Türkiye’de sosyalist hareketin var oluşundan bu yana hemen her dönemde ulusalcı-millici bir damar var oldu. Kemalizm, bu ulusalcı damarın temel esin kaynağı oldu ve ideolojik altyapısını oluşturdu. Kemalizm’in ilericiliğine, antiemperyalistliğine dair yapılan vurgular, Lenin Sovyetlerinin Anadolu’da süren mücadeleye verdiği destekle güç kazandı. Kominternin Kürt aşiretlerine karşı Kemalist iktidarın verdiği şiddetli mücadeleyi desteklemesi ve feodal kalıntıların tasfiyesi olarak ele alması, ilerleyen dönemde Sovyetlerin giderek artan güvenlik ihtiyacı sosyalist dünya ile Kemalizm’in arasında bir başka köprünün oluşturulması sonucunu doğurdu. Türkiye’de sosyalist hareketin kendini Kemalizm’den ayıramaması, onun gelişiminde son derece önemli sorunlar yarattı. Eski TKP’den, THKP’ye, THKO’ya ve oradan günümüze kadar bu etkilenme sürgit devam etti. Sosyalist hareketin doğuşundan bu yana oluşan bu etkileşim Türkiye sosyalizminin doğumsal anomalilerinin en önemlisi olarak ortaya çıktı. Türkiye sosyalizmi Kemalizm’in sorgulanması gereken modernist söyleminden ve eylemlerinden fazlasıyla etkilenerek Kemalizm’in politik etkisi altında kaldı. Ne var ki etkisi altında kaldığı hareket burjuva demokratik bir içerikten alabildiğine uzaktı.


devam edecek ...