tomqoliq
08-17-2008, 19:13
Nefret, uzun yıllara dayanan bir Türkçe Rap mazisine sahip. Grup üyelerinden Ceza, 1977 yılında İstanbul’da doğdu. 1986 yılında raple tanıştı. 1996 yılında U.C.S adında ilk grubunu kurdu ve ilk denemesini gerçekleştirdi. Daha sonra gruptan ayrıldı ve solo çalışmalarına başladı. 1997 yılında «Benim Adım Ceza» adlı parçasıyla yeraltında yerini aldı.
Dr. Fuchs ise 1978 yılında Norveç’in Rosenborg şehrinde dünyaya geldi. 1986 yılında Türkiye’ye geldi. Rap ile 1990 yılında tanıştı. 1998 yılı içinde Uçan Silahlar da dahil birçok grup çalışması oldu. 1997’de Ceza ile tanıştı. 1998 yılının Ocak ayında Dr. Fuchs ve Ceza Nefret’i kurdular.
1998 yılının Kasım ayına kadar birçok parça yaptılar. İlk olarak kendilerini Yeraltı Operasyonu 1’ de tanıtan Nefret grubu, daha sonra ilk soloları Meclis-i Ala İstanbul’u çıkardı. 18 parça içeren albümde girişler ve ufak düzenlemeler bolca kullanılırken Ceza ve Dr. Fuchs’un güçlü vokallerine Dj Mahmut’un scratchleri de eklenince albüm daha da özel bir hal almış. Özellikle çıkış parçası «İstanbul», «Yer Altında Yaşamak» ve «Hiphop Bir Bomba» adlı parçaları dikkat çekiciydi. Bu albümün hit şarkısı «İstanbul» a klip çeken grup ilk albümleriyle iyi bir çıkış sergiledi. Tüm rap dinleyicileri için mükemmel bir albümdü.
«Meclis-i Ala İstanbul» 2001 yılının en iyi albümlerinden birisi. Ayrica 2002 yılında Dr Fuchs’un askere gitmesi ile beraber Ceza kendi Solo Albümü «Med Cezir»i piyasaya sürdü. İkinci albümleri «Anahtar» daha profesyonel bir çalışmaydı. Erci E, Bektaş, Kader K, Fresh B gibi bir çok ünlü ismin desteğini alan Nefret, şarkılarının kalitesini ispatlamıştı. Ceza ve Dr. Fuchs’un en çok istedikleri bir stüdyo kurmak ve sevdikleri rapçilerle çalışabilmek.
Türkiye’nin ilk rap stüdyosunun sahibi Sirhot’ın (Serhat) Digitalmix’inde kaydettikleri ve Hammer Müzik’ten çıkan albümlerinde söyleyen herkes kendilerinden beş-altı yaş büyük. Türkiye’de iyi bir rap dinleyicisi olduğuna inanıyorlar. Ceza, öncelikle insanlara bu müziğin olumlu yönlerini tanıtmaları gerektiğini düşünüyor. Zaten Hip Hop’un çıkış amacı da budur. Önce bunu kabul ettirmeleri gerektiğini düşünüyorlar. Daha sonra bunu kabul ettirip, sokak çocukları, çevre kirliliği, RTÜK, üniversite harçları, savaş, terör ve şiddete karşı; gençlik, kadın hakları, yolsuzluklar gibi konuları rap müziği ile anlatmak. İlk iki albümde bunları başarıyla dile getirdiler.
Dr. Fuchs ise 1978 yılında Norveç’in Rosenborg şehrinde dünyaya geldi. 1986 yılında Türkiye’ye geldi. Rap ile 1990 yılında tanıştı. 1998 yılı içinde Uçan Silahlar da dahil birçok grup çalışması oldu. 1997’de Ceza ile tanıştı. 1998 yılının Ocak ayında Dr. Fuchs ve Ceza Nefret’i kurdular.
1998 yılının Kasım ayına kadar birçok parça yaptılar. İlk olarak kendilerini Yeraltı Operasyonu 1’ de tanıtan Nefret grubu, daha sonra ilk soloları Meclis-i Ala İstanbul’u çıkardı. 18 parça içeren albümde girişler ve ufak düzenlemeler bolca kullanılırken Ceza ve Dr. Fuchs’un güçlü vokallerine Dj Mahmut’un scratchleri de eklenince albüm daha da özel bir hal almış. Özellikle çıkış parçası «İstanbul», «Yer Altında Yaşamak» ve «Hiphop Bir Bomba» adlı parçaları dikkat çekiciydi. Bu albümün hit şarkısı «İstanbul» a klip çeken grup ilk albümleriyle iyi bir çıkış sergiledi. Tüm rap dinleyicileri için mükemmel bir albümdü.
«Meclis-i Ala İstanbul» 2001 yılının en iyi albümlerinden birisi. Ayrica 2002 yılında Dr Fuchs’un askere gitmesi ile beraber Ceza kendi Solo Albümü «Med Cezir»i piyasaya sürdü. İkinci albümleri «Anahtar» daha profesyonel bir çalışmaydı. Erci E, Bektaş, Kader K, Fresh B gibi bir çok ünlü ismin desteğini alan Nefret, şarkılarının kalitesini ispatlamıştı. Ceza ve Dr. Fuchs’un en çok istedikleri bir stüdyo kurmak ve sevdikleri rapçilerle çalışabilmek.
Türkiye’nin ilk rap stüdyosunun sahibi Sirhot’ın (Serhat) Digitalmix’inde kaydettikleri ve Hammer Müzik’ten çıkan albümlerinde söyleyen herkes kendilerinden beş-altı yaş büyük. Türkiye’de iyi bir rap dinleyicisi olduğuna inanıyorlar. Ceza, öncelikle insanlara bu müziğin olumlu yönlerini tanıtmaları gerektiğini düşünüyor. Zaten Hip Hop’un çıkış amacı da budur. Önce bunu kabul ettirmeleri gerektiğini düşünüyorlar. Daha sonra bunu kabul ettirip, sokak çocukları, çevre kirliliği, RTÜK, üniversite harçları, savaş, terör ve şiddete karşı; gençlik, kadın hakları, yolsuzluklar gibi konuları rap müziği ile anlatmak. İlk iki albümde bunları başarıyla dile getirdiler.