Hasret
01-28-2009, 03:11
Ölüm gibi bir sevda yoktur!
Ben, seni mavi kadar işledim yüreğime. Yüreğimin sen bakışını verirken dalgalara , sen çığlıklarım yankılandı, martı sesleriyle... Ben seni, bulutlardan bana çarpan o yıldırım kadar aldım yüreğime. Son fırtına geçerken tenimden, sen, diye durdum. Tüm hüzünlerim sol yanımda...
Ölüm gibi bir sevda yoktur!
Ve yoktur, sen kadar sevebilecek bir yürek biliyorum. Gözlerimdeki deniz tuzu... Sen kadar bir gülümseme takınıyoum, yüzümün çocuk yanına. Yanaklarımda kuruyan tuzları alıp, yüreğimdeki yarlara bastırıyorum. Sen acıyorum.
Uzun yıllardır aynadaki kendime bakmadım. Sen olacaksın gözlerimde, diye korktum. Uzun yıllardır saçlarımı uzatmadım. Sen gibi bir lodosun saçlarıma dokunmasıyla, senli bir rüyaya uyanmaktan korktum. Ve korktum, Elini omuzuma koyup, yaktığımız gemilerimize baktığımız o resimden...
Sen gibi konuşurken ellerim, sen kadar sus olmayı mavisine alamadı yürek yorgunluğum.
Ölüm gibi bir sevda yoktur!
Ve yoktur, sen gibi yüreğini okyanuslara atabilecek bir sevdalı, biliyorum. Bulutlara çizdiğim senli yüzlerin alnına, bir kırışık daha çizerken... Ah şu yüreğimde kanayan... Sen olup izliyorum, mavi bir denizi. Güneş göğün mavisin kantıp gidiyor, canı yanıyor göğün. Senin yüreğini kanattığım kadar kanatmıyorum ben o maviliği... Sen kanıyosun... Ben acıyorum...
Ölüm gibi bir sevda yoktur!
Ve yoktur, Üç nefeslik ömrünün üçünü de sevda için harcayacak , biliyorum.Senli bir şiir okuyor gece... Ben, sen yalnızlığı yaşamaktan yoruluyorum. Sil baştan oyunlar oynamaktan, ezberimde kalmayan bir perdenin repliklerinde boğulmaktan ve sen gibi gülümsemekten... yoruluyorum.
Aklımda senden kalan, beş kelime, yirmiiki harf. Aklımda senden kalan, ben kanamalı, sen yürekli bir sevda...
Bir hiç'likte sevda olmakta dururken sol yanımda... Ve hiç yaşamamış, hiç ölmemiş, hiç sevmemiş bir adamı da taşıyabiliyormuş yüreksizliğim, en sol yanında...
Beş para etmez yüreğim, beş para etmez bedenime eş değer olurken, hiç' bir şeyden habersiz sokaklarda çığlık oluyor gölgem.
Ölüm gibi bir sevda yoktur!
Ben, seni mavi kadar işledim yüreğime. Yüreğimin sen bakışını verirken dalgalara , sen çığlıklarım yankılandı, martı sesleriyle... Ben seni, bulutlardan bana çarpan o yıldırım kadar aldım yüreğime. Son fırtına geçerken tenimden, sen, diye durdum. Tüm hüzünlerim sol yanımda...
Ölüm gibi bir sevda yoktur!
Ve yoktur, sen kadar sevebilecek bir yürek biliyorum. Gözlerimdeki deniz tuzu... Sen kadar bir gülümseme takınıyoum, yüzümün çocuk yanına. Yanaklarımda kuruyan tuzları alıp, yüreğimdeki yarlara bastırıyorum. Sen acıyorum.
Uzun yıllardır aynadaki kendime bakmadım. Sen olacaksın gözlerimde, diye korktum. Uzun yıllardır saçlarımı uzatmadım. Sen gibi bir lodosun saçlarıma dokunmasıyla, senli bir rüyaya uyanmaktan korktum. Ve korktum, Elini omuzuma koyup, yaktığımız gemilerimize baktığımız o resimden...
Sen gibi konuşurken ellerim, sen kadar sus olmayı mavisine alamadı yürek yorgunluğum.
Ölüm gibi bir sevda yoktur!
Ve yoktur, sen gibi yüreğini okyanuslara atabilecek bir sevdalı, biliyorum. Bulutlara çizdiğim senli yüzlerin alnına, bir kırışık daha çizerken... Ah şu yüreğimde kanayan... Sen olup izliyorum, mavi bir denizi. Güneş göğün mavisin kantıp gidiyor, canı yanıyor göğün. Senin yüreğini kanattığım kadar kanatmıyorum ben o maviliği... Sen kanıyosun... Ben acıyorum...
Ölüm gibi bir sevda yoktur!
Ve yoktur, Üç nefeslik ömrünün üçünü de sevda için harcayacak , biliyorum.Senli bir şiir okuyor gece... Ben, sen yalnızlığı yaşamaktan yoruluyorum. Sil baştan oyunlar oynamaktan, ezberimde kalmayan bir perdenin repliklerinde boğulmaktan ve sen gibi gülümsemekten... yoruluyorum.
Aklımda senden kalan, beş kelime, yirmiiki harf. Aklımda senden kalan, ben kanamalı, sen yürekli bir sevda...
Bir hiç'likte sevda olmakta dururken sol yanımda... Ve hiç yaşamamış, hiç ölmemiş, hiç sevmemiş bir adamı da taşıyabiliyormuş yüreksizliğim, en sol yanında...
Beş para etmez yüreğim, beş para etmez bedenime eş değer olurken, hiç' bir şeyden habersiz sokaklarda çığlık oluyor gölgem.
Ölüm gibi bir sevda yoktur!