PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Esrar


Kalpsiz_
12-26-2007, 12:31
Esrar
Esrar (Marijuana), kenevir bitkisinin Cannabis indica türünün çiçekleri ve tohum yataklarından elde edilen, vücutta kullanıldığında sarhoşluk ve keyif veren bitki parçalarının ve uyuşturucunun halk arasındaki adıdır.
Esrar coğrafyasına göre farklı isimlerle adlandırılır. Kuzey Amerika`da esrara marihuana (marijuana) denir. Bu İspanyolca adı taşımasının nedeni ABD`ye Meksika`dan gelmiş olmasıdır. Ayrıca Jamaika`daki genel adı da ganjadır. Türkiye'de ot, cigaralık, çift kağıtlı, gogo gibi adlarla, Paris'te ise gannavuri olarak bilinir. Ancak bu tanımlamaların bazıları, esasında kenevirin tercümesidir ve bu yüzden kenevir ve esrar Türkçe'de hep birbirine karıştırılır.
Dünyada yaygın olarak kullanılan bir madde olan esrar birçok farklı adla bilinir. Sokak tabirleri, derman, ot, plaka, mühür, sarıkız, anten, sarma, paspal, gıya, gogo, gonca, kuru, cigara, cigaralık, deli gonca, ahna, henry, patates, keçi, yeşil, kendir, elek altı, siyah, saddam, kenevir, jelatin, mal, mayın ,sarı çiçek, sündüz , cam macunu, kına, kuriş, kubar (yaprakların preslenmiş hali), mum, dalga esrar için kullanılan diğer isimlerdir.
Esrar, kenevir bitkisinin Cannabis indica türünün dişi eşeyli bitkilerinin tohum yataklarının (sömek) işlenmesiyle elde edilir. Bitkinin yapraklarının kurutulup bastırılması suretiyle hazırlanan ve aktif maddesini bu kısımlardan salgılanan reçine içindeki kannabinoidlerin oluşturduğu bir maddedir. Kannabinoidlerin içinde esrarda en fazla bulunan ve esrarın farmakolojik etkilerinden sorumlu olan etkin ana madde THC/tetrahidrokannabinol’dür. Dişi kenevir bitkisinin yüksek oranda THC içeren kısımları gölgede kurutulur, daha sonra ufalanıp elenir. Bu eleme sonucu elde edilen ince toz halindeki maddeye "toz esrar", bu dozun ısıtılıp kalıplaştırılmasıyla elde edilen plaka şeklindeki haline de "takoz esrar" denir. En ince toz ipek elekten geçirilince altta kalan esrar birinci kalite esrardır. Buna esrar piyasasında "kubar" ismi verilir. Yenilerek, içilerek ve dumanı veya buharı içe çekilerek tüketilir. Sarhoşluk ve keyif verici etkisi vardır. Bitki, tarih boyunca tarım, ilaç, kağıt, tekstil vb. birçok sektördeki ürünleriyle insanlığa hizmet etmiş olsa da, 20. yüzyıl ortalarında kullanımı ve satışı birçok ülkede yasaklanmıştır. Türkiye'de ekimi izne bağlıdır.
Tarihte esrar kullanımı
Esrarın kullanımı insanlık tarihi kadar eskidir. Keyif verici ve sarhoş edici etkisinden başka, onlarca sektörde hammadde olarak kullanılır. İnsanlık tarihinde genellikle psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan tıbbi ilaçların bileşenlerinden biri olarak yer alırdı. Keyif verici etkisi nedeniyle kullanımı çok yaygındır.
1920'lerden sonra Amerika'nın pamuk üretimi artmış, kendi pamuğunu dünyaya satmak için pamuğun karşısındaki en güçlü rakibi olan kenevir bu tarihten sonra esrara ABD`nin öncülüğünde küresel bir yasak getirilmiştir. 1937`de çıkan "Marijuana Vergi Yasası" ile ABD`de esrar mutlak biçimde yasaklanmış, önceleri Muggles (marijuana) isimli bir parça besteleyen Louis Armstrong bu yasaktan sonra Kaliforniya`da esrar bulundurmaktan göz altına alınmıştır.

Esrarın Doğu'dan Batı'ya yolculuğu
Ortaçağ İslam döneminin ortak bir görüşünü aktaran Binbir Gece Masalları'nda (X. yüzyıl) Hint kenevirinin İran, Mısır ve Bağdat'ta bilindiği ve kullanıldığı anlatılmaktadır. Bu masalların Batı dillerine çevrilmesiyle ve Marco Polo'nun (1254-1323) Uzakdoğu yolculuğuyla, esrar ya da haşiş Batı'ya tanıtılmış, böylece tüm dünya Tanrı İndra'nın ünlü Soma içkisinden ve onun yarattığı mucizelerden haberdar olmuştur.
Hint keneviri XVI. yüzyılda Spamiaros tarafından Avrupa'da da kullanılmaya başlamıştır. İspanyol farmakolog Nicolas Mo-nardes (1493-1588) Cannabis Saîiva bitkisinden elde edilen ve Hintlilerin "Bhang" dedikleri maddenin çok yaygın olarak kullanılmasına karşın, tedavide pek ise yaramadığını yazmıştır.
VII. yüzyılda Güney İran'da yetişen bitkiler üzerinde araştırma yapan Alman botanikçisi ve hekimi Engelbert Kapfer 1685' te Hint kenevirini inceleyerek, bunun "erkek ve dişi bitkilerin yapısı bakımından bir yumurtanın başka bir yumurtaya benzemesi gibi, Avrupa kenevirine benzediğini" göstermiştir. Hatta çok sıcak bir bölge oian Bandar Abtaas'dan getirdiği kenevir tohumlarını İsfahan'ın en yüksek ve soğuk bölgesine ekince, bunların "uyuşturucu" etkisinin kaybolduğunu görmüş, bunu daha başka deneylerle de doğrulamıştır.
Napolyon 1798-99 yıllarında Arap yarımadasına geçmek için Mısır'da kamp kurduğunda, askerler arasında esrar kullanımının giderek yayıldığını görmüş, bir emirle bunu yasaklayarak kullananların şiddetle cezalandırılmalarını istemiştir. Bütün bu sıkı önlemlere karşın, esrar askerler arasında yayılmaya devam etmiştir. Askerler yurda döndüklerinde, alışkanlıklarıyla birlikte esrarı da Fransa'ya sokmuşlar, ayrıca Orta ve Yakındoğu'ya seyahat eden ya da orada çalışan Fransızlardan bazıları bu maddeyi Fransa'ya dönüşlerinde beraberlerinde getirmişlerdir.
Türk tarihinde kullanımı
Divan edebiyatında birçok şair esrar ile ilgili rubailer, şiirler yazmışlardır. Türklerin İslamiyetten önceki Şaman döneminde de yoğun olarak kullanılırdı[kaynak belirtilmeli]. Şamanların esrar etkisi altında geleceği gördüğüne inanılırdı. İslamiyet döneminde de özellikle müritlerini kendi amaçları istikametinde kullanmak isteyen bir takım sahte şeyhler tarafından yoğun olarak kullanılmıştır. Alkol haram olduğundan Ottur günahı yoktur tabiri kullanılırdı.
1611-1682 yıllan arasında yasayan Evliya Çelebi, Seyahat-name'sinde, İstanbul'da esrar yapan ve satan dükkânların bulunduğunu yazmıştır, "Esnafi Benkciyan" denilen bu dükkânların sayısı on altı olup, buralarda altmış "Nefer" çalısmaktaymış. En çok Süleymaniye'deki tiryakiler çarşısında bulunan bu dükkânlardan kolayca "Esrar Macunu" sağlama olanağı varmış.
IV. Murad'dan sonra da zaman zaman yasaklar çıkmasına karşın, İstanbul'da, Batı ve Güney Anadolu'da esrar kullanımı yayılmaya devam etmiştir. O dönemlerde, özellikle Bursa bölgesinde yetişen Hint keneviri günümüzde bile en iyi cins olarak kabul edilmiştir. Hint keneviri daha sonra Konya ovasında da yetiştirilmiştir. Orada bu bitkiye verilen ad "Ban Otu" ya da sadece "Ban"dif. Osmanlılar devrinde afyon alışverişi önemli olmakla birlikte, afyon içimi esrar kadar yaygın değilmiş.