PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Şimdi dillerim lâl ve ömür boyu susuyorum...


Hasret
01-29-2009, 17:18
http://img514.imageshack.us/img514/17/ciciulenl1.jpg

Koynunda can verecek hasretime son satırlarım...

Sevgilim, son kez yüreğimi parmak uçlarıma bırakıp seni ve kendimi yazıyorum. Gözlerin, Cennetimin ışığıydı.Yüreğin, yüreğimin dile gelen satırlarıydı. Ama sen beni duygularını sömüren olarak bil ne olur. Sana yazdıklarımı, dilsiz şair olma yolunda daha yükseklere çıkmak için bastığım bir merdiven olarak gör. Lakin ben seni sen diye sevdim. Sevgimi adadığım kalbini bir oyuncak kadar değersiz bil. Lakin ben seni gözlerine Cenneti sakladığım, yüreğine yüreğimle dokunduğum nefesim olarak bileceğim..

Seyret sevdiğim beni ; dizlerinde kırıyorum seni sana yazan kalemimi . Hayatımın hiçbir karesinde sevgiye dair bir tek kelimem olmamişti. Hiçbir zaman da olmayacak. Hep dört duvar yalnızlığı olacak yüreğimin sahillerinde. Yusuf' un düştüğü kör kuyularından kova kova hasretini çekeceğim kanlı ellerimle..Bak son kez yazıyorum sana ve hayata dair. Suskunluğun soğuk kurşunlarını öpüp sensizliğin içinde kaybolacağım birazdan. Dilimdeki kelimeleri son kez öldürüp yüreğime suskunluğu öreceğim. Karanlığın içinde gözlerinin aydınlığına serilen yıldızları bekleyeceğim ölümün soğuk gecelerinde..

Artık dudaklarıma sürdüğüm acıyla sesinin ve yüreğinin sessizliğinde karanlıklara kulaç atıyorum.Taş dibeklerde dövüyorum içimdeki ezikliğin kanlı dudaklarını..Yüreğime ektiğim umut tohumlarını ellerimle kanata kanata söküyorum. Biliyorum hiçbir zaman gelmeyeceksin. Ben seni bir gün bana gelmen için sevmedim. Seni, uzakları yakınlaştıran rüzgarların avuçlarındaki sıcak gülüşünü sevdim. Dilinde bir kelime olmak için uğraştım durdum. Bilmiyorum adımı bir yerlerde gördüğünde yüreğinde neler hissediyorsun bilmiyorum lakin sen bende hep söylemediğim kelimem olarak kalacaksın. Sana hiçbir zaman söylemediğim miniğimsin kelimesini ezip duracağım sensizliğin kanayan saatlerinde. Oysa gecenin suskunluğunu yüreğimle bozup bu kelimeyle uyandırmak isterdim uyuyan kirpiklerini. Bir kelebek gibi sessizce gelip yanına saçların arasından kulağına miniğim diye usulca fısıldamak. Ben seni her gece bu hayalle aracağım yüreğimin sen kokan köşelerinde..

Gülüşünü güneşim, gözyaşlarını yağmurum bildiğim yüreğini yüreğimle bir kez bile öpememek..Ne acı, ne ızdırap.. Bir kez bile ellerinin sıcaklığında sevgi kokan nağmelerini sana söylememek. Bir kez bile dizlerinin yumuşaklığına sarılıp bir kütük misali ağlayamamak.Ne acı, ne ızdırap..Şimdi acılarını yükleniyorum giderken. Bu satırları okurken gitmek kelimesini söyleyen sendin diye söylendiğini duyar gibiyim. Gidiyorum lakin senden öteye, yüreğinden öteye gitmiyorum. Sadece ölümsüz sevdanda susuyorum artık. Bastığım her adımda senin izlerin olduğunu düşünüp seni aramak türkülerin kan kokan satırlarında.

Yokluğunu üzerime giyinip yüreğimin duvarlarına hayalden resimlerini koyuyorum şimdi. Gülüşün sıcaklığını seriyorum odamın soğuk duvarlarına. Ve sana yazdığım şiirlerini yatağımın baş ucuna koyup her gece yatmadan önce her satırında seni solumak için.Gecenin dizlerine eğilip gözyaşlarımla senin mutlu olman için dualara sarılmak . Bir nefes kadar uzaktaki sana yapabileceğim tek şeyim; dualara sarılıp sevdiklerinle mutlu olmanı dilemek..Senin mutlu olduğun sürece ben yaşayacağım gülüm.. Sen gülümsedikçe ben nefes alacağım.. Oysa bakıp bakıp sabahlara kadar ağlayabileceğim ne resmin ne de gülüşün var baş ucumda..Lakin hiçbir zaman pes etmedim. Yokluğun katransı gecelerinde karanlık odamın içinde aradığın zamanlardan kalma çağrılarının geçmiş tarihlerinin yetinmeyi bildim. Yolladığın mesajları tekrar tekrar okumak ve senin ellerinden yüreğime yollanmış kelimelerin arasında seni solumak. Adını yazan her kelimeyi gözyaşlarımla yıkayıp bir kez bile gerçek hayatta göremediğim gözlerini hayal etmek. İşte bir yudum sevgin..İşte ben...

Seni yıkık bir yüregin en sağlam parçalarıyla sevdim. Geçmişin kanlı izlerini senin yüreğinle silmek için değil; ben senin gülen yüzünü, sıcak gülüşünü sevdim. Duygularım hep yarımdı lakin senin yüreğinle tamamladim içimdeki yarımlığımı. Senin gönül güzelliğiyle örttüm çirkin suretimi..Hiçbir zaman kavuşmayacak olsak da seni sevdim ben..Ellerini bir kez olsun tutmayacak olsam da avuç içlerindeki ter olmayi yeğledim hep. Susuz dudaklarımı düşlerimde ezip bir yudum sevgini kana kana içtim. Dudaklarından süzülen sigara dumanın arasında ben gökyüzünün en güzel bulutları seyrettim. Gülüşlerinde hep sevgi Cennetinin gökyüzüne kanatlanan kelebeklerini gördüm, gözyaşlarında ise kendimi ve ezikliğimi gördüm. Yetimliğimi senin yüreğinde unuttum..Lakin artık susuyorum. Kelimeleri yüreğimde ezip son kez susuyorum. Dilime senli anılarımı yüreğime gömüp varlığının huzuruna gidiyorum.. Bu aşkın sevaplarını sana bırakıp günahlarını sırtıma giydirip seni sensiz yaşamaya gidiyorum.

Zamanı durdurdum gözlerinde.Takvimleri ise senin geldiğin güne döndürüp kırıyorum kalemimi. Ayak uçlarına dağılan parçalarını toplama ne olur. Kırılan her parçada canımdan bir parça olacak. Ne olur dokunma, kanamasın ellerin, incinmesin yüreğin. Bir umuttu gözlerin şimdi kan olup akıyorum gözbebeklerinden toprağa..Gidiyorum seni sensiz sevmenin de olduğu kör uçurumlara. Karanlığın içinde bir gözlerin ışıyla yaşamaya gidiyorum. Senin duygularında doyduğumu, başka tenlerin şehvet yüklü günahlarında başka aşkları solduğumu düşün. Oysa ben seni bir yudum sevginde yaşamaya devam edeceğim. Senden öte, yüreğinde öte hiçbir yere gitmiyorum aslında. Lakin senli kelimeleri yazan yüreğimi kırıp suskunluğumda seni solumaya gidiyorum. Şimdi dillerim lâl ve ömür boyu susuyorum
.......


Seni daha çok sevmek için
Kırıyorum kalemimi.
Her parçasında sevgimi haykırmak için
Kırıyorum kendimi..
Bu aşkın sevaplarını sana bırakıp
Günahlarını sırtıma yüklenip
Suskunluğuna boyun büküyorum..

Beni, başka tenlerin
Terli vücutlarında arama sevgili.
Ya da seni anlatan satırların
Sevda kokulu kelimelerinde..
Beni bulmak istersen;
Ben aldığın nefeste,
Dokunduğun yüreğindeyim sevgili bi gün beni bulacaksın farkedeceksin biliyorum
HAyalimdeki sevgilim

Hasret
01-29-2009, 17:19
Bir gül yaprağı gibi yaşam ayaklar altında
Nereye baksan hüzün konar gözlerine
Yıllardır ki ırmağı yaralı canevinin
Akıp gider sancıyarak mevsimlere
Çekilir bir köşeye seyredersin sessizce
Sessizlik ki, içine gömdüğün o derin çığlık

http://img364.imageshack.us/img364/7963/49aggp4wq3.jpg

Ay küs, kayıp iz sürdüğün samanyolu
Güneş de doğmuyor yüreğine artık
Yüz üstü bırakıp gitti gecelerde yıldızlar
Ah! nereye baksan tül kanaması ince sızılar
Kör karanlıklardasın ey kalbim
Uçurumlar kadar derin ve yalnız

http://img76.imageshack.us/img76/6811/4389vyf4qm7mf7vi9.jpg

Günahkârsın ey kalbim, günahkar
Bütün mevsimleri sevmekten suçlusun
Bütün insanları sevmekten
Sevmelerin ki, kıyametten beter
Anlaki affetmiyor hayat yüreğiyle oynayanı
Bir elinde ölüm fermanı
Bir elinde aşk
Aşk ki, ürktüğün mavi bir kuş
Üşür durur pencerende her sabah

http://img364.imageshack.us/img364/6950/dsmze3by0yc1br4.jpg

Vuruldun, vuruldun işte ey kalbim
Sevda bir yana düştü, hüzün bir yana
Hayatın keyfi kendine, efkârı sana kaldı
Ay kanaması
İnce bir ışığın kavşağında
Üşüyen bir serçe titremesi şimdi
Yaralı yalnızlığın
İncitir durur bakışlarındaki ince hüznü
Öyle kırılgan öyle ürkek

http://img390.imageshack.us/img390/8782/560186pd0ve5.jpg

Sen ki, kocaman sevdaların büyüsü
Dikbaşlı yamaçların örtüsüydün
Dayan haydi yıkılma
Ömürsüzde olsa bir gelinciğin sevinci
Savrulup gitsede uçurumdan uçuruma
Yine de ısıtabilir yaprağını bir avuç mavi
Bir sarmaşık ısrarıyla tutunup yaşama.
Aldırma yürü,
Kendine sakla gece karası hüznünü
Kendine sakla yaralarını ey kalbim
Kimse bilmesin

Hasret
01-29-2009, 17:19
http://img530.imageshack.us/img530/7411/23335304yb1.jpg

Sen değiştin,resimlerin hiç değişmedi.
Nasıl seviyorum bilemezsin şu albümü.
Resimler yabancı değil resimler ölmüyor.
Aslında acı olanşey,sevgilerin ölümü.
Sahte renkler yerini gölgelere bırakmış.
Resimlerde siyah beyaz gözlerin dudakların.
İşte bak!ellerin ellerimi arıyor.
Resimlerde besbelli anlatamadıkların.
Şimdi bir çerçevede gülümsüyorsun bana.
Hatırlıyormusun bu resmin çektiği günü.
Bakışların ne kadar duygulu,ne kadar sıcak.
Anlıyorum neler düşündüğünü.
Bir başka resimde biraz kederlisin.
Hüzünlü bir şarkı dökülüyor dudaklarından.
Şimdi senden çok uzak bir şehirde.
Seni seyrediyorum bir albüm yaprağında.
Bu karanlık yoktu bir zamanlar,sen vardın.
Yaşamak cömertçe sunduğun bir ışıktı.
sen değiştin,onlar hiç değişmedi.
inanırmısın resimlerin senden daha vefalı çıktı.

Hasret
01-29-2009, 17:20
aCıyı Yama Yaptım A$ka !


http://img365.imageshack.us/img365/2341/yoktuncd3ap7.jpg

Sana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor. Yok, mu önümde senden gayri gidecek bir yol? İçim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor.Bulamadım yâr. Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım. Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım. Ben acıyı aşka yama yaptım. Hafife almadım duyuları



Bitiyor zaman. Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor. Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler. Sen-ben savaşında imtiyazsız yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi. Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim. Bilirim, acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren. Ömrümü ömrünün ardında sürüyen… Kapatıyorum gözlerimi. Hadi git yâr, geldiğin gibi. Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi. Anlamadım yâr Sen mi yâr olmadın yoksa ben mi yarenlikten uzaktım? Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş? Hangi şarkıda yarım kalmıştı notamız? Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun? Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi, hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili. Sana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor. Yok, mu önümde senden gayri gidecek bir yol? İçim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor.Bulamadım yâr. Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım. Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım. Ben acıyı aşka yama yaptım. Hafife almadım duyuları. Kuytu köşelerde ölümüne besledim sevdayı. Acıydı bildiğim aşkın ön adı. Ah yâr gün gün mısralar döktün içime. Yüreğimi sana dair söylenmiş mısralarımla yıkadın. Ben hep sana uzaktım. Yollarda kaybolsam sen önüme çıkan tuzaktın. Ben, her gece gözyaşlarımla yıkadığım masallarımı saçlarına yolladım. Saçlarından kulaklarına musalla taşı gibi bir soğuklukla inip, beni sana anlatır sandım. Yanıldım… Yoruldum yâr Bütün kapılarımı kapatmaya hazırlanıyorum gönlümün. Kimliğimi hediye edip bu şehre, her bir adımımda anıları sürükleyip ardımdan ve rotamı da ekleyip nabzıma gidiyorum… Mutlu günlerin gelmesini bekleyen çehremdeki çizgileri siliyorum. Ceplerimi dolduruyorum yedekteki acılarla. Her sabah yüzümü yıkadığım tavana asıyorum hayallerimi. Ansızın içime düştüğün günden beri ayakları burkuldu ömrümün. Ve ben her gün bir daha ölmek için uyanır oldum uykumdan. Paslandı gözlerim. Sen kendin için kal yâr ben senin için giderim. Bu defa sürgünlere giden yüreğime bedenimi de eklerim. Bağdat olurum yıkılırım kurşunlara. Filistin olurum kalırım duvarlar arasında. Ama yine de İstanbul’u saklarım alınyazımda. Nerede olursam olayım unutma yâr; yarın yeni bir gün ve her yeni günde olduğu gibi senli ölüme hazırlanıyor gönlüm…

Hasret
01-29-2009, 17:20
http://img466.imageshack.us/img466/6377/1165397746opr0ro9k9d5c9tw8.jpg


Kapıyı vurup gidişinin ardından, bende "gitmelerin" üzerine kapadım tüm kapıları…
Benden gittiğini sandın ya hani, kitledim umutlarımı sanmaların üzerine…
Gitmemişsin gibi, hiç bitmemişsin gibi uyudum sana dün…
Uykumda içim ürperdi…
Rüyamda bile sen yoktun…
Gerçekliğini yaşattığın her ne varsa alıp, düşlerime kattın ve öylece gittin…
Beni karmaşıklığının içine hapsedip, ellerini çektin…
Şimdi bir sen yoksun birde sendeki ben yok…

Ve yine benim, yine sensiz yine bomboş yine darmadağın…

Düşündüm de "yok" olan çok şey var artık…
Önce sen yoksun…
Sonra senin bana kattıkların yok…
Her şey senden öncesi…Senden sonrası hiç yok !
Bir hiçlik bana kalan !
Sorma yok olanları, dokunuyor !

Var olanların zamanı şimdi !
Sensiz bir "ben" var…
Hüzüne karışmış umutlar var…
Beni içime küstüren, sende tükenen bende bitmeyen sevgim var !
Dinmeyen yağmurlarım var…
Anlattırma var olanları, canım yanıyor !

Kalemimin her darbesi gözyaşı misali…

Kalbimde sayısız cam parçaları…
Kırılmışım, dökülmüşüm…
Kendi kendime kalmışım başı boş sokaklarda…
Yok olanlara var olanları karıştırıp, susmuşum aynada ki halime…

Ve yine;
Sessiz bir köşede, kendimden düşmüşüm…
Ve yine;
Yüreğimde biryerlerde kaybolmuşum…

Hasret
01-29-2009, 17:20
http://img104.imageshack.us/img104/359/justbelievebynaesseeh4mj0.jpg


‘Gece’ bile fazla bu akşam bana…Öyle siyah, öyle alacalı ki karanlık..Uyumak istiyorum, alabildiğine..Kapatıyorum gözlerimi, sen oluyorsun uykularım..Açıyorum gözlerimi, yalnızlığa kapılıyor düşüncelerim…Anlamsızlığımla eş değer oluyorsun aniden…

Gidişini seyrediyorum, anılarımın arasından…Tozlanmış duyguları temizliyorum, kelime kelime..İçim acıyor, derinden…Gülüşünü anımsıyorum…İçim burkuluyor…
Sensizliğe alıştırırken günlerimi, şimdi ne gerek vardı ki sana ? Düşüncene bile tahammülü yok yüreğimin.. Silebilsem yüzünü, gözlerimden…

Ne acı…Seni hiç unut(a)mamışım ki ben…Eskiyen eşyalarım arasına saklamışım yaşanmışlıkları…Ertelemişim sensizliği bile bile…

Şimdi…Ne şarkılar, ne satırlar dolusu cümleler..Hiçbiri iyi gelmiyor sensizliğime..Belki, çığlıklarımı susturmasam, ağlasam yağmur misali damla damla…Kimbilir, unutulursun belki ozaman…

O an, duygularıma baş kaldırıyorum…Bakıyorum gökyüzüne, bırakıyorum çığlıklarımı yıldızlara doğru…
Atıyorum seni özleyen her bir parçamı…Yüreğimi arındırıyorum fazlalıklardan…
Bu kadar kolay olmamalı…İçimdeki ses, seni çağırıyor her darbemde…

Durmuyorum…Parçalıyorum seni…Kanıyor her bir yanım...

Ya ‘o’ susacak, ya ‘ben’ …

Hasret
01-29-2009, 17:21
http://img527.imageshack.us/img527/3424/57411220jo8wu6.jpg

Hayat bir uçurumun kıyısındaydı, ve ben onu yakalamaktan aciz.. geri döndürecek neredeyse hiçbirşey kalmamıştı beni..O kadar çaresiz, yalnız ve zavallı..Ama hiçbirşey adına kendimi kötü hissetmiyordum, ya da hala yapacak birşeylerin olduğunu düşünmüyordum..öyle olsaydı bile, elimden artık birşey gelmezdi..ama sadece birisi, tek bir kişi değiştirebilirdi yönünü hayatın..

Ruhum o kadar delik deşikti ki her gün mutsuz uyanıyor olmamı anlayabiliyordum..öyle yıpranmıştı ki, öyle zordu ki tamiri..hep kalacaktı içinde birşeyler dünden arta kalan..bayatlamış tadında canlılığın..elimle tutsam tutabilirmiydim?? Sevseydim ve hiç bir zaman onu hor görmediğimi söyleseydim..başkalarının bunu yapması gerekmezmiydi ama..onu duvarımın ardında görmüş olanların..ruh görülebilirmiydi gerçekten?? Belki ancak hissedilebilirdi, ya da anlaşılabilirdi..ama ben çok görmüştüm başka insanların ruhunu gözlerinin içine bakarken..çok çocuktular, çok gücenik, asla yorgun değildiler ama asla yalnız..

Yalnızlıktı benimkinin de istediği belki..başkalarının bıktığı ama benim deli gibi aç olduğum yalnızlık.. umursamazlık ve biraz da delilik..yaptığım şeylerden sorumlu tutulmayı istemiyorum belki de ya da en doğrusu başkalarının yapıp edip sorumsuzca geride bıraktığı şeyleri toparlamak istmiyordum artık..çok garipti çünkü insanlar, çok gereksiz, neden Tanrı’nın onca insanı yaratıp başına iş aldığını hiç anlamamıştım zaten..

Yemek yiyip, uyumak ve kendini önemli hissedebilmek için konuşmak zorunda olan bir canlı..acziyetimiz bu kadardı..ve çok luzümsüzdü hayat, en azından bizim yaşadığımız..
İnce bir bulut olmak istiyordum gökyüzünde..gezinip duran ve insancıkları gözleyen ama hissetmeyen, onlara karşı ne nefret ne de kızgınlık..belki aşk olabilirdi..ne de olsa aşk alınıp satılmayan, yeri yurdu, kimde daha çok olduğu bilinmeyen ve o yüzden de güzel olan birşeydi..aynı anda birkaç yerde olabilirdi ve bu onun aşk olmasına engel değildi, tükenmezdi, tükeniyorsa zaten aşk değildi..bulutun aşkını insanın aşkından ayırmak mühim de değildi, az ya da çok hepsi aşktı..ne önemi vardı..Belki de buydu eksik olan, canlılığımızı sonsuz olan birşeyle birleştirme isteği..ve sonsuz olma isteği..ama sevgi değildi, ama cinsellik, sadece hiç bitmeyen bir his..insanı yaşatan diğer şeylerden farklıydı, çünkü o aşktı..o her zamandı..o tanrısaldı..
Birgün ölürsem eğer bu kesinlikle aşksızlıktan olacaktı..parmak uçlarım o tanrısal histen mahrum kaldıkları için artık var olmak istemeyeceklerdi..ve bir gün o capcanlı, neşeli kızın bu kadar yalnız olduğuna kimse inanamayacaktı..Kızın ölüm sebebi beyin kanaması olmayacaktı herkesin sandığı üzere, yürek yarası olacaktı..ruhu parçalanmıştı, tamir etmeye gücü yoktu, tamir edecek kimsesi de yoktu, kimse onun ruhunu görememişti..insanlar zaten elle tutup, gözle gördükleri şeylere inanırlardı, sevgi onlar için maddi şeylerdi.. göründüğü ve işitildiği gibi..anlamak ve hissetmek için vakit kaybetmeye değmezdi..onlar sevgi getirmezdi..sevgi bencildi..somut şeylerle ifade edilebilirdi, kimin daha çok sevdiği anlaşılabilirdi, ve birinin daha çok sevmesi diğerinin sevgisini daha az gösterebilirdi..ama ruhu anlayan kimse ancak aşık olabilirdi..ona aşık kimse yoktu..onun aşık oldukları da kendine benzerdi zaten, kendi ruhuna..ben sana bakınca kendimi gördüm diyebilirdi..ve hayatının sonuna kadar parmak uçlarında hissetmekten çekinmezdi ruhunu, o kendisiydi, onu en çok anlayan..ama o da gitmişti..o kadar üzgündü ki terkedildiği için, o da gitmişti..yalnızdı şimdi, ölesiye yalnız..diğer insanlara benzemesi için ancak duymaması, görmemesi gerekirdi..ve o kadar beceriksizdi ki bunu ancak yaşamayarak yapabilirdi..ama yaşamamaya karar vermesi nedense yeterli değildi..huzurlu bir ruh olacağı ve yeniden doğacağı günü beklemekten başka çaresi yoktu..yoktu işte..hayatın çaresizlikten öte anlamı yoktu..onun için hissedilmeye ve anlaşılmaya değmezdihayatın aşık olunacak bir tarafı yoktu..olsa olsa sevilirdi..ama sevgi ölçülebilir birşeydi ve ruhu anlamazdı..sevgi ile ruh arasında bir aşkın yaşanması sözkonusu değildi..o zaman, ruhu sonsuza kadar var edecek olan sevgi olmazdı, ve hayat da..Ruhu ancak ona benzeyen, onu anlayan ve hisseden başka bir ruh sonsuza kadar var edebilirdi..Başka birşey değil..

Herkesin aradığı aslında bu muydu, canlılığını anlamlı kılacak bir ruh..Başkaları benim ruhum olabilir miydi, ya da ben onların insanlara bakıp, içlerinde kaybolurken ve korkarken aradığı..? Ben farkındaydım neyi aradığımın ve neyi bulamadığımın, onlarsa başka yerlerinde geziniyordu hayatın, paylaşılan..ama hayat paylaşılmazdı,yalandı yani evlilik yeminleri, onun için ölüyordu aşk..hayat birlikte tüketilirdi, kimin az kimin çok tükettiği önemli olmadan..aşk hayatla ters orantılıydı..hayat azaldıkta aşk güzelleşirdi, aşkı ancak zaman anlardı ve zamanın da bunu yapabilmesi için geçmesi gerekirdi..

Aşk yaramaz bir çocuktu, sinirlenince kırıp dökerdi, incitirdi, ama ben yine de anlardım onu, kızgınlığını..bırakıp gittiğinden beri beni daha baskındı hayatın ağırlığı üzerimde..çok zordu dayanması, mutsuzluğum ondandı..Aşkı bana, bana benzeyen getirecekti, söz vermişti, o da gitti..ama çok zaman geçti, anlar herhalde geri dönmesi gerektiğini..ve benim onsuz ne kadar yalnız olduğumu..Bir gün ölürsem bu aşksızlıktan olacaktı, aşk da gitti, bana benzeyen de.. ama zaman hala bitmedi, ve ben bekliyorum, birlikte hayatı tüketmeye başlayacağımız anı...

Hiçkimse hiçbirşeyden emin olamaz, değil mi??
Ve, ben sadece olmak üzere olduğunu söyleyebilirim..
Henüz görmedim, duymadım, dokunmadım ama hissedebiliyorum..
buralarda, yakınlarda bir yerlerde..
Gelişini engelleyemem, öyle bir olanağım yok,
tıpkı başkaları gibi..

Hasret
01-29-2009, 17:22
http://img78.imageshack.us/img78/3378/85033716eg5xc21copyle71dw6.jpg

Şu an avuçlarımın arasına alıp güneşi, daha soğmadan sıcaklığı, koşar adım sana geliyorum. Yıldızlardan, aydan veya herhangi bir gök ciSminden izin almadan sana geliyorum...

Öyle ya,
Ellerinle yetiştirdiğin çiçeklere getirmeliyim en can verici ve besleyici ışınları. Terkedilmeli belkide yalnızlığım. Uğruna feda edebileceğim şeyleri düşünmeliyim. Yada seni düşünmeliyim. Kirpiklerini, gözlerinin kıvrımını,güldüğün anda yüz kaslarının gevşeyişini... Sahi sen nasıl gülersin? Hani dudaklarının kenarı hafif açılırda yanağınla birleşir ya; öylemi? Gözlerinde güzelleşiyor mu? Dudağının kırımıyla beraber.

Bütün eşitliklerimin karşısında; senin, çözülmeye değer ve bir hayli rahatlatıcı denklemlerini düşündüm. Öyle yüksek çıkıyorki değerin, benide yüceltiyorsun...

Şimdi de avuçlarımı toprağa çeviriyorum. Usulca bırakıyorum magmanın tam üstüne güneşi... Bir patlama oluşuyor aniden. Yıldırımlar düşüyor rasgele denizlerin göğüslerine. Ne varsa emiyor bulutlara suyu. Ve yağmurlar boşalıyor tane tane. Öyle güzel yağıyor ki, insanın ağlayası geliyor. Utanmadan...
Ve avuçlarımı açmak istiyorum .Bulutların gözyaşından kopan yağmurları toplamak için. Bu sefer zorlanabilirim. Ama koşuyorum arkama bakmadan...

Öyle ya,
Sana sunmalıyım berrak ve net görüntünü. Hiç bir karşılığı yada eşi olmayan güzelliğini yansıtmalıyım dalgaların gözlerinden. Avuçlarım yetmiyor susuzluguna. Bedenimin ıslanışıyla büyüyen sevgi çiçeğim , senin sunduğun özle birleşip büyüyor. Bütün yapraklarımı açarak, avuçlarımla beraber topladığım damlaları, koşarak sana ulaştırmalıyım. Uğruna canını feda edebileceğin bir sebebinin olması beni gururlandırıyor. En verimli ve besleyici zerreleri bırakmalıyım kalbine... Yağmurdan izin almazdım, çaldığım için damlalarını...
Senin için saatleri geri almalıyım, güzellik salonlarında gülümsemeliyim insanlara. Kahramanca savaşmalıyım gözlerin için aynalarla. Seni bulmalıyım büyüttüğün çiçekte... Bir öz dilimin ucunda , öpmeliyim dudağının ince kıvrımından.
Güneş, bulut ,ay veya herhangi bir gök cismi selamlıyor saatlerce çiçeklerimizi... Düşünebileceklerim bunlar.
İzinsizde olsa seviyorlar seni.
Talihimi senin için değiştiriyorum, artık kader ikimiz için akıyor.

Öyle ya,
Seni Seviyorum...

Kesin öyle!..

Hasret
01-29-2009, 17:22
SEN..Gönlümün Yüküsün...Omuzumun Değil..


http://img47.imageshack.us/img47/5597/gamzewb6.jpg



Sen ‘gönlümün’ yüküsün, omzumun değil! ..
Sen canıma yarasın tenime değil! ..

Yürekte taşınan sırta ağır gelir mi? ..

Sen; çeşmibülbül duruşlum, ışık yüzlüm…
Sen; nefesimin rüzgarı…
Sen; akarsuyum, durugölüm! ..
Sen;
Ceylan kaçışlım…

Harman sıcaklarımda, terlemiş bir cam bardak gibi gülsene bana…
Saklandığın fidanların ardından çıkıp, yine gelsene bana…
Ve yapışıp en susuz yerime, susuzluğunu kandırsana;
zaten kandırılmayı umduğun, sanki hayalî bir çeşme başında! ..

Avuçlarıma konsana yine, ürkütmekten ürktüğüm bir mavi kuş gibi…
Derin bir soluk alsana sonra;
kaşlarının ve kirpiklerinin üstünde dolaşırken parmağım…

Kelebeğim;
Sarsana kanatlarının hepsini üstümüze!
Veya, ikisini ödünç verip kanatlarından; uçursana beni de peşin sıra, gözlerinin derinlerinde!..

Sen gönlümün yüküsün, sırtımın değil…
Yani, tenimde görünmeyen bir yarasın;
İçimde büyüyen!..

Yani bir “bülbül gözü” gibi güzel, ama bir kristal gibi kesici;
Bakışlarımdan aldığın her ışığı binbir renge çeviriyorsun sanki bir renk skalası gibi… Sonra da incecik ve uzuun ipek iplikleri gibi başında savuruyorsun “saçlarım” diye!..
Yani sana değen her ışık, bin renge dönüp yansıyor bana!..

Yani, içimde savruluyorsun.
Ve savruldukça saçların, içimde rengârenk kanıyor; canımın kesikleri!..

Sırtımın değil; canımın yüküsün benim…
Motorumsun; içimdeki sesini ninni gibi dinlediğim…
Veya çalmanı beklerken, tik-taklarınla hayallere daldığım, saatimsin!..

Vaktimiz, ne zaman gelecek?..

Hasret
01-29-2009, 17:23
http://img236.imageshack.us/img236/6814/klexk5gb0js8.jpg

Soğuk odanın karanlığında titreşen bir gölge...
Donuk, buğulu gözleriyle onu izleyen bir kadın, ruhu sarsıntılarla çalkalanan...
Zaman ilerlemiyor, karanlığın içine hapsolmuş...
Ve rüzgar uğulduyor, geçmişin izlerini taşıyor onlara...”

Neden yeniliyoruz?
İnsanlar, en mutlu oldukları, hayatı en çok sevdikleri, tüm engelleri aştıkları, etraflarına örülen tüm duvarları yıktıkları, en ateşli günahları tatmaya başladıkları zamanlarda alırlar genellikle en yıkıcı olan, ruhlarını parçalayan darbeyi...
Ne olduğunu anlamamıza izin vermez hayat, zaman tanımaz bize... İçimizde yankılanan çığlıklara kimse kulak asmaz, kimse umursamaz bizi, anısızın yıkıldığımız o anlarda. Kendimizle baş başa kalırız...
Peki ya...
Kaçımız, yalnızlığın pençelerindeyken, yarının daha mutlu olabileceğini hayal ediyoruz? Kaçımız, üstümüze gelen taş duvarlara baş kaldırarak “daha iyi olacak...” diye karşılık veriyoruz? Kaçımız mücadele ediyoruz?
Ve kaçımız yeniliyoruz?

“Ayın loş ışığı süzülüyor pencereden...
Kadın gözyaşlarıyla baş başa... umutsuz, hiç olmadığı kadar yalnız...
İçerde ölüm sessizliği var, kendi soluklarını bile duyamıyorlar...
Ve korku... İkisi de korkuyorlar...
Ayrılığın cehennemindeler, alevler yükselmeye başlıyor...
Ve ruhlarının çatlamaya başladığını hissediyorlar...”

İntiharın kıyısına gelmiş yaşamlara sarılıyoruz, son bir kez daha mutluluğu hissedebilmek, son bir kez daha aşkı tadabilmek için. Uçurumun kenarına gelmişken haykırıyoruz, önümüzde uzanan sonsuz boşluğa;
“Yeniden...”
yüzümüzü yalayan alaycı rüzgarlara aldırış etmeden...

Yalnızlığı; uzuvlarıma kadar hissettiğim, umutlarımı çaresizce tükettiğim, gözlerimi karanlığa diktiğim ve ruhumun yıkımını beklediğim gecelere inat haykırıyorum. Sesimi herkes duyuyor, herkesin söylediği şeyi tekrarlıyorum...
“Yeniden...” Ne olursa olsun yeniden...


“Korku çemberi daralıyor...karanlıktaki gölge titreşiyor...
Cehennem, ani çıkan bir fırtınanın, kum tanelerini havaya savurduğu gibi, kalkıyor ayaklarının altından...
Yükseliyor...
Ateş suratlarına çarpıyor, sıcaklığını hissetmiyorlar...
Son bir titremenin ardından gölge silikleşiyor... Ve kayboluyor...
Kadının ruhu ayrılık cehenneminin ateşine dayanamıyor, çatlıyor...
Ve parçalanıyor...”

Umudun bittiği anlarda, son bir çığlık yankılanır içimizde... Yüreğimizde hissedebileceğimiz, duyamayacağımız ama, hiçbir zaman unutmayacağımız kadar keskin bir çığlık... Bıçak gibi saplanır sancılar yüreğimize, ağlamak bile kafi değildir o saatten sonra, kendimizle baş başa kalmışızdır. Gözyaşları damlar yüreğimize... Her birinin ateşi izler bırakır içimizde, telafisi olmayan...
Ruhumuz parçalanmıştır artık...
Gökteki yıldızlar silikleşir, dalga seslerini işitemeyiz, rüzgar fısıldamaz kulaklarımıza, güneş parlaklığını yitirir, umutlar yitip gider... hayatı dünkü haliyle göremeyiz artık, gece çökmüştür ruhumuza... İçimizdeki çığlıklarla baş başa kalmışızdır, sadece onlar ortak olur yalnızlığımıza...

Yalnızlığımıza, dertleri ortak ederiz...
Gölgelerin arasına saklanırız...
Ruhumuz parçalanmıştır artık...
Gece karanlığında, yapayalnız kalmışızdır...

Ölüm; fısıldar kulağımıza, bir tutku haline dönüşür... Arzuladığımız tek şey “O” dur...
Yaşamak için bir neden yoktur artık, içimizdeki inancı kaybetmişizdir...

Neden, “Yeniden...” diyemeyiz o anda?
Neden, başımızı çevirerek, geriye bakmak için son bir şans daha vermeyiz kendimize?
Neden, yaşamdan kaçarız? Neden, pes ederiz?
Neden, ölüm yaşamdan daha çekici gelir bize?
Neden, yıkılan ruhumuzun heykelini, “yeniden” inşa etmek yerine, daha çok parçalamayı seçeriz?

Ben, her yenilginin ardından ruhumu yeniden onarıyorum. Sırf, aynı zevkleri yeniden duyumsayabilmek ve zamanı geldiğinde ruhumu parçalayan dayanılmaz darbeyi yediğim anda hissettiğim, o vazgeçilmez acıyı tekrar tadabilmek için yapıyorum bunu...
Ruhumu onarıyorum, çünkü acı çekmeyi seviyorum...
Her yıkılışın ardından biraz daha güçleniyorum...

“Yeniden...” demek bu kadar kolayken, neden insanlar ruhlarını bu kadar çabuk satarlar şeytana? Neden kandırırlar kendilerini, neden pes ederler? Korktukları için mi, yoksa yaşadıkları acıyı taşıyamadıkları için mi yapıyorlar bunu?
Ben pes etmiyorum... Etmeyeceğim...
Sırf acı çekmek için, sırf ağlamak için ve sırf yeniden ruhumu inşa edebilmek için yapıyorum bunu... Anlamsız gelebilir, ama yapıyorum. Çünkü; ben güçsüz değilim...

“Umut yoktur artık kadın için...
Cehennemin sıcak rüzgarlarında savrulmaktadır ruhunun parçaları...
Gözlerinden akan yaşlar bile dindirmez acılarını, hıçkırarak ağlamaktadır...
“Yeniden” demek için dönmez arkasına...bakmaz geriye...
Etrafı karanlıktır, bedenini yakan ateş bile aydınlatamaz odasını...
Artık oyun bitmiştir...
Hayat, boş bir içki şişesinden fazlası değildir onun için...”

Hasret
01-29-2009, 17:24
Yoruldum…

http://img300.imageshack.us/img300/3725/yoruldum01bb9.jpg

“Bir gidişi yaz” dediler, “yazarım” dedim… gitmeleri öğrenmiştim.

Susardı, susardım, susardık, suskularca…..

Bilinir bilinmez bir şarkının içinde kaybolurduk.
Biz en çok susmayı sevdik, sevmeyi sevemediğimiz kadar.
Koptuk ve dağıldık her şeye.
Giderken durduramadık birbirimizi.
Durdurmaya elin, elim, ellerimiz yetmedi.
Eğitemedim çocuk kalmış korkularını, yanılgılarını törpüleyemedim. Sana gerçekleri gösteremediğim gibi.

Giderken durdurmalıydın beni, yapmalıydın, yapamadın.
Durdurmaya gücün, gücüm, gücümüz yetmedi.
Belki de yoktu, biz var sandık.
İnsan isterse yolları aşıyor, sen kapının eşiğini aşıp gelemedin. Geldiğim gibi gidemedim, gittiğim gibi dönemedim yüzüne.
Sen, bildiğim sen değilsin artık.
Ben, bildiğin ben, değişemem.
Değişmelere suskun dudaklarım.

Şimdi acı, yolunu şaşırmış bir deniz kaplumbağası gibidir yüreğimde. Şaşkın ama inatçı.
Şimdi sen, adı geçmişte saklı ince bir sızı.
Şimdi biz, bir şarkıdan çalınmış iki nota gibiyiz.
Eksiğiz ve yokuz.
Dilsiz ama mutluyuz.

Bir kapının eşiğinde kaldı her şey.
Beni dışarıya göndermeyecektin, içerde tutacaktın, arkamdan gidişimi seyretmeyecektin, yollara yürümeyecektim, sesimi gidişlerde yitirmeyecektim. Sesimi geceye vermeyecektin.
Şimdi, kaldır gözlerini ve geceye bak. Sesimi gör yukarıda, ortada bırakılmış tellerimi. Densiz ama dengeli satırlarımın anlamını kavra. Geceye bak, sesimi kaydırma.

Kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim, ayrılırken ama sen herkesin öğrettiğini yineledin.şimdi aşk, inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda..

Biz ki geceleri paylaştık, yastığı, şarkıları.
Biz ki sözleri paylaştık, kelimeleri.
Biz ki yüreği paylaşamadık, paylaşamadım galiba.
Nedendir bilmem, eksik kaldık korkulara.
Nutku tutulan gecelerin isimsiz sabahlarında, yanlış ve yangın kaldık.
Geride kalan kırık ezgiler ve yorgun ruhların dansı.

Sokağımın serseri gülüşü, gençliğimin asi sevgisi, isyanımın suskun gezgini. Gitmeye meyilli değildim, olduğum gibiydim, dinletemedim, dinletemedin, dinletemedik belki de.

Şimdi sen, aksak bir hüzün, nerede coşacağını bilmeyen.
Şimdi ben, değişemeyen bir şehir, nasıl sevileceğini bilen.
Şimdi biz, olmayan bir şeyiz.

Bir kapının eşiğinde kaldı her şey.
Konuşmak anlamsız, susmak kalabalık, ayrılık bulaşıcı.
Sevda, kör topal yürüyen bir dilenci gibidir artık.
Seni sevdim ama gönderdin. Gönderilince dönemiyorum.
Ben bir çiçeğim asi yanım, solunca aynı elde açamıyorum.

Susuyorum, susuyorsun, susuyorlar, suskularca….
Bir gidişi yaz, dediler, yazarım dedim.
Gitmeyi öğrenmiştim, kalmayı öğretemediğim kadar.

Bir gidişi yaz, dediler, yazarım, dedim.
Gitmeyi giyinmiştim, yakıştırılmıştım veda sözlerine, merhabalara alıştırılamadığım kadar.

Bir gidişi yaz, dediler, yazarım, dedim.
Çok gitmiştim, söz gitmiştim, uzun gitmiştim, sesimi duyuramayacak kadar.

Bir gidişi yaz, dediler, yazmaya giderken kendimden geçmişim.
Arkama dönüp baktım, sende beni gördüm, el salladım.
Artık çok geç, sendeki ben için çoktan bitmişim !….

Hasret
01-29-2009, 17:24
http://img237.imageshack.us/img237/2937/bekleyisxt7.jpg


Düşlerim var, rüzgara ters düşen...

Her eğilip baktığımda başımın gövdemden ağır gelmesiyle yerde buluyorum kendimi...
Deyimlerden cıkmış bi cümle olabilir ama kafamın içindekiler, beynimi sömüren anlamsız yada belkide fazla anlamlı düşünceler tasımıyor artık bu bedeni...Her defasında düşmek mi bana yazılan, yada en acısı yerlerde sürünürken bile başımı kaldırabilecek gücü bulup (ki nerden bulduğumu anlamış değilim hala) düştüğüm yüksekliği görmek mi?

Gülücük perisi niye uğramıyorsun yüzüme?
Hala kaçırıyorum gözlerimi insanlardan...
Kaybolmasınlar içimdeki boşlukta diye..

Niye farklı olduğumu devamlı yüzüme vuran kelimeler seçiyorlar benimle konusurken?... Niye hissettiriyolarki bunu? Yüzümdeki tepkisiz maskenin atında devamlı ağlayan bi yüz olduğunu öğrenmek içinmi bütün bu çabalar? Ne zaman acık vericek diye ben kaçtıkca bıkmadan üstüme gelmeleri...
Neden?...

Herşey yalan sadece düşlerim gerçek...
Düşlerim var rüzgara ters düşen... Her attığım adımda onlara, biraz daha kaybediyorum içimdeki beni... Vardığıma kalacak mıyım?
Bilmiyorum.

Yalnız mıyım? onların dediklerine göre yalnız olamam... Etrafımdalar çünkü...
Ve evet bencede yanlız değilim kimsenin bilmediği 2 kişilik bi dünyam var benim..
Adım hala hayat kitabında yazıyor...
Gerçek cok şeffaf tıpkı, ağladığımda gözlerimin kıpkırmızı kesilmesi kadar...
Kahretsin, acınacak haldeyim yine, kelimelere vurmak bu olsa gerek...

Melekler, duymuyor sesimi
Karanlık işte yine her yer
Gözyaşlarım, keşkeleri yok edemiyor
Korkuyorum
İnancım kalmadı benim....

Hasret
01-29-2009, 17:24
http://img505.imageshack.us/img505/8026/0dfc11f3ca1bs0.jpg

Aylar oldu görmeli yüzünü,beklesemde nafile varmadı hala haberin.Biliyorum çoktan sildin beyninden,belki sorsalarda gelmem aklına,gece olup girince yatağına benim gibi üşümez bedenin.Bir bilsen bıraktıgın gunden beri yaz gelmedi buralara.ne kelebeğim var ağaçlarımda ne yeşil yapraklar.Güllerimde açmaz oldu.uğur böceklerımde yok artık seni dileyeceğim...işte ben böleyim,dermanım kalmadı ellerı mutlu görmeye..sen başkasının ben başkasının olduk bı.. tanem..bılırım sana zor gelmez benı ellerle gormek..ama bana zor gelıor senden baskasını sevebılme ıhtımalleri...ben sadece seni sevmeyi sevmiştim.bir tek seni hissetmeyi.bi aşkı başka bi aşk söndürür dediler sevgilim başaramadım.söndüremedim..içimde senin için yanan ateşi küle çeviremedim.uzaklarda oldugunu biliorum şimdi.kımbılır kımın yanı başında kapattın yine gözlerini,hangı bedende kokun kaldı yada hangı dıllerde aşkımların var.hangi gönülde can oldunda bu cananı unuttun...dön demeye dilim varmıyor artık ..dönsen ne fayda baska kollarda olduktan sonra.baska kokularla baska asklarla.yalan sevıslerle dönsen ne fayda..yakın oldugunu bılsem yetmezmı sandın var oldugunu bılerek yetınmelerı bılmezmısn hıc.ben var oldugunu bıldıgım ıcın rahatım bu kadar.bak aglamıorumda eskısı gıbı sadece dua edıyorum.çalmasın sahte asklar kapını.koskoca bır yılı pısmanlıklar içerisinde geçırme dıye dualar edıorum.şiirler yazamıorum adına.cümleler kuramıyorum senle ılgılı.ben degılsın ya artık elın oldun.sahıplenemıorum...yabancısın sımdı belkıde hıc tanımadım seni..çelme taktın yüreğime sensızlıge düşürdün beni bak dinmez oldu yaram eserinle övün mutlu ol..

Hasret
01-29-2009, 19:45
Suclu ayaga kalk!

http://img208.imageshack.us/img208/8975/adszqq01da5.jpg


Anlık Karalamalar...

" Sensiz" bir hayat; tebeşirle karatahta'ya birşeyler yazmak kadar kolay değil.. ! "

Tamamlanmamış söz olmuşken mutluluğun dudağında tek başına acıları sırtlanmak neye yarar ki.. Ömür boyu iki yabancı olacaksa gözlerimiz birbirine neye yarar ki aynı cümlede yan yana durmak..Tüm kelimelerine ayrılık ipotek koymuşken neye yarar ki sen diye soğuk duvarlarla konuşmak....

Aşk suçüstü yakalanmıştır..Bu ayrılığın, bu delilsiz cinayetin tek failiyiz..Sen ve ben..Suçluyuz sanık sandalyesinde..Ayrılık zabıtlarına adlarımız geçmişken aynı cümlenin icinde özneyle yüklem olmak neye yarar ki...Artık suçumuz sabit, cezamız müebbet....Şimdi sen başka kollarda, ben ise karanlığın koynunda yaşamaya mecburuz. Aşkı öldürmekten yargılanıp bir ömür boyu " yalnızlığa " mahkumuz...Ne sen bana ait, ne de ben..Artık biz yakası hiç kavuşmayacak iki uçurumuz...Çünkü biz, büyük bir aşkı öldürmekten ömür boyu mahkumuz..

Suçlu ayağa kalk...!

Sen ve ben.....Ya da biz...Sanık sandalyesindeyiz...

Sen ve ben ya da hayat..Ayrılığa hüküm giymişsiz...

Şimdi susma vakti...

Ve paslanmış ve soğuk demir parmakların arasından görebildiğimiz gökyüzüne bakıp bakıp
Bu sevdayı " ayrılığa " gömmeliyiz..

Çünkü suçumuz sabit, cezamız ömür boyu müebbet....

Hasret
01-29-2009, 19:46
http://img101.imageshack.us/img101/7123/1288633lguf6qe51zg4.jpg

Demlensin Özlem

Demlemeye bırakmalı bazen,
Bulanan manaları-zamanın ocağında
Ateşi de kısmalı…Fazlası acıtıyor aşkları

Yeminleri de sevmem tövbeleri de
Söz ağızdan net çıkmalı-sığınmaz insan
Zayıf değilse duyguları, antlara- isyanlara
Sonuna dek yüreğinin ardında olmalı
Geçer sanmak, kandırmaktır kendini
İz bırakır -an be an- durmaz özlemin kalemi
Çizer gözlerini, ellerini, dilini…
Ağlatır, kanatır, söyletir…
Yazarsın, uzanamayan kolların yerine
İçinde bir yer hep bilir-kimi kez-
Sevgiliye, kelimelerle gidilir
Can da anlar halden-canan da
Sevgi bitmez yaşanmışsa-sadece-bekletilir

Az bırak zamanın ocağına
Demlensin özlem…

Hasret
01-29-2009, 19:46
Hani unutmak bir mumun ömrü kadardı.Kaç mum eridi gözlerimin önünde hayalini eritemedi hiçbiri.
Hani imkansızlıklar ellerimizde tükenirdi.Kaç imkansız tükendi avuçlarımda bir sen kalakaldın parmak uçlarımda tek imkansızım.
Hani uçurumlara merdivenler yapardık kenetleyip ellerimizi.Sensizlik mi uçurum yaşamak mı uçurum seni sensiz bir başıma.
Dokunmakla mı yaşanırdı anılar.Kıyamadıgım tenine dokunmayalı kaç asır geçti halbuki peki neden yaşamaktan usanmadı anıların.

Kelimelerin karışıyor beynimin kıvrımlarına.Sen başka tenlerde erirken ben senin kokunda tükeniyorum.Gitmek kolaydı sen gitmeyi seçerken ben hiç gidemeyen olmuştum halbuki.Kendime bile itiraf edemediğim sevgini yaşamayı seçen olmuştum.

Tek yanlışın tüm dogrularımı sildiği yerdeyim.Senle başladıgım ve bir daha hiç ayrılamadıgım yerdeyim.Sense benden sonra tükettiğin kimbilir kaçıncı sevdanda.
Eski bir fotografın yakılmış kısmıyım belki de artık.Ama o sonsuz sevgiyi sonsuz kılan parçayım.Sense puzzlemın kayıp parçası.

Hani yeniden severdi insan.Denemedim zannetme.Seni silmek için tutundum bir başkasının avuçlarına,beni yabancı ellere nasıl bıraktıgını hiç kabullenemeden.
Belki de bir aldatmacanın başrol oyuncusu olarak,kalbimin kapılarını kapatıp yüreğimi susturarak.

Sana yazılmadı bu satırlar üstüne alınma.Bu satırlar yüreğimin sessiz konuşması sadece.Dillenmeden aglaması.Sesini hiç duyuramadan tekrar susması belki de.
Kaç yıl geçti oysa sen umarsızca gideli.Hani görmeden sevemezdi insan.Oysa yüzündeki tüm çizgiler ezberimde dururken kalbimden nasıl silinir suretin.

İşte yine sensizlik kokan bir gecenin demindeyim.Sen gideli güneş dogdumu sahi.Denizin yosun kokusu yayıldı mı yine.Martı çıglıkları sardı mı gökyüzünü ya da gökyüzü aynı mavi mi.Sen gideli gece buralarda.Gökyüzü hep siyah.Deniz yosun kokmuyor.Dalga sesleri bile sustu.Yagmurlar yagar bazen gözlerime.Sen gittin gideli mevsim hep kış.Buzdan bir yatak seriliyor ayaklarımın bastıgı yerlerde.

Hani ben hiç gülmekten vazgeçmezdim.Şimdi neden sahte gülücükler var yanak kıvrımlarımda.Neden ıslatıyor yagmur damlaları birer çig olup yanaklarımı.En sevdiğim mevsim bahardı şimdi anlıyorum baharım da sen.Papatyaların üzerine serilip gökyüzünün mavisini seyretmek gibi hala seni düşünmek.Gelincik tarlasına yol almak gibi hayalinde yaşamak.Galatadan İstanbul u seyretmek gibi fotografında uykulu gözlerim, yastıgıma sıgınıp sana uyumak.

Söyle savurabilirmiyim kalbimden seni ötelere.Ya da kaç uzak alır götürür seni benden.Kaç asır unutturur sevdanı.

Hani unutmak bir mumun ömrü kadardı?Kaç mum eritmeli daha?Yüreğime akıtmadan sevgini ya da kaç mum sığdırmalı hayatıma seni unutmak için?

Hasret
01-29-2009, 19:47
http://img128.imageshack.us/img128/5157/uzakehirku2br6xp6.gif


Girmek için ne sınav gerekli, ne lise diploması, ne de ikamet belgesi. Tek bir şatı var bu fakültenin sensizliğin ertesi. Gittiği an başlıyor ve nefes aldığın sürece devam ediyor. İlk günleri çok zordur. Hani hiç ingilizce bilmiyorsundur da tüm dersler ingilizcedir ya öyle bir şey işte.Bu fakülteye girene çok rastladım da mezun olana hiç rastlamadım daha, yaşamım boyunca. Dünyanın en büyük yüz ölçümüne sahip, en büyük fakültesi. Adresi belli değil. Belki de evrenin her yeri. Derslere devam mecburiyetin yok ama mecbur kalırsın tüm dersleri görmeye. Bir kaç ders sonra seçmeli ders diye seçmeli aşkları seçersin. En zor ders ilk girdiğindedir. Üstelik de gece dersi. "İLK SENSİZ GECELER" yani. Uyuyamazsın, uyuduğunda ansızın uyanıp sabahı sabah edersin, yarın asılacağını bilen bir mahkum misali. Ve ilk öğrendiğin en uzun gecenin 21 aralık değil, 21 sensiz gece olduğudur.
Duşta,yemekte, otobüste, yolda, evde, işte, cafede, kalabalıkta yalnız kaldığında, uyurken, içerken, ibadet ederken her saniye devam eder dersler. Ve bir kez kayıt olmuşsundur, ne kaydını dondurabilirsin nede bırakıp gidebilirsin.
Kaçmayı denersin bir süre. Belki kısa bir tatile, belki hiç bilmediğin bir şehre, belkide bildiğin bir şehrin en ücra köşesinde bir yere hapsedersin kendini. Başaramazsın. Rektör de profesör
de öğrenci de sensin.
- Yoklama yaparsın bazen.
- YALNIZLIK!!!
- Burada hocam.
- Aferin, bak en azimli sen çıktın. İlk andan beri devamsızlığın hiç olmadı.
Zamanla azalır, hafifler acılar. Her gece "UNUTTUM" diye bağırırsın öfkeyle karışık."YETER" diye yankılanır sesin sessizlikte.
Bazen günlerce hiç aklına gelmez. Tam tamam mezun oldum dersin, bir şiir, bir şarkı, bir roman, bir mekan hatırlatır seni, anlarsın devam ediyor dersler, yer SENSİZLİK FAKÜLTESİ...
Düşünürsün zamanla bilinçlendikçe. İlk bir kaç ay ümidin vardır. Arayacak diye. Telefon çalar. Buyrun sensizlik fakültesi diye açmak istersin sessizce. Ama arayan hep sensizliktir. Dönecek dersin gelecek ve vereceğim bitirme tezimi mezun olacağım bir gün ve bu hayallerle ana dersleri görmeye başlarsın.
1-gurur
2-dönse bile eskisi gibi olur muyuz
3- intikam
4- neden girdim bu fakülteye
dersler uzar geceler daha da uzar. Anlamaya çalıştıkların anlamlandırmaya çalıştıkların unuttum sanıp ertelediğin gerçekler, anlamsız gerekçeler, uykusuz geceler...
Bir gece bir bakmışsın her gece derslerde bir ben, bir ben ve bir ben daha. Tartışmaların başlar, bir kızarsın bir gülersin, bir ağlarsın karşılıklı. Bilirsin yalnız olduğunu yine de daha bir koyulaşır sohbetleriniz. Ve nihayet ilk sınavın. BİR ŞİZOFREN OLARAK YAŞAMAYI NASIL ÖĞRENEBİLİRSİN???
Öyle ya bir ben, yalnız kalabalıklarda.
Öyle bir ben sendeki beni kurtarmaya çabalamakta.
Dedim ya mezun olanı görmedim, zaten mezun olunacak bir fakültede değil. Tek bildiğim bu okulun öğrencisinin çok olduğu. Sakın bu fakülteyi merak etmeyin, bir gün olurda girerseniz çekip gitmeyi de boşuna denemeyin....

Hasret
01-29-2009, 19:48
Herşeyi sil baştan yaşayacağım bir hayat sunulsa. Bu hayatın bir silgisi olsa da tekrar baştan yaşayabilsem.Karanlık düşen çığlıklarımın içine tebessümlerin hakim olduğu bir yaşam girebilse...Bir yaprak gibi titreyen yüreğime su serpebilecek pencereler açılsa...Silsem silsem silsem...İç çektiğim günleri bir hayat silgisiyle yok edebilsem. Fırtıaları dindirebilecek bir liman oluşturabilsem iç dünyamda. Bir anda her acıyı yokedebileceğim bir sihir gibi silgim olsa. Tutanabilcek bir dal oluşturabilsem. Hiç bir yöne beni savuramayacak sımsıkı bir dal.Üzerinde tomurcuklarım olsa. Açılmamış umut tomurcuklarım olsa her biri. Sabah tanyeri ile tomurcuklarımın üzerine çiğ düşse. Düşen çiğ damlaları gözyaşlarımın yerine alsa.Bu hayatta her yediğim darbeyi o silgimle yok edebilsem ne güzel olurdu.Yalnızlığıma davetiye çıkaran sancılı ağrılarımı dindirecek bir hayat sunulsa.
Ah diye geçmişime bakıp nedenlerimle dolu hayatımı silebilsem. Yerine yeni bir hayat çizsem kendime. Dizimin üstüne çöküp bittiğimi anladığım anlarda bu karanlıktan beni kurtarabilecek ince bir çizgi oluşsa. Öyle bir çizgi oluşsa ki hep onun üzerinde yürürken
beklenmedik acılarla karşılaşmasam. Hatalarımı, pişmanlıklarımı bir anda silsem.Yerine kaybettiklerimi geri alabileceğim bir hayat verse bana sildiklerime karşılık.Böyle bir hayata saklı kutumdaki hayellerimi, bilinmeyen ağaçlarımdaki umutlarımı çıkarıp tekrar ben olarak yaşamaya başlasam. Bütün acılarımı hiç hatırlatmayacak asla ve asla hüzünlerin kol gezdiği karanlıklardan iz taşımayacak bir yaşam sunulsa.Baktığım her yerde eski beni aramadığım bir mesken verilse bana. Yok böyle bir hayat silgisi evet biliyorum yok...
Hiçbir zaman olmayacağını da biliyorum. Bize düşen acı ve hüzünle boğuşmak kalacak.

Hasret
01-29-2009, 19:49
Tukenıyor artık cumlelerım.. Gıdısınden berı yazdığım onca kelıme benı terk edıyor. Tıpkı senın gıbı...

Oysa hece hece, harf harf seni anlatmak vardı... Yenı sevdalılara, yeni aşıklara...

Örnek olmalıydın sen, yol göstermeliydin. Senin gibi bırını anlatmak olmalıydı benim görevim...

Ama bak bıtıyor dedım ya artık cümlelerim. Tukenıyor kelimeler ve tüm heceler... Senin gibi onlarda beni terk ediyor birer birer....

Korkma Sevgim bitmiyor ve bitmeyecekte asla... Hoş keşke senin umrunda olsa...

Mutlu olmalısın sen... En büyük düşün bu.. Mutlu olmalısın ve mutluluğunu engelleyecek hiç bir set olmamalı önünde... İzin vermemelisin ve vermeyeceksinde...

Senin mutluluğun aydınlatacak benim dünyamı... Gülüşlerin güneşim olacak, Sıcak tebessümün Ay Işığım olacak.. Ve Gözlerin Yakamozu olacak Dünyamın..

Sonra bir gün bir yerde göreceğim seni...Elinde küçük bir elolacak...
Hep istediğin bir küçük bir çocuğun eli olacak.. Gözlerine bakıcam sadece ve ben gözlerinde Mutluluğunu görmek isteyeceğim..

Öyle mutlu olmalısın ki... Bu hayata ve bu hayatın getirdiği onca kötülüğe rağmen,gözlerinin içi mutlulukla ışıl ışıl olmalı...

Biliyorum Sen Mutlu Olacaksın... Çünkü ben sadece bunun için dua ediyorum.

Ben... Ben mi?
Beni Boşver.... Senin Mutluluğun Benim Yaşama Sebebim Olacak
Bunu Bil Bu Yeter.....

Hasret
01-29-2009, 19:50
http://img527.imageshack.us/img527/9464/200705011738nzhkc31021rt7.jpg


Yaşamayı deniyorum sensiz....
Beklemiyorum artik seni.. Biliyorum artik, gelmeyeceksin; yine umut ciceklerim solacak, yine aglayacagim, yine hickiriklar arasinda bogulacagim.. Ama sen gelmeyeceksin. Ben hep burada kalacagim...

*Yasamayi deniyorum sensiz.....
Pismanliklar icinde. Bogazimdaki dügümlenmis hatiralarin anisiyla, seni icimde bitirircesine resimlerimizi kestim tek tek, mektuplarimizi yaktim kül olana dek...
mayi de
*Yasamayi deniyorum sensiz...
Unutmanin zor oldugunu bile bile... Beni sevmediginin farkinda, bir ömür gecirdiginin gerekcesiyle... Yüregimdeki, icimdeki isyani susturmaya calisarak...

*Yasamayi deniyorum sensiz...
Karanlik yollarda tek basima gezerek. Sabaha dek zamanla yarisip, günesi sahit tutuyorum tövbelerime. Biten her sey için yeniden baslatiyorum icimdeki mücadeleyi...

*Yasamayi deniyorum sensiz...
Bir masal misali siliyorum seni düsüncelerimden... Hayalin gölgem gibi pesimdeyken, ben geceleri yasakladim kendime. Zaman gün isiklariyla baslayip bitiyor benim icin...

*Yasamayi deniyorum sensiz...
Rüzgara saldim maziyi, alevlere verdim yüregimi.. Tipki ömrümü yoluna verdigim gibi... Ama bu sefer baska bir amac icin: sensizlik icin yapiyorum bunu...

*Yasamayi deniyorum sensiz...
Sahile carpan dalgalarin, bizim müzigimizi kulagima fisildamasina izin vermiyorum. Artik mehtapli gecelerde yakamozlari gözlemiyorum. Hicbir vapura binmiyorum; kendime engel olamayip sana gelirim diye...

*Yasamayi deniyorum sensiz...
O cok sevdigim aynaya bakmiyorum artik. Kendimi, gözlerimde gözlerini, yanagimda buseni, saclarimda ellerini görmekten korktugum icin. Dayanamayacagim yeni bir firtinaya kapilmamak icin...

*Yasamayi deniyorum sensiz...
Aklimdan her gecisinde yüregimin burkulmasina katlanarak, ismin her anildiginda duymamazliktan gelerek... Sanki seninle hic olmamisim gibi devam ediyorum...

*Yasamayi deniyorum sensiz...
Siirlerime düsman oldum, yazmiyorum artik. Bütün hislerimi, hayallerimi, düslerimi bir cöl yalnizligina mahkum ettim. Susuz birak onlari. Belki biraz akillanirim...

*Yasaniyorum sensiz...
Yüregimdeki acilarla, aldigim yaralarla, dayanmaya zamansiz gidisinle; alismaya çalisiyorum bu hayatta. Belki caresiz, belki acizim ama basim bir KARDELEN gibi dik ve ayakta olarak....

Hasret
01-29-2009, 19:50
http://img72.imageshack.us/img72/2672/409e978039307d51bn6kn6.jpg

Acıların en koyusu yüreğimde,elime aldığım basit bir kalemle.
Asilce seni anlatmaya,seni yaşamaya çalışıyorum..

SEN..deli mavi hoyrat esinti..
SEN..yüreğimin üstüne kapanmaz yaralar açan
VE SEN.. aşk nedir bilmeyen yalancı varlık..
Kimbilir kimlerin dizinde uyuyorsun şimdi..

Ben bu gece biraz daha yorgun,huysuzum halbuki bu gece sensizliğin bilmem kaçıncı gecesi unutmalıyım seni öyle değil mi?Hatırlamamalı,ismini anmamalıyım..Ne zordur ki ! Böyle bir ihtimal bile yok..

Şimdi buraya yazıyorum seni benden sonra bir kaç kişi okuyup ellerine,yüreğine sağlık diyecekler..Bilmeyecekler ki bunlar benim sessiz çığlıklarım,sana yakınlığım,hepsi senden bir alıntı bir parça,ve bilmeyecekler ki..

Ben günlerce yitik rüzgarlarla uyandım..
Geceleri sen diye kapattım gözlerimi..
Ve nihayetinde uykuda terk etti beni..şimdi yapayanlızım!

Gitmek neyi değiştirdi söylesene? O gördüğün düşler gerçeğe dönüştümü,ben karaları bağlarken sen pembe günler mi yaşıyorsun..peki mutlumusun söylesene..?

Tamam..
Al işte bütün rüyaların gerçekleşti birer birer.Oysa ne sözler verilmişti değil mi???Mutluluk denen o zavallı varlığı yutan feleğe bir çomakta biz sokucaktık.Yıkıcaktık umutsuz yolları yerine yeni ümitler yapacaktık.. yürekler dolusu isyanım var sana anlasana..??

Affetmiyeceğim seni..
Sana her yazışımda birkez daha,
Bir kez daha nefret edeceğim senden..
Sen beni kimlere,nelere değiştin..
Oysa sen canım,sevdiğim,sevgilim.. nelere değmiştin..


Nerden bilebilirdim ki sevmenin diğer adınında ayrılık olduğunu

Hasret
01-29-2009, 19:51
http://img115.imageshack.us/img115/8392/uurumeu1.jpg

Beni sende bırakıp kaçtıgımda çıkmaz sokaklara sapıyordu yüreğim.Tüm çıkışlarımın sana vardıgı bir boşlukta,çıkışlarını kaybetmiş bedensiz bir ruh toparlamaya çalışıyordu dagılan duygularını,boş sokakların ıssız kuytularından.Parmak uçları güçsüz,parçaları yarım…

Dönüşü olmayan yolların beşiğinde sallanıp duruyorum şimdi. Ninnilerim çocuklugumda asılı,ben çocuklugumun sana hasret bir köşede aglayan hıçkırıklarını dinliyorum.Zincirlere vurulmuş bedenimle bir mahsende gelip kurtarmanı bekler gibi, penceresiz odalara mahkum ruhumla yalnızlıga muebbet kalıyorum.Yaralı kelimelerim iyileşemeden yıgılıyor bir köşeye.

Sıgamıyor ruhum bedenime.Tüm aitlik,sahiplik kavramlarımı yitirmiş gibiyim.Düşlerim bile onlara dalmaktan ötelerde.Hata defterlerim önümde bir bir diziliyor.Sorulara kayıtsız donuk gözlerim,tek sesli boşlukta yankılanan kendi sesimle baş başa kalıyorum yeniden.Tüm dengeleri yitirmiş en kontrolsuz noktadayım.Hapsedilmiş kulede prensin beni kurtarmasını beklemek yerine ejderhaya yem olmayı seçiyorum.Belki de aşk denen canavarla yüzleşme sahnesi yaratıyorum boş bir tiyatronun terkedilmiş salonunda.Kendimden tüm kaçışlarımı susturup, sırrı dökülmüş aynaların parçalarını topluyorum ve yeni aynalar yaratıyorum etrafıma.Gözlerimi kaçırmadan kendimle yüzleşebilmek adına...

Eksiliyorum gitgide.Tamamlanmaya çalıştıkça kaybettigim ruhumla eksiliyorum.Sesler dolaşıyor havada sana benzer,benim sende bıraktıgım parçaya benzer.Gölgeler vuruyor eşyasız odamın duvarlarına.Kuytulara sıgınamayacak kadar çırılçıplak kalıyor ruhum.Ellerini arıyor çaresiz boş avuçlarım.Gözyaşlarım akmakla akmamak arasında donuk bakışlarıma kilitleniyor.Omzuna benzer bir sıcaklık arıyorum akıtmak için gözyaşlarımı.Koskoca bir boşlugun bedenimi saran yokluguyla yüzleşme anına rastlıyor arayışlarım.Yokluk üşütüyor tenimi,boşluk ürkütüyor yüreğimi.Dudaklarımı ısırıyorum gölgelerin bıraktıgı ürpertiyle.Kanatıyorum dudaklarımı bilinçsiz bir telaşla.Çivilenmiş gibi ayaklarım nerde oldugunu bilmediğim kapıya yönelemiyorum.Gece basıyorum ruhuma.Agarması beklenen günışıgı aydınlanıyor bir yerlerde.Bunu bilmenin yetmediği bir zaman diliminde oyunun bittiği yerdeyim.Belki de bizi hiç almadıkları oyunun bittiği yerde.Biz mi geç kaldık yoksa erken gelip kurallarını mı bozduk bilemediğim bu oyunun bittiği yerde.


“Gidelim” demiştim oysa “kaçalım” demiştim.Tüm büyüsü bozulmuş aşklardan,yalanlardan,bencillikten,insana dair tüm kötü duygulardan sıyrılıp kaçalım demiştim.Aşkımızı saklayıp gögsümüzün altında, kimseye sezdirmeden uzaklaşmalıydık oysa maskeli yüzlerin gizlenmiş kinlerinin arasından.Ama sen oyunu seçtin ben oyun bitmeden kaçmayı.

Şimdi boşlugunda bir yanım,diger yanım beni sende bırakıp kaçtıgım anda…

Hasret
01-29-2009, 19:51
http://img255.imageshack.us/img255/5237/ffdjd11uw4wj7.png

İşte öldüm, gözlerimi diktim semaya da ruhumu karanlığa gömdüm. İşte öldüm, benliğimden vazgeçip geleceğimi kızgın kumlara gömdüm. İşte öldüm, dönüşü olmayan gidişlerin tozlarını boğazıma gömdüm. Oysa daha yapacak ne çok iş vardı hayata dair. Saçlarını örecektim doğmamış çocukların ve gözlerinden öpecektim görülmemiş rüyaların.. Yazdığım satırları bir bir ipe dizecektim de boynuma asacaktım her bir namesini kemanımın.. İşte öldüm, bırakıp da gittim borç aldığım mutluluklarını hayatın. Söylenmemiş sözlerimi koluma takıp da öldüm. Yetişmeyen yarınların iyileşmiş yüreklerine selam gönderemeden öldüm. Oysa yüzünü silecektim kirlenmiş umutların.. Bir yudum daha içecektim ince belliden ve dökecektim çayımı dostlara pürüzlü yüreğimden.. İşte öldüm, beklenmeyen anları besteleyip de öldüm.. Gül dikecektim kanayan ellerine ağlayanların, gözyaşı biçecektim yolunda okuduğum kitapların..Bir ah sesi duyup da kızacaktım kölesine merhametsiz yaşanmışlıkların.. İşte öldüm, bekleyenlerime kavuşamadan öldüm, acısını tüttürdüğüm dünleri el salladığım iskeleye gömdüm.. İşte öldüm, şimdi çürüyen bedenimi kimler temizleyecek… Açık kalan gözlerimi kimler örtecek… Yaşamadığım sevdaların ve uğruna yanamadığım umutların sisli perdelerini kimler indirecek… İşte öldüm, bıraktığım izlerimi kaldıramadan öldüm.. Belki ellerinden tutacaktım sürgün yüreklerin, acısını isteyecektim suskun dillerin.. Bir toprak olacaktım göstermemek için yeşilini nazlanan ve toplayacaktım damlalarını güneşin hayallerimi canlandıran.. İşte öldüm, okuduğum kitapların sayfalarını sayamadan öldüm, elimde ne varsa geceye emanet edip de yıldızlardan özür dileyerek öldüm.. Ay her gece bana şahitlik etti diye gizlerimi torbaya koyup maviye gömdüm.. İşte öldüm, saçımı kesip de her bir teline günlerimi yazamadan öldüm.. Umudun rengini seçemeden öldüm.. Oysa daha bedelini ödeyecektim günahlarımın ve kan dökecekti gözlerim uğruna en yüce davaların.. Bir adım daha atamadan öldüm.. Şimdi yerde uzanan her bir zerremi toplayın, çatlamış duvarları solgun bedenimde saklayın.. İşte öldüm, beni ölümle başbaşa bırakın..!

Hasret
01-29-2009, 19:52
http://img408.imageshack.us/img408/7298/askim4evereccemisa9or1.jpg

Varlığının ya da yokluğunun anlamı yok artık... Anlam yüklediğim tek şey yabancılığın... Yokluğun bile acıtmıyor canımı ama bu yabancılık kanatıyor yüreğimi. . . . !

Hasret
01-30-2009, 00:58
http://img72.imageshack.us/img72/9219/2159989620a67ff59e2ofs9.jpg

Sustuğum Cümle...

Sessizliğimi sesinle süsle ey gece…

Bir damla göz yaşı ol düş çehremden!

Susuyor yerle gök arasındaki her şey

Konuşan çığlığıdır sönmeyen yüreğimin

Çıldırıyor sabrımın sabredemeyen sabrı!

Can çekişen kalbime,Bir ah de yeter…!




Dursun zaman!Yeter artık!Bu benim bana yaptığımı görsün de dursun!

Bin çelişki içinde eritip de kalbimi,alevden kaselerde ikram ederim ye’se…Hayır…Bu kadar yeter.Bu gelen Hak’tan değilki başa taç olsun.Benim bana yaptığımı görsün zaman!Ve dursun artık…Ne olur dursun…




Sükuneti kim icat etti?İlk susan kim!?O’nu bulalım ve vuralım O’nu…

Her gece uykumu emanet ettiğim ayyaş vakitler.Gözlerim kapansalar uyuyamazlar,açık kalsalar bakışlarımdan delinir tavan…Kendimi alamıyorum kendimin çelişkisinden…

Üzerime yürüyor sanki her şey,yerle gök arasında sıkışıp kalıyorum.Bütün şehirler ve şiirler susuyor sonra.Çocuklar geçiyor bölük pörçük uykularımdan,bütün sevdiklerimi ve sevmekten kendimi men ettiklerimi,bir defter üzerine çizip de karalamak yahut defteri yakmak, ya da denize fırlatmak istiyorum.Nasılsa bunca kalabalığa rağmen yalnızım,demekki yoklar!Allah’ım gerçek mi bu!?Bu çıldırtan düşünce,kalbin cinnet anına mı has acep?



Üşüyorum…Sorularım kar tanelerine tutunmuş, beynimi kurşunlarcasına yağıyorlar geceme!Hatta bu üşümek de değil,donuyorum kalemin yazmaktan korkan renginde,buz kesiliyor bedenim!Bütün şiirlerim yanarken ben üşüyorum!Yenmem gerek kendimi…Düşmemeliyim derdimin siyahına,küçücük küçücük dertler,birleşmişler de beni yıkacaklarmış!İnanmam!Biz neler atlattık kalbim seninle!Ne gözyaşlarını uğurladık.Güçlüyüm ben!Her şeyden öte ve her şeyden ziyade,elimi uzattığım bir Rab var.Er yada geç O’na yönelişime ses verecek.Göz yaşımı dindirecek bir sevinç…Evet O’nunla konuşmalıyım,anlatmalıyım O’na içimi acıtan her şeyi ve nedenini bulamadığım, bir türlü akıtamadığım ne kadar gözyaşı varsa,anlatmalıyım…



Kalem hoşça kal…Ben sana derdimi yazdım!Lakin dinmedi içim!Adını koyamadığım sızı dinmedi!Sessizliğim hala bende.Ve çığlığım en derinimde…Hoş gör beni…Ayazım ben işte böyle,ellerim ceplerimde ve yüzümü ıslatan yağmur,aklımda sormaktan korktuğum sorularım,içimde dinmeyen fırtınam ve dilimde mayhoş bir şarkı…Biraz deliyim ben…Ve en ayazı,hala çocuğum…



Hoş gör beni ne olur…Aklım kalbimde ve kalbim yersiz yurtsuz…Hoş gör!Bozma çıldırtan sükunetimi…Sabrıma sabredemeyen sabrımı,koy heybene,çekil,git…

Hasret
01-30-2009, 00:58
http://img246.imageshack.us/img246/3501/sedatakkayauntitled8cw5fk0.jpg (http://imageshack.us/)

Ağlamak istiyorum hıçkırıklarla
Yokluğuna sitemler yağdırmak geliyor içimden
Ve sesim kısılasıya kadar bağırmak
Seni deliler gibi sevdiğimi haykırmak istiyorum
Bir kurşun olmak istiyorum kimi zaman
Yalnızlığın beynine çakılmak için
Kimi zaman da hain bir bıcak
Kaderin göğsüne saplanmak için
Bozguna uğradı hasretinden
Gönlümün tüm sahilleri
Umutlarım can çekişiyor
Gelmeni istiyorum
Kara bulutlar çökmeden
Ağıtlar yakılmadan gençlik günlerime
İsyan etmek istiyorum bu sonsuz eziyete
Bazen acımasız kasırgalar esiyor içimde
Her gün batışında semaya uzanan ellerimi
Duvarlara taslara vurup kırmak
Karşı koyamadığım bu sonsuz eziyete
Bazen de bir şiir olmak istiyorum
Hasretine yazılmış
Yokluğunun acı zulüm ve ölüm olduğunu anlatıp
Ve sensizliğin matemine gömülmek istiyorum
Bir dünya istiyorum
Acıdan kederden yıkımdan uzak
Seninle paylaşmalıyım tüm güzellikleri
Yalnızlığın olmadığı

Hasret
01-30-2009, 01:03
http://img108.imageshack.us/img108/9832/resim200702241121029ja2py1.jpg

ßuqün saNa yaßanCıyım yüReqim
dü$üNmeden dökmek istiyoRum iÇimdekiLeri
ßeLki ßiRaz kırıL istiyoRum ßana
ßiraz üzüL
ßiraz anLa
vazqeÇ istiyoRum
HayaLLerden
KimßiLiR
ßeLki de ßenden...

saÇmaLamak istiyoRum aLaßiLdiqine
ßaqıRmak, duRup dururken
qüLmek, nedeNsizCe
Tersine ya$amak istiyoRum hayatı
anLa i$te
saÇma Ne vaRsa yapmak istiyoRum keNdimCe

ve seNde saÇmaLa istiyorum aCımasızca

BeLki de...
qeLi$i qüzeL aqLamak istiyoRum saNa
heR ßir damLa da ßensizLiqe aLı$ istiyoRum
aLı$ ki koLay oLsun qitmek
Can yakmadaN
YaraLamadaN

yaLan
hiÇßir qidi$, aCısız qitmez
qideRse "o" qitmek oLmaz...

ama seN qit
ve öyLe ßir qit ki
heR adımda, seNden deqiL kendimdeN vazqeÇtiqimi hissettir aCıyLa...

yüReqim
sözün özü;
vazqeÇ, saÇmaLa ve qit istiyoRum izinsizce...!

ßen qidemiyoRum...
seN qit i$te !

Hasret
01-30-2009, 01:05
http://img124.imageshack.us/img124/9524/ug0ec7ffdv2.gif (http://imageshack.us/)

Git gideceksen bekleme
Farklı değilsin sen de
Gideceksen bekleme

“Adam olmaz” dedin senden
“Adam nedir” dedim içimden
Fark etmezdi değişseydim
Güvenseydim ya da salıverseydim

Git gideceksen bekleme
Farklı değilsin sen de
Gideceksen bekleme

Git gideceksen bekleme
Başka bir şey söyleme
Gideceksen bekleme

“Artık olmaz” dedin senle
“Çok eskitti beni bu hikaye”
“Tamam” dedim “tamam kabul”
Laf anlatılmaz ki gerçeğe

Ben üşümem sen geç beni
Sıkı giyin kandırma kendini
Bir şairin şiirinden ibaret
Tüm bildiğin büyük ihtimalle..

Hasret
01-30-2009, 01:05
http://img238.imageshack.us/img238/9702/18jc6uz8.jpg

Kalbimden Sana Taç Mahal Yaptım


Sana ne verebilirdim?
Bülbülü versem,
Sabırsızdır, sitemlidir.
Gülü versem,
Gül yerinde güzeldir.
Yıldızlar mı?
Senin yanında sönük kalır.
Ay, yüreğindeki mehtabı kıskanır..


Bendeki sana bakarak,
Başladım mabedimi yapmaya.
Kalbinin temizliğini kullanarak,
Bembeyaz mermerler oluşturdum.
Gözlerinden aldığım parlaklıkla,
Mermerlerin içine, pırlanta koydum.
Sevmeye doyamadığım ruhunla,
Kubbe var oldu, tüm vakarıyla.
İnsanca yaşamaktaki azminle,
Minareler göklere uzandı, haşmetle.
Bana akan sıcaklığınla,
Duvarların her yerine,
'Seni seviyorum' yazdım.
Yüreğinden taşan sevginle,
Öyle bir bahçe oluştu ki,
Kaşmir´deki Shalimar´dan görkemli.


Şah Cihan görseydi,
Sana gıpta ederdi.
Mümtaz´a olan sevgisi,
Seninkinin yanında azmış derdi.


Üzgünüm canım..
İçimdeki seni,
Hiçbir kalıba sığdıramadım.
Yere, göğe koyamadım.
Kalbimden sana yakışır,
Taç Mahal yaptım.
Şahı sen, Sultanı benim.
Saltanatın ise,
Yüreğim...!

Hasret
01-30-2009, 01:06
http://img401.imageshack.us/img401/9692/x1piykpqhc35mmsolvwt8lbkw8.gif

Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar yeryüzünde sizin kadar yalnızım !!!

Hasret
01-30-2009, 01:06
http://img67.imageshack.us/img67/3165/cid35524cb3d5b140979d17oy9.gif

YokLuguna Asıgım Artık ...

Nedense hep karanLık cöktügünde benimLesin . Her sigara icsimde, sigara degiL sen yakiyorsun yüregimi . ImkansızLıgın degiL yokLugun kesiyor nefesimi .
Kaptırmısım kendimi keLimeLere göz yasLarım biLe agLiyor haLime . Kapanıyor perdeLer günesde bakmıyor yüzüme .Tüm hayaLLerimi kaLdırdım tozLu rafLara, isyanLarımı haykırıyorum küskün duvarLara, dudagımda kitLenen ismini yazıyorum sonsuz yoLLara, rüyaLarımıda verdim diLenci cocukLara ..
Nedense günes battıgında geLiyorsun akLıma, gözyasLarım degiL yokLugun dokunuyor canıma, gün dogmuyor karanLıgıma döküLüyor yavas yavas umutLarım, bedenimi satıLık bıraktım can pazarında, Herseyimi kaybettim zaten varsın yokLugunda yazıLsın aLnıma ..
Nedense mutLu bir cift gördügümde düsüyorsun gözLerime, Önümdeki beyaz sayfaya o kadar güzeL seyLer yazmak istiyorum ki, ama yoksun yazdıgım hersey siyah, mutLuyum keLimesini coktan unuttum anLamını biLe biLmiyorum artık, dert etme senin yerine ask mahkemesinde de ben oLurum sanık, geLsende geLmesende faydası yok, Ben Sana DegiL YokLuguna Asıgım Artık ...

Hasret
01-30-2009, 01:07
http://img462.imageshack.us/img462/7091/gozyasikf2.jpg

"Her şey güzel olacak" diyor içimden bir ses. "Her şey güzel olacak"...

İnanmak istiyorum. Her şey güzel olsun istiyorum. Her şey bitiyor.

Canımı yakanın ne olduğunu bilsem, uzaklaşsam ondan, ulaşamasa bana, yanmasa canım bu kadar. Çeksem gitsem, çok uzaklara gitsem, kendimden gitsem,kafamdakilerden gitsem, zorunluluklardan gitsem, sorumluluklardan gitsem, upuzun,sapsarı bir kumsalda sıcak kumların üzerinde yatsam. Uyusam, bir daha uyanmasam. İyi gelse gitmek bana. Her şey güzel olsa.


Bana bir şeyler anlat
Canım çok sıkılıyor
Bana bir şeyler anlat
İçim içimden geçiyor


Bir masal anlat bana. İçinde hiçbir şey olmasın. Sadece sessizlik olsun. Güzel renkler olsun. Huzur olsun. Gözlerimi kapatıp hayal kurayım ben de. İçinde hiçbir şeyin olmadığı bir hayal. Mutlu olayım. Güzel şeyleri çağrıştırsın sözlerin. Ne anlattığının önemi yok. Bana bir masal anlatsan. Sadece sussam. İyi gelse susmak bana. Her şey güzel olsa.


Yanımdasın susuyorsun
Susuyor konuşmuyorsun
Bakıyor görmüyorsun
Dokunsan donacağım
İçimde intihar korkusu var


Gözlerimi kapatsam, sussam, sussam, ağlasam. Silinse her şey. Herkes gitse. Gerçekler bitse. Sadece bembeyaz bir gün kalsa bana. Bomboş bembeyaz bir gün kalsa. Bomboş otursam ben de. Konuşmadan. Dinlemeden. Görmeden. Sıkıldığım ne varsa silince düşüncelerimden. Her şey geçse. Geçmek iyi gelse bana. Her şey güzel olsa.


Depremler oluyor beynimde
Dışarıda siren sesi var
Her yanımda susmuş insanlar
İçimde ölen biri var


Bir masal yaşat bana. Her şey geçecek de. Çok mutlu olacağız de. Sana acı çektiren ne varsa bulacağım hepsini de. İnandır beni. Her şeyin geçeceğine. Gideceğiz de. Gitmesek de. Güzel olacak her şey de.


Her şey bitse de.


http://img462.imageshack.us/img462/7091/gozyasikf2.jpg

Hasret
01-30-2009, 01:07
http://img477.imageshack.us/img477/1391/96398467tx2.jpg

Farklı masalların kahramanlarıyız seninle yanlısbır öyküde keşistı yollarımız zıtlıklar çekermısya bırbırını tek ortak yönümüz bu…!!!Sen hoyrat sevgılerın kahramanı ben suskunlukların delıce sevdaların kızıyım
Kayboluyorum senin dünyanda yalanlar,hesaplar,çıkarlar beni boguyor…!!Benım dunyamda sevgıler en saf halde yasanır,cıkarsız.rıyasızdır sevıyosan sevıyorsundur ötesı yokdur..!!!Sevdıgının bır bakısı bır gülüşü ugruna herseyden vazgeçilir…Ask dilde deıl yurekde yasanır
Sadece lafda senı sevıyorum denmez yuregınde ıcınde hıssedersın bu sözcügü iliklerıne kadar işler dedım ya kahramanım…Farklı masallarım kahramanıyız…

Canım acıyor…senin dunyanda kendım gibi deilim ait deilim senın dunyana…

YOKLUGUNA ALISMAM ZOR OLUCAK VARLIGINA ALISMAM ZOR OLDUGU GİBİ…

Ama gitmeliyim…gercek askların oldugu dıyarlara yoksa bogulucam!!!yoksa benlıgımı yıtiricem KOLAY OLMAYACAK AMA GİTMELİYİM…ELVADA dıyemıyorum sana …
MASALIMIZ bitdi kahramanım…Simdı kendı masallarımaza dönme vaktidir..Aıt oldugun dunyada yalam sevdalarla sahte ınsanlarla bas basa bırakıyorum senı..VE gıdıyorumm…!!!KENDI MASALIMA…!!!

http://img477.imageshack.us/img477/7259/69320395vv0.jpg

Hasret
01-30-2009, 01:08
http://img409.imageshack.us/img409/9752/grenyokuruhumubd6.jpg

Yüreğim kanıyor,neden bilmiyorum
ama ruhuma anlam veremiyorum! beni benden alıp gidiyor uzaklara
ne olduğunu gerçekten anlayamıyorum,içimdeki ben ben miyim?



kaybettim mi kendimi! Deliriyor muyum yokSa?
Ben önündeyim yanındayım ama ruhum sen bilmeden bir klüpte yada
karanlık sokaklarda. Kendi dilediği istediğini yapıyor, kendi istediğini
yaşıyor.





BeLki de benim yapamadıklarımı, yapıyor!
Bedenim hiç rahat ve huzurlu değil ama ruhum!
bir melodiyle,çalan bir müzikle kilometrelerce uzaklara
imkansızlıklara gidiyoR! kimseye hesap vermeden!
Kimseye birşey söylemeden!




Ruhumu özgür bıraktım, gören varmın? bilen varmı? nerde ne yapıyor!
Belki her zman seni sizi şaşırtan gülücüklerimin , hayata direnişimin
hiç birşeye aldırmayışımın sebebi BUDUR! uzakları yakın yapan,
görmeyeni gören, bilmeyeni asla bilinmeyeni bilen




BU KOCAMAN RUHUM nerde gören varmı?



İçimde bir yerlerde partiler veriliyor,çılgın asla bitmeyen partiler
Ama ben burdaym, oturuyorum düşünüyorum okula gidip geliyorum!
Eğlenmiyorum, eğlenmekte istemiyorum!




Ruhumu gören varmı gerçekten!

Hasret
01-30-2009, 01:09
http://img256.imageshack.us/img256/5411/115217522568jc9.jpg

Anılar biriktikçe sisleniyor aşklarda
Yitiriliyor serüven duygusu ki o zaman
Şeytanımı koluma takıp gitmeliyim
Yeni bir cehennem kurmalıyım kendime
Hep kendini yineliyorken sesler, kokular
Gittikçe birbirine benziyorken dünle bugün
Ölümsüz olmak kadar ürkünç birşey
Bu dünyaya alışmak duygusu

Sonsuza kadar sonsuzluğa asılı kalmak
Tanrılara ödül, insanoğluna cezaysa
Kalbim, bağışlanmayacak birşey yap
Katlanma kendine ve bu dünyaya

Kalbim, ödünç say sana ayrılan ne varsa
Geri vermiştin dinini
Dilini de unut artık
Aztektin yahut Kürt, hüznünse Kızılderili
Geri ver ne kalmışsa sende, umutların dahil
Hiçlik, o sezdiren keder
Buydu senin payın
Duyumsa sülfürün yarışını
Seni vur, seni bekleme, seni tarihsiz kıl
Bir kartala parçalat seni kayalara zincirleyerek
Kurbanla kurban eden bilinmiyor tarihe bakarsan
Bir efsaneydi yaşamak, sen de bilmiyorsun bunu
Medyumdu kimya, bir senfoninin diliydi belki
Yeni cehennemler kurmuştuk bilinebilir şeylerden
Sözünü tut artık, seni tarihsiz kıl
Ve katlanma bu dünyaya ey kalbim

Hasret
01-30-2009, 01:09
***aŞkıN ayrıLık haLi***

http://img63.imageshack.us/img63/3415/askbelki0100sy.jpg

Ayrılığın
hiçbir acıya benzemeyen,tarifi olmayan
derin sancılar yaratan bir his ve
dibe vurmuşluğun anlamı olduğunu
Aşkıma ayrılığın gölgesi vurduğunda anladım!

Herşey yolunda giderken
Mutluluğu ifade etmenin farklı yollarını aramaz kimse
gerek duymaz sadece doyasıya yaşamak ister
mutluluğunu..

Kalbine saplandığında ayrılık hançeri
o acıyı ifade etmek için
adeta saldırır sözcüklere...
Uzun uzun cümleler kurar
yüreğini parçalayan,iliklerine kadar işlenmiş olan acısından
azda olsa kutulmak için.
Fakat bilmezki
içini dökmeye acısını hafifletmeye çalıştıkça
Bir kaynaktan çıkar gibi sevgiyle karışık nefreti çağlar içinde...
Sarar tüm benliğini...

Soranlara ''unuttum'' derken,kalbi haykırır aslında
''Ne unutması! Gün geçtikçe bağlanıyorsun,özlüyorsun
yokluğunun acısıyla başedemez hale geliyorsun'' diye...

''Sevmiyorum'' der,sürekli tekrarlarsın kendine
gönlünle kavga edersin,isyanlara sarılır kalbini avutursun
yastığınla paylaşırsın yalnızca yaşlarını...

Kalbinden habersiz gizlice düşünmeye kalkarsında
sarsılırsın yüreğinin sızısıyla...

Düşüncelerin arasında ''düşünmeli miyim?'' diye düşündüğün
tek düşüncedir...


Düşlerinin kahramanı yitip gitmiştir...

işte AŞK böylesine yücedir...
AŞKı her yüreğin yaşaması gerekir...


http://www.tatliaskim.com/images/smiles/EKLER.gif

Hasret
01-30-2009, 01:09
Sana bişey olursa eğer..
Hangi küfür eksik kalır dilimden, sana dokunan haine..Seni benden çalan ömür hırsızına... Hayatımın en büyük vurgunudur yokluğun...
Sana dair ne varsa köküne çakılmış, sinsice atılmış bir kıvılcımdır 2mm. lik bir demir...Buz gibiliğinin inadına çıkarıyor içlerde bu tüketen yangınları...Tüketmeden sönmeyen bu alevleri...
Kendi gibi soğukluğa sürüklüyor, yaka-paça tüm içini sevgiyle ısıtanların yüreklerini...Oradan çaldığı alevi satıyor sevdiklerinin içine...ve sevgin ısıtmıyor artık, kül ediyor zihnimi yüreğimi darmadağın...


Sana bişey olursa eğer...
Hangisidir sen olmadan da kurulabilen hikaye...Dilbilgisi dilimin eksikliğini giderebilir mi?..
Kurduğum hangi cümledir öksüzlüğü sızlatmasın tüm kelimelerinin vurgularını...
Nereye kaçışır durur bu umudun habercisi kelimeler, gülüşen kelimeler nerde kaybolmuştur...Hangi dağın ardında vurulmuştur beklediğim sevinçler...


Sana bişey olursa eğer...
Hangi cinnettir, gelipte aklımı kaçırmayan...Kaçırıpta kaybetmeyen...Savurup benliğimi ordan oraya, kıymetsizce dağıtan...Sonrada değmemiş gibi eli bu parçalığa, sessizce uzaklaşan...



Sana bişey olursa eğer..
Hangi rüzgarda durabilirim ayakta dimdik..
Düşürmez mi bir bahar esintisi bile beni yerlere...Sürgün etmez mi beni olmadığın yerlere...Karıştırmaz mı toprak yanımı arzın toprağına...
Üstümü başımı bulamaz mı sensizliğe, topraktan daha beter...



Sana bişey olursa eğer..
Hangi semtidir ikame edebileceğim bu kentin...İçinde sen olmadan, hayalin olmadan gülebileceğim yeri neresidir...Huzuru saklayan köşesi neresindedir hiç belli etmeden bana...
Yedi tepesinin hanginden baksam gösterir seni bana sınırsız...
Hangi yolu çıkar sana, labirentlerinde dolanmadan, hüznü depolayan arka sokaklarına sapmadan...



Sana bişey olursa eğer..
.....


Sana hiç bişey olmasın nolur..
Dokunmasın istiyorsan bana acın, solmasın istiyorsan yüzümdeki tebessüm,

kendine iyi bak..

http://img411.imageshack.us/img411/7724/20vfox9.jpg

Hasret
01-30-2009, 01:10
http://www.turkboard.com/album/albums/userpics/42659/36756_kanm_kaynad_1.jpg


Gözlerine Bakmak Yada Elini Tutmak İmkansızdı Sanki...
Bir Tebesümünle Bile Enkaz Olan Yüreğim,Yerinden Çıkıp Sana Gitmek İstiyor..