PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Resulullah Hakkında - Bunları Biliyor muydunuz?


Hasret
01-30-2009, 14:59
Bu bölümde sizlere Efendimiz(sav)’den bazı bilinmeyen, az bilinen yönleriyle bahsetmek istiyoruz. İnşallah siyere dair eserleri hallaç ederek devamlı yenileyeceğimiz bu bölümü de beğeneceğinizi umuyoruz.



*** ***


·Peygamberin(sav) babaannesinin isminin Fatıma olduğunu...

·Hz.Peygamberin öz amcalarının Ebu Talib ve Zübeyr olmak üzere iki tane olduğunu, diğer amcalarının üvey olduğunu...

·Hz.Abbas’ın Efendimizden 3 yaş büyük olduğunu...

·Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe’nin Efendimizin(sav) ilk süt annesi olduğu gibi, Hz Hamza’nın da süt annesi olduğunu ve Efendimizin (sav) bu aziz amcası ile aynı zamanda süt kardeş olduğunu...

·Annesi Amine’nin Efendimizi(sav) ancak 1 hafta emzirdiğini...

·İbn-i Abbas’tan nakledildiğine göre Cenab-ı Hakk’ın Peygamberler arasında Kur’an’da sadece Hz.Peygamberin(sav) hayatına yemin ettiğini (Hicr-72)

·Ömer bin Abdülaziz’in Resulullah’ın(asm) eşyalarını bir eve toplayarak müze yapıp, sergilediğini... Sergilediği eşyanın ise iple örülmüş bir sedir, içi hurma lifi ile doldurulmuş bir çanak, su bardağı, elbise, el değirmeni, başına sardığı bir kadife ve giyim eşyasından ibaret olduğunu...

·Peygamberimizin meşhur devesi Kasva’yı hicreti sırasında 400 dirheme aldığını, ona kesik kulak (kasva) adını bizzat verdiğini ve hayatı boyunca ondan çok memnun kaldığını...

· Uhud’da bir kılıç darbesiyle mübarek yüzü kanla kaplanan Allah Resulünün (sav) “Peygamberinin yüzünü kana bulayan bir topluluk nasıl kurtulur ve mutlu olur?” dediğini...

·Mute’ye giden orduya katılan ama Efendimiz(sav)in arkasında son bir Cuma namazı kılmak için Medine’de kalan Abdullah bin Revaha’ya : “Yeryüzü dolunca sadaka dağıtsan, onların bir sabah namazında elde ettikleri ecr ve mükafatı elde edemezsin” denilince bu zatın hemen yola çıkıp arkadaşlarına yetiştiğini...


Salih Okur

Hasret
01-30-2009, 15:01
Hz.Enes’ bin Malik’in “Sevgili Peygamberimi rüyada görmediğim gece olmuyor” dediğini.

•Ebu Said adlı sahabenin “Resulullah’ı toprakta görünce kalplerimiz burkuluverdi" dediğini..

•Abdullah bin Zübeyir’e göre insanlar içinde Resulullah’a en çok benzeyenin torunu Hz.Hasan olduğunu.

•Resulullah’ın “Beni Hud, Vakıa, Mürselat, Nebe,Tekvir sureleri ihtiyarlattı" buyurduğunu.

•”Siz bu ayetlere mi hayret ediyor,gülüyor da ağlamıyorsunuz” ayetleri(Necm:59-60) nazil olduğu zaman Suffa ashabının yanakları ıslanıncaya kadar gözyaşı döktüğünü,iniltileri Resulullah’a(sav) ulaşınca onun da onlarla ağladığını.

•Hz.Enes’in “Ensardan yirmi genç Resulullah’a hizmet için ondan ayrılmazlardı. Peygamberimiz bir iş görmek istediği zaman onları gönderirdi" dediğini.

·Peygamber efendimiz(sav)in yolculuklarına Perşembe günü dışında çıktığının pek nadir olduğunu, ekseriyetle Perşembe gününü tercih ettiğini...

Kaynak:Hayat-üs Sahabe-M. Yusuf Kandehlevi


*** ***


Rabbimin inayet ve izni ile her gün iki cevap halinde devam edecek inşaAllah.

Hasret
01-30-2009, 15:01
•Amcası Ebu Talib’in Resulullah daha gençken ve kendisine nübüvvet verilmeden evvel O’nun hakkında bir şiirinde “Tertemiz yüzü aşkı için yağmur talep edilen, dulların hamisi, yetimlerin sığınağı” dediğini.

•Resulullah’ın dedesi Abdülmuttalib’in uzun boylu, sarışın ve sevimli bir sakal sahibi olduğunu.

•İbn-i Habib adlı müellifin “Ümmehat-un Nebi” adıyla bize 20 nesil boyunca Resulullah’ın ninelerini gösteren calib-i dikkat bir çalışma bıraktığını

•Resulullah’ın(sav) yedi yaşında bir göz hastalığına tutulduğunu, Mekke’nin tabibleri soruna çözüm bulamayınca, Ukaz civarındaki bir Hristiyan tabibin hazırladığı ilaçla iyileştiğini.

•Belazuri’nin nakline göre Efendimiz(sav) gençliğinde bir gün amcaları Ebu Talib ile Ebu Leheb kavga ederken, Ebu Leheb’in Ebu Talib’in üzerine çıkıp onu hırpalaması üzerine koşarak onu ittiğini. Bunun üzerine Ebu Talib’in Ebu Leheb’in üzerine çıkıp onu bir güzel dövdüğünü...Kavga bittikten sonra Ebu Leheb’in “Ya Muhammed. Ben de Ebu Talib gibi senin amcanım. Yapacağını bana yaptın. Niçin ona da aynı şekilde hareket etmedin? Neden? Vallahi gönlüm seni asla sevmeyecek, asla” dediğini…

•Efendimiz’in(sav) dedesi Abdülmuttalib’in Ramazan ayında Hira mağarasına inzivaya çekilip kapandığını.

•Resulullah’a bir keresinde deve üzerinde iken vahy geldiğini, Efendiler Efendisinde(sav) oluşan ağırlık etkisiyle devenin bacaklarının neredeyse kırılacak hale geldiğini

•Hz.Ebu Zer’in Efendimiz(sav)’i bulmak için geldiği Mekke’de Kureyşlilerce çok kötü dövüldüğünü. Hatta “Kendime geldiğimde akan kanlarla kızıla boyanmış bir puta döndüğümü gördüm”dediğini…

•Ukbe bin Muayt adlı bir kafirin Mekke döneminde Resulullah Kabe’de namaz kılarken,elbisesiyle onu boğmaya çalıştığını.

•İlk tebliğ yıllarında Müslümanların alabildiğine zorlandığını...Hatta Sad bin Ebi Vakkas’ın “Bütün bir yıl boyunca İslam’ı saklamaya çalıştık.Ve namazlarımızı kapılar arkasından sürgülü olduğu halde evlerde ve şehir civarındaki dağ aralıklarında kıldık” dediğini •Altıncı Müslüman olan Sad bin Ebi Vakkas’ın aynı zamanda Allah yolunda ilk kan döken Müslüman olduğunu

•Bedr Savaşında Allah Resulü(sav)’nün sancaktarın Musab bin Umeyr olduğunu.

•Resulullah’ın(sav) her gece 11 veya 13 rekat teheccüd namazı kıldığını.. •İbn-i Abbas’tan bir rivayete göre Resulullah’ın(sav) “Üç şey var ki, bana farz size nafiledir:1-Kurban kesmek 2-Vitr namazı 3-Sabahın iki rekatlık sünnetini kılmaktır” buyurduğunu.

•Belazuri’nin nakline göre Resul-i Ekrem(sav)’in hayatında Medine’de dokuz mescid olduğunu...

•Resul-i Ekrem’in “Allah koyun çobanlığı yapmayan hiçbir nebi göndermemiştir” buyurduğunu...

•Katade(ra), O’nun(sav) ashabını anlatırken: “Alışveriş yaparlar, ticaretle meşgul olurlardı. Fakat Allah’ın hukukundan bir hak onlara yaklaştığı zaman ne ticaret, ne de alışveriş onları Allah’ın zikrinden alıkoymazdı. Nihayet onu Allah’a döndürürlerdi” dediğini.

Kaynak:

1-İslam Peygamberi-Prof.Muhammed Hamidullah-İrfan yay.

2-Resulullah’ın Hayatı Ve Metodu-Prof.Münir Gadban-Risale Yayınları

3-Hakikat Güneşi-Vehbi Yıldız-Nil Yayınları.

4-İslam’ın Doğuşu-M.Hamidullah-Beyan Yay.

5-Değişik Yönleriyle Hz Peygamber-İbrahim Bayraktar-Işık Yay.

Hasret
01-30-2009, 15:02
Kur’an’da Peygamberler arasında sadece Hz.Peygamberin(sav) hayatına yemin edildiğini (Hicr:72).Şeyh Galib’in meşhur naatında: “Menşur-u leamrükle müeyyedsin efendim” diyerek bu yemine işaret ettiğini
Cenab-ı Hakkın bazı peygamberleri kendi ismiyle isimlendirdiğini, mesela Hz İsmail ve İshak için Alim ve Halim, Hz.İbrahim için Halim, Hz Musa için Kerim, Hz Yusuf için Hafiz isimlerini kullandığını… Resulullah’ın ise bu isimlerden 30 kadarıyla Kur’an’da isimlendirildiğini…
Cenab-ı Hakkın peygamberler içinde Rauf ve Rahim isimleriyle sadece Resul-u Ekrem’i andığını…
Habib-i zişan’ın doğum yılının 569, 570 veya 571 olduğu hususunun ihtilaflı olduğunu,ama çoğunluğun görüşüne göre 571 olduğunu
Peygamber-i ahirzaman’ın sabaha doğru doğduğunu…
Muhammed isminin cahiliye Araplarınca az bilindiğini, Ahmed isminin ise daha az bilindiği…
Cahiliyye Araplarının mukaddes kitaplardan Muhammed isminde bir nebinin zuhur edeceğini bildiklerinden bazı kimselerin çocuklarına ilerde o peygamber olabilir ümidiyle Muhammed koyduğunu…
İbn-i Hacer’in Feth-ul Bari’de nakline göre Cahiliyye devrinde Muhammed bin Adiyy bin Rebia’nın babasının bir Suriye seyahatinde tanıştığı bir papazdan: “Arabistan’da bir peygamber doğacağını ve isminin de Muhammed olacağını” öğrenmesi üzerine Adiyy bin Rebia ailesinden doğan bütün çocuklara Muhammed isminin konulduğunu…
Server-i Alem’in Rahip Bahira ile karşılaştığında 12 yaşında olduğunu…
İbn-i Cerir,İbn-i Sad ve İmam Kastalani’nin İmam Şabi’den rivayet ettiklerine göre Nübüvvetin ilk üç yılında İsrafil(as)’ın Hz. Peygamber’in eğitimiyle görevlendirildiğini…KAYNAKLAR

1-Mevdudi-Hz.Peygamberin Hayatı Pınar Yayınları

2-Muhyiddin Akgül-Kur’an’da Hz.Muhammed’in Özellikleri-Işık Yayınları

Hasret
01-30-2009, 15:02
Sahabeden Abdullah bin Zeyd’e Resulullah’ın(sav) vefatı haber verildiğinde “Rabbim gözlerimi al da, Habibim Muhammed’den başkasını görmeyeyim” dediğini...
Resullah’a ilk vahyin bir pazartesi günü geldiğini...
“Ey iman edenler seslerinizi Peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin”(Hucurat:2) ayeti nazil olunca, Hz. Ebubekir’in “Ya Resulullah! Yemin ediyorum ki, bundan sonra sizinle iki sır dostunun gizli konuştuğu gibi konuşacağım dediğini...”
Ashab-ı Kiramın, Efendimizle(sav) sohbette bulunurken edeplerinden başlarını kaldırıp, onun yüzüne bakamadıklarını. Sadece Hz Ebubekir ve Ömer’in kendisine zaman zaman bakıp gülümsediklerini Peygamber efendimizin de tebessümle mukabelede bulunduklarını...
Mekke’de Resul-i Ekrem’in doğduğu mıntıkanın isminin “Şı’b-i Amir” olduğunu...
Efendimizin)sav) anneannesinin adının Berre olduğunu..
Peygamberimizin dayısının olmadığını...Kaynak:

1- Peygamberimizin Risalet ve Şahsiyeti Şibli Numani-Timaş Yayınları-İst-2002

Hasret
01-30-2009, 15:02
Peygamberimizin vefatı hengamında üzerindeki elbisesinin yamalı bir örtü ve el dokuması sert bir entari olduğunu...
Resulullah’ın elbise rengi olarak beyazı sevdiğini...
Buhari’nin rivayetine göre Resulullah’ın ekmeği keserken bıçak kullandığını...
Peygamberimiz’in atlarının adının Since ve Lahif, merkebinin Afir, katırının Düldül ve Tiyye, develerinin adının Kusva ve Adba olduğunu...
Peygamberimiz’in zamanında at yarışlarının düzenlendiğini, bunun idaresinin Hz. Ali’de olduğunu...
Birisinin mescitte “Allah’ım beni ve Muhammed’i bağışla” demesi üzerine Resul-ü Ekrem’in “Allah’ın lütuf ve merhametini çok darlaştırdın” buyurduğunu…Kaynak: Peygamberimizin Risalet ve Şahsiyeti Şibli Numani-Timaş

Yayınları-İst-2002

Hasret
01-30-2009, 15:03
Genellikle Resul-i Ekrem(asm)in doğum tarihinin 12 Rebiyülevvel olarak bilinmesine rağmen, Mısır’lı büyük astronomi bilgini Mahmud Feleki paşanın Efendimizin(sav) 9 Rebiyülevvel pazartesi günü doğduğunu ispatladığını...
Peygamberimizin(asm) yüzmeyi 6 yaşında annesiyle gittiği Medine’de, akrabaları Adiyy bin Neccaroğullarının havuzunda öğrendiğini...
Resulullah’a(sav) ilk vahyin 6 Ağustos 610 tarihinde geldiğini...Bazı alimlerin ise bu tarihin 10 Ağustos olduğunu söylediklerini...
Bera bin Azib’in “Medine halkının Resulullah’ın Medine’ye teşrifine sevindikleri kadar başka hiçbir şeye sevindiklerini görmedim” dediğini...
Allah Resulu’nun (asm) Eba Eyyub-u Ensari’nin evinde 7 ay misafir olduğunu...
Asr-ı Saadette sahabe olma şerefine eren Yahudilerin sayısının 29 olduğunu...
Hz. Peygamberin(sav) ordusunun başında çıktığı ilk gazvenin Buvat Gazvesi olduğunu...
Bedir savaşının Kur’an’da “yevm ül furkan” (hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün) olarak vasıflandırıldığını(Enfal:41)
Bedir günü Muhacirlerden 6, Ensardan 8 olmak üzere toplam 14 şehid verildiğini...
Peygamberimizin(asm) ilk defa Taif kuşatmasında mancınık kullandığını...
Hacc ve Zekatın hicretin 9. senesi farz kılındığını...
Ezvac-ı tahiratttan Ümm-ü Seleme validemizin(r.anha) peygamber efendimizin(sav) vefatı için “O ne kötü bir musibettir ki, başımıza gelen bu musibeti hatırladığımızda bundan sonraki musibetler bize hep basit ve anlamsız gelirdi” dediğini... Kaynaklar

1-Rahmet Peygamberi- Ebul Hasen en Nedvi-İz Yayınları

2-Siretün Nebi- Şibli Numani-İz Yayınları

3-Rahik-ul Mahtum- Safiyurrahman Mübarek el Furi-Risale Yayınları

Hasret
01-30-2009, 15:03
Hz. Ömer’in 27 yaşında, Peygamberliğin 6. senesinde Müslüman olduğunu...

***Resullah’ın, hicret edeceği gece, Kabe’yi görünce; “Ey Mekke! Sen benim için bütün dünyadan daha değerlisin. Ama, senin çocukların beni rahat bırakmıyor” dediğini...

***Allah Resulu’nun(sav)Medine’ye teşrifinde Ben-i Neccar sülalesinin küçük kızlarının ellerinde deflerle büyük bir sevinç içinde: “Biz Neccar sülalesinin kızlarıyız. Ne güzeldir Muhammed’in komşuluğu” beyitlerini hep bir ağızdan söylediklerini. Onların bu coşkusuna tebessümle mukabele eden Efendimizin “Gerçekten beni seviyor musunuz?” sorusuna; “Evet” dediklerinde, Peygamberimizin; “Vallahi, benim de kalbim size karşı sevgiyle dopdolu” buyurduğunu...

***Hz. Peygamberin(sav) Medine'de ilk vahiy katibinin Ubeyy bin Kab el Ensari hazretleri olduğunu...

*** Bedir günü Resulullah’ın elinde bir okla, ordusunu kendi elleriyle hizaya soktuğunu..Hiç kimsenin savaş başlamadan en ufak bir ses dahi çıkarmasının istenmediğini...

***Kab Bin Malik(RA)’in:“Hz. Peygamber(SAV) bir savaşa gitmek istediğinde ona dair tevriyeli bir ifade kullanırdı” dediğini. Buhari yorumcularının bunu: “Hz. Peygamber(SAV) böyle durumlarda manası iyice anlaşılmayan ve iki değişik manaya gelebilen kelimeler kullanırdı” diye açıkladığını...

***Hz Ali’nin Hz. Fatıma ile evlenirken mihr olarak ancak bir zırh verebildiğini... Bundan başka eşyasının bir koyun postu ile bir de Yemen işi eski bir battaniye olduğunu...

***Hz. Fatıma’nın çeyizinin; bir divan, bir su tulumu, içi hurma yaprakları ile doldurulmuş bir yatak, iki el değirmeni, iki su testisi, bir de su küpünden ibaret olduğunu...”

Kaynak: Siretün Nebi- Mevlana Şibli Numani-İz Yayınları

Hasret
01-30-2009, 15:03
***Allah Resulu’nün(sav) ordusunun manevi donanımına da çok ehemmiyet verdiğini... Mesela Abdullah bin Ömer’in(RA); “Cihada giderken, önümüze bir bayır çıktığında tekbir getirmek, iniş geldiğinde “Subhane rabbiyel a’la” diyerek tesbih okumak adetimizdi” dediğini...

***Resulullah’ın(sav) ilk vahiy katibinin Mekke döneminde vahiyleri yazan Şurahbil bin Hasene el Kindi olduğunu...

***Resul-i Ekrem’in(sav) hükümdarlara gönderdiği mektupları Amir bin Füreyre’nin(RA) kaleme aldığını...

***Peygamberimizin(sav) katipleri arasında en çok öne çıkan ismin Zeyd bin Sabit olduğunu...

***Hz. Aişe’nin; “Önce mükafat ve cezaya ilşkin ayetler indi. Kalplerdeki hazırlık ve duyarlılık oluştuktan sonra emir ve hüküm ayetleri indi. Daha ilk günden “şarap içmeyin” ayeti inseydi buna kim uyardı?” dediğini...

*** Efendimizin(sav) teheccüd kılmadığı tek gecenin Veda haccında Muzdelife’de kaldığı gece olduğunu...

***Rivayetlerin çoğunluğuna göre Server-i Ekrem’in(sav) vefat hastalığının 13 gün sürdüğünü...

***Habibullah’ın(sav) vefat tarihinin hicretin 11. senesi olduğunu...

***Nebiyy-i masum’un(sav) kıldırdığı son namazın bir akşam namazı olduğunu...

***Rahmetin lil aleminin(sav) bütün alemleri yetim bırakarak ebedler alemini şereflendirmesinin ikindi vakti olduğunu...





Kaynak: Siretün Nebi- Mevlana Şibli Numani-İz Yayınları

Hasret
01-30-2009, 15:04
***Peygamberimizin(sav) kabrini Ensar’dan Ebu Talha hazretlerinin kazdığını...

***Resul-i Ekrem(sav)’in kabrinin kazıldığı toprak ıslak olduğu için üzerinde vefat ettiği yatağın zemine serildiğini...

***Efendimizi(sav) kabrine Hz Ali, Fadl bin Abbas, Üsame bin Zeyd ve Abdurrahman bin Afv’ın indirdiğini...

***Resulullah’ın özel hizmetkarlarının Abdullah bin Mesud, Bilal-i Habeşi ve Enes bin Malik olduğunu...

***Resulullah’ın ailesinin çarşı-pazar alışverişi, ödünç para bulma ve sonra ödeme, misafirlere yemek hazırlama gibi işlerin Bilal-i Habeşi hazretlerinin uhdesinde olduğunu...

***Efendimizin (sav) ata binmeyi çok sevdiğini...Atlardan da özellikle doru, karayağız veya sarı renkli olanları sevdiğini...

***Nebi-i zişan’ın(sav) uykusunda az miktarda horultu sesi geldiğini...

***Allah Resulu’nun(sav) sabah namazlarının sünnetini hızlı kıldığını.

Hatta Hz. Aişe’nin “Bazen Fatiha suresini okudu mu, okumadı mı diye düşünürdüm ” dediğini... Farzında ise uzun sureler okuduğunu...

*** Hz. Enes’in; “Hz. Peygamber(sav) rükudan sonra o kadar uzun ayakta dururdu ki, bizler, secdeye gitmeyi unuttuğunu zannederdik” dediğini...

***Ahirzaman Peygamberinin(sav) 4 defa umre yaptığını...






Kaynak: Siretün Nebi- Mevlana Şibli Numani-İz Yayınları

Hasret
01-30-2009, 15:04
***Peygamber Efendimizin(sav) amcalarının isimlerinin; Haris, Zübeyir, Ebu Talip, Hamza, Ebu Lehep, Gaydak, Mukavvem, Saffar, Abbas olduğunu...

***Efendimizin(sav) halalarının isimlerinin; Ümm-ü Hakim, Berra, Atike, Safiyye, Erma, Ümeyre olduğunu...

***Hz. Nebinin(asm) Arap adeti gereği Abdülmuttalib tarafından doğumunun 7. günü sünnet ettirildiğini...

***Resul-i Kibriya (asm) ile Hz. Hamza’nın hem Ebu Leheb’in azadlısı Süveybe, hem de Halime binti Ebu Züeyb tarafından emzirildikleri için, iki kanalla süt kardeş olduklarını...

*** Merhum allame Ebu Hasen en Nedvi’nin bildirdiğine göre Urdu dilinin Arapça’dan sonra Siret(Efendimizin hayatı) hakkında en çok eser yazılan dil olduğunu...

*** Mukatil bin Süleyman’ın; “Allah(C.C) İslam’ın ilk yıllarında namazı sabah iki rekat, akşam iki rekat olarak farz kıldı. “Rabbini hamd ile sabah akşam tenzih et”(Mümin-55) ayeti buna delildir” dediğini...

***Ebu Cehil’in eziyetlerinden bunalan Allah Resulünün bir gün onu boğazından tutup sarstığını ve “Azaba layık olasın azaba. Yine azaba layık olasın azaba (Kıyame: 34-35) ayetini okuduğunu. Ebu Cehil’in ise; “Beni tehdit mi ediyorsun ya Muhammed! Vallahi ne sen, ne de Rabbin hiçbir şey yapamazsınız. Ben bu iki dağ arasında yaşayan en şerefli kişiyim” dediğini...

***Nebiyyi-i Rahme’nin(sav) Mekke döneminde gizlice Müslümanları eğitmek için Erkam bin Ebil Erkam el Mahzumi (RA)’nin Safa tepesindeki evini nübüvvetin 5. yılından itibaren kullanmaya başladığını...

*** Aleyh-i ekmel-i tahiyya(sav)’nın Habeşistan’a ilk hicret eden kızı Rukiyye ve damadı Hz. Osman(RA) için ; “Bu ikisi Hz İbrahim ve Lut’tan sonra Allah yolunda hicret eden ilk ailedir” buyurduğunu...

***Hz. Ömer(RA)’in, Hz. Hamza’nın(RA) İslam’la şereflenmesinden üç gün sonra Müslüman olduğunu...

***Hz. Hatice’nin, (RA) Ebu Talib’in ölümünden üç gün(bir başka rivayette iki ay) sonra dar-ı bekaya irtihal ettiğini...






Kaynak: Er Rahik-ul Mahtum- Safiyurrahman Mübarek el Furi- Risale Yayınları

Hasret
01-30-2009, 15:04
***Resul-i Ekrem’in(SAV) İslam’a davet etmek için 619 yılının Şevvalinde gittiği Taif’te 10 gün kaldığını...

***Hz. Nebinin(ASM) Taif dönüşünde azatlısı Zeyd’in; “Onlar(Kureyş) seni memleketinden çıkardıkları halde tekrar nasıl onların yanına gidebiliyorsun?” dediğinde Masum Nebinin(SAV) kıyamete kadar gelecek davet erlerine şaşmaz bir ölçü olacak şu sözleri söylediğini: “Ya Zeyd! Şüphesiz Allah bu sıkıntıları bizim için rahatlık vesilesi ve çıkış yolu yapacaktır. Şüphesiz Allah dinine yardımcı olacak, peygamberini muzaffer edecektir.”

*** Server-i Ekrem’in(SAV) Mekke döneminde, Hacc için gelen kabileleri yanında birkaç kişiyle gece ilerleyen saatlerde ziyaret etmeye başlayarak Kureyşileri atlattığını...

***Efendimiz(SAV)in İslam davetçisi olarak Medine’ye gönderdiği Hz. Musab bin Ümeyr el Abderi’inin bu şehirde “El Mukri” (Güzel Kur’an okuyan) lakabıyla tanındığını...

***Peygamberimizin(ASM) hicret esnasında Mekke’yi terk etmesinin 622 yılının 12 Eylül’ünü 13’üne bağlayan gece olduğunu...

*** Hz. Ali’nin Fahr-ül Alemin’in(SAV) ayrılmasından üç gün sonra Mekke’yi terk ederek yaya olarak Medine’ye hicret ettiğini... ***Habibullah’ın(SAV) Medine’ye teşrifinden sonra ilk seriyyenin Hz. Hamza liderliğinde Seyf-ül Bahr seriyyesi olduğunu...

***Ebu Talha el Ensari’nin(RA) ; “Efendimiz(SAV) bir topluluğa galip gelince orada üç gün kalırdı” dediğini...

***Fahr-ı Kainat’ın(SAV) Bedir zaferini müjdelemek için Abdullah bin Revaha ile Zeyd bin Sabit’i önden gönderdiğini...

***Bedir dönüşü, esirler arasında bulunan Resul-ü Mücteba’nın(SAV) iki azılı düşmanı; Nadir bin Haris(Bedir günü Kureyşin sancaktarıydı) ile Ukbe bin Muayt’ın “savaş suçlusu” olarak yolda idam edildiğini... Ukbe nam herifin ölmeden önce ; “Çocuklarım kime kalıyor?” sorusuna Resulullah’ın; “Cehenneme!” cevabını verdiğini...






Kaynak: Er Rahik-ul Mahtum- Safiyurrahman el Mübarek Furi- Risale Yayınları

Hasret
01-30-2009, 15:04
***Uhud savaşı öncesi, o sırada Mekke’de bulunan ve İslam olduğunu gizleyen Hz. Abbas’ın(RA) Kureyşlilerin bütün askeri hareketlerini gizli bir mektupla Resulullah’a(SAV) ulaştırdığını...

***Uhud harbi öncesi Resulullah’ın(SAV) Medine’de kalıp şehir savunması yapılmasını istemesine karşın meydan muharebesi fikrini ileri süren heyecanlı grubun başını Hz. Hamza (RA)’nın çektiğini...Hatta Efendimize(SAV); “Sana kitap indirene yemin ederim ki, Medine dışında kılıcımla onlara karşı çıkmadıkça hiçbir şeyi ağzıma koymayacağım” dediğini...

***Uhud harbinde Habib-i Ekrem(ASM)’in orduyu üç kısma ayırdığını, bunların: 1-Muhacirler birliği (Sancaktarı; Musab bin Ümeyr) 2- Evs kabilesi birliği (Sancaktarı; Üseyd bin Hudayr) 3- Hazrec kabilesi birliği (Sancaktarı; Habbab bin Münzir) olduğunu...

***Uhud harbinin başlangıcında ortaya fırlayıp er dileyen Kureyş sancaktarı Talha bin Ebi Talha adlı meşhur savaşçının karşısına Hz. Zübeyir bin Avvam’ın(RA) çıkarak bir hamlede onu devesinden düşürerek canını cehenneme gönderdiğini. Onun bu kahramanlığı karşısında Zat-ı Risalet penah’ın(SAV): “Her Peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim Zübeyir’dir” buyurduğunu...

***Uhud savaşında bir ara Efendimizin(SAV) etrafında sadece Talha bin Ubeydullah (RA) ile Sad bin Ebu Vakkas (RA) kaldığını..Bu çok tehlikeli anlarda Utbe bin Ebu Vakkas adlı kafirin taş atarak Resulullah’ın dişini kırdığını...Abdullah bin Şihab adlı bir diğerinin Resulullah’ın alnını yaraladığını...Abdullah bin Kamie adlı bir azgının da vurduğu iki darbe ile Allah Resulünün(SAV) miğferini parçaladığını. Miğferin iki halkasının Habibullah’ın(SAV) mübarek yüzüne saplandığını...

***Hz. Talha’nın(RA) Uhud günü Cihanın efendisini koruma uğruna gösterdiği kahramanlıkları anlatma babında Hz. Ebubekir’in(RA) o günü anlatırken devamlı; “O gün tamamen Talha’nın günüdür” dediğini... ***Uhud’da Resulullah’ın mübarek sağ alt dişinin kırılmasına sebeb olan Utbe bin Ebi Vakkas’ın aynı gün Hatib bin Ebi Beltaa tarafından öldürüldüğünü...

*** Abdullah bin Mesud’un “Peygamberimizin Hamza için ağladığı kadar başka bir şey için ağladığını görmedik. Onu kıble tarafına koydu. Sonra cenazesinin başında durdu. Yüksek sesle katılırcasına ağladı” dediğini... ***Uhud günü Hz. Hamza’nın kız kardeşinin oğlu ve süt kardeşi Abdullah bin Cahş ile aynı mezara gömüldüğünü...



Kaynak: Er Rahik-ul Mahtum- Safiyurrahman el Mübarek Furi- Risale Yayınları

Hasret
01-30-2009, 15:05
*** Uhud dönüşünde Hamne binti Cahş’a kardeşi Abdullah bin Cahş ile dayısı Hz. Hamza’nın şehadeti haber verildiğinde tevekkülle karşıladığını ama kocası Musab bin Ümeyr’in şehid olduğu haberi üzerine kadının bir çığlık kopardığını…Bunun üzerine Fahr-ı Kainatın(SAV); “Elbette kadının hayatında kocasının ayrı bir yeri vardır” buyurduğunu…

***Rivayetlerin ittifakına göre Uhud harbinde İslam ordusunun kaybının Evs kabilesinden 24, Hazrec’den 41, Muhacirlerden 4 ve de anlaşmalı Yahudilerden bir(Muhayrık) olmak üzere 70 kişi olduğunu…Kureyş ordusunun toplam kaybının ise 37 kişi olduğunu…

***Âl-i İmran suresindeki 60 ayetin Uhud savaşı ile alakalı nazil olduğunu…

***Enes bin Malik(RA)’in ; “Resulullah’ın Bir-i Maune katillerine kızdığı kadar başka hiç kimseye kızdığını bilmiyoruz” dediğini…

***Ben-i Nadir Yahudileriyle olan savaş hakkında Kur’an’da Haşr suresinin nazil olduğunu…Hatta İbn-i Abbas’ın ; “Bu sureye Nadir suresi de diyebilirsin” dediğini…

***İslam ordusunun Bedir’deki Sloganın; Ehad! Ehad! (Allah birdir…Allah birdir) Uhud’da “Emmet Emmet” (Kureyş helak oldu…) Hendek’te ise; “Düşman galip gelemez” olduğunu…

***Hendek savaşında Müslümanların 6 şehid verdiğini, müşriklerin kayıplarının ise 10 olduğunu…

*** Salat-ı Havf (Korku namazı) hakkındaki hükmün Hudeybiye seferi sırasında indiğini…

***Amr bin As’ın Hicri 7. Yılda, Habeş Necaşisinin huzurunda Müslüman olduğunu…Geri dönerken biat üzere Medine’ye doğru yolunu çevirdiğini…Yolda kendisi gibi düşünen arkadaşları Halid bin Velid ve Osman bin Talha ile karşılaştığını ve üçü birden Peygamber şehrine gidip İslamla müşerref olduklarını…

***Allah Resulü’nün (SAV) bu üç kahraman zatı görünce; “Mekke bize ciğerparelerini göndermiş” buyurduğunu…



Kaynak Er Rahik-ul Mahtum- Safiyurrahman Mübarek el Furi- Risale Yayınları

Hasret
01-30-2009, 15:05
***Peygamber Efendimizin(SAV) Fars Kisrasına Abdullah bin Hüzafe tüs Sehmi (RA) ile bir davet mektubu gönderdiğini…Hz. Abdullah’ın mektubu Bahreyn emirine teslim ettiğini. Bahreyn emirinin Abdullah bin Hüzafe’yi mi yoksa başka birinin mi Kisraya gönderdiğinin bilinmediğini…

*** Peygamberimizin sadece şehid olacaklara hususi istiğfarda bulunduğunu. Mesela Hayber’e giderken şair Amir bin Ekva’ya; “Allah ona rahmet eylesin” dediğini. Hz. Amir’in Hayber muharebesinde şehid düştüğünü…

*** Efendimizin(SAV) Hayber şehri göründüğünde; “Allahü ekber! Harab oldu Hayber! Allahü ekber! Harab oldu Hayber! Biz Bir kavmin arazisine girdik mi, onların sabahı kararır” buyurduğunu…

*** Hubab Bin Münzir (RA) adlı sahabenin müthiş bir askeri strateji melekesine sahip olduğunu..Bedir’de olduğu gibi Hayber’de de Allah Resulu(SAV)nun onun görüşünü haklı bulup, uyduğunu…

*** İbn-i Ömer(RA)’in ; “Hayber fethedilinceye kadar hiç doymamıştık” Hz. Aişe’nin(RA) ise Hayber fethedilince; “Şimdi artık hurmaya doyarız dedik” dediğini…

***Hayber savaşında şehidlerimizin sayısının 16 ila 23 arası olduğunu…Yahudilerin kaybının ise 93 kişi bulunduğunu…

***Peygamber Efendimizin Hudeybiye sulhundan bir sene sonra Kaza umresi için Mekke’ye geldiğini. Bu sırada düşmana duyuracak şekilde Abdullah bin Revaha (RA) hazretlerinin onu övücü şiirler söylediğini. Bunu garipseyen Hz Ömer’e (RA) Habib-i Zişan Efendimizin(SAV); “Bırak onu Ya Ömer! Şiir o düşmanlara atılan oklardan daha çabuk isabet eder” buyurarak aynı zamanda basının önemine de dikkat çektiğini… ***Müslümanların Resulullah(ASM) hayattayken yaptıkları en zorlu ve en kanlı savaşın 629 yılının Ağustos veya Eylül ayında cereyan eden Mute muharebesi olduğunu…Bu savaştan sonra İslam’ın gücü Arap kabilelerini derinden etkileyerek Süleym, Eşca, Gatafan, Zübyan, ve Fezara gibi kabilelerin Müslüman olduğunu…

*** Mute savaşında Resul-i Ekrem(SAV)’in amcazadesi Hz. Cafer bin Ebu Talib’in çok şiddetli ve kahramanca savaştığını. İbn-i Ömer’in(RA); “Cafer bin Ebu Talib’i aradık. Onu şehidler arasında bulduk. Vücudunda 90 küsur ok ve mızrak yarası vardı. Ve bütün bunlar vücudunun ön kısmındaydı” dediğini…

*** Halid bin Velid hazretlerinin(RA); “Mute günü 9 kılıç elimde kırıldı Ancak bir Yemen işi kılıç elimde dayanabildi” dediğini…






Kaynak Er Rahik-ul Mahtum- Safiyurrahman Mübarek el Furi-Risale Yayınları

Hasret
01-30-2009, 15:05
Mekke’nin Fetih günü Resul-i Ekrem’in(ASM) Ümm-ü Hani binti Ebu Talib’in evinde sekiz rekat Fetih namazı kıldığını…
Genel olarak Resululah’ın(SAV) ordularının düşmanı amansız bastırmak için gece ilerleyip, gündüz gizlendiklerini…
Efendimizin(SAV) Tebük seferi dönüşü, Medine evleri uzaktan göründüğünde; “Bu Tâbe’dir. (Hoş bir şehir) Şu ise(Uhud dağı) bizi seven ve bizim de onu sevdiğimiz bir dağdır” buyurduğunu…
Tebük seferi dönüşü Medine halkının Habib-i zişanı(SAV) aynen Hicrette olduğu gibi hep bir ağızdan “Ay döndü üzerimize Veda tepelerinden…” kasidesiyle karşıladığını…
Rahmet Peygamberi(SAV)’nin Veda haccındaki konuşmasını Rabia bin Ümeyye bin Halef tarafından yüksek sesle halka aynı anda duyurulduğunu…
Veda haccı bitiminde “Bugün sizin dininizi ikmal ettim. Size olan nimetimi tamamladım. Ve din olarak İslam’dan razı oldum” (Maide:3) ayetleri nazil olunca Hz Ömer’in(bir rivayette Hz. Ebubekir) ağladığını… Sebebini soranlara “Her kemalden sonra mutlak noksanlık gelir” diyerek bu ayetten Nebinin(SAV) vefatını sezdiğini…
Fahr-ı Kainat’ın(ASM) vefat hastalığı sırasında ; “Ya Aişe! Hala Hayber’de yediğim zehirli yemeğin acısını duyuyorum” buyurduğunu…(Not. Geniş izahat için Fethullah Gülen Hocaefendinin Varlığın ****fizik Boyutu adlı eserinin birinci cildine bakınız.)
Hatem-ün Nebi’nin(SAV) vefatında ciğerparesi Fatıma’nın gözyaşları içinde: “Babacığım benim! Kendisini çağıran Rabbinin davetine icabet etti. Babacığım benim! Cennet-ül Firdevs onun yeri! Ya Cibril! Başın sağ olsun” buyurduğunu…
Hz. Ali ile Hz Fatıma’nın evliliğinden Resul-i zişan’ın(SAV) dört torunu olduğunu. Bunların; Hasan, Hüseyin, Zeynep, Ümm-ü Gülsüm” olduğunu…
Peygamberimizin(ASM) hanımlarından ikisinin kendisinden evvel vefat ettiklerini bunlardan birinin Hz. Hatice diğerinin “fakirlerin annesi” lakaplı Zeynep binti Hüzeyme olduğunu…
Kaynak:Er Rahik-ul Mahtum- Safiyurrahman Mübarek el Furi- Risale Yayınları

Hasret
01-30-2009, 15:05
Peygamber-i Zişan’ın(SAV) Hz. Hatice’den önce Ebu Talib’in kızı Fahite (Ümm-ü Hani) ile izdivaç düşündüğünü… Amcasının ise, onu Mahzumoğullarından Hübeyre’ye verdiğini…
Bazı kaynaklara göre Habibullah’ın(ASM) gözlerinin açık kahverengi olduğunu…
Bir mağaraya tefekkür ve inziva için kısa süreli çekilmenin İsmailoğullarında eskiden beri devam ede gelen bir gelenek olduğunu…
İnsanlığın İftihar Tablosuna(SAV) ilk vahiy olan (Alak:1-5) ayetlerinden sonra ikinci gelen vahyin (Kalem :1-4) ayetleri olduğunu…
Abdurrahman bin Afv hazretlerinin asıl adının Abdulamr olup bu ismin Müslüman olduktan sonra Resulullah(SAV) tarafından Abdurrahman olarak değiştirildiğini…
Hz. Osman’ın vahyin ilk ışıklarının Hicaz’a yayıldığı günlerde, ticaret için gittiği Suriye’den dönerken çölde bir gece; “Ey uyuyanlar! Uyanın! Çünkü Mekke’ye Ahmed geldi” şeklinde bir ses ile uyandığını… Döndüğünde bunu Hz. Ebubekir’e danıştığında, onun eliyle İslam’a girdiğini…
Hz. Talha bin Ubeydullah’ın da aynı günlerde gittiği Busra adlı kasabada bir rahiple karşılaştığını. Rahibin ona “Ahmed’in zuhur edip etmediğini sorduğunu. Hz. Talha’nın “Ahmed de kim?” diye şaşırması üzerine: “Abdülmuttalip’in oğlu Abdullah’ın oğlu…Bu ay onun çıkacağı ay ve o peygamberlerin sonuncusudur” dediğini…
Allah Resulüne(ASM) iman eden ikinci hanımın Hz. Abbas’ın hanımı Ümm-ü Fadl olduğunu…
Kureyşlilere göre vahyin en şaşırtıcı ve etkileyici yönünün Rahman isminin ayetlerde çokça geçmesi olduğunu… Hatta onların bunu Peygamberin(ASM) ilham aldığı bir adam zannederek; “Sana öğretilen her şeyin Yemameli Rahman adındaki bir adamdan kaynaklandığını duyduk. Biz Rahman’a kesinlikle inanmayız” dediklerimi…
Server-i Ekrem’in(SAV), çok sevdiği amcaoğlu Hz Cafer’e bir defasında; “ Görünüşün ve karakterin bana çok benziyor” buyurduğunu… Kaynak: Hz. Muhammed’in Hayatı- Martin Lings- İnsan Yayınları- İst-2003

Hasret
01-30-2009, 15:06
*** Kureyş kafirlerinin Efendimizin(SAV) mübarek ismi Muhammed (Övülen)’e karşılık ona Muzamman (Suçlanan) ismini taktıklarını…

*** Mekke’ye ilk göç eden Müslümanın, Ebu Talib’in yeğeni Ebu Seleme olduğunu…

*** Hz. Peygamberin(ASM) hicreti beraber yapacaklarını söylemesi üzerine Hz. Ebubekir(RA)’in sevinçten ağladığını…Kızı Aişe’nin(RA); “O güne dek, Ebubekir’in bu sözleri duyduğunda ağladığı gibi bir kişinin sevinçten ağlayabileceğini bilmiyordum” dediğini…

*** Peygamber-i Zişan(ASM)’ın Hicret sırasında Hz. Ebubekir’den(RA) satın aldığı devenin isminin Kusva ( diğer ismi Adba’dır.) olduğunu…

*** Resulullah’ın (SAV) Medine’ye teşrifinde Ebu Eyyub hazretlerinin devenin yükünü çözüp evine götürdüğünü. Efendimizin(ASM) kendilerinde misafir olması için yalvaranlara; “Bir adam yüküyle beraber olmalı” buyurduğunu…

*** Server-i Alem’in(SAV) Medine’ye ilk teşriflerinde, kendisi ile ilk görüşmesinde iman eden Yahudi alemi Abdullah bin Selam’ın Ben-i Kaynuka Yahudilerinin dini lideri olup asıl isminin Hüseyin olduğunu, Efendimizin bu ismi (ASM) Abdullah olarak değiştirdiğini…

*** Abdullah bin Mesud’un Kabe’de ilk defa Kur’an okuyan insan olup, bunun üzerine Ebu Cehil tarafından yüzünden kılıçla yaralandığını…

*** Habibullah(SAV)’a suikast için Medine’ye gelen Umeyr bin Vehb’in karşılaştığında Efendimize(ASM) iman etmesi üzerine Hz. Ömer’in(RA); “İlk geldiğinde bir domuz bana ondan daha sevimliydi. Şimdi o bana çocuklarımdan daha sevimli” dediğini…

*** Enes’ten rivayete göre Allah Resulü’nün(SAV); “Allah yolunda hiç kimseye bana yapılan eziyet yapılmamış ve hiç kimse benim kadar baskıya maruz kalmamıştır. Öyle bir otuz gün, otuz gece geçirdim ki, ne benim ne de yanımda bulunan Bilal’in yiyecek bir şeyimiz yoktu. Bilal’in yalnız omuzlarını örten bir gömleği mevcuttu” buyurduğunu…

*** Zübeyir Bin Avvam’ın sekiz yaşında iken Müslüman olup, 18 yaşında hicret ettiğini…

Kaynaklar

1- Hz. Muhammed’in Hayatı- Martin Lings- İnsan Yayınları-2003

2-Muhtasar Hayat-üs Sahabe- M. Yusuf Kandehlevi- Ravza Yayınları-İst-2000

Hasret
01-30-2009, 15:06
***İbn-i Mesud’un(RA) rivayetine göre, Mekke’de Müslüman olduklarını ilk açıklayanların yedi kişi olduğunu…(Resulullah(ASM), Hz. Ebubekir, Ammar ve annesi Sümeyye, Suheyb, Bilal ve Mikdat)
***Hz. Ömer’in Tebuk gazvesinde çektikleri sıkıntıları anlatırken “O kadar susamıştık ki, susuzluktan boynumuzun kopacağını(öleceğimizi) zannettik. Herhangi birimiz gidiyor, yüklerimiz arasında su arıyor, bulamayınca ümitsizlikten ve yorgunluktan orada düşüp kalıyor, geri dönemiyor, boynunun kopacağını sanıyorduk. Hatta içimizden biri devesini kesmiş, dışkılarını sıkarak içmiş, sonra da ciğerindeki suları toplamıştı” dediğini…
*** Resulullahın(SAV); “ Her kim Allah yolunda –hedefe varsın varmasın- bir ok atarsa, attığı bu ok kıyamet gününde kendisi için bir nur olur” buyurduğunu…
*** Numan bin Mukarrin’in(RA); “Resulullah(ASM) herhangi bir savaşta bulunup da sabah serinliğinde savaşa başlamadığı vakit, namaz vakti gelmeden ve rüzgârlar esmeye başlayıp savaş kolaylaşmadan savaşa acele etmezdi” dediğini…
*** Bir rivayete göre Efendimizin(SAV) bizzat kabrine inerek defin ettiği tek zatın amcasının oğlu, Bedir şehitlerinden Ubeyde bin Haris olduğunu…
*** Savaş meydanından kaçmamak için atını ilk öldüren Müslümanın; Resul-i Ekrem(ASM)’in amcasının oğlu Hz. Cafer (RA) olduğunu…
***Hz. Ömer’in(RA) kızı Hz. Hafsa’ya(RA): “Resulullahın sendeki en güzel elbisesi neydi?” diye sorması üzerine, validemizin; “Kırmızı toprakla boyanmış iki parçadan ibaret bir takım elbiseydi. Bunu yanına heyetler geldiği zaman ve Cuma namazında giyerdi” dediğini…
*** Bera bin Azib(RA)’in; “Resulullah’a bir soru sormak istiyordum. Ama heybetinden ancak iki sene sonra sorabildim” dediğini…
*** Bir zatın Hz. Aişe’den Nebi’nin(SAV) ahlakını sorması üzerine, onun; “Müminun suresini okumuyor musun? Başından on ayeti oku. İşte Resulullahın ahlakı öyle idi” dediğini…


Kaynak: Muhtasar Hayat-üs Sahabe- M. Yusuf Kandehlevi- Ravza Yayınları- İst–2000

Hasret
01-30-2009, 15:06
*** Hz. Enes bin Malik’in; “Resulullah söven, lanet eden, kötü söz söyleyen biri değildi. Birimize kızdığında “Alnın topraklansın” derdi” dediğini…

*** Enes bin Malik’in annesi Ümm-ü Süleym bir çocuk doğurunca, Resul-i Ekrem’in(SAV) çocuğu istettiğini. Enes’in kollarında gelen çocuğu kucağına alarak Acve (İyi cins Medine hurması) hurmasını ağzında ezerek yumuşatıp bebeğin ağzına koyduğunu. Çocuğun onu yavaş yavaş emmesi üzerine, gülümseyerek “Medinelidir, hurmayı sever” diyerek latife yaptığını ve dua ederek annesine gönderdiğini…

*** Hz. Ebu Zer(RA)’in; “Resulullah vefat edene kadar bizi o kadar güzel eğitmişti ki, gökte kanat çırpan bir kuşun hareketleri bile bize bir bilgiyi hatırlatırdı” dediğini…

***Uhud savaşında Efendimizin(ASM) bindiği atın isminin Sekb (akan su) olduğunu…

*** Uhud harbinde Hz. Talha’nın(RA) Habibullah’ı(SAV) korumaya çalışırken bir ara kan kaybından dolayı bayıldığını…

*** Hz. Peygamber’in(ASM) Uhud’da yaraları ve yorgunluğu sebebiyle, tepeyi tırmanamayınca, ağır yaralarına rağmen Hz. Talha’nın Efendimizi(SAV) sırtına alarak gerekli yüksekliğe çıkardığını…

*** Server-i Ekrem(ASM) ve ashabı Uhud harbi sonrası çekildikleri tepede öğle namazını yorgunluk ve bitkinlikten ancak oturarak kıldıklarını ve sonra bir gözcü dikerek derin ve sakin bir uykuya daldıklarını…

*** Ebu Süfyan’ın Uhud harbi sonrası Hz. Hamza’nın mübarek ağzına mızrağını batırarak “Bunu tat ey hain” dediğini…”

*** Uhud’dan dönüşte Resul-i Ekrem(SAV)’in akşam namazını kıldıktan sonra istirahat buyurduğunu ve daldığı derin uykudan uyanamadığından Yatsı namazını evinde eda ettiğini…

Hasret
01-30-2009, 15:07
***Peygamber Efendimizin(SAV) Hasan (güzel adam) ismini çok sevdiği için ilk torununa bu ismi verdiğini. Diğer torunu doğunca da bu sefer ona “küçük güzel adam (Hüseyin) ismini koyduğunu...

*** Hendek Savaşında Medine’yi korumak için kazılan hendeğin 6 günde hazırlandığını...

*** Hudeybiye sulhüne imza atan Müslüman heyetin; Hz. Ebubekir, Ömer, Süheyl bin Amr’ın oğlu Abdullah, Abdurrahman bin Avf, Muhammed bin Mesleme ve Hz. Ali olmak üzere 6 kişi olduğunu...

*** Hayber Yahudilerinin nişancılıkta Arabistan’da en iyiler olduklarından müminlerin kalkanlarına en çok bu harpte muhtaç kaldıklarını...

*** Resul-i Ekrem(ASM)’ın Hayber’e Hz. Aişe’nin cübbesinden yapılmış büyük bir siyah sancakla geldiğini ve müminlerin bu sancağa “Kartal” adını verdiğini...Naim kalesinin fethi için memur edildiğinde Hz. Ali’ye bu sancağın verildiğini...

*** Resulullah’ın (SAV) amca oğlu Hz. Cafer’in 27 yaşında hicret ettiği Habeşistan’dan 40 yaşında döndüğünü...

*** Nebi-i Zişan’ın(ASM) bir meselede Cafer bin Ebi Talib lehinde bir karar vermesi üzerine Hz. Cafer’in sevinçten onun etrafında dans ederek bir daire çizdiğini... Efendimizin(SAV) gülümseyerek bunun ne olduğunu sorması üzerine; “Habeşlilerin krallarına yaptıkları bir şeref gösterisi. Necaşi ne zaman birine sevineceği bir şey verse, o adam ayağa kalkar ve onun etrafında dans eder” dediğini...

*** Peygamberimize hanımları içinde ilk kavuşanın; on sene sonra, Zeynep bint-i Cahş validemiz olduğunu...

Kaynaklar

1-Hz. Muhammed’in Hayatı- Martin Lings- İnsan yayınları- İst-2003

2-Kısas-ı Enbiya- Ahmed Cevdet Paşa- Doğan Güneş yayınları- İst-1971

Hasret
01-30-2009, 15:07
*** Müslüman olduğunu açıkladığı için ailesinden ilk eziyet gören sahabenin Hz. Osman olduğunu...

*** Peygamberimizin(SAV) Hz. Bilal –i Habeşi için; “Habeş’in ilk meyvesi”, Hz. Süheyb için; “Rum’un ilk meyvesi”, Selman hazretleri için de; “İran’ın ilk meyvesi” buyurduğunu...

*** Resul-i Ekrem’in(ASM) Bedir Gazvesinde savaş alanına nazır bir yerde “El Ariş” adlı komuta çadırını kurdurduğunu ve başına da muhafızlar diktiğini. Böyle bir uygulamanın o zaman Araplarınca bilinmediğini...

*** Hatem-ül Enbiyanın (SAV) Bedir’de yaptığı bir diğer sürprizin de; ordusunu saf düzenine sokmak olduğunu ve bunun da Araplarca bilinmediğini...

*** Bedir muharebesine katılmak isteyen Ümm-ü Varaka adlı hanım sahabeye Allah Resulünün(ASM); “Sen evinde otur, Kur’an oku. Muhakkak ki Allah sana şehitlik nasip eder” diye ferman ettiğini. Daha sonra Hz. Ömer devrinde bu kadının evinde biri kadın diğeri erkek iki uşağı tarafından geceleyin üzerine kadife örtü basılarak şehid edildiğini...

*** Bedir savaşının ilk şehidinin Mihca adlı muhacir sahabe olduğunu... *** Resulullah’ın(SAV) Bedir ganimetleri arasında Ebu Cehil’in devesini Safiy (Kumandanlık hakkı) olarak aldığını. Ayrıca Münebbih bin Haccac’ın kılıcı Zülfikar’ın Efendimiz’in(ASM) hissesine düştüğünü...

*** Bedir savaşından önce Server-i Ekrem(SAV)’in halası Atike bint-i Abdülmuttalib’in korkulu bir rüya gördüğünü ve kardeşi Abbas’a bu rüyayı şöyle anlattığını; “Mekke’ye devesi ile giren bir adam ; “Ey cemaat üç güne dek muharebeye yetişiniz” diye haykırıp, daha sonra Ebu Kubeys dağına çıktı. Burada yüksek bir kayayı şehre doğru yuvarladı. Kaya parçalandı ve Mekke’deki her bir eve bir parçası isabet etti” Daha sonra da Atike’nin bu rüyayı ; “Üç gün içinde Kureyş’e büyük bir musibet erişecek” diye tabir ettiğini. Bu rüyanın hızla yayılarak müşrik ordusunun moralini son derece bozduğunu...

Kaynaklar:

1-İntişar-ı İslam Tarihi- T.W. Arnold- Akçağ Yayınları-İst-1971

2- Peygamberimizin Hayatı- Salih Suruç-Feza Gazetecilik AŞ- İst-1998

3-Komutan Peygamber- Mahmud Şit Hattab-Bir Yayıncılık- İst- 1988

4-Kısas- Enbiya- Ahmed Cevdet Paşa- Bedir Yayınevi- İst-1966

Hasret
01-30-2009, 15:07
*** Zübeyir bin Avvam’ın Habeş iç savaşında Necaşi ordusunda gösterdiği kahramanlıklardan dolayı Necaşi Ashama bin Erma tarafından kendisine pek kıymetli bir mızrak armağan edildiğini. Onun da bunu Efendimiz’e(ASM) hediye ettiğini. Allah Resulü(SAV)’nün de bu mızrağı ömrü boyunca resmi merasimlerde yanında hazır bulundurduğunu...

*** Habeşistan’a hicret eden bazı hanım sahabelerin burada Santa Maria adlı ve içinde dini resim ve tablolar bulunan bir kiliseyi ziyaret ettiklerinden bahsettiklerinde Resulullah’ın(SAV) onlara bu resimlerin onların azizlerinin suretleri olduğunu ve Müslümanların asla onlar gibi din büyüklerine perestij etmemeleri lazım geldiğini söylediğini...

*** Carlyle’nın Kahramanlar adlı ünlü eserinde Romalı bir tarihçinin eserinde Kabe’yi zikrettiğini ve onun dünyadaki en eski ve en mukaddes mabet olduğunu beyan ettiğini yazdığını...

***Peygamberimizin(SAV) dedelerinden Kusay bin Kilab’ın Huzaa’lılardan Kabe emanetlerini alarak iyi idaresi ile kendi kabilesini saygın bir konuma getirip Kabe etrafında topladığını... Bundan dolayı onun kabilesine Kureyş (toplamak, birleştirmek) ismi verildiğini...

*** Hz. Peygamberin(ASM) dedesinin babası Haşim’in Mekke’den kışın Yemen’e, yazın Şam’a ticaret seferlerini ilk başlatan zat olduğunu... Hatta Bizans imparatoru ile anlaşma sağlayarak Kureyş tacirlerinin Bizans topraklarında ticaret vergilerinden muaf tutulmasını sağladığını...

*** Server-i Ekrem(SAV) Efendimizin peygamberlik gelmeden önce de Hira’da belli aralıklarla inzivaya çekildiğini. Hadis kitaplarında burada yaptığı ibadet hakkında “tehannüs” veya “tehannüf” ifadelerine yer verildiğini...Buhari şarihi Ayni’nin, Umde tül Kari adlı eserinde tehannüs kelimesini izah ederken; “Peygamberimizin burada ne surette ibadet ettiği sorulacak olursa bunu tefekkür ve ibretten ibaret olduğunu söyleyebiliriz” dediğini...

*** Resul-i Ekrem(ASM)’ın amcalarından Ebu Leheb’in İslam’a en çok düşmanlık eden iki kişiden(diğeri Ebu Cehil) biri olduğunu. Bir gün yanındakilere; “Muhammed bir takım şeyler vaad ediyor ve onların öldükten sonra olacağını zannediyor. Benim elime ne koydu?” deyip iki eline üflediğini ve “tebben lihaza’d din”(Bu dine yuf olsun.) dediğini...

*** Tarık Muharibi’nin Nebi-i Zişan’ı(SAV) ilk görmesini anlatırken; “Zülmecaz panayırında rastladım, bir adam; “Allah’tan başka ilah yoktur diyen felah bulur” diyordu. Arkasından bir adam ona taş atıyordu, ökçelerini kanatmıştı...Kim olduklarını sordum. “Muhammed ve amcası Ebu Leheb” dediler” dediğini...

Kaynaklar

1- İslam Peygamberi- Muhammed Hamidullah- terc: Prof. Dr. Salih Tuğ-Yeni Şafak promosyonu- Ankara-2003

2- Hatem-ül Enbiya-Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu- Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları- Ankara-1993

Hasret
01-30-2009, 15:09
*** Kur’an’ın fesahat ve belagatıyla Arabistan’ı sarstığını. Mesela bir edibin Yusuf suresi 80. ayetini işittiğinde; “Şehadet ederim ki hiçbir kimse buna benzer söz söyleyemez” dediğini…

*** Resul-i Ekrem(ASM)’in Ebu Talib’in himayesini anlatma babında; “Ebu Talib ölünceye kadar Kureyş bana pek dokunamadı” buyurduğunu…

*** Efendimizin(SAV) Hz. Hatice(RA)’ye; “Ya Hatice! Bu dünyada dört şeyden hiç hoşlanmam ve Allah’a sığınırım; “Korkaklık, cimrilik, tembellik bir de pislik” buyurduğunu…

*** Ali Himmet Berki’nin dediğine göre 628 yılında Peygamber’in(ASM) ashabından birinin Çin İmparatoru Taî Dsung’a hediyeler götürdüğünü ve ondan Çin’de İslamiyet’i neşretmek için izin aldığını…

*** İbn-i Teymiye’nin (El Cevab-üs sahih limen bedele dine’l Mesih) aslı eserinde Hazret-i Peygamber’in(SAV) yaptığı bütün savaşların müdafaa harbi olduğunu yazdığını ve Bedir ile Hayber’i bundan istisna saydığını… *** Hudeybiye sulhundan bir sene sonra yapılan Kaza umresinin Mekkelileri çok yumuşattığını. Hatta İkrime bin Ebu Cehil’in Ebu Süfyan’a; “Vallahi ben, sene geçmeden bütün Mekke halkının Muhammed’e tabi olmasından endişe etmeye başladım” dediğini…

*** Server-i Ekrem Efendimizin(ASM) amcası Hz. Abbas’ın İslam ordusu Mekke’yi fethetmek için yola çıktığında hicret etmek için ailesi ile Mekke’den ayrıldığını, yolda İslam ordusu ile karşılaşınca, Efendiler Efendisinin(SAV); “Ben Peygamberlerin sonuncusu olduğum gibi, sen de muhacirlerin sonuncususun” buyurduğunu…

*** Mekke fethedildiğinde Resulullah’ın(ASM) Kabe anahtarlarını istetip Kabe’nin içerisine girdiğini. Burada Hz. İbrahim’in(AS) elinde fal okları ile tasvir edildiği resmi gördüğünde; “İbrahim böyle bir şey yapmadı. O Müslüman’dı, tevhid dininin hadimi idi” buyurduğunu, Meleklerin güzel kadınlar şeklinde yapılmış resimleri için de; “Meleklerde erkeklik ve dişilik yoktur” diye ferman ettiğini. Ve bu resimlerin üzerlerinin kapattırıldığını…

*** Mekkelilerin meşhur putu Hubel’in parçalanıp, çöpe atıldığı gün Zübeyir bin Avvam’ın(RA) Ebu Süfyan’a; “Uhud’da övündüğün Hubel’i görüyor musun?” dediğinde onun; “Artık kınamayı bırak. Görüyorum ki Muhammed’in Allah’ından başka tanrı olsaydı işler başka türlü giderdi” dediğini…

*** Cömertliği ile tarihte meşhur biri olan Hatem-i Taî hakkında Allah Resulu’nun(SAV), Hatem’in kızı Sofane’ye; “Senin baban İslam’ın telkin ettiği faziletle süslü bir adamdı” dedikten sonra ashabına; “Hatem’in kızı serbesttir, babası insanlık sever bir adamdı, Allah merhametli olanları sever ve mükafatlandırır” buyurduğunu…(Hatem’in bir kıssası için Lem’alarda 19. Lem’anın 4. nüktesine bakılabilir.)

Kaynak:

1-Hz. Muhammed ve Hayatı-Ali Himmet Berki- Osman Keskioğlu-Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları- Ankara-1993(14. Baskı)

Hasret
01-30-2009, 15:09
***Hz Ali (RA)’nın ashabın Nebiyi Ekrem(SAV)’e duydukları iştiyakı anlatma sadedinde; “Allah’a yemin olsun ki Resulullah bizim aramızda mallarımızdan, çocuklarımızdan, anlarımızdan ve şiddetli susuzlukta elimize geçen soğuk sudan daha fazla sevgiliydi” dediğini…
***Efendimizin(SAV); “Kişi sevdiğiyle beraberdir” buyurmasının sahabeleri sevince boğduğunu.. Hatta, Enes bin Malik(RA)’in; “Sahabeler bu söze sevindikleri kadar hiçbir şeye sevinmemişlerdir” dediğini…
***Rehber-i Ekmelimizin(ASM) ilk davet yıllarında bir gün yakın akrabalarını evinde topladığını…içlerinde sadece küçük yaştaki Hz. Ali’nin Ona(SAV) davasında sahip çıkacağını söylediğini..Bunun üzerine Ebu Leheb’in kahkahalar atarak Ebu Talib’e; Tebrikler! Artık bundan sonra oğlunun emrine gireceksin” dediğini.. Ebu Talib’in bu manzara karşısında çok utandığını ve bu durumun kendisini İslam’a girmekten alıkoyduğunu…
***Makrizi’nin bildirdiğine göre Mekke döneminde Allah Resulü’nün (ASM) ne zaman Mekke serserilerince bunaltıldığında Ebu Süfyan’nın evine sığındığını… Onun da her defasında- müşrik olmasına rağmen- serserileri kovduğunu ve azarladığını… Onun bu cemilesine karşılık Mekke fethedilirken onun evine sığınanların emniyete alındığını…
***Tarihçi Suheyli’ye göre Habeş Necaşisinin bir zamanlar zorba amcasının zulmünden Arabistan’a iltica ettiğini ve bir süre Bedir’de kaldığını.. Bunun daha sonra gelen Arap mültecileri bağrına basmasında bir mühim etken olduğunu…
*** Hind kutsal metinlerinden Puranalar’da, Efendimize işaret sadedinde; “Dünyanın sonlarına doğru çölde bir adamın doğacağı, ammesinin ismi güvenilir(Amine), babasının isminin Allah’ın kulu olacağı, bu zatın yurdundan kuzeye göç etmek zorunda bırakılacağı ve sonra on bin adam yardımıyla kendi yurdunu fethedeceği”nin yazılı olduğunu…
*** Hz. Peygamberin hizmetkarlarından Enes bin Malik’in Efendimizin yaşamında gözlemlediği şeyleri not aldığını, aldığı bu notları zaman zaman Resul-i Ekrem’e takdim ettiğini ve Efendimizin(SAV) gerekli yerlerde düzeltmeler yaptığını…
*** Sahabe’den Ebu Derda’nın rivayetine göre şiddetli bir rüzgar çıkınca dehşete kapılıp mescide gelmek ve tazarru ve niyazda bulunmanın Resulullah’ın adetlerinden olduğunu…
***Bedir savaşında Efendimizin gece yürüyüşü sırasında dikkat çekmemek için develerin boyunlarındaki çıngırakları çıkarttırdığını…
***Taberi Tefsirinde yazdığına göre Bedir günü Resulullah’ın(SAV) ordusuna; “Ey Müslümanlar! Allah’ın size yardımcı olarak gönderdiği melekler ayırıcı işaretler taşımaktalar. Sizler de ayırıcı işaretler taşıyın” diye ferman etmesi üzerine temin edebilenlerin başlık ve miğferleri üzerine yünden püsküller koyduklarını…
Kaynaklar
1-Fezail-i A’mal- M. Zekeriyya Kandehlevi- Gülistan Neşriyat- İst-
2-İslam’ın Doğuşu- Muhammed Hamidullah- Beyan Yayınları- İst-2002
3-Hz. Peygamber’in Savaşları- Muhammed Hamidullah- Beyan Yayınları- İst-2002

Hasret
01-30-2009, 15:11
***Efendimizin(ASM) çölde kurduğu inanılmaz haber alma servisi sayesinde, Kureyş’in Hendek harbi hazırlıklarının kendisine dört günde ulaştığını..

***Hendek savaşında Kureyza Yahudilerinin ihaneti üzerine Efendimizin şehrin değişik yerlerine 500 kadar asker gönderdiğini. Bunların gece boyunca getirdikleri tekbirlerin Kureyzalıları ürkütüp yerlerinden kımıldamamalarını sağladığını…

***Efendimizin(SAV) Mekke fethi hazırlıklarını çok gizli tuttuğunu. Hatta Hz. Ebubekir’in seferin nereye olduğunu öğrenmek için meseleyi Hz. Aişe’ye açtığını ama onun da babasını aydınlatamadığını…

*** Hayber fethini en detaylı anlatan Makrizi’nin İmta adlı eserine göre Hayber muhasarasının ilk günlerinde Allah Resulü’nün(SAV) Migren ağrısı çektiğini…

***Hayber Yahudilerinin savaş sonrası anlaşmada Müslümanların gösterdiği adalet için; “Öyle bir adalet ki cennet yeryüzünde kurulmuş” dediklerini…

***Bedir savaşı öncesinde Kureyş’in yakalanan su taşıyıcılarının kendisine Bedir’e gelen Kureyş eşrafını haber verince Nebiyy-i Ekrem(SAV)’in ashabına dönerek; “İşte, Mekke ciğerinin parçalarını size atmış” dediğini…

*** Bedir ulularının cesetlerinin Kalib adlı bir kuyuya atıldığını…

***İbn-i İshak’ın rivayetine göre, Resulullah’ın Mute’de şehid olan üç kumandanın hakkında şöyle buyurduğunu; Onlar altından divanlar üstünde cennete kaldırıldılar. Abdullah bin Revaha’nın divanında hafif eğrilik gördüm. Bu neden diye sordum. Bana; “O ikisi (Zeyd bin Harise, Cafer bin Ebu Talib) hiç tereddüt etmeden ilerledi. Ama ,Abdullah önce biraz tereddüt etti, sonra ilerledi” dendi.

Kaynaklar

1-Hz. Peygamberin Savaşları- Muhammed Hamidullah- Beyan Yayınları- İst-2002

2-Fıkhu’s Sire- Muhammed Gazali- Risale Yayınları- İst-2004

Hasret
01-30-2009, 15:14
***Resul-i Ekrem'in Mekke devrinde Hacc kafilelerini ziyaret edip davasına sahip çıkacak insanlar ararken şöyle dediğini; “Beni kavmine götürecek bir kimse yok mu? Zira Kureyş benim Rabbimin kelamını tebliğ etmemi engelledi.”

***Allah Resulüne(SAV) İkinci Akabe biatında ilk biat eden zatın Bera bin Marur olduğunu...

***İbn-i Abdülberr'in rivayetine göre Müslümanlar arasında birbiriyle kardeş olma olayının biri Mekke döneminde Muhacirlerin kendi aralarında, bir de Medine'de Ensar ile Muhacirler arasında olmak üzere iki defa cereyan etmiş olduğunu..

***Bedir muharebesinin hicretin ikinci yılı Ramazan'ın 17. günü cereyan ettiğini..

***Hudeybiye şartlarının Müslümanların izzetine çok ağır geldiğini. Hatta sahabelerden Sehl bin Said'in Sıffın günü, hakem hadisesinde; “İnsanlar nefsinize hakim olun. Ben Ebu Cendel'in iade edildiği gün kudretim olsa idi, Resulullahın verdiği hükmü muhakkak red ederdim. Halbuki haklı olan O(SAV) idi” dediğini...

***Resul-i Zişanın(ASM) kaza umresinde ashabından çevik hareketler yapmalarını istediğini. Onları uzaklardan seyreden müşriklerin bu hali görünce; “Bunlar mı bizim sıtmadan perişan olduğunu sandığımız kimseler! Bunlar ceylan gibi zıplıyorlar” dediklerini..

***Mute’de çarpışan ordunun güzel bir manevra ile düşmanı püskürtüp, çemberi yarıp Medine'ye çekilmesi üzerine halkın askerlerin yüzüne toprak saçıp, "Kaçaklar! Allah yolunda çarpışmaktan yüz çevirdiniz" lafları ile onları kınaması üzerine Efendimizin(SAV) “Hayır! Onlar firari(kaçak) değil, kerraridir(döne döne çarpışanlar) inşallah” buyurarak meseleyi kesip attığını..

KAYNAK

Fıkhu's Siyre- M. Said Ramazan el Buti- İslami Edebiyat Yayınları- İst-2003

Hasret
01-30-2009, 15:14
*** Peygamberimizin(sav) doğumundan önce Arabistan’da Ahirzaman Peygamberinin doğumunun yaklaşıp, adının Muhammed olacağı söylentisinin yaygınlaştığını..Bundan dolayı Kinane, Süleym gibi kabilelerin ve Medine’de Temim kabilesinin Muhammed ismini çocuklarına vermesinin çokça görüldüğünü..

***Muhammed Hamidullah merhumun belirttiğine göre İslam’ın ilk yallarında Arabistan’ın İran sınırında bazı Arap kabilelerin büyük bir İran ordusunu yendiğini.. Zükar savaşı olarak bilinen bu çarpışmada Arapların parolasının “ya Muhammed” olduğunu...

***Tarihçi Mesudi’ye göre Zükar harbinden az önce Bekir bin Vail ve arkadaşlarından oluşan bir topluluğun Hac ziyareti sırasında Kabe’de Efendimizle(SAV) karşılaştığını, ona: “Eğer Allah İranlılara karşı bize zaferi kolaylaştırırsa biz de senin dinini kabul ederiz dediklerini..Efendimizin(ASM) de zafer için onlara dua ettiğini...

*** Peygamberimizin(SAV) kardeş ettiği Ensar ile Muhacir’den sefer sırasında bir tanesini sefere götürüp diğerini aile işlerini yürütmesi için geride bıraktığını...

***Allah Resulü’nün Medine’ye teşrifinde, Müslümanlar arasında bir nüfus sayımı yapılmasını emrettiğini Ve Medine’de 1500 Müslüman bulunduğunun tespit edildiğini...

***İngiliz bilgini John Davenport’un ; Meşhur Peygamberler, kumandanlar, fatihler arasında hayatı Hz. Muhammed’in hayatı gibi en ince teferruatına kadar en vesikalı şekilde kayd ve zapt olan bir kimse gösterilemez” dediğini...

***Peygamberimizin isminin Kur’an’da Muhammed olarak dört defa(Âl-i İmran:144, Ahzap; 40, Muhammed:2, Fetih:19) ve Ahmed olarak bir defa (Saf:6) olarak 5 defa geçtiğini...

***Hendek muharebesinde Kureyşlileri Mekke’ye dönmeye sevk eden sebeplerden birinin yaklaşan Hac Mevsimi ve bunun getireceği kazançtan mahrum olmama isteği olduğunu...

***Hayber Yahudilerinin Kureyşlilerle ile İslam askerleri iki şehirden birine yürüdüğünde diğerinin Medine’ye saldırması konusunda anlaştığını.. bunun üzerine Allah Resulu’nün Mekkelilerle Hudeybiye sulhunu imzalayarak taraflardan birini devre dışı bıraktığını, akabinde ise Hayber’e yürüyerek bu fitne kazanını yere çaldığını...

***Hicret’ten önce akşam namazının farzı üç rekat, diğerlerinin iki rekat olduğunu..Hicret sonrası öğle, ikindi ve yatsı farzlarının dört rekata çıktığını...

***Tebük seferinde münafıklarının bütün yaptıkları melanetlerinin günü gününe inen ayetlerle yüzlerine çarpıldığından ve rezil olduklarından bu sefere aynı zamanda Gazve-i Fadıha( Rüsvaylık Gazvesi) dendiğini...

KAYNAKLAR

1-İslam Peygamberi- Prof. Dr. Muhammed Hamidullah- Beyan Yayınları- İst-2004

2-Peygamberimizin Hayatı-İrfan Yücel- Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları- Ankara-1999

http://www.neyapak.org/images/efsane/statusicon/user_offline.gif http://www.neyapak.org/images/efsane/buttons/reputation.gif (http://www.neyapak.org/reputation.php?p=860955) http://www.neyapak.org/images/efsane/buttons/report.gif (http://www.neyapak.org/report.php?p=860955)

Hasret
01-30-2009, 15:15
***Siyer kitaplarının yazdığına göre Hz. Peygamberin(ASM) çocukluğunda amcası Ebu Talib’e çok bağlı olduğunu… Hatta amcasının küçük yaşta onu ticari bir sefere götürme gerekçesi olarak: Ne yapayım, benden ayrılamıyor. Doğrusu ben de ondan ayrılamıyorum” dediğini…

***Efendimizin(SAS) yirmili yaşlarında katıldığı Ficar harplerinde bizzat savaşmadığını… Bu konuda; “Ben amcalarıma gelen okları bertaraf etmeye çalışıyordum”buyurduğunu…

***Merhum Muhammed Ebu Zehra’nın belirttiğine göre Hz. Hatice ‘nin Aleyh-i ekmel-it tahaya (SAV) ile evlenme yaşının 40 olduğu hususunda siyer uleması arasında ittifak olduğunu..Bu konudaki diğer rivayetlerin sahih olmadığını…

***Resul-i Kibriya’nın(ASM) konuşma üslubu hakkında Ümm-ü Mabed adlı hanım sahabenin: “Sustuğunda üzerinde bir vakar görülürdü. Konuştuğunda da heybeti ve tatlı konuşması açığa çıkardı. Konuşması açık seçik olup kelimeleri lüzumsuz ve işe yaramaz değildi. Kelimeler bir ipe dizilmiş boncuklar gibi ağzından düzgün bir şekilde çıkardı” dediğini….

***Fahr-ı Alemîn (sav) cömertliğin bir zirvesi olarak, verecek bir şey bulamadığı zaman borçlu kimselerin borçlarını ödemeyi üzerine aldığını…

***Server-i Ekrem’in (SAV) Habeş Necaşi’sinin gönderdiği heyete bizzat kendi elleriyle hizmet ettiğini..Bu işi kendilerine bırakmasını rica eden ashabına: “Doğrusu bunlar bizim arkadaşlarımıza ikramda bulunmuşlardı. Onlara bizzat mukabelede bulunmak istiyorum” buyurduğunu..

***İnsanlığın İftihar Tablosunun(ASM) akrabalık bağlarına son derece önem verdiğini. Bu babda, kendisi ile ilişkilerini kesen akrabaları için şöyle ferman ettiğini: “Onlar bana yardımcı olmadılar. Yalnız onlar için bir akrabalık bağı vardır ki, ben onun ıslaklığı ile ıslanacağım.”

***Hatem-ül Enbiya’nın (SAS) İbrahim, Musa ve İsa peygamberleri şöyle tasvir buyurduğunu; “İbrahim’e gelince ona arkadaşınızdan(yani kendisini kastediyor) daha çok benzeyen, arkadaşınıza da ondan daha çok benzeyen bir kimse göremedim. Musa uzun bir kimseydi. Kıvırcık saçlı ve burun kemeri kalkıktı. İsa bin Meryem’e gelince, o kızıl renkli olup, orta boylu idi. Sanki hamamdan çıkmış da başından su damlıyordu. Aranızda en çok Urve bin Mesud’a benziyordu...”

Kaynak:

Son Peygamber-M. Ebu Zehra- Kitabevi Yayınları- İst-1997

Hasret
01-30-2009, 15:15
***Medinelilerin bir iç harbi olan Buas savaşlarının Efendimizin(SAS) davetini kabule zemin hazırladığını, bu yüzden Hz. Aişe’nin: “Buas günü Allah’ın(CC), Resulüne takdim ettiği bir gün olmuştur” dediğini…

***Peygamberimizin(SAV) savaşı hep son seçenek olarak gördüğünü.Yemen’e kumandan olarak gönderdiği Muaz bin Cebel(RA)’e : “Onları davet etmedikçe savaşmayın. Davetinize icabet etmeseler bile siz savaşı başlatmayın. Eğer savaşı önce onlar başlatırsa, içinizden birini öldürmedikçe ve siz de bunu onlara göstermedikçe onlarla savaşmayın. O zaman onlara deyin ki: “Bu sizin yaptığınız hayra ulaşır mı?”

***Resul-i Ekrem(SAV)’in Medine’ye teşrifinde Müslüman olan Yahudi alimi Abdullah Bin Selam’ın(RA) bu kutlu gelişe çok sevindiğini, hatta halasının kendisine: “Yemin ederim ki, İmranoğlu Musa’nın Medine’ye gelişini duysaydın, bu kadar sevinmezdin” dediğini…

***Beyhaki’nin rivayetine göre Server-i Ekrem’in(ASM), Uhud’da önünde cansiperane carpışan Talha bin Ubeydullah(RA) için: “Bugün Talha’nın günü oldu” buyurduğunu…

***Bedir’de esir düşüp, bir daha İslam aleyhine çalışmaması şartıyla fidyesiz serbest bırakılan cahiliyye şairi Ebu Azze bin Amr’ın Uhud’da tekrar Müslümanlara esir düştüğünü. Tekrar af edilmesi isteğine Habibullah’ın(SAS) yanaklarını silip, “Muhammed’i iki defa aldattım” dedirtmemek için seni serbest bırakmam. Mümin bir delikten iki defda ısırılmaz” buyurduğunu…

*** İslam’da ilk vakfın, Allah Resulu tarafından, Muhayrık adlı Yahudi asıllı Müslüman’ın Resul-i Ekrem’e verilmesini vasiyet ettiği 7 bahçenin vakfedilmesi ile oluştuğunu…

Kaynak

Son Peygamber-Prof. Dr M. Ebu Zehra- Kitabevi Yayınları- İst-1997

Hasret
01-30-2009, 15:15
***İmam Malik'in kendisi için "ilim deryası" tespitinde bulunduğu Tabiin'in büyük alimi İmam Zühri'nin, Hudeybiye anlaşması için: "İslam tarihinde Hudeybi'yeden önce onun kadar büyük bir zafer olmamıştır” dediğini..

***Beş yüz sahabe ile görüştüğü bilinen tabiin alimi Abdurrrahman bin Ebi Leyla'ya göre Hayber fethinin Hudeybiye sulhünden 20 gün sonra vukuu bulduğunu ve Fetih Suresindeki: "Ve onlara yakın bir fetih verdi" ayetindeki "yakın fetih'in" Hayber zaferi olduğunu..

***Resulullah'ın(SAV) Hayber fethinden sonra Yahudi ölüleri arasında kayıplarını arayan Safiyye ve kızkardeşi ve onların yanında umursamazca gezinen Bilal-i Habeşi'yi gördüğünü. Sonra Hz. Bilal'e sertçe: “Senin kalbinde hiç merhamet yok mudur? Kendi akrabalarından olup ölmüş bulunan kimselerin cesedleri arasında dolaşmakta olan iki genç kızın yanından böyle geçiyorsun" diyerek insan hissiyatını dikkate almakta nasıl zirve olduğunu gösterdiğini..

***Habibullah'ın(ASM) Hayber'de Selam bin Mişkem'in karısı Zeynep'in eliyle gerçekleşen zehirlenmenin etkisini ömrü boyunca taşıdığını.Vefat hastalığı sırasında kendisini ziyaret gelen Ümm-ü Bişr binti Bera'ya: “Ey Ümm-ü Bişr! Şu anda Hayber'de kardeşinle beraber yediğim zehirli etten dolayı kalp damarlarımın koptuğunu hissediyorum" buyurduğunu..Bazı Siyer ulemasının Allah Resulunün(SAS) vefatında bu zehirin de tesiri olduğundan dolayı kendisinin aynı zamanda şehid olduğunu kabul ettiklerini..



***Amr bin As'ın Hudeybiye sulhundan sonra yerleşmek için gittiği Habeşistan'da, öldürmek için kendisine teslim etmek üzere Resul-i Ekrem'in(SAV) bir elçisini Habeş Necaşisinden istediğini..Bunun üzerine Necaşi'nin Amr'ın burnuna şiddetli bir darbe indirip, onu kan revan içinde bıraktığını ve sonra: “Ey Amr! Demek sen Musa ve İsa peygamberlere gelmiş olan Namus-u Ekber'in(Cebrail) kendisine gelip durduğu bir zatın elçisini öldürmek üzere sana vermemi istiyorsun ha? Vallahi eğer onu öldürmüş olsaydın sizden hiçbirinizi sağ bırakmazdım. Resulullah'ın elçisi öldürülür mü hiç?" dediğini..Bu hadiseden çok etkilenen Amr'ın kısa bir zaman sonra Müslüman olduğunu..



***Bedir savaşının Arap topraklarında İslam ordunun ilk savaşı olduğu gibi Mute muharebesinin de Arap toprakları dışındaki ilk çatışma olduğunu...



*** Mute savaşında İslam ordusunun kaybının sadece 12 olduğunu...Bu durumun Bizans ve onun müttefiki Arapların gözünü korkuttuğunu...



*** Halid Bin Velid'in Müslüman olduğunda Kureyş büyüklerine: “Aklı başında olan herkes artık Muhammed'in sihirbaz ve şair olmadığını, onun söylediği sözlerinin de Alemlerin Rabbinin sözü olduğunu anlamıştır. Akıl ve basiret sahiplerinin ona tabi olmaları hak olmuştur" dediğini. Bu sözleri duyunca öfkelenen Ebu Süfyan'ın Halid'in üzerine atılmak istediğini. Onu durduran İkrime bin Ebu Cehil'in: "Yavaş ol bakalım ey Ebu Süfyan! Bu görüşünden dolayı Halid’i öldürmek mi istiyorsun? Aslında bütün Mekkeliler bu görüştedirler. Vallahi korkarım ki bir sene geçmeden bütün Mekke halkı bu görüşe uyacaktır" dediğini..



***Peygamberimiz hakkında Bizans hükümdarı ile görüşen Ebu Süfyan'ın bu görüşmeden sonra yanındaki arkadaşlarına: “Muhammed'in davası önüne geçilemeyecek kadar duyulup güçlenmiştir. Baksanıza Ben-i Asfar(Bizanslılara Araplar böyle derdi) hükümdarı bile ondan korkuyor." dediğini..



***Bizans hükümdarı Heraklius'un Astronomi'den anlayan biri olup bir gün yüzünün renginden bir şey olup olmadığını soran Rum patriklerine: “Yıldızlara bakarken sünnetlilerin hükümdarının zuhur ettiğini gördüm" cevabını verdiğini..



***Nebi(ASM)'ın mektubu kendisine ulaştığında Heraklius'un bu mektubu Başpiskopos'una gösterdiğinde ondan; “Allah'a and olsun ki bu Musa ve İsa'nın bize müjdeledikleri ve bizim beklemekte olduğumuz peygamberdir. Ben kendim o Peygamberi tasdik edip, ona uyacağım" cevabını aldığını..Bunun üzerine kendisini de: "Evet o Peygamberdir. Ancak onu tasdik etmeye ve tabi olmaya muktedir değilim. Eğer bunu yaparsam hükümdarlığım elden gider ve Bizanslılar da beni öldürür." dediğini...

Kaynak:

Son Peygamber- Prof. Dr. M. Ebu Zehra- Kitabevi Yayınları-İst-1997

Hasret
01-30-2009, 15:16
***Habeş Necaşisi Ashame, kendisini Hak dine davet eden Amr bin Ümeyye’ye şu cevabı verdiğini: “Ben Hz. Muhammed’in ehl-i kitap tarafından beklenen Ümmi bir Peygamber olduğuna şehadet ediyorum. Musa’nın “eşeğe binen bir peygamber(Hz. İsa) geleceğine dair verdiği müjde, İsa’nın deveye binen bir Peygamber geleceğine dair vermiş olduğu müjde gibidir.”

***Peygamber(asm)’ın Yemame’den bir yalancı peygamber(Museylime-i Kezzap) çıkacağını şöyle haber verdiğini: “Yemame’den yalancı bir Peygamber türeyecektir. Ama eninde sonunda öldürülecektir.” Sahabelerden biri; “Onu kim öldürecektir?” diye sorunca, Efendimiz(SAV): “Sen ve arkadaşların öldüreceksiniz” buyurdu..

*** Allah Resulü(ASM)’ın Mekke fethi için hazırlık yaparken şöyle yalvardığını: “Allah’ım, ansızın varıp bastırıncaya kadar Kureyşlilerin casus ve habercilerini tut. Ve onları görmez, işitmez kıl.”

*** Resul-i Ekrem (SAV)’in hicret sırasında sığındıkları mağaranın isminin “Athal” olduğunu…

*** Aralarında geçen bir küçük tartışmada Hz. Ömer’in Hz. Abbas’a; “Sus ey Abbas! Vallahi babam Hattap sağ olup da Müslüman olsaydı, ona, senin Müslüman olduğun gün Müslüman oluşuna sevindiğim kadar sevinmezdim. Zira biliyorum ki, Resulullah(SAV) da babam Hattap Müslüman olsaydı, senin Müslüman oluşuna sevindiği kadar sevinmezdi” dediğini…

***Yalancı Peygamber Museylime’nin peygamberliğini ilandan evvel Ben-i Hanife heyetiyle geldiği Medine’de Resul-i Ekrem’den(SAV), idaresi altında bulunan mıntıkalardan bir kısmının idaresi kendisine bırakmasını istediğini… Allah Resulü(ASM) ise elindeki hurma dalından değneği göstererek; “ Elimdeki değneği bile istesen onu dahi sana vermem” cevabını verdiğini…

***Peygamber(SAV) Tayy kabilesi heyeti ile gelen Zeydül Hayr isimli şahsı çok sevdiğini ve: “Bana Araplardan her kimin hayırlı olduğu söylenip de bilahare yanıma gelerek, kendisini gördüğümde, hakkında söylenen sözlerin abartıldığını anlardım. Yalnız Zeydül Hayr bundan müstesnadır. Onun hakkında söylenenler onun iyiliklerini tam olarak ifade edebilmiş değildir” buyurduğunu…

KAYNAKLAR

1-Son Peygamber- Prof. Dr. Muhammed Ebu Zehra- Kitabevi Yayınları- İst–1997

2-Büyük İslam İlmihali- Ömer Nasuhi Bilmen- Bilmen-Çelik Yayınları