PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Muğla


Kalpsiz_
12-04-2007, 03:54
Kent Turu
Ülkemizin en önemli turizm merkezlerinden birçoğunun bağlı olduğu ilin merkezi Muğla daha çok ilçelerine gidilip gelinirken "içinden geçilen bir yerdir" tatilciler için. Geziyi daha çok denizle eş tuttuğumuzdan mıdır nedir, deniz kıyısında olmayıp da turist yoğunluğu olan yöremiz pek azdır. Bu da anlaşılabilir bir şey ya biz gene de Muğla’ya en az bir gün ayırmanızı önereceğiz. Ama Muğla merkezinde konaklayıp da şehir gezisinin yanı sıra çevre gezisi de yapacaklar, dolu dolu bir kaç gün geçireceklerdir.
Asar (Hisar) Dağı eteklerinden, Karadağ, Kızıldağ, Masa ve Hamursuz dağları ile çevrelenmiş ovaya doğru yayılan bir şehirdir Muğla merkezi.
1080 yılında Selçukluların, 1096’da tekrar Bizans’ın 1284’de Menteşeoğulları’nın eline geçen kent 1390’da Osmanlı topraklarına katılır. Kentin eski bölümü Saburhane, Osmanlı döneminde Rum ve Türklerin bir arada dostça yaşadığı, Rumların 1924 mübadelesinde göç etmesinin ardından eski havasını bozulmadan sürdürdüğü bölgesidir Muğla’nın.
Eski evlerin bir bölümü yeni sahipleri tarafından restore edilmiştir. Mimar Cengiz Bektaş’ın, Gazeteci İlhan Selçuk’un satın alıp onardığı evler de buradadır.
Kent turu


Kent merkezi sivil mimarinin çok güzel örneklerini barındırmaktadır. Aracınızı Valiliğin de bulunduğu meydana açılan sokaklardan birinde uygun yere bırakıp 100 metre ötedeki Arastaya girin önce. Semercisiyle, ayakkabıcısıyla, berberiyle, nalbur dükkanlarıyla, esnaf lokantalarıyla, meydandaki şadırvanıyla Arasta, 20. yüzyıl başında donmuş gibidir.
Çarşıda hediyelik eşya ve Muğla dokumaları satan dükkanlar da vardır.
Karnınız acıktıysa, esnaf lokantalarından gözünüzün kestiği birine girin. Ekşili döş dolması, keşkek gibi yöresel yemeklere rastlarsanız menüde, mutlaka tadın. Yemekten sonra Helvacı Tahsin’e uğrayın ve yöreye has Tahin helvasının ve Çıtırmık tatlısının tadına bakmayı unutmayın.
Arasta’da dolaşırken tarihi Saatli Kule çarpacak gözünüze. 1895 yılında Rum Filvari Usta tarafından yapılan ve üzerinde ustasının imzasını da taşıyan kulenin saati hala çalışıyor.
"Tarihi Muğla Evleri"nin en güzel örnekleri, Arastanın hemen yukarısındaki elektrik santralının üstündeki Saburhane’dedir.
Kentin başlıca dini yapıları merkezdeki Kurşunlu Camisi (1493), Pazar yeri Camisi (1842), Şahidi Camisi (1848), Şeyh Bedrettin tarafından yaptırılan ve minaresi 19. yüzyıl başında eklenen Şeyh Camisi (Şeyh Bedrettin Mahallesi’nde, 1565) Menteşe Beyi İbrahim bey tarafından yaptırılan Ulu Cami (Elektrik Fabrikası karşısında, 1334)’dür.
Osmanlı yapısı Yarım han, Yağcılar hanı ve Konakaltı hanları görülmeye değer. Restore edilerek bugün de kullanılan Yağcılar Hanı turistlerin uğrak yerlerinden. 250 yıllık Konakaltı Hanı Konakaltı Kültür Merkezi olarak hizmet veriyor.
1334 yılında Menteşe Beyi İbrahim Bey tarafından Ulu Caminin vakfiyesi olarak yaptırılan Vakıflar Hamamı yapılan restorasyon çalışmalarının ardından bugün Muğlalıların olduğu kadar yerli-yabancı turistlerin de ilgi odağında.

absolit
12-26-2007, 00:55
Muğla,
İl Merkezi ilçeleri kadar turizm anlamında şanslı değil.
Ama, dolaylı turizmden faydalanıyor.Birde yerel yönetimler biraz akıllı olsa, merkez turizmden ilçeleri kadar pay alabilecek konumda.
Turizm sadece deniz,mavi tur, vb... değil..
Turizm içinde tarihi değerler,deniz dışı doğa güzellikleri, kültürel değerler gibi paydalarda var.
Önemli olan bu paydaları , değerinde pazarlıyabilmek bence.
Muğlanın her ilçesinin kendine has kültürel değerleri var, bu bir kültür zenginliği ,bu bir turizme has bir pazar değeri bence, önemli olan bu zebginlikleri lanse edebilmek ve pazarlayabilmek.
Mesela, sezonunda Bodrumdan ,Milasa köy pazarı kurulduğu salı günlerinde Tur düzenleniyor,
turistler o pazardan alışveriş yapıyor,o pazarı tanımak için geziyor...
Keza Muğla merkez içinde aynı şey geçerli,
Muğla,
Yöneticileri tarafından iyi değerlendirilirse;
İçinden gelinip geçilen yer olmaktan öte, gezmeye,görülmeye gelinen yer olur bence...