PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Akdeniz Birliği


kayısıkentli
11-29-2007, 20:26
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Expo 2015’i İzmir’e getirebilmek için Paris’te. Sayın Gül, yolu açtı. Türkiye’nin bütün imkânlarıyla İzmir’in Milano’ya karşı galip gelmesi maksadıyla gece gündüz çalışması lazım. 2008’de oylama var. Muazzam bir tanıtım ve lobi faaliyetine girmeliyiz. Adı geçen fuar 20 Milyar dolarlık bir piyasaya hitap etmekte.
Cumhurbaşkanımız Paris’te iken kendisine Fransa’nın ortaya attığı Akdeniz Birliği fikrine dair görüşü sorulmuş. Abdullah Gül’ün cevabı çok şık “Akdeniz’e dair hiçbir teklife bigâne kalmayız”. Bunu dedikten sonra ihtirazi kaydını da vazetmekte, “ancak ona Avrupa Birliğine bir alternatif olarak da bakmayız”.
Bunları işitince bir çok fikir zihnimize hücum etti. Bir kere Cumhurbaşkanımızın aktif olmasının verdiği memnuniyet. Sür’at ve intikal kabiliyeti ikinci memnuniyet. Diğer taraftan Karadeniz Birliği aklımıza geldi. D8’ler ayrı bir birlik. İKT Müslüman ülkeler birliği, AB zaten girmeye çalıştığımız birlik. Avrupa Konseyi ayrı birlik. Hatta BM de bir birlik. Bir ân için şöyle düşündük “acaba bu defa da Akdeniz’i Yaşatma ve Kalkındırma Derneği Birliği mi kurulmakta?” Çünkü saydığımız veya sayamadığımız birliklerden bazıları tabela birliğine döndü. Karadeniz Birliği, Turgut Özal, hayattayken faal idi. Sonra söndü. Şimdi bazı birlikler tabela partisi gibi. Ama zihnimiz öbür taraftan da Akdeniz’in bir tarihte Türk Gölü olduğunu hatırladı. Cumhurbaşkanımızın suale ‘Akdeniz’e dair hiçbir şeye uzak duramayız’ şeklinde cevap vermesi de bundan.
Zira Fransa veya Nicholas Sarkozy, fikri ortaya atarken, takipçisi olurken Afrika’nın Akdeniz’e bakan ülkelerini de birliğe üye kaydetme arayışında. O Afrika ülkeleri ki Osmanlı Türkü, onlara medeniyet götürdü, İtalya’sı, Fransa’sı ise o gariplerin neleri varsa alıp getirdi.
Bizim bu birliklerin mutlaka içinde olmamız lazım. Hele Akdeniz’de mutlaka. Bir birliğin yarın nerelere çıkacağı belli olmaz. Bakınız futbolun da bir birliği var. O birlik yüzünden Ermenistan’la aynı yeşil sahaya çıkacağız. Üyesi olduğumuz birliklerden yaşamayanları hayata geçirmeliyiz. Karadeniz Birliği yeniden canlanmalı. D8’ler hareketlenmeli. Kafkaslar ve Balkan Birliği de kurulmalı. Öncü olup kurduralım. Türk Dünyası Birliği hâlâ yok. Bazı ülkelerle aynı ânda birkaç birlikte olabiliriz.
Bu sebeple Akdeniz Birliğine sadece bir soru üzerine değil, gerçekten sıcak bakmalıyız. Bunlar bizim dünya şartlarında aşmamız gereken problemlerde yardımcımız olur. Akdeniz Birliğinde yan yana olacağımız bir Fransa mümkündür ki AB ve Ermeni meselelerinde Türkiye’ye yardım ederler.
Birlik olunca.
Dirlik de olur.
Dünya, birliği ararken bazıları çok fena bir şekilde kullanılarak, ikilik peşinde koşmaktalar. Sonra da buna Kürt meselesi deniyor. Ne Kürt meselesi? Emperyalizmin oyunu her devirde bir başka kimlikle karşımıza çıkmakta. Birlik dirliğe, ikilik fitneye meydan veriyor..


Entellektüel Boyut
Rahim Er