PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Muhalefet hayalet mi taşlıyor?!


kayısıkentli
11-29-2007, 18:11
3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra, ortaya atılan tuhaf bir iddia vardı. O tarihte henüz milletvekili dahi olmayan sayın Tayyip Erdoğan’ın, sadece ‘Genel Başkan’ sıfatıyla Amerika’ya yaptığı ziyaret sırasında; güya ABD Yönetimine, Irak’a yapılacak askeri harekat ile ilgili olarak birtakım sözler verilmişti... Daha sonra bu tür iddiaların tamamen asılsız olduğu, kesin olarak ortaya çıktı. Amerikan askerlerinin Türkiye toprakları üzerinden Irak’a harekat yapmasıyla ilgili tezkere, (meşhur 1 Mart Tezkeresi...) Meclis’te reddedildi. Bu tezkereye ret oyu veren önemli sayıda AK Parti’ye mensup milletvekili vardı. Bizzat o zamanki Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın da, tezkere aleyhindeki tutumu açıktı. Nitekim, Erdoğan’a mal edilmek istenen; “Amerikalıları önceden umutlandıran söz verme” olgusunun, esasen müteveffa Bülent Ecevit’in Başbakanlığı döneminde gündeme geldiği de anlaşıldı. Ama uzun müddet o asılsız spekülasyonlar devam etti.
Türkiye’de ne yazık ki, gerçek bilgi ve belgeler yerine çoğu kere tahminlere dayanan veya sırf polemiklerden beslenen siyaset üslubu ile, zihinler karıştırılıyor. Şimdilerde yine muhalefet tarafından seslendirilen benzer spekülasyonlar var. Hükümetin terör ve Kürt sorunu konusunda, birtakım gizli pazarlıklar ve alışverişler içinde olduğu yolunda ithamlar var. Medyada da benzer iddiaları işleyen haber ve yorumlar var. AK Parti’nin Kızılcahamam kampı sırasında, Erdoğan bu konulardaki asılsız haberlerle ilgili epeyce sert açıklamalarda bulundu. Dün Radikal Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni; Başbakan’a hak vererek, kendi gazetesinin doğru olmayan bir haberi manşete çıkardığını itiraf etti ve bundan dolayı Başbakandan özür diledi. Şüphesiz bu özür, medya etiği açısından önemli ve olumlu bir davranış.
Bu arada CHP ve MHP Genel başkanları, partilerinin dünkü grup toplantılarında; öteden beri seslendirdikleri bazı görüşlerini bir kere daha tekrarladılar. Doğrusu Başbakan başta olmak üzere, iktidara ağır ithamlarda bulundular. İddia şu: Onlara göre Hükümet, terörle mücadele konusunda kamuoyundan bazı şeyleri saklıyor. Gizli kapaklı görüşmeler yapıyor ve bu süreçte, kamuoyuna açıklanmayan ve hatta devletin bazı birimlerinin dahi bilgi sahibi olmadığı bazı anlaşmalar yapıyor!.. Acaba böyle bir durum gerçekten söz konusu mu? Deniz Baykal; Başbakan’ın, ABD Başkanı Bush ile baş başa yaptığı görüşmenin mahrem kısımlarını açıklamayacaklarına dair sözlerinden yola çıkarak; gizli bir anlaşmanın varlığını iddia ediyor. Şu sözler Baykal’ın dünkü grup konuşmasından:
“Gizli bir anlaşmanın olduğunu Başbakanın sözlerinden anlıyoruz. Ama bu anlaşmanın ne olduğunu bilmiyoruz. Bunun açıklanması uygun değildir” diyor sayın Başbakan. Kimlerin bilmesi sakıncalı. Bu anlaşma kimlerle yapılmıştır. Herhalde ABD’li yetkililer, Iraklı yetkililer, Kuzey Irak’taki yerel yetkililer biliyor. Bilmeyen biziz. Türk Milleti bilmiyor. TBMM Dışişleri Komisyonu, Ana Muhalefet Partisinin lideri, diğer partilerin liderleri bilmiyor...” Baykal şöyle devam ediyor: “Türkiye’yi tuzağa düşürecek, Türkiye’nin hakkını, kazançlarını tehlikeye atacak birtakım adımların atılmasına Türkiye sessiz kalmayacaktır. Türkiye’nin geleceğini belirleme hakkı Başbakanın ve etrafındaki birkaç kişinin tekelinde değildir...” Peki gerçekten böyle bir şey olabilir mi? Ne yazık ki, Dışişleri Bakanlığı da yapmış olan sayın Baykal bunları söyleyebiliyor!
MHP Lideri Bahçeli de, sınır ötesi operasyonun niçin bir an evvel yapılmadığından hareketle, zehir zemberek şeyler söylüyor: “MHP ve Türk milliyetçileri, Başbakan’a ve temsil ettiği zihniyete rağmen Türkiye’nin milli birliğinin ve bin yıllık kardeşlik hukukunu korumak için üzerine düşeni sonuna kadar yapmaya kararlıdır... Bu vatan sokakta bulunmamış. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milli kimliği kolay kazanılmamıştır. Tarihin hiçbir döneminde Türkiye’ye ihanet cezasız kalmamıştır. Sayın Başbakan Türkiye sahipsiz değildir. Bunu herkes hatırlamalı ve ateşle oynamamalıdır...” Şimdi burada durup şunu belirtelim:
“Gizli anlaşma”, “ihanet” vs... Bu tür iddialar, ülke gerçekleri ile bağdaşmayan ve hiçbir meseleye de katkı sağlamayan söylemlerdir. Başka bir ifade ile, hayalet taşlamaktır!..


Noktalar
İsmail Kapan

nehir
11-29-2007, 18:17
arap saçı derler ya bu durumda böyle işde.. amerikadan dost olmaz sadece çıkarına destek veriyor görünüyr..