Hasret
11-01-2008, 01:35
Evlilik kredisi faize girer mi?
Evlilik için bankalardan alınan evlilik kredisi faize girer mi? Bilgi verirseniz memnun olurum.
Alınan bütün krediler faizli kredilerdir. Hiçbir banka faizsiz kredi vermez. Belki faiz oranları değişik olur, ama yüzde bir de olsa, yüzde 20 de olsa, faiz faizdir. Oranının düşük olması hükmü değiştirmez. Ayrıca faiz ister alınsın, ister verilsin, yine aynıdır. Bankaya parasını yatıran da, para çeken de ilk bakışta değişik işlem yapmış olsa da, her ikisi de faizli işlemdir.
Diğer yandan, fon da kullanılsa, yatırım için de olsa, ihtiyaç kredisi de alınsa hepsi aynı kapıya çıkar. Faizle iş yapılmış olur. Sizin de ihtiyaç kredisi adı altında bankadan "evlilik kredisi" almış olmanız faizli bir işlemdir. Evlilik gibi hayatın ilk adımı olan ve bir yerde ibadet olan hayırlı bir iş yaparken faize bulaşmamak, hayata faizle ve faizli kredi borcu ödeyerek başlamamak çıkar yoldur.
İsrafa kaçmadan iktisat ve kanaatle hareket edip, azla yetinmek, ev ihtiyaçlarını da imkanınız oldukça almak hayatı kolaylaştırır. Peygamberimiz "Nikahın, evliliğin en hayırlısı kolay olanıdır" buyurarak, kolay olanı tercih etmeyi, borç-harç altına girmemeyi tavsiye ediyor. Kur'ân ise, sadakanın malı ve hayatı bereketlendirdiğini, faizin ise hayatı mahvettiğini, tadını ve bereketini kaçırdığını ifade ediyor.
Mehmet Bey, bir müşterimiz şöyle bir iddiada bulundu: 2001 krizinde yüzde 1700 oranla çok yüksek faiz ödediğini, bugün de mevduatı bulunduğunu ve buna faiz aldığını belirtti.
"Ödediğim faizin karşılığı gelinceye kadar bana haram değil" diye kendisince fetva verdi. Ben bu durumun caiz olmadığını düşünüyorum. Sizin de fikrinizi almak istedim. (M. Gümüş)
Neyin haram, neyin helal olduğunu belirleyen ve hükmeden Allah ve Resulüdür. Nasıl bir işlemin faize girdiğini, nasıl bir işlemin faize girmediğini de yine Allah ve Resulü tayin eder. "Bu işlem bana göre faizdir, benim anlayışıma göre faiz değildir" demenin bir anlamı ve değeri yoktur.
Dolayısıyla "Ben zamanında şu kadar faiz ödemiştim, şimdi o ödediğim faiz kadar faiz almam haram değil" demek, yanlış olduğu için haklı bir gerekçeye ve dini bir delile dayanmaz. Faiz konusunda Kur'ân'ın hükmü bellidir ve açıktır: "Faiz yiyenler, şeytan çarpmış kimsenin kalkışı gibi kabirlerinden kalkarlar. Bu, onların 'Alış veriş de faiz gibidir' demeleri yüzündendir.
Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. "Ey iman edenler! Allah'ın emrine uygun yaşayın/aykırı davranmak sakının. Eğer gerçek mü'minlerseniz, artık kalan faizi bırakın (almayın)." "Eğer (bu faizi terk etme işini) yapmazsanız Allah'a ve Resulüne savaş açtığınızı bilin." Hadislerde ise faizi alan da, veren de aynı sayılmış, günahta ve vebalde eşit olduğu belirtilmiştir. Bu açıdan İslam hiçbir şekilde faiz geçiş hakkı tanımıyor, hiçbir gerekçenin faize yol vermediğini belirtiyor. Bunun için "Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur" gerçeğinde de dile getirildiği gibi, her zaman helal ve meşru kazanç dikkate alınmalı, faizin ve haramın kapısından uzak durulmalıdır.
1. Bakara Suresi, 275, 278-279.
2. Müslim, Müsâkât:25; Ebu Dâvud, Büyû:4.
Evlilik için bankalardan alınan evlilik kredisi faize girer mi? Bilgi verirseniz memnun olurum.
Alınan bütün krediler faizli kredilerdir. Hiçbir banka faizsiz kredi vermez. Belki faiz oranları değişik olur, ama yüzde bir de olsa, yüzde 20 de olsa, faiz faizdir. Oranının düşük olması hükmü değiştirmez. Ayrıca faiz ister alınsın, ister verilsin, yine aynıdır. Bankaya parasını yatıran da, para çeken de ilk bakışta değişik işlem yapmış olsa da, her ikisi de faizli işlemdir.
Diğer yandan, fon da kullanılsa, yatırım için de olsa, ihtiyaç kredisi de alınsa hepsi aynı kapıya çıkar. Faizle iş yapılmış olur. Sizin de ihtiyaç kredisi adı altında bankadan "evlilik kredisi" almış olmanız faizli bir işlemdir. Evlilik gibi hayatın ilk adımı olan ve bir yerde ibadet olan hayırlı bir iş yaparken faize bulaşmamak, hayata faizle ve faizli kredi borcu ödeyerek başlamamak çıkar yoldur.
İsrafa kaçmadan iktisat ve kanaatle hareket edip, azla yetinmek, ev ihtiyaçlarını da imkanınız oldukça almak hayatı kolaylaştırır. Peygamberimiz "Nikahın, evliliğin en hayırlısı kolay olanıdır" buyurarak, kolay olanı tercih etmeyi, borç-harç altına girmemeyi tavsiye ediyor. Kur'ân ise, sadakanın malı ve hayatı bereketlendirdiğini, faizin ise hayatı mahvettiğini, tadını ve bereketini kaçırdığını ifade ediyor.
Mehmet Bey, bir müşterimiz şöyle bir iddiada bulundu: 2001 krizinde yüzde 1700 oranla çok yüksek faiz ödediğini, bugün de mevduatı bulunduğunu ve buna faiz aldığını belirtti.
"Ödediğim faizin karşılığı gelinceye kadar bana haram değil" diye kendisince fetva verdi. Ben bu durumun caiz olmadığını düşünüyorum. Sizin de fikrinizi almak istedim. (M. Gümüş)
Neyin haram, neyin helal olduğunu belirleyen ve hükmeden Allah ve Resulüdür. Nasıl bir işlemin faize girdiğini, nasıl bir işlemin faize girmediğini de yine Allah ve Resulü tayin eder. "Bu işlem bana göre faizdir, benim anlayışıma göre faiz değildir" demenin bir anlamı ve değeri yoktur.
Dolayısıyla "Ben zamanında şu kadar faiz ödemiştim, şimdi o ödediğim faiz kadar faiz almam haram değil" demek, yanlış olduğu için haklı bir gerekçeye ve dini bir delile dayanmaz. Faiz konusunda Kur'ân'ın hükmü bellidir ve açıktır: "Faiz yiyenler, şeytan çarpmış kimsenin kalkışı gibi kabirlerinden kalkarlar. Bu, onların 'Alış veriş de faiz gibidir' demeleri yüzündendir.
Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. "Ey iman edenler! Allah'ın emrine uygun yaşayın/aykırı davranmak sakının. Eğer gerçek mü'minlerseniz, artık kalan faizi bırakın (almayın)." "Eğer (bu faizi terk etme işini) yapmazsanız Allah'a ve Resulüne savaş açtığınızı bilin." Hadislerde ise faizi alan da, veren de aynı sayılmış, günahta ve vebalde eşit olduğu belirtilmiştir. Bu açıdan İslam hiçbir şekilde faiz geçiş hakkı tanımıyor, hiçbir gerekçenin faize yol vermediğini belirtiyor. Bunun için "Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur" gerçeğinde de dile getirildiği gibi, her zaman helal ve meşru kazanç dikkate alınmalı, faizin ve haramın kapısından uzak durulmalıdır.
1. Bakara Suresi, 275, 278-279.
2. Müslim, Müsâkât:25; Ebu Dâvud, Büyû:4.