PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sosyalist bilinci gören var mı?


kelebek35
08-18-2008, 09:59
Sovyet Birliği dağılınca ortaya çıkan tablo sosyalistler için düşündürücüydü. Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ için birbirine girdi. Bir milyon insan yerinden yurdundan oldu, binlercesi öldü.

Bağımsızlığa ulaşan eski Sovyet cumhuriyetlerinde iktidar savaşları başladı. Sovyet cumhuriyetlerinin komünist parti sekreterleri, yöneticileri aniden demokrat kesilip, Sovyet düşmanı, Batı dostu devlet başkanları oldular.

Birlik üyesi Sovyet cumhuriyetleri “ulus devlet” oldular, milli, etnik, dini kimliklerine dört elle sarıldılar.

Ortaya kocaman da bir soru çıktı:

“Nerede bu sosyalist bilinç, gören var mı?”

70 yıl boyunca sosyalizm eğitiminden geçmiş bu insanlar neredeler? Bu insanlara ne oldu?

Değerler nerede?

Hani, ırk, dil, cins, din, mezhep, etnik köken, milli aidiyet, milliyetçilik önemli değildi? Bunlar aşılması gereken üst yapı kandırmacalarıydı. İnsan olmak yeterliydi. Önemli olan kimsenin kimseyi sömürmediği, herkesin her olanaktan eşit yararlandığı bir sistem kurmak ve insanları bu bilince ulaştırmaktı.

Bunlar yine güzel idealler ama 70 yıl bu eğitimden geçmiş olması gereken Sovyet coğrafyasında, bu değerleri ara ki bulasın.

O zaman sormak gerekiyor; Sovyetler Birliği’nin veya bugünkü Rusya’nın, ABD ve diğer Batı ülkelerinden farkı ne? Aranırsa belki bazı kalıntılar, izler bulunabilir ama bugün yaşadıklarımız gösteriyor ki, Soğuk Savaş süreci ve sonrasında ortaya çıkan yeni dünya düzeninde de işin özü değişmiyor.

Ulusların kendi kaderini tayin hakkı diye bir hak, ne ABD yönetimindeki dünyada ne de Rusya yönetimindeki Sovyetler dünyasında hiç yaşama geçmemiş. Güçlü olan zayıf olanı ezmiş.

Tabii bu gerçekler yeni ortaya çıkmış değil, Sovyetler Birliği döneminde de anlaşılmıştı ama bu kadar çarpıcı biçimde görmek, gözlemek mümkün değildi.

Rusya da tıpkı ABD gibi, kontrolü altındaki ülke kaynaklarını kendi devleti ve ulusu lehine sömürmüş. Hammadde almış ama sanayi kurmamış. Milli, etnik, sorunları bu ülkeleri kolay yönetebilmek için kullanmış. Sorunlara hiç de yüksek sosyalist değerlerle yaklaşmamış.

Gürcistan örneği

Gürcistan örneği de bu gerçeği gösterdi. ABD desteğiyle iktidara gelen Saakaşvili, yine ABD’ye güvenerek, özerk bölge olan Güney Osetya’yı egemenliği altına almak için işgale yöneldi. Rusya, “Osetleri korumak adına” Güney Osetya’ya ve Abhazya’ya girdi. Gürcistan’ın toprak bütünlüğünden söz etmeyi “ölü konu” olarak ilan etti.

70 yıl boyunca Rusya’da, Gürcistan’da, Osetya’da, Abhazya’da verilen sosyalist eğitimin ortaya çıkarması gereken bilinç ortada yok. Tıpkı Ermenistan veya Azerbaycan ve diğer cumhuriyetlerde olduğu gibi. Yine etnik köken, milli, dini, mezhepsel aidiyet; milli çıkara göre hareket ediyor insanlar. Bu değerler için ölüyor, öldürüyorlar.

Yine halkların kaderini güçlü ülkeler belirliyor.

ABD ve Rusya gibi...

Rusya ve Çin

Sosyalizmin iki büyük ve iddialı ülkesi Rusya ve Çin; kapitalist sistemin patronu ABD ile “kapitalist” sistem, yöntem ve araçlarla yarış halindeler.

Bakın Rus zenginlerine. Benim diyen Batılı zenginleri sollamak üzereler. Bu sosyalist eğitimden geçmiş Rus zenginleri ne zaman ve nasıl sermaye sahibi oldular; ne zaman ve nasıl kapitalist üretimi, ticareti öğrendiler ne zaman ve nasıl büyük sermayedar oldular?

Çin’e ne demeli?..

Neresi kapitalist, neresi sosyalist belli değil.

Birey psikolojisi gibi, politik psikoloji ve sosyal aidiyet; bireysel, grupsal ve ulusal çıkar esasını aşabilmiş değil.


Fikret BİLA
milliyet