PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Beyoğlu


Fırtına_
02-19-2009, 10:31
Beyoğlu, İstanbul'un Avrupa yakasında bulunan ilçelerinden biridir. Kuzeyi Şişli ve Beşiktaş ilçeleriyle çevrili, diğer yönlerden Haliç'e ve Boğaziçi'ne dayanan 8,76 kilometrekarelik bir alandır.

Bu ilçenin merkezinde yer alan ve eskiden Pera adını taşıyan Beyoğlu semti ise, İstanbul’un en gözde eğlence ve alışveriş merkezidir. İstiklal Caddesi çevresinde yer alan bu semt, tiyatroları, çeşitli eğlence yerleri, resim galerileri, yabancı ülkelerin kültür kuruluşları ve gösterişli mağazalarıyla ünlüdür.

Beyoğlu, Bizans döneminde her yanı ağaçlıklarla ve çayırlarla kaplı, yer yer bağların bulunduğu bir yerdi. Bizanslılar buraya, "karşı yakanın bağları" anlamına gelen "Peran Bağları" ya da Pera diyorlardı. İstanbul'un fethinden sonra, Galata semtinin devamı olarak Pera da yerleşime açıldı. II. Bayezid döneminde yapılan Asmalımescit, birkaç cami ile Müslüman olmayan halkın yaşadığı Dörtyol, Tomtom, Polonya gibi semtlerin bulunmasına karşılık Pera, 1700'lerin sonlarına kadar gene de tenha bir yerdi. Galata yangınları nedeniyle yabancı elçilikler daha seyrek bir yerleşmenin bulunduğu bu bölgeye taşınmaya başlayınca, Pera’nın kaderi değişti. 1780'lere gelindiğinde semtin sınırları Taksim'e dayanmıştı. O tarihlerde daha ileride ise Tatavla köyü (bugünkü Kurtuluş) vardı. 19. yüzyılda Tophane ile Kasımpaşa yamaçları da artık yerleşme yerleriydi. 1873'te, bir tür metro olan Tünel yapılınca Beyoğlu, bugünkü Karaköy semtine bağlanmış oldu. Böylece Beyoğlu’ndan Haliç kıyısına inmek ve oradan denizyoluyla İstanbul’un başka yerlerine ulaşmak mümkün oluyordu. 19. yüzyılda Beyoğlu’nun caddeleri dar ve bakımsız, yapıların hemen tümü ahşaptı. Müslümanlar ile Müslüman olmayanlar ayrı mahallelerde oturuyorlardı. Nüfusun çoğunluğunu Rumlar oluşturuyordu. Beyoğlu'nda açılan tiyatro salonları ve kahvehaneler, 1850'den sonra bu semtin görünümünü değiştirdi. Örneğin Naum adındaki Halepli bir Hıristiyan'ın kurduğu tiyatroda, Fransızca ve İtalyanca oyunlar oynanıyordu. Beyoğlu zamanla yabancıların ve İstanbul nüfusunun Müslüman olmayan kesiminin oturmak için benimsediği yer haline geldi. Batıdakilere benzer eğlence yerleri, sayısı giderek artan müzikli gazinolar ve kahvehaneler, tiyatrolar, yabancı yayın da satan kitabevleri Beyoğlu’nun benimsenmesindeki başlıca etkenlerdi.

İstanbul'un Müslüman halkının çoğunluğu Beyoğlu'na gitmezdi. Bu kesimden yalnızca Avrupalı olmaya özenen kimseler ve gençler, Cadde-i Kebir’e (İstiklal Caddesi) gider ve bu ana cadde boyunca bir aşağı bir yukarı gezinerek "piyasa" yaparlardı. 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında Cadde-i Kebir, bir Avrupa kenti caddesine benziyordu. Bu cadde üzerinde fotoğraf stüdyoları, Batı tarzı pastaneler, sinemalar, kitabevleri, kadın berberleri, her çeşit malın satıldığı ve "bonmarşe" denen büyük mağazalar, birahaneler ve eğlence yerleri vardı. Yolcu taşıyan atlı tramvaylar caddeyi boydan boya geçiyordu. Atlı tramvayların yerini 1913'te elektrikli tramvaylar aldı.

Kurtuluş Savaşı’ndan sonra, İstanbul’dan yabancı güçlerin çekilmesinin ardından Cadde-i Kebir'e İstiklal Caddesi adı verildi. Beyoğlu, Cumhuriyet döneminde de uzun süre eski özelliklerini korudu. Ancak 1970'lerde kültür ve sanat merkezi olmaktan çıktı. Özellikle 1990’ların başından itibaren yeniden eski özelliklerini kazanmaya başladı. 1991’de İstiklal Caddesi taşıt trafiğine kapatıldı ve Tünel-Taksim arasına eskiyi canlandırmak amacıyla elektrikli tramvay koyuldu. Bugün Beyoğlu, resmi ve özel tiyatrolar ile kitabevleri, resim galerileri ve yabancı ülkelerin kültür kuruluşlarıyla gözde bir kültür ve sanat merkezi olmanın yanı sıra, önemli bir ticaret ve alışveriş merkezidir.

[değiştir]
Başlıca semtleri
Taksim
Cihangir
Fındıklı
Kabataş
Tophane
Galata
Tünel
Galatasaray
Tarlabaşı
Talimhane
Yenişehir
Hasköy
Kasımpaşa
Sütlüce