PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Nevsehir...


Hasret
01-21-2009, 22:35
http://huseyinbilik.googlepages.com/nevsehir.gif/nevsehir-full.jpg

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 5.467 km²

Nüfus: 289.509 (1990)

İl Trafik No: 50


İLÇELER:


Nevşehir ilinin ilçeleri; Acıgöl, Avanos, Derinkuyu, Gülşehir, Hacıbektaş, Kozaklı ve Ürgüp'tür.


Gülşehir: Nevşehir'e 20 km. uzaklıktadır. Osmanlı Sadrazamı Karavezir Mehmet Seyyid Paşa'nın yaptırdığı külliye; cami, medrese ve çeşmeden oluşmaktadır. İlçedeki Aziz Jean Kilisesi ve Sivasa Gökçetoprak yeraltı şehri görülmeye değer yerlerdendir.


Kozaklı: Nevşehir' in yaklaşık 100 km kuzeyinde yer alan Kozaklı sağlık turizmi açısından önemli bir yere sahiptir. Kozaklı kaplıcaları, Batı Alman kaplıcaları Birliği sınıflamasına göre sodyumlu, kalsiyumlu, klorlu olup A ve C grubu şifalı sular grubuna girmektedir. Kozaklı kaplıcalarından iltihabı olmayan romatizmal hastalıkların, kireçlenmelerin, cilt hastalıklarının, kronik iltihaplı kadın hastalıklarının, damar sertliklerinin, mantar hastalıklarının tedavisinde başarılı sonuçlar alındığı gözlenmiştir.

Acıgöl: Aksaray-Nevşehir yolu üzerinde yer alan ve Nevşehir'e uzaklığı yaklaşık 20 km. olan Acıgöl'de tespit edilebilen en eski yerleşim M.Ö. VIII. yüzyıla aittir. Ağıllı köyü yakınlarındaki Topada Geç Hitit Dönemi'ne ait Hitit hiyeroglifi ile yazılmış kaya anıtında bölgenin siyasi durumu ve liderinin icraatları ile ilgili bilgiler yer almaktadır.

Derinkuyu: Nevşehir-Niğde karayolu üzerinde eski adı Melegobia olan Derinkuyu Nevşehir'e 29 km. uzaklıktadır. Akarsuyu ve gölü bulunmayan bu ilçenin içme suyu 60-70 m derinlikteki kuyulardan temin etmesinden dolayı "Derinkuyu" olarak adlandırılmıştır.İlçede 85 m derinliğinde bir yeraltı şehri bulunmaktadır. Bu yeraltı şehri, bir yeraltı şehrinde bulunan tüm özelliklere sahiptir.

Hasret
01-21-2009, 22:35
http://huseyinbilik.googlepages.com/27-nevsehir-b.jpg/27-nevsehir-b-full.jpg

COĞRAFYA

Nevşehir il alanı, Orta Anadolu'da, Erciyes, Melendiz ve Hasan dağları gibi eski yanardağların kül ve lavlarının birikmesiyle oluşmuş çok geniş bir plato üzerinde yer almaktadır. Bu platoyu, ülkenin en uzun akarsuyu olan Kızılırmak, doğu-batı doğrultusunda derinliğine oymuştur. Ayrıca bu alan, Kızılırmak nehrine kuzeyden ve güneyden karışan yan suların açtığı derin vadilerle de sık bir şekilde parçalanmıştır. İl merkezi, Kızılırmak platosu adıyla anılan bu geniş ve yüksek düzlüklerin batı yamaçlarında kurulmuştur.

Nevşehir, yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçen tipik karasal iklim özelliğine sahiptir.

Peribacalarının Oluşumu

Vadi yamaçlarından inen sel sularının ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla 'peribacası' adı verilen ilginç oluşumlar ortaya çıkmıştır. Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olmuştur. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır. Daha çok Ürgüp civarında bulunan şapkalı peribacaları konik gövdeli olup, tepe kısımlarında bir kaya bloku bulunmaktadır. Gövde tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan; şapka kısmı ise lahar ve ignimbrit gibi sert kayaçlardan oluşmaktadır. Yani şapkayı oluşturan kaya türü, gövdeyi oluşturan kaya topluluğuna oranla daha dayanıklıdır. Bu, peribacasının oluşumu için ilk koşuldur. Şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak peribacaları uzun veya kısa ömürlü olmaktadır.

Kapadokya bölgesinde erozyonun oluşturduğu diğer peribacası tipleri ise, konili, mantar biçimli, sütunlu ve sivri peribacalarıdır. Peribacaları en yoğun şekilde Ürgüp-Üçhisar-Avanos üçgeni arasında kalan vadilerde, Ürgüp-Şahinefendi arasındaki bölgede Nevşehir Çat kasabası civarında görülür. Peribacalarının dışında vadi yamaçlarında yağmur sularının oluşturduğu ilginç kıvrımlar bölgeye ayrı bir özellik katmaktadır. Bazı yamaçlarda görülen renk armonisi, lav tabakalarının ısı farkından dolayıdır. Bu oluşumlar Üçhisar, Çavuşin-Güllüdere, Göreme-Meskendir, Ortahisar -Kızılçukur ve Pancarlıkta görülür.

TARİHÇE

Tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanan ve tarih öncesi çağlardan beri bir çok yerleşmeye sahne olan kent tarihte Kapadokya Krallığı adıyla anılmıştır. Nevşehir'de Hititler, Persler, Makedonyalılar, Selevkoslar, Roma, Bizans, Selçuklu, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar hüküm sürmüştür.

Hasret
01-21-2009, 22:36
ürgüp

http://www.avanosevi.com/images/s/Urgup.jpg

Ürgüp Nevşehir'in 20 km. doğusunda olan Ürgüp ilçesi, Kapadokya'nın en önemli turizm merkezlerindendir. Çok sayıda isme sahip olan Ürgüp, Osiana, Hagios Prokopios, Başhisar, Burgut Kalesi gibi isimlerle anılmış, Cumhuriyetin ilk yıllarında bugünkü adını almıştır.
Ürgüp ve çevresindeki bilinen ilk yerleşim, antik adı Tomissos olan Damsa Çayı'nın doğusundaki Avla Dağı etekleridir. Roma dönemine ait kaya mezarları da önemli bir yer tutmaktadır. Bizans döneminde de önemli bir dini merkez olan Ürgüp, çevresinde bulunan yerleşim yerlerindeki ve vadilerdeki kilise ve manastırların piskoposluk merkezi durumundaydı.

2002 yılında, Ürgüp'ün Şahinefendi kasabasında yeni bir yerleşim merkezi bulunmuş ve kazı çalışmalarına başlanmıştır. Arkeolog Halis Yenipınar ve Murat Gülyaz denetiminde yapılan kazılarda, bir hamam ve tabanında mozaikler olan, rezidans/kilise ortaya çıkarılmıştır. Bu yapının içinde bulunan mezarlardan mumyalanmış ceset bulunmuştur. (Henüz yeni bir kazı çalışması olduğu için çok fazla bilgi elde edilememiştir. Bu itibarla, ben de bu kadar bilgiyle yetinmek istiyorum.)

11. yüzyılda Ürgüp, Selçukluların önemli kentleri olan Konya ve Niğde'ye giden yolların üzerinde önemli bir kale konumundadır. Bu döneme ait iki yapı kentin merkezindeki Altıkapılı ve Temenni Tepesi Türbeleridir. Bir anne ve kızına ait olan Altıkapılı Türbesi, adından da anlaşılacağı üzere, altı cepheli, her cephesinde kemerli pencere olup üstü açıktır. Temenni Tepesi'nde de, kime ait olduğu bilinmeyen iki türbe mevcuttur.

Ürgüp, Osmanlı döneminde de önemli bir kenttir. Şemsettin Sami 1888-1900 yıllarında yazdığı Kamus-ül Alam adlı kitabında Ürgüp'te 70 cami, 5 kilise ve 11 kütüphane olduğunu belirtir. Ancak, 1515 yılında Osmanlı topraklarına katılan Ürgüp, 18 yüzyılda Sadrazam Nevşehir'li Damat İbrahim Paşa'nın kadılık makamını Muşkara'ya (Nevşehir) taşıması sonucu eski önemini yitirir. Buna tepki gösteren Ürgüp halkının gönlünü almak isteyen Sadrazam, Ürgüp'ün içine künklerle (çamurdan pişirilerek yapılmış boru) su hattı döşetir.

Hasret
01-21-2009, 22:36
Göreme

http://fotografligezirehberi.com/d/2596-2/kapadokya_goreme_1.jpg?g2_GALLERYSID=b58b34fb71908 324777bed875ee2c6cf

Nevşehir'e 10 km. uzaklıktaki Göreme kasabası Nevşehir-Ürgüp-Avanos üçgeni arasındaki etrafı vadilerle çevrili bölgede yer alır. "Korama, Matiana, Maccan ve Avcılar" Göreme'nin eski adlarıdır. Göreme ile ilgili 6. yüzyıla ait bir belgede ilk olarak "Korama" adına rastlanılmıştır. Bu belgede, Hieron adındaki bir azizin 3. yüzyıl sonlarında Korama'da doğduğu, Malatya'da 30 arkadaşı ile birlikte şehit olduğu ve elinin kesilerek annesine, Korama'ya getirildiğinden bahsedilmektedir. Aziz Hieron'un, Göreme Açık Hava Müzesi'ndeki Tokalı Kilise'de bir freski bulunmaktadır.

Göreme ve çevresinin Roma döneminde Venessa (Avanos) halkı tarafından mezarlık olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Göreme'nin merkezindeki büyük peribacasının içine oyulmuş olan iki sütunlu Roma mezarı ile çevrede bulunan çok sayıda mezar bu görüşü ortaya çıkarmıştır.

Orta çağın başlarında, Hıristiyanlar için önemli bir dini merkez olan Göreme, 11 ve 13. yüzyılda bir başpiskoposluk merkezi durumundadır. Nitekim Göreme ve çevresinde çok sayıda dini yapılar mevcuttur. Ancak, bu yapıların yapılış tarihleri hakkında yeterli doküman bulunmamaktır. Bu itibarla tarihleme, yapının mimari özelliğine göre ve varsa fresklerine bakılarak yapılmaktadır.

Göreme Açık Hava Müzesi

http://www.diyemediklerim.com/nevsehir-t26073/images/statusicon/wol_error.gifBu resim yeniden boyutlandırılmıştır. Resmin tam halini görmek için buraya tıklayın. Asıl resim 640x480 boyutlarındadır.http://fotografligezirehberi.com/d/2590-2/kapadokya_goreme_acik_hava_muzesi_3.jpg

M.S. 2. yüzyılın sonlarında Kapadokya'da önemli sayıda Hıristiyan toplumu bulunmakta idi. Bu devirde önemli piskoposluk merkezi olarak Malatya ve Kayseri görülmektedir. Bunlardan Kayseri (Ceaserea), asırlar boyunca Hıristiyanların merkezi olarak önemini korumuştur. 4. yüzyılda Kayseri başpiskoposu olan Aziz Büyük Basilius'un Hıristiyanlık doktrininin düzenlenmesi ve yeni bir şekil verilmesinde büyük payı vardır. Nitekim, bu görüşler bugün bile, bir takım Hıristiyan toplumları ve Gregorian kiliseli Aziz Büyük Basilius'un izinden gitmektedirler. Kıtlık zamanında, tek parça ekmeği olan bir Hıristiyana, "o ekmeği ikiye bölüp yarısını karnı aç birisine vermesini ve kendisini Allah'ın himayesine bırakmasını" öğütlemiştir. Büyük Basilius çok kapalı, halktan soyutlanmış şekildeki manastır hayatı yerine halka yakın, halkla iç içe bir hayatı tercih etmiş; bu zihniyet sonucunda ise kardeşi Nyssa'lı Gregorius ile Nazianos'lu Gregorius'un da büyük çabalarıyla Kapadokya'da, yerleşim merkezlerine çok uzak olmayan manastırlar, kilise ve şapeller kurdurmuş; buralarda din adamlarının nezaretinde günlük ibadetlerin yapılmasını sağlamıştır. Kapadokya'daki din adamları, Büyük Basil'in döneminde, Mısır ve Suriye'deki gibi halktan ayrı, imtiyazlı hala sokulmamışlardır. İnzivaya çekilen keşişlerin dışında, diğer din adamları cemaatle ibadeti tercih etmişlerdir. Bu tür bir dini eğitim sistemi Göreme'de başlamış ve Soğanlı, Ihlara, Açıksaray gibi Hıristiyanlık merkezlerinde sürdürülmüştür.

Kapadokya kiliseleri, fresk adını verdiğimiz duvar resimleriyle ünlüdür. Bu resimler genelde iki aşamalıdır. Birincisinde resimler, doğrudan duvarın üzerine yapılmış ve kırmızı renkli aşı boyası kullanılmıştır. Bu tip resimler çeşitli bezeme, şekiller ve sembollerden oluşmaktadır. İkincisi ise, kaya duvarın üzerine alçı, kum, saman karışımı bir sıva yapılmış ve bu sıvanın üzerine, konuları İncil'den alınmış ve Hz. İsa'nın hayatını anlatan sahneler resmedilmiştir.