Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : Türkiye, tanıtım stratejisinde sıkıştığı dar kalıpları kırmalı


ALONE53
09-22-2008, 14:04
Türkiye, tanıtım stratejisinde sıkıştığı dar kalıpları kırmalı


Daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarlığı görevini yürüten Prof. Dr. Mustafa İsen, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne atandıktan sonra ilk röportajını Zaman Gazetesi'ne verdi.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen, 2009 Ocak ayında düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu ülke tanıtımı için büyük bir fırsat olarak görüyor. Önceki tur, 106 ülkede televizyonlardan canlı yayınlanmıştı. Bu yıl sayının ve ilginin daha da artması bekleniyor.



Pazartesi yazılarımdan birinde Türkiye tanıtımına değinmiş ve ülkemizi tanıtacak ajansın seçiminde daha çok ve uluslararası ajansların yer alması gerektiğini söylemiştim. Yazımın yayınlandığı gün cep telefonum çaldı; "Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan müsteşarımız Prof. Dr. Mustafa İsen görüşmek ister." dediler. Sayın İsen, seçim sürecine daha çok ajansın katılmasını kendilerinin de istediğini söyledi. Ayrıca daha çok ajansın seçim sürecine katılması için Sayın Müsteşar'a söz verdiğim üzere bir de yazı yazmıştım.

Prof. Dr. Mustafa İsen, geçtiğimiz yıldan beri Cumhurbaşkanlığı genel sekreteri olarak Köşk'te görev yapmakta. Nisan ayında gerçekleştirilen ve bugüne değin adeta kerhen yapılan 44. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu ülke tanıtımı için fırsata dönüştüren de yine Sayın Mustafa İsen. Kendisiyle söyleşi yapmayı iki sebepten ötürü istiyorum. İlki, önümüzdeki 45. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu için gerekli çalışmaları erkenden başlatmış olması, vereceği mesajları olduğu anlamına geliyor. İkincisi de, 'Ülke tanıtımının deniz, kum ve güneş üçlemesinden çıkarılması gerektiği' inancını dile getirdiği ve İsen'in çözüme ilişkin görüşlerinin turizmimize katkı getireceği düşüncesiyle buradan yazmak istiyorum.

Kerhen yapılan bisiklet turundan başarılı sonuçlar nasıl çıktı?

"Bu yıl yapılan 44. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, 106 ülkede her gün iki saat boyunca televizyonlarda Türkiye'nin tanıtımına katkıda bulundu. Dünya basınının daha çok ilgi göstermesi için daha ünlü takımların turnuvaya katılımının sağlanması gerekir. Ülkemizin parkurları bisiklet sporunun yapılabilmesi için her türlü imkana sahip. Ayrıca bisiklet turunun yapıldığı aylar bölgenin muhteşem bir görselliğe sahip olduğu döneme denk gelir. Böyle bakınca her türlü imkana sahibiz. İnanıyorum ki, küçük çabalarla Fransa'daki tur gibi olmasa da İtalya ve İspanya'daki turlarla eşdeğerde bir organizasyona sahip olabiliriz. Bu potansiyeli gördüğümüzden ötürü çalışmaları başlattım ve organizasyonun ilgili taraflarına birer yazı gönderdim. İsteğimiz, bu yıldan daha iyi hazırlanmak ve daha fazla sponsorla Cumhurbaşkanlığı'na yakışır bir tur düzenlemek. Sonuçlarına ilişkin hazırlanan rapor gösteriyor ki, turun değerinin anlaşılmasıyla ikinci gününden itibaren tüm medya kuruluşları konuya dikkat kesilmiş.

Bu yılki çalışmada benim başkanlığımda bir konsorsiyumu göreve çağırdım. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Bisiklet Federasyonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu çalışmada yer alacak. Aldığım bilgilere göre geçtiğimiz yıl tur dünya sıralamasında 44. idi. Bu yıl hızla bunu yukarıya çekmeyi planladık. Bir spor etkinliği olmasının ötesinde Türkiye adına tanıtım imkanı sağlayan bu organizasyona sponsor bulmakta zorlanacağımızı zannetmiyorum. İlk toplantıdan sonra bir aksiyon planı da yapmış olacağız. Başarılı bir organizasyonla hem Türkiye'nin doğal güzelliklerini, hem Türk insanının sıcakkanlılığını ve spora olan ilgisini hem de bisiklet sporuna ilgiyi artırmak istiyoruz."

Ocak ayının başında 45. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu ile ilgili çalışmalar tamamlanmış ve sponsorların ilgilenebileceği bir biçime girmiş olacak. Ayrıca medyanın da geçtiğimiz yıldan farklı olarak tur öncesinden başlayarak konuyu mecralarına taşıması, kamuoyunu hazırlaması da Türkiye tanıtımı açısından özel bir öneme sahip.

Ülke tanıtımında sıkışılan kalıplardan kurtulmak için neler yapılmalı?

Türkiye, önümüzdeki günlerde kendini yurtdışında tanıtacak ajansını seçecek. Mustafa İsen'e, önümüzdeki dönem yeni ajans tarafından hazırlanacak kampanyalarda hangi mesajın verilmesi gerektiğine dair görüşünü soruyorum: "Türkiye, bunca yıl içinde sıkışmış olduğu kalıplardan çıkmalı. Bugün seçtiği stratejinin ülkemize turist getirme konusunda çok etkin olduğunu zannetmiyorum. Bunu kırmak gerek. Kitle turizmi kapsamı içinde bir ülkeyi ziyaret eden turistler müşteri memnuniyetiyle ülkelerine döndüğünde 3 ila 5 kişiyi etkilemekte. Oysaki kültür turizmi için gelen turistlerin ortalama sekiz ila on kişiyi etkilediği bilinmekte. Bugün ülkemize 25 milyon turist geliyorsa ve memnun bir biçimde ülkelerine dönüyorlarsa zaten bekleneni yapıyor ve ülkemize yeni turist gönderiyorlardır. Daha etkin tanıtım için internetin de turizm alanında daha etkin kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca klasik fuar çalışmalarının da gerekli verimi sağlayamadığı, bakanlığın sanal fuarcılığı özellikle dikkate alması gerektiği kanaatindeyim. Turizm yatırımcılarının tanıtım sürecinde daha fazla görev alması gerektiğine inanıyorum. Belki bunun için yeni yasal düzenlemelere gereksinim olacaktır. Bunun sadece maddi katkı olmaması gerektiğine ve tanıtım için yapılacak çalışmalarda görev alınması gerektiğine de inanmaktayım." cevabını veriyor.

Görünen o ki; deniz, kum ve güneşin yanı sıra kültür turizmine de yatırım yapmak gerekiyor. Kültür turizmi için her türlü zenginliğin ve altyapının olduğu bu kadar açıkken, neden hâlâ sadece ülkemizin yeni yüzü seçilen mankenden söz eden haberler yer alıyor tüm medyada. Köklü değişimler için öncelikle popülist yaklaşımlardan vazgeçmek gerekiyor. Heyecan ve merakla yeni tanıtım kampanyamızı ve ana stratejisini bekliyor olacağım.

Günseli Özen Ocakoğlu