PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 14 Şubat - 11 Yıl


Hasret
02-12-2009, 00:59
14 Şubat - 11 Yıl




Bazıları için sevdiğine açılmak için bir şans, bazıları için kırdığı karısının gönlünü almak için fırsat, kimisi için yılın en önemli günü, bazısı için kapiltalist bir uydurma, kimileri için arabeskvari, bunalımsal ve kadere küfredilesi bir gün…

Herkes için doğrudan ya da dolaylı bir anlam veya anlamsızlık ifade eden bir olgudur 14 Şubat Sevgililer Günü. Benim içinse geçmişte anlık cereyan eden, o an anlamlandıramadığım, fakat yaşamımın sonuna kadar beni etkileyecek bir olayın yaşandığı gündü 98’in şubatının 14. günü…

11 yıl önceydi. Son aylarda sabahları kalbinde bir ağrıyla güne başlayan bir adam vardı. Mizacı ve karakteri gereği sessiz, az konuşan bir yapısı vardı. Bir ailesi vardı; eşi ve iki de oğlu… Son zamanlarda kalbindeki ağrı kronikleşmişti. Ailesi ise bundan tamamen habersizdi. Adam ciddiye almadı önce. Bekledi. Eşinin, kendisindeki durgunluktan şüphelenmesi ve bunu sorması üzerine yine sustu, yine bekledi. Bir derdi mi vardı? Belki. Olsa da zaten hangi derdini anlatmıştı ki karısına? Arkasında gözü yaşlı bir kadın ve iki çocuk bırakmaktan mı korkuyordu? Bu yüzden miydi bu durgunluğu? Bunlar hiçbir zaman öğrenilemeyecekti.

Yine bir pazar günü. Haftanın yorgunluğu üstüne biraz çıkıp dolaşmak, belki de akşamki maçı izlemek için evden çıktı yine adam. Ama her zamankinden biraz farklı bir özelliği vardı bunun: Son çıkış…

O günü unutmam mümkün değil. Küçük yuvamızda sıradan, olağan bir gündü. Sabah hep birlikte yapılan bir kahvaltı, izlenen haftasonu programları ve son müşterek gülüşmeler... Ayrılık vakti…

İki çocuk televizyon izlemeye devam ederken, evin hanımı da rutin günlük ev işlerini yapıyordu. Çocuklar sevinçliydi, çünkü şubat tatiline girilmiş ve iyi karneler de alınmıştı. Derken hava karardı. Kararan hava, bir ailenin gelecek yıllarının üstüne düşecek karanlığın da habercisiydi.

Akşam 21.30 suları. Evin hanımı akşam yemeğini hazırlıyordu. Nerdeyse tüm hazırlıklar tamamlanmıştı yemek için. Az sonra kapı zili çaldı… Ev hanım açtı kapıyı. Gelecek olası gofretlerin heyecanıyla olacak, kadının eteğinin dibinde evin küçük çocuğu da orda hazır bulunuyordu. Çünkü gelen, olasılıkla babasıydı. Karşılarında iki kadın gördüler. İkisi de ağlıyordu. Ev hanımı durumu hemen anlayarak kaygılı gözlerle sordu:

“Yoksa ona bir şey mi oldu?!”

Şüphesi, kadını haklı çıkarmıştı. Adam ölmüştü. Akşam eve dönerken yolda aniden yığılıp kalmıştı yere… Tam da bir 14 Şubat günüydü. Kimbilir ne alacaktı eşine. Bense, gofret beklerken babamın ölüm haberini almıştım. Küçüktüm. Çaresizdim. Bir ölüm haberi alındığında ne yapılır, nasıl davranılır… Bunları bilmezdim. Bilemezdim.

11 yıl geçti. 11 yaş büyüdüm. Annem 11 yaş yaşlandı, abim 11 yaş büyüdü. Yine ufukta görünen bir 14 Şubat var. Anneme her 14 Şubat haramken, benim bu günde olası kız arkadaşımla eğlenme lüksüm olabilir mi? Vicdanıma sormalıyım.




-Sevgililer Gününüz kutlu olsun…-



alıntı...

tomqoliq
02-12-2009, 13:23
teşkkrler snnde ktlu olsn:D