nehir
12-06-2007, 13:48
Masal bugün başlamadı!
HÜRRİYET Gazetesi’nin 7 Mayıs 1995 tarihli manşeti bir ibret belgesi. Bir gün önce gazete ekibi olarak Başbakan Tansu Çiller’i ziyaret edip söyleşi yapmışız. Sözleri hem iddialı, hem de manşetten verilecek kadar ilginç:
‘En geç 1998’de Avrupa Birliği’ne tam üyeyiz.
Çiller, Hürriyet’e bir açıklama yaparak ‘İddia ediyorum ki Türkiye en geç 3 yıl içinde AB’ye tam üye olacaktır’ dedi.’
Manşetin altında öteki sözleri yer alıyor:
‘Ben bu iddianın arkasındayım ve bu olur. Hem zannedildiği kadar da zor olmaz... Türkiye, Avrupa’ya çok lazım. Yeter ki bunu somut olarak ortaya koyabilsin.’
Aynı masalı yıllardan beri hepsinin ağzından dinliyoruz. Çiller’in bu sözlerinden sonra aradan 10 yılı aşkın süre geçmiş. Daha nice 10 yıllar geçecek, birileri günümüzün gazetelerini ortaya çıkaracak ve hayret edecek!
‘Vay canına, bizimkiler 2005 yılında da iddialıymış, AB’den müzakere tarihi bile almışlar da, sonra neler olmuş!’
DUBAİ PRENSİ
Zengin şeyh, ülkemizde 5 milyar dolarlık yatırım yapacakmış. Bu amaçla kendisine İstanbul’da kamu malı olan araziler gösterilmiş. Hem de kentin göbeğinde, en değerli yerlerinde. Prens hazretleri ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında bir de protokol imzalanmış.
Prens ile Başbakan 5 milyar dolarlık teravih namazı kılmışlar! Akla sorular geliyor:
Bu araziler Prens’e doğrudan mı satılacak? Ya da üzerine birileriyle ortak inşaatlar mı yapılacak? Bunların imar planı nedir? İmar planı üzerinde oynanmış mıdır?
Bu iş için ihale açıldı mı? Başkalarından teklif alındı mı? Başka istekliler varsa bu iş onlara duyuruldu mu?
Araziler hangileridir? Bunların değeri nedir? Hangi koşullarla hangi anlaşma imzalanmıştır?
Yoksa kamu malı, yangından mal kaçırır gibi yine birilerine armağan mı edilmek istenmektedir?
Türkiye’de birbiri ardına inanılmaz olaylar yaşıyoruz. Bir yanda ‘Bana kalsa papaz okulunu 24 saatte açarım’ diyebilen bir Milli Eğitim Bakanı... Öte yanda beş dakkada Beşiktaş yöntemiyle İstanbul’a gelip devletin ve milletin milyarlarca dolarlık arazilerine kuş gibi konan Arap şeyhi... Kendisine TÜPRAŞ hisselerinin yüzde 15’i gizlice satılan ve birkaç hafta içerisinde bizim sırtımızdan yüzlerce milyon dolar kazanması sağlanan İsrailli işadamı...
Türkiye dışa açılıyor dışa! Tutmayın bizi!
Kitaplar
Sevgili okuyucularım, bugün size ilgiyle okuyacağınız birkaç kitaptan kısaca söz edeyim.
Dış Politikada Bir Nefes. Büyükelçi Taner Baytok’un çok ilginç Dışişleri Bakanlığı anıları. (Remzi Kitabevi)
Dün, Bugün ve Geleceğin Güçlü Türkiyesi. Türkiye’nin Problemlerinin Çözüm Yolları. Eski bakanlardan Mehmet Turgut’un 2 ciltten oluşan kitabı. (Boğaziçi Yayınları)
Yol Arkadaşı Nurettin Veren Anlatıyor. Fethullah Gülen’in 40 Yıllık Serüveni. Bu yazı dizisi Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanıyordu. ABD’de yaşayan Gülen’in ekibi mahkeme kararıyla diziyi durdurdu. Şimdi kitap oldu. Bir tarikat liderinin içyüzü. Tam bir ibret belgesi. (Günizi Yayıncılık)
Emin ÇÖLAŞAN
HÜRRİYET Gazetesi’nin 7 Mayıs 1995 tarihli manşeti bir ibret belgesi. Bir gün önce gazete ekibi olarak Başbakan Tansu Çiller’i ziyaret edip söyleşi yapmışız. Sözleri hem iddialı, hem de manşetten verilecek kadar ilginç:
‘En geç 1998’de Avrupa Birliği’ne tam üyeyiz.
Çiller, Hürriyet’e bir açıklama yaparak ‘İddia ediyorum ki Türkiye en geç 3 yıl içinde AB’ye tam üye olacaktır’ dedi.’
Manşetin altında öteki sözleri yer alıyor:
‘Ben bu iddianın arkasındayım ve bu olur. Hem zannedildiği kadar da zor olmaz... Türkiye, Avrupa’ya çok lazım. Yeter ki bunu somut olarak ortaya koyabilsin.’
Aynı masalı yıllardan beri hepsinin ağzından dinliyoruz. Çiller’in bu sözlerinden sonra aradan 10 yılı aşkın süre geçmiş. Daha nice 10 yıllar geçecek, birileri günümüzün gazetelerini ortaya çıkaracak ve hayret edecek!
‘Vay canına, bizimkiler 2005 yılında da iddialıymış, AB’den müzakere tarihi bile almışlar da, sonra neler olmuş!’
DUBAİ PRENSİ
Zengin şeyh, ülkemizde 5 milyar dolarlık yatırım yapacakmış. Bu amaçla kendisine İstanbul’da kamu malı olan araziler gösterilmiş. Hem de kentin göbeğinde, en değerli yerlerinde. Prens hazretleri ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında bir de protokol imzalanmış.
Prens ile Başbakan 5 milyar dolarlık teravih namazı kılmışlar! Akla sorular geliyor:
Bu araziler Prens’e doğrudan mı satılacak? Ya da üzerine birileriyle ortak inşaatlar mı yapılacak? Bunların imar planı nedir? İmar planı üzerinde oynanmış mıdır?
Bu iş için ihale açıldı mı? Başkalarından teklif alındı mı? Başka istekliler varsa bu iş onlara duyuruldu mu?
Araziler hangileridir? Bunların değeri nedir? Hangi koşullarla hangi anlaşma imzalanmıştır?
Yoksa kamu malı, yangından mal kaçırır gibi yine birilerine armağan mı edilmek istenmektedir?
Türkiye’de birbiri ardına inanılmaz olaylar yaşıyoruz. Bir yanda ‘Bana kalsa papaz okulunu 24 saatte açarım’ diyebilen bir Milli Eğitim Bakanı... Öte yanda beş dakkada Beşiktaş yöntemiyle İstanbul’a gelip devletin ve milletin milyarlarca dolarlık arazilerine kuş gibi konan Arap şeyhi... Kendisine TÜPRAŞ hisselerinin yüzde 15’i gizlice satılan ve birkaç hafta içerisinde bizim sırtımızdan yüzlerce milyon dolar kazanması sağlanan İsrailli işadamı...
Türkiye dışa açılıyor dışa! Tutmayın bizi!
Kitaplar
Sevgili okuyucularım, bugün size ilgiyle okuyacağınız birkaç kitaptan kısaca söz edeyim.
Dış Politikada Bir Nefes. Büyükelçi Taner Baytok’un çok ilginç Dışişleri Bakanlığı anıları. (Remzi Kitabevi)
Dün, Bugün ve Geleceğin Güçlü Türkiyesi. Türkiye’nin Problemlerinin Çözüm Yolları. Eski bakanlardan Mehmet Turgut’un 2 ciltten oluşan kitabı. (Boğaziçi Yayınları)
Yol Arkadaşı Nurettin Veren Anlatıyor. Fethullah Gülen’in 40 Yıllık Serüveni. Bu yazı dizisi Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanıyordu. ABD’de yaşayan Gülen’in ekibi mahkeme kararıyla diziyi durdurdu. Şimdi kitap oldu. Bir tarikat liderinin içyüzü. Tam bir ibret belgesi. (Günizi Yayıncılık)
Emin ÇÖLAŞAN