PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Dünyanın içinde bulunduğu sistem ve ısı alışverişi dengesinin bozulmasının iklimler ü


Fırtına_
12-26-2008, 12:13
Evren (http://tr.wikipedia.org/wiki/Evren) üzerine düşen güneş (http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCne%C5%9F) ışınlarından çok, dünyadan yansıyan güneş ışınlarıyla ısınır. Bu yansıyan ışınlar başta karbondioksit (http://tr.wikipedia.org/wiki/Karbondioksit), ****n (http://tr.wikipedia.org/wiki/****n) ve su buharı (http://tr.wikipedia.org/wiki/Su_buhar%C4%B1) olmak üzere atmosferde (http://tr.wikipedia.org/wiki/Atmosfer) bulunan gazlar (http://tr.wikipedia.org/wiki/Gaz) tarafından tutulur, böylece dünya ısınır. Işınların bu gazlar tarafından tutulmasına da sera etkisi denir. Atmosferde bu gazların miktarının artması ısınmayı artırır.
Günümüzdeki tehlike, karbondioksit ve diğer sera gazlarının miktarindaki artışın bu dogal sera etkisini şiddetlendirmesinde yatmaktadır. Binlerce yıldır dünyamızdaki karbon kaynakları kararlı kalırken, şimdi modern insanoğlu aktiviteleri, fosil yakıtlarin kullanımı, ormanların yokoluşu, aşırı tarım yapılması, atmosfere büyük miktarlarda karbondioksit ve diğer sera gazlarının atmosfere salınmasına sebep olmaktadır.

Küresel ısınma, sera etkisiyle atmosferin periyodik olarak sıcaklığının artarak ısınması olup, doğal bir süreçtir. İnsanların aktiviteleri sonucunda atmosfere, özellikle gazların girdileri arttığından etki giderek fazlalaşmaktadır. 16.02.2001 tarihinde Cenevre’de açıklanan BM Çevre Raporuna göre 21. Yüzyılda, ortalama hava sıcaklığının 1.4 ºC ile 5.3 ºC arasında artacağı, buzulların erimesiyle denizlerin 8-88 cm kadar yükseleceği, uzun vadede dünyanın fiziksel yapısında geri dönüşümü olmayan değişiklikler ortaya çıkacağı, Afrika (http://tr.wikipedia.org/wiki/Afrika) kıtasında, tarım rekoltesinin düşeceği, ortalama yıllık yağış miktarının azalacağı, su sıkıntısı görüleceği, Asya (http://tr.wikipedia.org/wiki/Asya) kıtasında, kurak ve tropik bölgelerde yüksek sıcaklıklar, seller ve toprak bozulması, kuzey bölgelerinde ise tarım rekoltesinde artış görüleceği, tropik kasırgaların artacağı,Avrupa (http://tr.wikipedia.org/wiki/Avrupa) kıtasında, güney bölgelerinin kuraklığa eğilimli hale geleceği, Alp Dağları (http://tr.wikipedia.org/wiki/Alp_Da%C4%9Flar%C4%B1) buzullarının yarısının 21. Yüzyılın sonunda yok olacağı ve tarım rekoltesinin azalacağı, Kuzey Avrupa’da ise tarım rekoltesinin artacağı, Lâtin Amerika’da kuraklık olacağı, sellerin çok sık tekrarlanacağı, tarım rekoltesinin azalacağı, sıtma ve koleranın artacağı, Kuzey Amerika’da tarım rekoltesinin artacağı, özellikle Florida ve Atlantik kıyılarında deniz seviyesinin yükseleceği, büyük dalgaların oluşacağı ve sellerin görülebileceği, sıtma (http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C4%B1tma) ve ateşli humma gibi hastalıkların artacağı, sıcaklık ve nem artışıyla ölüm oranının artacağı, Polar bölgelerde buzulların eriyeceği, bitki (http://tr.wikipedia.org/wiki/Bitki) ve hayvan (http://tr.wikipedia.org/wiki/Hayvan) türlerinin sayısının ve dağılımının etkileneceği, buzulların erimesiyle bağlantılı olarak deniz seviyesi her yıl 0.5 cm kadar yükseleceğinden, gelecek 100 yıl içersinde mercan kayalıklarının zarar göreceği, çok sayıda küçük ada ve kıyı kentlerinin sulara gömüleceği gibi öngörülere yer verilmekte ve dünyanın bilinmezlerle dolu bir geleceğe doğru yol aldığı ortaya konmaktadır. Küresel ısınma üzerinde en etkili gaz olan karbondioksit emisyonlarını % 5 oranında azaltmak için bütün ülkelerin doğayı etkilemeyen yeni endüstri politikalarını devreye sokmak zorunda olduğu belirtilmektedir.


Dünyanın içinde bulunduğu sistem ve ısı alışverişi dengesinin bozulmasının iklimler üzerindeki etkisi.