PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Che______


_che_
01-26-2009, 18:57
Vazgeçen korkaktır

oysa ben karanlıkta yalnız başıma oturabiliyorum

hemde tüm tıkırtılara rağmen

o arada cinler gelsede aklıma


....

teslimlerdeyim
Güne senin öpüşün yerine
senin ateşinle yanan
bir kuru sigara ile başlayacağım
gelgit günlerime yeni sayfalar dolduracağım
işte teslimlerdeyim
açılan kapılar yok ki
kapanan tabutları saymazsak

....

apış arasında mıhlanmış sevdam
sonlanmayan günlerinin gecelerinin
boşa geçen sigara molalarının
vites atmalaırının ve boş ofislerde ağlamalarının
tam ortasına düşecek bir hüzün

anlam yada değil
imge yada iç geçirme
sıkısıkıya kapalı ağızlarının dudak arasında b,ir kuru sessizliğe muhtaç
yapayalnız bir hüzün

sen göremeden göçenler için gözyaşı
çarmıh ortasına çivilenmiş meryem
apış arasında mıhlanmış sevdam

.....

Kendi kopuk başlarımız
korkunca koşuyorduk
çağırmadan tanrıyı ve melekleri
mutluyduk
bu sürek avında
avlanan avcı
biz her iki anlamda
bırakınd abaşını vuralım
yalnzılığın ayrılığın
kendi kopuk başlarımızla

....

dudaklarına adımı kazıyan bir palyaço
artık kukla olmuştuk iplerimiz haça bağlı
komik ve parmaksız tanrılardı onlar
uzviyetleri akılla sınırlı
biz buluttuk biçimimizi bilmeden kul
içimizi ayırmadan tek
biz
iki şehir arası ve uçtaki şehrin sonunda
bir kadın bekliyordu beni
görmediğim dudaklarına adımı kazıyan
kaza bahaneydi korkudan titredim makinist durduğunda
ses çıkartmadan çıktık geceden geriye baktım
bir sürü palyaço elbisesi yatıyor raylarda
çıplaktım
kadına bunları anlatamadım
çünkü oda çıplaktı

....


kırılmış dudaklarını atıyordu ağzıma
kralın şarabından
içerek getiriyordu acıyı
kanı ve geceyi
bırakıyordu kollarımı ki
tadı hala ekşi limon
dilime dikey
br kaşıkla
açöıyordu dişlerimi
ve kırılmış dudaklarını atıyordu ağzıma
altın kabına
alıyordu damağımı
şimdi yüzsüz ve sıcak
yerde
etlerinden soyundu bir anda
çıplak
kırmızı olabildiğince derisini sıyıyrarak başlıyordu
dansa
yalkın bir meleğin
dönüşü gibi dolaylı gökyüzünde
sarı ve mavi akasyalara
benziyorve yaz günü açan
elime yapışık elini
duvara bırakıyordu her çarpışında
akşama ve yazgıya
acıyan gözlerini
kesiyordu neşterle

akıp geliyordu o beyaz suyla
birlikte
güğbeşi unuyordu yavaşça
bir geminin yelkenine benziyordu o
yırtık ve rtüzgarlı
delik deşik bağırıyordu
korkutucu sesiyle
anlaşılmaz güllerini
bir limana yok oluyordu
sonsuza yakınsak
ve biz ona ıraksıyorduk
her dönüşünde biraz eksik
ve büyük yalnızlıklarla
acılı
böyle bitmez bu
böyle yürümez
herseferind ekaybetmemeliyiz
o'nu ve iççekişlerimizi

....

etinve ruhun çatışık beraberliğinde
bir cesedin gözlerine bakarken buluyordum seni
gözbebeğine vuran
günışığı gibiydin
ıslak ve içten yansımalı
mendillerle doldurmak istiyordum
seni kirpiklerime gömmek en kartanlık anlamda
kıvır kıvır saçlarını bir tutuyordum
bir bırakıyordum
al kan rengine boyalı
ardından
etinve ruhun çatışık beraberliğinde
buluyordum seni
en çok seni böyle kaybetmek
korkutuyordu
ince ve düz

....
kazanan sen ol seni kaybettiğine üzülmeyende ben
sanada elbet düşecek bir tecavüz
birkaç tepeleme akıl kaybı
arada kalan ayraçları doğum ölüm tarihine
başlayacağım şahadet şerbeti dökülecek üzerine
kaynak metinler çok eşli sevişmeler göstergeler işaretler
oku !!!!!!!
sana aklı bahşeden modernizm in adıyla
saaedetin kimyasında boğulmak
ah varmıdır bu şekilde bir cenaze
mansur orada olacak üzgün
decartes weber perec tüm dadacılar
ama sen ölmeden önce bir kelimei şahadet getirebildiğinde
bende anlamış olacağım
içini
dışını
kazanan sen ol
seni
kaybettiğine üzülmeyen de ben

....

göğüslerini aç ve bırak sütünü uçlarından tarlama
seni toplamak için kopartmak gerek
tüm evreni olduğu yerden
kalan boşlukta ne varsa senin
tüller ötesi düşler arası ve kovuk dışı
sana bana ait hepsi
bacaklaırmın üzerine koy başını
sağlam ve düzgün tonunla
gözlerime bak!!!!!!!!
bütün çağyayanlarınla gel
bütün çığırtkanlıklarınla
göğüslerini aç ve bırak sütünü uçlarından tarlama

....




tüneyeceğiz ençirkin akbabalarla dolu yalnızlıklarımıza
sessizliğe kanat açacaksın
bu oda misk kokuyor
geçir kefeni sırtına
yunan bir zamana bakarken gözlerin
tüneyeceğiz ençirkin akbabalarla dolu yalnızlıklarımıza
az sonra yıldız kayacak
yaşamayı dile

...........

elimin kırmaya korktuğu camdan yürekler
yola çıkışlardan enzoruydu
bir yandan pencereden yanağıma dokunan
sesimi bir türlü yetiştiremediğim
elimin kırmaya korktuğu camdan yürekler
gizleyenler gözlerinde tecessüsün yüzünü gördüklerim
ilerleyerek tükettiğim hüzünlerin içinden
arada bir vites yukarı yokuşta bir vites geri
sürükleniyordum sigara dumanına boğulan
koğuşlarda
her an'ı işliyordum irisime ısrarla yiten aşka inat
aşk'ı
yazılmamış
bir romanın deneme sayfaları gibi tereddütlü


.....

fiske gücüyle harlı kadınlar
eldeki kalem sapık
kağıtta masum değil
katran kırmızı
kan değil revan değil
aksa bir türlü
şerbet değil
vıcık vıcık kelimelerse
meram değil

tutup vurulsa aşka
kalp değil kalpsiz değil
mehtaba çıks aakşam
kadın kadın değil adamsa adam
onlara kin gütmekte
cinayet değil


sevdik çektik geriye ne kaldı
fiske gücüyle harlı kadınlar


....
yüzünü değdirdiğin her aynada asılmış bir suratım var
eskitilmiş acılar arasında bir kadın
yüzü düşerken yere
düşerken aldanışlara
takınmış
bir boşunalık bir hiçlik
üstünde
biten giden bir aşktan kalan son ceset
üşüşmüşler üstüne
salyaları akan sahipsiz köpekler
toplanmışlar başına
bir et de bize düşer hesabında
yüzünü değdirdiğin her aynada
göğüslerin süt toplarken
asılmış bir suratım var


....

bir zarfı acıyla pullayıp kış gibi derinden giderim
İnkarların altına sığınmış bir gerçek
dile gelmeden ölüyorsa
ölüyorsa içinde kalan son hücrem
ve biletimi kesiyorsa
ağrıların, sancıların
dünyanın kapısına bir çift terlik bırakarak
gitmemse isteğin
ömrünü çocuklarım giysin
bir zarfı acıyla pullayıp
kış gibi derinden giderim


...

düne korku
bugüne nefret
yarına sebep
olanlar
kan işesinler

....

fermuarımı açtım kapadım
büyük bir aşkı koca ...lü kadınlara
şerefin zerresini taşıyamayan takatsiz adamlara
ve yeşil gözlü kızlara küflü sokaklarda
hediye ettim
orasını burasını öptüler
çekiştirip kestiler
kırkiki beden bir hayatta
bir kaç gün seviştiler
ben gözlerimi döktüm önüme
durdum yağmur sesi için fermuarımı açtım
kapadım

....

evet bunu ben hep yapıyorum
hayatla bahse tutuşmak gibi kötü bir alışkanlığım var
ve berbat bir kumarbaz olduğumu söyleyebilirim
herşeyde bir delirticilik unsuru
akşamdada renk kalmadı zaten
saklambaçın ustası ay
limon tuz ve tekila bu gecenin son bekçisi
bir kırlangıç olsada anlatsam
odamdaki mevsimi
yuva kurulacak yanı yok
duvarda asılı düş kırıkları
bu sınırlar ihlal edilemez
yazıları
hiç mi hiç sarmıyor içimi grilik
sanki güneş sarı değil
soğuktur kanım
dışarıda bozulur
silahla kurşun olmak benimkisi
öl yada öldür
oysa cinayet mahalli olarak tek delil akşam bırakılıyor
kimin namına davransam suça
çektiğim silah alnıma doğruluyor
ömrümün tutanağını yazıyorum durmadan
buna hiçbir mahkemenin bakmayacağına bile bile
suç biliyorum sevmeyi
en çok severken söyleyecek birşey bulamıyorum
bu yüzden dokunamıyorum kelimelere
unutma
umutlar düş kırıklığıyla beslenir
rock, bir gitarın kargaşasında sessiz ölüm
şiirler, karşılıksız intihar
ve dolaştığı eti deler kan

MetinCeylan
01-26-2009, 19:09
cok güzeldi tesekkürler paylastıgın icin

DİGİMAX
01-26-2009, 19:28
çok uzun bazı yerlerini okuyabildim anca.anlamlı cümleler..

_che_
01-26-2009, 19:31
başka bir sitedeki paylaşımlarımdan seçtiklerimdi...ara ara eklerim kalanları...tşk ederim

_SoN_
01-26-2009, 19:34
düne korku
bugüne nefret
yarına sebep
olanlar
kan işesinler

inşallah bu sözleri hakedecek birşey yapmamışızıdır :) insan kötü oluyor .

Hasret
01-26-2009, 20:49
Güzel yazilar ama genelinde karamsarlik hakim...

Tskler...

tomqoliq
01-26-2009, 21:10
maşllah bayg yazmşsn :) şiirlrdn pk hşlnmam ama gsl tşk