PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bursalı Kadızâde Rumî


Hasret
02-01-2009, 21:44
Bursalı Kadızâde Rumî


Orta çağın ünlü matematik ve astronomi bilgini olan Kadızâde Rûmi’nin asıl adı, Selahaddin Musa’dır. Soyca ilim sahibi bir aileden geldiği ve çağının bilim otoritelerinden bursa kadısı Mehmet Çelebi’nin oğlu olduğu için, Bursa ve çevresinde daha çok “Kadızâde” olarak tanındı. Her ne kadar bilim tarihi ile ilgili birçok kaynakta, doğumu 1337 tarihi olarak gösterilse de bu bir tahminden öteye gitmemektedir. Ölüm tarihinin ise 1436 yada 1437 olduğu sanılmaktadır.

Kadızâde Rûmi, ilk öğrenimini Molla Fenari gibi değerli bilim adamlarının ders verdiği bursa medreselerinde tamamladıktan sonra, matematik ve astronomi konularındaki mevcut bilgilerine yeni bilgiler katmak, yeni eserler ortaya koymak üzere çağın en ünlü bilim merkezlerinden Horosan ve Maveraünnehir bölgelerine gitti. Ancak Bursa’dan ayrılıp buralara gitmezden önce, babası ve öteki aile çevresinin engel olabileceğini düşünerek seyahat kararını sadece kız kardeşine söyledi. Yanına kitaplarını koyduğu heybeden başka bir şey almadığını ve üzerinde yeteri kadar para bulunmadığını bilen kız kardeşi, kendisine ait bütün mücevherlerini gizlice ağabeyinin kitapları arasına koydu.

Kadızâde , yolculuk sırasında heybesinde bulduğu bu mücevherleri sıkıntıya düştükçe sattı; böylece Horosan bölgesinin curcun şehrine kadar geldi.Burada uzun yıllar bölgenin ve çağının ünlü bilgini Seyyid Şerif Cucani’den felsefe derslerini aldı. Hocasının “Mevakif (duraklar)” adlı eserini inceleyip, eserde birtakım eksiklik ve yanlışlıklar tesbit etmesi üzerine hocası Seyyid Şerif Curcani ile arası açıldı. Bu sebeple Curcan’dan ayrılarak Bursa’da okuduğu yıllarda kendisinden ders aldığı hocası Molla Fenari’den şöhretini duyduğu Maveraünnehir Bölgesinin Semerkant Şehrine geldi ve Semerkant Rasathanesi olarak bilinen gözlemevinde çalışmaya başladı. Yine bu şehirde kesin bilemediğimiz bir tarihte evlenip, Şemseddin Mehmet Adında bir oğlu oldu.

Adına “Anadolu” anlamında “Rûmi” sözcüğünün eklendiği Semerkant’ta, çağının ünlü astronomi ve matematik bilginleri ile temasa geçip, kendini tamamıyla bilimsel çalışma ve araştırmalara verdi. Kısa bir sürede çevresinde en çok sevilen ve sayılan bir bilgin olarak tanındı.
Uluğ Bey tarafından önemli bir astronomi kitabı olan “Zic-i İlhani” de gerekli düzeltmeleri yapmakla görevlendirilen Kadızâde Rûmi, birlikte çalıştığı Gıyasüddin Cemşid’in ölümünde sonra Semerkant Rasathanesi ve Semerkant Medresesi (bugünkü anlamıyla üniversite) yöneticiliklerine getirildi ve ölümüne dek bu görevlerini sürdürdü.

Rumi nin İlmi kişiliği ve Bilime Hizmetleri
Son derece dürüst , alçak gönüllü ve ciddi bir yaratılışa sahip olan Kadızâde Rûmi, önce doğduğu şehir olan Bursa’da ardından çağın en ünlü bilim odakları olan Horosan ve Maveraünnehir Bölgelerinde yetişerek ün kazanmış Orta Çağ’ın en önemli Matematik ve astronomi bilginlerindendir. Eserlerinde Yaşadığı çağda Moda olan Astrolojiye (yıldız falcılığına) ait bir satır bile bulunmayan Kadızâde Rûmi, Rasathane’de gökcisimlerinin hareketlerini inceleyip, çağın en yetkin astronomi cetvellerinin tamamlanmasında önemli katkılarda bulundu. Bu çalışmaları sırasında matematik ve astronomi biliminin en son kurallarını geliştirip uyguladığı gibi, astronomi için gerekli olan fizik kurallarını astronomiye ilk uygulayan da odur.

Kadızâde’nin bilime yaptığı önemli hizmetlerinden biride çağın bilim adamlarına kıymet verip, onları korumasıdır. Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’in “Bursalı Kadızâde Rûmi ve Devrinin Diğer Bilimcileri” adlı eserinde, Kadızâde’nin bu yönünü ortaya koyacak olan bir olay aynen şöyle anlatılır:
"Hükümdar Uluğ Bey, Kadızâde Semerkand Medresesi Baş Müderrisi iken, Bir müderrisi işten çıkarır. Bunu duyan Kadızâde, Evine kapanarak Medrese’ye gitme3z olur. Uluğ Bey, bizzat hocası Kadızâde’nin evine giderek sebebini sorar. Dersten ve idareden çekilmesinin, bir müderrisin kendisine sorulmadan azledilmesinden müteessir olması sebebinden ileri geldiğini söyler. Bu Suretle ilim müesseselerine siyasi idarelerin doğrudan doğruya hakim olamayacağına dair ilim otoritesine yakışır hareketleriyle güzel bir ders vermiş olur.”

ESERLERİ Aralarında Uluğ Bey, Fethullah Şirvani ve Ali Kuşçu’nunda bulunduğu değerli brçok bilim adamını yetiştiren Kadızâde Rûmi, doğu ve Batı bilim dünyasında uzun süre değerini koruyan ve Osmanlı Medreselerinde Ders kitapları olarak okutulan kıymetli eserler de ortaya koydu. Bunlardan en önemlileri Şunlardır:
1.Muhtasar-ı Fi’l-Hisab (Hesap Özeti): zamanının bilim dili olan Arapça’yla yazılmış faydalı bir Matematik kitabıdır.
2.Risale Fi-istihracı’l-Ceyb Derece-i Vahide: (birinci Dereceden Çıkarma üzerine Risale): bu Eserde 1 derecelik yayın Sinüs değeri, Ozamana kadar bilinen Matematik kurallarından daha ileri bir hesaplama yöntemiyle ortaya konmuştur.
3.El-Mülahhas Fi’l-Hey’e Şerhi: Astronomi ile ilgili bir eserdir.
4.Eşkâl-i Te’sis Şerhi: Geometri Öncüleri ve Üçgenlerden Bahseden değerli bir eserdir.