri, diktörtgen biçiminde, dört sıra sütunla beş nef'e (sahn'a) ayrılmaktadır. Avlu Kapısı, bu sade caminin yanında bir anıt gibi büyük ve görkemlidir. Medsesesi dershane, mutfak, yatakhane ve çeşitli odalardan oluşur.
YENİ CAMİ: Özerler Caddesi'ndedir. Avlu kapısının üzerinde iki yazıt vardır. Bu yazıtlara göre, camiyi 1724 yılında Abdürrezzak Ankati, minariye de 1729 yılında Aptullah Bin Ali Paşa yaptırmıştır. Memlük mimarisi etkileri görülür. Cami, Antaki adıyla da tanınır. Tümüyle dikdörtgen biçimindedir. Güney duvarı taş işçiliğinin başarılı bir örneğidir. İki paye ve iki sütunun taşıdığı on kubbesi vardır. Son yıllarda önüne, geniş bir son cemaat bölümü eklenmiştir.
YEŞİL MESCİD: Tepebağ Mahallesi'ndedir. 1751 yılında Gencizade Hacı Mahmut yaptırmıştır. Kubbesini örten yeşil kiremitleri nedeniyle bu adla anılmaktadır. Sarı renkte kesme küfeke taşından yapılmıştır. Kare biçiminde ve tek kubbelidir. Adana yöresindeki klasik mescid tiplerinden biridir. 1941 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü”nce onarılmıştır. Yay kemerli giriş kapısı üzerindeki yazıtta adı geçen medreseden bugün iz kalmamıştır.
ULU CAMİİ MEDRESESİ: Ulu camii mahalsindeki Ulu cami külliysindedir. 1540'ta Ramazanoğlu Piri Mehmet paşa tarafından yaptırılmıştır. Avlu çevresınde medrese odaları ve iki büyük derslik vardır.
YAĞ CAMİİ MEDRESESİ: Büyük çarşıdaki Yağ camisinin avlusundadır 1558'de Ramazanoğlu Piri Mehmet paşa tarafından yaptırılmıştır. Saçakları o dönemin ahşap işçiliğinin güzel bir örneğidir.
ADANA ŞEHİTLİĞİ: Kurtuluş savaşında toplu halde şehit düşen 100 mücahit ile milis şehitleri burada gömülüdür. Yeşil oba mahalsindedir. 1955'de yaptırılmıştır.
RAMAZANOĞLU TÜRBESİ: Ulus caddesinde Ulu camii bitişiğindedir. 1541'de Piri Mehmet Paşa Ulu cami ile birlikte Ramazanoğlu beyleri için yaptırmıştır. 16 ve 17. y.y. çinileri ile kaplıdır. Türbenin duvarındaki bitki motifleri oyma taş işciliğinin özgün bir örneğidir.
ŞEHİT DURAN MEZARI: Adananın ilk hürriyet şehidi Duran’ın Fransızlara karşı savaşırken can verdiği sed boyundadır Mücahitler derneği tarafından halkın yardımı ile yapılmıştır.
ZİYA PAŞA MEZARI: Ziya Paşa Parkı'ndadır. Adana’da valilik yapan Şair Ziya Paşa'nın (1825-1880) mezarıdır. Mezarı 1881' de vali Abidin paşa yaptırmıştır Mezarın yanında Ramazanoğlu ailesinin altı köşeli ve kubbeli türbesi vardır.
BEDESTEN (ARASTA): Eski Belediye Caddesi'ndedir. 16. yüzyıl başında yapılmıştır. Ramazanoğlu dönemi yapısıdır. Küçük kapısı üzerindeki bir yazıta göre bedesteni Ramazanoğlu Halil bey ile oğlu Piri Mehmet paşa yaptırmıştır. 1850'de Adana valisi Kel Hasan tarafından onartılmıştır. Kapalı çarşı veya Büyük Çarşı adları ilede anılır.
GÖN HAN: 1530'da Ramazanoğlu Piri Mehmet Paşa yaptırmıştır. 360 dükkanlı ve bedestenlidir.Bu han tümü ile yıkılmış geriye kapısı kalmıştır. Yerine bugünkü vakıflar çarşısı yapılmıştır. Eski kapı 1960'da restore edilmiştir.Kesme taştan yapılmış olan bu kapı büyük sivri kemerlidir.Kemerin iki üst köşesine birer mührü Süleyman motifi işlenmiştir.
TUZ HAN: Ulu Camii mahallesindedir.Sülüsle yazılmış yazıtından Ramazanoğlu beyi Halil Bey’in yaptırdığı anlaşilmaktadır.Eskiden burada tuz satıldığından Tuz hanı adı ile anılmaktadır.Çeşitli onarımlar gören hanın bir bölümü yıkıktır.Batı köşesinde sivri kubbeli bir mescidi vardır.
ÇARŞI HAMAMI: Eski Belediye Caddesi'nde Saat Kulesi'nin karşısındadır. Adana hamamlarının en eskisi ve en büyüğüdür. 1529'da Ramazanoğlu Halil Bey'in oğlu Piri Mehmet Paşa yaptırmıştır. Son olarak Nuri Has tarafından tümü ile restore ettirilmiştir.Suyu büyük dolaplarla ve su olukları ile Seyhan Irmağı'ndan sağlanmıştır.
IRMAK (YALI) HAMAMI: Adana Hükümet Konağı yakınındadır. Ramazanoğlu Halil Bey tarafından eski bir Roma hamamının temelleri üzerine 1494'de yaptırılmıştır. Suyunu kıyısında olduğu Seyhan Irmağı'ndan alması nedeni ile Irmak Hamamı , Yalı Hamamı gibi adlarla anılmaktadır.
MESTAN HAMAMI: Pazarlar Caddesi'ndedir. 1682'de Ramazanoğulları'ndan Mestanzade Hacı Mahmud Ağa Mestanzade Camisi'nin bir vakfı olarak yaptırmıştır. Çevresinde su sarnıçları vardır.
YENİ HAMAM: Sarı Yakup mahallesinde 86 sokaktadır. 1720'de Musahalıoğlu Mustafa yaptırmıştır.
VAKIF SARAYI: Ulu cami ile Tuz Hanı yanındadır. Adana’nın en eski evi olarak bilinir. Ramazanoğlu Beyliği döneminden kalma bir Harem dairesidir. Giriş kapısındaki yazıttan Ramazanoğlu Halil Bey'in 1495'te yaptırdığı anlaşılmaktadır. Yavuz Sultan Selim’in ve IV. Murad’ın burada üçer gece kaldıkları bilinir. Bir çok kez onarılmış ilk biçimini yitirmiştir.
ATATÜRK ANITI: Atatürk Parkı'ndadır. 1935'de heykeltıraş Ali Hadi Bara tarafından yapılmıştır. Atatürk’ü yüksek taban üzerinde ünüforması ve elinde kılıcı ile canlandırmaktadır. Çevresinde Kurtuluş Savaşı Adanası'nı anlatan heykelcikler yer almıştır. Bunlardan birisi Adana’nın kurtuluşunda nişanlısı şehit düşen bir kızın er olarak savaşa katılışını yansıtır. Bir başkası ,Türk Ordusu'nun kente girişinde bir kızı bayrağı öperken göstermektedir.
SAAT KULESİ: Hükümet Meydanı'ndadır 1881'de Adana Belediyesi'nce yaptırılmıştır. Yapımı Ziya Paşa tarafından başlatımış, ölümü üzerine Vali Ağabeydin Paşa ve Belediye Başkanı Hacı Yunus Ağa'nın yardımı ile bitirilmiştir. Kulenin yapımında Adana’da sürgün bulunan astronomi bilgini Hacı Bekir Sırrı’nın etkisi olmuştur. 1920'de saat kısmı yıkılmış 1925 de Almanya’dan alınan saatlerle bu günkü durumuna getirilmiştir.
MİSİS KÖPRÜSÜ: Yakapınar (misis) ilçesinde Ceyhan ırmağı üzerinde bir Roma köprüsüdür. IV. yüzyılda büyük Constantinus’un ortanca oğlu Roma İmparator’u II.Flavius Julıus Constantinus yaptırmıştır. Adana’daki Taş köprü ileyaşıttır.VI. yüzyıl ortalarında Bizans İmparatoru Justinianus tarafından onartılmıştır. 9 gözlü bir Taş köprüdür. Eski Adana Halep karayolu buradan geçmektedir. Lokman Hekimin ölümsüzlük ilacını bu köprüde düşürdüğü söylenir.
TAŞ KÖPRÜ: Adana Kalesi'nin doğusunda Seyhan ırmağı üzerindedir.Seyhan Köprüsü ya da Eski Köprü denir.Yüzyıllar boyunca Avrupa ile Asya arsında kervanlarla ordulara önemli bir geçit yeri olmuştur. 117-118 yılları arasında Roma İmparatoru Hadrianus yaptırmıştır. Adana bölge müzesindeki bir yazıttan köprüyü IV. yüzyılda mimar Auaentios’un yaptığını öğreniyoruz. Köprü VI. y.y. ortalarında büyük bir onarım görmüştür. Son onarım 1949'da yapılmıştır. Köprü 319 m. Uzunluğunda ve 13 m. yüksekliğindedir. Yanlardan ortaya doğru büyüyen 21 yuvarlak kemerden 14’ü sağlamdır. Ortadaki büyük kemerde iki aslan kabartması vardır.
ADANA ATATÜRK MÜZESİ

Müze binası, Seyhan Caddesi üzerinde 19.yy. da yapılmış geleneksel Adana evlerindendir. İki katlı, çıkmalı, kırma çatılı, kâgir bir yapıdır. Bu özellikleri nedeniyle yapı Bakanlıkça "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır. 15 Mart 1923'te Atatürk eşi ile birlikte Adana'ya geldiğinde, Ramazanoğulları'ndan Suphi Paşa'ya ait olan bu binada ağırlanmışlardır. Bina Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi Koruma ve Yaşatma Derneği'nce zamanın Kolordu Komutanı Bedrettin Demirel'in önderliği ve halkın yardımıyla kamulaştırılıp restorasyonu yapılmış ve 1981 yılında Müze Müdürlüğü'ne bağlı bir müze olarak hizmete açılmıştır.
Atatürk'ün Adana'ya gelişi her yılın 15 Martında resmî törenle bu binada kutlanmaktadır.
Alt Kat: Çalışma Odası: Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonraki yıllarda çıkan yerel gazetelerden Yeni Adana, Türk Sözü, Çukurova, Dirlik gazetelerinin yer aldığı bölümdür.
Kütüphane: Osmanlıca ve Türkçe (Latin harfleriyle) yazılı 2000'e yakın kitap vardır. Kitapların çoğu bağış yoluyla sağlamıştır.
Üst Kat:
Sofa: Emekli subay Nevzat Duruak tarafından yapılmış olan Atatürk'ün mumdan heykeli yer almaktadır.
Yatak Odası: Pirinç karyola, sim işlemeli yatak, masa örtüsü, ayrıca Maraş işi iki koltuk ve elbise dolabı bulunmaktadır.
Çalışma Odası: Maraş işi koltuk, masa, sandalye, telefon, dolap ve Atatürk' ün portresi bulunmaktadır.
Basın Odası: Vitrin içerisinde Yeni Adana Gazetesi'nin ciltlenmiş Pozantı nüshaları ve çalışanlarının çerçeveli resimleri bulunmaktadır.
Mücahitler Odası: Gani Girici'nin ve bazı mücahitlerin portreleri, Gani Girici' ye ait madalya ve Atatürk'ün ölüm anına, 9:05'e ayarlanarak durdurulmuş bir saat bulunmaktadır.
Oturma Odası: Cevizden sandalye, nargile, madeni mangal, kilim ve halılar bulunmaktadır.

Hatay Odası: Atatürk Adana'ya geldiğinde, Ayşe Fıtnat hanımın başkanlığında bir grup Fransız işgalindeki Hatay'dan gelerek Atatürk' ün huzuruna çıkmış ve ona siyah gül hediye etmiştir. Buna karşılık, Atatürk de "Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz." demiştir. Bu olayı anlatmak için mankenler konmuştur. Ayrıca ceviz oymalı sehpa, Türk bayrağı ve Hatay'dan gelen heyetin çeşitli boylarda fotoğrafları bulunmaktadır.
Silah Odası: Cins ve ebatları değişik tüfekler, tabancalar, paşa apoleti, Atatürk' ün doğduğu evin maketi, Anıtkabir'e Osmaniye'den giden taşın numunesi ve vitrin içerisinde çeşitli yıllara ait madeni paralar bulunmaktadır.
Yaver Odası: Atatürk'ün yaverinin kaldığı oda içerisinde pirinç karyola, sim ve gümüş işlemeli yatak örtüsü, ceviz kaplamalı elbise dolabı, madeni ibrik ve leğen bulunmaktadır.
Kuva-yi Milliye Odası: Atatürk, İsmet İnönü ve Kuva-yi Milliye döneminde emeği geçen ve Kuva-yi Milliye hareketini başlatanların büstleri bulunmaktadır.
Atatürk Müzesi pazartesi günleri hariç diğer günler ziyarete açıktır. Türk öğrenci ve askerleri müzeyi ücretsiz olarak ziyaret etmektedirler.
Kayalıbağ Mah. Seyhan Cad. No: 59
Tel : (0322) 359 78 66
Faks : (0322) 454 38 56

ADANA ARKEOLOJİ MÜZESİ

Adana'nın ve bütün Çukurova'nın tarihi eserlerinin sergilendiği Müze, Cumhuriyetin ilanından hemen sonra 1924 yılında kurulmuştur. Bu nedenle Türkiye'nin en eski on müzesinden birisidir. İlk olarak çevredeki sütun, sütun başlıkları ve lahitlerin Polis Dairesinde toplanmasıyla kurulan Müze, Adana'lı Alyanakzade Halil Kamil Bey'in müdür olarak atanması ve başarılı çalışmaları sonunda, 1928'de Taşköprü'nün başındaki şimdi yıkılmış olan Cafer Paşa Camii'nin Medresesi'nde ziyarete açılmıştır. 1950 yılında, Kuruköprü'de şimdiki Etnografya Müzesi'ne taşınmıştır. Özellikle Tarsus/Gözlükule (1934), İçel/Yumuktepe (1936), Ceyhan/Sirkeli (1938) ve Yüreğir/Misis (1958) höyüğü kazılarında bulunan, Çukurova'nın ilk çağlarına ait seçkin eserler müzede toplanmıştır.
ADANA ETNOGRAFYA MÜZESİ
İl merkezinde, Kuruköprü mevkiindeki 1845 yılında yapılmış ve terkedilmiş kilise binası 1924 yılından sonra müze olarak düzenlenmiştir. 1972 yılında eserlerin yeni müze binasına taşınmasının ardından kilise restore edilmiş, 1983 yılında ise Etnografya Müzesi'ne dönüştürülmüştür.
Taş Eserler
Bahçede kûfi, sülüs ve nesih hatla yazılmış kitabe ve mezar taşları teşhir edilmektedir. Güney ve kuzey kısımda sade, sikke başlıklı, mecidiye tipi, kavuklu, fes ve barok başlıklı, 17. yy.'dan kalma Osmanlı kadın ve erkek mezar taşları yer almaktadır. Bunlar arasında yörenin ileri gelenlerinden Adana Valisi Süleyman Paşazade Ahmet Paşa, Karaisalı Kaymakamı Hasan Fevzi Bey, Adana Askeri Alaybeyi Miratizade İbrahim Bey, Adana Defterdarı Sofyalı Mustafa Bey, Orman Başmüfettişi Akif Efendi'ninkiler de vardır.
Batı kısmında Türk-İslâm eserlerine ait kitabeler sergilenmektedir. Bunlar arasında Misis hanı, Adana Vilayet konağı, Bahripaşa çeşmesi, Taşköprü ve Misis köprüsü tamir kitabeleriyle Osmanlı devlet arması da bulunmaktadır.
Istar Bölümü
El dokuma tezgâhları, ıstar, mekik, kirkit, yay, ılkıdır, kirmen, çıkrık ve duvarda kilim örnekleri yer almaktadır. Yörük Çadırı
Kurulmuş halde kara kıl çadır, içinde çeyiz çuvalları, yerde keçeler, kilimler, duvar yastıkları, fener, keklik kafesi, hızman, tüfek ve barutluk. Çadırın önünde deri çarık ayakkabı, ağaç su kabı, dibek, yayık, haviye ve kaşıklık. Çadırın sol tarafında deri yayık başında Türkmen kızı, el değirmeni, duvarda eli belinde koç boynuzu motifli kilim yer almaktadır.
Şark Odası
Ortada bir mangal ve giyinmiş kuşanmış Türkmen kızı mankeni bulunmaktadır. Duvarda ise geyik derisi ve yazılı bakır tepsi vardır.

Panolar
Toroslarda yaşayan aşiretlerin el dokuma, cicim, zili, sumak, ilikli, düz dokuma kilim örnekleri, halı, heybe, seccade, yastık örnekleri teşhir edilmektedir. Ayrıca keçe seccade ve çeyiz çuvalı vardır.
ADANA BÖLGE MÜZESİ: 1924'de Alyanak Zade Halil Kamil Bey tarafından Taşköprü yöresindeki Cafer Paşa Camisinin medresesinde açılmıştır. Birkaç yıl sonra Kuruköprü semtindeki yaklaşık 200 yıllık Rum kilisesine taşınan müze ek bir bina ile genişletilmiştir. Müzenin 1937ler'deki müdürü Ali Rıza Yalkın ,Çukurova’nın etnoğrafyasını kapsayan kapsayan yeni bir bölüm açmıştır. Bu bölüme Toroslardaki Yörük oymaklarının kullandığı eşyalar,çalgıları vb. konmuştur. 1960'da yeni bir cadde açılırken bu açık hava müzesi kaldırılmıştır. Adana bölge müzesinde Neolitik, Kalkolatik, Bronz,Proto-HititYunan ,Rma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma yapıtlar çoğunluktadır. Ayrıca az sayıda Asur,Fenike ve Ermeni yapıtları da vardır.Yapıtların çoğu kazılarda meydana çıkartılmıştır. Halkın bulup getirdikleri ile birlikte sayıları 18.000'ni bulmaktadır. Müzenin değişik konularda 2.280 cilt kitapla, 449 ciltlik Şer’i Mahkeme sicilleri Koleksiyonu kapsayan bir kitap’lığı’da vardır. Adana Bölge Müzesi 1970 de bu günkü büyük binaya taşınmıştır.
http://www.kenthaber.com/Photos/Iller/Adana/Genel/mozaik.jpgMİSİS MOZAYIK MÜZESİ: 1959 'da Misis höyüğünün batı yönündeki sırtta açılmıştır. Adana Bölge Müzesi'ne bağlıdır. Buradaki mozaikler, Prof. Bossert ve Dr.Ludwing Budde tarafından bulunmuştur. Bu mozaikler IV y.y. Geç Roma dönemi ürünü bir bazalikanın tabanını kaplamaktaydı. Stilize bitki motifleri ile doğal görünüşleri ile işlenmiş insan ve hayvan figürleri, bulunan mozaikler Nuh’un Gemisini canlandırmaktadır.
KARATEPE AÇIK HAVA MÜZESİ: Kadirliye 23 km. uzaklıktaki müzede İ.Ö. 8.yüzyılda Hükümdar Asistavandas’ın kendi adını vererek kurdurttuğu kale ve kent kalıntıları sergilenmektedir. Yapıtlar bulundukları yerde bırakılmış üzerleri saçakla örtülmüştür.