PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Tarımın Önemi


Fırtına_
02-09-2009, 14:27
Türkiye'de basında tarımla ilgili haber giderek azalıyor. Bunun bir nedeni okurların çoğunun tarımla ilgisi bulunmaması. Köylünün gazete okuduğu mu var? Kentli bile doğru dürüst gazete okumuyor! Bir de mali piyasalara esir olduk. Sanki yediğimiz ekmeği, domatesi, peyniri mali piyasalarda bulacağız.
Ama bu ara köylü harıl harıl ekimle meşgul. Bu arada geçenlerde çıkan bir haberde Tarım Bakanlığının patates üretimini izne bağlayacağı yer aldı.
Amaç hastalıktan patatesteki zararlı organizmaların temiz alanlara bulaşmasını önlemek. Üstelik bu izinler her yıl yenilenecek. Bakanlık bu yöntemle patatesin tekrar tohumluk olarak kullanılamayacağından bu arada kalitenin de yükseleceğini düşünüyor.

Türkiye patateste dünya 12.'si
Dünyada hemen her ülkede patates yetişiyor. Yani patates yemeyen ülke neredeyse yok. Türkiye'de yılda 4 milyon ton civarında patates yetişiyor.
Oysa bundan 10 yıl önce üretim tahminen 5 milyon tondan fazlaydı. Kısacası hastalıklar nedeniyle üretim düzeyi giderek düşüyor. Demek ki, kişi başına yılda 70 kilo patates düşüyor.
Bu da batılı ülkelerle karşılaştırıldığında çok düşük.. Üstelik kalitesiz.
Patatesin ekildiği 151 ülke içinde Türkiye 12. sırada yer alıyor; 150-200 bin hektar patates ekiliyor. Ama üretim miktarı açısından 13. sırada yer alıyor. Çünkü hektar başına sadece 27 ton alınabiliyor. Alınan bu karar acaba üretimi artırıp kaliteyi artırabilecek mi emin değiliz. Risk şu ki, ekim daha da düşebilir.

Kuraklığa destek yetersiz
Tarım Bakanlığı'nın tahminlerine göre, bu yıl 2.5-3.0 milyar YTL'lik kuraklık hasarı oluşacak. 40 ilde tam 425 bin çiftçi zarar görecek. Tarım Bakanı Eker, geçenlerde yaptığı bir konuşmada bu nedenle ürününün yüzde 25'ten fazlasını kaybeden çiftçiye destek olunacağını bildirdi.
Bu desteğin Dünya Bankası ilkeleri çerçevesinde "dekar başına" yapılacağı anlaşılıyor. Buğdayda dekar başına 15 YTL, arpa için 12 YTL, yemlik fiğ için de 20 YTL. Kısacası, devede kulak. Çünkü dekar başına 350 kilo buğday alan bir çiftçi dekar başına 140 YTL'lik ürün elde ederken bunun yüzde 30'unu kaybettiğinde, yani 45 YTL kaybına karşın ancak 15 YTL alabilecek. Oysa buğday üretiminde açık 300 bin tonu aştı.
Tarımın milli gelir içinde payı yüzde 11 kadar. Her geçen yıl bu oran geriliyor. Çünkü tarımdaki büyüme oranı milli gelirdeki büyüme oranından çok daha düşük gerçekleşiyor. Bu yıl en iyi olasılıkla tarımsal büyümenin yüzde 2.5 olması bekleniyor. Üstelik tarımda ihracatı artırma gibi bir hedef de bulunuyor.
Örneğin bakanlık bugün 8.5 milyar dolar olan ihracatın 2013'te 35 milyar dolara çıkmasını hedefliyor. Bu amaçla ciddi bir yatırım süreci sürüyor; hemen her yıl 6.6 milyar YTL'lik yatırım yapılıyor.
Gıda fiyatlarının ucuz olduğu dönem artık sona eriyor. Birleşmiş Milletler uzmanları rekor kıran buğday ve süt fiyatlarının ardından önümüzdeki 10 yılda tüm gıda ürünlerinde yüzde 50'ye varan artışlar beklediğini açıkladı. Hal böyle olunca da, tarımda büyüme giderek önem kazanıyor. Üstelik göreli fiyatlar artınca milli gelir içinde tarımın payı da yükselebilir.