PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sarılık Hastalığı


DİGİMAX
12-07-2007, 12:49
Sarılık
Hepatit genel anlamda halk arasında sarılık olarak bilinir. Karaciğer harabiyeti yapan ciddi bir sağlık problemidir.

Hepatit A virüsü fekal ve oral yolla bulaşabilen bir hastalıktır. Kişiler arası temasla yada hastalık etkeni taşıyan dışkı ile kontamine olmuş sularla yada besinler ile bulaşır. Kontamine yani bulaşıma uğramış tüm sular, hastalığın yayılması için tehlike arz eder. Hepatit A Virüsü'nün göl suyunda 4 haftaya kadar yaşayabildiği bilinir. Hastalığın kuluçka dönemi 14-15 gündür. Hastalığın teşhisi kan testleri ile anlaşılır va hastalıktan kurtulmak 3 ayı bulur. Hastalık daha çok sağlık koşulları uygun olmayan ortamlarda yaşayan insanlarda görülür. Sağlık mensupları, gıda sektöründe çalışanlar, çocuklar, askerler, seyahat edenler, yuvada okuyan çocuklar risk altındadır ve aşılanmaları gereklidir.

Hastalığın belli bir tedavisi yoktur. Belirtiler soğuk algınlığı belirtileri ile aynıdır. Bulantı, ateş, ishal en net belirtilerdir. Sarılık, ilk olarak gözlerin beyazında sararmalar olarak gözükeblir. Sarılık hastalığı esnasında idrar rengi koyulaşır, dışkının rengi açılır. Hasta, doktor gözetiminde yatak tedavisi ve uygun ilaçlar ile tedavi edilir.

Safranın kana karışıp, bütün dokuları hatta göz aklarını bile sarıya boyaması ile ortaya çıkan bir hastalık belirtisidir. Tıp dilinde ikter denilen sarılığın üç çeşidi vardır. - Hemolitik sarılık Kandaki alyuvarların tahrip olması sonucu safra, kana karışır. Hastanın idrar rengi normal, büyük tuvaleti ise koyudur. - Hepatik sarılık : Bir virüsün neden olduğu karaciğer iltihabıdır. Karaciğer hücreleri şişer ve safra yolları tıkanır. Belirtileri, yavaş yavaş görülür. Hastada ateş, iştahsızlık, ishal ve kusma vardır. En çok görülen sarılık çeşidi budur. - Obstrüktif sarılık : Nedeni, safra kanallarının tıkanmış olmasıdır. Ortak belirtileri ise şunlardır. Hastalığın neden olduğu sarı renk, önce göz aklarında görülür. Sonra yüz, boyun, gövde, kol ve bacaklara kadar yayılır. İdrarın rengi sarı ile koyu kahverengi arasında değişir. Ciltte de kaşıntı vardır. Büyük abdest, kil renginde ve fena kokuludur. Tedavinin ilk şartı, yatak istirahatidir. Sıkı bir perhiz uygulanır.
Yenidoğan bebeklerde sarılık neden olur, bu durumda ne yapmak gerekir?
Sarılıkla en çok diyabetik annelerin bebeklerinde, yapay sancıyla doğmuş bebeklerde, kilo kaybının fazla olduğu bebeklerle en sık da erkek bebeklerde karşılaşılır. Henüz bir kaç günlük bebeklerde sarılık görülebilir ve bir iki hafta içinde de iyileşme gösterir. Ancak premature bebeklerde sarılıkla karşılaşılması diğerlerine oranla bir süre daha geç olur ve iyileşmesi de bununla birlikte daha uzun sürer.
İkter sarılık. Jaundice sarılık
kusmak
Midenin içindekilerini, elde olmayarak ağız yolu ile dışarı atmaya kusmak, kusulan şeye de kusmuk denir. Kusmanın bir çok nedeni vardır. Örneğin, zehirli, bozulmuş yiyecekler, içki, gastrit ve ülser gibi mide hastalıkları, bazı besinlere karşı hassasiyet, bazı ilaçlar, kanser, mide kanaması, mide fıtığı, sinirlenme, migren, araç tutması, zehirlenme, kansızlık, sarılık, tiroid hastalıkları, hamilelik ve çocuklarda kabakulak, bademcik veya bağırsak hastalıkları sırasında kusma görülür. Tedavinin ilk şartı, kusmanın nedenini belirlemektir. Tedavi nedene göre yapılır. Hasta kustuktan sonra, sırt üstü yatırılır. Birşey yedirilmez. Bir bardak buzlu su, yudum yudum içirilir.
karaciğer şişmesi
Herhangi bir karaciğer hastalığı sırasında, karaciğer hücrelerinin şişip, safra yollarını tıkanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıkktır. Tıp dilinde hepatit sarılık denir. Hastanın bütün dokuları, hatta gözlerinin akı bile sarıya boyanır. İdrarı esmerleşir. Deride kaşıntılar görülür.
safra kesesi iltihabı
Safra kesesi taşlarının neden olduğu bir çeşit iltihaplanmadır. Tıp dilinde kolesistit denir. İki çeşidi vardır. - Müzmin safra kesesi iltihabı Safra kesesi büzülür, gereği gibi çalışamaz hale gelir. Hastanın karnında, özellikle yemeklerden sonra gaz ve gerginlik vardır. Ayrıca; sağ taraftan başlayıp, kaburgaların altına kadar yayılan geçici bir ağrı ve sarılık nöbetleri de görülür. Tıp dilinde kronik kolestit denir. Bu hastalık genellikle 40 yaşını geçmiş şişman kadınlarda görülür. - Akut Safra Kesesi İltihabıBilhassa, safra yollarına yerleşmiş taşın neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde akut kolestit denir. Hastada karnın sağ üst kısmına gelen ani, şiddetli ve çabuk gelişen, sırta, hatta sağ omuzun ucuna kadar yayılan ağrı vardır. Ateş artar, kusma ve bulantı görülür. Her iki çeşit safra kesesi iltihabında da; vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Ameliyat gerekebilir.

Sarılık için Şifalı Bitkiler
lahana
Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır. Bağırsak kanserine karşı etkili. Lahana kanser hücrelerinin üremesini engelleyen kimyasal bir madde (isotiocyanates) içeriyor. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, haftada bir gün lahana yiyenlerin bağırsak kanseri olma riskleri üçte iki oranında azalıyor.
turp
Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer şişliğini indirir. sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. Romatizma, siyatik astım ve bronşite faydalıdır.
zeytin
Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. sarılıkta faydalıdır. Yaprak ve kabukları yüksek tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur.

HEPATİT (SARILIK)
Hepatit karaciğerin iltihabıdır.Hepatitlerin çoğu virüslere bağlı olmakla beraber ilaçlar,toksik maddeler,radyasyon,bağışıklık sistemindeki bozukluklar gibi farklı nedenlere bağlı olabilir
Halk arasında, viral hepatitle, sarılık karıştırılır ve her sarılık " viral hepatit" zannedilir. Halbuki sarılık bir hastalık değil belirtidir. Birçok hastalık, sarılık belirtilerine neden olabilir. Örneğin, ana safra kanallarında taş olması sarılığa neden olabilir. Ancak viral hepatit'le hiçbir ilgisi yoktur ve bulaşmaz. Yeni doğanlarda rastlanan sarılığı da hepimiz biliriz. Bu tür sarılığın da "viral hepatit"le bir ilgisi yoktur ve bulaşmaz..
Hepatite yol açan A,B,C,D,E virüsleri yanısıra daha az sıklıkta farklı virüslerde vardır. A ve E virusları dışkı ile atılırlar. A virusu ile oluşan bulaşıcı sarılıkta hastanın dışkısı, sarılığın ortaya çıkışından 2 hafta öncesi ile 1 hafta sonrası çok bulaşıcıdır. Bu viruslar ile oluşan hepatitler esas itibariyle, virus taşıyan dışkı ile kirlenmiş su ve besin maddelerinin (sebze ve meyvalar) ağızdan alınması sureti ile bulaşırlar. Virusla kirlenmiş yüzeylere temas etmiş ellerin ağıza değdirilmesi de kişisel bulaşmada ve virusun yayılmasında çok önemlidir. B ve C virusları ise, başlıca, kan yoluyla (kan ve kan ürünlerinin alınması, mikroplu enjektör ve iğnelerinin kullanılması, ortak jilet veya diş fırçası kullanımı, akupunktur, diş tedavisi---) ve cinsel ilişki suretiyle bulaşırlar. Hastalığın, bu virusları taşıyan anneden bebeğe geçişi de mümkündür.
En sık rastlanan belirtiler, halsizlik, iştahsızlık, mide bulantısı, karnın sağ üst kadranında ağrı, derinin ve gözakının sararması ve idrarın koyulaşmasıdır. Kısa süren ateş olabilir.Hastaların bazıları enfeksiyonu sararmadan halsizlik eklem ağrıları ve hafif ateş ile gripal enfeksiyon tarzında geçirirler.
A ve E hepatit enfeksiyonları tam şifa ile iyileşirken,B,C hepatitler ise kronikleşebilirler.Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde hepatit B hala önemli bir sorundur. Ülkemizde hepatit B oranı bölgelere göre değişmekle beraber % 10 civarındadır.Gelişmiş ülkeler de ise aşı sorunu çözüldüğü için bu oran çok azdır.Hepatit C nin aşısı henüz yok.Hepatit B ve C hastalarının bir kısmı kronikleşebilmekte ve siroz ,ileri dönemde karaciğer kanserine dönüşebilmektedir.Hepatit C nin toplumumuzdaki yaygınlığı çok düşüktür. bu nedenle C virusu hepatiti bireysel açıdan tehlikeli bir hastalık olmakla beraber toplumsal açıdan fazla tehlike arzetmiyor. C virusu hepatiti özellikle hemodiyaliz hastaları ve sık sık kan nakli yapılan hastalar için ciddi bir tehlike oluşturabilir