PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Gönül Zarfında SakLı Pulsuz MektuplaR..


Hasret
01-17-2009, 04:30
http://img223.imageshack.us/img223/6231/unutmarf5.jpg

Merhaba Kader'im..

Merhaba Güz Hazanının Hüzünlü Yanı..

Merhaba yüzbinlerce kelimenin tamamını tek bir kelime ile silebilecek kadar güçlü manalı kelime..
Bilemezsin sana duyduğum özlemin nasıl da bir gecenin doruk noktasında ızdıraba dönüştügünü ve bilecegini zannetmiyorum sana olan hasretin ölüm sebebim olacagını ve zannediyorum ki bilirsin ölmememin nedeninin bir gün gözlerine bakabilme umudu olduğunu...
An kalbime saplıyor paslı hanceri ve benim ellerim hiç titremediği kadar titriyor.Ben seni özlüyorum.Gözümün önünde bilmediğim hayalin.Bir rüzgar esiyor,dünya yerinden oynuyor,bir fırtına bir kıyamet almış başını gidiyor.Umrumda mı sanki yeryüzü ? Hayalin karşımda.Asilce bana bakmakta.Başın dik alnın ak..Ve azraile bile inat gülümsüyorsun..Oysa ben üşüyorum,ellerim titriyor..
Ağaçlar filizleniyor.Mevsimler evrime uğruyor.Bir yangının tam ortasındayım elimde tuttuğum yüregim bir kor ve erimekte,oysa ben sana uzatmak istemiştim...
Sen huzursun.Dünyamsın.Olabilecegin herşeysin.Bütün kaleleri fethettin,piyonlar düştü,muhafızlar esir,şah mat oldu...Ellerim ensemde kenetli,nefes dahi almıyorum.Öl desen ölürüm..Sen herşeyden önce ve herşeyden sonra ve şimdi ve sonsuza dek Kader'imsin...
Sen...
Sen...
Sen herşeysin...
Sen Umutların Filizlendiği Bozkırların sahibisin..
Fermansın.
Hükümsün.
Hükümdarsın.
Herşeysin.
Kainatta ki bütün canlıların mutlulugunu kıskanacak mutluluklara sahip olman dileği ile...

...

Hasret
01-17-2009, 04:32
sevgilim

Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..

Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor . Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde. Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim. Senin adınla başlıyor mevsimler, yıllar sen varsan içinde, geçerli...

Özlem bir yağmur gibi yağıyor üstüme. Damlalar yüreğime vuruyor. Gecenin karanlığında bir başınayım.Uykularım bölük pörçük. Bütün rüyalarımda sen.. gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor. Sonra bir rüzgar alıp seni, benden uzaklara götürüyor.

Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bir tanem, gözbebeğim.. Yüreğimden mühürlendim sana.. Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna.. Sevgilim hayatı sende buldum ben, tükenirsem sen tüketirsin beni.

Yoksun, gittin, tek başına koydun... Bu nasıl bir özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek.. yanıyorum..Yetti artık, yetiş n'olur dayanamıyorum.


http://www.antoloji.com/siir/media/33/www_antoloji_com_193133_146.JPG

Hasret
01-17-2009, 04:32
http://img523.imageshack.us/img523/8618/12as6.jpg

Yine bir renkte düştün aklıma…Biraz hercai, çokça maharetsiz fırçalanmış resmin yitmeye yüz tutmuş ışıklarının arasından çıkıp geldin bu güne. Ve yine…

Ormanın kuytularında, göze hiç bulaşmamış, üzerine değen ayakları olmamış, dalsız yaprağın yalnızlığına benzedin bir kez daha. Oysa bir tıkırtı dahi duyulmadı odaların dibinde…Sesin yokluğu seçmiş dost; öyle mi?…Bir başkaldırışı, bir inadı, bir terk edişi, yabansı suskularla bezemiş demek gönlün…Hiç saymadığımız, oluruna baş koymadığımız bir vazgeçişin durağında elini kaldırıyorsun demek “sen” denilemeyecek zamanlara…Olsun! Varsın, öyle olsun!


Yazdığımızı silmeyi, bir yerlerde, bir şeyler söylemeyi deneyip, yüzü gözü katran karalarına çevireli rahatın demini yudumlayamadık hiç…Biraz eksikle, çokça süssüz çıkıp dolanırdık ahalinin ortasında. İstediğimiz kadar “biz” olmadık mı, yalan düşüverirdi omuz başımızdan…


“Yaramızı sakla derininde! Yüreğin hangi buluta tutunursa tutunsun…kandıracağın bir benin olur , sadece “sen” olur yaşam nihayetinde…”

Bükülmüş kelimelerin kimseyi mutlu ettiği yok aslında…Ne söylenip durduğun zaman, ne o anlamı yoğuran ihanet önemli seni göz ucuyla süzen varsıllarca. Doyduğun tası devirebilmek tek maharetleri…Bize kalansa eklemek kendimize o biçare hüzünleri...Unutma! Kaldırıp atamayacağımız gerçekliğin acısına sevdalanmak suç değil bu gün…


Bir unutuş olamaz dün dediğin…Dilsizliğin canını öfkeye boğduğu , kekremsi ayrılıkların teninden lime lime koparıldığı ve bir çığlığı bastıramadan diğerine kapıları araladığın güncelerden kesip çıkaramam dost ben seni…Uzakların, yakınların… Hepsiyle dolandın içimde; ve kalakaldın öylece ben de…


Yüreksiz ve bezgin insanlardan aldırışsız uzaklaşmanın kutlanacağı bir şehrin tepeliğinde, yanıma düşecek rengini sevinçle karşılayacağım güne kadar iyi bak kendine…

Ve bir cesaret iliştirir son kez olsun,
yıkmaya yeltendiğin tüm imgelerin üzerine…

Hasret
01-17-2009, 04:33
ölü sözcükler topluyorum ölü sözcükler
yarıda kalmış sevdaların kıyısından
Doğadan toprağa verilir gibi senin bilmediğin ve hiç söylenmemiş
Dudaklarımdan çıkmadan rüzgarlara kapılan

Rüzgarlar, kimsesizliğimi dal gibi titreten
her gece vakti hüzünlü gözlerde yaşlar tükenmeden
kabuk bağlamış yaralara dokunan
ve her esişte küller arasından yeni yangınlar çıkaran

Yangınlar ki yüreğimin tam ortasından
her sözcüğün bir kıvılcım olup yalımları duvara vuran

Duvarlarda titrek ışıkların gölgelediği geçmiş zamanlara takılı fotoğraflar
ve anılar renkleri silinmiş
ve şiirler nikotin sarısı tütün kokan parmakların ucundan
şiirler ki her harfi yürekten
her harfi sessiz çığlıklar içinde feryat figan
ve yağmurlarla saçlarına yollanan
Yağmurlar,
rüzgar ve fırtınanın önünde kara bulutlar içinden geçen
ve aynı suça yataklık eder gibi her damlası yürek dağlayan
her damlası şarkılara benzeyen
ve her damlası bir kurşun

şarkılar ki hicaz makamında bizim olmayan
ve bizi anlatmayan nihavent ezgiler kırık bir pikap iğnesi ucundan

ölü sözcükler hamalıyım ölü sözcükler
memeden kesilen çocuklar gibi
düşlerimden çıkarıyorum seni ve gelirsen umudunu
Biliyor musun
biliyor musun
az önce ‘umut’ diye sarıldığım son yaprağın da düştüğünü dalından

Umut ki yaşamımdı oysa

Hasret
01-17-2009, 04:35
Akşam olmakta
uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi
gözlerimde mavi gecelerin yıldızları
yüreğimde özlemin ince sızıları
yorgun güvercinlerin kanat çırpınışlarında soluğum
bakakalırım her akşam öyle dalgın, dargın ve ıraklardan ırak
yalnızlığımdır damlayan karanlığın kirpik uçlarında her gece
her sabah bir çocuktur içimde alıp başını gider uzak dağların doruklarına
yıllar var ki tek bir çiçek açmadı gönül bahçemde
kabr-i hanemde tek bir yolcu geçmedi
çöl oldu gülüstanım
şiiristanım, düşistanım

http://img71.imageshack.us/img71/1254/1fv4.jpg


Oysa hep yolculuklardı sakladığım kendime, keşifsiz denizlerdi
yıllarca bir ayrılığı biriktirdim deltalarda, bir yalnızlığı
kendimden kaçıp kaçıp kurtulmak isteyen bir gemiydim belki
belki bir deliydim herkesin akıllı olduğu bir dünyada
oysa yıllar varki tek bir gemi gecmedi denizlerimde
göğümde tek bir martı uçmadı
yaşlı ve yalnız bir ağaç gibi sürgün kaldım yüreğimin içinde
bilirimki, her akşam gözlerimde akıp giden o çağıltı
avuçlarımda taşıdığın ateşle sudur
uzak dağların ardında kalan menekşe gözlü bir kızın kokusudur
her dizede yüreğime kanayan sözcüklerle yazılan

Akşam olmakta
uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi
yüzümde sınırları çizilmemiş bir hüznün camları parçalanıyor
depremler başlıyor her gece, şehirler çöküyor içimdeki çukura
ve her sabah yeniden yüreğimde sızılarla uyanır bir dağçiçeği
bakarım öyle uzaklara kanayan gülüşlerle, kırık düşlerle
ki, metropol duvarlara yapıştırılmış
boynu bükük bir resim karesi gibiyim sanki
hüzünlü yüzüm aykırı sakalımla


http://img71.imageshack.us/img71/3849/2rc1.jpg


Akşam olmakta
uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi
gecede keman hıçkırıkları, başımda gam
belki analar ağlamaktadır uzak bir kentte
yittik çocuklar, yorgun babalar ve yüreklerinde ezikliği çaresizliğin
belki herkes bir yarayı sarmaktadır kendi içinde kimbilir
kimsesiz bir ölümü karanlığında


http://img71.imageshack.us/img71/2562/3eu9.jpg


Yıllar varki, ayrılıklar yaralı bir nehir gibi akmaktadır içime
rüzgarlar eserken alnımın sahillerinden, uzak denizlere savrulur düşlerim
kirlenir mavi gülüşlerim, yaralanır martılar, havada asit ve kir kalır
simsiyah bir bulut gölgeler yüzümü her gece, gecelerki, yaslandığım tek sığınak

Akşam olmakta yine
ey geceden gelip geceye giden trenler
bir gün yanlış saatlerin gözlerimde buluştuğu bir noktada
bir damla su gibi düşünce hayatın uçurumundan
son isyanını çekince yüreğim, alıp g**ür beni buralardan
insanın uğramadığı uzak kıyılara
bir derviş gibi ıssızda yanmak için, kendi içimde sarmak için yaramı...

Hasret
01-17-2009, 04:35
http://img47.imageshack.us/img47/8577/pttt7tg4pg2.jpg


Bir çocuğu kandırmak kadar kolayı yoktur.
Bir gün aya gideceğinizden bahsedersiniz, ertesi gün bir aksilik çıkar.
Olsun;
Daha güzel bir düş unutturur eskisini.
Peki ya sevgili?
O da inanır mı?
Bana senli şiirler oku, bana senli hikayeler anlat, bana senli destanlar yaz. Öyle bir yaşa ki benimle, efsane olsun adı yaşadığımızın ya da yaşayamadığımızın.
Bir trene binip gel. Buna inanabileyim. Saat beşte hareket edeceğini söyle makinistin. Sabah seni karşılamak için saati iki saat erkene kurup, tüm gece gözümü yummadan sabahı bekleyeyim. İstasyona herkesten önce geleyim. Sen treni kaçır. Endişe edeyim sen trenden inmeyince. Öylece çaresiz bakerken hasreti vuslata erdirenlere, son anda yetişmiş ol.
Gel.(eceğim de)
Bir vapurdan yer ayırt. Deniz aşırı yollar geç. Martılar benden önce alsın kokunu. Martılarda beni duy. Dalgalarda birikmiş yaşlarımı hisset. Demir atmak gereksin denizin orta yerinde, bana yetişemeyeceğinin acısını yaşarken, engelleri aşsın senli dileklerim. Gemi gitsin, yol bitsin.
Gel.(eceğim de)
Bir uykumun elinden tut. Gözlerim açılmamaya dirensin. Bir rüyamın içine gir. Tam kaybolacakken gerçek ol. Tam yitecekken sarıl. Tam düşecekken tut. Sensizliğin takatsizliğinde yaşamamın anlamsızlığını anla anlatmadan. Tam uyanacakken, bu bir rüya olmasın.
Gel.(eceğim de)
Ölsen ölünmüyor, yaşamaksa keder... Hangi düşün eteğinde kaldı senli günler. Uzaklar özlemlerle tükenmiyor, az senden ömrüme ser.
Gel.(eceğim de)
inanayım, gelmesen bile...

Hasret
01-17-2009, 04:35
Kara bulutlu gecenin ıslattığı kaldırım taşlarıyla ıslandım bende, ıslandım sana ve ikimize, bu şehrin ağlayan sokakları kadar ağladım en az, gece uzun ve alabildiğine karanlık, sen yoksun…

Daha kaç kez geçeceğim bu sokaktan, daha kaç kez aralamayacaksın perdeleri, daha kaç kez sana âşık olacağım yeniden…

Gecenin en ayaz olduğu vakit, ellerim üşüse de yüreğim yanar, kalbim senin için atar; işte o zaman belki bir umut kadar yakın, belki de bir hayal kadar uzak olduğunu anlarım, yanarım, ben hep imkânsız aşklara kanarım.

İçimde bu sessiz bekleyişe inat yanardağlar uyanmakta ve sensiz geçen her gecenin nöbetini tutmakta yorgun bedenim…

Bedellere diyet ödeyen hayatımda, verecek pek fazla şeyim kalmasa da yinede yaşarım aşkını, yinede korkmam sana bağlanmaktan, aşk hudutsuz olmalı ve yaşanacaksa tutarsız hayallere inat bedelsiz yaşanmalı…

Şimdi yanımda yoksun, belki hiç olmayacaksın, olsun yine de dönülmez aşkının ufkundayım, vakit seni gösteriyor bu gece, yitik geceye gebe sabahların yalnızlığı var üzerimde ve üşüyen ellerimin yaktığı ateş kadar sensizim…

Islak kaldırımlarla ıslanırken bu gece; tükendiğim zaman sana birikiyorum, azaldığım zaman seni çoğaltıyorum içimde. Aşka ben yaşamak diyorum ve aşk sen olacaksan eğer; sonsuza kadar yaşamak istiyorum….

Hasret
01-17-2009, 04:36
" Zaman kum saatimin içideki kum tanelerine hapsoldu artık..Onlarda düşmüyor... -Biraz zaman herşey geçecek yaraların iyileşecek...-diyorlar! Ama zaman geçmiyor...!!!

Karanlıklara hapsoldu ruhum.. Sen gittiğinden beri karanlık her yer! Her şey üstüme geliyor benden intikam alırcasına... Ama ben bu kadar cezayı hakedecek ne yaptım ki?! Sana güvenmenin bedeli bu kadar ağır olmamalıydı! Bu kadar zor olmamalıydı unutmak!

http://img524.imageshack.us/img524/8669/2412vz9bn5.jpg


Unutamayacağımı da biliyorum aslında! Sadece alışırım! O da ancak zamanla...Yoruldum! Ağlamaktan! Her sabah sensiz bir güne uyanmaktan... Kimse anlamasın diye sahte gülücükler taşımaktan! Hepsi ağır geliyor bana! Bu kadarını taşıyamıyorum!
Herkes mutlu sanıyor beni... Seni unuttum sanıyorlar! "Bak ne kadar mutlusun...." diyorlar! Onlar bilmiyor ki benim sabahlara kadar ağladığımı! Kaç gece telefonuma sarılıp yattığımı! Bir umut aramanı beklerken umutsuzluğun masallarıyla uykuya daldığımı... Bilmesinler boşver!
Sen bile bilmiyorsun! Zaten sen unutmuşsun ya bilsende farketmez... Nasıl unutur insan bu kadar kolay! Nasıl siler! Hiç gelmez mi aklına o günler! Hiç mi! Hiç mi gelmez!!! "Ben unuttum zaten"dedin! Hiçbir şey diyemedim! Kalakaldım öylece! Ne denirdi ki zaten unutana! Bu kadar çabuk pes edene ne denirdi ki! Korkak bile diyemiyorum sana! O bile... O bile ağır geliyor bana!!! Sana yakışmıyor aşkım! Tek kötü söz söyleyemedim... Söyleyemem de galiba!!!

Hasret
01-17-2009, 04:36
http://img72.imageshack.us/img72/4766/hatabanahaksanakm6.jpg

Kimsesiz sandığım bir mevsim gidiyordu gözlerimin önünden. Ellerimde sahipsiz her gecenin yorgunluğu. Taş duvarların üzerinden gölgeler büyüyor yalnızlığıma. Aklımı başımdan alan bir rüzgar gibi dokundun tenime. Yüreğime yüreğini koydun. Yüreğim oldun.

Daha ilk günden ısınmıştım sana, sanki gökyüzüm sen,yağmurlarım sendin,düşmeden içimdeki yalnızlığın kumsallarına.Denizleri senin için renklendirdim ben,bulutları senin için yakaladım. Sanki en ufak bir rüzgarda savrulacak gibi değildim uykusuzluklarına.
Sen gitmedin ki,gerçek ötesiydin bendeki her zamana. Tuttum ellerinden,saçlarının kokusunda büyülendim dudaklarına. Islatmalıydın beni yağmurlar gibi. Öpmeliydin içinden geldiğince. Ben o zaman sen olurdum karışmadan nefes alıp verdiğim bir şehrin monotonluğuna.
Çalışma masamda yanan mumun alevinde şekillendi hayalin. Uzun uzun seyrettim. Dokunmak istedim ama beceremedim. Akşama koşan ayakların altında kızgın asfalt gibiydim günden arta kalan. Güneş haber vermezdi çekip giderken. Bir sessizliği kalırdı eve kapanan yüreklerin birde seni bana özleten hayalin. Kendi yüreğimi senin ellerine bırakırken.
Zamanı hep peşime taktım.Bir başka yere gitmenin olanaksızlığını tartışıyorum kendimle. Gitmeyeceğimi biliyorum. Belki de ellerinin sıcaklığından olsa gerek. Ben her sahipsiz mevsimin kimsesiz gecesinde seninle bütünleşiyorum. Basit gelecek belki tüm anlatamadıklarım. Bir şeyi çok iyi biliyorum sen anlayacaksın günü gelecek. Bu saadet hiç ölmeyecek.
Fotoğrafın karşımda duruyor. Öyle masum öyle güzel ki seni yaşamak bu kendini tanımayan cümlelerin ardında senin gözlerinde aşk gibi çoğalmak. Anlatmak çok zor. Ben anlatamıyorum yaşıyorum. Herşeye katlanmak dedikleri bu olsa gerek. Günün bütün tükenen saatlerinin peşisıra bir ekranın karşısında seni bana gülümsüyormuş gibi hissedebilmek. Öyle güzel ki saatlerce seninle hayatı paylaşabilmek.
Oysa şimdi yalnızlığım yanımda,sensizliğin şarkısını dinliyorum. Seni sevmek yazılmış bana,dokunamasamda sana, seni çok seviyorum…

Hasret
01-17-2009, 04:37
...Sen! Bilemezsin beni...
Biçare olup peşinden koşarak, "Beni Affet!", diyeceğimi düşündün... Ve beni bekliyordun şu herkesin geldiği, ama benim olmadığım şehirdeki küçük evinizin merdivenlerinde...

Yollarımı gözlüyor, "gelecek" diyordun...

Y A N I L D I N !...

Hatayı yapan, ihanetin bedeline mahkümdur. İzin vermiyorum sana. Hak etmiyorsun beni, yasakladım kendimi sana. Ve sen yine bekleyeceksin "belki bir umut" diye... Yine gelmeyeceğim!
Ağrılarla kalsam da, sonuç ortada. Seni düşünmüyorum artık ve emin olmalısın ki bu yazdığım da sana SON MEKTUBUM... Belki yine duygularına esir düşüp telefona sarılacaksın... Beni arayacaksın, HAYIR!... Sakın yapma. Düşünmüyorum ve düşünmekte istemiyorum ihanetini...

Affetmeyi denedim inan... Ama olmadı yalanlar içinde garip bir sevda!. Ağla şimdi haline...

Ne kadar kırgınsan bana eskilerin yaşanmışlığı hatrına özür dilerim senden... Uzun uzun yazardım sana... Şimdi bir kaç cümleyi bile zor toparlıyorum...

...Senin de aynı fikirde olmanı, beni ve duygularımı anlayıp artık düşücelerimen çıkmanı istiyorum... "BİZ" diye birşey olmamalı artık... Sadece yolları ayrılan iki yürek...

İstemiyorum seni... İsteklerimi de erteledim yarınları olmayan günlerime... Hayat kazanılmış bir zafer görünüyor insanlara... O zaferde kaybeden benim... Seni istemekle beraber, imkansızı kabullenmeye çalıştım... Yalanlarına, sahteliğine kandım... Ve bu yüzden seni isteklerimden çıkardım... Ulaşamadım sana... Kayıp şehirlerin diyarına sürükledin beni... Yaram sızladı, kanıyor!
İstemiyorum seni unutuyorum yavaş yavaş geçirdiğimiz o sahte güzellikteki günleri...

Eski anılardan bahsetmek istemiyorum. Zaten şu an ki halini tahmin edip, yüreğimdeki cümleleri susturup, mantığım doğrultusunda kalemime yön veriyorum...

Artık bitirmeliyim... Son bir isteğim senden!... "Lütfen, Düşüncelerime Bir DamLa Yaş oLup DÜŞME..!"

Hasret
01-17-2009, 04:39
http://img183.imageshack.us/img183/7570/untitled92wq5.png


Dokunulmamış düşlerim vardı benim. Kimseye söylemediğim ve kimsenin bozmasına izin vermediğim düşlerim vardı. İçinde sen olan ama senin bile bilmediğin, dokunulmamış, kirletilmemiş, bozulmamış düşlerim vardı. Beni bu kadar mutlu eden onlardı.

Sana bakarken masallar yazardım ben, seni dinlerken, sana dokunurken, her harfinde bir düşü saklayan masallar yazardım. Kimse bilmezdi. Sen de bilmezdin. Kirlenmesin diye söylemezdim.




Bazen söz biter
Acı kalır içinde
Gecelerin de geçmez olur
Gündüzlerin de

Sonra bitti. Ansızın bitti. Sen gidiyorum dediğin an bozuldu düşlerim. Beklemediğim bir zamandı, beklemediğim bir cümleydi, belki onun için bu kadar yaktı canımı.

Kimselere dokundurmadığım düşlerimin üzerine basa basa gittin. Kirlendi düşlerim.

Alışmaya çalıştım. Nefes almaya çalıştım. Yaşamaya çalıştım. Çalışmakla olmuyordu. Yaşamam için yeni düşler gerekiyordu. Sen yoktun, kurduğum bütün düşler yokluğunla kirleniyordu. Nefes almakla yaşanmıyordu.

Yaşamam için seni sevmem gerekiyordu.

Sonunda bıraktım kendimi..


Rüzgara bırakırsın
Bir kuru yaprak misali
Nerede bulacaksın bilemezsin
Sonunda kendini

Seni sensiz yaşamayı öğrendim sonunda. Seninle sensiz nefes almayı. İçinde senin olduğun düşleri senden uzakta kurmayı. Sana bakmazken, sen dinlemezken masallarıma düşler saklamayı.

Artık sadece seninle değil herkesle paylaştığım dünyada, sadece seninle değil herkesle paylaştığım anlarım vardı. Sen olmayınca yaşam bir masal değildi.

Yaşamdı.

Sıradandı.


Sen Gittin
Herşey Gitti
Sevinçler
Mutluluklar
Hayaller
Artık herşey sıradan
Herşey basit
Ben de seni sevmekten hiç korkmadım Sevgilim

Seni bu kadar çok sevdiğim için kızdım kendime. Bir gün gideceğini anlamadığım için. Durmaksızın sonsuza kadar süreceğini sandığım düşler kurduğum için kızdım. Yaşadıklarımı herkesin yaşadıklarından ayrı tuttuğum için kızdım. Sen bitti dediğinde o kadar çok acı çektiğim için kızdım.

Hala bile bu kadar acı çektiğim için kızdım.

Gidiyorum dediğinde biraz daha kal demediğim için kızdım.


Bazı anlar vardır ya
Ya vardır ya yoktur
Göremezsin karanlıktan
Çarparsın duvarlara
Ama yine de yürürsün
Bir sonraki adımın boşluk olsa bile
Gözlerine bakmaktan
Hiç korkmadım
Sevgilim...


O kadar çoktu ki sana biriktirdiklerim, sensizliğinde bitiremedim. O kadar çok sevmiştim ki seni, sevmekten vazgeçemedim.

Oysa sen bitirdin.
Oysa sen vazgeçtin.
En Gitmez dediğimdin
Gittin..

Sen
Gittin.


Herşey Gitti...

Hasret
01-17-2009, 14:12
http://img259.imageshack.us/img259/2393/4g5gbyprf9hn6ox9.jpg

Senden Kalan

Yalnızlık;”Senden” bana kalan bir dost oldu.

Yalnızlıkla;”Senin” gelmeyeceğini bildiğim günlerde , sabaha kadar oturup “Seni” beklemelerimle beraber geldi…
Nerden bilirdim ki “Senden” bana yalnızlık kalacak diye.

Yalnızlık;”Senin” yokluğunda seni beklerken teselli verdi bana. Hep ona sığındım yokluğunda. Kimseyle konuşamadıklarımı,sana olan özlemimi yalnızlıkla paylaşmaya başladım.

Korkuyor muydum ?

Evet ! Yalnızlıktan korkuyordum.Çünkü yalnızlık bana geldiği zamanlarda “Sen” olmuyordun.Ben ise akan gözyaşlarım,kanayan yüreğim ve yalnızlığımla senin gelmeni bekliyorduk.Bazen geliyordun.İlk önce arabanın sesi , daha sonra açılan ve kapanan bahçe kapısı ve odama gelen ayak seslerin.Nasıl yer etmişti kulağımda yer etmişti o sesler.O sesleri duyduğumda öyle mutlu oluyordum ki. Çünkü Onların ardından “Sen” geliyordun.Çünkü “Sen” geldiğinde akan gözyaşlarım durur , yalnızlığım giderdi…Ben mutlu huzurlu uyurdum….

Sonraları nedendir ? Yalnızlığım daha çok uğrar oldu.”Sen” ise gelmez oldun

“Sen” gitmiştin ve “Senden” bana yine yalnızlık kalmıştı.

“Seni” öyle özlüyordum ki ne resmin ne kokun yetiyordu.Ne ağbim ne de annem kimse özlemimi anlamıyor dindiremiyordu…

Bazen arıyordun! ‘İyiyim’ diyordun.Merak ediyordum gerçekten iyimisin diye.Bana soruyordun nasılsın?Bende hep iyiyim diyordum.Aslında iyi değildim.Sana Yalan söylüyordum…

Çünkü; “Sen” yoktun ve ben yalnızdım .Nasıl iyi olabilirdim ki!Soruyordun –Bir şeye ihtiyacın var mı ? Yok diyordum.Ben sana yine yalan söylüyordum…
O an en çok “sana” ihtiyacım vardı “Baba” yalnızlığıma değil .Sana ihtiyacım var desem gelecek miydin?Hayır gelmeyecektin.

En son da ;son gidişin koymuştu.Çünkü sen eşyalarını alıp giderken “senin” yerine yalnızlığım taşınıyordu.Yalnızlığımı hiç istemedim “senin” gitmenide.Ama benim istediğim hiç olmadı.

Ben artık senden arta kalan yalnızlığımla seni bekler oldum.Hani belki,hani aklına düşerde gelirsin diye…
Yalnızlığımla her şeyi paylaştım.İyi kötü ne varsa.En çokta “seni” Hep benimleydi.Artık yalnızlığımdan korkmuyordum.Alışmıştım,sevmeye bile başlamıştım.

“Seni” tekrar bulduğumda yalnızlığım gitmedi.Neden mi? Çünkü o beni hiç bırakmamıştı.Yalnızlık “senden” arta kalandı.Ama seninleyken bile yalnızlığımı yaşıyordum.

Aradan yıllar geçti.Artık “sen” gelmiyorsun bende “seni” beklemiyorum.
O araba sesi , o açılan – kapanan bahçe kapısını hala hatırlıyorum.Ama “seni” hatırlayamıyorum.Yalnızlığımı hatırlıyorum .Şu an hala benimle…

“Sen” beni terk ettin.Ama “senden” arta kalan yalnızlık hala beni terk etmedi “Baba”…

Ben aslında yalnızlık yerine hep “seni” istedim!

Ama “sen” bir daha hiç gelmedin…

..

Hasret
01-17-2009, 14:13
Kaç kere sil baştan sevdim seni hatırlamıyorum
Kaç kere sil baştan sevmemek...
Bir sevdim, bir sevmedim
Ama aslında hep sevdim
Kafan mı karıştı?
Bu nasıl sevgi diyorsun şimdi
Bende bilmiyorum ki
Bilsem izin verir miydim?
Hoşuma mı gidiyor sanıyorsun acı çekmek
Allahım bu nasıl bir sevgi diye sordum durdum
Ama kimse cevap veremedi bana
Adını senelerdir koyamadım
Nedendir bilinmez bir türlü anlayamadım
Bu nasıl bir sevgi
Bu nasıl bir şey

Kaç kere isyan ettim, bitti dedim
Ama olmuyor
Olmuyor işte, olmuyor
Sensiz bu dünyada yaşanmıyor
Hani şarkılarda geçiyor ya
“kolaysa sen unut”
Hadi kolaysa sen unuttur

Kaç kere ağlamaktan yoruldu gözlerim
Biliyor musun?
Nerden bileceksin ki
Zaten hiç kimse bilmiyor ki
Güçlü görünmek adına kuytu köşelerde ağladım sel sel
Aman kimse görmesin
Aman birileri görüp de benim için üzülmesin
Peki, söyler misin bana
Şimdi kim ödeyecek bu gözyaşların hesabını
Kim?

Rüzgârın külleri savurduğu gibi savurdun beni
Bir oyana bir bu yana
O kadar dağıldım ki
Şimdi parçalarımı toparlayamıyorum bile
Suçum günahım neydi ki bunları yaşıyorum
Kimin canını bu kadar yakmış olabilirim ki
Kime bu kadar vurmuş olabilirim
Söyler misin kime
Bunun başka izahı yok
Bu bana verilmiş bir ceza
Bana da cezamı çekmek düşüyor

O iki kelimeyi şimdiye kadar kimseye söyleyemezken
Birden çıkı verdin karşıma
Ve kendiliğinden döküldü dudaklarımın arasından
Belki rahatlarım söyledikten sonra diye düşündüm
Arkadaş kalırım dedim
Ona bile razıydım o zamanlar
Ama daha beter gömüldüm bu bataklığın içine
İstemiyorum artık
Ne olursun çıkar seni içimden
Daha fazla katlanamıyorum bu acıya
Daha fazla dayanamıyorum bu mutsuzluğa

Aslında bu bende ki AŞK değil
Bunun adı SEVGİ
Ne derler bilirsin!
Aşk ölür sevgi baki kalır

Belki ben bunları yaşarken,
sen gülüyorsun, dalga geçiyorsun benimle
Bense kendimden nefret ediyorum
Neden mi?
Beni şimdiye kadar hiç kimse bu durumlara düşürmedi
Bir daha da hiç kimse düşüremeyecek
Yalvarıyorum uzak dur benden
Ne seni üzmek istiyorum ne ben üzülmek istiyorum
Bilirsin beni sen üzüldüğünde ben daha çok üzülüyorum

Sakın sanma diğer kadınlar gibi intikam alacağımı
Bunu sana asla yapamam
Senin gözünden akan bir damlacık gözyaşına bile dayanamam
Gelecekse kötülük senden gelsin be
Yeter ki senin canın sağ olsun

Sen her şeyi zamana bırakmaya devam et
Artık zaman tükeniyor
Önümüzde ne var bilmiyoruz
Sen hala ertele bu sevgileri
Gerçi hayat senin
Ama sana bir tavsiye bir daha sakın başkalarını peşinden sürükleme
Gerçi kimse benim kadar sürüklenmez
benim kadar sevemez seni

Sevgim helal olsun sana
Helali hoş olsun

Sana bunları yüzüne söyleyecek cesaretim yoktu
Sağlıcakla kal
Benim yerime de,
Çünkü ben artık taşıyamıyorum bu yükü omuzlarımda

Aysu Dede

Hasret
01-17-2009, 14:13
http://img359.imageshack.us/img359/6153/engelktaramza4yi0.jpg


Üzerinden oldukça zaman geçmiş eski şarkıların ve eski dizelerin… Bir sonbahar türküsü bilirim, bir de Ankara’nın boş bakışlı gözlerini.


Henüz çok olmadı; olsa olsa bir iki yıl… Yine böyle çok sancılandığım bir dönemde, kelimelerin kucağına kendimi bırakıp içimde birikenleri teker teker kendimden uzaklaştırmaya çalıştığım zamanların birinde, posta kutuma isimsiz bir şekilde bırakılan birkaç dizeye rastlamıştım. Bazen tanımadığınız birilerinin, tanıdıklarınızdan ne kadar çok yanınızda olduğunu görmek, insanı acıtabiliyor. Onca şeyi birlikte yaşa, göğüs ger; sonrasında yaşanan her şeyin, koca bir hiçmişçesine hatıralarından kayıp gittiğine şahit ol…

Hepimizin bireysel bir alanı vardır bilirsiniz ve o alan korunaklıdır....biz izin verdiğimiz sürece, bizim dışımızda birileri o alana girebilir.... Sadece güvendiğimiz, dostluğunu ispat etmiş, zarar vermeyeceğine inandığımız kimseler girebilir... Ancak çoğu insan, o alanı korumayı bilemediği için zarar görür, hatta kötü sonuçlarla karşı karşıya kalır... Bazılarımız bundan ders alır, tecrübe edinir... Bazıları ise yüreğini bile bile yağmaya açar...tabii, bedel ödemeyi göze alarak...


İşte bir gün içimden bağırdığım, yakındığım anların birinde ,o hiç bilmediğim, sesini duymadığım kişi bana şöyle yazmıştı :


"yüreğini kolayca açıveren biri, aldanmaya en müsait olandır aynı zamanda"


Bir kaç gündür aklımı zorluyor bu cümle… Belki de yüreğimi kolayca açabildiğim içindir. Canımı yaktığını hissettim.. Niye? Dedim.. ve nihayetinde, hep içine hep içine akan yaşamların durağında, yine aynı otobüsü beklerken buldum kendimi..

Onca güvensizliğin, onca gerçeğin gün gibi aşikar olduğu zamanlarda bile, yine de yakın durmayı seçmişim hep..
İyi niyet sevgiden mi besleniyordu? Yoksa onun da mı bir ayağı çukurda, diğer gözü aynadaydı? ….ve neden meraklar, heyecanla bu kadar doğru orantıda yaşanıyordu?

Öyle ya insan, arzuladığı bir şeye ulaştığında, heyecan biter ve yerini alışmışlığa, basite indirgemeye bırakır,“geldim, gördüm, yendim…” basitliğine…

Oysa hepsi bu kadar mıdır? Ya ötesi?

Ne kadar sığ bakıştır, şu üç kelimeden görmek bir gizi…
“eriştim ve heyecan da bitti işte!”


Hedeflenen menzilin ötesinde ve dahi içinde bile, her zaman, bizim görmediğimiz ve belki bakmayı dilemediğimiz bir başka giz ve gerçek vardır…….ve gerçek; hiçbir zaman, bizim gördüğümüz gibi değildir…
Hayat dediğimiz şeydir bu!

Ne zaman ne şekilde oyunlarla karşımıza çıkar, hiç kestiremeyiz ve biz buna karşı hazırlıksız olduğumuz için, her yeni sürprizine karşılık, elimizden fazla bir şey gelmeyeceği açıktır…


Her şeye rağmen bu hayata nedense küfredemiyorum.. Çok şey verdiğim halde benden iki kat fazla almasına da lafým yok! Varsa yoksa sinirimi kusana kadar her şey dilimde.. Zehirli sözlerimin de süzüleceği bir an illa ki gelecek… Ki belki de doğal akışım bu benim hayatta… Bir yılanın deri değiştirmesi gibi… Yenilenmek adına, geçmişin elbisesini giye giye onu eskitmek…ve ondan eser kalmadığı anda yeni bir şeylere adım atabilmek…


……….“yeni” ile neden belli bir dönem barışık olamadığımı henüz kestiremedim ve üzerimdeki giysiyi taşımaktan da hiçbir şekilde vazgeçmedim…
………‘insan’da çıkılacak yolculuğa tahammül etmek bazen gerçekten zor…


Ehh, benim de öğrendiklerim var elbette… Ayıkladığım ve sakladığım… Bundan sonra kapının kolu, hangi elin dokunuşuna bırakır kendini usulca bilemiyorum ama; sanırım o hiç tanımadığım insanın sözüyle yazıyı sonlandırmak iyi olacak:


İçindeki ‘sen’i, sen biliyorsun ya!.. ona hitap edebilecek bir ses mutlaka duyarsın, hayatının bir safhasında. O, karşına bir şekilde çıkarılır.

Hasret
01-17-2009, 14:14
Gözlerimden yaş misali düşüşünü seyrediyorum öylece
Nasıl süzüldüysen içime,aynı şekilde gidiyorsun işte...sessizce

Ne değiştirebilir şimdiden sonra bu kaderi?
Sen mi?
Güldürme beni...Her gidişinde dünyamı bir hiçe çeviren,görmezden gelen hüsranımı...ve uğruna nice ağıtlar yaktığım,nice şiirler yazdığım,adını kalbime kazıdığım...
Sen...?
N'olur güldürme beni haline...

Gelirsen diner sandığım yalnızlık durulmuyor
Meğer kendimeymiş yalnızlığım,ağır geliyor...

Yaralarım onarılmaz artık.Aşkından kurtuldum ya,illa bir iz yapışacak yakama.Çek gölgeni peşimden,inan sensiz daha mutluyum ben...
En acı anlar boğazımda düğüm işte.Ne kadar yutkunsamda,hazmedemiyorum onca kırılmışlığı.Sendeki ise;sadece vicdan rahatsızlığı...

Hiç beklemediğin anda;
vuracağım kalbinin orta yerinden ta...

Aniden gelişin gibi,
Ve gidişin gibi,
Hatta tekrar tekrar dönüşün gibi olacak herşey.
Tüm acılarımı yakıp küllerini göndereceğim sana.
İbret-i âlem olsun diye,çektiklerimi,beni biraz olsun anla diye,bir daha dönme diye!!!

Gün oldu,devran döndü
Sen niyetlendin bu kez sevdama
Gel bakalım kapıma
Hâlâ açan bir ben var mı ardında?

Üzgünüm...Seni tekrar sevemeyecek kadar ruhsuzum artık
Bu kez de sen anla!!!

Hasret
01-17-2009, 14:15
http://img517.imageshack.us/img517/2236/sevdikesevdim3fg9pg0.jpg

Seni sevmenin adını da koyabilirim bugün ! terk etmeninde. Kalemimin ucunda bir kelimeye asabilirim de seni veya çizebilirimde.

Solgun hazan sabahında kirpiğimdeki çiy tanesinden düşürebilir, şakaklarımdaki beyaz yapraklara savurabilirim seni!yanağımdan dudaklarıma devrilen bir nehirde yapabilirim.

Bugün seni ! kendi bedenimde yakabilir, firari uykulara satabilirim gözlerini.

Sokaklarımda vuslat karanlığına fener alayı kedi gözler. Korkunun ve telaşın oynak bebekleri kırmızı. Avuçlarımda bir tutam mavi ve sarı hüzünler ! ıslak.
Seni bugün, yan yana resimlerimden ayırtıp, kör bir makasa kurban edebilirim..

Saçlarının kırık telleri dolanır ayaklarıma, giderken bıraktığın izlerin ! bedevi ruhumu getirir dizlerinin dibine. Tek sarılışımın serap olmuş süresi, alnına değen dudak izlerimden yeniden doğurur güneşi. Seni bugün, yedinci çizgide yapabilirim şavkıma..

Ütopyamın cenderesinde kıvranırken hırsım, şeceremin namusunu kirletebilirim seninle. Kendimi ! kendimle aldatıp eski bir kanepede, uğruna dik tuttuğum başımı eğebilirim lanet bir aynada ! yine kendime.

Bir acı bin acıya haber salar yokluğunda. Geri durmuşluğunun bilinmezliği yıldızı bol geceler yaşatır saçlarıma, ki ben-esmerken toprağında..

Küf yeşili solumalar tüner hıçkırığıma. Bir beyaz ten’e değmez olsaydı parmaklarım. Arı kovanı uğultusuyla beynimde sesinin çınlaması ve bileğimden tırnak uçlarıma sancı / titreme telaşı ! Unutmak isteyişimin kadehime dolan sıvısı dimağımı kuruturken, -ki terin tuzu yakmışken dil ucumu, sarhoş olamıyorsa ‘’seni seviyorum’’ denen iki kelime!

Dert etme ! bırak../ zıvanası bozuk say sevgimi. Düşün ki taştan bir bağıra yaslamışım başımı.
Ve bir mezar hırsızına emanet etmişim düşlerimi.

Vakitsiz ötüşlerin bülbülüyüm, gül’e kırmızı yanışım ondandır. Her eylül sonu gözlerimi alıp gitmem servi saçlı mayıslara vurgunluğumdandır!

Düşün ! seni ağustos yanmışlığımla buğday rengi bir gecede bulmuştum. Ben seni toprağa düşen ilk cemre gibi sevmiştim.

Ne gözlerine, ne de kumralına saçının ! ben seni avucuma düşen tek siyah saç telinde sevmiştim.

Gömleğime gölge yüzün, esmer duruşun, kocaman gözlerinle ! ne kara kaşına ne titrek dudağına yanmıştım. Ben seni bedenine kazınmış o yarada sevmiştim.

Yeni umutlarla gelen baharın ardından, kan ter içinde bir yaz’ı satıp hazana, yine bir Eylül akşamı
kırık dökük yanlarımla ! çakıl taşlarındaki muhabbet izlerine elimi sürüp, ben seni son kez köhne bir iskelede beklemiştim.

Suskunluğuma sapladığım hançer, daha ulaşmadan sen olan yere. Parmaklarımda bıraktığın üşümeyi
bir çingene falındaki umutlarla ısıtıp, kırk iki dakikalık bekleyişin meraklı gözleriyle ! saatimi sana ilk sarıldığım anda durdurmuştum.

Kim alıp götürdü seni benden? Hangi çıngırak dil zehrini akıttı düşlerine ve olmadığım hangi şiirle dağladın yüreğini. Ben hiçbir kelimeye sığdıramazken sevgimi, sen hangi düz çizgide teğet geçtin onurunu. Oysa ben sana bırakmıştım yen’i sen olan kolumu.

Şimdi, eski bir hikaye gibiyim. Bu aşkın iki kahramanını da yenmiştir şiir. Eflatun bir gecede tren yollarına serilmiş iki beden ve yangın artığı gibi gözlerinden düşüşüm ! ağlayışlarımda iliğimi kurutan gözyaşımla / bitmiştim. Oysa ben seni kemiğimde ilik diye sevmiştim.

Diklen kadınım, sen benim sevdamsın derken ! belki derin bir uykunun güvenli kollarındaydın.
Yan yana koltuklarda dirsek teması yaşandı bu sevda. Sen sustun, ben sustum / en mahrem yanımızdı sessizlik. Şimdi aleni bir çığlıkta tek ses, sensizlik / bensizlik.

Kime sattın beni? masum bir çocuğun anne şefkati düşlerine mi? Yoksa bir kadının onurunu temizleyen insan yanıma mı?

Kime sattın beni? Şuh bir bakışın sevdamı ele geçirme isteğine mi? Yoksa bir gelip iki giden geri duruşunun cenderesine mi?

Utanmaz bir kelimedir yaşam. İçinde sakladıklarıyla alnın şavkında etiket. Onca çizgide sıkışmış insan olabilme ehliyeti ve yüreğin kıvrımında sızlayan ar damarı / kopmuş gerçekten!

Geri dönüşüm olmaz asil sevdamı ! ayakları altına almış bedene / bakışı oynak iki göze..ama ben çekip almışım kokladığım gül’ü avuçlarından ve tek yolculu bir limanda elimde dönüşü olmayan tek bilet..

Vapur yanaşmak üzere ! gelsen de boş. Belki geç, belki erken ! son sözüm HOŞÇAKAL’ dır asıl (sana) giderken.

Küf tut şimdi ve eskit kendini düşlerimle. Kelimeleri kirleten bir mektup gibi..!

Hasret
01-17-2009, 14:16
http://img91.imageshack.us/img91/1737/senibekliyor1te3.jpg

senin girdiğin yer benim candamarım,
senin istendiğin yer hayata bağlantım,
senin olduğun yer kalbim, tam ortasındasın...
yürek aşkı tanıdı seninle,
umut besliyor artık senli günlere,
hayatın akışı bile senin gözlerinde,
yağmur hiç yağmasın senin yüzünde....
kayıp geçilmiş ömrün ifadesini öğrendim sayende,
ne kadar geç olsada kaderim, çıktın ömrüme,
sevilip el üstündesin nefes aldığım sürece,
bir yeminsin,benimsin kelime kelime hece hece...!!!!
dularım gecene,gündüzüne, seninle geçireceğim ömrüme,bitmesini istemediğim sevgine......
sanadır hayranlığım,bağlılığım, sanadır benim son yalvarışım...
benim ol, benimle ol.... beni kendi yerine koy...

Hasret
01-18-2009, 04:48
http://img412.imageshack.us/img412/7896/sensinglm1ua2.jpg


Bu ayrılığa bir şeyler yazılmalıydı,günlerdir boğazıma düğümlenen sonuçta kararsız kaldığım yaşanılan gerçek.Ne olacak peki şimdi??


Bu gece ona çok çekmeyi istediğim bir mesaj var."Seni gerçekten özleyeceğim aşşşkkk”..çekemedim.Sanki saygısızlık olacaktı bu vazgeçmişliğim.Tüm şarkılar bir süre bana hitap edecek,hepsi acıklı..Ah sevgilim kanatlarının altında o kadar güvenliydim ki söyleyemedim..Tanıyanıma çok inandırıcı gelmeyecek bir ayrılık yazısı bu,öyle ya,çok acı çekiyor olmalıydım çok ağlamalıydım,çırpınmalıydım,iyi de bunlar olsaydı zaten ayrılmazdık kii..Boyun eğseydim beni bırakma deseydim,hep yaptığın gibi çiçeklerinle karşıma dikilseydin hala içimdeydin..
Beni seviyor,onu seviyordum.Beni seviyor ona kendini iyi hissettiriyorum,tüm egemenlik duygularının tatminini sağlıyorum,genelde susuyorum mutlu oluyor,hayatımı ona göre programlıyorum hoşuna gidiyor,itiatkarlığımı çekiyor canım...Gülümsedim..
Bende sevmiştim yönlendirilen olmayı,her kadın ister çekip çevrilmeyi,her kadının arzusudur kendinden güçlü bir erkeğin kanatları altında yağmurdan korunmak..Her kadının içinde vardır delice düşünülmek..Keşke bana bu duyguyu hissettirmek onda kalsaydı..Yolculuk çekmiyor içim...Onu seviyorum..Bana babamı yaşatıyor,yanında güvende hissediyorum kendimi,uzun zaman geçmiş olsa da hala dokunuşlarını düşünmek heyecanlandırıyor..Genel de o konuşuyor,mutlu oluyorum..Geçmiş zaman dili kullanmak kursağıma takılıyor,neyse yokuz artıkL((
Onu beni, mutlu edecek her şey salktı balkondan,son soluk veriş bu, son acılanmalar..Ahhhhh... ilk günlerimizde de güvensiz degilmiydim,tıpkı bu ayrılıktan sonra olacağım gibi, o zaman da çekimser,kötümser,aşka yelken açmamak için kaskatı değilmiydim??Alkışlanası biriyle ayrılık yaşıyorum..O günlerde nasıl da güvensizliğimi kırmak üzere çilingirliği üstlenmişti ..
Benim güzel sevgilim,nasıl da kazanmıştı beni o güvenliligle..
Biz kadın milleti böyle küçücük bir ayrıntıdan kocamaaan sevdalar yaşatıyoruz işte ve bunu bilen adamlarsa karşımıza dikilenler..uzun kalıyorlar hayatta..
Şuan nerde düşüncesi yok mesela..tamam kabul çok inandırıcı değil,azıcık diyelim..Gerçekten,ölecek veya hastaneye kaldırılacak kadar değilim,ağlamadan da yazabiliyorum..BUNU NASIL MI BAŞARDIM??Pek hoşlanmadığım bir cevabı var.O başardı..Bütün beraber olduğumuz zamanlar içinde,bende aşık olduğu tavırlarımı birden küçümseyerek yaptı bunu..Son tartışmalarımızda çok sık yaptı..belki farkında olmadan büyük ihtimalle farkında olmadan yaptı ki;şuan çırpınmayışıma çok şaşkınım..ona, onura eden çekimser ve her şeyin doğrusunu onun bildiği tavrımı hafife alıp aşağılamasaydı....Ahhhh çok yakarışlı olurdum kaçırırdım aklımı..
Ahhh bir tanem bana hep dürüst ol derdi..zekana hayranlığımı hep zikrettim ama bu benim aptal olduğum anlamına gelmezdi..İçinde bir şey kalmasın,hep erkeğim konuşsun diye susandım,konuşamıyan damgası yemek hep mideme oturdu..Elbet yaşamışlıkların ve zekanla benden öndeydin ve sana hayrandım,bütün bunların içinde hiç hafife almadın beni..ya şimdi...
Sen bende bir kez daha kendini sevdin,seni seven ,seni büyüten beni.İçime çektim ve kendime o kadar aşık ettim ki seni,bi duman gibi attın içine çektiğin gibi..Çok inanmış,çok sevmiş ve teslim olmuşluğumun diyeti,ayrılığımız ikimizin de ödediği..

Beni seviyor,onu seviyorum....
Eyyy Aşşşşkk..
Eyyy Sevgili..
Yüreğimin gülen gamzeli yüzü...

Hasret
01-18-2009, 04:49
http://img517.imageshack.us/img517/8365/sesini2qt3.jpg

sarı sayfalarda adresi yok hüznümün
çobanların kavalından süzüldüm ve geçtim
tenime değmeden utandı yanık ezgiler
ah dilim..!..Ben sana “seviyorum” deme demiştim
yüksek sesli konuşmalar geceyi uyandırdığından beri uykusuzum
çelişkiler aşk’ın yolunu kesmiş
sen bana bakma ey sâki..!.Demindeyim vedaların ve huysuzum
seni, diline biber süremediğim yalancı anıların yanına koydum süt düşüm
kurallara uy, konuşma
seslensen de dönüp arkama bakmayacağım
..hoyrat olma sevda, dokun ama hırpalama..kadınlığımdan utanmadım, midesiz yalanlardan utandığım kadar..tutkunun kalbine kim sapladıysa bıçağı çeksin hemen, intikamım acı olur sonra, tat alamazsınız..
rüzgar..!..Okşarken acıtıyorsun özlemleri
dilimde anlamını bilmediğim kelimeler var
öpüşlerimden akan sızı efsunlu
kanım kaynıyor, ateşimin altını kısın
dibi delinince aldanışların,
küçük bir çocuk gibi inandığım sözler kıyıya vurdu,
gidip bakmadım
gömdüm ihanetleri../..kimse başlarında ağlamasın
dünde bıraktım saflığımı, acı(ya)madım

..çığlık atan kavuşmaların dili tutuldu..her şey bir anda değişebiliyor, saç telinin rengi bile..koynundayım dalgaların..göğsümü gıdıklıyor sarnıçlarımdaki serseri çocukluğum..göz yaşlarımı çekinmeden içti la minör haylazlıklar..açıldı göz kapaklarım..!.Görüyorum..
tahrik oldu hırsım
soyunuyorum kalpazan bakışlardan
deli yanımı tuttun ey hayat!..

Hasret
01-18-2009, 04:50
http://img403.imageshack.us/img403/5904/2jy454217fp.jpg


Çok bekleyişlerim oldu benim de her insan gibi..Beklediğim zamanlarda gelmeyen bir roman kahramanı idin benim için ,tam beklemelerden umudu kesmişken..Bekleme!! O aradığın hayalini kurduğun, gelmeyecek dediğim kahramanım yani sen bir anda zamansız apansız çıktın karşıma..Bir gecelik buluşmalar, birbirini kovalayan zamanlar, tüketilen onca cümle arasından geriye çocuk masumiyeti elinden alınmış bir kırık kalp bıraktın bana.Bıraktığın şey her ne olursa olsun seninle konuşmaya gelmek için, geleceğini bilmek duygusu,seninle olan zaman dilimlerine misafir olma arzusu,sana olan özlemimin seni gördükçe büyüyor olması acısını dindiremediğim bir yara gibi bütün vücudumu sarıyordu.Bana bir o kadar yakın ve bir o kadar uzak bakışlarını üzerimde hissetmek benimle konuşurken duyduğun hazzı benim sana olan sevgimle kıyaslamak mutlu ediyordu beni..Karanlıktan oldum olası korkmuş bir canlı olarak seninle olan karanlığa karşı duyduğum cesaret sana açılan gece kapıları ürkütmüyordu beni;umuduma sığınmıştım ya o da severse beni diye.Huzur bulduğum korkusuzca yaşadığım bitmesini istemediğim gündüzleri aramıyordum artık çünkü senin karanlığında mutluydum ben.

Aslında hayat olanı inkar etmektir çoğu zaman ,insan kendini inandırmak istediği şeylere inandırıyordu.Sende yaşadığım şey hayatın ta kendisiydi bana ait olmayanı benimmiş gibi yaşadım hep.Acı olan da buydu belki de.Çünkü alnımdaki yazgının adı bir ömür sensiz kalmaktan başka bir şey değildi artık benim için.Gideceğini bile bile ,başkasına ait olduğunu göre göre birini istemek,bana gelsin diye edilen dualar, yalvarışlar ve anlamsız yakarışlar sadece kendini kandırmaktı benim için..Gerçekle yüzleşmekten korktuğum anları giderek daha az hatırlamaya çalışıyordum.Sabahın ilk ışıklarıyla çağırmaya başladığım insafsız gecelerde senin haylini büyütüyordum odamın duvarlarında.Duvarlara gözlerimle çizdiğim yüzünü görsen acırdın halime ;belki de son verirdin bana yaptığın bu zulme..Seni sevmek zor iş her yürek taşıyamaz bu ağırlığı,her göz bebeği saklayamaz seni gözlerinde ve her avuç taşıyamazdı seni gizlice ellerinde ama ben seni hem yüreğimde taşıdım ,hem gözlerimde sakladım , hem de avuçlarımda gizledim seni yaşadığım her dakika..Ve biliyor musun avuçlarımı hiçbir zaman sıkamadım şöyle güçlüce canın acımasın diye..

Kendim bir aşk yaşattım ve kendimi adı yalnızlık olan bir aşkın içine düşürdüm beni kurtaracağını düşünerek.Tuhaf gelecek ama sensizlik bende yalnızlıktan ziyade kalabalıklar oluşturmaya başladı.Her yüzde sen vardın her ses senin sesindi artık.Gördüğüm yüzlerle senin yüzün arasında tek fark vardı benim için..Ne mi?
Hiçbir göz senin baktığın gibi bakmıyordu bana…

Korkularımda büyüyor her gece acaba yarın gün senle doğup senle batacak mı diye.. Bir umut besliyorum içimde ve benim için umut bir ağacın gövdesine sarılmış daldaki son yaprak olsa bile ben yaşamaya sebep, seni seçtim. Umudumsun sen benim..

Hasret
01-18-2009, 04:51
http://i7.tinypic.com/62p1201.jpg

Gidişinin üstünden kaç çığlık geçtiği umurumda değil.Nefes alıp vermediğini bilmiyorum şu an.Morgda olabilirsin, ya da ruhu satılık herhangi bir kızın koynunda.Ne fark eder? Bu kez senden değil, benden söz edeceğiz.Bu kez oyunun kuralını değiştireceğiz.

Burada işler biraz karışık.Çözümlemem gereken bazı sorular.Sana, bana, hayata dair.Artık sen, ben ve biz’de dışarı çıkabilmek istiyorum çünkü.Eğer şu an, tam olarak şu an ölürsem, cesedimi soru işaretlerim kaldırmasın istiyorum.Kırdığım kalp sayısı yokluğunla doğru orantılı olarak artıyorsa ve yapıştıramayacaksam bir daha hiç birini geri, en azından sayıları artmasın istiyorum.Dünyada seni en çok isteyen hatun olarak, bu dünyada en çok seni unutmayı istiyorum. Duyuyorum güldüğünü.Nasıl kahkaha attığını duyuyorum.Ama olduğum yere çöküp ağlamayacağım bu defa.Çünkü ağladığımda sarılabileceğim birilerinin olduğunu biliyorum artık...

Kimseye güvenmiyorum belki, ama en az güvensizlik duyduğum adamlardan biri sayesinde hiçbir işe yaramayacak bu satırları yazıyorum.Hiçbir zaman okumayacak olman bir şeyi değiştirmez.Nasıl ki hiçbir zaman sevmemiş olman, sevgimi değiştirmedi..İçimdeki hisleri gömmemin tek sebebi, seninle nefes alamıyor olmam.Sensiz nefes alabileceğimi sanıyorum sadece.Eğer başaramazsam, küreği kendi ellerimle uzatacağım sana.Kendi ellerinle göm katline göz yumduğun bedenimi diye.Eğer başarırsam, ardıma dönüp haline gülmeyeceğim bile.Çünkü eğer başarırsam, adının hiçbir harfi yaklaşamayacak o günden sonra kaderime.

Tek başıma savaşmıyorum.Arkamda bir kovboy var.O ve ben, onun bir kovboy olduğuna inandığımız sürece dünyanın en güçlü kovboyu olmaya aday.Karşımda sen, sağımda solumda görünmez bir ordu.Arkamda beyazı gözümü alan, karanlığı kanıma karışan bir adam.Eğer düşersem, o tutacak...

Bazı insanlar kahkaha atarken gözlerimin kısılmasını, ağladıkça gözlerimin kızarmasına tercih ediyorlar.Bazı insanlar gülümseyişimin rengini, gözyaşımın tadından daha çok seviyorlar. Öyleyse devam etsin “Sükût” çalmaya, belki bir gece olsun rahat uyurum.Hüzünden daha çok yakışan şeyler de varmış bir kadına, son zamanlarda ruhumun nefes almasını sağlayanlar öyle diyorlar.Sen, onların kim olduğunu asla bilemeyeceksin.Çünkü sen bittiğinde, ben hayatımı onlarla paylaşıyor olacağım.Göremeyeceksin.
Son ziyaretimde gözüme takıldı, odanın duvarına kocaman bir soru işareti çizmişsin.Son geldiğimde aklıma takıldı, nasıl da fark edememişim, sen beni hiçbir zaman sevmemişsin.Son günlerde kalbime kazındı, ben seni değil birilerini sevebilmeyi istemişim onca zamandır...

Kovboylar siyah giyermiş, hatunları gök rengi. Yeni öğrendim. Matem rengi değil, güneş rengiymiş bana en çok yakışan. Ondan öğrendim. Beyaz giysem ne fark eder siyahımdan soyunup, ölüler de beyaz giyer. Oysa o, ölümüme karşi çıkıyor.

Gariptir, o beni yaşatmayı benim istediğimden daha çok istiyor.Hiçbir zaman kendim için yaşayamadım bu hayatı.Uğruna yaşadıklarımsa hep bana ölümü layık gördüler.Oysa bu defa, beni isteyen biri için savaşmak istiyorum.Bu defa en azından onun için denemek istiyorum...

Okunmayacak bir mektup için, haddinden fazla kelime öldürdüm belki. Son satırları kazırken tırnaklarımla, şarkılar pansuman yapıyor yaralarıma.Yine de, tekrar düşecek, daha çok kanayacak olsam bile tekrar deneyeceğim şimdi...
Mutlu kal demeyeceğim, hayat senin.İlgilenmiyorum.Dediğim gibi, şimdi senin adının üzerini çiziyorum.Söyleyeceklerim bitti. Gidiyorum.Masalım ise, hiç başlamamıştı zaten.Şimdi görebiliyorum…

Hasret
01-18-2009, 04:52
http://img503.imageshack.us/img503/2663/25151636467fb224108deob8.jpg


Bir güne daha başlıyorum onsuz.Kaldırıyorum kafamı ıslamış yastığımdan. Yüreğimdeki ağırlığı nasıl taşıyabildiğimi onsuzluğa nasıl katlanabildiğimi soruyorum kendime. Katlanamıyorum aslında eziliyorum pres makinesinde ezilen hurda arabalar gibi. İçimde sessiz haykırışları yankılanıyor yüreğimin sonra susuyor, yeni bir güne kadar ağlıyor için, için. Arada eşlik ediyoruz yalnızlığımızla beraber yüreğimin gözyaşlarına. Duyduğum ayrılık şarkılarında ise ben başlıyorum ağlamaya, yüreğimde bana eşlik ediyor dur durak bilmeyen haykırışıyla ;

“Seviyorsan Koşsana Yanına, Sarılsana Eskisi Gibi, Söylesene Ona Yeniden Değil Kaldığımız Yerden, Söylesene Ona Nefes Kadar Muhtaç Olduğunu…”

Haykırıyor Yüreğim Ben Ağlarken. Göz Yaşlarımın Islattığı Tuzlu Dudaklarımdan Bir Kaç Söz Çıkıyor Belli Belirsiz ;

“Seni Seviyorum Bebeğim, Dön, Ne Olur Dön Bitanem…”

Dönmüyor yine. Duymuyor yüreğimin haykırışlarını, göz yaşlarımızı umursamıyor dönmüyor. Nefret ediyorum kendimden bizi umursamadığını düşünecek kadar gaflete düştüğüm için, lanetler okuyorum kendime bu yüzden onu kaybettiğimi anımsıyorum, düşüncesizliğimin onu üzdüğünü fark edemeyecek kadar aptalım işte, hep kendimi düşünecek kadar da bencilim. Kaybettim onu kendi elimle, bir sihirbazın tavşanı şapkasında kaybeder gibi kaybettim, kendi içimde onu. Bu kadar beceriksizim işte.

Kalabalığın içinde olan yalnızlığıma dönüyorum, yeniden uzun zaman sonra ayaz sonsuzluklarda kendimi kaybetmişçesine dolaşıyorum, üşüyorum. Üşündüğünde ona sarıldığımı anımsıyorum ve üşüdüğümde sarıldığını, yalnızlığımın ayazı içimi titretirken. Daha fazla katlanmıyoruz yüreğim ve ben, bu ağırlığa, yalnızlığa ve ayaz sonsuzluğa, titreyen ellerimle çeviriyorum numarasını kulaklarımda çınlayan gülüşünü tekrar duyabilmek, onun mutlu olduğunu görebilmek için. Gerçekten bunun için mi arıyorum yoksa geri dönmesini umuyor olduğum için mi arıyorum ? Konuşuyoruz uzunca ayrıldığımızdan beri ilk defa bu kadar uzun konuştuk telefonda. Sözün bir kıyısından girip geri dönmesi için yalvarmak istiyorum, kaldığımız yerden, benciliğime son verip sevgimizin gücünde, şarkımızda olduğu gibi son nefesimizde birbirimizin yanında olarak hayatımızı devam ettirmek için yalvarmak istiyorum. Tıkanıyorum, benim çaresizliğimin onun mutsuzluğuna sebep olacağı için boğazım da tıkanıyor tümcelerim. Yetinmeyi öğreniyorum telefondaki gülüşünde mutluluğunu görerek.

Telefonu kapatmak gelmiyor içimden eskisi gibi sen kapat ben kapat kavgasını yapıyoruz gülerek, hoşuma gitse de, gülümsemelerimin sakladığı göz yaşlarım başlıyor, dudaklarımda biten sessiz yolculuğuna. Çoğu zaman ki gibi yeniliyorum, yüreğimdeki ağırlık, nefes alışımı zorlaştırırken “iyi geceler, tatlı rüyalar ” çıkıyor ağzımdan, gerisi içimde kalıyor bu gece tamamlayamıyorum her gece tamamladığım gibi “rüyanda beni gör bebeğim, SENİ SEVİYORUM Bİ TANEM…” Ruhum, bedenim, yüreğim ve ben karşı olsak da kapanmasına, kapanıyor telefon hiç bir şey söyleyemeden…
Hıçkırıklarla gömülüyorum yatağıma, lanetler okumaya başlıyorum her şeye, beni yaşayan hayata, beni yaşamasına izin verdiğim için ve elimdekiyle yetinmeyi beceremediğim için kendime…

Bir günü daha bitiriyorum onsuz. Odamın balkonuna çıkıyorum, yüreğimin sessiz haykırışlarını bırakıyorum sessizce. Denizin üzerinde yankılanıp bana dönüyor yine sessizce usulca alıyorum içime. Yalnızlık kokusunun buram, buram sardığı odama giriyorum kapıyı kilitleyerek, umudumu içime kilitlediğim gibi. Nemli yastığıma koyuyorum kafamı göz yaşlarımın kurutmayacağını bilerek. Tamamlıyorum eksik tümcemi, sonunda “SENİ BEKLEYECEĞİM” diyerek…

Hasret
01-18-2009, 04:52
http://img148.imageshack.us/img148/4190/mor4785234mdqu1.jpg


Bu kaçıncı kağıt yazdığım, bu kaçıncı atacağım sayfa olacak sana dair yazdıklarımı yok etmek için çabalayacağım.
Yazıyorum...Hiç durmadan...
Her zaman yaptığım ve yapacağım gibi..
Durmadan yazıyorum...Yazıyorum durmadan...
Ama bu sefer...
Sana dair olan her yazımda başka şeylerde saklıyorum satırlara..
Bu sefer her harfe üç gözyaşı sığdırıyorum sevdiğim...
Biri benim için...
Biri senin...
Ve diğeri kaybettiklerimizin...
Yani ikimizin ...
Yani bizim...
Bununla yetinmiyorum;her harfe üç kan damlası akıtıyorum yüreğimden...
Biri bana...
Biri sana...
Diğeri ise bize...
Hem bana,hem de sana...
Özlemlerime gem vuramıyorum,fotoğrafını alıyorum karşıma.
Bir günahın ardından bakar gibi bir halin var fotoğrafta.
Gözlerin uzaklarda...
Öyle ki fotoğraflarda dahi gözgöze gelemediğinden, gelmekten korktuğundan yaptığını düşünüyor beynim bir an...
Biliyorum saçmalıyorum...
Daha önce de saçmaladığım gibi belki de...
Sonra dalıyorum iyice fotoğrafına,gözlerimde yaşla..
Seni sevdiğime değmezmişsin gibi geliyor bir an ama hemen yokoluyor.
Çünkü biliyorum seni deliler gibi seviyorum.
Biliyorum ki hiçbirşey önemli değil sana olan sevgimden...
Yaptıkların
Acıttıkların
Gözyaşlarım
ve
Kan damlalarım...
Hepsi önemini yitiriyor sevdan geldiğinde aklıma.
Çünkü onlarla birlikte kabul etti yüreğim yüreğini...
Nedensiz Sevdi Ve Hiçbir Neden Sevdam İçin Yeterli Değildi!
Fotoğraflarına baktıkça daha beter oldu yüreğim.
Bir nefes aldım kokunu duymak istercesine.
Ama kokun çoktan yitip gitmişti uzaklara.
Tenini aradım derken,gözlerini bulma çabasında bakındı gözlerim...
Sonra gözyaşı oldu aktı hayalin..
Vapurun en ucunda rüzgara bıraktım kendimi sebepsiz..
Sen gözyaşı olup ilerlerken yanağımdan dudak kıvrımıma ,ben kapattım fotoğrafını..
Ve evet...
Kaçtım...
Senden kaçmam gerekti anlamıştım. Seni aşmam gerekiyordu ama onu yapacak yürek bende yoktu..
Hiç olmamıştı,olamamıştı...
İlk defa fotoğrafını kapatıp kaçtığımı sandım ama yine yanıldım...
Öyle bir şeydin ki sen sevdiğim...
Sigaraydın belki de ve ben senin en büyük bağımlın. Zararını bilip asla bırakamayan ve o acı dolu ölümünü bekleyen...
Sen ..
Sen sevdiğim doğum lekesi gibiydin yüreğimi kaplayan.
İstesemde çıkaramdığım...
Ve belki de çıkarmak için hiç uğraşmadığım...
Kendimi farklı hissettiren belki, belki de insan içine çıkmamı engelleyen..
Bazen varlığıyla memnun eden ,bazense kesip atmak istediğim ama atamadığım en büyük acıtanı yüreğimi...
Ve artık yazamadığım...
Ama aslında hep yanıldığım..
Durup durup aklıma geliyorsun çünkü...
Ve ben...
Durup durup yazıyorum...
Yine kendime ters kalıyorum, yazmayacağım derken bile kalem tutuyorum...
Bu sefer her harfe üç gözyaşı sığdırıyorum sevdiğim...
Biri benim için...
Biri senin...
Ve diğeri kaybettiklerimizin...
Yani ikimizin ...
Yani bizim...
Bununla yetinmiyorum;her harfe üç kan damlası akıtıyorum yüreğimden...
Biri bana...
Biri sana...
Diğeri ise bize...
Hem bana,hem de sana...
Ve şimdi hesapladım da...
Bana ........... gözyaşı ve ............. kan damlası borçlu yüreğin.
Hadi öde borçlarını bana...
Ya da öde desem ödeyebilir misin acaba?

Hasret
01-18-2009, 04:53
Merhaba sevgili,

Atilla İlhan’ın çok sevdiğim “ayrılık sevdaya dahil”şiiri “çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var /çünkü ayrılık da sevdâya dahil /çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili / hiç bir anı tek başına yaşayamazlar /her an ötekisiyle birlikte / herşey onunla ilgili” ara dizeleri ile devam eder..



Bir ayrılığın sevdaya dahil olması ne kadar anlamlı değil mi? Ya da anlamlı olmalı mı demeliyim? Kaldı mı, bıraktık mı ayrılıklarda sevdaya dahil edebileceğimiz duygular; her an öteki ile ilgili herşey onunla!

Neden artık sevgililer, sevgiler eskisi gibi değil?Neden yaşamak için içindeki çocuk yüzü, çocuk duyumsamaları tüketmiş sevdalar ? Neden çıkar ilişkilerinin kör testeresinde bilenmeye doğru yol almış düşüncelerle yaratılmış, yok sayılmış sevgiler?

İşte A. İlhanın bu şiirini okuduğumda dalıp gittiğim gibi ötelere, çok uzaklara bazen sana dair türküleri dinlediğimde de hüzün yurt tutuyor yüreğimi. Bazen eski bir anıyı,zümrüt ışıklı bir kahkahayı, bazen koskoca bir okyanusun bir şarap kadehinde ahenkle dansedişini, ayaza kesmiş bir geceyi sevda sözleri ile ısıttığımızı anımsıyorum ;nekadar da sevdaya dahil.. Ne kadar da seninle birlikte, seninle ilgili...

Ah sevgili, seni yaşayamadıkların yargılamadı mı hep?İçinde büyüttüğün hep yaşayamadıkların olmadı mı? Gün geldi “anlar, umutlar” hayal kırıklıklarının peşi sıra sevdaya dahil izleri silip geçti bir kentin ortasındaki yalnızlığından... Oysa benim yalnızlığım hala sevdaya dahil...

Yüreğin sevgili yaşayamadıkların için mahkum etmedi mi seni müebbet sürgünlerle bitmeyecek özlemelere? İçinde öldürdüğün hep bu özlemeler olmadı mı? Gün geldi sustu ve akşamın sona erdiği o an benden kalan çaresizlik sevdaya dahil izleri ezip geçti bu kentin ortasındaki hayallerinden... Oysa benim hayallerim hala sevdaya dahil... Her şey seninle ilgili..

Sevda diyorsun bana ;tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığdırabildiğimiz, sevda diyorsun bana ;nice sevdalar yok oluyor kristal bir bardak gibi tuz parça kırılsa da .. Sevda diyorsun bana ;sen yoksun aslında... Ama ben hep varmışsın gibi yaşıyorum, herşey seninle ilgili... Çünkü yokluğun bile sevdaya dahil..

Ah sevgili ;hala içimizde o yanardağ ağzı, sevdalanmak diyorsun ya bana, dudaklarından dökülen her kelime hala kıpkızıl gülümseyen –sanki ateşten bir bir tebessüm- özledim diyorsun...
Sonbahar taşınıyor gecelerime.. Sen gülmüyorsun aslında.. Ama ben sen hep gülüyormuşsun gibi yaşıyorum, her şey seninle birlikte... Çünkü gülüşün bile sevdaya dahil..

Ve sevgili özlemek diyorsun bana, aslında hiç yaşamadığın aşkları anlatıyorsun, en güzel sevda masallarını bırakıyorsun ak köpüklerle ıslanan kumsala.. Hanidir dokunmadığım ellerinle hiç yanılmamışım gibi yaşamayı öğrenmeye çalışırken, alışırken gözlerin olmaksızın yolumu bulmaya çıkıp geliyorsun asırlar kadar uzak bir geçmişin içinden... ---kapını bir çalan olmadı mı hele /elini bir tutan ---tek başına bu özgürlük bir işe yaramıyor dizeleri dudaklarında..

Yalnızların en büyük sorunu işte bu diyorsun.Ben dünden kalan her heceyi, her geceyi,her dizeyi, sendeki her şeyi özlemişken, bendeki senle her an birlikteyken, herşey seninle ilgiliyken çekip gideceksin biliyorum geldiğin gece gibi sımsıcak bakışlarının suç ortağı hayallerime..
Sen gelmiyorsun aslında.. Ama ben sen hep buradaymışsın gibi yaşıyorum herşey seninle birlikte.. Çünkü ayrılıkta sevdaya dahil..

Gidiyorsun yine.. Oysa biliyorsun hiç gitmediğini.. Ben kapatıyorum ardından gözlerimi sanıyorum ki ;yeryüzünde ikimiz ancak birbirimiz için varız.. Hiç yanılmamış olduğumu biliyorum.. Bir düş mü gördüğüm, bir düşün içinde miyim, bir düş mü benim içimde bilmiyorum..

Ne zaman bir yaşamak düşse aklıma çekip gidiyorsun ardında nice vedalar çakmak taşı gibi sert /elmas gibi keskin ; bilmiyorsun...


Sen gitmiyorsun aslında.. Ben sen hep buradaymışsın gibi yaşıyorum, her şey seninle birlikte,seninle ilgili... Çünkü hiç bir anı tek başına yaşanmaz... .


Hoşça kal


Seni öperim,yüreğini de

Hasret
01-18-2009, 04:53
http://burem.boun.edu.tr/burem/web/images/eller.jpg

Biliyorsun, gayem sana zarar vermek, seni incitmek, kırıp dökmek değildi. Yılar yılı açı çekmiştim, istemediğin bir ortamdaydın ve sana ters düştüğü halde yanlış şeyler yapmıştın. Acına, yaşam mücadelene ortak olup yüreğimi yüreğine, ömrümü ömrüne katip seni mutlu edecektim

Ben senden sadece sana verdiğim sevgiyi kabullenip ,bu sevgiyi yaşamanı istemiştim Yüreğim tahtı da tacı da sana vermişti. Yalnız seni istiyordu.Yüreğimde kalıp saltanat sürmek varken beni sıradan bir şeymişim gibi elinin tersiyle ettin. Çok sevilmek bu kadar kötü müydü?Gerçekten böylesine ağır mıydı ki?

Sevgiye hasretim dediğini düşünüyorum da,kocaman bir iğrenç oyu oynamışsın. Hayatıma bilmediğim anlamlar getirmişsin .Gözüm kapalı hayatimi ortaya koyduğum bir kumar oynamıştım.Ya seni kazanacaktım ya da kendimden vazgeçecektim .
Hem seni kaybettim ,hem de kendimden vazgeçktim.

Var miydi böyle kimsesiz darmadağın olmak biçare kalmak ,var miydi?

Keşke beni böyle ödüllendireceğine,hiç ödül vermeseydin. Onca yüreği senin yüreğine feda ettiğim halde yüreğin kocaman sevdamı alabilecek kadar büyümedi.

Ben de sana büyük bir sevgiyi vermekte diretiyordum. Bu kadar direttiğim için beni bağışla...

Sevmek ölümüne cesaret, buzdan değil ateşten yürek ister. Adı üzerinde sevdaydı bendeki, zorda sevdayı büyütmek kolay değildi elbet. Bütün güzellikleri bütün kainatı seni sevmesi için birine verseydin, yine de bu kadar sevilemezdin. Hiç kimsenin yüreği benim ki kadar büyük ve deli olamaz.

Beni kırgınlıklarla çelişkilerle, cevabı sende olan bir sürü soruyla ve bitmek tükenmek bilmeyen ‘’ keşke’’ lerle bıraktın. Bana onca acı verdin ama yüreğim düşman olamıyor. Her gün alabildiğine yanıyor, istesem de istemesem de seni özlüyor seni istiyor.

Yüreğimi koparıp atmak mümkün olsaydı hiç düşünmeden koparıp atardım. Sevdan beni divane etti, beni asileştirdi, kendime sözüm geçmiyor artık. Başımı ellerimin arasına ne ilk ne de son alışım. İlk acım değil ama en büyük acımsın.

Bir limandayım ve senin bindiğin gemi çoktan uzaklaşıp gitti. Bunu kabullenemiyorum, zoruma gidiyor canımı acıtıyor. Sen yüreğimde bir hasret en büyük ve hiç kapanmayacak bir yara olarak kalacaksın. Yarım kalmışlığım, unutulmazımsın. Yüreğimin sarayından seni kovmuyor, tacı da tahtı da sensiz bırakmıyor.

Hasret
01-18-2009, 04:54
http://img519.imageshack.us/img519/7007/18792947pk3.jpg


Saat 5:45 gunlerden pazartesi..Yorgunum..Aglamaktan..Sessiz cıglıklardan..Bagırmaktan..Sarhoş olmaktan..ve En kötüsü sevmekten yorgunum...Birazdan gunes dogacak..Bir cay ısmarladım..Cayım geldi..Simdi sigara mı yakıp denizi ve esen rüzgarı tenımde hıssedıp seni düsünmenin zamanı geldi sanırım..

Etrafıma bakınıyorum..İki sevgili denizi seyrediyor..Kız cok güzel ve güzel giyinmiş..(siyah bi pantolon üzerine kırmızı bı kazak kırmızı bı bere kırmızı bı mont ve kırmızı bı atkı) ve erkek arkadasıda öyle..Denizi seyrediyolar..tıpkı benim gibi..Cocuk bırden kıza sarıldı gözlerım doldu ansızın..aglamak ıstedım..Ama tuttum kendimi..Zor gercekten galiba sana uzak olmak..

Güneş dogmak üzere ve tüm güzelligini maviden yesile calan denize seriyor..Sanki yazdan kalma bi hava..Tıpkı askımız gibi..Sanırım bizim askımız da yazda kaldı..Yaz askları güzel olur degil mi.İlk önce seni seviyorum kelimesiyle baslar yazları sabahlar..Sonra sana asıgım sonra buyur sevgi asklarıda asar gözler..Sonra ansızın kıs geliverir tüm sehirlere yüreklere kötü bir karabasan gibi belirir..Bütün herseyi silecek bir fırtına gıbıdır..simdi sana kıstan bahsetmek ıstemıyorum..Cunki ben kısları yasamak ıstemıyorum..

Sana siirler biriktiriyorum yüregimde..ansızın kacıverıyorsun..Sarkılar hedıye etmek istiyorum sana notaları kaybedıyorum..Sana gecenın güzelliginde bir sarabı yudumlarken konusmak ıstıyorum..Telefonunu acmıyorsun..Deniz günese selam verirken sesini duymak istiyorum telin gene kapalı...Gökkusagı gibisin..Ben sana kosuyorum..Sen benden uzaklasıyorsun...Tam seni tuttugum anda...Sonsuz bır ucuruma sürükleniyor ellerim..

Issız bır adada sana yemekler hazırlıyorum..İcinde yüregim Göz yaslarım..Ve sevgim var dıyorum..Duymuyorsun..Bazen yolda yürürken sarkılar söylüyorum..Birden mısralar dökülüyor dudaklarımdan..Adın gecıyor mısralarda..Sarkılar sana yazılmış gıbı dıyorum...Hissetmıyorsun..Yoksa kalbinimi Düsürdün..Yanlızlıgamı mühürledin kendini Issız karanlıkta..Kalbini getırecegım sana diyorum..Sen mantıgını öne koyuyorsun..Ama düsünemiyorsun..Cunki yüregini kaybetmısler düsünemez bunu sende biliyorsun..

Sana Seni Seviyorum Derken gine gözlerim doluyor..dudaklarım titriyor..Simdi cayım bitti Sigaramda bitmek üzere..Geceyi süsleyen yıldızlarda kayboldu..Yoksa bırazdan bendemi Kaybolacagım..Yok yok yıldızlar kaybolmadı..Sevdayla bakmasını bılenler..Yıldızları görebilirler diyor bir sair..Bende basımı göge kaldırıyorum Simdi Haykırarak..Seni seviyorum diyorum..ve yıldızları görüyorum.

Güneşi seriyorum yollarına..Grileri senden alıyorum..Siyahlar kaybedıyorum renk defterınden..Pembeleri ekliyorum sana..

Suya bakıyorum simdi..Denize bakıyorum simdi Deniz neden mavi..Peki göz yaslarımda su olduguna göre onların neden rengi yok..Neden hıc bır rengı anlatmıyorlar..Bakınca sade saf görünüyorlar..ama ben bu sorunun cevabını dun gece vermıstım degil mi..Göz yaslarım renksız degil aslında onlar yüregımın rengini getiriyorlar..Aslında tüm renklerin en güzelini tasıyor göz yaslarım..Sevgilimin Yüregini hisettiriyor bana..Sonrada benim yüregimden akıyor..

Simdi bu kagıdı ne yapayım acaba..hah buldum..Masalcılık oynamalıyım..simdi bana bir sise lazım..Yazdıgım bu yazıyı bir siseye koyup denize bırakayım evet iste su sise olabılır evet sıse bana bu yazıyı sevgılıme ulastıracagına söz verırmısın..(söz) tsk sise..
Ona onu cok sevdıgımı Söylermisin Lütfen Ona yüregim mavi denizi yesil kırları ve sarı güneşi tüm güzellikleri hediye ettigimi söylermisin..(söylerim)
tamam sise seni azad edıyorum sevgilime sende tum soyledıklerımı ona ilet oldumu (oldu)
seni bir gün sevgilimden almak üzere gelecegim O gun beni mutlaka arayacaktır o gün görüşmek üzere seni denize bırakıyorum sımdi Görüşürüz şişe..Deniz cok güzel ve yüregımde aaaa sevgililer gitmiş hım varmısız sehre...
Gözlerım nıye doldu şimdi...Kahretsın yaaa..

Aglıyorum ama neden..Yüregım ne oldu bana neden aglıyorum ben..Senin Sevgilinin Yasadıgı yerde deniz yok ki....?

Hasret
01-18-2009, 04:55
http://www.gundem.be/photcat/photos/27/p_2791_o.jpg

... Üç nokta ile bitirmiştim cümlemi seninle son konuşmamızda...
Yine üç nokta ile başladım sensiz ilk konuşmamıza...
Değişen bir şey yok aslında...Sen dışında...
Sen yoksun sadece o kadar...Belki gelirsin diye hayal ettiğim her şey var...
Ama sen yoksun...Konuşmamız diyorum kusura bakma...
Bir ben konuşuyorum...Ama seninle konuşuyorum...Sen duymuyorsun sadece...
Duyardın gelseydin eğer... Beraber yürürken sahilde yağmur yağacaktı hani biz farkına varamadan...
Saklanacak yer ararken ıslanacaktık...Heyecandan bulamayacaktık münasip bir yer...Birbirimize bakıp gülecektik halimize...Saklanmaktan vazgeçip ıslanacaktık birlikte...Sana ben yağacaktı, bana sen...Sonra yoldan geçen yaşlı bir çift bize şemsiye uzatacaktı...Halimizi görünce etkileneceklerdi, kim bilir belki kendi gençliklerini göreceklerdi...Onları mutlu etmek için, formaliteden açacaktık şemsiyeyi...Yağmur damlaları giremeyecekti belki ama gözlerim gözlerine yağmaya devam edecekti...Gelseydin eğer...
Bizim burda eski bir tiyatro var, harabe biraz...Ama sahnesi yerinde...Kocamaaaan!...Seninle tiyatro yakınında buluşacaktık...Yan yana ama birbirimizi tanımıyormuşcasına koşacaktık...Önce yıkık duvarlardan atlayıp sahneye ulaşacaktık...

Altından süzüleceğimiz bir perde yok maalesef...Şaşkın ve çaresiz bakışlarla göz göze gelip varmış gibi davranacaktık...Gizlice, sessizce, süzülecektik perdenin altından sahneye...Ben ıslık çalarak ortaya doğru yürüyecektim...Sen sahnenin en dip köşesinde uzaklara bakar gibi yapacaktın...Bana doğru yürüyecektin...Romeo&Juliet'ten aklında kalanları mırıldanacaktın büyük harflerle...Susacaktım ben...Elleri ellerime değince, suskunluğumun en sessiz yerinde belki de dünya duracakken kulağımıza gelen gülüşme sesleri ile irkilecektik...Sonra yine göz göze gelip gülecektik halimize...Tıpkı bize gülen çocuklar gibi...Kaçacaktık yine koşar adım...Gelseydin eğer...

Adını bile koymadım...Ne diye seslenmem gerekir onu bile düşünmedim..."Kimseciğim" mi demeliyim...Bilmiyorum...
Ama bir gün geleceğini biliyorum...Zamansız...Hayallerinle gel...Dönüş biletinle değil...Hayallerim hayallerin olsun...Söz, severim seni...Gelirsen eğer... Çift "s"lerim ile beklerim seni... Kimseciğim'e...

Hasret
01-19-2009, 03:42
http://img457.imageshack.us/img457/5241/r0316hy.jpg


En sevdiğim saatlerdeyim yine...

Havayı zifiriye boyamış ressamın biri
Yönümü şaşırmış gibiyim ne sağım belli ne solum

Öylece yine sensiz kalakaldım gecenin en kuytu köşesinde

Yalnızlık, duvarda tik tak sesleri ile duran saat ve ben...

Ne senaryo değişmekte ne de benim bu senaryodaki rolüm

Aynaya her bakışımda bu saatlerde bir yabancı yüz karşılar oluyor beni..
Kim bu aynadaki yüz..Yoksa ben kendime mi yabancılaşıyordum fark etmeden..

Gözlerimi kapatıp alışkın olmadığım bu durumdan kurtulmak istedikçe

Gözümü her açısımda yalnızlık ve korku devleşiyordu karşımda..

Ah bu geceler zifiri korkutucu geceler,beni bir başıma yapayalnız çaresiz bırakan geceler..

Hayal kırıklıklarımın tavan yaptığı ,göz yaşlarımın inciye dönüştüğü ,
Avuçlarımı kağıt bir mendilin yerine hüznün sardığı saatlerdeyim yine..

Kısacık ömrüme neler sığdırmıştım oysa..

Yürüdüğüm bu yola hangi yanlış pusula beni sürüklemişti bilemıyordum..
Yol bittikçe geldiğim kapı, çaldığım kapı yalnızlığın kapısıymış meğerse..

Usulca girdiğim kapıdan izin isteyerek yüreğimi almaya gelmiştim.

Beni yalnızlığıma satan yüreğimi...

Seni pamuklara sarıp sarmalayamadığım için,hak ettiğine veremediğim için özür dilerim yüreğim…


Son-Sevgili

Hasret
01-19-2009, 03:42
Kapat defteri at tavan arasındaki eski aşklarımın yanına...Susma konuş hadi anlat ne çektiysen benden anlat zamanın saramadığı yaralarını..Fırlat yüreğimi hiç sevmemişçesine,vur kendini yanlızlık sahiline...Benide bırak bir başıma sal dumanı üstünde tüten acılarıma..Ardına bakmadan olmalı gidişin ve ne var ne yok toplamalı ruhumdan senden kalanları...Yanındayken,seninleyken yaşadığım bütün mutlulukları yükle sırtına ve başla koşmaya...Gidişin hızlı olmalı yoksa aşkım tutar kollarından esir eder belkide eskisi gibi...Yıllar olur senden geride kalana çare ondan düşünme gittiğinde ben ne yaptım diye...Özrümün gizinde sakladığım pişmanlıklarım çıkınca ortaya işte ozaman dayanılmaz bir hal alcak yokluğun...Özleminle karıştıkça gözyaşım ozaman yakacak günahkar bedenimi...


Kaçamak bakışlarım seni yorgun bir ifadeyle uğurlarken,yanındayken bile seni özleyişlerim geliyor aklıma...Zor tutuyorum kendimi kollarına atmamak için...Bedelini fazlasıyla ödediğim mutlulukarımın acısı şimdi gidişin olarak tek tek geri geliyor...Yutkunmak imkansızlaşıyor her adımınla benden uzaklaştığında...Nefes almak zaten yapabildiğim birşey değil ellerimi bıraktığından beri...Bir uğultu kulaklarımda sesin,parçalıyor bedenimi içten içe...Beni ayırıyor "sen" parçalarıma yani hepsinde senin olan parçalarıma....Ve zamanda anlamını kaybetmiş gibiydi,başım ayak uyduramıyordu bacaklarıma ve beynim söz geçiremiyordu yüreğime...


Gördüğünden eksik düşündüğünden fazla değilim sadece düşürdüğünden beri böyleyim..Toza dumana karışmış aklım,yerle bir olmuş kalbim yaralanmış ellerim var karşında duran...Kapını çalmaya geldiğimde zile her basışım,yeni bir sensizlik oldu ardından...Kabuk bağlamıyor kanattığın yaralar derken kanayanlarımı görmediğin için tepkilisin belkide bu kadar...Yastığa kafanı koyduğunda benden ayrıldığın zaman bile bir parça düşündüremiyorsam kendimi,başkasıysa aklına giren uykunda benim zamanım dolmuş demektir...Biraz umut serpseydin umutsuz yüreğime belki sarsılmazdım bukadar,kaybetmezdim kendimi derinliklerde..

Kararmışssa gün gibi aydınlık yüzün,ağlamak beklemekten çok kolaysa ve bir parça umudun seninde kalmadıysa affet artık beni...

Yapacağın uzatmaktan başka birşey değil elini....

Hasret
01-19-2009, 03:43
Yaşadıklarımız anlattıklarımızdan değil de anlatamadıklarımızdan ibaret olduğunu öğrettin bana bu suskunluğum aslında seni kendime bile anlatamadığımdandır.yüreğimde unutamadığım olduğundan dır.

Senin gibi unutanlar utansın benim gibi sevip de acı çekenlerde değil ben her gün senin yokluğunu biraz daha büyüterek yaşarken hayattan biraz daha küserek
dönmeyeceğini bilebile sana olan sevgimi ve özlemime yenilerini ekleyor ve her gün yavaş yavaş tükenişimi izlimiyorum peki sen sen nasılsın gittikten sonra hayatına kaldığın yerden devam ede biliyor musun ? hiçbir şey yaşamamış gibi beni hiç tanımamış gibi kaldığın yerden devam ede bilmek hiç bir şey düşünmemek nasıl bir şey ben bilmiyorum bana da öğrete bilir misin?


Ben hergün umutsuzluğun acısını hissediyorum ve gözümde kalan son damlada kirpiklerimin ucunda bak oda senin gibi bıraktı beni

Yaşattığın her şey yalanmış bir rüyaymış uyandım ama bu uyanışım çok sancılı oldu.
Keşke senin sevginin yalan olduğu gibi benimkide yalan olsaydı.şimdi bakıyorum da ben bir yalanı sevmiş bir yalana aşık olmuşum.dünyaynın en büyük pinokyosu ilan ediyorum seni

Şimdi sıra sende kalbim bak o bizi hiç düşünmüyor hep üzüyor unutma sırası bizde ……


Anla artık kalbim o hiç sevmemiş

Hasret
01-19-2009, 03:44
http://img73.imageshack.us/img73/5823/hayal1et5cl2hayalxz0.jpg

Yine geleceğim
Sen
Bilmeyeceksin

Ellerimle yüzüne dokunacağım
Gözlerine bakıp seni çok
Çok seviyorum diyeceğim
Sen duymayacaksın

Kimbilir
Hayata sımsıkı sarıldığın
Yeni bir aşk ateşinde yandığın
Yepyeni coşkular edindiğin bir anda
Belki


Yine geleceğim
Sen
Bilmeyeceksin

Ellerimle yüzüne dokunacağım
Sen hissetmeyeceksin
Yüreğindeki coşku
Mutluluğum olacak
Sen bilmeyeceksin
Farketmeyeceksin


Kimbilir
En bitkin anında
Yüreğin anılara acılara çarpmaktan yorulmuşken
Umutsuzluklar bir yorgan gibi düşlerini örtmüşken
En vazgeçilmezinden vazgeçme anında
Belkide


Yine geleceğim
Sen
Bilmeyeceksin
Ellerimle ellerini tutacağım
Sen hissetmeyeceksin
Yüreğindeki hüzün
Ölümüm olacak
Gözlerine bakacağım
Seni çok ama çok seviyorum diyeceğim
Sen duymayacaksın

Yüreğim sana yanacak
Senle bitecek
Sen hissetmeyeceksin
Bilmeyeceksin

Ben hep bir adım arkanda olacağım
Sen hiç görmeyeceksin




*********************



Geldim
Yağmurlu bir gündü
Kimbilir belkide değildi de
Yüreğim hissetmez olmuştu aydınlığı, günü, geceyi

Bana geceydi
Yağmur yağıyordu yokluğunda


Sessizce geçtim kapından
Odanın ışıkları yanıyodu
İçerde sen vardın

Usulca süzüldüm pencerenden
Uzanmıştın yatağına
O güzel gözlerin dalmıştı yine uzaklara
Kimbilir
Belki ayrılıkları düşlüyordun
içinin yanmasıydı böyle dalgınlığına sebep
Belkide yeni aşkların
Umut dolu düşleri

Hafiften gülümsüyordun
O öpmeye doyamadığım dudaklarında
Bitmeyesice bir tebessüm vardı
Geçmişin güzel anılarımıydı
Yüreğinde beliren yeni umut kırıntılarımıydı
Kimbilir neydi aklındaki

Uzandım yanına
Ellerimle yüzüne dokundum
Soğuktun her anından
Hissetmedin
Gözlerine baktım
Donuktu hiç olmadığı kadar
Görmedin
Eğildim kulağına fısıldadım
SENİ SEVİYORUM DEDİM
Duymadın

Usulca öptüm ellerini
Kalbim çırpındı
Beynim düşlerim parçalandı
Farketmedin
Yine geldim
Sen Bilmedin

Hasret
01-19-2009, 03:45
http://img340.imageshack.us/img340/2561/sendegittinyaud5fi5.jpg


Düşler...
İz düşümleri...
Yokluğa sinmiş tüm kokular...
Perdelerin tütünle yıkanmış geceleri...
Bir ses, satırlarıyla yol boyunca, hüzünlü gerdanımdan öpmesini bilen...
usulca, incitmeden...

" Konuşmak istediğinde arayabilirsin, eğer istersen."
" Olur."


Hani bazen rüzgar inceden vurur ya bedene, titrer ve içinize çekilirsiniz.. Güçlü bir soluk gibi kıyıda bekleyen aşk silinmiştir, en tenha bakışlarla başbaşa kaldığınızı anladığınız anda... Aynanın soğukluğu, yaklaşan kış mevsiminin karbondioksit kalabalıklığında çoğalan acı kokusu ve bir mağlubun çizelgesi gibi elinize tutuşturulan acı kayıtları, teker teker dolar yalnızlığın kapakçıkları arasına...
Yürek gitmek ister... yorgun, bitkin, koşulsuz..
Sadece gitmek...
Oysa uzun bir yanılgıdır terk etmenin sancısı...
Gidenin kalana eşitlendiği ve kalanla aslında eşitlenemeyen, asla da eşitlenemeyecek olan, suale yer vermeyen, komplo ayrılıkları tütsülenir sigaradan çekilen nefesin arasına...
Kayıt defterinde mavi yolculuklar tutulur, isimsiz şehirlerin bekleyişi sanki çok eskiden kalmış bir mirasçasına...
Sahi, bir mirasın kaydı nerede tutulurdu tüm kutsanmış aşkların mahzeni böylesine vurulmuşken, parçalanmışken, yıkılmışken?
Tarih kokan ve son diye atfedilen onca vazgeçişin damardan bir bir çekilişi, tüm varoluş salgılarının azalışı, demin demlendiği vakitler...
Tutulan kayıtlar buradan mı miras kalır incinmişliğimize, küstürülmüşlüğümüze?
Ona hayır buna evet, her şeye hayır, hiçbir şeye her şey!!
Hiçlik...
Dümenin henüz kıyıdayken bilinen belirsizliği; aşkın rotasızlığının sonbahar bitişi, kış başlangıcı bakışları...


Kadınlığın...
Tüm sözcüklerin buğulu camlardan düşen ıslaklığa kendini amansızca teslim edişi...
Yanılgılarım...
Yanılırken ayağımı basıp da üzerinden kaçmadığım onurlu yenilgilerim...

Vedaları kutsuyorum, mabedin soğuk taşları arasından düşlerimi yırtıyorum...
Düşlerin de yırtıldığı bir gece şarkısı düşlüyorum(!)
Kaçılmıyor...

Amaçsızdı başlangıçlarım ve bir geceyarısı ansızın, hep böyle olmamış mıydı, fark etmeden ayak bastığım şehirlerde, sana düş'müşüm..
Eğer birgün...eğer birgün kendi canına kıyarsa dilsizliğim, içinde sana dair izdüşümleri bulacaksın...
Adım adım derin bir nefes gibi, yanılgısında geçeceksin yokluğu..
Birtek kendinle...bir tek kendinle konuşamadığın an gelince durup bakacaksın sarı sayfalara...
Üzerine eklediğin, üzerinden çıkardığın her kelime, mürekkebini akıtacak toprağına ve sen yine de anlamayacaksın!!


...
Sokak taşlarına düşer ya hesapsız bir yağmur, tene dokunur ya kaçamak bir öpüşme hatırası, sen orada kaybettin beni..
Biliyordum...
Sense bir ömür boyu bildiğimi bilmeyeceksin..
O sendin...
Tarihleri aylarla anlatılan bir karenin çocukluğunu avuçlarına aldığında, işte tam da o anda, özlemlerimizden çok uzağa, bilinmeyen bir kıyıya demirlemiştin ayrılığı...
O ayrılık ki, bizi ayrı ayrı şehirlerden toplamıştı...
Bir daha bir araya gelemeyecek şekilde...


Nişanlar...
Küller...
Limanlar ve aslında hiç gidilemeyecek adresler..


Pusulasız her yanılgının, aşkta karşılığı yok!!!

Hasret
01-19-2009, 03:45
http://img529.imageshack.us/img529/5132/64noac0.jpg


Dinle beni yüreğim...Tıpkı yaprağın rüzgarı dinlediği gibi,toprağın yağmuru dinlediği gibi,ateşin suyu dinlediği gibi dinle...Ve hisset yüreğim hissedemediklerimizi yada hissetmeye korktuklarımızı...Hisset yüreğim bu mevsimde esen meltemleri ve söylenen sevgi ezgilerini...

Yeri geldik uzak kaldık sevda mevsimlerine...Ayrı düştük,acı çektik..Yolların ateşiyle yandık bazen...Ama yitirmedik hiçbir zaman umudumuzu...Bu yolda düşünmedik biz sonumuzu...Çünkü biliyordukki sevda mevsimine ulaşmak kolay değildi...Hele o mevsimde kalmak arşa erişmek gibiydi...Ama birgün varacağız inşALLAH...Gözyaşlarımızla güleceğiz,kanlarımızla dirileceğim sevda mevsiminde...

Sevda mevsiminde dirilmek....Nasıl olmalıydıki yüreğim nasıl dirilecektik sevda mevsiminde?
Cevabı belli galiba yüreğim;sevdalarda ölerek...Evet sevdalarda ölerek dirilcektik sevda mevsiminde...Sevdalarda ölmek içinde sevdanın sevdalısı olmak gerekirdi..Acılarda sabırlısı olmak gerekirdi...Ama maalesef unuttuk çoğu kez sabırlarımızı ve sevdiklerimizi...ve unuttuk maalesef sevgiyi bize vereni...Gezdik yeryüzünde belki dolaştık heryerinde...Ama unuttuk sormadık biz niye burdayız diye...Benimsedik çoğu zaman kendimize burayı..Oysaki nasıl paha biçilmeyen gönlümüzü bu sınırları belli dünya ile sınırladık...Nasıl ebedi yurdumuz dururken buralarda kalmayı amaçladık...Korktuk yüreğim galiba bu soruları kendimize yöneltmeye...Hep unutmayı denedik...Oysaki birgün bizide unutcaklarını düşünemedik...Düşünemedik yokluklarda kalcağımızı...Şimdi gel düşünelim yüreğim..Yokluklarda külmü olacağız yoksa ebediyete açan bir gülmü olacağız...
Bir gün kara tahtadan yazıyı siler gibi silecekler hayatımızı bu dünyadan...Günlerimize virgül değil artık nokta konacak...Ve uyanış olcağız yalancı rüyalardan gerçekler yurduna...Bu uyanış kimine aşıklar diyarının kapılarını açacak,kimilerinede yaptıklarının hesabını soracak....

Gel yüreğim şimdi senle uyanışı aşıklar diyarına olanlardan konuşalım...Ve aşıklar diyarında açan güllerden...Hani ben derim ya hep yüreğim aşık olmak kolay değil diye...Aşıklar diyarına varmak ise hiç kolay değil...Orayı haketmiş olanlar burda acılara gülümsediler,canını ve malını bu yolda hiç esirgemediler...Tek ümidi vuslat olan aşk erleriydi onlar...Gel şimdi yüreğim senle onlarda bir grup olan şehitleri anlatalım....
Umdular sevdaları en yüce olsun,istedilerki dünya barış dolsun,gözyaşların yerini mutluluklar alsın....Güneş ışıklarını bu sefer gülen gözlere yansıtsın...Bu istekle çıktılar yola...Biliyorlardı ki bu yol çetindir...Ayakları altında ateşler serilidir...Ama umursamadılar..Ateşleri sevdaları ile güle çevirdiler...Göğe her baktıklarında "zamanı gelmedimi daha" derlerdi...Bu cümle anlatıyordu aşklarını,haykırıyordu sevdalarını...Umut doluydu gönülleri...Hep bir tebessümdeydi gözleri...Anlayamazdı onları gönüllerini aşka uzak tutanlar...Anlayamazdı onları kalpleriyle kendilerine tuzak kuranlar....
Aşıklar diyarı onları bekliyordu...Onlar için süsleniyordu...Onlarda sanki bunun sevincini yaşıyorlardı...Yıldız olup gecede yağdılar...Kurşun olup insanlıktan nasibini almamış taşlara saplandılar...Güneş gibi doğup ışık saçtılar...Sanki hep özlem duydukları kokuyu alıyorlardı...
VE BİR AN İÇİN DURDU ZAMAN..ZATEN DÜŞMAN VERMEZDİKİ HİÇ AMAN...GECEYİ AYDINLATTI BİR ANDA BİR IŞIK VE ISINDIĞINI ZANNETTİ AŞIK...AMA HAREKET EDEMİYORDU SANKİ..BİR AN İÇİN SUSTU..VE DURDU ÖYLECE...BİRAZ SONRA GÖĞSÜNDEN AKAN GÜL KIRMIZIYI GÖRDÜ...GÜLÜMSEDİ"DEMEKKİ O GÜN BUGÜNMÜŞ"DEDİ VE SERİLDİ TOPRAĞA...SONRA RABBİM DEDİ EY RABBİM NE GÜZEL YOLUNDA İLERLEMEK,YOLUNDA TEBESSÜM ETMEK,YOLUNDA AĞLAMAK,VE YOLUNDA SON BULMAK......VE BİR ANDA GÖKYÜZÜNE TAKILDI GÖZLERİ....SANKİ BİR HAREKETLİLİK VARDI GÖKYÜZÜNDE...UMUDU ANDI HER SÖZÜNDE...VE VEDA EDERKEN BU DEĞERSİZ,BU YALANCI,BU HAİN DÜNYAYA BİR TEBESSÜM VARDI YÜZÜNDE...Yanına geldiklerinde ise o çoktan aşıklar diyarının bir yiğidi olmuştur...

Anladın mı şimdi yüreğim aşıkları...Biz burda daha sevdamızın edebiyatını yaparken onlar gül olup açıyorlardı aşıklar diyarında..Şimdi biz çektiğimiz acılara ne diyebilirizki...O zaman ne sözümüz olur güllerin yanında...Artık sadece onları düşünerek çalışalım yüreğim...Uzatalım elimizi kardeşlerimize silelim ağlayan gözlerini...Fethedelim yüreğim sevdamızla nice gönülleri...VE savaşalım sonuna kadar yüreği çoktan ziyan olmuşlarla...VE sunalım sevdamızı asra....

Şimdi seslenelim yüreğim cihana...Dinlesin bizi bütün dünya....Dinlesin yıldızlar,dinlesin çölde esen rüzgarlar ve dinlesin güneşin üzerine doğduğu topraklar..BU YOLA ÇIKTIK DÖNÜŞÜ YOKTUR BİLİYORUZ...VE BİZ SEVDAMIZI CANIMIZDAN ÇOK SEVİYORUZ...ŞİMDİ AŞIKLAR DİYARINDA GÜLEN YÜZLER BURDA ŞEHADET ŞERBETİNİ İÇTİLER...ÖLMEDİ ONLAR VE ASLA ÖLMEYECEKLER...VE BİLSİNKİ ZALİMLER ASLA İMAN NURUNU SÖNDÜREMEYECEKLER....BUGÜN YİĞİTLERİN BIRAKTIĞI İSLAM SANCAĞI BİZİM GÖNÜLLERİMİZDEDİR ASLA DÜŞÜREMEYECEKLER...ÇÜNKÜ HALA VARDIR VE HEP VAR OLACAKTIR AŞIKLAR DİYARINA GİTMEK İSTEYEN YİĞİTLER...

Ve yüreğim şimdi yine kimse bilmeden,gözler bizi görmeden gidelim...Gidelim yollarımızda açan güllerle ve sunalım sevdamızı sevdalı gönüllere...Gidelim yüreğim yanımıza sevdamızıda alarak ve bir umutla yaşarak....

Bak yine yavaş yavaş güneş doğuyor...Demekki yola çıkma zamanı geldi yüreğim...

Şimdi güneşi alıp arkamıza yola çıkalım yüreğim...Sevda misali devemizide alarak ve aşk ipine sımsıkı tutunarak...Gidelim yüreğim sabah olmadan....Şehir uyanmadan........

Hasret
01-19-2009, 03:46
http://img375.imageshack.us/img375/4472/ask5uz0.jpg

Soluk bir kelebek kanadında düş büyütmek gibi merhaba..

merhaba; uzak ülke rüzgarlarının serinliğine bıraktığım mavi şal, merhaba sana.

Yine kağıtla, kalemle merhaba ruhumdaki yalnızlığına..

Yeni bir eklendi yaşamışlığıma , yine bir yıl biterken.

97 'nin 6. sabaha şu satırlar yazılırken ; henüz dağıtmadı güneş saçlarını ,semanın yüzüne..

Sarı siyah gökyüzü bu yüzden : arada kalmanın resmi bu olsa gerek doğanın tualinde ;sabaha inat karanlık , geceye inat aydınlık..

Loş bir gölgeyim kararsızlığında göğün, ya var ya yokum biraz sonra.

Hayatıma uzak, bir hikaye kaharamanının gözüyle baktığımda sen nasılsan ben öyleyim şimdi kendi etim içinde.. Bak..! yine görmeyeceksin biliyorum ama bak...

bakmakla görmenin arasında bir ânka havalanır biliyorsun çölden vahaya ya da bir çiçek fidelenir de büyür Ama sen yine de bak ;

samyeli saçlarında bak sevdiğim ben tükeniyorum ânka kanat çırptıkça görmenin yeşil ormanına..

Uzaktasın biliyorum; yakınken bile Kâf dağı ardında ama bildiğim bir şey daha var sevdiğim ;

seven ulaşırmış ardına dağların, seven görebilirmiş de delerek geçebileceğini dağları ,

sediğinin gözlerinin ışıltısında..

Bir yalvarış türküsü mü bu satırları yazdıran yoksa yakarış mı ;

sevdayı yürek denen deryaya hoyratça demirleyene bilmiyorum..

Bilmiyorum dedikçe ne kadar kızdığın geliyor aklıma ;

ben de hep kızdım sana beni bırakıp gidişinin ardından içten içe öfke tarttım yürek terazisinde sevgi yanında oysa, kendim için sevmiştim seni de , makyaj yapar gibi boyamıştım hatta çizmiştim seni istediğim şekilde .

Kimbilir belki bu yüzden sakladı bencilliğim seni benden ,

demiştin ya '' sana açan çiçeklerini gösterdim bahçemin; sen onları sevdin . bir de kuruyan ormanları bilsen''. Kan kırmızı karanfillerle getirirken gönül bahçenden yüreğindeki kızıl kıyameti mi anlatmaya çalışıyordu ruhun umarsız..

Oysa kuruyan ormanlarıda sevebilirdim;

sevgi büyütmez miydi çiçekleride kimbilir belki yeterince sevmediğimiz için birbirimizi yeşermez diye düşündün. Ve işte bir paradoksa yolculandık birlikte ama iki yabancıydık elele.

Yine de senle geçen zamanı düşündükçe anlıyorum ki tutunmuşuz birbirimize ama ip üstünde bir cambaz kadar güvende..

Bir parçada sen suçlusun kanımca ; kabullenmeyebilirdin boyamışlığımı seni.

Gözlerindeki yaşların , rengini yıkadığı anlarda bile susarak bizi yanılgılara bayadın.

Ikimiz yalancı çocuklar gibi kandırdık birbirimizi ,

kendimize ait olmayan yalanlarla belki de son oyunuydu çocukluğumuzun(da) ,

sen korkularına teslim ettin , ben kimliksiz egoma...

Şimdi mutsuzuz ; bir sabun kayganlığı var avuçlarımızda hayata tutunabileceğimiz pençelerimiz yok öylesine yaşayan ve ölen insanlar gibiyiz bu devinimsiz boşlukta ...

Yine de bir şansımız daha var ufacık da olsa ...

Hasret
01-19-2009, 03:46
http://img514.imageshack.us/img514/6698/36yj7ao5tc3ce2.jpg


Sen... Sen bir çiğ damlası kadar berrak;
Bir mimoza kadar hırçınsın.
Bir alev kadar keskin ve bir deniz kadar engin...
Bir hayal kadar uzak ve bir sevgi kadar tuzaksın.
Bir kale kadar sağlam ve bir kalp kadar kırılgan...
Bir yürek kadar latif ve bir aşk kadar lütûfkâr...

Sen...
Susamadan kandığım, acıkmadan doyduğum;
Susadıkça yandığım, susayıp uyandığım,
Tenine, kokuna, bilmeden alıştığım.
Tükenmeden bittiğim; bittikçe tükendiğim.
Tanımadan sevdiğim yaşamadan öldüğümsün.
Sen benim sen benim bilinmezimsin...

Oğuzhan Tanrıkulu

..

Hasret
01-19-2009, 03:47
http://img19.imageshack.us/img19/2135/12ix8xu7ky8.jpg


Gözyaşlarım aydınlatıyor şehrimin karanlık sokaklarını. Ağır aksak yürüyorum hayatımın karelerinde. Kimi zaman düz yollarda sebepsizce yıkıldım, kimi zaman yıkılanları topladım yalnızlığı yavan dudaklarımla emerken. Hep gölgelerde yalnız başıma güneşin doğuşunu seyrettim. Bir yudum sevgiye tutunup kirlenmemiş umutlarımı düşledim. Sevdanın kollarında bir dirhem umut aradım durdum. Kuş tüyü yastıklarda delice yaşamak değildi benimkisi. sadece yüreğimden akan kanlı gözyaşlarımı yüreğiyle silecek bir sevda. Çok muydu bu istediklerim onu da bilemiyorum.

Yorgun savaşçı gibi acıyı emdim dudaklarımla. Herkesin gönül evinde bir acı yanıyordu biliyorum. Benim de yanıyordu. Diğerlerinden tek farkı; bedenimde acımasızca kendi yüreğimi yakıyordum. Herkes kendisine umut yollarında sevda çiçekleri ekerken, ben yüreğimi törpülüyordum yanık ağıtlarda. Yalnızlıklarda kendimi öldürüp umutlara gebe kalıyordum her sabah. Şafak ağarmadan bir bilinmezliğe yürüyordum ayaklarımı su birikintilerine çarpa çarpa. Tükettim umutlarımı yalnızlığın dar sokaklarında. Düştüm, yaralandım, yalnızlığa itildim. Ama her şeye inat umutsuzluğa pes etmedim. Diz çökmedim karanlığın arsız bedenine. Hayallerimde büyüttüm içimdeki çocuğu. Karanlıklar üşüşse başıma, gözlerimdeki aydınlığı serdim duvarlara. Büyük mutlulukların peşinde değil; bir hayalin verdiği bir tutam sevgiyle yaşadım. Süslü cümlelerin zengin satırlarında değil; fakir yüreğimin umut dolu hecelerinde sevdim hayatı. Kavuşmayı değil, hep hasretin yolları gözetledim durdum. Bencil değildim hiçbir zaman. Yüreğimi ve bedenimi, sevgilinin bir günahı için yakmaya hazırdım. Avuç içlerimde paylaşılmayı bekleyen sevda kırıntılarıyla besledim umutlarımı. Sevgilinin gelme arzularında kaç kez yetim ceylanları emzirdim. Kaç kez umuda gebe kaldım. Oysa ben, umuda doğmamışken nasıl sevda memleketinde büyürdüm? Yaşayan ölüyken nasıl sevdaya gebe kalırdım ki? Kurak topraklara sevdayı ekecek gücüm yokken nasıl sevginin umut kokan başaklarını biçebilirdim? Sorduğum sorulara yüreğimle verebileceğim cevabim bile yoktu. Sitemler, cevapsız sorular.

Heybemde zaman çeşmelerinden akan acılar ve gözlerime solan umutlar hep yan yanaydı. Ne zaman vuslata yemin etsem hançer ışıldar göğsümün derinliklerinde Bu acının ve bu kederin suçlusu kimse değildi. Tek suçlu bendim, yüreğimdi. Hiçbir zaman kaderime isyan etmedim. Ama hep içimde dövdüm kendimi. Ruhumu, yangın rengi gecelerde kendim hançerledim. Sevdaya uzanan ellerimin ayrılıklarda kör bıçaklarla kesilmeden ben kestim. Ben yama vurdum kanayan yaralarıma. İçimdeki çocuğu kendim ağlattım, kendim sildim kanlı yaşlarımı. Karanlık duvarlara çarpılmadan yüreğim, ben kanattım yeni büyümüş hücrelerimi. Kaç kez sakladım gözyaşlarımı kirpiklerimden. Kaç kez eledim yüreğimi acıların içinden. Ama hep umudun içinde sevdaya sürgün kaldım. Hep taşları yastık bilip gözyaşında esir kaldım. Sitemim kendimedir. Bu sitem kendimedir.

Yıldızlarım hep kavuşmaları andı yanık türkülerle. Yüreğimde beslediğim umut bülbülleri ise hep vuslatlara yandı. Kelimelerim mevsimlerin koynunda her gece gidenlere ağladı. Bu kadar sevmenin bedeli ayrılık olmamalıydı düşündüm hep, Belki de bunu hak ettim ben. Şöyle bir söz vardır: “ İyiliği Yaradan’dan, kötülüğü nefsinden bileceksin “ .Demek ki ayrılıkları, hak etmediğim sevdaların suçu kendimde sabittir. Suçlu aramaya gerek yok. Suçlu yüreğim ve aldığım nefestir.

Her sabah ayrılıklarla uyandı gözlerim. Yarım kaldı sevmelerim. Hep sürgün hep ölgündü cümlelerim. Yaşamak için savaşmak gerekirdi. Ve kazanmak için mücadele. Oysa ben, hep yenik başladım sevdalara. Ya erken doğmuştum umuda ya da çok geç kalmıştım Cennet kokulu sevdalara. Hep yitik kalan bendim. Sevdalar, yalnızlığa kanatlanıp bir ben kaldım şehrin karanlık gölgelerinde. Gözlerim hiç kapanmadı sevgilinin gözlerine. Sevgiyi bu kadar isterken gönlüm hep hançerleri bal diye yüreğime almamalıydım diye düşündüm durdum. Hiçbir zaman sevgilinin elinden gelmedi hançerler; kendimin yaralı yüreğime sapladığım hançerdi bu sitemler. Benimkisi ruhumla hasbi hal işte. Benimkisi kendime sitemdir. Kanatan benim, kanayan ise yüreğim. Yaşarken yalnızlığın elinden darağaçlarından ölmektense, sevdanın avuçlarında sessizce solayım. Vuslatlarım açmayacaksa gönül bahçelerimde, ektiğim filizler yeşermeyecekse düşlerimde, Neye gerek ki geceyi karanlıkta yakmak. Neye yarar ki…

Acılarıma yama vurulmayacaksa elvedası toprağa, yüreğimi bedenimden söker giderim. Küskün bir kınalı çiçek gibi boynumu bükerim baharın koynuna. Boynumu büker, isyan kelimelerini yutkunurum içten içe. Büyüttüğüm sevda çiçeklerini gözyaşlarımla yakar sonsuzluğa kanatlanırım. Yıllar düşerken avuç içlerime, ruhumun dehlizlerinde acılarımı çekerim. Dedim ya ruhumun derinliklerinde yüreğimi altında isli kazanları kurup kaynatırım acılarımı. Güneşle bulutların arasına ıslak umutları asar, kuruması için delicesine beklerim Azrail"in gelişini. methiyeler düzerim Azrail meleğine. Kendi mezarımı kendim kazar, kefensiz toprağa sarılırım. Haketmediysem umudu ve mutluluğu, sessizce gitmesini bilirim bu şehirden. Ardımda mezar taşlarına kazılı bir ismim ve ayrılıklarda sürgün yemiş yürek miras kalır zamana. Kendine sitemle dolu bir hayata kırmızı kalemle çizik atar, sonsuzlukta yanar tüm cümlelerim. Şimdi en güzeli kibritsiz tüm kelimeleri yakıp yüreğimdekileri susturmak....

Hasret
01-19-2009, 03:47
http://img119.imageshack.us/img119/9251/nurdanxa7.jpg


Temmuzda başlayan bir aşk'tın sen..

O zamandan belliydi belki de, yüreğimde ömrünce kalmak için değil de, kafana estikçe çekip gitmek için herşeye başlaman.. hayatımı yokuşa sürmen, değişken bir tavırla çıkman karşıma...Öncesini hiç düşünmediğim, sonrasını tahmin bile edemeyeceğim yalnızlığın bedeli belki de şimdiye kadar gördüğüm en acı tecrübe... senin kararlı ellerinde...

Bilmiyordun ki ilk an ki duygularımı.. Hatırlamıyorsun belki de... Oysa bir ömrün çerçevesine sığdırmak istediğim bir sevdaydın sen...

Kim bilebilirdi ki yüreğinde feda edebileceklerinin en başında olduğumu..
Günaydın...
Bu hayatım dedin, geldin yanıma.. Gel gitlerin arkasına sığınan ruhuna bir çok kez açtım kollarımı...Şimdi, ömrüm sensizliğin sensiz tarafını yaşıyor.. Sen ise bensiz yaşamakla, bensizliği yaşamayı çoktan aklına koymuşsun..

Artık durdum, ardından yalnızlığın ellerime bıraktığı dikenleri sıkıyorum avucumda.. kanıyorum.. inadına yenik düşüyorum sana.. sen kazandığını zannederken aslında ben bitiyorum ya da sen bitiyorsun ben de..

Yetişemedik, ya da yetemedik biz hiç birbirimize... Artık hangi rüzgâr kavuşturacak bizi.. bilmiyorum.. isterdim ki bir şans daha verelim aşka..bir olsun dileklerimiz.. . Kirlenmesin adı aşkın

Ama yoksun...

Hasret
01-20-2009, 05:02
http://bp0.blogger.com/_kiOf6qfjMQs/Rs7f7xPxUcI/AAAAAAAAAEE/gWag3ZV2qIo/s1600/klm50uwpt6.jpg


Düştüm cümlelerimden..Susuyorum..Susuzluğuma can ver nefesinle..."

Katransı bir geceden sonra " gül " doğumlarına şahit yüreğimle akıyorum satırlara. Ağustos ayazlarına maruz kalmış kalemimi kıyılarında umut dalgalarına vuruyorum..Susuzum biliyorsun. Ve bir o kadar uykusuzum.Giydir gözlerini Harami karanlığı gözlerime.Dudaklarım çölleşmiş. Vur bulutların nemini senli cümlelerimin benli boylarına..Durma öyle..Kaldır başını (son) baharlardan. Topla gülüşlerini vadesi dolmamış zamandan. Sancıları bağladım yüreğimin yamalarına. Karanlıklarda kaldım. Susuzluktan çatlıyor yüreğim.. Çölleşmiş topraklarıma " susmalarınla " düş...Yağ üzerime bulut bulut..Sal üzerine ıslak kirpiklerini. Savur gölgelerini delice bağrı yanık göğsüme. Eğ başını göğsümün kanayan yanına..Sesini aç yüreğimin..Duy yüreğimin kuruyan çığlıklarını..Hadi sevgili..Susuzluğuma yürek susuşlarınla can ver ..Geleceğime bin kurşun sıkan kuraklığa inat sözlerim ol nadasa bırakılmış dudaklarımda...Dua dua savrul yalnızlıktan kavrulmuş denizlerime. Varlığınla düş susuzluğuma.

" Mülteciyim zamansızlığın...Adressizim...Kıyılarında yaşamama izin ver....."

Sınır dışı hallerimi bilirsin sen. Kovulmalarımı, imla bozukluklarımı..Mülteciyim zamansızlığın. Adımlarımı çektim adreslerimden..Bir bavulu bile doldurmayan ömür sahifemi düştüm satırlardan..Adressizim. Hayat yekun yetersiz. Bakiyelerim hep karanlığa bölünüyor. Menzilim sen tut beni.. Ve öyle bir sev ki beni; ölüm bile hayran kalsın sevdana. Züleyha'nın Yusuf'u sevdiği gibi sev gibi.Gözünü karat..Kapat perdelerini.Benden başka göz bilme ..Adımdan başka hiçbir cümleyi alma dudaklarına.Avuçlarına yasla uykusuz gözlerimi.Öyle bir sev ki; Leyla gibi savur dudaklarından beni mim''siz çöllerine..Susuz bırak beni...Kurusun geçmişim..Yeter ki senin yanında olsun son nefesim..Sırtlan beni geleceğimi / kız düşlerimi..Kimliğimden soyunmuş bu adamı hüviyetine al..Sahiplen adressiz ellerimi..Yalnızlık etiketini, fişlenmiş geçmişimi, Filistin askısı gören kimliksizliğimi savur tozlu raflara. İçimdeki kekeme çocuğu sev. Şefkatine al öznesiz cümlelerimi..İki dudağından gayri bir yer bilmeyeyim.. Devrildim bir kez karanlığın ayak dibine..Yaralarım Eyyub gibi kanar. Sancılarım İsa gibi sabrımı yoklar...Hadi ölümle yamamadan hüviyetsizliğimi al beni cümlelerine.Ben susayım. Kapat üzerimi sesli kelimelerinle..Dizlerim kan revan. Köklerim ise ağıt figan..Kapındayım..Kıyılarındayım...Dağınıklığımı , yarımlığımı sen TAMAMLA.. Ve sonra her şeye göğsünü gerip benim sende YAŞAMAMA izin ver..

" Sürgüle Kapılarını..Ört üzerine Umutlarını..Sen ve Ben..Biz'iz artık..."

Beni ve seni biz yaptığın için diline kepenk vurmak isteyecek rüzgarlar.Beni hayatına aldığın için karanlıklar üşüşen saçlarına..Ayazlar kıyılarına dolacak..Küfür kokan yangınlar zorlayacak kapılarını..Sana kast edecek zaman. Beni yüreğine aldın diye bıçağın keskin yüzü beklese de seni, sakın boynunu bükme kekeme gecelere.Rest çekecek ölüm..Sen beni yaşat sonu ölüm ile müjdelense de susma sen..Eteğine uzanırsa militan yüzlü karanlıkların eli sakın çekinme elini tetiğini götürmeye.Vur alnı ortasından bize uzanan ayrılıkları.

Korkma sakın. Tek bir adım atma geriye..Bu doğum sancılı olsa da vakit tamam. Gün; güle, karanlık, fecre gebedir...Dilin vurgun yese de toprağa susmak yakışmaz sevgili...Tek toprağa vurulmaz kelepçe. Hadi durma öyle..Bağır bağırabildiğin kadar.. Yaşa beni gücün yettiği kadar..

" Yüreğinin sesini biraz daha aç ;
Çünkü hiçbir " gül " topraksız....
Hiçbir hayat " umutsuz " yeşermemiştir..."

Hasret
01-20-2009, 05:03
http://img100.imageshack.us/img100/3336/09lb7nj2kl7.png

Seni düşünerek uyandığım uykuların kuşatmasında daha yüzünü bile yıkamamış vazgeçmişliğim...
-Uyanır uyanmaz düşüncemdesin-diyen geçmiş zamanlara ait bir şarkının hissettiğimi dile getirdiğine inanıyordum ve inandığımı paylaştığım sen ,,,
İnanamadığım bir gerçekle artık yoksun!

Bu çetrefilli duygu canımı acıtmıyor şimdilerde..
Daha fena bişey yapıyor artık!
Aklımın,mantığımın ve yürekli yüreğimin gururunu incitiyor!
İncinmişlik yaşadığım ve bir kandırmışlık ile bittiğine inandığım hayal kırıklığının yaması sanıyor kendini üstelik...

Yamalı bir yürek!
Kötü mü ... Acınılası mı ...
Hiç sanmıyorum!

Benim için kocaman bir erkin simgesi,,başarmış olmaya varmanın pusulası..
Ve pusulam hep en doğruyu gösterecek kadar temiz kalpli...
Sapasağlam adımlar atacak kadar cesaretli..
Ve senden caydığından beri sevdam,iyiyi ve kötüyü kavradıktan sonra yani,
En doğru yönü seçebilicek kadar rehber kendine...

Ve sen...Ah yazık sen...
Taşıdığının kalp olduğunu sanan,hep ürkek adımları benimseyen,
Vazgeçen,kaçan,haketmeyen,aldırmayan,adamım ben diye kendini kandıran,aslında olmayan,olsada farketmeyen,hiç para etmeyen sen..

Elinde bozuk bir pusula ile doğruyu bulmayı umarak,aslında ilerlediğini sanıp kendi etrafında dönüp durmana sebep kürekler çekerek,
Kendini kandırarak yani bekliyorsun öylece..
İnandığını yol bellemekten yoksun,kendini tanımaktan aciz bekliyorsun ...
Yapabiliceğinin en iyisini yaparak yani!

Ben senden geçeli çok oldu..
Artık sen çokça yollardan geçip kendini bulmalısın!
Elindeki yüreğin gibi bozuk pusulayı at gitsin,
işe yaramadı yaramazda !

En parlak yıldızı ara ..
Bul onu!
O var ya işte o kuzey..

Ordan tahlil et şimdi kendini..
"Nerdeydim,nasıl bu tarafa döndüm..
Ne yaptım,nasıl yaptım..."

Ve bul hakettiğin kadarını ..........

Artık erer mi aklın,çizebilir misin yolunu,,
Olabilir misin hiç yoktan bir kişilik sahibi,
Diyebilir misin yürekliyim bilemem!!
Sadece ummak bile tüm bunları bir ütopyayken..
Belki bir ihtimal ..........



Gökçe ...

Hasret
01-20-2009, 05:05
http://img523.imageshack.us/img523/6429/bayanpipopa3.jpg


Ardından günleri saymaz oldum sevdiğim,sen gittiğinden beri zaman durdu bilemezsin.Yokluğunun acısı doldurmuşken yüreğimi, hayalin gitmezken gözlerimin önünden ve beynim izin vermezken anıların gitmesine saatim durdu aniden... Sensizlik vakti gelip çattığında akrep durdu yelkovan anlamdıramadı olanları bir anda...

Koca bir dünyada bir ben kalmıştım hareketsiz, herkes devam ederken yaşamaya ,bir benim bedenim ruhsuzluğunun acısını yaşıyordu gidişinin ardından.

Neden gittinli sorular dolduruyordu çevremi ve ben kulaklarımı tıkıyor, gözlerimi kapatıyordum cevaplarını bir türlü bulamadığım sorulara...

Yapamadık,olmadı,denedik işte sözleri avutmaya çabalıyordu gönlümü ama gönlüm aldırmıyordu.Seviyorsan olmayacağını bilsen de tekrar tekrar yaşayacaksın diyordu bana. Olmayacağını bilsen de ,adın gibi emin olsan da yeniden deneyeceksin,vazgeçmeyeceksin... Ben hala olamazdı demeye devam ediyordum gözlerimde ki yaşlarla; istiyordum ki sussun artık,acılara dayanamıyordum, her gece karşıma çıkan sorulardan bunalıyordum bir yandan da gönlüm konuşuyordu işte...

Gönlüm takmıştı bir kere yapamadık sözüne;
İnadına denersin,inadına devam edersin ,eğer seviyorsan yapamadıklar değildir kaçış yolu diyordu.Ve ne kadar haklı olduğunu da biliyordu.. Ben de biliyordum ama elden bir şey gelmiyordu,susmak ve kabul etmek dışında.

En azından diyordum yaşadıklarımızı düşünüp, “sevdi beni biliyorum ,çok sevdi....” sözleri dolaşıyordu odamın duvarlarını.böyle düşününce mutlu oluyordum..anlık mutluluklar yaşatıyordum yüreğime ve gene anlık acılar..Ama bir anda vuran ve yıkan acılar...

Bazı zamanlar ya gelirseler doldururken içimi gene o anlık mutlulukların gebe olduğu; bazen ise kandırma kendini sözüyle silkeleniyordum gecenin üçü mü yoksa dördü mü bilmediğim saatlerde.
“Kandırma kendini diye bağırıyordum aynanın karşısında kendime. Sevmedi işte, hiç sevmedi, hiç sevmeyecek..Yeter avutma kendini... Avutarak geçmez zaman,durdurmayı da bırak onu,akrebin önüne koyduğun elini çek yelkovan sırada bekler ilerlemek ister..Sen durduramazsın hiçbir şeyi anla ve toparla... “
“Ama....”
“Aması yok sadece onda mı suç , evet gitti belki ama sende bir kez söylemedin onu sevdiğini..Şimdi neyin pişmanlığını yaşar yüreğin, neden avutur kendini..”

“Söylemedim,haklısın,söyleyemedim...Korkuyord um çünkü, uzun zamandır söylememiştim sevgimi kimseye... Gitmesinde korktum..Ona sevdiğimi söyler söylemez beni bırakmasından..

Hareketlerimle anlatmam yeter sanıyordum, yetmediğini geç anladım..Nerden bilebilirdim beni anlamadığını, gözlerimden akan sevda deryasını fark etmeyeceğini nerden bilebilirdim?”

“O zaman hiç avutma kendini,sen veriyorsun işte içindeki soruların cevaplarını..O anlamadı sen yeterince söyleyemedin ve bitti...”

“Öyle deme bana,her cevapladığım soruyla yanar bedenim..Gözlerinin içine bakamayışımın acısını bir ben bilirim.Yada acaba sevdi mi sorularının sapladığı o bıçağın kanı hala üzerinde dururken ,o bıçağı neden sakladığını ellerimin. Sorular sormak istemiyorum ben,artık zaman da önemli değil..Sadece bu acı dinsin istiyorum , böyle olmamalıydı demek değil,yapamadık hiç değil..”.
“O zaman sorma ,çek elini akrebin önünden akıp gitsin zaman..”
“O zaman bitecek mi?”
“Bitecek...”
“Yalancı,bitmeyecek sadece beden alışacak yokluğa...Çekmek istemiyorum elimi,biraz daha beklemeli akrep,biraz daha ....”
“Biraz daha....Biraz daha....Biraz daha....
Ve biraz daha da BİTTİ...
SON....

Hasret
01-20-2009, 05:05
http://www.fotokritik.com/photos/orig/0/1/9/019996/97ce5753da4a03a50e14a5658a46e1d4.jpg

Bugün uğurladım seni..
Çaresizliğin koynuna sığındığım o gün işte bu gündür..

Sınırlar ötesi bir gidişti bu gidişin, "küçüğüm" dediğin "büyük" sevdalını öylece yapayalnız bırakıp da gittiğin gün..

Gözyaşım yanağımı ıslatırken, genzimi yakan bir "gitme" sözcüğünü ifade edemedim. Lal oldu susmak bilmeyen dilim.

Kuruttuğum küçük bir karanfili mektubumun arasına koymak geçti içimden, sonra... sonra vazgeçtim. Düşündüm ve onun yerine sana mektubumla beraber sürekli canlı tuttuğum ümitlerimi, özlemimi, sevdamı mektubumun içine koyup gönderdim..

Ve Cantanem ! Biliyor musun? Yanağımı ıslatan gözyaşlarımı hiç silmiyorum..
Kimbilir diyorum umut işte.. Belki kurumadan sen gelirsin kimbilir?

Seni sevmekten hiç vazgeçmeyenin, sevdiceğin..

..

Hasret
01-20-2009, 05:06
http://img117.imageshack.us/img117/6500/2005463956295479830rshueq3.jpg

hep düşünmüşümdür... yüreğin adresi var mı...
galiba var...
ve sanırım ben yüreğimin puluyum...
yüreğim sevgi dolu mektubunu bana gönderdiğinde....
gelen zarfın pulu oluyorum...
bazen açamasam da cesaret edip...
ne yazdığını hissedebiliyorum...
aynı hislerle....
kalemsiz kağıtsız...
aynı zarfla ve aynı pulla....
cevap verebildiğimi biliyorum...


benim mektuplarımın herzaman karşılığı vardı...
ve hiçbir mektubu karşılıksız bırakamadım...
karşılığı olmalı mıydı bunu bilmiyorum ama yüreğimin karşılık beklemediğini kocaman hissedebiliyorum....


umut mu.... yüreğin adı umut....

Hasret
01-20-2009, 05:07
http://img528.imageshack.us/img528/5180/prettygirl67739344smallxh3.jpg


"Sebepsiz duruşunu seviyorum hayatımdaki..."

Çok fazla dağıtabilirim içimden geçen tadın damağımda bıraktığı yalnızlığı ve belki hiç olmamışçasına yazabilirim aklımdan geçenleri...
Kime ne?

Tahta masanın birkaç parçaya bölünmüş düşünce ağından kurtulalı, aslına bakarsanız fazla zaman da geçmedi.. Duvardaki yüzlerden biri değildi gece'm.... ve altına fark ettirmeden düşürdüğüm gölgem, 'artık' bir yılın kalanı değildi...
Varlığınla rahatsız ettiğin bir teni, varlığından söküp atmak bazen anlamsızlaşsa da; yıktığım her hücrenin yapı taşları bana ait...
Gökyüzüne bakmalı, aylak aylak dolaşıp tenlerin mahzenlerine girmeli ve biraz da soluklanmalı... Bir sigarayı yakmak kadar lütüfkâr bir geceyi kollarının arasına alıp sıkıca sar(ıl)malı...
Sana ne?

" Kim kaybettirdi kadınlığını dudaklarının arasından? ... ve yokluk hangi iklimin kanatlarına kazıdı, aynadan tenine düşen çocuksu bakışlarını?
Sen sadece sarıl..."


Çok az da olsa mırıldanabilirim senli satırları... Ya da sayıklayabilirim bunalımlı duruşlarını hep bir sigarayla anımsadığım...
Size ne?


Siyah ve loş bir akşamın masama uzanan elini tutunca başladı bu yolculuk... Ben kimim? sorusunun altına saklanmış tanınma dürtüleri ikimizin de bakışlarındaydı... Önce bakmış sonra da yıllardır benimle bütünleşmiş bir hikayenin renklerini sektirmeden sıralamıştın... Sonrası kopuk kopuk da olsa mısraların sarhoşluğunda sıralanan saat dilimleri... Uzun aramalar, iyi geceler tonunun mahremiyeti sarsan dokunuşları, kaybedilmiş koca bir yılın düzensiz hesapları ve amansız bir uyku...
Sen beklenmeyensin, biraz da bundan ya sana olan tutukluğum, dizlerimin bağını kahkahalarla eş değer tutan...
Hiç kimse bilmesin...


" Uyandığında fısılda göz kapaklarıma.. ve sakın öpüp gitme."


Bu uzun bir soluk.. Nerede bırakacağımı bilmediğim.. Yılın ilk karını avucuna almak gibi... Ya da başlayan bir soğuğu içine çekmek gibi...
Yalnızlık mı, o sadece küçük dikdörtgen kutunun ağırlığı kadar içimde... Dumanına bırakınca dudaklarımı dağılıp gidiyor her kelimenin haylaz dokunuşunda...


" Uyandığında omzumda bırak dudaklarını ve sakın gitme..."

Hasret
01-21-2009, 03:05
http://bp0.blogger.com/_kiOf6qfjMQs/Rs7f7xPxUcI/AAAAAAAAAEE/gWag3ZV2qIo/s1600/klm50uwpt6.jpg


Düştüm cümlelerimden..Susuyorum..Susuzluğuma can ver nefesinle..."

Katransı bir geceden sonra " gül " doğumlarına şahit yüreğimle akıyorum satırlara. Ağustos ayazlarına maruz kalmış kalemimi kıyılarında umut dalgalarına vuruyorum..Susuzum biliyorsun. Ve bir o kadar uykusuzum.Giydir gözlerini Harami karanlığı gözlerime.Dudaklarım çölleşmiş. Vur bulutların nemini senli cümlelerimin benli boylarına..Durma öyle..Kaldır başını (son) baharlardan. Topla gülüşlerini vadesi dolmamış zamandan. Sancıları bağladım yüreğimin yamalarına. Karanlıklarda kaldım. Susuzluktan çatlıyor yüreğim.. Çölleşmiş topraklarıma " susmalarınla " düş...Yağ üzerime bulut bulut..Sal üzerine ıslak kirpiklerini. Savur gölgelerini delice bağrı yanık göğsüme. Eğ başını göğsümün kanayan yanına..Sesini aç yüreğimin..Duy yüreğimin kuruyan çığlıklarını..Hadi sevgili..Susuzluğuma yürek susuşlarınla can ver ..Geleceğime bin kurşun sıkan kuraklığa inat sözlerim ol nadasa bırakılmış dudaklarımda...Dua dua savrul yalnızlıktan kavrulmuş denizlerime. Varlığınla düş susuzluğuma.

" Mülteciyim zamansızlığın...Adressizim...Kıyılarında yaşamama izin ver....."

Sınır dışı hallerimi bilirsin sen. Kovulmalarımı, imla bozukluklarımı..Mülteciyim zamansızlığın. Adımlarımı çektim adreslerimden..Bir bavulu bile doldurmayan ömür sahifemi düştüm satırlardan..Adressizim. Hayat yekun yetersiz. Bakiyelerim hep karanlığa bölünüyor. Menzilim sen tut beni.. Ve öyle bir sev ki beni; ölüm bile hayran kalsın sevdana. Züleyha'nın Yusuf'u sevdiği gibi sev gibi.Gözünü karat..Kapat perdelerini.Benden başka göz bilme ..Adımdan başka hiçbir cümleyi alma dudaklarına.Avuçlarına yasla uykusuz gözlerimi.Öyle bir sev ki; Leyla gibi savur dudaklarından beni mim''siz çöllerine..Susuz bırak beni...Kurusun geçmişim..Yeter ki senin yanında olsun son nefesim..Sırtlan beni geleceğimi / kız düşlerimi..Kimliğimden soyunmuş bu adamı hüviyetine al..Sahiplen adressiz ellerimi..Yalnızlık etiketini, fişlenmiş geçmişimi, Filistin askısı gören kimliksizliğimi savur tozlu raflara. İçimdeki kekeme çocuğu sev. Şefkatine al öznesiz cümlelerimi..İki dudağından gayri bir yer bilmeyeyim.. Devrildim bir kez karanlığın ayak dibine..Yaralarım Eyyub gibi kanar. Sancılarım İsa gibi sabrımı yoklar...Hadi ölümle yamamadan hüviyetsizliğimi al beni cümlelerine.Ben susayım. Kapat üzerimi sesli kelimelerinle..Dizlerim kan revan. Köklerim ise ağıt figan..Kapındayım..Kıyılarındayım...Dağınıklığımı , yarımlığımı sen TAMAMLA.. Ve sonra her şeye göğsünü gerip benim sende YAŞAMAMA izin ver..

" Sürgüle Kapılarını..Ört üzerine Umutlarını..Sen ve Ben..Biz'iz artık..."

Beni ve seni biz yaptığın için diline kepenk vurmak isteyecek rüzgarlar.Beni hayatına aldığın için karanlıklar üşüşen saçlarına..Ayazlar kıyılarına dolacak..Küfür kokan yangınlar zorlayacak kapılarını..Sana kast edecek zaman. Beni yüreğine aldın diye bıçağın keskin yüzü beklese de seni, sakın boynunu bükme kekeme gecelere.Rest çekecek ölüm..Sen beni yaşat sonu ölüm ile müjdelense de susma sen..Eteğine uzanırsa militan yüzlü karanlıkların eli sakın çekinme elini tetiğini götürmeye.Vur alnı ortasından bize uzanan ayrılıkları.

Korkma sakın. Tek bir adım atma geriye..Bu doğum sancılı olsa da vakit tamam. Gün; güle, karanlık, fecre gebedir...Dilin vurgun yese de toprağa susmak yakışmaz sevgili...Tek toprağa vurulmaz kelepçe. Hadi durma öyle..Bağır bağırabildiğin kadar.. Yaşa beni gücün yettiği kadar..

" Yüreğinin sesini biraz daha aç ;
Çünkü hiçbir " gül " topraksız....
Hiçbir hayat " umutsuz " yeşermemiştir..."

Hasret
01-21-2009, 03:05
http://img237.imageshack.us/img237/8224/closeyoureyesbyictenbeyhs2.jpg

sonbaharda yazı yaşamıştı yüreğim gelişinle.belki basit kalır ama bir idam mahkumunun son anda kurtuluşu gibi,kimsesiz bir çocuğun anasına kavuşması gibiydi yaşattığın mutluluk..yüreğimi avuçlarıma alabilseydimde senin için nasıl çarptığını gösterebilseydim keşke..

gidişinse ölüm gibiydi.ölüm gibi sesiz ve birr o kadarda fırtına kopartan yürekte..ve ölüm gibi gerçekti seninde gidişin..ama bilirsin inanamayız ölümlere alışamayız..bende ne inanabiliyorum ne de alışabiliyorum senin gidişine..

sensizlik bir ilmek oldu artık hergece boynuma taktığım..hergece yeni bir bilmece çözümüne ulaşamadığım..bilmiyorum ne olacak tükendikçe gece ben tükeniyorum..yüreğe söz geçmiyor..hergece özlemin gözlerimde yaş olup akıyor...

en umutsuz anımda çıkmıştın karşıma..mucizem demiştim..şimdiyse en büyük ve tek güçsüzlüğüm sensin..

bazen gitmek istiyorum buralardan..ama,yüreğim yaralı bir kuş sanki sapan değmedik yeri kalmamış..ve bu halde nasıl ve nereye gidebilirim..ölüm beni hiç korkutmadı biliyor musun..seninle bir dakika geçirebilmenin ihtimalini düşlerken gitmek istemiyorum bu kentten...

kimi aradıysam sende bulmuştum..annem oluyordun göğsüne yatıp ağladığım..babam oluyorun özlemimi gidermeye çalıştığı..en büyük derdimde çarem oluyordun..ben annemi özlüyorum..ben babamı özlüyorum..ben seni çok özlüyorum..

rüya gibiyken herşey şimdi kabuslar içindeyim..ellerim yerine birkez olsun dokunabilseydin yüreğime,orda senin için çırpınan çocuğun farkına varabilseydin..birkez olsun benim gözlerimle bakabilseydin kendine..bakabilseydinde gözlerimin aşkla baktığı tek insan olduğunu görebilseydin..şimdiyse o gözlerde sadece gözyaşı var..herşeye rağmen en güzel damlaları sana akan...

ve bil ki gitmiş olman hiçbir şeyi değiştirmiyor...

Hasret
01-21-2009, 03:06
http://img232.imageshack.us/img232/6862/ggggggggxc6.jpg

Sen benim söylenmemiş sözümsün;

Üzgünüm yürek çekmecemdeki hiçbir kelimeyle izahat edemedim yüzündeki sıcak iklimleri.İtiraf ediyorum kaç kez yeltendim “ seni “ benle anlatmayı..Kaç kez sınır ihlallerinde bulundu yüreğim. Kaç kez luğatımdaki kelimeleri söktü kuyudaki Yusuf sırf kekeme yüreğimle adını bir kez bile olsun anabilmek için..Bana kazandıklarını anlatacak tek bir cümle bulamadım ebedi lahzâsı geniş dimağımda. Kızma ne olur. Seni “ sana “ benli cümlelerle anlatmaya kalkıştığım için..Sevdan miktarı susuyorum. Ketumdum senden önce ama sevdanda dilsizim..Çünkü tüm kelimelerim sana dair..

Sen benim tazeliğini yitirmemiş gülümsün;

Dört mevsim sağanak halinde gözlerime dolan gülüşlerimsin. Sen gülerken yüzümü “ yüzüne “ kapattım. Kirli aynalardan söktüm gözlerimi. Boğuluyorum yüreğimin iç denizlerinde. Gözlerindeki gökkuşakları lazım bana. Çocukluğumdan bakiye uykusuzluğuma ört gözlerini..Üzerime giydir zamansızlığı. Dudaklarıma sür sonsuzluğu..İç ceplerimde biriktirdiğim onlarca gün var..Serp yüzündeki tükenmez güneşi gün doğumuna aç karanlık odama..Yıllarda aynı yeri dolandığım gölgelere bırak nefesini. Yitirilmişlikleri bıraktım. Aynalarıma doğur gözbebeklerini..Bitsin.Sona ersin bayram sabahı yetimliğim..Yüzünü, güneşi ser yüzüme..Kapat günümü, ömrümü mevsimlerinle..Varsın ölüm senin göğüs kafesinde soluklanırken yakalasın beni. İhbar ediyorum. Benden “ beni “ göç eyledim. Kepengini indirdim ömür sahifesini. Senden başka her yer gurbettir bana. Bendeki “ ben “ bile sıladır bu cana..Kapatıyorum. Adın kadar yer kaplıyorum dudaklarında. Hüviyetsizdim senden önce. Şimdi sükutta tüm çığlıklarım. Yüzümü kapattım yüzüne. Senin gözlerinden başka doğrulan her yön haramdır bana. Gayri ben “ bana “ yabancı..Bendeki “ beni “ kaybettim. Hükümsüzdür benliğim. Çünkü bendeki “ ben “ sana ait…


Sen bilmediğim,
Sen görmediğim bir coğrafyanın ceylanıydın..
Şimdi ise bana yeniden öğreten kadın..

Senden önce yitirdiğim nice müsvedde gecelere yanıyorum. Sen karanlığa yıldız asmaya uğraştığın saatlerde ben geceyi eliyordum erbain düşlerde..Üzgünüm heba oldu senden önceki ben..Şimdi senin varlığındaki her saate bir gülüş ekliyorum. Her gece bir dua..Uzuvlarımdan sızan kanamalı bir hüznün sınırdayım. Bir nevi kendimden firar. Senin göğüs kafesinde ölmek sunulmadan iflah olmaz bu bıçkın yürek..Aynı zaman diliminde geçmemiş çocukluğumuza inat ölümümüz aynı mevsime denk gelsin..Beni senin olmadın hiçbir ölüm avutmaz sevgili. Ya bıçak olursun deşersin yaramı ya da şerbet olup ölümle müjdelersin ünlemi bol canımı..

Bendeki beni kaybettim..Zayi düşülsün adım italik tadındaki küçük puntolara ..Sanadır ilticam. Sanadır göçüm. Yadırgansa da benliğimin uluorta kendinden vazgeçişi, benim yürüyüşüm sana. Kavuşmalarım sana. Yüzünü sür yüzüme. Damarlarımda inkişaf etsin umut sağanağı taze baharların. Kirli yüzümü arındır beyaza boyandığım yangınlarınla..İlmek ilmek ör beni sana. Gayri adım çıksa da meczuba, gayri sonumdur kavuşmam sana…

Kabul et beni sevgili. Sana geldim. Kapındayım. Bana istinad edilecek su-i zan’lara ya da ruhuma giydirilecek tüm sıfatlara dünden razıyım. Yeter ki solgun benzim senin yüzünde can bulsun. Bak hüviyetimde adım yok. Senden ötesi hiçlik..Senden öncesi karanlık..Sensizlik ise tanımsız..Kendimden tek bir kelime alıntı yapmadan çöktüm gül yüzlü divanına. Sevdandan öte üryanım. Kimliğine al beni. Sesine kat suskunluğumu..Yüreğinin sevda örtüsüyle ört çıplak cümlelerimi.Sür yüzünü yüzüme..

Hadi unuttum ezberimdeki tüm replikleri.
Acele et..Güneş doğuyor kirpiklerinin bir adım ötesinden..
Eğildim yüreğinin baş ucuna..
Hayatın en gerçek suflesini ver dudaklarıma…
Fısılda misk-i amber kokulu mutlulukları kulağıma
Gayri ben SEN’İM…
Gayri ben sana AİT’İM…

Düştüm bendeki “benden” …
Şimdilerde bende varolamayan “ beni “
Bundan böyle sende yaşat gayri..
Nasıl, hangi şekilde diye sorma
Adım kadar yalın..
Ve bir o kadar alıntısız..
Hiçliğimin paragraf başında
Hüviyetim SENİNLEDİR…


Yüreğindeki sevda ağırlığınca susuyorum..
Kapatıyorum tüm sol anahtarlarını..
Verdiğim zayilere aldanma sen…
Bendeki “ ben “ bundan sona “ bensiz…
Gayri bendeki “ ben “ SENSİN..

Bundan sonraki mevcudiyetim;
Adının kapladığı yer kadar..
Yüzümü “ yüzüne “ kapattım..
Dilsizim..
Ve bir o kadar SEN..


ismail sarıgene

Hasret
01-21-2009, 03:07
http://img295.imageshack.us/img295/941/2598748ui4em0qy5.jpg


İşte sonunda sen apayrı bi sabaha ben senden ayrı bi sabaha uyanıyorum.
İşte bi gün başlıyor bin bir kovalamaca bin bir karmaşayla her günüme bi anlam katıyor yüreğim nasıl güzel bu gün nasıl güzel geçti tüm günüm...
Oysa kandırıyorum kendimi yine...
Seninde güzel geçiyor biliyorum benden ayrı tam istediğin gibi mutlusun işte...
böylesini tahmin ediyorum.
belki ben de mutluyum sensizliğe inat...
ama inan sensiz ne kadar olabiliyorsa o kadar fazlası gelmiyor elimden.


Yazmak bile işkence inan sensizliğin hangi iklimi bu sanıyorsun sonbaharındayım.
Sensiz bi sonbahar üşüyorum...
biliyorum
yokluğunun birde kışı da var.
karlara inat yüreğim kor yangınlarında için için ağlayarak geçecek.
Biliyorum unutuyorum hayatın akışında kayboluyorum işte!
sabah bin bir acı ile uyanıyorum yüreğime derin bi acı saplanıyor
Ama ben anneme yalancı bi gülümseme ile "günaydın" diyorum....
Anlamasın bu acımı çok üzülür biliyorum
sen bana kıydın ama ben hala sevdiklerime kıyamıyoum bu hayatta..


akşam oluyoo tüm şehir kararıyo benim üzerime yokluğunun karanlığı çöküyor...
Cam kenarlarında sokak lambalarının gölgesinde her geçeni sana benzeterek...
düşünerek hayal ederek yokluğunu yaşıyorum.
ve gece oluyo ben le başbaşa yalnızlığımla ortak..
senli günlerime ağlıyorum
sana ağlıyorum
sensiz kimsesiz bi başıma bıraktığın şu hayata alışmaya çalışarak...

offf be bitanem ne olurdu bu kadar sevdirmseydin kendini?
ne olurdu?
almasaydın tüm umutlarımı aşkımı ve bana kalan son seni...
Beni bana bıraksaydın bari hem sensizilik hem bensizlik bu kadarı fazla..
ne seni unutabiliyorum ne senden geriye kalanları işte..
bu hiçlikle bu boşlukla baş etmek zorundayım..
kimseye söyleyemeden kimse bilmeden sesiz sesiz yaşamak zorundayım...
İşte yine sabah oldu
Sen bensiz ben sensiz bi sabaha uyandık yine...
Nerdesin canımdan çok sevdigim nerde???

Sen mutlusun işte..
Bense mutluyum numarası yapmaktayım çaresizce....

Hasret
01-21-2009, 03:07
Hey sen ordaki, evet evet arkana bakma yüzün asık oturan sen deilmisin sanki, bu boş sokaklardaki köpeklerin geceleri mekan edindiği kaldırımlarda oturan. Yoksa içten içe bendemi öyleyim? Kısacık bir konuşmaya, belki ufak bir gülümsemeyle harmanlanmış bir günaydına hasret ben miyim yoksa o kaldırımdaki...
Senelerden hangisi, bugün günlerden ne bilmeyen benmiyim yoksa? Zar zor arada temiz kalan yerlerden ışık veren sokak lambasının altında parıldayan ışık huzmesi yanağımdan sinsice akan gözyaşlarınmı?
Kolunda benden eski bir saat olan yabancı, saatine neden bakar dururki gecenin bu saatlerinde? Belkide kirli işler çeviriyordur kimbilir...
Hergece bıkmadan usanmadan biraz bile yorulmadan ay çıkıyor ya sahneye, şarkılarını mırıldanıyor ya her zaman; insanın içine işleyen bir ses varya hani işte! Ben orda bulurum huzuru, ben kimseden bulamadığım yakınlığı onda bulurum her gece, gün yavaş yavaş ağırırken, bende gerçekte var olmayan ama var olanlardan daha bilindik kişiler gibi kaçarım ışıklardan. Gün ışığı var ama ben yokum sabahlarda!
Günaydın beklerim diyorsun ya; sen sana bile görünmeyi beceremesken nasıl bir selam verir insanlar! Aynada olan bir gülümsemeyi üstüne alınsan da; o varolanların... bırak özgür kalsın düşünceler beyinlerde; bırak özgür kalsın duygular havada!
Yalnızlık kendini tanımlarken sana bir ayna ile yaklaşıp gösteriyorsa herkese, bir sen körsün demekki önünde duran gerçeğe! Bir sen kaçaksın demekki hayata, varolmaya!
Evet, bu gece ayla birlikte bir çocuk da sahnede...
Şarkılar adeta mutluğun düşmanı, hüzün kokuyor hava, boğuyor...
Bu geceden kaçmak ne çok isterdim oysa! Bir gecede olsa yatağımda yalnızda olsam uyumayı ne çok isterdim!
Hey çocuk; sen sevgi nedir bilirmisin? Peki ya sevgiden nefret etmeyi? Mutsuzda olsan mutsuzluğunu sevmeyi öğrenmek nedir öğrettiler mi sana? Korkmuş gözlerle bana bakma, bana yalancıymışım gibi bakma! Göreceksin, önce ufukta yaşayanlarda ve en son sana gelecek o illet; ya da sana öyle gelecek!
Alışırsın sende herkes gibi, herkesin yaptığını yap, görme onu! Bırak o seni görecek nasıl olsa! Kaçabildiğin kadar uzağa kaç! En çok da gecelerden kaç çocuk! Geceler hapis eder seni sevgisizliğe! Nefreti tadan kaçar gün ışığından. Yüzünde kalan bir kaç iz vardır ya hani, anlaşılır yaşanılanlar! Bedel ödemek gerek sevgiye ya...
Biliyorum korkuyorsun ama bekle...
Eğer yaşıyorsan, tattığın her duyguya bir bedel ödeyeceksin...

Hasret
01-21-2009, 03:08
http://www.yagmurdamlasi.net/resimler/kadin3.jpg

Gidenin ardından yakılan ağıtlarda anlatılan sevgilere yakın değilim ben. Kendi ateşinin dumanında boğulanlara merhamet duymam.
Ben; bendeyken sevdanın peşine düşen gölgeyim.
Sende beni sendeyken sev diyenler yakındır bana...
Hayalsi aşkları yüceltenlerin girdabına kapılmadan, sanki gidene duyulan özlemde var olacakmış gibi peşine düşenlere de uzağım.
Bakma sen " hiç bilmedin" diyenlerin yaktığı ağıtlara. Eğer bilmemişse giden, bildirmemiştir ki gönderen...
Eğer sen;
Sevdiğinin rüzgarında sürüklenip geçmiş acıların yangınlarında yanmayı, yakılmayı göze alabiliyorsan!
" Seni seviyorum" ların karşılıksız kaldığında; bir kez ve bin kez daha tekrarlamak ağrına gitmiyorsa!
Avuç avuç topladığın yıldızları, üfleyerek yare göndermekten usanmıyorsan her gece!

Bir ses beklerken sessizlik duvarına çarptığında geri dönmüyorsan ve kendi kelimelerinle okşuyorsan sevdiğinin yaslı gönlünü!
Kırık parçalarını onarmak yerine, kendi kırıklarından bir demet sunarken sen; uzanmayan ellerine küsmüyorsan!
Onlarca kişinin kuşattığı kaleni sonuna dek koruyup, ondan gelen tek kelimeyle yıkılmasına izin veriyorsan ve o hala "benimsin" demiyorsa!
Tanımadığın birinin senden önce açtığı yaralara gözyaşların merhem olacaksa ve gözlerine kan dolana kadar ağlamaktan vazgeçmiyorsan onun yaraları kapansın diye!
Neden olduğunu bilmediğin suskunluklara konuşkanlığını kalkan edinebiliyorsan!

Yağmalana, yağmalana sana kalan bile eriyip gitmişken sadece onun için çoğaltabiliyorsan bir damladan sabır pınarı!
"Ölüler ölmez" çığlıklarına kulaklarını tıkayıp yaşam olsun, yaşamak olsun adı diye adsız sevdanı karşılık beklemeden ayaklarının altına seriyorsan. Tekmelemeyip, ezmeyip usulca yanından geçtiğini görmezden gelebiliyorsan!
Kapını çalan ellerin hiç olmayacağını bilmene rağmen "belki" gelir diye evini değiştirmiyorsan, hatta sokağını!
O kış mevsimini yaşarken ve kar altında gönüllü boğulmayı göze almışken; hüznün mevsimini giymiş olan sen, ikiniz için bahar olabiliyorsan!

Buğulu camların ardından bakan ona; "hey ben buradayım" diyebilecek kadar cesursan ve o hala senden tarafa bakmamaya direnirse. Sen olduğun yerden kıpırdamazsan !
Onu tanıdığın gün diktiğin bitki boy vermiş, çiçek açmış olmasına rağmen o bilmiyorsa ve sen hala sulamaya devam edip ilk gördüğünde bir yaprağını gizlice kitabının arasına koyabilmeyi hayal ediyorsan!
Rengi solmuş fotoğrafları saklayan albümünün ilk yaprağına kendininkini çıkarıp onunkini koyuyorsan!
Ve sonu "gökten üç elma düşmüş" diye biten masallara hala inanıp avuçlarını açmış bekliyorsan!
Rengine, kendi rengini ekle. Varsın uyumsuz olsun! Varsın yakışmasın.

Varken göstermelisin sevdiğine, sevgini... Göster ki; gittiğinde, gitmek zorunda kaldığında bile hatırlasın seni..

Hasret
01-21-2009, 03:08
http://img61.imageshack.us/img61/6941/banaelleriniverrrcopyci8.jpg



Ver ellerini bana çok üşüyorum..ısınamıyorum..sıgınagım kalmadı ellerinden başka..hiç bir yere sıgamıyorum!ver gözlerini bana,birşey göremiyorum,cok yorgun düştüm aglayamıyorum..başka bir sıgınagım kalmadı hayatta..sen benim olmadan ölemiyorum!!!




Çabam yok!
umudum sıfırın altında,
ellerim buz,
gözlerim siyah...




Sebebim kaldı sananlardansın sende,sen gidersen de yaşarım sananalardansın!aç bi gözlerini bak sen bende en derinde yaşananlardansın!!!



Çabam yok!
umudum sıfırın altında,
ellerim buz,
gözlerim siyah...




Kırıp döküp bırakılacak yaşanmışlıklar mı kaldı artık buz kesmiş ellerimde!!Hissetmiyorum ki,soğuk ciğerime işlemiş aldıgım nefesten bir tat almıyorum ki!!!Sensizlik ruhuma kilitlenmiş!!!


Çabam yok!
umudum sıfırın altında,
ellerim buz,
gözlerim siyah...




Çıkardım yüreğimdeki kirli elbiseleri...Ne çamur kaldı ne pas senden eser!!Peki ne bu ellerimde ki lekeler?Ağlattıgımız bulutlara sende benim gibi hesap ver!!!Dünden [kal]ma öfkeler,küfürlenmiş kelimeler,hepsi senin olsun,senden bana tek kalan artık yazılmamaış hikayeler..

Hasret
01-21-2009, 03:09
http://img99.imageshack.us/img99/7618/4gedsn8hk3.jpg


Karanlık şehirler akıp geçiyor gözlerimin önünden.. Arada bir yavaşlıyor görüntü, inceleyebiliyorum.. Kimi zaman çift şeritli bir otoban ve ilerleyince trafik ışıklı bir kavşak, arabaların hızla gelip geçtiği.. Kimi zaman ise dar, karanlık bir sokak iki yanı evlerle çevrili.. Ve yolun ortasında ağır ağır ilerleyen karamsar bir adam.. Bazen de bomboş sokakta tek bir şehirlerarası otobüs ve yüzüm cama dayalı..

Yalnızım, kimse yok yanımda. Zaten hep kaygıyla bakarım giren adamlara yanıma oturmaları korkusuyla.. Paylaşmak istemem koltuğumu.. Başka koltuğa geçerim vazgeçip cam kenarı-rahat mekanımdan hatta.. İşte hayatımın tek delikanlı yönü:'ya hep,ya hiç' değilsem rahatta..

İşte seni de böyle sevdim ben.. Yüreğini istemedim bir tek.. Tüm iç organlarını, tüm uzuvlarını ve -varsa- ruhunu.. Ve eğer birini verecektiysen bana, varsın hepsi onun olsundu.. Onun olsundu ellerin; yeter ki değişmesindi bir eli tutuş şeklin..

Hep yoğurmaya, hep -kendimce- yontmaya çalıştığım yönlerine aşıktım senin. Sözgelimi 'çirkin' yönlerini seviyordum. Zaten kimi zaman kulağıma fısıldadığın, kimi zaman adeta haykırdığın 'seni seviyorum' olmadı gittikten sonra söyleyişini en çok özlediğim.. Kızdığında -hani hatırlarsın- 'seni sevmiyorum'dan sonra ağlatmanı özledim beni.. Espirilerini, gülen yüzünü değil; acıklı yönlerini arzuladı en çok karamsar beynim.. Ve biçimli vücudunu değil, aynısını bir başkasında asla göremeyeceği kolundaki dikiş izlerini görmek istiyor -son bir kez- gözlerim..

'Seni sen yapan yanlarını özlüyorum'.. Sesli düşünüyorum yine otobüsteki her çift gözün üzerimde süzülmesine aldırmadan.. 'Elyapımı bir kolyeye benzetirdim seni hep; aynısı bir başkasında asla olamayan!' ve hep nefret ederdim fabrika çıkışlı parlak takılardan..

Parlamayan yanlarınla birlikte iniyorum otobüsten, nereye geldiğimi asla bilmeden.. Bildiğim; burada ışıkların olmadığı.. Geceleri parlamadığı aynı tür sokak lambalarının.. Herkesin -alevi el yapımı- bir mumu var burada.. Kapatıyorum yorgun gözlerimi ve yine mahçup yönlerin geliyor aklıma.. Mahçup, korkan yüzeye çıkmaya!..

Hasret
01-21-2009, 03:09
http://img1.blogcu.com/images/y/e/t/yetkisiz/07c0ca4ab1d98f6d4902facb7c291259.jpg

Gece , bir başıma, kentin ışıklarına dalıp gidiyorum. Binlerce sevdanın anayurdu İstanbul, bu kez benim acılarıma tanıklık ediyor. Yaz ortası; ama, içim titriyor.

Geceleri seninle yaşamaya alışmış olan ben, şimdi öylesine, içimdeki acının azalmasını bekliyorum. Hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden. Neresine baksam seni gördüğüm bir evin içinde yaşamak en dayanılmaz işkence. İçmek istiyorum, rakı şişesinde boğulmak... Sonra? Sarılsam ne olacak ki rakı kadehlerine? Sarhoşluğun kucağında kaybetsem kendimi ne olacak ki? Sabah uyandığımda en acı gerçek olarak dikilmeyecek mi karşıma sensizlik? Boş boş bakmayacak mıyım yine duvarlara?

Geçecek elbette, zaman sensizliğin acısını silecek içimden. Alışacağım böyle yaşamya. Çünkü senden öğrenmedim ben aşkı. Giderken aşkı da götürmüş değilsin. Senden önce de vardı içimde, senden sonrada olmaya devam edecek.

Yokluğun ağlatmıyor beni. Kendime kurduğum tuzakta çaresizce çırpınışım geldikçe aklıma, sessizce dökülüyor gözyaşlarım. Beynimin içinde cevapsız yığınla soru dolanıp duruyor. Aslında her sorunun bir cevabı var; ama, benim onları yanıtlayacak cesaretim yok. Böylesine güçsüz olmaktan nefret ediyorum.

Aşk dolu bir hayat sunmak isterdim sana, anladım ki kaybetmişim kimliğimi..Anladım ki, seni mutlu etmek isterken unutmuşum mutlu olmanın ne demek olduğunu. Bu yüzden tuzak diyorum işte. Kendi ellerimle yaşanmaz hale getirdiğim için üzülüyorum hepsi bu.

Az sonra yağmur yağacak. Bulutlar kapadı yıldızları ve ayı. Böyle geceler daha da çok artırıyor hüznün katsayısını. Şimdi çıksam sokağa, iliklerime işlese yağmur, sırılsıklam etse beni... Dilimde bir şarkı, "Söz yok anlatmaya seni..." Üzerime üzerime gelecek sokaklar. Boğulacağım, biliyorum. Bu kentin her noktasında senin izin var, sokaklar deli edecek beni. Yürünmez olacak.

Kapadım gözlerimi, uyku alsın beni. Şöyle deliksiz bir uyku uyumayalı ne kadar oldu? Ne kadardır kendimde değilim? Kontrol edemiyorum zamanı. Oysa tek ilacım zaman. Erimelsin, bedenin gibi ruhun da terk etmeli beni. Ancak o zaman kurtulacağım kendi tuzağımdan. Ancak o zaman bitecek bu kimliksiz geceler.....

Hasret
01-21-2009, 03:10
http://img384.imageshack.us/img384/3245/35b54c3f51207491b53928beg5.jpg

Gözyaşlarım aydınlatıyor şehrimin karanlık sokaklarını.Ağır aksak yürüyorum hayatımın karelerinde..Kimi zaman düz yollarda sebepsizce yıkıldım , kimi zaman yıkılanları topladım yalnızlığı yavan dudaklarımla emerken..Hep gölgelerde yalnız başıma güneşin doğuşunu seyrettim..Bir yudum sevgiye tutunup kirlenmemiş umutlarımı düşledim.Sevdanın kollarında bir dirhem umut aradım durdum. Kuş tüyü yastıklarda delice yaşamak değildi benimkisi.; sadece yüreğimden akan kanlı gözyaşlarımı yüreğiyle silecek bir sevda . Çok muydu bu istediklerim onu da bilemiyorum.

Yorgun savaşcı gibi acıyı emdim dudaklarımla .. Herkesin gönül evinde bir acı yanıyordu biliyorum.. Benim de yanıyordu. Diğerlerinden tek farkı; bedenimde acımasızca kendi yüreğimi yakıyordum. Herkes kendisine umut yollarında sevda cicekleri ekerken, ben yüreğimi törpülüyordum yanık ağıtlarda. Yalnızlıklarda kendimi öldürüp umutlara gebe kalıyordum her sabah. Şafak ağarmadan bir bilinmezliğe yürüyordum ayaklarımı su birikintilerine çarpa çarpa. Tükettim umutlarımı yalnızlığın dar sokaklarında. Düştüm, yaralandım, yalnızlığa itildim. Ama her şeye inat umutsuzluğa pes etmedim. Diz çökmedim karanlığın arsız bedenine.. Hayallerimde büyüttüm içimdeki cocuğu. Karanlıklar üşüşse başıma, gözlerimdeki aydınlığı serdim duvarlara. Büyük mutlulukların peşinde değil; bir hayalin verdiği bir tutam sevgiyle yaşadım. Süslü cümlelerin zengin satırlarında değil; fakir yüreğimin umut dolu hecelerinde sevdim hayatı. Kavuşmayı değil, hep hasretin yolları gözetledim durdum. Bencil değildim hiçbir zaman. Yüreğimi ve bedenimi, sevgilinin bir günahı için yakmaya hazırdım. Avuç içlerimde paylaşılmayı bekleyen sevda kırıntılarıyla besledim umutlarımı. Sevgilinin gelme arzularında kaç kez yetim ceylanları emzirdim. Kaç kez umuda gebe kaldım. Oysa ben, umuda doğmamışken nasıl sevda memleketinde büyürdüm? Yaşayan ölüyken nasıl sevdaya gebe kalırdım ki? Kurak topraklara sevdayı ekecek gücüm yokken nasıl sevginin umut kokan başaklarını biçebilirdim?..Sorduğum sorulara yüreğimle verebileceğim cevabim bile yoktu. Sitemler, cevapsız sorular.

Heybemde zaman çeşmelerinden akan acılar ve gözlerime solan umutlar hep yan yanaydı.. Ne zaman vuslata yemin etsem hançer ışıldar göğsümün derinliklerinde Bu acının ve bu kederin suçlusu kimse değildi. Tek suçlu bendim, yüreğimdi. Hiçbir zaman kaderime isyan etmedim. Ama hep içimde dövdüm kendimi. Ruhumu, yangın rengi gecelerde kendim hançerledim. Sevdaya uzanan ellerimin ayrılıklarda kör bıçaklarla kesilmeden ben kestim. Ben yama vurdum kanayan yaralarıma. İçimdeki çocuğu kendim ağlattım, kendim sildim kanlı yaşlarımı. Karanlık duvarlara çarpılmadan yüreğim, ben kanattım yeni büyümüş hücrelerimi.. Kaç kez sakladım gözyaşlarımı kirpiklerimden..Kaç kez eledim yüreğimi acıların içinden...Ama hep umudun içinde sevdaya sürgün kaldım..Hep taşları yastık bilip gözyaşında esir kaldım. Sitemim kendimedir. Sitemim; ne bir insana ne de ( haşa ) Yaradan’ıma. Bu sitem kendimedir.

Yıldızlarım hep kavuşmaları andı yanık türkülerle..Yüreğimde beslediğim umut bülbülleri ise hep vuslatlara yandı..Kelimelerim mevsimlerin koynunda her gece gidenlere ağladı...Bu kadar sevmenin bedeli ayrılık olmamalıydı düşündüm hep ...Belki de bunu hak ettim ben. Şöyle bir söz vardır: “ İyiliği Yaradan’dan, kötülüğü nefsinden bileceksin “ .Demek ki ayrılıkları, hak etmediğim sevdaların suçu kendimde sabittir. Suçlu aramaya gerek yok. Suçlu yüreğim ve aldığım nefestir.

Her sabah ayrılıklarla uyandı gözlerim. Yarım kaldı sevmelerim. Hep sürgün hep ölgündü cümlelerim. Yaşamak için savaşmak gerekirdi. Ve kazanmak için mücadele. Oysa ben, hep yenik başladım sevdalara. Ya erken doğmuştum umuda ya da çok geç kalmıştım Cennet kokulu sevdalara..Hep yitik kalan bendim. Sevdalar, yalnızlığa kanatlanıp bir ben kaldım şehrin karanlık gölgelerinde. Gözlerim hiç kapanmadı sevgilinin gözlerine..Sevgiyi bu kadar isterken gönlüm hep hançerleri bal diye yüreğime almamalıydım diye düşündüm durdum..Hiçbir zaman sevgilinin elinden gelmedi hançerler; kendimin yaralı yüreğime sapladığım hançerdi bu sitemler..Benimkisi ruhumla hasbi hal işte...Benimkisi kendime sitemdir. Kanatan benim, kanayan ise yüreğim. Yaşarken yalnızlığın elinden darağaçlarından ölmektense , sevdanın avuçlarında sessizce solayım..Vuslatlarım açmayacaksa gönül bahçelerimde, ektiğim filizler yeşermeyecekse düşlerimde...Neye gerek ki geceyi karanlıkta yakmak ? Neye yarar ki ?

Acılarıma yama vurulmayacaksa elvedası toprağa, yüreğimi bedenimden söker giderim....Küskün bir kınalı çiçek gibi boynumu bükerim baharın koynuna.Boynumu büker, isyan kelimelerini yutkunurum içten ice. Büyüttüğüm sevda çiçeklerini gözyaşlarımla yakar sonsuzluğa kanatlarınım. Yıllar düşerken avuç içlerime, ruhumun dehlizlerinde acılarımı çekerim...Dedim ya ruhumun derinliklerinde yüreğimi altında isli kazanları kurup kaynatırım acılarımı...Güneşle bulutların arasına ıslak umutları asar, kuruması için delicesine beklerim Azrail'in gelişini..Methiyeler düzerim Azrail Meleğine. Kendi mezarımı kendim kazar, kefensiz toprağa sarılırım..Haketmediysem umudu ve mutluluğu, sessizce gitmesini bilirim bu şehirden..Ardımda mezar taşlarına kazılı bir ismim ve ayrılıklarda sürgün yemiş yürek miras kalır zamana. Kendine sitemle dolu bir hayata kırmızı kalemle çizik atar, sonsuzlukta yanar tüm cümlelerim. Şimdi kibritsiz tüm kelimeleri yakıp yüreğimdekileri susturmak.

Hasret
01-22-2009, 03:17
http://img119.imageshack.us/img119/4135/60497394sr7.gif


Daha kaç geceler böyle sessiz, böyle sensiz yaşayacağım? Bilmiyor musun ki ey yar, beni ne çok mahvediyor uzaklığın, ne çok bölüyor kalbimi kalbin...

Bir gece daha başlıyor... Önümde upuzun yaşayacağım bir gecem, bir karanlığım daha var. Saatlere, saniyelere gireceğin; damarımdaki kanıma kadar işleyeceğin bir gecem daha başlıyor... Bir gecem, bir sevdam daha başlıyor ama yazık ki gözyaşları ma giren olmayacaksın yinede.

Beni artık acılarımla baş başa bıraktı ağlamalarım. Gözyaşlarım bile beni terketti.Sen geldiğinden, sen olduğundan beri tüm herşey beni terketti. Ben de tükettim onları zaten. Evet artık geceleri uyuyamıyorum. Karanlıklar başlar başlamaz başlıyor kalbimin aglamaları.Önceleri onları dinlemeye, onlara ses vermeye çalışıyordum. Farketmiyormuşum gibi davranıyordum. Sırf o karanlık geceyle yüz yüze gelmemek için.

Biliyordum o yalnızlığı yaşamam gerekiyordu. Bir insan arıyordum yanımda, geceyi bana unutturacak.

Onun iyi, güzel ve çirkin olması da önem taşımıyordu. Yeter ki olsun yanımda. Olsun ki gece üzerime üzerime gelmesin. Yanımda birini görüp vazgeçsin benden.Veya yanımda birileri olsun da unutayım istiyordum SENİ. Biliyordum ki geceyle yüz yüze kaldığım zaman Sevda dışında bir şey olmayacaktım. Sonra, sonra bu dönem de kayboldu. Yalnızlığı arayan, yalnızlığa özlem duyan oldum.O karanlık gecelerin ıssızlığına gömülmekten kaçamaz oldum. Çünkü onlar da seni buluyordum. Çünkü bana gündüzlerin veremediğini veriyordu geceler SENİ...

Gündüzlerde yoktun, aydınlarda yanımda yürüyen değildin. Ama geceleri öyle miydi? Geceleri yüreğimde yürüyordun ve ben adımlarında yaşayandım.
Artık uyuyamıyorum. Hem de hiç mi hiç Ne kadar çabalasam da olmuyor. Bir garip ağırlıkla kah seni bekleyerek kah gelmeyeceğinden emin olarak geçiriyordum saatleri.

Seni yaşıyordum. Gecelerde yüz yüze kalıyorduk seninle.Gece vefalı, fedakar bir anne gibi kucağına alıyor beni sabaha kadar götürüyordu. Zaman akıyormuydu, geçiyor muydu bilen değilim. Hiçbir zaman da bilen olmadım. Bu yaralarla, bu kanıma işleyen aşk yangınlarıyla sabaha nasıl kül olmadan varabiliyordum? Bilmiyorum gerçekten. Yanmaktan ateş olduğum bu gecelerde beni tüketmeyen neydi?Sevgin mi? Beni evirip çevirip kora getiren söndürmeyen neydi?Bağrımdaki yangından neden yok olmuyordum? Beni sabaha vardıran geceler miydi yoksa?

Geceler Benim gecelerim.... Senin gecelerin... Seni yaşadığım Geceler. Gönlümde bir derin yarasın sen! Bu gecelerde de çok şey istedim bir şeyler yapabilmeyi. Elime çoğu kez kalem kağıt alıp seni yazmayı istedim. Olmadı ama.Kalbim seninle öylesine doluydu ki her hareketim sönük kalıyordu. Ben çaresizliği kapılıp gidiyordum. Ne yaptığımı bilmiyordum. Saatlerce, saatlerce oturup seni düşünüyordum. Kalbimde bastırmaya çalıştığım duygularıma ilk olarak geceleri yaşama hakkı veriyordum. Herkesten gizlemeye çalıştığım o korları gecelere çıkartıyordum sanki. Gecelerden saklamıyordum hiçbirşeyi. Gecelerle paylaşıyordum, ve geceler sarıyordu beni. Beni alıp sensizliğin okyanusunda boğmuyordu. Beni sensizliğin zirvesinde, en uç
noktasında aşkın sonsuzluğuna götürüyordu.

Artık bu geceleri sevmeye başlıyorum. Bana seni getiren geceler...Benim gecelerim onlar...Benim senlerim benim yalnızlıklarım, benim aşklarım diyebildiğim gecelerim.Evet artık uyuyamayan, ağlayamayan gözlerime ağlamıyorum. Gecelerimi de feda ediyorum sana. Gündüzlerde söyleyemediklerimi gecelerde haykırıyorum. Ve uçsuz bucaksız seviyorum seviyorum SEVİYORUM.

Artık uyuyamıyorum, evet. Uykular haram oldu bana senden sonra. Hem nasıl uyuyabilirim ki? Gözlerin var artık gecelerimde, senin gözlerin senin karanlık gözlerin.. Hiç görmediğim gözlerin.... Sanıyorum ki artık sana yalnız ben değil, geceler de vurgun! Beni böylesine koynuna alışı, karanlığında bunca aydınlatması neden? Evet sen öyle güzel, öyle güzelsin ki, geceler de seni sevdi.Öyle ki sana ihanet edip de seni yaşamıyormuşçasına uyumaya, gözlerimi yummaya çalıştığım zaman hemen giriveriyorlar içime ve seni getiriyorlar bana. Gözlerimi öyle bir açıyorlar ki bir dahasına kapayamıyorum bile...

Ve ağlayabilmeyi diliyorum bazı geceler. Bunu gecelerden sonsuza diliyorum. Ağlasam, doyasıya hıçkırırcasına ağlasam belki seni bir parçacık olsa unutur ve kendi içime gömülür birazcık gözlerimi yumabilirim diye düşünüyorum. Sabahları uykuda yakalayan olmaktan çıkıp, sabahları uykuda bulunan olmak istiyorum. Bunun için istiyorum ağlayabilmeyi. Sana olan özlemimi, içimde bir dağ kadar ululaşmış hasretini belki bir parça dindirebilirim diye düşünüyorum. Belki seni birazcık gömebilirim de yüreğime, rahatlarım diye umuyorum olmuyor.

Ağlamaya çalışıyorum, ağlamalarım bana isyanlar ediyor. Geceler bana bu isteğimi vermiyor. Ne zaman ağlasam yalnızca ve yalnızca bir iki gözyaşı olup kalıyorsun gözlerimlde. Gözlerimde donan birkaç damla yaş oluyorsun, o yaşları da sarıyor geceler. O yaşlarla birlikte alıyor yanına geceler beni...
Geceler unutmamı istemiyor seni, geceler bana ihanet ediyor. Geceler senden yana sevdiğim, geceler seni yaşamamı istiyor. Sözümü dinlemiyor....

Güneşi özlediğim oluyor arada bir. Yeter diyorum bunca yıldızla arkadaş olduğum. Seni unutup da yıldızları gördüğüm anlar olursa tabii. Beni böyle gördükleri zaman anlamıyor insanlar. Nasıl böyle saatlerce kalabildiğimi sorup duruyorlar. Böyle tüm dünya uyku içindeyken benim nasıl karanlığın içinde bakışlarımı dayattığımın sırrını anlamıyorlar. Ve onlar bilmiyorlar ki içim bir kordur...Tüm dünya, tüm tabiat susmalarda ve uykulardadır belki ama benim yüreğimde gizlenmektedir tüm dünya... Ben içime tüm insanları,,, tüm milyarları almışım. Farkında değiller. Herkesi ve herşeyleri sığdırmışım içime. Bir sen sığmıyorsun, bir seni sığdıramıyorum kalbime, bilmiyorlar...Ve senin uzaklığın, ve senin gece kadar olan uzaklığın... Bana öyle uzak öyle
yabancısın ki sevdiğim, seni senden istemeye korkuyorum. Geceleri bu yüzden seviyorum. Seni sevmeme engel olmuyor, seni bana getiriyor... ve seni gecenin karanlığında buluşumdandır seni gündüzleri istemeyişim. Evet sevdiğim bana her şeyden ve herkesten uzaksın. Herkesin yaşamına giriyor, her şeyi paylaşıyorsun insanlarla... Ama bana gelmiyorsun. Ama ama sitem bile etmiyorum... Sana söyleyecek söz bulamıyorum. Söyleyecek bir şeyler arasam ve bulsam biliyorum geceler alır onu elimden, dilimden de. Sana söyleyeceklerimin hesabını yapsam sabahlar buna izin vermez. Ve ben seni yaşıyorum. Olsa olsa sana BU SEVGİYİ YAŞA diyebilirim.Gel birlikte yaşayalım demeye dilim varmaz. Geceler bunu bırakmaz yanına. Kaybettiğim
değilsin. Ben seni hiç yitirmedim. Çünkü içimde taşıdığımdın hep. Benden bir parça oldun sen. Ben kendimi yitirmediğim sürece sen de kaybolmayacaksın.

Evet, seni anlamakla, seni yaşamakla, seni sevmekle geçirdiğim bu gecelerde, sabahladığım bu gecelerde, benden çok uzaklarda bulunan sana uykularında bir rahatlık veriyorsa sevdam, ne mutlu bana. Gecelerim...Sarın yaralarımı geceler demiş bir şair.. Beni bu geceler mahvetti desem haksızlık mı ederim onlara. Beni sen mahvettim desem yalan olur bu. Ama beni bu geceler, geceleri de bana musallat eden sensin. Senin sevdanla başladı gecelere sevda yazmam. Sevda masalı okumam bundandı. Ben bu gecelerde tüm karanlıkları dağıtabilirim. Bana hüzünlerini, bana acılarını ver sevdiğim. Ver ki senin acılarını da ortak edeyim gecelerime. Ver ki gecelerle kavgalı olayım. Şimdi seni getirdikleri için onlara ses bile çıkarmıyorum.
Sen yaşadığımsın, yaşatanımsın. Sevdamsın sen... Belki ben anlatamıyorum ama geceler bu sevdaya şahittir. Çünkü artık onlarda bu aşka ortak oldular.

Belki benden bile çok seviyorlar seni. Ben seni hiç mi hiç gözlerimle bitirmek istemedim. Ve gecelerin içinde, gecelerle birlikte hep sevdim seni...VE HEP SEVECEĞİM...

Ne kadar birlikte olamayacağımızı bilsem de Ben ve Gecelerim Hep seveceğiz seni...

Hasret
01-22-2009, 03:17
Yüreğimin hasretinden eridiği gecelerde merak ediyorum seni..

Yanakların hala yumuşacık mı?

Bakışların gene en sevdalı halinde mi?

Sesin hala insanın içini ısıtıyor mu?

Sevgin hala yaşama sebebi oluyor mu?

Benim için fark etmez aslında, her zaman en güzel halinle

Aklımdasın..

Canımdasın.

http://img511.imageshack.us/img511/6311/ilgca8.jpg

Beni boşver

Ben gene bildiğin gibiyim

Tebessümlerim birer borç gibi üzerime yük oluyor

Sesim yokluğuna isyan

Parmaklarım saçlarında dolaşmayı özlüyor

Dudaklarım sana hasret

Yüreğimle öpüyorum seni

Varlığın her zamankinden daha çok özleniyor

Düşlerimle kokluyorum seni



Bütün varlığımla sevdim seni

Sen yoksun artık…

Ben de olmamak istiyorum…

http://img401.imageshack.us/img401/2120/2szlerml4.gif

Bizi birbirimize zincirleyen sözlerimiz vardı

Birimiz düştüğünde diğeri onu tutacaktı

Birimiz ağlarken diğeri gülmeyecekti

Benim için sadece sen

Senin için sadece ben olacaktı

Bizim sevdamızın zayıf halkası olmayacaktı..

http://img114.imageshack.us/img114/4611/3zincirbx2.jpg

Bazı geceler kabuslar görüyorum, artık var olmadığını görüyorum. Sıçrayarak terler içinde uyanıyorum birden. Kalbim sanki intihar etmek istercesine atmaya başlıyor. Sadece rüyaymış….

Diyemiyorum…



Yüreğindeki sevgide boğulma hayali ile yaşarken

Gözyaşları ile boğulma gerçeğinde soluyorum

Gittiğini düşündükçe içim ürperiyor

Umutsuz kalbim bu gerçekle yüzleşmeye gücü yetmiyor

Hepimiz yalnız ölücez sonunda

Benimki erken oldu diye şikayet etmiyorum

Ölüm bile bizi ayıramazdı

Ayrılık bizi öldürdü..

http://img114.imageshack.us/img114/8217/adszsi0.jpg


Herşey kararıyor artık

Ne gökyüzü mavi, ne de güneş parlak..

Son nefesim sana ağıtımın son notası

Acıların anlamını yitirdiği eşsiz melodi

Eğer bir gün senin de sebepsiz yere için ürperirse

Bil ki son kez yüreğine sevgimi fısıldıyorumdur

...

Hasret
01-22-2009, 03:18
http://fc01.deviantart.com/fs19/i/2007/244/1/c/Sunset_Escape_by_Keira_Sama.jpg


Ayrılığın
hiçbir acıya benzemeyen,
tarifi olmayan derin sancılar yaratan bir his ve
dibe vurmuşluğun anlamı olduğunu
Aşkıma ayrılığın gölgesi vurduğunda anladım!

Her şey yolunda giderken
Mutluluğu ifade etmenin farklı yollarını aramaz kimse
gerek duymaz sadece doyasıya yaşamak ister mutluluğunu..

Kalbine saplandığında ayrılık hançeri
o acıyı ifade etmek için adeta saldırır sözcüklere...
Uzun uzun cümleler kurar
yüreğini parçalayan,iliklerine kadar işlenmiş olan acısından az da olsa kutulmak için.

Fakat bilmez ki
içini dökmeye acısını hafifletmeye çalıştıkça
Bir kaynaktan çıkar gibi sevgiyle karışık nefreti çağlar içinde...
Sarar tüm benliğini...

Soranlara ''unuttum'' derken,kalbi haykırır aslında
''Ne unutması! Gün geçtikçe bağlanıyorsun,özlüyorsun
yokluğunun acısıyla başedemez hale geliyorsun'' diye...

''Sevmiyorum'' der,sürekli tekrarlarsın kendine
gönlünle kavga edersin,isyanlara sarılır kalbini avutursun
yastığınla paylaşırsın yalnızca yaşlarını...

Kalbinden habersiz gizlice düşünmeye kalkarsın da
sarsılırsın yüreğinin sızısıyla...

Düşüncelerin arasında ''düşünmeli miyim?'' diye düşündüğün
tek düşüncedir...


Düşlerindeki yitip gitmiştir...

işte AŞK böylesine yücedir...
AŞKı her yüreğin yaşaması gerekir...

Hasret
01-22-2009, 03:19
http://img377.imageshack.us/img377/8016/beyazqul2br3.jpg

Bu gece yüreğime ılgıt ılgıt bir hasret düştü, seni hatırladım.
O an iki damla yaş süzüldü gözlerimden yüreğime, sana olan sevgim yağmur gibi döküldü gönlüme. Bütün mutluluklarım seninle başladı, umutlarım seninle yeşerdi. Sen benim mevsimlerimin bahardalı, gönlümün sevdalı masalısın. Seni kaleme alıp yazmak istesem, geri kalan zamana sığmazsın ki...!!!

Sen yoksun ya; mevsimlerde tat var mı sanıyorsun...!!! ne baharlar bahar, kalbim buruk mu buruk. Gönlüme hele hele de gözlerime söz geçiremiyorum ille de seni istiyor, hep seni arıyor. Kafamın içi ise bir deli poyraz. Sen akşam serinliğinde gönlüme dökülen gönül türküsü, sabah süzgünlüğünde ise gözümdeki yaşsın. Vurulup kalmısım gözlerine, bir içtenliği varki gözlerinin tutsak almış gönlümü.

Bakışlarında kuşların ürpertisi ve çocukların masum korkusu hakim İşte en çokta bunu seviyorum. Sana içindeki dağlardan sesleniyorum! geceler sabaha susamış, hayaller gerçeğe, ben sana. Haydi tut ellerimi ve sakın bırakma. Küçük bir çocuğun karanlıktan korkması gibi seni kaybetmekten korkarım.

Seni özlemediğin, duyup hissetmediğim an yok ki özleyişim o kadar içten ki hemen gözyaşlarım yanağımda tomurcuklanıp yuvarlanıyor
ardından tatlı bir uykuya dalıyorum. Rüyamda ruhumda ki bulutların dağıldığını ve oluşan gökkuşağı altında o sevimli hayalini görüyorum
işte bu durum beni biraz olsun ferahlatıyor ve özlemini gideriyor.
Gözlerim hayallerinin peşinden koşa koşa yoruldu. Bakışlarının gönlümde bıraktığı etki hala devam etmekte. Geceleri tatlı hayallerine dalarak uyumak bir hastalık bir alışkanlık haline geldi. Sabahlara kadar hep seni anmak, seni düşünmek en büyük meşgalem oldu.

Gönlümde periler kadar güzel hayallerin gözlerimde ise aşkının parıltısı var. Geceleri yıldızlara bakarak, gündüz güneşe dert yanarak, hep gelmeni umarak, seni bekledim.

Seni gecelerin en masum yakamozlarından, benim gibi yanlız gezen yıldızlardan sordum. 'SEVİYOR,GELECEK' dediler doğrumu
kavuşmak ölümse ayrılık zulüm elbet kavuşuruz sabret gülüm tek sana ait kanayan şu gönlüm ben yolumu çoktan seçmişim ya sen ya ölüm....!!!"

Sen
yollarim hep sana cikiyor. ben sana yürüyorum. En guzel cicekleri toplayip demet demet sana vermek istiyorum.
Menzili olmadan, nereye varacagini sormadan, aşkın rehber oldugu bir yolculuga cikip sana varmak istiyorum.
Evimin butun duvarlarinda senin yuzunu gorup, bana baktigini hissetmek istiyorum.
sokakta bana bakan her insan, yuzumdeki tarifsiz sevinci gorup hayrete dusuyorsa....
hayatin en anlamli seyi ne? diye sorduklarinda hic tereddut etmeden senin adini veriyorsam eger bu ASKtir.

sen
yillardir icinde sakladigin ve haykirmak icin biriktirdigin sevda sozcuklerini de alarak gel.
ya da tek bir söz bile etmeden, suskunlugunla gel.

sen
Gitme. Gidersen.... Gozumdeki son piriltiyida alir goturursun. Bir zemherinin ortasinda titrek ve bir basima birakirsin beni. Yapma.
Senin gozlerindeki derin ucurumlarda bir dagci edasiyla gezinmek mutlu ederdi beni
Gulusunun seni guzellestirmesini seviyordum
Hic bir sevginin saf ve masum olmadigin bilerek gel.
NEREDE KIMSESIZ BIR AŞK VARSA ÇEKER ORAYA GİDERİM.
sen de gel.


ÖLÜM
kelimeler hic bu kadar zor olmamisti bana.
Ölüm, yoklugunun diger adidir.... her seyi birakip gitmenin diger adi ölüm..... Ölüm.... umutsuzluk gibi......... umutsuzlugun ardindaki o delice yasama ozlemi gibi.....
ölmek ayiptir, yasamak ondan da ayip.
yasamak artik bir imaj sorunu


ve ask;

öldürmektense ölmek daha onurlu bence

Beni sev ama öldürme...

Hasret
01-22-2009, 03:20
Tam beni tamamlayacağını düşünürken,yine ben eksik kaldım.gülümseyişlerim takılı kaldı yüreğimde.
Sonu yok,ışığı yok bir yolda ıssız sessiz kaldı sevdam.Ama sen gittin...Korkup kaçtın belkide bu sevdadan.
kocaman yüreğiyle seni seveni sen sığdıramadın kalbine;taşıyamadın doğru dürüst...
bu kadar çabuk pes edişinde ondandı belki.Başka cümlelerin ardına sığınman,yalan yalnış sevdalara takılman..

Gözlerine baktığım zaman çoğaldığımı hissediyordum.Öyle anlamlıydı ki;hayatın tüm gizemi senin gözlerindeydi sanki...Herşey o ''çakır'' yeşilin içinde saklıydı.Ama sen aniden kapattın o gözlerini;aniden aldın yeşilimi benden...Tüm sırlarda o yeşil kutuda kapalı kaldı.İşte ondan sonra başladı herşey...kalp ağrılarım,baş ağrılarım,gece yarılarında sebepsiz haykırışlarım.....

Bana bıraktığın ve içimde kalan ''yeşil''di belkide bunlara sebep olan...Kötü bir oyun seyrediyorsun geçecek diyordum kendime.Bak geçince hiç birşey kalmayacak..arda kalanlar eskiye uğurlanacak diyordum.Ama olmadı.geçmedi.herşey artarak dahada çoğaldı..pişmanlıklar sardı çevremi ''keşke''ler birikti içimde.''acabalar''dolaşıp durdu beynimde...Hepsi benden bağımsızdı.Hiç bir organıma söz geçiremedim..Hep sen çoğalıyordun,hep sen büyüyordun içimde...

sana dönüşmeye başladığımı anlayıncada bir direniş başlattım kendime..Artık hiç konuşmuyorum kalbimle...Kendi haline bıraktım onu,ne derse desin ne isterse istesin;artık hiç aldırmıyorum..Tıpkı derindondurucudan çıkmış gibi bir kalbim var artık benim..Buz gibi....içindeki herşey dondu.Sevgiler,sıcak gülümseyişler,arzular,istekler...Belki birgün;üzerindeki buzlardan sıyrılıp artık bende varım diyerek ortaya çıkar ve bana döner;kimbilir.Ama o güne kadar.Buz gibi ''yeşilin''arkasından bakacağım dünyaya....

Senin bana verdiğin o ''acı yeşili'' yaşayacağım..kolay değil çünkü;kalbimde dallanıp budaklanan o ''yeşil''i bir anda kökünden sökmek.o yüzden zamana bırakıyorum herşeyi.Bakmadığın bir çiçek nasıl soluyorsa..O ''yeşil''de birgün elbet solup,sararacak..

Hayatımda ilk kez sana açtığım kalbimde bundan sonra....Sadece bahara açacak..sadece bahara...

Hasret
01-22-2009, 03:20
http://img296.imageshack.us/img296/2426/th3962530122445lo1ut7.jpg


İçimdeki çok seslilik yoruyordu kaç zamandır ruhumu. Olur olmaz zamanlarda ben bunu hak etmedim naralarıyla,çığlık çığlığa uyanmaları adet edinmiş yüreğimden sıkılmıştım.Sabredince geçer sanıyordum bu kabuslar,ben bana rest çekmişken şu zavallı yüreğim geçmeyi başaramadı aşkın sırat köprüsünden.Bulutları mesken eylediyse gözlerim hor görmesin kimse;kendimce haklı sebeplerim var,güldüğüme ne bakıyorsun ey gönül gülücüklerimde saklı sobelenmemiş acılarım var.


Efkar basmıştı ayazın hakim olduğu gecelerimi.Yalnızdım,korkuyordum,savunmasızdım gecenin çıplak koynunda.Üstelik aklımda bin bir türlü düşünce hele bir tanesi var ki kes yüreğinin dilini diyor canice.Yürek aşk savaşında zaten mağlup,gururu serde değil yerde elinde kalan bir acı ağıt,varsın ben sıkılayım da yüreğim çığlık çığlığa söylesin şarkısını.



Dudağımda yarım kalan söylenmemiş son sözümdür
Baki olsa da ayrılık aşk her daim ölümsüzdür


Bir başıma kaldığımda,avunmak için eski hatıralara aşererdim.Avunmanın en güzel yolunu bulmuştum kendimce.Mutluluğa sana yani beni yıkan yakan gülümseten ne kadar anı varsa hepsini aynı anda yaşamak arzusu dolardı içime.Yalnızlığa tahammül edemeyen bir ruhum vardı,güçsüz biçare görürdüm kendimi böyle zamanlarda.Eskimiş zamanların yıkık dökük hikayelerinin barındırdığı küflü,devrik bir cümleden farkım olmadığını hissederdim.Nasıl da korkardım bana müsaade gitme vaktidir artık dediğin anlarda.Ah bu ürkek çocuksuluğum,kimliğini yüreğinde yitirmiş halsiz hallerim…


Ayrılıklar da sevdaya dahil, diyen şair ayrılığı gerçekten yaşamış mıdır,acısının ne olduğunu biliyor mudur? Bu kadar kolay kabullenilen bir duygu ise ayrılık neden hala yüreğim damla damla kanıyor.Ya ben sevdanın tanımını yanlış biliyorum ya da bu şair ayrılığın ne olduğunu bilmiyor.


Geriye dönüp bakmak,eskileri anmak,gözyaşları içinde kabuslardan uyanmak,varlığına şükretmek yerine lanet okumak.İşte böyle,her sahnesinde ayrı bir dram yaşar yaşatır hikayem,yalnızlığın şarkısına her gece yüreğim vokal yapar.Dili olmadan şarkı söyleyebilmek kaç yüreğin harcıdır,böylesine büyük sevmek bilseniz ne dayanılmaz bir acıdır.


Ben bir hata ettim,yüreğimin dilini kesince acılarım haykıramaz sandım.
Acının,gözyaşının sesini duyurmak için dile ihtiyacı yokmuş geç de olsa anladım..
Her gece usanmadan,sıkılmadan,bıkmadan hep aynı şarkıda ağladım



Varsın eller gönül yarası kapanır sansın
Kabuğun altında sevgili sen kanayansın



...

Hasret
01-22-2009, 03:21
http://blufiles.storage.live.com/y1pHH2t_PikbOHAub5KnTSIGZtwxSUuE7JkZnVecmZmNxWuBKT F5Wk2WgX-3qsSPqK9R3shRZl-Jig


Düğümlendim..
Her bir düğümü tek tek çözmeye çalıştıkça ellerimle, yeni düğümler oluşuyor adeta, hiç çözülmeyecekmişçesine..
Bu kez her şey daha zor...

Aslında zor olan ne sensin ne de hayat. Zor olan benim bana..
Artık zor geliyorum kendime.. Yoruldum...

Bir daha düşersem, kalkamayacağım ayağa, hissediyorum. Belki uzatacaksın elini ama, bu kez ben tutamayacağım, biliyorum...
Gözümün bebeğinde, yüreğimin en saklı yerindesin sen. Kimselere göstermiyorum seni, hatta bazen kendimden bile gizliyorum.
Varsın aklım sensiz bilsin yüreğimi...

Yokluğun içimi acıtıyor. Buna rağmen kal istiyorum, içimde bir yerlerde.

Sanki seni çıkarıp atarsam, tamamen kaybolacakmış gibi geliyor sana dair ne varsa.

Sana ait olan izler silinip yok olacakmış gibi, senli kelimeler yazamayacakmış gibi kalemim bir daha..

Her tutunmaya kalktığımda sana, dipsiz kuyulara çekiliyor ruhum. Çıkmaya çabalarken gücüm tükeniyor gitgide. Bir gün temelli bitecek, fark ediyorum..

Tüm şarkılarım, tutsak olup sensizliğe, çığlığa dönüşüyorlar içimde. Yüreğimle bağırıyorum, sen duymuyorsun, sen bilmiyorsun..

Bir zamanlar gecelerimi aydınlatan gözlerin, şimdi karanlığa çağırıyorlar beni. Kapatıp gözlerimi, düşlerimde buluyorum seni. Açtığımda yine gidiyorsun. Ve ben yine karanlıklara uyanıyorum.

Üşüyorum...

Beni üşüten ne ayazları kışın, ne de yalnızlığım. Yokluğun üşütüyor beni, bir yandan yakarken yüreğimi..

Göremezsem gözlerini, hiç aydınlanmayacak günlerim..
Tutamazsam ellerini, hiç ısınmayacak yüreğim...

Hasret
01-22-2009, 03:22
http://img61.imageshack.us/img61/5862/1121490639gf3.jpg

''Satırlarıma ‘SEN’ değil,
Özlemin dökülüyor…
Olmazsa olmazım ‘SEN’ ’…
Yoksun işte…
Bir hayalden ibaret özlemlerim…Yastığıma başımı koyduğum da sadece ‘SEN’’li hülyalara bırakıyorum ruhumu… Dışına çıkılması zor bir yol gibisin…Çıksam, düşeceğim sanki uçurumundan…
Oysa yoksun, varlığımın sınırlarında…
Anladım ki ‘SEN’ kolaylaştırdıkça anlamını, ben zorlaştırıyorum ‘SEN’i…Oysa basit bir oyunsun, beynimin içinde karmaşaya sebep olan.
Ve karmaşık olan ‘SEN’ değil, ‘SEN’sizliği anlamak…
Hangi kelime, hangi cümle ‘SEN’sizliği anlatabilir ki ?
Düşünüyorum da düşünecek bir şey yok özünde…
Varlığının yerine yokluğunu kabullenmeyi öğrenmeli avaz avaz…
Bir ‘SEN’sizliği bir de yalnızlığı yaşayabilmeli içimde ki sesliliğe rağmen…
Oysa,
Bıraksam çığlıklarımı terkini sindirecek suskunluğum…
Bu yalnızlık, suskunluğuma eşit olacak ‘SEN’sizliğe giden her adım da…
Biliyorum, kendimi kandırıyorum zamana karşı…
Ve bilmek bahane değil ‘bana’…
Olmazsa olmazım ‘SEN’…
Yoksun işte…
Ve görmüyorsun…
Sana gözlerim değil,
Yüreğim…
Bedenim…
Ağlıyor ! ...''

Hasret
01-23-2009, 03:55
Daha kaç geceler böyle sessiz, böyle sensiz yaşayacağım?..Bilmiyor musun ki ey yar, beni ne çok mahvediyor uzaklığın, ne çok bölüyor kalbimi kalbin... Bir gece daha başlıyor... Önümde upuzun yaşayacağım bir gecem, bir karanlığım daha var.Saatlere, saniyelere gireceğin; damarımdaki kanıma kadar işleyeceğin bir gecem daha başlıyor... Bir gecem, bir sevdam daha başlıyor ama yazık ki gözyaşları ma giren olmayacaksın yinede.

Beni artık acılarımla baş başa bıraktı ağlamalarım. Göz yaşlarım bile beni terk etti.Sen geldiğinden, sen olduğundan beri tüm her şey beni terk etti. Ben de tükettim onları zaten.Evet artık geceleri uyuyamıyorum. Karanlıklar başlar başlamaz başlıyor kalbimin ağlamaları.Önceleri onları dinlemeye, onlara ses vermeye çalışıyordum. Fark etmiyormuşum gibi davranıyordum. Sırf o karanlık geceyle yüz yüze gelmemek için.

Biliyordum o yalnızlığı yaşamam gerekiyordu. Bir insan arıyordum yanımda, geceyi bana unutturacak.
Onun iyi, güzel ve çirkin olması da önem taşımıyordu. Yeter ki olsun yanımda.Olsun ki gece üzerime üzerime gelmesin. Yanımda birini görüp vazgeçsin benden.Veya yanımda birileri olsun da unutayım istiyordum SENİ.

Biliyordum ki geceyle yüz yüze kaldığım zaman “Sevda” dışında bir şey olmayacaktım.Sonra, sonra bu dönem de kayboldu. Yalnızlığı arayan, yalnızlığa özlem duyan oldum.O karanlık gecelerin ıssızlığına gömülmekten kaçamaz oldum. Çünkü onlar da seni buluyordum. Çünkü bana gündüzlerin veremediğini veriyordu geceler SENİ...
Gündüzlerde yoktun, aydınlarda yanımda yürüyen değildin. Ama geceleri öylemiydi?... Geceleri yüreğimde yürüyordun ve ben adımlarında yaşayandım. Artık uyuyamıyorum. Hem de hiç mi hiç Ne kadar çabalasam da olmuyor. Bir garip ağırlıkla kah seni bekleyerek kah gelmeyeceğinden emin olarak geçiriyordum saatleri.
Seni yaşıyordum. Gecelerde yüz yüze kalıyorduk seninle.Gece vefalı, fedakar bir anne gibi kucağına alıyor beni sabaha kadar götürüyordu. Zaman akıyor muydu, geçi yor muydu bilen değilim. Hiçbir zaman da bilen olmadım.

Bu yaralarla, bu kanıma işleyen aşk yangınlarıyla sabaha nasıl kül olmadan varabiliyordum? Bilmiyorum gerçekten. Yanmaktan ateş olduğum bu gecelerde beni tüketmeyen neydi?Sevgin mi? Beni evirip çevirip kora getiren söndürmeyen neydi?Bağrımdaki yangından neden yok olmuyordum? Beni sabaha vardıran geceler miydi yoksa? Geceler Benim gecelerim...... Senin gecelerin... Seni yaşadığım Geceler. Gönlümde bir derin yarasın sen!

Bu gecelerde de çok şey istedim bir şeyler yapabilmeyi. Elime çoğu kez kalem kağıt alıp seni yazmayı istedim. Olmadı ama. Kalbim seninle öylesine doluydu ki her hareketim sönük kalıyordu.Ben çaresizliği kapılıp gidiyordum. Ne yaptığımı bilmiyordum. Saatlerce, saatlerce oturup seni düşünüyordum. Kalbimde bastırmaya çalıştığım duygularıma ilk olarak geceleri yaşama hakkı veriyordum.Herkesten gizlemeye çalıştığım o korları gecelere çıkartıyordum sanki. Gecelerden saklamıyordum hiçbir şeyi. Gecelerle paylaşıyordum, ve geceler sarıyordu beni. Beni alıp sensizliğin okyanusunda boğmuyordu.

Beni sensizliğin zirvesinde, en uç noktasında aşkın sonsuzluğuna götürüyordu. Artık bu geceleri sevmeye başlıyorum. Bana seni getiren geceler..... “Benim gecelerim onlar.... Benim senlerim benim yalnızlıklarım, benim aşklarım diyebildiğim gecelerim.” Evet artık uyuyamayan, ağlayamayan gözlerime ağlamıyorum. Gecelerimi de feda ediyorum sana. Gündüzlerde söyleyemediklerimi gecelerde haykırıyorum. Ve uçsuz bucaksız seviyorum seviyorum SEVİYORUM. Artık uyuyamıyorum, evet. Uykular haram oldu bana senden sonra. Hem nasıl uyuyabilirim ki?Gözlerin var artık gecelerimde, senin gözlerin senin karanlık gözlerin.. Hiç görmediğim gözlerin....Sanıyorum ki artık sana yalnız ben değil, geceler de vurgun!

Beni böylesine koynuna alışı, karanlığında bunca aydınlatması neden? Evet sen öyle güzel, öyle güzelsin ki, geceler de seni sevdi.Öyle ki sana ihanet edip de seni yaşamıyormuşçasına uyumaya, gözlerimi yummaya çalıştığım zaman hemen giriveriyorlar içime ve seni getiriyorlar bana. Gözlerimi öyle bir açıyorlar ki bir dahasına kapayamıyorum bile.... Ve ağlayabilmeyi diliyorum bazı geceler. Bunu gecelerden sonsuza diliyorum.Ağlasam, doyasıya hıçkırırcasına ağlasam belki seni bir parçacık olsa unutur ve kendi içime gömülür birazcık gözlerimi yumabilirim diye düşünüyorum. Sabahları uykuda yakalayan olmaktan çıkıp, sabahları uykuda bulunan olmak istiyorum. Bunun için istiyorum ağlayabilmeyi. Sana olan özlemimi, içimde bir dağ kadar ululaşmış hasretini belki bir parça dindirebilirim diye düşünüyorum.

Belki seni birazcık gömebilirim de yüreğime, rahatlarım diye umuyorum olmuyor. Ağlamaya çalışıyorum, ağlamalarım bana isyanlar ediyor. Geceler bana bu isteğimi vermiyor. Ne zaman ağlasam yalnızca ve yalnızca bir iki gözyaşı olup kalıyorsun gözlerimde. Gözlerimde donan birkaç damla yaş oluyorsun, o yaşları da sarıyor geceler.

O yaşlarla birlikte alıyor yanına geceler beni... Geceler unutmamı istemiyor seni, geceler bana ihanet ediyor. Geceler senden yana sevdiğim, geceler seni yaşamamı istiyor. Sözümü dinlemiyor..... Güneşi özlediğim oluyor arada bir. Yeter diyorum bunca yıldızla arkadaş olduğum. Seni unutup da yıldızları gördüğüm anlar olursa tabii.

Beni böyle gördükleri zaman anlamıyor insanlar. Nasıl böyle saatlerce kalabildiğimi sorup duruyorlar. Böyle tüm dünya uyku içindeyken benim nasıl karanlığın içinde bakışlarımı dayattığımın sırrını anlamıyorlar. Ve onlar bilmiyorlar ki içim bir kordur...Tüm dünya, tüm tabiat susmalarda ve uykulardadır belki ama benim yüreğimde gizlenmektedir tüm dünya... Ben içime tüm insanları,,, tüm milyarları almışım. Farkında değiller. Herkesi ve her şeyleri sığdırmışım içime. Bir sen sığmıyorsun, bir seni sığdıramıyorum kalbime, bilmiyorlar...Ve senin uzaklığın, ve senin gece kadar olan uzaklığın... Bana öyle uzak öyle yabancısın ki sevdiğim, seni senden istemeye korkuyorum. Geceleri bu yüzden seviyorum. Seni sevmeme engel olmuyor, seni bana getiriyor... ve seni gecenin karanlığında buluşumdandır seni gündüzleri istemeyişim.

Evet sevdiğim bana her şeyden ve herkesten uzaksın. Herkesin yaşamına giriyor, her şeyi paylaşıyorsun insanlarla... Ama bana gelmiyorsun. Ama ama sitem bile etmiyorum... Sana söyleyecek söz bulamıyorum. Söyleyecek bir şeyler arasam ve bulsam biliyorum geceler alır onu elimden, dilimden de. Sana söyleyeceklerimin hesabını yapsam sabahlar buna izin vermez. Ve ben seni yaşıyorum. Olsa olsa sana “BU SEVGİYİ YAŞA” diyebilirim. “Gel birlikte yaşayalım” demeye dilim varmaz. Geceler bunu bırakmaz yanına. Kaybettiğim değilsin.

Ben seni hiç yitirmedim. Çünkü içimde taşıdığımdın hep. Benden bir parça oldun sen. Ben kendimi yitirmediğim sürece sen de kaybolmayacaksın. Evet, seni anlamakla, seni yaşamakla, seni sevmekle geçirdiğim bu gecelerde, sabahladığım bu gecelerde, benden çok uzaklarda bulunan sana uykularında bir rahatlık veriyorsa sevdam, ne mutlu bana. Gecelerim...“Sarın yaralarımı geceler” demiş bir şair.. Beni bu geceler mahvetti desem haksızlık mı ederim onlara. Beni sen mahvettim desem yalan olur bu. Ama beni bu geceler, geceleri de bana musallat eden sensin. Senin sevdanla başladı gecelere sevda yazmam. Sevda masalı okumam bundandı. Ben bu gecelerde tüm karanlıkları dağıtabilirim. Bana hüzünlerini, bana acılarını ver sevdiğim. Ver ki senin acılarını da ortak edeyim gecelerime. Ver ki gecelerle kavgalı olayım.Şimdi seni getirdikleri için onlara ses bile çıkarmıyorum. Sen yaşadığımsın, yaşatanımsın. Sevdamsın sen...Belki ben anlatamıyorum ama geceler bu sevdaya şahittir. Çünkü artık onlarda bu aşka ortak oldular. Belki benden bile çok seviyorlar seni. Ben seni hiç mi hiç gözlerimle bitirmek istemedim.

Ve gecelerin içinde, gecelerle birlikte hep sevdim seni...VE HEP SEVECEĞİM...

Ne kadar birlikte olamayacağımızı bilsem de Ben ve Gecelerim Hep seveceğiz seni...

Hasret
01-23-2009, 03:56
http://img2.blogcu.com/images/s/i/g/siginaktakiler/fatma46_yalnizlik.jpg

Kaybolursun kalabalığın içinde, yok olursun tuhaf bir serseri gibi... Umursamazsın belki insanların üzerine gelmesini. Hatta bazen çok ilginçtir, kahkahalarınla gülersin komik geldiğinden mi bilinmez. Ölümden kaynaklanır belki de yaşayamamaktan doya doya!

Rüyalarında düşler görsen, rüyalarında gerçekleri gerçekten hissetsen kısaca ayaktayken yatsan uykuya, bilinir mi gerçekler? O zaman belki de ıslak düşler resimlerde kalır, belki de kalmaz... Bilinmez ki dimi? Ama birşeyi çok iyi bilirsin. Oradasındır! Kalabalık içerisinde yaşayan bir serseri. Bazen birilerinin seni tutmasını, yardım etmesini beklersin düşmeden hemen önce, bazen de yaklaşanları, sıcak davrananları görür, hisseder; kaç benden dersin. Git! Uzaklaş!

Fısıltı gibi gelen merhabalara yeni bir tanesi eklenir ve hâlâ dimdiksindir , boynu eğiklerden değil!

Her şey yolunda dersin, güneş yakmaya , insanlar sıkıştırmaya devam eder. Bir ara güzellikler parıldar ama bazen de söner. Aşktır belki bu. Yolda devam edersin yürümeye ve bir an..... yollar ayrılıverir. Tekrar tut beni dersin, tut beni! içinde patlamaya hazır balondan bahtiyar, yalancı kimlikleri hayatın ve koşup kaçmaya başlayan insan, sen!....

Bazen her şey doruk noktasına ulaşır ve durursun.. Karşında birini farkedersin aniden. Düşünürsün. Hiç yolda olmayan biridir, bir anda kendini bulursun onun yolunda veya o seni bulmuştur senin yolunda. Bir ucunda sen bir ucunda o. Ortada buluşalım dersin ama ne yol vardır ne de hayatın doğruları o anda.

Fısıltı bir merhabayla başlar ve elvedayla biter...

Güneş yakmaya devam eder. Herşeyi çıkarır, istenmezleri atıverirsin üzerinden. Sev beni dersin. Sev beni, hiç kaçırmadan gözlerini sev beni. Anla beni dersin. Güneşin yakışını , ayçiçeklerinin boyunlarını güneşe çevirmelerini izlersin... Kırılmayı hak etmedim ben dersin. Kırılmamalıyım!

Ama....

Bu kalabalık içerisinde senin gibi olan biri daha vardır, gözlerini senden hiç ama hiç kaçırmayan biri. Önce göremezsin onu. Ya da görürsün ama dikkat etmezsin. Sonra düşünürsün. Kalabalığın içinde yalnız bir serseri dersin ona, belki de lüzumsuz biri. Gelişimi anlayamazsın, degişimi olduğu gibi... ama kimbilir belki de anlarsın... işte o zaman aklıselim gezmeye gitmiştir. bilemezsin ki.. Anlayamazsın onu. Anlayamazsın onun hissettiklerini, ya da anlarsın ama tahmin edemezsin, kendi hissettiklerini.

Sev beni diyeni anlayamazsın, seni sevmeyini anlayamadığın gibi.

Kalabalığı oluşturan tüm yalnızlar hep bir araya gelir, monotonluk artık yok derler! Yarınlardan, geleceklerden bahsederler, güzelliklerden bahsederler. Haykırırlar. Söylenenler, bilgiler, sevgiyle eyleme dönüşür. Zaten öyle değil midir? Bilgiler eyleme sevgiyle dönüşmediği sürece sıfırdırlar.

Güneşin, aydınlığın bu büyük zaferinden karanlık korkar, kaçar gider başka karanlıklara. Tutulamaz sensizliğin mahçupluğu. Sessizlik rahatsız eder, kendini zavallı, suçlu hissedersin belki de... dayanamazsın mantığın direnişine ve işte o an! Düşlediğin andır belki de...

Hasret
01-23-2009, 03:56
http://img213.imageshack.us/img213/8494/8145559811lovefm9ss2.jpg


Kadavradan ibaret bir gövde,
İmlası bozuk bir cümle..
Bir de aramızdaki büyüyen özlem..

Biliyorum gelmeyeceksin...
Ne sen olabileceğim gözlerinin dibinde..
Ne ben olabileceksin yüreğimin terinde..
Ama...
Bir cümle olduk biz..
Anlatım bozukluğuna meyal verdik ise de,
Sevgiye dair alıntılanmış,
En anlamlı söz olduk biz..
Bizden doğma mutluluğu var ettik
Sevda sağnağında...
Bizden olma bir fincan umudu tazeledik
Hayat çaydanlığında...


Ey kirpiklerinden sağdığım gökkuşağı yedi rengi,

Hüzünbaz hüzünleri unut..Ayak diblerine kök salmış siyah’ı da ..Koş yeni demlenmiş yürek demime..Sokul ve mevzilen gözlerinde kuruttuğum kirpiklerime..Şarkılar sustu biliyorum..Söz sırası bizde..Mutluluğumuzdan alıntı birkaç çift umudumuz var dudaklarımıza ördüğümüz..Erişmese de ellerimiz ellerimize, bir yolumuz var özleminde yürüdüğümüz..Sana kaç gel demiyorum..Biliyorum hakkım değil bu..Bırak kanlı bir savaşın içinde geçsin ömrümüz..Çilekeş bir sonbahar yaprağına özensin gözlerimiz..Aynı tende, aynı gölgede yürümese de mavi düşlerimiz, aynı sevdanın ıslak cümlelerinde büyüsün adımız..İlintilensin kokun Cennnetle, bize aidatlansın ayrılık...Ne fark eder ki..Ben sendeyim...Sen bende...Bükülse de cümlelerimiz , sökülse de alfabemiz biz bir cümleyiz..Sen ve ben...İki harf bir cümleden ibaret mutluluk...


Mutluluğuma umudumu bağışlayan,

Biliyorum özlem kör topal zamanlarında ilerliyoruz..Sen benden uzakta, ben senden ırakta yürümekteyiz..Dışı düşsüzlüğe gebe kalmış bir sabahın koynunda boyun bükmekteyiz..Bazen gözlerimiz nemlenmekte, bazen de özlem aramıza perdelenmekte..Ama bırakmak yok sevgili..Mutluluk umuda gark olmuşsa, artık dönüş yok bu yoldan..Ölüm ölümümüzü öldürmeden gitmek yok sevgili..Bırak ellerinden içmeyeyim bir bardak suyu..Bırak gözlerinde sabahlamasın yüreğim..Uzaklarda bana ait bir cümle ol yeter..Koynumda sonbaharları kurban edemesen de bırak yanımda hep umut ol yarınlara...

Sığlığıma / içimdeki yalnızlığa bir dirhem hayatı aşılayan,

Sus.Dikenli telleri dudaklarına getirip kanatma yaralarını..Kavuşmamanın ızdırabına kanıp içme hüznün şerbetini..Bak kör bir yüreğe sevgiyi öğretiyorsun..Büyüyor içimde ölen bir çocuk..Yarım değil cümlelerim..Mutluluk fiilinden umut deryası cümleler kuruyorum mavilere..Rüzgarı omuzlarıma alıp bulutlara yeni göç yolları buluyorum..Biliyorum her yol sana...Biliyorum her söz sana..Evet zor yaşadıklarımız..Zifiri bir karanlık ilerlediğimiz, bir ölüm kalım savaşı göğsümüzden sildiğimiz..


Bırak aramızdaki özleme bakıp durma..
Kefenle gözlerindeki ıslaklığı..
Gün vuslat zamanı..
Gün bizi bizde yaşatma anı..

Doldur gözlerine kız cocuğu hayallerini..
Yürü bana doğru harf harf..
Yürü bana doğru dua dua..
Bir de gelirken bana,
Bİr avuç maviyi çok görme sakın..

Unutma;
Özlediğim kadar Sen’sin..
Sevdiğim kadar Ben’sin..

“ Seni özlemin en güzel yanı;
Seninle her gün yeniden doğmak mavilere..
Hep nefes al emi..
Seninle hayatlansın bu hayatım....“

Hasret
01-23-2009, 03:57
http://img80.imageshack.us/img80/1037/maybeqs7.jpg


Suskular sinmiş duvarlara… Sabrım sınanıyor acıların örsünde…Bir yük vagonunda gider gibi geçiyorum yılların üzerinden..Vagon yükü acılar taşıyorum sol yanımda… Ve hiç unutmuyorum sevgi expresinde hep bir kaçak olduğumu… Yol boyu mırıldanıyorum türkümü…Sesimde gurbetin ateşi ve yüreğimde tutsak bir sevdanın sızısıyla yana-yakıla yaşıyorum…

Bir tufanda boğuldu sevinçlerim.. Ne vakit Uçursam beklentilerimi umudun gökyüzüne; soğuk rüzgarlar döve döve içeri aldı beni… Mermileşmiş yasaların kesin hükümlerine geçmedi , sayfalar dolusu savunmalarım..Ne yana dönsem hükümlü duvarlar örüldü gözlerime…. Şimdi kan kaybeden bir yaradır içimdeki bozgun…

Zafere gidilecek yollar ortadayken,kelime oyunları arasına sıkıştırılan , yüklemsiz cümleler kaldı avuçlarımda… Yine yanlış notalarına bastım hayat türküsünün… Kanlı bir yenilginin,kangren olmuş düşlerini kesiyorum kör bir bıçakla.. Koca taşlarla vuruluyor habil yüreğime; Ölüm kusuyor kabil soylu haydutlar… Öldürülüyorum faili meçhul satır aralarında…

Şimdi hangi kapısını aralasam düşüncelerimin; Adını özgürlük koyduğum tutsaklığıma açılıyor bahçesi Sonra ;hapislik başlıyor içimde …Odamın ışıklarını gündoğumuyla söndürmeyi öğreniyor uykusuzluğum…Üstümde kuşları vurulu sağır bir gökyüzü… Uzaklara sürgün edilmiş bedenimle, başımı ağırtan cümleler biriktiriyorum yenikliğimin kavrukluğunda…

Uykusuzum…

Uyanıyorum gecenin kör bir vaktinde; Birden bire duvar,birden bire hüzün..
Aç karınla sigara içmeyi dayatıyorum ciğerlerime… Nereye sığınsam bıçak gölgesi düşüyor yalnızlığıma.. Uykusuzum,Zulmün bağrında şafaklar sökülüyor demir meridyenlerle çizilmiş penceremde... Vuruluyor gölgelerin acıyan yanlarıyla taptaze papatyalarımın ömrü… Örülüyor kalbime birbirini tutan keskin tel örgülerle.. Güneşim kolumda türküler okurdum oysa...aldırmadan yağan soğuk yağmurlara..

Şimdi yatağını unutmuş dalgın bir ırmak akışlarım.. Ne denize ulaşabildim ..Ne de ırmak kalabildim... Durgunum...

Hasret
01-23-2009, 21:46
Merhaba Kader''im..

Merhaba Güz Hazanının Hüzünlü Yanı..

Merhaba yüzbinlerce kelimenin tamamını tek bir kelime ile silebilecek kadar güçlü manalı kelime..
Bilemezsin sana duyduğum özlemin nasıl da bir gecenin doruk noktasında ızdıraba dönüştügünü ve bilecegini zannetmiyorum sana olan hasretin ölüm sebebim olacagını ve zannediyorum ki bilirsin ölmememin nedeninin bir gün gözlerine bakabilme umudu olduğunu...
An kalbime saplıyor paslı hanceri ve benim ellerim hiç titremediği kadar titriyor.Ben seni özlüyorum.Gözümün önünde bilmediğim hayalin.Bir rüzgar esiyor,dünya yerinden oynuyor,bir fırtına bir kıyamet almış başını gidiyor.Umrumda mı sanki yeryüzü ? Hayalin karşımda.Asilce bana bakmakta.Başın dik alnın ak..Ve azraile bile inat gülümsüyorsun..Oysa ben üşüyorum,ellerim titriyor..
Ağaçlar filizleniyor.Mevsimler evrime uğruyor.Bir yangının tam ortasındayım elimde tuttuğum yüregim bir kor ve erimekte,oysa ben sana uzatmak istemiştim...
Sen huzursun dünyamsın.Olabilecegin herşeysin.Bütün kaleleri fethettin,piyonlar düştü,muhafızlar esir,şah mat oldu...Ellerim ensemde kenetli,nefes dahi almıyorum.Öl desen ölürüm..Sen herşeyden önce ve herşeyden sonra ve şimdi ve sonsuza dek Kader''imsin...
Sen...
Sen...
Sen herşeysin...
Sen Umutların Filizlendiği Bozkırların sahibisin..
Fermansın.
Hükümsün.
Hükümdarsın.
Herşeysin.
Kainatta ki bütün canlıların mutlulugunu kıskanacak mutluluklara sahip olman dileği ile...

Hasret
01-25-2009, 04:50
Senhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.Yüzümdeki gülüşlerinhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifellerimdeki terlemeninhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifyüreğimdeki deli atışın sebebihttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.Her gece uykumhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifher sabah güneşim.Yıldızımhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifay'ımhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifakan kanım.Bitmeyen masalım.Bahçedeki çiçeğimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifçiçekteki rengim.Gökyüzümhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifdenizimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifmavim senhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.
Sevdamın adresihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifaşkımızın menzilihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifiçkimdeki tathttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifyaşadığım hayat senhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.Sebebimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifniyetimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifgeleceğimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifgeçmişimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbilinmezl iğimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbelirsizliğimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifkararlılığımhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifkararsızlığım senhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.Bitmez yolculuğumhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifsonsuzluğum.Senhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifgözümhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifelimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifyüreğim.Bebe ğim senhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.
Hani gidecek olsanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifyollarına sererim tüm kır çiçeklerini.Bilirim basamazsın çiçeklere de yine kalırsın benimle.Üzülecek olsanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifiçim erirhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifkalırım öyle.SENİ ÜZEN BİŞEY BENİ BİN ÜZER İNAN.Kırıyorsam senihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbu benim dengesizliğimdendirhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifşaşırmışlığımdandır.Kendimle kavgalıyım ben.Bir yanım sana tutkunhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbir yanım çok bencil.Kayboluşlara vuruyorum kendimihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifseni üzdüğümü bilmeden.Her kayboluşum yara açıyor sende biliyorum.Ah benhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifnasıl da vurdumduymaz olabiliyorum bazenhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.Bakma bana birtanemhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifiçimdeki aşkın büyüklüğünü ölçme bunlarla.Seviyorum diyorsam senihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.giföyle.Gereğinden fazla 'erkeğim'bazenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbağışlahttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.
Seni bilirim benhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbir tek seni.Seni söylerimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifseni duyarım her yerde ve her zaman.Sensiz olmaya gücüm yok artıkhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifsensizliğe katlanmak benim harcım değil.Seni her şeyinlehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifay parçası yüzünlehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifduruşunlahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifgülüşünlehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbakışınlahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifkonuşmanlahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifç ocukluğunlahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifolgunluğunlahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifkızgınlığınlahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifşaşkınlığın lahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifgüçlülüğünlehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifzayıflığınla kabul etmişim bi kere.NE DEĞİŞhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifNE DE DEĞİŞTİR BENİ.Biz böyle sevdik birbirimizi.Seni sen yapan ne varsa kabulümdür hepsi.
Seni özlemek diye bir şey de var bu hayatta ve bu bazen öylesine dayanılmaz oluyor kihttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.YOKLUĞUNU YAŞAMAYI BECEREMİYORUMhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifÜZGÜNÜM.İçimdeki o 'fazla erkek'yokluğunda çekiliyor bir köşeye ve ben güçsüzlüğümle başbaşa kalıyorum.Katlanamıyorum anlahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifsensizliği 'yok' hükmünde sayıyorum.Sensizlik diye bir şey yokhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.giföyleyse sensiz kalmak da yok.
Şimdi hangi denizin kıyısındaysanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifhangi göğün altındaysan önce o sonsuz maviliğe sonra da başını yukarı kaldırıp yıldızlara bak.Aşkımıhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifyüreğimihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifiçimdeki seni mavilere yükleyip gönderiyorumhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.giftut onu.Tut ve bırakmahttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.Ben maviyi sende buldumhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbeni BAŞKA RENKLERLE KANDIRMAhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.

Hasret
01-25-2009, 04:50
Bırakıp gitmek istiyorum her şeyihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif herkesi… Yüreğim yanıyorhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif içim acıyor. Canım çok yanıyor Tanrım… Elimde bir oyuncakhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif çocukluğuma geri dönmek istiyorum. Sorumsuzhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif sorunsuzhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif mutlu… Okadar uzak ki umut ettiğim şeyler bana. Okadar zor ki bu yüreğin tamiri. Bir tanemhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bebeğimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif gözlerinihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bana sarılmanı özledim. O kadar özledim ki senihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif isyan edesim geliyor. Sen şimdi kaçıncı uykundahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif sarılıyorsun yanındaki bedene. Mutlu musun? Ben aklına geliyor muyum? Düşünüyor musun beraber geçirdiğimiz saatleri? Ona da bana baktığın gibi sevgi dolu bakıyor musun? Ona da bana sarıldığın gibi sıkı sıkı sarılıyor musun? Ona bakarken de gözlerin parlıyor mu? Ben yalnız ben çaresizhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif senin bana gelmeni bekliyorum. Karşılık beklemedenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif sadece beni sarmanı beklerkenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif seni sevmeyehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif seni içimde büyütmeye devam ediyorum… Sen biriciğimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif sevdiğimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif meleğim… O kadar işledin ki içimehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif o kadar tanıdıksın kihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bırakamıyorum unutamıyorum seni!!! Ne yapacağımıhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Sadece bana gelmenihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bana sarılmanı bekliyorumhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif küçük bir çocuğun sevgi beklediği gibi… Geldiğindehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif yüzümü gömeceğim göğsünehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif doyasıya sarılacağım sana… Yine alacağım o sevgi dolu yüzünü ellerimin arasına. Bana sarıldığında nefes bile almayacağımhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif ürkütmemek için seni. Sen yeter ki gelhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif yeter ki sevgini esirgeme benden. Yine git sonunda http://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifistersen. Sesimi çıkartmayacağım…

Hasret
01-25-2009, 04:50
Bir başıma bu kentin sokaklarında yürüyorum.Üşüyorum.Ne kadar uzaksan bana o kadar soğuyor hava.Sen yoksanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifsıcaklık hep mevsim normallerinin altında.Bu yüzden meteoroloji raporları bile umrumda değil.Kar mı yağıyor yoksa yağmur muhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbana ne?Ben senin hasretinle sırılsıklamım zatenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifdaha ne kadar ıslanabilirim ki?
Burada mısın değil misin belli değil.Bazen gidişlerin kahramanı oluyorsunhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbazen sonsuz kalışların.Doyumsuz gecelerdesin kimi zamanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbazen de yalnız karanlıklardasın.Bitmek bilmez bir şarkısın;amahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifben mi notaları yanlış basıyorum da sen bu şarkıyı söylemiyorsun?Neden susuyorsun?
Aşkın sessizliği ne kadar korkunç olur bilir misin?Bir tek kelimeye hasret geçen gecelerin hesabını soracağın kimse de yoktur üstelik.Kendi kendiyle konuşana deli derler yahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbeni çoktan akıl hastanesine kapatmaları gerekirdi.Hem de iflah olmaz hastalar bölümünehttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.
Yokluğuna alışmaktan korkuyorumhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifne kadar kötühttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.Yokluğunu yürüyorum sokaklarda.Yokluğunu içiyorum kadeh kadeh.Hiç gelmeme ihtimalin bir idam mahkumuna dönüştürüyor beni.Hiçbirşey yapmadan beklerler ya hücrelerindehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifölümün soğuk nefesini hissederekhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.Anlamlı olan bir şey yoktur onlar için.Belki de bir an önce ölmektir akıllarından geçenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbu bekleme işkencesi bitsin diyehttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.Bu yokluk hissi öldürecek benihttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.
Gelebilme ihtimalin ise yüreğimdeki kuşları havalandırıyorhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifkanat seslerini duy.Gelmek iste yeter kihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifyorulmayasın diye kuşlarım taşır seni bana.Bir görsem yüzünühttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifah bir dokunsam sanahttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.Göreceksinhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifsevdanın çiçek çiçek açtığınıhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifumudun bir yangın gibi alev alev ikimizi birden sardığını.Anladım ki mümkün değil seni sensiz yaşamak.Ben o gönlü genişlerden değilim.Madem içimdesinhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifyüreğimde taşıyorum senihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifo zaman yanımda da olmalısın.Sensiz yaşanmayacak bu aşk ötesi yok.
Şimdi yalnız geceleri seviyorum.Seni yıldızlarda buluyorum.Daha bir dayanılır oluyor sensizlik sancısı.Mümkünü yok çıkmayacaksın aklımdanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbu yüzden gecehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifel ayak çekilmişkenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifhiçbir ses yokken seni düşünmek(yokluğunu değil ama)daha iyi.Bütünüyle sen oluyorsun o zaman her yerde.Ne kadar yakışıyorsunuz birbirinizehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifsen ve gecehttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.ZAMAN GEÇERhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifHERŞEY UNUTULURhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifBİR ÖRTÜYLE KAPLANIR ACILARhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifAMAhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.''BİR TEK SENİ UNUTAMAM''http://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.

Hasret
01-25-2009, 04:51
Hiçbir duygumu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım. Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmakhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.



Aşk zamana meydan okur ama sen karşı koyamazsın ona. Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği. Bir adım atmalısınhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir el uzatmalısın aşka doğruhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif!

Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar? Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamakhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif büyütmek için?

Kaç gece yalnız geçti hesaplasanahttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti. Neler yapabilirdikhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif neler yaşayabilirdik düşünsenehttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif! Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle. Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün.

Bu kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik. Girmediğimiz sokak kalmazdı. Bakışlara aldırmadan sokağın ortasında sarılıp öpebilirdim seni.

Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik. Sonra bir filme giderhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir kitap okurhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir martının bir lokma simit kapabilmek için vapurların peşinden bıkmadan uçuşunu izleyebilirdik.Paylaştığımız her an beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı. Özlerdik birbirimizi delicesine. Bir saati yalnız geçirsekhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir sonraki saati iki saatlik yaşardık.

Peki biz ne yaptık. Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varkenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varkenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bu yolda birer kaşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkum ettik birbirimizi. Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık. Sana huzur vaat etmiyorum. Aşkta huzur arayan yanılır. Ben tutkununhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif en koyu sevdanın sözcüğüyüm. Onlar adına konuşuyorum.

Gözlerinin içine bakıp "Seni Seviyorum" demek istiyorum. Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Kokunu içime çekmekhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif teninin sıcaklığıyla irkilmek istiyorum. Yaşama senin adınla anlam katmakhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum.

Seni istiyorum eey yar!

Canıma bir can daha katmak içinhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif ruhumun yalnızlığınahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif yüreğimin acısına son vermek içinhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif daha mavi bir denizhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif daha mavi bir gökyüzühttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif daha mavi bir sevda içinhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.

Seni İstiyorumhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Yarınhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Öbür Günhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Öbür Haftahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Öbür Ayhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Öbür Yıl değilhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gifhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Şimdi!

Hasret
01-25-2009, 04:52
Senin varlığındı kalbimin kapılarını açanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif sendin anahtarı kalbimin. Ne kelimeler yeter anlatmayahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif ne de kağıt kabul eder kalemden dökülenleri. Sadece yaşadığım anlardan kalan anılarım yetebilir seni anlatmaya…



Aşk yokhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif aşka inanmam dediğim anlarda çıktın karşıma. Önce gülüşündü seni bana çekenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif sonrasında o gülüşün altındaki yaralı yüreğin…

O günhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif hani seni gördüğüm ilk gün; tren istasyonunda yağmur altında saatlerce oturduğumuz ilk gün. Sözde tren beklerken onlarcası geçip gitmişti de aldırmamıştık. Yağmur bedenimi ıslatırkenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif her damlada bir kat daha sana aşık olduğum gün… Yaşama döndüğümhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif aşkın varlığının kanıtını gördüğüm gün…

Ve sonra…. Sonu olmayan bir yaşam içinde asla gecesi olmayan bir gün gibi doğdun hayatıma. Oysa senden once “yağmurlar bile isyan ederdi akıttığım yaşlara onlar bile benim kadar ağlayamazdı”. Ya bu ben değilimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif yada zaten ben bende değildim… Hayallerde yaşatılabilirdinhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir rüyada yer alabilirdinhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif belki de bir masal karamanı olabilirdin ama benim olamazdınhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.

Sen gideli iki gün olduhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif Asırlara bedel iki günhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif Ellerim ceplerimde caddelerde yürüyorum. Birlikte dinlediğimiz şarkılar kulağımda. Ya da odama kapıyorum kendimihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif görmek istemiyorum senden başkasını. O kadar çok alışmışım ki sana. Senin üzerine kurulmuş tüm hayallerim. Sen gittinhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif ben bittimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif hayallerim yok artık geleceğe dairhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.

Bil ki; içimde her zaman sıcacık kanayan bir yara olarak kalacaksın. Sana istediğim zaman söyleyemeyeceğim belki sevgimi ve ulaşamayacak uzattığım ellerim ellerine. Ama ne olursa olsun sana olan sevgim her an artarak yaşayacak bende." http://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gifhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gifhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif

İşte bitti; “Vazgeçtim Senden” ve belki de seninle birlikte kendimden…

Hasret
01-25-2009, 04:52
İnsanın içine işleyen bir ayaza ev sahipliği yapıyorsanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif aklıma geldiğinde yayılan sıcaklığınhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif dışarıda iki metre karı bile eritebileceğini düşünüyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Odanın bütün duvarlarında senin yüzünü görüphttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbana baktığını hissediyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Ve bu beni her gün hep aynı şekilde heyecanlandırıyorsahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif İçtiğim çayın şekerihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif kahvaltımın her lokması sen oluyorsanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Sevdiğin şarkıyı başa alıphttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif defalarca dinleyebiliyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif O şarkının her sözüne seninle ilgili bir anlam yükleye biliyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Yorucu bir günün sonunda hayalin ile enerji doluyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Ve o enerji ile hiç dinlenmeden günlerce çalışabileceğimi hissediyorsam http://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Uykudan yüzümde mutlu bir tebessüm ile kalkıphttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif benimle birlikte uyanan güne senin adını verebiliyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Gün boyu saatlerihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif dakikaları sayıp “ neden geçmiyor bunlar?” diye hayıflanıyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Ve Hep seni bulacağım günü bekliyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Yazı yazarken seni düşünmekten kendimi alamayıphttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif aynı satırları defalarca tekrar yazıyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Sonra sana bunu anlattığımda ne kadar güleceğimizi düşünüp keyifleniyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Seninle ilgili planlar yapıyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Sadece varsayımlara dayalı olsa bilehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif o planları mükemmelleştirmek için her ayrıntıyı dakikalarca düşünüyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Yüzyıllardır sevgililerin kullandıkları klasik sözcükleri benim duygularımı anlatmaya yetmediğini fark ediyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Ve yinede bunları söylemekten hiç ama hiç bıkmıyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Aşkımın coşkusunu sana yansıttığındahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif senin de bana aynı coşku ile karşılık vereceğini hissediyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Hayatının en anlamlı şeyihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif NE ? diye sorduklarında tereddüt etmeden senin adını verebiliyorsamhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Sen beni için vazgeçilmez olmuşsun demektir…!

Hasret
01-25-2009, 04:53
Özlemin alev alev yandığı saatler bunlar.Gün çekiliyorhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifay parlıyor.Haydihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifgeleceksen şimdi gel.Umudunlahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifyüreğinlehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifsevdanla gelhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifyık karanlığımı.Hayata dair kötü olan ne varsa yık onlarıhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbeni yeni umutlara sürükle.Aşkın en koyusunahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifen tutkulusuna götür beni.
Bin yıldır bekliyor gibiyim seni.Bin yıldır karanlık bir odada tek başıma oturuyorum sanki.Kim girip çıkmışsa hayatımahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifkim talan etmişse yüreğimi hepsini silmek için gel.Bir tek sen kal içimde.Seni bileyim bundan sonra.Sevdan yetsin bana.Senin aşkınla yaşamak istiyorum artıkhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.giföyleyse gelhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbekleme gel.
Seninle olmakhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifseni duymakhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifseni görmekhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifseni anlamakhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifseni yaşamak tarifsiz sevinçler yaratacak içimde biliyorum.Bu yüzden sesleniyorum sana.Dallarımdaki kurumuş yaprakları tek tek temizlemek istiyorum artık.Gelişinle yeniden yeşermekhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifyeni yapraklar açmak istiyorum.İster haber verhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifister verme;ama gel bekliyorum.
İstanbul'u sokak sokak geçip gel.Her sokakta kendi izini göreceksinhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifşaşırma.Nereye gittiysem seni de götürdüm yoktun;amahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifyanımdaydın.Hep yüreğimde hep aklımdaydın.Seni İstanbulsuzhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifİstanbul'u sensiz düşünemedim.Gelhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbu kentin tarihine en ölümsüz sevdayı yazalım.Nice aşka mezar olmuş İstanbulhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbu kez kabul etsin yenilgiyi.Haydi gelhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbiz İstanbul olalım.
Korkma gelhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbaşkalarında gördüğün ihanetlerhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifikiyüzlülüklerhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifbitmek bilmeyen acılar yok bende.İlk kez bırak kendini kaygısızca.Yarını düşünmedenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif'ya sonra'demeden gel.Kurtul seni saran tutsaklıklardanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifsana yazdığımhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifseni yazdığım şiirleri okumak için gel.
Bakhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifgünler anlamsızca geçip gidiyor.Oysa ömür dediğin şey üç günlük.Birlikte ve severek tüketmek varken günlerihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifböyle koyu karanlıkta kalmak niye?Gel haydihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifsensiz geçen günlere bir yenisini daha eklemek istemiyorum.Özlem yanıyor alev alev.Özlemin ateşini söndürüp aşkın ateşini yakmaya gel.Bekleme artıkhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gifgeleceksen şimdi gel.GEL Kİhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.ADIN EKSİLMESİN DİLİMDENhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif

Hasret
01-25-2009, 04:54
Aşk bir yumak haline gelip boğazına sarılıverir insanın bazen. İşler çözülmez haldedir ve bu kördüğüm insanı istemediği şeyler yapmaya zorlar çaresiz. Birbiri ardına yapılan yanlışların en büyük nedeni ise kaybetme korkusudur. Bu korku bir kez girdi mi insanın yüreğine o andan sonra akıl ve mantık sürgüne gönderilmiş iki mahkuma dönüşüverir birden.



Siz aşkınıza sahip çıkmaya çalıştıkça o kördüğüm giderek büyür ve bir süre sonra yumağın ipleri boğmaya başlar. Kurtulabilmek için çırpındıkça bir başka canavarınhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif kıskançlığın ellerine teslim olursunuz.

Öyle bir canavardır ki kıskançlıkhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif beraberinde tedirginliğihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif endişeyi ve huzursuzluğu da getirir. Beyni böcek gibi kemiren soruların başlıca kaynağı da kıskançlıktır. Terk edilme ihtimaliniz çoğaldıkça sorular artar. Kesin ve net yanıtı yoktur hiçbir sorunun. Onun bir başkasıyla olabilme ihtimalinihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir başkasıyla sevişebilme ihtimalini düşünmekhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif uykusuz gecelerinhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif verimsiz günlerin habercisidir.

Mantık ve akıl sürgündeyken sizi terk etme ihtimali olan sevgilinin her davranışıhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif her sözü sadece ve sadece kıskançlık süzgecinden geçirilecektir.

Bir zamanlar minik oyunlarınhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif aşka katılan tadın sebebi olan kıskançlıkhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif sevgiliye düşmanlık duymanıza neden olacaktır artık. Ve düşmanlık insanın içindeki şiddeti körükleyecektir elbette.

Kıskançlık ateşini bastırmaya kalkmakhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif başka şeylerle ilgilenir gibi görünmek bataklıktan çıkmaya çalışan insanın hareket ettikçe çamura daha da gömülmesine benzer. Yanlışhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif yanlış üstüne eklenir.Mantık ve aklın ardından benlik ve kişilik de çıkar sürgüne. Siz sevgiliyi kaybetmeme uğruna değişmeye çalıştıkça yüreğinizdeki huzursuzluk sizi yerinizde bir dakika bile oturamaz hale getirir. Üstelik değişmek uğruna yapılan hatalar sevgiliyi kaybetme ihtimalini daha da güçlendirir.

Kıskançlığa tamamen teslim olmuşsunuzdur artık. Bu noktaya nasıl geldiğinizi hatırlamazsınız bile. Hangi olayhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif hangi kişi neden olmuştur bir önemi de yoktur artık. Şiddet yavaş yavaş kendini göstermeye başlar.

Kendinize ya da ona zarar verme duygusunun kıyısında dolaşıp durursunuz.

Bu duygudan kurtulmanın tek yoluhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bütün bunlara konu olan sevgiliden kurtulmaktır. O sevgilinin diktiği ama üzerinize tam oturmadığını bildiğiniz halde giymekte ısrar ettiğiniz aşk giysisini çıkarmanın zamanı gelmiştir. Bu tutsaklığı yaşamaktansa kar altında çıplak kalmak çok daha iyidir. Ve elbettehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif üzerinize tam oturan bir giysihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir yerlerde sizi beklemektedirhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.

Hasret
01-25-2009, 04:55
Biliyorum bir gün bu şehirden gidecekhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif beni mazine gömeceksinhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Giderken elinde valizin ve yüreğinde bastırdığın bir sevinç olacakhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Kaybettiğim mutluluk köz köz akarken gözlerimdenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif buruk bir vedayla yollayacağım seni yuvanahttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Önünde yürürken simsiyah ıslığımlahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif tayfanın fırtınaya duyduğu öfkesiylehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif susarak haykırırken kaderimehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif ve düşerken bir hazan yaprağı gibi yolunun üzerinehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif senhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif aldırmadan çiğneyip geçeceksinhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Biliyorum beni mazine gömeceksin. Sen başka güneşlerin kızıllığında gülerken doya doyahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif seni sensiz yaşayanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif kendini sana yazılan ama duyuramadığı şiirlerinin dizelerine asanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif kalemine kanını mürekkep yapıp; seni sensizlikte arayah bu şairi hiç düşünmeyeceksinhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Ama ben yinede; elini ilk tutabildiğim anla ısınıphttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif ilk öpüştüğümüz anla uçacağımhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Sonra ayrılık bir yılan gibi yüreğime sızıncahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif sarhoş sızılar içinde kıvranacağımhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Biliyorumhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir gün çevresinihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif şatafatlı gecelerdehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif iltifat kokan ağızların sardığıhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif yönünü bulamayan bir göçmen kuşa benzediğinin haberini getirecekler banahttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Ben hatırlatıldığımda belki de: "Bir çocukluktu geldi geçtihttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif." değinin haberinihttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Halbuki bendehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif o mutlu günlerde gizlice alıp sakladığımhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif muska niyetiyle hala göğsümde taşıdığımhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir kaç saç telin kalacakhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Bu şehrin her köşesinde karşıma çıkacakhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif her kar yağışında lapa lapahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif her yağmurda sağnak sağnak aklıma düşeceksinhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Biliyorumhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Ayaklarım birlikte gidilen mekanlara götürürken benihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif ararken beni bekleyen bir masada gölgenihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif hayal kırıklığımla sığınarak umuduma; gelmeni bekleyecekhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif SENİ HEP SEVECEĞİMhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Biliyorumhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif son bir kez olsun geleceksin bu şehirehttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Ve beni görüphttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif belki de güleceksin; "Sen hala oralarda mısın?http://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif." diye. Şiirlerimi uzattığımda ellerim titreyecekhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir sevda buseni vermeni bekleyeceğimhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Sen omuz silkeleyiphttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif her zaman yaptığın gibi: "Ne yapalım sevmek işte böyle" diyerek sevilmenin bencilliğindehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif gülecek ve tekrar bu şehirden gidecekhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif beni mazine gömeceksinhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.

Hasret
01-25-2009, 04:56
Yüreğim ne dediyse onu dinledim ben. Kimi işaret ettiyse ona yöneldim. Şimdi sen diyor da başka bir şey demiyor. Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif işte öyle ıslattı beni aşkın. Seni bekledim ben. Yüreğimdeki heyecanıhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif gözlerimdeki yeşilihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif dudaklarımdaki ateşihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif ellerimdeki titremeyihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif küçük dokunuşları sana sakladım.

http://www.kalbiminsehri.com/images/rose.gif


Ne sen beni bilirdin ne ben seni amahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin. Ve bir gün çıktın karşıma. İşte o gün sevdaya dair nekadar tortu varsa içimde eridi gitti. Çocuk oldum yeniden. Hani bıraksan yemyeşil bir kırda bağıra çağıra şarkı söyleyip koşarım. Seni bulmanın coskusunu hiç bitmeyecek bir enerjiyle yaşarım. Seninle yep yeni bir hayatın başladığını biliyorum. O hayatın içinde vazgeçilmez kıldığım tek şey sensin.

Bilirimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bu şarkı korkutur bazen insanı. Neler oluyor diye sormadan bir duygu selinin içinde bulursun kendini. Ama zaten aşk öyle bir şey değilmidir? Sorarsan planlarsan onun adına aşk denir mi? Bırak kendini bırak ki aşkınbüyüsü sarsın seni. Kendini o eşsiz duyguların ferahlığına bırak. Tut elimi birlikte çıkalım bu yolculuğa. Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım. Kaygısızca yaşayalım aşkıhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif eriyelim birbirimizde. Yüreklerimiz birbirimiz için atsınhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif soluklarımız birbirine karışsın. Tutkunun alevleri dalga dalga sararken bedenlerimizi.

Gidersenhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif. Gözümdeki son parıltıyı da alır götürürsün. Bir zemherenin ortasında titrerken bırakırsın beni. Ama merak etme ayakta kalırım ben. Tıpkı fırtınaların boynunu eğip yıkamadığı kavak ağacları gibi. Senden bana yadigar kalan her anıyı bir kez daha bir kez daha yaşarım. Aşkım da benden yadigar kalır sanahttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif

Hasret
01-28-2009, 02:41
http://img404.imageshack.us/img404/2518/siir10054cbkkc1.gif

Gece sessizdi... Ürkütücüydü yalnızlık, korkutucuydu.. Oysa ben hiç korkmadım. Sen yoktun ve ben bu yüzden yalnızdım,
Ama sen aslında hep vardın. Duyuyordum, görüyordum, biliyordum.. Yanımda oturmuş beni izliyordun. Hayallere karışıp gözlerimden dinliyordun sözlerimi.. Yaşıyorum işte... Sadece yaşıyorum..

Sen olmadan nasıl yaşanırsa öyle yaşıyorum. Hayallere ne kadar inanılırsa o kadar kanıyorum varlığına. Seviyorum biliyorsun, belki duymuyorsun ama biliyorsun. Hissediyorsun hislerimi. Aşk yine bana surat astı, gülmüyor, bakmıyor gözlerimin içine..

Tutamıyorum zamanı, zaman hızla geçiyor. Zaten sensiz zamanlar hep boşa geçiyor. Gecemi gündüzüme karıştırıp Uykular uyanmalara susuyor. Kendimi özlüyorum zamanla. Sensiz aynalar bile beni göstermiyor. Kızıyor sanki bütün evren yalnızlığıma. İstemiyor üzülüp kırılmamı.

Peki sen ?

Sen istiyormuydun bunları ?... Boşver. Ne farkeder,

Aynada kendimle konuşmaya başlayalı o kadar da yalnız olmadığımı farkettim. Beni anlayan bir ben oldugunu unutmamalıymışım. Zaten kim yakın olabilirdiki aynalardan başka bu yüze..
Karardı gündüzler, Üzgün yüzümü göreli, Güneş hiç ugramaz oldu sabahlarıma. Bulutlar şimşeklere karışıp çıkıveriyor aniden. Seviniyorum.
Hayata dokunan birşeyler var etrafımda diye.. Boşuna. Bütün gürültüler kızgınlıklarıma.

O kadar da kötü değildi yalnızlık. Alışmış olmalıyımki izinsiz siniyor içerime. O kadar küstah bir yalnızlık ki bu.. Yalnızlığını kimsenin bilmesini bile istemiyor. Acıtır oldu canımı.

bir yalnızlığım var sanıyordum. Artık o bile beni istemiyor...

Düşün işte,

Yalnızlık bile benimle yalnız kalamıyor...

Ben alışık olmamalıydım bunlara. Böyle öğretmedim kendime. NE olursa olsun bir parça bile olsun herhangi bir yerden gülme sebebim olmalı..

Gülmeliyim..

Ne sebep olursa olsun,
Saçmalayarak gülmeliyim..

Boşvermeyi bilmeliyim.
Bulduysan sende kendinden birşeyler bu yalnızlıkta..
Şimdi sende gül benimle..

Gülmelisin...

Neden olursa olsun.
Gül işte nedensiz sebepsiz

Öylesine!!
Belki de DELİCE..

http://img404.imageshack.us/img404/2518/siir10054cbkkc1.gif

Hasret
01-28-2009, 02:42
Sen gidince öyle sensiz kaldım ki ellerim üşüdü, soğuk rüzgarlar dolaştı içimde, damarlarıma işledi gidişin, yokluğun bir kurşun gibi kalbime çöktü, ıssız dağ tepelerinde yapayalnız üşüttü yokluğun bedenimi, öyle sensiz kaldım ki tanımadığım ülkelerde yapayalnız kalmakmış yokluğun ...

Şimdi düşünüyorum da; denizle kumsal gibiyiz seninle, sen bana sarılıyorsun dalgalarınla, ben sana sarılıyorum kum taneleriyle, öyle bir bütünüz ki; ne sen ne de ben ayrılamıyoruz birbirimizden. Sen bir su damlası kadar berrak, bense bir kum tanesi kadar kayboluyorum dalgalarının içinde ...

Ah sevgili sen gittin ya; öyle sensiz kaldım ki, ellerim üşüdü.


Senden uzak olmak
kıyamet gibi
kalbim acıyor

Yaşam yapbozları
asırlardır var
Yokluğunda eksik birşeyler
yapbozlar gibi
Eksikleri ya bulamıyor
ya da yerine koyamıyorum


Sensiz boynum bükülüyor
Yalnızlık
güneşimi kapatıyor
Sensiz yaşamak
öyle zor ki

İçimdeki senleri sensiz yaşamak
Yapayalnız

Şimdi
Seninle aynı şehirde olmak vardı
Seninle aynı şehirde olmayı
öyle istiyorum ki
Seni haftanın yedi günü de görmeliyim
Sabahları kahvaltılar yapmalıyız
Sıcak çaylar içmeliyiz
İçim ısınmalı . . .



Sensizlik ..
Elleriyle boğazımı sıkıyor
nefes alamıyorum
Bakışlarım boş
Sana hasretim çoğaldıkça gücüm azalıyor
Ne olur
Yanımda olsan
Seni öyle çok özlüyorum ki ..



İçimde bıraktığın yalnızlık acısını
Kovmak için
Kağıda kaleme sarılıyorum sımsıkı
İşte ..
O zaman geliyorsun

Sana ..
Söyleyemediklerimi
yazarım sandım
Ama bitmiyor seni yazmalarım . . .

Hasret
01-28-2009, 02:43
***...Ona Ruhumun Yaralı Olduğunu Söyleyin...***

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Nasıl yaralı olmasın ki. Doğrularından vazgeçmemiş olması yine kapının önüne konmasını gerektirmişti. Dünya mı garipti kendisi mi hiç bilemeyecekti. Tıkanıyordu hayat gelip kalbinde. Soldan soldan vuruyorlardı yine. Anlatamıyordu kimselere ne istediğini. Nasıl istediğini. Sanırım hiç anlatamayacaktı da. Belki anlatabilirdi de anlayan çıkmayacaktı…

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Nispet yapar gibi gidişin bir de dönüşü vardı elbet. Bulduğu gibi kaybetmek dedikleri şeyi iliklerine kadar yaşamıştı yine. Acıdı da acıdı yüreği. Bilirdi ihanetin acısını. Bilirdi bilmesine de her defasında ilk defa gibi acıyordu yüreği işte. Kendisine bile şikayet etmedi kalbini. Sustu sadece susması gerekenler gibi…

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Ne de çabuk tüketivermişti aşkı sevdayı hiç anlayamadı. “Başka türlü mü seviyorum ben” diye geçirdi içinden. Normalleri de karışır olmuştu her şey gibi son zamanlarda. Gerçi anlam yüklemeyi bırakmıştı insanların davranışlarına. Kimisi çok garip, kimisi anlamsız, kimisi de çok çocukça gelirdi ona. Bunu hangi kefeye koyacağını ise hiç bilemedi…

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Dar zamanlarda yaşamak denilen böyle bir şeydi. İnsan sabırsızdı, bir de nankör. Bekleyemiyordu. Kalp hızında yaşamak istiyordu kalbinden geçenleri. Tik tak seslerinden ritim tutmaya zamanı yoktu. Melodi duyulmadan gürültüde kayboluyordu tik taklar. Oysa kendisi aşkın melodisine hasretti, belki cıvıl cıvıl sesine…Bütün bütün sustu ama kulakları o melodiyi yine de duyamadı…

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Ama hiç kızmadığımı da. Belki çokça kırıldığımı da. Gitmesi gerektiği için gittiğine inandırmak zorunda kalışı kendini daha da yaralıyordu. “Gitmeyebilirdi de” deyiveriyordu içinde saklanan çocuk. Biz onunla içimizdeki çocuklarla yola çıkmıştık oysa. Sahi hani atlıkarıncaya binecektik… Söylesene biner miyiz bir gün yine…

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Bıraktığı gibi burada olduğumu bir de. Tek damla eksilmediğini geride bıraktıklarından. Sadece gözyaşlarıyla yeşerttiği umuttan bahsedin biraz da. Sonra sıkı sıkı Rabbimin tuttuğu kalbimden. Dönüp dönüp kendisine dua ettirişinden. Söz verdiği halde hala o huzura gidemeyişinden. Onun yerine kendisinin gittiğinden bahsedin bolca.

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Bir de “her şeyde bir hayrın olduğunu.” O anlar beni, bilir söylediklerimi en çok da söyleyemediklerimi. Söyleyin ona ki bazı şeyler ille de yaşanılarak öğrenilir hayatta. Vicdan derinden bir sızladı mı aklın mutlaka geleceğini başa. O başa gelene kadar bazen dibe vurmak gerektiğini de söyleyin. Dibe vurduğunda da uzatılan eli tutması gerektiğini de. Söylenmeden, sızlanmadan, mazeret üretmeden tutması gerektiğini sıkı sıkı söyleyin ama. O ele değil de elin gerçek sahibini görmesi gerektiğini de iyice tembih edin olur mu?

Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin… İsterse açtığı yaraları bir bir sarabileceğini de hatırlatın ona. O unutur bunları bu aralar aklı bir karış havada. Yaptığı her şeye rağmen geride kocaman bir yüreğin biraz da yaralı bir ruhun onu beklediğini de söyleyin emi. Siz söyleyin mutlaka o bilir beni, niyetimi, özlemimi, sevgimi…Canımdan öte can olduğunu… Siz söyleyin yine de ona bülbülün kanının aktığı yerden gülün rengini bulduğunu… ve adının da sadece “aşk” olduğunu…

Hasret
01-28-2009, 02:43
Her zaman imkansizlari istedigimi biliyorum. Biliyorum da
yine de vazgecemiyorum. Once hangisinden baslasam bilmiyorum. Sensizligimden mi,
yalnizligimdan mi,
yoksa bugulu gozlerimden mi?

Hep kolay gibi gelirdi yalnizlik, tatmamistim ki! Hep kolay gibi
gelirdi unutmak, AsIk olmamistim ki!
Oysa sen SON NEFESIM. Oysa sen oyle acimasiz ogrettin ki bunlari... Oysa sen oyle yalniz biraktin ki...

Once gozlerin gecti gozlerimden cigliklarla dolu o yolda. Sonra ellerin gitti ellerimden bir saniyelik kisa bir zamanda. Sonra... Sonrasi yok, sen gittin iste.
Ilk o gun kanadimin kirikligini hissettim ve o durmadan
kanayan korkunc yarayi. Nerde yikamali, nasil kurtulmali?...

Bir zamanlar beni cok sIk arardin SON NEFESIM.
Sesimi duyunca rahatladigini soylerdin.
Sonra... Sonra birden sustun yeminli gibi.
Telefonum calmaz oldu. Bataryasi artik on gunde anca bitiyor.
Su koca kalabaligin icinde oyle yalniz, oyle SENSIZIM ki;
hicbir kelime anlatmaya yetmiyor. Odam sensiz sessiz.
Odam sensiz soguk. Odama gunes vurmuyor.
Odama huzun hakim. Odama kasvet...

Iste!... Imkansiz mi, al iste... Beni sevmen imkansiz. Seni sevdigim
gibi sevmen, deli gibi ozlemen imkansiz iste...

Sensiz olmuyormus SON NEFESIM. Sensiz olmuyormus bu hayat. Sensiz olmuyormus bu nefes. Anladim, ama biraz gec kaldim. Onceleri dedim ya, onceleri bicak saplanmiyordu sirtima.
Onceleri serseri kursunlar mayalamiyordu gecelerimi.
Onceleri oyleydi... Ve birde sonralari var ne yazik ki...

Gozlerimde dans eden, ha akti ha akacak derken yagmur gibi inen yaslar var artik. Gozlerimde sen, gozlerimde kan, gozlerimde hasret... Yagmur ormanlarini aratmiyor gozlerim.
Gece cakan simsekler misali, sagnak yagmur gibi gozlerim...

Ve sen SON NEFESIM. Ve sen yine yoksun...

Hasret
01-28-2009, 02:44
Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul'muydu yüzün, yoksa çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne Dolmabahçe da çay tadında.... Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında, tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu. Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama yüreği takvim yokuşlarında... Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı, sesinin sesimde yankılanmasının... sanki perdedekine üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün içime... Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe seyrediyorum... Kadın Beyoğlu'nun bir kış akşamında, üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan muzdarip yürüyordu... Adam da... Yürümek hiçbir şeyi çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında yaralı bir öyküyü taşıyordu adam... Kadının yüzünde bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük... Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti... ... Soğuğun ve karanlığın vehameti! Hayatı, bir başkasının pantolonu gibi, küçültülmüş, daraltılmış... İlk sahibinin o pantalonla yaşadığı şeyler, yani pantalonu pantalon yapan anılar, bazı ilkbahar bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen yazlar... Hepsi daraltılmış... Yaşananlara bir beden büyük geliyor artık hayat! Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık olmak içinse erken... Beni sevda yerimden vurdu yine zaman... Şimdi sana söylenecek tek cümle: Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...

Hasret
01-28-2009, 02:44
Bugünde seni unutmayı başaramadım.Unutmak ne kelime,daha fazla bağlanıyorum gün geçtikçe…Sensiz hep bir yanım eksik kalıyor ve kalacakta.
Ne yazayım şimdi sana,ne yapayım,neyi anlatayım bilmiyorum masal yüzlüm.Bazı insanlar vardır.
Hep mutludur.
Daha doğrusu o maskeyi takarlar.Kimse bilmez onun içinde kopan fırtınaları.Kimse kendini onun yerine koyamaz.O derece mutsuzdurlar aslında.Yaşamla ölüm arasında ki çizgide yaşarlar.Daha doğrusu yaşıyor görünürler.İşte bende bugünler de bu haldeyim.Ayrılığımızla yüreğimde kopan fırtınaları kimse bilmedi,bilmeyecekte.Hayat işte yaşamla başlayıp,ölümle biten bir çizgi.Ama insan bunun farkına geç varıyor.Zaten bu yüzden değil mi her şeyin kıymeti kaybedildikten sonra biliniyor.Ve işte ben masal yüzlüm ayrılıkla başlayan bu sancılı günlerimin gölgesini taşıyorum ardım sıra…
Zor geçiyor artık günler.
Yaşamak zor geliyor.


Masal yüzlüm aslında haksızda sayılmam.Zor bir şey yaşamak artık.Ben insanlara güvenip güvenmeme noktasındayken sen gelmiştin hayatıma hatırlıyor musun? Hiç ummadığım yerden,ummadığım bir zamanda aldığım darbelerin yaralarını sarmaya çalışıyordum o günlerde.Her şey üst üste gelmişti.Ve beni,yüreğimi öldürmek için adeta savaşıyorlardı.Sense benim bu savaşta kazanmam için mücadele vermeye söz vermiştin bana.Evet oldu da o günlerin acısını unutturdun bana varlığınla.


Hani tamam şimdi doğru adresteyim diyip de baktığımda yanlış yerde olduğuma göz yaşları döktüğüm günlerdi o zamanlar. Neden insanlar böyleydi ki? Bu ve bunun gibi bir çok soruya cevap aradığım günlerdi işte.Şimdi sende yoksun bak.
Sevdamız kısa sürdü.
Ama o kadar güzeldi ki her şey.Biliyorum sende aynı duygular içindesin.Aslında biliyorum ki sende o kalabalıklar içinde benim gibi yalnızlıklar yaşıyorsun masal yüzlüm.Sana masal yüzlüm diye hitap ediyorum biliyor musun? Ama nerden bileceksin ki.Hem bilsen de artık ne değişecek ki.Yoksun işte yoksun.Belki de hayatım boyunca seni artık göremeyeceğim.Sen nerelerdesin şimdi.Adımı ağzına her aldığında beni de yüreğinde duyuyor musun? Ah masal yüzlüm ah. Ayrılsak da sana masal yüzlüm demek,o tatlı bakışların,masum bir bebek gibi duruşun bana böyle konuşma cesareti veriyor. ….


Hani ne diyorum.Sende benim gibi o yokuşları geçip yolların sonunda eve ulaşınca o derin yalnızlıklar durağında uzunca kendinle bir başına kalıyor musun be masum bakışlım.Ben evet seninle birlikte yalnız kalıyorum biliyor musun? Yüreğimdesin hala.Ayrılık kararımızla ben eski ben değilim sende eski sen değilsin.Ne olur eskisi gibi bir adım atsan yine.Hani hatırlıyor musun bir defasında bana çiçekle suyun aşkını anlatmıştın.Ben ona da razıyım masal yüzlüm.
Sadece seni seviyorum demene de.
Bugünlerde sana ne zaman yakın olsam bana uzak olmaya başlamıştın.Bilmeliydim bir kaybedişin başlangıcı olduğunu yaşadıklarımın.Böyle mi olacaktık biz hayat yolunda senle.Şimdi sevgili olarak çok uzağız birbirimize.
Acaba bana yakın mısın.


Galiba bu bize rabbimizin verdiği bir imtihan.En zoru da sevgi üzerine olanıymış.En güzel yanı da,bu sevda kısa zamanda bana çok şey kazandırdı.Ne çok şey öğrettin o koca yüreğinle bir bilsen.Bu yüzden sana ne kadar teşekkür etsem azdır bu sınavda beni yalnız bırakmadığın için.Mutlu olmam için zor da olsa yüreğine söz geçirmeye karar verdin.


Sana da fazla yüklenmemeliyim masal yüzlüm.Çok haklısın her şey çok güzeldi ve hoş bir anı olarak yüreğimde yerini alacak yaşadığım müddetçe.Düşünüyorum da sen belki de benden daha kötü yalnızlıklar içindesin.Oralarda yapayalnızsın.Derdini kimselerle paylaşmayacağını biliyorum.Sen böylesin iyi tanıyorum seni.Dediğim gibi suskunluğuna da sevdalanmıştım.Yeri geldiğinde konuşmana,yeri geldiğinde de susup durmana.Ama ağlamıyorum biliyor musun sözüm var sana.Seninde bana.Hep gülsün yüzün.En güzel günler senin olsun.Sen uyurken her gece yıldızlarla selam göndereceğim sana.Yaramaz bir çocuk olup yanağından bir buse alıp kaçacağım sen uykunun en tatlı anındayken.


Allah’ım bu nasıl bir duygu kimse çözememiş.Ne yaşayan ne de yaşatan anlayamamış.Masal yüzlüm senin de derin dehlizlerde yüreğin ağlıyor mu? Benim ağlıyor inan.Bir bakışın,bir gülüşün,bir selamın küçücük bir kıvılcım bu ateşi yakmaya yetiyordu.Ümitlerimiz kibrit çöpünden yapılmış bir basamaktı adeta.Bir gün biri geldi ve en alttaki o ayakta tutan çöpü çekti aldı.


Senin kimi zaman beraberken yalnız olduğunu görüyordum.Geçmişte yaşadıkların ya da çevrende gördüklerin senide mi korkutuyor.Yüreğimizi nasılda acımadan eziyorlar değil mi.Benim de korkularım yok değil.Senden farksız değilim masal yüzlüm.İkimize yenilgi verdiler.Avuçlarımıza tutuşturdular ayrılık mendilini.Bize mutluluğu çok gördü bu hayat.Severken ayrılmak ne zormuş.Gözleri yüreğimde kayıp sevgili.Çok korkuyorum.Daha da fazla kaybetmekten.Can dediğim seni kaybettim.Ve bu bir başlangıç gün gelecek belki de söz verdiğimiz gibi olmayacak.Yanımda olamayacaksın.Zor günümde ben ağlarken sevgilim olmasa da sıcak bir dostum olarak benimle olamayacaksın belki de.Bir çok korkum yüzünden ki hayat ile ölüm arasındaki çizgideyim artık.Şunu iyi öğrendim bir şeyi bir gün kaybedecekmişsin gibi sevmelisin.Sen gittin,sevda gitti.Ben eski ben olmaktan korkuyorum.Seni kazanıyorum derken kaybettim masum bakışlım…Gül yüzlüm..Şairin de dediği gibi “Bende bana yetecek ben kalmadı” sevgili.



Yüreğimi yüreğine sürüklerken,seni ondan ötürü sevmeyi yeni yeni öğrenirken bu sevdayı yüreğime yerleştirenden,seninle doyumsuz muhabbetleri içime serenden seninle beraber hayırlı bir ömür,senli bir cennet istedim…Rabbim bunu yazmış kaderimize.
Ve biz ayrıldık….

Hasret
01-28-2009, 02:46
Söylenmeyen sözlerin ağırlığı, demir balyalar gibi çöktü yüreğime...Bir yanardağ misali gönül dağım!Hani bazen diyorum ki patlasa bu yanardağ!...Dökse içindeki her şeyi dışarı!...Boşalsa!...Rahatlasa artık!...

Sonra duruyorum...Sonra susuyorum...İçimden çıkan lavların etrafı yangın yerine çevireceğini düşününce kilit vuruyorum dilime...."Yan!" diyorum içime!..."Sadece sen yan!" Ve "Dayan!" diyorum gönlüme!..." Herkes mutlu olsun!Sen dayan!.."

Dayan be gönlüm!...Dayan ki , elbet birgün görecektir sevgili arşa yükselen alevlerini...Dayan ki , elbet bir gün sende açan alev kırmızısı güllerin kokusu yâre ulaşacaktır...Dayan ki bir gün alevlerin, sevgilinin gözyaşıyla buluşacaktır...Dayan gönlüm!... Seni de elbet bir anlayan olacaktır!...

Dayan be gönlüm!..İçine akıttığın gözyaşınla bile sitem etme sevgiliye!...Derdini başına tac et "Sevgiliden geldi." diye...Ve dayan , sorma "İçime bu yangını salıp da nereye gitti?" diye!...Sen sevgine sadık ol, o seni sevmese bile!...

Dayan be gönlüm!...Bîçâre değilsin Yaradan sana yâr...Kimsesiz değilsin, yanında "Kimsesizler kimsesi" var!...Biliyorum! Sığmazsın hiç bir yere bu sevdayla, dünya sana dar!...Ama dayan gönlüm!..Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var!...

Dayan be gönlüm!...İçindeki aleve attığın tohumları gözyaşınla yeşert!Dayan ki her şey bitecek bir gün, kalmayacak ne gam ne dert!...Alev kırmızısı güllerden der demet demet...

Bil ki!...Bil ki bir gün mutlaka bitecek bu hasret!!!

Hasret
01-28-2009, 02:47
Çok uzun zamanlardan bahsedemiyor insana , işin içine sen ve ben girince. Kısa küçük mutluluklar , kısa hatta hiç konuşulmadan edilen kavgalar. Hepsi o an için bir ömür gibi gelse de , şimdi çok uzun zamanlardan bahsetmek mümkün değil. Dün bir başkay dı bizim için , bazen bir şiir bazen ise kabus gibi , aranacak yanı yoktu hani. Bugün ise unutulmaya çalışılan bir kutu dolusu anı var elimizde.
Kötüsü , iyisi ne fareder ki. Hepsinde sen vardın. Bunca zaman unutmaya çalışarak kendime ne büyük kötülük etmişim meğer. Hoş , unutamadım ya o kadar uğraşmaya. Bıraktım seni unutacağım diye kendime işkence etmeyi.heryanımı sen kapladın , içtiğim çayda senin tadın var, gittiğim her sinema filminde seninle seyretmediğim yüzlerce filmin anısı var , her güneşin doğuşu gözlerini hatırlatıyor bana. Ve özlemek hoşuma gidiyor. Bir daha asla yan yana gelmeyecemizi bilsemde . hayat devam ediyor . sen başka yöne ben başka yöne gitsekte bu böyle değiştiremiyoruz. O yüzden zamanı durdurmaya çalışmak niye. Belki ileride içtiğim çaylardan başka tadlar alacağım , kimbilir. Ama unutmayacağım seni. Mutlu olmanı dileyeceğim her an,bana yaşattığın her güzel an için.Seninle ilgili düşüncelerimi sana zamanında uzun uzun anlattım. Biraz kendini zorlarsan hatırlarsın hepsini. Ve şimdi sen kendi yolunda Mutlulukla ilerle.Ben kendi yolumda. Zamanı Durdurmaya gerek yok.

Hasret
01-29-2009, 01:19
Gidiyorum.... yani artık olamayacağım ...

Vazgeçiyorum senden, bu şehirden , bu hayattan ... Özlem duyduğunda sesimi duyamayacaksın artık . Ellerini uzattığında sıcaklığını hissedebileceğin ellerim olmayacak ... Sana uzaklıkğını benim bile bilmediğim bir yere gidiyorum ...Biliyorum arayacaksın beni. Km lerce koşacaksın arkamdan, yakalamaya bulmaya çalışacaksın ... Sadece hissedeceksin varlığımı ...

Dedim ya sevgilim ... Gidiyorum ...
Gittiğimi bile bilemeyeceksin ... Son kez sesimi duyamayacaksın. Gözlerime bakıp Seni Seviyorum diyemeyecek, sımsıkı sarılıp veda edemeyecesin ... Diğer ayrılıklarımıza benzemeyecek bu ayrılığımız ... Sonunda geri dönmeyeceğim ... Arkamdan nefesin tükenene kadar gitme diye bağıramayacaksın ... Artık baş başa yaptığımız sabah kahvaltıları olmayacak .. Sabah yürüyüşlerimiz , akşamları telaşlarımız olmayacak ...

Bir daha ay ışığının sahile vurduğunda kulağımıza gelen dalga seslerinde dans edemeyeceğiz ... Sarılamayacağız sımsıkı ...

Unutacaksın beni .. yada unuttuğunu düşüneceksin belli bir süre ..

Benimle yaşadığın her şeyden kaçacaksın ... Beni hatırlatan ne var sa ...

Kalbinden söküp atamayacaksın ...


"Yorumsuz Bir Hayatı Seçiyorum ... Doymadım İnan Kanmadım Sevgine ... Gidiyorum...


Hoşçakal Can'ımın içi Hoşçakal..."