PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Cümlenin Öğeleri


Hasret
01-27-2009, 04:05
NESNE
Öznenin yaptığı işten doğrudan etkilenen öğeye nesne denir. Nesne fille deki işi üzerine taşır, nesneye düz tümleç de denir.

Örnek: Müdür Bey gazete okuyordu.
N Y
Kadın, bütün parasını kaybetmişti.
N Y

Nesne görevindeki sözcükler cümlede iki durumda bulunur.
Yalın halde: Belirtisiz nesne
İsmin –i halinde belirtili nesneİsimler, zamirler, isimleşmiş sıfatlar cümlede nesne görevinde kullanılabilir. Ayrıca isim tamlaması veya diğer bazı sözcük grupları nesne olarak kullanılabilir. Cümle öznesi bulunduktan sonra yükleme özneyle birlikte “ne?”, “neyi?”, “kimi?”, sorularıyla belirtili nesne bulunur.
Örnekler: Ayıkla pirincin taşını.
Y B.li N
İyilik eden, iyilik bulur.
B.siz N Y
Çocuklar tatlı sever.
B.siz N. Y
DOLAYLI TÜMLEÇ


-e –de –den hal eklerini alarak yüklemin anlamını değiştiren çeşitli yönlerden tamamlayan sözlere denir. Dolaylı tümleç görevinde olan sözcükler mutlaka –e –de –den halinde bulunur. Fakat –e –de –den halinde olan her sözcük dolaylı tümleç olmayabilir. Dolaylı tümleçte genellikle bir yere yönelme bir yerde bulunma, bir yerden çıkma yada uzaklaşma anlamları bulunur.

Örnek: Tren kalkıverince paket elimde kaldı.
Kuşlar uzak ülkelerden gelirler.
Biraz önce evden çıkmıştı.
Çocukları kime bırakmışlar.
Dolaylı tümleci bulmak için yükleme nerede, nereye, nereden, kime, kimde, kimden, neye, neden soruları sorulur.

Örnek: Bir kızıl renk ile vurmuştu alevler duvara.
Nereye?
Bunları babana sormalısın?
Kime?
O kitapları Suat Bey’de bulursunuz.
Kimde?
Her sabah bu durakta bekler.
Nerede?
Bu yolculuk İzmir’den başladı.
Nerende?
“Gürültüden uyanamadı.” Cümlesinde “gürültüden” sözcüğü “neden, sebep” bildirir, dolaylı tümleç değildir. Her –e –de –den hal ekini alan sözcüğün dolaylı tümleç olmadığını hatırlayalım.

Örnek: Onlar sonradan geldiler.
Zarf T.
Misafirleri ayakta karşıladılar.
Zarf T.
ZARF TÜMLECİ


Yüklemi yer, yön, zaman, durum, miktar ve soru yönünden tamamlayan sözcüklerdir.
Akşama kadar nasılçalışmışlardı?
Dün kendilerine istifamı bildirdim.
Az önce aşağı inmişti.
Zarf tümlecini bulmak için yükleme nasıl, ne kadar, nereye, ne zaman soruları sorulur.
Sağa sola bakamadan içeri girdi.
Nasıl nereye
İçeridekileri saygıyla selamladı.
Nasıl
EDAT TÜMLECİ


Yüklemi neden(sebep), vasıta, araç, birliktelik yönüyle tamamlayan öğedir.
Hastayı taksiyle getirdiler.
Yağmur yağdığı için sular akacakmış.
Yeni bir yazıyla düşüncelerinizi açıklar mısınız?
Edat tümlecini bulmak için kiminle, ne ile, niçin soruları sorulur.
Biz akşam treniyle geliriz.
Ne ile
Raşit’ i Hüseyin’le gördüm.
Kiminle
Edat tümleçleri ile (-le –la) ve için edatlarıyla birleşen sözcük grupları ile oluşturulur. Fakat ile edatı ile birliktelik bildirirse edat tümleci olur. Edat tümlecinin “neden, sebep, vasıta, birliktelik” yönüyle yüklemi tamamlamasına bakılır. “ile” edatı kullanıldığı her yerde edat tümleci oluşturmaz. Cümlenin öğelerinin bulunması sırasında bir takım kurallara dikkat edilmelidir.
Öğeler bulunurken önce yüklem, sonra özne daha sonrada diğer öğeler bulunmalıdır.
Sorular yükleme sorulup alınan cevaplar yüklemle birlikte okumalıdır. Öğe doğru bulunmuşsa bu okuyuşta düzgün cümleler ortaya çıkar.
Öğeler bulunurken tamlamalar (tamlayanla tamlanan) sözcük grupları bölünmez.
ARA SÖZ, ARA CÜMLE


Yardımcı bir açıklama öğesi olarak cümlenin içine giren ve çıkarılması cümlenin anlamında eksikliğe yol açamayan sözlere ara söz denir.
Arka sıradakilerin biri gözlüklü olanı bu soruyu sormuştu.
Dün Ali amcalara eski komşumuza gittik.
Ara söz iki virgül arasında yada iki çizgi arasında gösterilir. Ara söz cümlede herhangi bir açıklayıcısı olabilir veya açıkladığı öğe aynı görevi yüklenir. Ayrıca ara söz cümlenin herhangi bir öğesi olmaksızın da kullanılabilir.
Kardeşi, en küçük olanı, olanları bir bir anlatmıştı.
(Ara söz özneyi açıklar)
Doğup büyüdüğü yeri memleketini çok özlemişti.
(Ara söz nesneyi açıklar)
Yaz tatilinde fırsat bulursam, İzmir’e çocukluğumun geçtiği şehre gideceğim.
(Ara söz dolaylı tümleci açıklıyor)
Ara söz cümlenin herhangi bir öğesi olmayabilir.
Bu iş yarın biteceğine – pek sanmam ya – söylüyor.
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz.
Ara söz çıkarıldığında cümlenin anlamında eksiklik olmaz. Ara sözü çıkararak okuduğumuzda cümlede bir eksiklik olmuyorsa çıkardığımız kısmın ara söz olduğunu anlarız.

VURGU


Konuşma ve okuma sırasında bir hece yada sözcüğün diğerlerinden daha baskın söylenmesine vurgu denir. Vurgu söze duygu veya anlam değeri katar. Anlaşılmayı kolaylaştırır. Dinleyenin dikkatini uyanık tutar. Türkçe’de vurgu sözcük vurgusu, cümle vurgusu, şiddet vurgusu ve mısra vurgusu gibi çeşitlere ayrılır.

Cümle Vurgusu

Cümlede anlamca en önemli ve özellikle belirtilmek istenen vurgu ile belirtilir. Cümlenin en önemli temel öğesi yüklemdir. Kurallı cümlede vurgulu söylenmek istenen(özellikle belirtilmek istenen) sözcük veya öğe yükleme yaklaştırılır. Yani kurallı cümlede vurgu yüklemden önceki sözcüktedir, öğededir.
Yarın sizi dershanede Altan bekleyecek.
(Özne vurgulu söylenmiştir)
Altan dershanede yarın sizi bekleyecek.
(Nesne vurgulu söylenmiştir)
Kurallı cümlede vurgunun yüklemden önceki sözcük veya öğede bulunduğunu belirttik. “mı, mi” soru ekleriyle kurulan soru cümlelerinde ise vurgu soru ekinden önceki soru ekinin bağlı olduğu sözcükte veya öğededir.
Dün sizi otobüste Hasan mı görmüş?
Hasan dün sizi otobüste mi görmüş?
Hasan dün otobüste sizi mi görmüş?
Hasan otobüste sizi dün mü görmüş?
Dün otobüste Hasan sizi görmüş mü?

Not: Soru sözcükleriyle kurulan soru cümlelerinde vurgu cümlede soru anlamını sağlayan sözcüklerdir.
Ahmet dün bu çiçekleri size getirdi.
Bu çiçekleri size kim getirdi?
Ahmet size bu çiçekleri ne zaman getiri?
Ahmet size dün neyi getirdi?
Ahmet dün bu çiçekleri kime getirdi?

Not: “de” bağlacı cümlede vurguyu bağlı olduğu sözcüğü öğeye taşır.
Ahmet’in buraya geldiğini Hakan’da söyledi.
Biz geçen yıl bu kitabı okuduk.