PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Neyzen Tevfik


Hasret
01-09-2009, 02:47
Tevfikhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif 24 Mart 1879 pazartesi günü Muğla'nın Bodrum ilçesinde dünyaya gelmiş. Babası Hasan Fehmi bey aslen Samsun-Bafra ilçesine bağlı Kolay Beldesindendir. Kolaylı soyadı da buradan gelir. Babası Soyadı kanunu çıkınca memleketinin ismini soyisim olarak almıştır.Babasının Kolaylı olmadığı Kolay'da görev yaptığı gibi yanlış bilgiler ortada dolaşmaktadır. Aksine Neyzen Tevfik'in babası Bafra Kolay'lıdırhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Neyzen doğduğu esnada Bodrum'da Rüştiye ( Ortaokul ayarında) öğretmenliği yapmaktadır.
Ondokuzundaykenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif 1898'dehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif babası medrese öğrenimi içinhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif İstanbul'a gönderir onu. Fethiye Medresesi'ne yerleştirir. Ama Neyzen Tevfikhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif zamanını daha çok Galata ve Yenikapı mevlevihanelerinde geçirir. Bu arada Mehmet Akif Ersoy'la tanışır. Akifhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif dönemin seçkin müzisyen ve edebiyatçıları ile tanışmasını sağlar. 1901 yılındahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif medrese giyimi olan cüppe ve şalvar yerine Akif'in verdiği setre pantolonu giymesihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif akşamları medrese dışında kalması ileri-geri konuşmalara yol açıncahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Fethiye Medresesi'nden ayrılır.Önce Fatih'teki Şekerci Hanı'nahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif sonra da Çukurçeşme'deki Ali Bey Hanı'na yerleşir. Bu arada babasını tanıyan ve daha sonra Şeyhülislam da olan Musa Kazım Efendi onu kendi derslerine kabul eder.
Onun sayesinde Neyzen Tevfikhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Ahmet Mithat Efendihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Muallim Nacihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Şair Şeyh Vasfi gibi edebiyatçılarla tanışır. Mehmet Akif'le dostluğu sürmektedir. Neyzenhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Akif'e ney öğretir; Akif ise Neyzen'e Arapçahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Farsça ve Fransızca.
Dost çevresi içinde artık İbnülemin Mahmut Kemalhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Tevfik Fikrethttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Uşakizade Halit Ziyahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Ahmet Rasimhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Tanburi Cemilhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif hacı Arif Beyhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif Yunus Nadi de vardır.
1900 yılındahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif gramofon ticaretini ilk yapanlardan Gülistan Plâk Mağazası sahibi Hâfız Âşir Bey'le bir plâk doldurma girişimi olur. Neyzen aşırı içkili olduğu için güçlükle doldurulan plâklar yine de basılıp piyasaya verilmiştir. 1949'da yayımlanan Azâb-ı Mukaddes'e yazdığı önsözde belirttiğine görehttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif "yüze yakın plâk" doldurmuştur.
Dönemin önde gelen ailelerince köşkhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif yalı ve konaklarına çağrılanhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif dahası saray çevresine bile sokulan bir neyzendir artık.
Öte yandan istibdata karşı olan gençlerle Sirkeci'deki İstasyon Gazinosu ve Güneş Kıraathanesi'nde bir araya gelir; yurt sorunlarına ilişkin ve istibdat karşıtı konuşmalar yaparlar. Güneş Kıraathanesi'ne gelip gidenlerden Ziya Şakirhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir günhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif sözü Eşref'ten açıp Jön Türk hareketinin önderlerinden Ahmet Rıza'ya getirerek Neyzen Tevfik'i konuşturur; tüm düşüncelerini öğrenir. Ardından da ihbar eder. Gözaltına alınır ve sıkıntı dolu bir sorgulamadan geçirilir. Bu aradahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif daha önce tam otuz beş kez jurnal edilmiş olduğunu öğrenir. On beş gün sonra da salınır. Ama artık mimlenmiştir ve hafiyeler peşindedir. Zarar veririm endişesi ile arkadaşlarından uzak durur. Kendini Beyoğlu meyhanelerine atar. Bu esnada Sütlüce Bektaşi Tekkesi'ne devam ederek Şeyh Mümin Baba'dan nasip alır. Siyasi baskı iyice artmıştır. O da pek çok Abdülhamit karşıtı gibi yurt dışına gitmeye karar verir. Kendi anlatımı ile "1319 (miladi 1902) senesi kânunusânisinin (Ocak) 13'üncü Perşembe günü Mesajeri vapurunun güvertesine postu sererek" Mısır'a doğru yola çıkar. En yakın arkadaşlarından Şair Eşref'te oradadır.
Neyzen Tevfik'in Mısır'da geçen yıllarına ilişkin olarak gerçekle gerçek olmayanı birbirinden ayırmak neredeyse imkansız. Ama geçimini neyi ile sağladığını ve hicvetmeye devam ettiği biliniyor. Mısır’da bir arkadaşı ile Neyzenler Kahvehanesi açıp işletir. Özbekiye Saz Bahçesi'nde çalarken plâk da doldurur. Jön Türklerle ilişkilihttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif bir dost toplantısında sarhoşlukla tabancasını ateşlediği ve duruşmada yargıca "haksızlık yapıyorsunuz" dediği için altı ay hapse mahkûm edilir. Ancak yaptığı itiraz kabul edildiği için bir buçuk ay yattıktan sonra özgürlüğüne kavuşur. Feride adlı Lübnanlı bir kadınla iki ay birlikte yaşar. II. Abdülhamit için yazdığı "Abdülhamid'in Ağzından Bir Nutk-ı Hümâyun" adlı hicvini İstanbul Kıraathanesi'nde okuyunca tutuklanmak istenir. Çevrenin işe karışması ile kurtulur. "Türk Aydınlarının Mısır Hidivi Hakkındaki Düşünceleridir" başlığı ile gazetelerde yayımlanan yazı nedeniyle hakkında tutuklama kararı verilir. Kurtulmak için "Kaygusuz Sultan" adlı bektaşi tekkesine sığınırhttp://www.izafet.com/images/smilies/nokta.gif.
II. Meşrutiyet'in ilânıyla da Mısır'dan ayrılırhttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif İzmir'e döner. Ardından da İstanbul'un yolunu tutar. Kendi anlatımı ile 'Devr-i dilâra-yı meşrutiyet'in ilânından tam 28 gün sonrahttp://www.izafet.com/images/smilies/smilev.gif 8 Ağustos 1324'te (1908) Sirkeci rıhtımına ayak basar.
Çemberlitaş'ta bir han odasına yerleşen Neyzen Tevfik'in "ilân edilen hürriyet"le karşılaşması pek de parlak olmaz. Seyretmek için gittiği ve Ferah Tiyatrosu'nda sergilenen "Sabah-ı Hürriyet" adlı oyunun İttihat ve Terakki'ce yasaklanması üzerine yaptığı konuşma yüzünden tutuklanır. Kısa bir süre sonra serbest bırakılır.
Neyzen Tevfik 1910 yılında "sarıklı bir zâtın kızı olan Cemile hanımla" kardeşinin ve babasının karşı çıkmasına karşın annesinin ısrarı ile evlenir. Bir kızı olur. Ancak yürümeyen evliliği kızı Leman henüz üç aylıkken kayınbabasının eşini alıp götürmesiyle son bulur.
Birinci Dünya Savaşı yıllarında Askeri Müze'nin kurucusu Muhtar Paşa'nın emrinde ve Mehterbaşı olarak askerlik yapar. Düzenle başı hoş olmayan Neyzen Tevfik'in askerliği de kendincedir. Herhangi bir meseleden Muhtar Paşa ile kavga eder ve çıkar gider. İstanbul Merkez Komutanı Albay Cevat Beysık sık yinelenen bu kavgalarda araya girer ve Muhtar Paşa ile Neyzen'i barıştırır.
Dönemin Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın yalısında Mehter takımının verdiği konseri izleyen Almanya'nın Romanya'daki kuvvetlerinin komutanının ilgisini çeker. Bazı kaynaklara göre onun çağrılısı olarak Romanya'ya gider. Romanya'da piyano eşliğinde konser verir.
1919 yılında ilk kitabı Hiç'i yayınlanır.
1923'de Ankara'ya gider ve kardeşi Şefik Kolaylı'nın yanında 4-5 ay kalır. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı ve Mustafa Kemal'i yücelten şiirler yazar. Cumhuriyet devrimlerine bağlı onları savunan bir şairdir artık. Geçmişe geçmişin kalıntılarına karşı acımasız bir savaşıma girişir.