PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 1980-1982 Yillari Arasinda Türkiye Ekonomisi


Kalpsiz_
12-26-2007, 12:20
1980-1982 Yillari Arasinda Türkiye Ekonomisi:
Sözkonusu istikrar programi ile, ihracatin ve döviz gelirlerinin artirilmasi, enflasyonun kontrol altina alinmasi ve ekonominin disa açilarak uluslararasi rekabet ortamina uygun dinamik bir yapiya kavusturulmasi amaçlanmistir.
Istikrar Programi ile öngörülen baslica tedbirler sunlardir.
- Döviz gelirlerini artirici tedbirler,
- Ithalatin libere edilmesine yönelik tedbirler,
- Fiyat olusumu ile ilgili tedbirler,
- Yabanci sermaye ile ilgili tedbirler,
- Idari tedbirler,
- Para politikasi ile ilgili tedbirler.
Döviz Gelirlerini Artirici Tedbirler
24 Ocak 1980 tarihinde, Türk Lirasi dolar karsisinda yaklasik yüzde 49 oraninda devalüe edilerek dolar kuru 47 TL'den 70 TL'ye çikarilmistir. 1 Temmuz 1981'den sonra ise günlük kur ayarlamalarina baslanmistir.
Ihraç ürünlerimize dis pazarlarda rekabet gücü kazandirilmasi ve ihracatta sanayi mamüllerinin payinin artirilmasi amaciyla, yeni tesvikler uygulamaya konmustur. Bu çerçevede ihracatta vergi iadesi sistemi yeniden gözden geçirilmistir. Ihracatçilarin döviz tutma yetkisi (kazandiklari dövizin yüzde 50'sini kendileri ya da diger üreticilerin girdi ithalatinda kullanma olanagi) kapsami genisletilmistir. Ihracata yönelik üretimde kullanilacak girdilerin ithalati gümrük vergisinden muaf tutulmustur. T.C. Merkez Bankasi nezdinde "Ihracati Tesvik Fonu" kurulmus, tesvik belgesi alan ihracatçilara bu fondan kredi saglanmistir. Ticari bankalarin kredilerinin yüzde 15'ini sinai ürün ihracatinda kullanmalari zorunlulugu getirilmistir. Ihracatta kullanilmak üzere yurtdisindan getirilen prefinansman dövizlerine, döviz cinslerine göre "Libor" faiz oranlari ve azami yüzde 1,25'e kadar "faiz farki (spread)" verilebilmesine olanak saglanmistir. Ayrica ihracatin artirilmasi amaciyla serbest bölge, gümrüksüz antrepo kurulmasi ve islemlerin kolaylastirilmasi yönünde önlemler alinmistir.
Bu uygulamalar sonucunda ihracat gerek döviz getirisi açisindan gerekse miktar açisindan üç yilda iki katina yakin artmis, ihracatin GSMH içindeki payi 1979'da yüzde 4,1'den 1982'de yüzde 10,5'e yükselmistir.
1983-1987 Yillari Arasinda TürkiyeEkonomisi:
1984 yilinda, kur politikalarinda esneklik saglanmistir. Bankalarin, alis ve satis kurlarinin, T.C. Merkez Bankasi'nca günlük olarak belirlenen esas kurun dövizlerde yüzde 6, efektiflerde ise yüzde 8 altinda veya üstünde belirlenmesine izin verilmis, ancak döviz alis ve satis kurlari arasindaki farkin yüzde 2'yi asmamasi sart kosulmustur. 1985 yili Haziran ayinda ise, bankalar kur tespiti konusunda tamamen serbest birakilmistir. Ancak, 1986 yili baslarinda bu serbesti daraltilmis ve bankalar tarafindan belirlenecek kurlarin T.C Merkez Bankasi kurlarinin yüzde 1 altinda ya da üstünde olmasi öngörülmüstür. 1986 yilinin sonlarina dogru kur belirleme sistemi yeniden gözden geçirilmis ve bankalarin, döviz satis kurunda T.C. Merkez Bankasi kurunu asmamak kosuluyla, döviz alis kurlarini sebestçe belirleyebilecekleri açiklanmistir.
Türkiye, 1985 yilinda GATT'in Sübvansiyon Kodu Anlasmasini imzalamis ve bu anlasma geregince de ihracatta dogrudan tesviklerin azaltilmasina baslanmistir. Ihracatta vergi iadesi oranlari kademeli olarak indirilmeye baslanmis ve 1989 yilinda vergi iadesi sistemine son verilmistir. 1984 yilinda "Kaynak Kullanimini Destekleme Fonu" kurulmus, 1986 yili sonunda ise bu uygulamaya son verilmistir. 1980 yilinda T.C Merkez Bankasi nezdinde kurulan "Destekleme ve Fiyat Istikrar Fonu" ihracatin dogrudan tesvikinde en önemli araç olmustur. 1992 yili baslarinda bu uygulama da son bulmustur. 1986 yilinda yürürlüge giren "Ihracat Reeskont Kredisi"nden dis pazar bilgi ve deneyimine sahip ihracatçi veya imalatçi-ihracatçilar yararlandirilmistir. Sözkonusu kredi 1989 yilinda yürürlükten kaldirilmistir. "Ihracatta Vergi, Resim ve Harç Istisnasi" ile "Ihracat Karsiligi Dövizlerden Mahsup" seklindeki tesvik tedbirlerinin uygulamasi bu dönemde de devam etmistir. 1987 yilinda tüzel kisiligi aynen devam etmek üzere, Devlet Yatirim Bankasinin, özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim sirket haline dönüstürülerek "Türkiye Ihracat Kredi Bankasi" ünvanini tasimasi hükme baglanmistir.
Bu dönemde ithalat rejiminde önemli degisiklikler yapilmistir. 1984 yilinda I ve II sayili Liberasyon Listeleri yürürlükten kaldirilmis ve tamamen yeni bir sisteme geçilmistir. Yeni sistemde ithali yasak olan mallara "Ithaline Müsaade Edilmeyen Mallar Listesi"nde yer verilirken, ithali izne tabi mallar "Müsaadeye Tabi Mallar Listesi"nde gösterilmistir. Söz konusu listelerin disinda kalan mallarin ithali ise serbest birakilmistir. Ayrica "Fona Tabi Mallar Listesi" açiklanmis ve bu listede yer alan mallarin ithali sirasinda alinan fon tutarlarinin Toplu Konut Fonu'na yatirilmasi öngörülmüstür. Daha sonraki dönemlerde ithali yasak mallar, uyusturucu maddeler basta olmak üzere bir kaç kalemle sinirlandirilmistir. Benzer sekilde Müsaadeye Tabi Mallar Listesi'nin kapsami daraltilmis, 1990 yilinda ise uygulamadan kaldirilmistir. 1983 yilindan sonra kambiyo rejiminin serbestlestirilmesi konusunda önemli gelismeler saglanmis, kisitlama ve yasaklarin büyük bir bölümü kaldirilmistir. Bu konuda ilk adimi 7.7.1984 tarihli Resmi Gazete'de yayimlanan Türk Parasinin Kiymetini Koruma Kanunu (TPKK) hakkinda 30 sayili Karar olusturmus; ikinci ve en önemli adim ise 11.8.1989 tarihli Resmi Gazete'de yayimlanan 32 sayili Karar olmustur. 30 sayili Karari yürürlükten kaldiran 32 sayili Kararin bazi maddelerinde de daha sonra bazi degisiklikler yapilmistir. Bu dönemde kambiyo rejiminde yapilan baslica degisiklikler sunlardir: Türkiye'ye döviz ithali tümüyle serbest birakilmistir. Türkiye'de yerlesik kisilerin döviz bulundurmalari, hesap açmalari, döviz satin almalari serbest birakilmistir. Kiymetli maden, tas ve esyalarin, dis ticaret rejimi esaslari dahilinde, Türkiye'ye ithali ve ihracati serbest birakilmistir.
Ekonominin tümünü kapsayan bu Istikrar Programi basariyla uygulanmis ve 1980-1987 döneminde olumlu gelismeler kaydedilmistir. Bu gelismeleri su sekilde özetleyebiliriz;
1980 yilinda reel GSMH büyüme orani negatif yüzde 2,3 (yeni seri) iken, 1982 yilinda yüzde 3,1, 1984 yilinda yüzde 7,1, 1985 yilinda yüzde 4,3 olarak gerçeklesmistir. 1986 yilinda iç talepteki artis ve petrol fiyatlarindaki düsmenin yarattigi uygun kosullarin da katkisiyla büyüme hizi hedefin üzerinde gerçeklesmistir. Bu süreç 1987 yilinda da devam etmis, 1986 yilinda yüzde 6,8'i bulan büyüme hizi izleyen yil yüzde 9,8 olmustur. Ekonomik büyüme oranlarinda görülen bu artis kamu kesimi yatirim-tasarruf farkinin artmasina neden olmustur. Kamu kesiminin borçlanma geregi ise 1980 yilinda GSMH'nin yüzde 8,8'i (yeni seri) iken 1983 yilinda GSMH'nin yüzde 6'si, 1986 yilinda GSMH'nin yüzde 3,7'si 1987 yilinda ise GSMH'nin yüzde 6,1'i olarak gerçeklesmistir. Bu dalgalanma, piyasalarda arz-talep dengesizlikleri yaratarak enflasyon haddlerinin yükselmesine neden olmus ve 1981-1987 yillari arasinda deflatör ortalama olarak yüzde 38 artarken, 1988 yilinda yüzde 69,7 seviyesine çikmistir. Kisi basina milli gelir ise 1980 yilinda 1.539 dolar iken 1987 yilinda 1.636 dolara yükselmistir.
1980 yilinda yüzde 17,2 (yeni seri) olan kamu gelirlerinin GSMH içindeki payi 1983 yilinda yüzde 16,5, 1985 yilinda yüzde 13,0 ve 1987 yilinda yüzde 13,9 olarak gerçeklesmistir. 1980 yilinda yüzde 20,3 (yeni seri) olan kamu harcamalarinin GSMH içindeki payi 1983 yilinda yüzde 18,8, 1985 yilinda yüzde 15,3 ve 1987 yilinda yüzde 17,4 olarak gerçeklesmistir.
1980'li yillarda uygulanan liberal politikalar sonucunda dis ticaret hacmimiz hizla genislemistir. 1980 yilinda 2.9 milyar dolar olan ihracatimiz 1987 yilinda 10.2 milyar dolara ulasarak yaklasik 4 kat artmistir. Ihracatin ithalati karsilama orani ise 1980 yilinda yüzde 30 seviyesinden 1987 yilinda yüzde 72'ler seviyesine yükselmistir. Iharacatimizdaki kompozisyonda da hizli bir degisim meydana gelmis ve sanayi ürünleri ihracati hizla artarak toplam ihracatimiz içerisindeki payi yüzde 70'ler seviyesine yükselmistir. Ihracatin pazar açisindan analizi yapildiginda ise en büyük pazarin Avrupa Birligi ülkeleri oldugu görülmektedir. Türkiye'nin ithalati ise 1980-1987 döneminde, 1982 ve 1986 yillari disinda devamli artmistir. 1986 yilinda ise petrol fiyatlarinda meydana gelen düsüsten dolayi azalmistir. 1980 yilinda 7.9 milyar dolar olan ithalat 1987 yilinda 14.2 milyar dolara yükselmistir. Ithalatin içerisinde en büyük paya hammadde ithalati sahip olup, AB ülkelerinden yapilan ithalat toplam ithalat içerisinde ilk sirayi almaktadir.
1978, 1979 ve 1980 yillarinda Paris'te OECD üyesi ülkeler ve Japonya ile imzalanan ertelemeler dis borç stokumuza ek yük getirmis, bunun sonucunda 1982 yilinda dis borç stoku 17.6 milyar dolara yükselmistir. 1982 yilindan itibaren dis borçlar devamli artmis ve 1987 yilinda 40.3 milyar dolara yükselmistir. 1980 sonrasi dönemde, kamu açiklarinin Merkez Bankasi kaynaklariyla finanse edilmesinin enflasyon üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle, genelde iç borçlanma yolu tercih edilmistir. Özellikle 1984 yilindan sonra iç borçlar giderek artis göstermistir. 1980 yilinda 721 milyar TL olan iç borç stoku 1987 yilinda 17.2 trilyon TL olarak gerçeklesmistir.
1971-1980 döneminde Türkiye'ye gelen toplam yabanci sermaye tutari 100 milyon dolar civarinda iken, 1980 yilindan itibaren hizla artmistir. 1981 yilinda izin verilen yabanci sermaye tutari 337 milyon dolar iken bu tutar 1987 yilinda 655.2 milyon dolara yükselmistir. 1980 yilinda yüzde 8,5 olan hizmetler sektörünün toplam yabanci sermaye izinleri içerisindeki payi, 1987 yilinda yüzde 52,9'a yükselmistir. Fiili yabanci sermaye girisi ise 1980 yilinda 35 milyon dolar iken 1987 yilinda 239 milyon dolara yükselmistir.Yabanci sermayeli kuruluslarin sayisi ise 1980 yilinda 78 iken 1987 yilinda 836'ya yükselmistir.
1980 sonrasinda sermaye piyasasinda da önemli gelismeler yasanmistir. 1981 yilinda 2499 sayili Sermaye Piyasasi Kanunu yürürlüge konulmustur. 1982 yilinda Sermaye Piyasasi Kurulu olusturulmus, 1986 yili baslarinda ise Istanbul Menkul Kiymetler Borsasi faaliyete geçmistir.
1987-1993 Yillari Arasinda Türkiye Ekonomisi:
1986-1989 döneminin ilk yarisinda ekonomide canlilik, ikinci yarisinda ise durgunluk görülmüstür. 1986 yilinda iç talepteki artis, petrol fiyatlarindaki düsmenin yarattigi uygun uluslararasi kosullarin da katkisiyla, ekonominin hedeflenen uzun dönem büyüme hizinin üzerinde büyümesine yol açmistir. Bu süreç 1987 yilinda da devam etmis ve büyüme hizi yüzde 9,8 olarak gerçeklesmistir. Ekonomik büyüme oranlarinda görülen bu yükselme, özellikle kamu kesimi yatirim-tasarruf farkinin artmasina neden olmus ve sonuçta kamu kesiminin borçlanma geregi 1986 yilinda GSMH'nin yüzde 3,6'si iken, 1987 yilinda yüzde 6,1'ine ulasmistir. Bu durum, piyasalarda arz-talep dengesizliklerine yol açarak enflasyon oraninin yükselmesine neden olmus ve 1981-1987 yillari arasinda deflatör ortalama olarak yüzde 38 artarken, 1988 yilinda yüzde 72,3 seviyesine çikmistir. Yine ayni sekilde, toptan esya fiyat endeksi bu dönemde ortalama yüzde 35,6 artarken 1988 yilinda yüzde 68,3 düzeyine yükselmistir. Iç borç stoku 1988 yilinda 28.4 trilyon TL, dis borç stoku ise 41 milyar dolar olarak gerçeklesmistir.
1987 yilinda Türkiye'nin ihracati 10 milyar dolar, ithalati ise 14 milyar dolar olarak gerçeklesmis ve dis ticaret açigi 4 milyar dolara ulasmistir. Bu yil cari islemler dengesindeki açik 1986 yilina göre bir düsüs kaydederek 806 milyon dolara inmistir.
Ekonomideki dengesizlikleri gidermek amaciyla 1987 yili sonunda kamu tarafindan üretilen mal ve hizmetlerin fiyatlari önemli ölçüde yükseltilmis ve piyasalardaki dengenin yeniden kurulabilmesini saglamak üzere Subat 1988'de bir dizi önlemler alinmistir. Bu önlemlerin amaci, Türk Lirasi cinsinden tutulan tasarruflarin çekiciligini ve dolayisiyla Türk Lirasina olan talebi artirmak, ithalati frenlemek, ihracati tekrar canlandirmak ve kamu harcamalarini kisarak ekonomideki asiri isinmayi gidermek seklinde özetlenebilir. Kamu açiklarini kismak için kamu yatirimlarinin azaltilmasi, özel kesimin üretim ve yatirim kararlarini da olumsuz etkilemistir. Faizlerin yükselmesi ise finansman maliyetlerini artirici ve üretimi yavaslatici bir etken olmustur. 1988 yilinda reel GSMH büyüme hizi yüzde 1,5 olarak gerçeklesmistir. Reel GSMH büyüme hizinin 1987 yilina göre bu denli düsüsünün en önemli nedeni; sanayi sektörü ve hizmetler sektörünün büyüme hizlarindaki gerilemedir.
Ayrica KIT ürünlerindeki fiyat ayarlamalarinin büyük ölçülerde ve sok biçiminde olmasi, ekonomideki enflasyonist beklentileri artirmistir. Böylece ekonomi, 1988 yilinin ikinci yarisindan itibaren, özellikle imalat sanayiinde belirginlesen bir durgunluga girmis ve daralan iç talebin etkisi ile ortaya çikan tasarruf fazlasi 1.6 milyar dolar cari islemler fazlasina dönüsmüstür. 1988 yilinda Türkiye'nin dis ticaretine bakildiginda; ihracatin 11.6 milyar dolar, ithalatin ise 14.3 milyar dolar düzeyinde gerçeklestigi görülmektedir. 1988 yilinda cari islemler dengesinin fazla vermesinde, bir önceki yila kiyasla dis ticaret açiginin önemli ölçüde azalmasi ve turizm gelirleri ile diger mal ve hizmet gelirlerinin (yurtdisi müteahhitlik hizmetleri, navlun gelirleri gibi) önemli ölçüde artis göstermesi etken olmustur. Kamu kesimi borçlanma gereginin GSMH'ya orani 1988 yilinda yüzde 4,8 oraninda gerçeklesmistir.
1988 yilina kadar bu politikalari basariyla uygulayan Türkiye, mevcut kurulu kapasitesini artiramamasi ve kisa ömürlü sermaye stokunu yenileyememesi nedeniyle dur-kalk diye tanimlanabilecek istikrarsiz bir büyüme ortamina girmistir. 1988 ve sonrasinda, ödemeler dengesindeki olumlu gelismeler disinda, issizlik yüksek seviyesini korumus, bütçe açiklari artmis ve buna paralel olarak fiyat artislari hizlanmistir. 1989 yilinda bu gelismeler paralelinde toptan esya fiyatlari endeksi yüzde 63,9 oraninda artarken, reel GSMH büyüme hizi yüzde 1,6 oraninda gerçeklesmistir.
Plan döneminin son yilinda, kamunun, alt yapi yatirimlarinda belli hedeflere ulastiktan sonra bu alana yönelik kaynak tahsislerini azaltmasi, cari islemler dengesinde elde edilen fazla, yeni bir ekonomik döneme geçise imkan vermistir. 1989 yili bu durumu itibariyle bir geçis yili olma özelligini tasimaktadir. Bu yilda kamu kesimi borçlanma gereginin GSMH'ya orani yüzde 5,3'e yükselmistir. Kamu kesimi borçlanma gereginin artisinin en önemli nedeni KIT'lerin borçlanma geregindeki artistir. Ücretlerin yükselmesi, tarim ürünleri stoklarinin artmasi, bütçeden yapilan transferlerin azalmasi ve bunun yaninda artan faiz yükü, KIT'lerin borçlanma ihtiyacini artirmistir. 1989 yilinda iç borç stokunda 1988 yilina göre önemli bir artis olmus ve iç borç stoku 42 tilyon TL'na ulasmistir. Dis borç stoku ise 42 milyar dolar olmustur.
1989 yilinda ihracat bir önceki yila göre ayni seviyesini koruyarak 11.6 milyar dolar olarak gerçeklesmis, ithalat ise yükselme egilimini sürdürerek 15.8 milyar dolar olmustur. Bu durum dis ticaret açigimizin artmasina neden olmustur. Dis ticaret açigindaki önemli artisa karsin, görünmeyen islem gelirlerinde saglanan olumlu gelismeler sonucunda cari islemler dengesi, 1989 yilinda da 961milyon dolar fazla vermistir.
1989 yilinda büyüme hizinin konjonktürel olarak düsük olmasi ile birlikte, tarim sektöründen elde edilen gelirdeki artis ve uygulanan bazi tedbirler sonucunda 1990 yilinda reel GSMH artis hizi, yüzde 9,4 olarak gerçeklesmistir. Bu denli yüksek büyüme hizinin yanisira, ayni yil Körfez Krizi'nin de etkisiyle Ekim 1990'da petrolün varilinin 15 dolardan 31 dolara çikmasi, ithalati önemli ölçüde artirmistir. Bu gelismeler sonucunda, 1990 yilinda toptan esya fiyatlari endeksi bir önceki yila göre düsüs kaydederek yüzde 48,6 düzeyinde gerçeklesmistir. Iç talepteki canlilik, 1990 yilinda tüketici fiyatlarinin, toptan esya fiyatlarindan daha hizli artmasina neden olmustur. Bu yil tüketici fiyatlari endeksi yüzde 60,4 oraninda artmistir. Diger önemli bir özellik ise, bütçe açiklarinin finansmaninin dis borçlanmanin yanisira yüksek düzeylerdeki iç borçlanma ile saglanmis olmasidir. 1990 yilinda iç borç stoku 57 trilyon TL'na, dis borç stoku ise 49 milyar dolara yükselmistir. Kamu kesimi borçlanma gereginin GSMH'ya orani yüzde 7,6 olarak gerçeklesmistir.
1990 yili sonunda ihracat 12.9 milyar dolar, ithalat ise 22.3 milyar dolar olarak gerçeklesmis ve dis ticaret açigi 9.3 milyar dolara ulasmistir. Dis ticaret açigindaki bu büyük artis nedeniyle cari islemler dengesi 2.6 milyar dolarlik açik vermistir. Ayrica, petrolünü büyük ölçüde Irak'tan alan Türkiye, boru hattinin kapatilmasiyla öncelikle Irak'in üçüncü ülkelere sattigi petrolden sagladigi navlun gelirlerinden mahrum kalmistir.
Körfez savasinin olumsuz etkileri sonucunda 1991 yilinda büyüme hizinda bir yavaslama görülmüstür. Bu yil reel GSMH büyüme hizi 1990 yilina göre çok büyük bir düsme kaydederek yüzde 0,3 oraninda gerçeklesmistir. Körfez krizi Ortadogu ülkelerine yapilan nakliye faaliyetlerini olumsuz etkilemistir. Yogun rezervasyon iptalleri sonucunda turizm sektörü durgunluga itmistir. Bu dönemde, bankalarin kredi faiz oranlarini yükseltmeleri sonucunda kredi talebi ve kullandirilabilir miktarlar azalmistir.
Yüksek düzeydeki para talebi ve para çekilmeleri de bankalardaki mevduat düzeyinde reel olarak yüzde 9'luk bir düsüse yol açmistir. Bu dönemde iç borç stoku 94 tilyon TL, dis borç stoku ise 50 milyar dolar olarak gerçeklesmistir. Kamu kesimi borçlanma gereginin GSMH'ya orani da yüzde 10,3'e yükselmistir. Enflasyon, 1991 yilinda da yükselmeye devam etmis, toptan esya fiyat endeksi yüzde 59,2, tüketici fiyat endeksi yüzde 71,1 oraninda artmistir.
Körfez Krizi nedeniyle saglanan hibelerden 1990 yilinda 745 milyon dolar, 1991 yilinda ise 1.785 milyar dolarlik giris olmasina ragmen Merkez Bankasi rezervleri önemli kayba ugramis, kisa vadeli dis borçlarin ödenmesinde zorluklar olmustur. 1990 yilinda dis ticarette görülen olumsuz gelismeler 1991'de tersine dönmüstür. Yil içinde ekonomideki durgunluk nedeniyle iç piyasanin daralmasi ve döviz kurlarinin bir önceki yila göre daha hizli yükselmesi, ihracati sürekli uyarirken, ayni nedenlerle ithalatta önemli bir yavaslama meydana gelmistir. 1991 yilinda ihracatimiz 1990 yilina göre yüzde 4,9'luk bir artisla 13.6 milyar dolara yükselirken ithalatimiz ise yüzde 5,6'lik bir azalisla 21 milyar dolara gerilemistir. Cari islemler dengesi ise 258 milyon dolar fazla vermistir.
Bu gelismelerden sonra 1992 yilinda ekonomide iyilesme belirtileri görülmeye baslanmistir. 1992 yilinda reel GSMH'da elde edilen yüzde 6,4'lük artis hizi, Türkiye ekonomisinin uzun dönemli ortalama kalkinma hizinin üzerinde bir orandir. Haziran 1992'de toplanan Üçüncü Izmir Iktisat Kongresi'nde de bu gelismeler paralelinde Türkiye'nin 21. yüzyila gelismis ilk onbes ülke içinde girme hedefi ortaya konulmustur. Bu hedefe ulasmanin temelinin, demokrasiyle birlikte gelisen bir serbest pazar ekonomisi oldugu vurgulanarak disa açilma politikasindan hiçbir taviz vermeden, devletin ekonomiye müdahalesini asgariye indirmenin sart oldugu belirtilmistir. 1992 yilinda Türkiye'nin ihracati 14.7 milyar dolar, ithalati ise 22.9 milyar dolar olarak gerçeklesmistir. 1992 yilinda cari islemler dengesi 942 milyon dolar açik vermistir. Bu yil toplam dis borç stokumuz 55 milyar dolara, iç borç stokumuz ise 194 trilyon TL'na yükselmistir. Kamu kesimi borçlanma gereginin GSMH'ya orani da yüzde 10,6 olarak gerçeklesmistir.
1992'de enflasyon artis egilimini sürdürmüs ve toptan esya fiyatlari endeksi yüzde 61,4, tüketici fiyatlari endeksi ise yüzde 66,0 düzeyinde gerçeklesmistir.
Altinci Bes Yillik Kalkinma Plani'nin dördüncü dilimi olan 1993 yilinda, reel GSMH büyüme hizi yüzde 8,1 olarak gerçeklesmis ve böylece program hedefi asilmistir. 1992 yilinda 2.708 dolar olan kisi basina ulusal gelir reel olarak önemli ölçüde artmis ve 1993 yilinda 3.004 dolar seviyesinde gerçeklesmistir. Buna karsilik kamu kesimi finansman açiginin GSMH'ya orani yükselmis, dis ticaret ve cari islemler açiklari büyük boyutlara ulasmistir. Bu yil kamu kesimi borçlanma gereginin GSMH'ya orani yüzde 11,2 olmustur. 1993 yilinda ihracatimizda büyük bir artis gözlenmezken ithalatimizda önemli bir artis gerçeklesmistir. Bu dönemde ihracatimiz 15.3 milyar dolar, ithalatimiz ise 29.4 milyar dolar olmustur. Ithalatimizdaki bu artisin baslica nedeni iç talepteki canlanmadir. Ayrica, 1993 yilinda cari islemler dengesi 6.4 milyar dolarlik açik vermistir.
Iç tasarruflar reel olarak azalmis, önemli boyutta dis açiga karsi yatirimlarin GSMH'ya orani sabit fiyatlarla gerilemistir. Bu dönemde dis borç stoku 67 milyar dolara yükselmis, iç borç stoku ise 356 trilyon TL olarak gerçeklesmistir.
1993 yilinda tüketici fiyatlari endeksi bir önceki yila göre yüzde 71,1 oraninda artarken toptan esya fiyatlari endeksindeki artis yüzde 62,5 oraninda gerçeklesmistir. Yine ayni yilda konsolide bütçe gelirlerinin GSMH'ya orani yüzde 17,6, konsolide bütçe giderlerinin GSMH'ya orani ise yüzde 24,3 olarak gerçeklesmistir.
1993 yilinda TL mevduatlarinda bir gerileme gözlenmistir. Buna karsin, ekonomik faaliyetteki hizlanmaya paralel olarak kredilerde kayda deger bir hizlanma gerçeklesmis, bu hizlanmada mevduat banka kredilerindeki artis ana etken olmustur.