PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İstanbul İzmİt Arasi


Kalpsiz_
12-19-2007, 03:37
TUZLA, YAKACIK, SAMANDRA, ESKİHİSAR, GEBZE, HEREKE

İstanbul - İzmit arası, sanayileşmeden en çok pay alan, sanayinin yarattığı kirlilik ve kötü yapılaşmadan en çok etkilenen bölgeyi oluşturuyor.

İzmit körfezi kıyıları ve kıyıya bakan yeşil tepeler çok değil, 20 yıl öncesine kadar sayfiye yeri olarak kullanılıyordu. Tuzla, Marmara ve Adalara yukarıdan bakan Yakacık, Bayramoğlu, Darıca, Eskihisar, Hereke ve Yarımca hâlâ sayfiye yerleri olarak kullanılıyorlar ama eski güzelliklerinden çok şey yitirdiler.

Her şeye rağmen bir haftasonunu bu mahzun güzellikleri yeniden keşfetmeye ayırabilirsiniz.

TUZLA

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in villasının da bulunduğu Tuzla sahili, bataklığa dönüşmüş sulak alan ve körfez arasında bir vaha sanki. Havuzlu ve iyi düzenlenmiş bahçeleriyle görkemli villalar, çevreye direniyor.

Pendik Tersanesi - Tuzla arasında yan yana lokantalar sıralanmıştır. Özellikle köftecileri ilgi görür.

Tuzla, içmeleri ve şifalı su kaynakları ile de ünlüydü. Buradaki termal olanaklar geçtiğimiz yıllarda yeniden düzenlenerek bir termal tesis açıldı. (Tuzla İçmeleri ve Kaplıca Merkezi, Tel: (216) 395 53 86-88)

YAKACIK

Yeşillikler içinde bir öğleden sonra gezintisi için Kartal’ın hemen üstündeki Yakacık’a uğrayın. Marmara ve Adalar’a hakim yamaçları sayfiye evleri ile doluydu. Bu evler şimdi de kullanılıyor. Çınar ağaçlarının gölgesindeki çay bahçelerinden birine oturabilirsiniz. Çevredeki lokantalar da iyicedir.

AYDOS-SAMANDRA

Aydos Dağı ve Samandra çevresi doğal güzelliklerle tarihi değerleri bir arada barındırmaktadır. Yörenin adı tarım tanrıçası Damatrys’dan geliyor. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde av alanı olarak kullanılan Samandra yürüyüş sporu için çok uygun. Kayışdağı’ndaki manastır ve güney yamaçta kalan kale Bizans eserleridir. Aydos’un tepesine Yakacık tarafında 1.5, Sultanbeyli’den ise yarım saatlik bir yürüyüşle çıkılabilir. Otomobille çıkmak da mümkün. 537 metre yüksekliğindeki tepeden görülen manzara bu çıkışın yorgunluğunu hemen unutturacak kadar güzeldir. Yürüyüş boyunca sağınıza solunuza dikkat ederseniz bir çok tarihi kalıntı göreceksiniz.

ESKİHİSAR

İstanbul’dan Bursa-İzmir hattına yola çıkanlar feribota Eskihisar’dan giriyorlar. Feribot iskelesi Eskihisar’ın hemen yanıbaşında. En azından birkaç saatlik bir zaman ayırın ve Eskihisar’ı dolaşın.

Kalesi, Osman Hamdi Bey Müzesi, balıkçı lokantaları ile Eskihisar’dan büyük keyif alacaksınız. Türk müzeciliğinin kurucusu, ressam Osman Hamdi Bey’in Eskihisar merkezindeki evi müze haline getirildi. Müze-evde Osman Hamdi Bey’in tablolarının reprodüksiyonları sergileniyor, kullandığı eşyalar, aile fotoğrafları da bulunuyor. Ev ve bahçe mimarisi Osman Hamdi Bey’e ait. Restorasyonda da aslına sadık kalınmış.

Eskihisar Kalesi, köyün tepesinde. İçine anfitiyatro yapıldı. Feribot yolculuğu sırasında da gözünüze takılacak Kale Bizans döneminden kalma. Osmanlılar da kullanmışlar. Kalede restorasyon çalışmaları sürüyor. Girişi de düzenleniyor.

Yeni ve çirkin binalar yapılsa da köyün eski güzel evleri, hoş sokakları şirinliğini koruyor. Mekan olarak da, mutfak ve servis olarak da çok iyi lokantaları var.

Eskihisar’da piknik yapılabilecek alanlar da var. Akşam üzeri, rıhtım boyunca sıralanmış çay bahçelerinde oturabilirsiniz.

BAYRAMOĞLU, DARICA

Bayramoğlu da bir zamanlar İstanbul’un en gözde sayfiye yeriydi. Hâlâ da yazlık evler var ama deniz kirliliği yüzünden eski keyfi kalmadı. Şimdi deniz tükendi ve havuzlarla idare edilmeye çalışılıyor.

Özel Hayvanat Bahçesi

Bayramoğlu yolunun Darıca sapağından sola dönülerek ulaşılan özel Darıca Kuş Cenneti çocuklarınızı da alıp gitmeye değer.

1991 yılında nesli tükenen hayvanları biraraya getirmek, bakımlarını ve korunmalarını sağlamak için kurulan hayvanat bahçesi adım adım büyüdü ve 1993 yılında ziyarete açıldı. Şu anda 14 dönümlük arazi üzerine yayılmış durumda ve 350’nin üzerinde kuş ve memeli hayvan ile 250’nin üzerinde bitki çeşidi bulunuyor. Sürekli yeni hayvanlarla zenginleştiriliyor.

Avustralya'nın kanguru ve devekuşlarını, kovboy filmlerinin vazgeçilmez leş yiyen akbabaları, uçan gökkuşağı olarak tanımlanan macawları, kutupların smokinli beyefendileri penguenleri doğal ortamları içinde görmek isterseniz ülkeden ülkeye gezmenize gerek yok. Türkiye’nin ilk modern aquarium’u da burada. Amazonlarda yaşayan arapamiya, Venezuela Apure nehrinde yaşayan et yiyen piranhalar , rengarenk diskus balıkları... Hepsi bir arada..

Çocuklar için oyun parkları, teleferikler, su botları, çarpışan arabalar, kafeteryası, self servis restoranı, hatıra eşyası satış reyonları, sergi salonu ve sineması ile komple bir merkez.

Çocuklarınızla birlikte dolu dolu bir gün geçirmek için gitmeye değer.Giriş ücretli.

(Tel: 0.262.653 57 43-653 35 95)

Kuş cennetinin biraz ilerisinde de köpek çiftliği bulunuyor. İyi cins köpek yavrusu almak isteyenlere öneririz.

İstanbul’luların bir başka sayfiyesi olan Darıca’da Güzelcehisar antik kentine ait kalıntılar bulunuyor. Yaz aylarında ilgi gören Darıca’da konaklamak için küçük tesislerle ihtiyacı karşılayacak lokantalar da bulunmaktadır.

GEBZE

Gebze idari olarak Kocaeli’ne bağlı ise de İstanbul’un hinterlandı durumundadır, tümüyle bir sanayi bölgesi haline gelmiştir ve daha çok İstanbul’la ilişkilidir.

Kent merkezinde bir mimar Sinan eseri olan ve Mısır ile Rodos’ta valilik yapan Mustafa Paşa tarafından yaptırılan Çoban Mustafa Paşa Camii, Türk süsleme sanatının tüm özelliklerine sahiptir ve ve medrese, han, kervansaray, imaret ve kütüphane ile bir külliye oluşturmaktadır.

Şimdi TÜBİTAK Marmara Enstitüsü sınırları içinde kalan Hannibal anıtı, Gebze’nin görülmeye değer ören yeri niteliğindedir.Ancak özel izinle girilebiliyor.

İsmini tarihe ölümsüz olarak yazdıran Hannibal, Roma yenilgisinden sonra Kartaca'yı terkederek Bithinya Kralı Prussias'ın yanına sığınmış Libyssa (Gebze)'de intihar ederek yaşamına son vermiştir.

M.S.I. yüzyıl ortalarında yaşayan Plutark, onun ölümüne ve öldüğü yere şöyle demiştir: "Libyssa dedikleri bir köy vardır. Söylentiye göre Hannibal'den ruh çıktığında vücudunu Libyssa toprakları yutacaktır..." Bunun yanısıra Lutarhos Pausainas gibi antik çağın ünlü tarihçileri Hannibal'in Gebze'de gömüldüğü noktasında birleşmişlerdir. Gebze'de Hannibal'ın mezarı olarak bilinen bu yerde bir anıt yapılması ilk kez 1934 yılında Atatürk tarafından istenmişti. Bu istek ancak 1981 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca gerçekleştirildi.

Gömüt’ün iç ve dış turizm açısından değerlendirilmesi konusunda ve yazık ki pek bir yeş yapılmıyor. Tunus Hannibal’in kendileri için büyük önem taşıdığını ve iade edilmesini istiyor. Onlar Hannibal’in değerinin farkındalar ama ya biz?

Ballıkayalar

Tavşanlı Ballıkayalar, Gebze’den 6-7 km uzaklıkta bir kanyondur. Çok sayıda doğasever, kaya tırmanışı, doğa yürüyüşü ve kamp için burayı tercih ediyor. Yüksek duvarlarının yazın sıcaktan, kışın da soğuktan koruması nedeniyle yılın neredeyse 12 ayı kaya tırmanışı ve yürüyüş yapılabiliyor. Yaz aylarında ise piknikçiler dolduruyor çevreyi.

Ballıkayalar Kanyonu için, Gebze geçildikten sonra E-5 üzerinden eski İstanbul-Ankara yoluna giriliyor, Ankara yönüne doğru 5 km kadar gidilip Tavşanlı ayrımından Tavşanlı köyüne ulaşılıyor, köy geçilip asfalt yol izleniyor, köyden 500 metre sonra sağa sapılıp derenin üzerinden geçiliyor ve geniş bir vadi aşıldıktan sonra toprak yolla kanyona varılıyor.

Çevrede lokanta ve konaklama olanağı bulunmuyor. Tedarikli gelinmesi, geceleme için çadır bulundurulması gerekiyor.

HEREKE

Halıları ile ünlü Hereke'deki Sümerbank Fabrikası sınırları içinde kalan tarihi Kaiser Wilhem Köşkü, ilk günkü güzelliği ve çizgileri içinde yaşamaktadır. 1884 yılında Alman İmparatoru Wilhem Kaiser'in Türkiye gezisi nedeniyle Yıldız Sarayı'nda yaptırılan Köşkün 3 gün içinde yerine monte edildiği söylenir.

Kaiser Wilhem Köşkü'nün hemen arkasında bulunan Sümerbank Hereke Halı Fabrikası, 1843 yılından günümüze kadar geçen bir asır içinde ürettiği ipek ve yünlü halıları ile dünya halıcılık literatürüne girmiştir.