PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Edebiyat Nedir


MetinCeylan
01-12-2009, 22:59
EDEBİYAT NEDİR?

Edebiyatın ne olduğunu anlayabilmek için onun (dil)den, konuşma ve düzyazı dilinden farklı olan yanlarını ortaya koymak gerekir.

Konuşma ve düzyazı dilinde dil, bir araç sözcükleri kullanmakla girişilmiş, belli bir amaca dönük eylemdir. Doğruyu araştırma, ortaya koyma, başkalarına iletme aracıdır. Konuşma ve yazı dilinde sözcükler görevini yaptıktan sonra işe yaramaz hale gelir. Önemli olan meydana getireceği ve getirdiği sonuçlardır. Sonuç, yani amaç , onu okuyan yada dinleyendeki değişimdir. Düşüncemizi dile getiren sözcükleri nasıl biçimlendirdiğimizi ilettiğimiz kişi de onların nasıl biçimlendirildiğine dikkat etmez. Unutur. Dil, bizi doğrudan doğruya öteki insanlarla ya da eşya ve düşüncelerle karşı karşıya getirir. Konuşma ve yazı dilinde sözcükler saydamdır. Uçarıdır. Aradan kaybolur gider.

Oysa şiir ve edebiyatta bunların tam tersi oluşmaktadır.

Şiir ve edebiyatta dil bir araç değil, biraz amaçtır. Sözcükler ve onların biçimlendirilişi önemlidir. Şiir ve edebiyatta dil, sözcükler, cümleler ve biçimler nesnel hale gelirler (şey)leşirler.

İnsanla öteki insanların, eşyanın ve düşüncelerin arasına girip saydamlaşmaz şiir. Uçarı hale gelmez konuşma ve düzyazı'da olduğu gibi . Tam tersine, karşımıza çıkar. Resim gibi, heykel, müzik, yapı gibi (eşya) değeri kazanır.

Şair cümle kurmaz, bir nesne meydana getirir. Sözcüklerle, güzel, unutulmaz biçimler yaratır. Sözcüklerin bir araya özel biçimler altında getirilişinde derin eğilimlerin dürtüsü vardır.

Şair, dilde olduğu gibi, sözcüklerden yararlanmaz. Onlara yararlı olur. Renk, ses, hacim gibi onları şeyleştirir, kırar, bozar ve yeniden birleştirerek bir şiir dünyası kurar.

Sözlerin ve sözcüklerin nesnelleştirilerek özel işaretler, deyişler, tılsımlı biçimler haline getirilmesi, bunların sihir ve büyü alanında kullanılması, unutulmayan, ezberlenen özel biçimlerle tekrar edilmesi, şiirin doğrusunu hazırlayan en eski etkenlerdir. Bu yönden denilebilir ki , yazı şöyle dursun, tam konuşma dilinin bile gerçekleşmediği, insanın ve insanlığın en eski tarihinde şiir ve şiir dili vardı. Demek ki, edebiyat, dilden (önce) idi.

Bununla beraber gerçek şiir ve edebiyat (yazı)nın bulunup kullanılmasından sonra gelişmiştir.

Sanat dışı konularda (politika, hukuk, mektup, v.b. alanlarda) bile ilk yazılı metinler, edebiyata yakın, destani, güzellik iddiası ile yüklü, oldukça nesnel eserler olmuşlardır.