PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : batılı gözüyle türkiye m. bedri gültekin


nehir
11-29-2007, 11:22
BATILI GÖZÜYLE TÜRKİYE




Türkiye nereye gidiyor? Bu sorunun cevabını bulmak isteyenlerin başında herhalde Batılılar geliyordur. Bir yanıyla son derece kârlı bir pazar, öte yanıyla coğrafi, tarihi ve kültürel özellikleri dolaysıyla üç kıta arasında son derece stratejik bir öneme sahip, bir başka yanıyla ise dünya enerji kaynaklarının büyük bir bölümünün üzerinde bulunan İslam dünyası dolaysıyla son derece önemli bir ülke.

Batı, elbette bu ülkeyi merak edecek ve kontrol altında tutmak için herhangi bir ülke için sarf ettiği çabanın çok daha fazlasını Türkiye için gösterecektir.

1994 yılından bu yana Türkiye’nin nereye gittiği Batı’da çok soruldu. Ve adeta korkulu bir rüya gibi, Türkiye’nin Batı ittifakından kopma ve Asya’da yeni bir ittifak içinde yer alma ihtimalinden söz edildi.

Son olarak 22 Temmuz seçimlerinin haftasında, Le Monde ve Stern gazetelerinde yayınlanan ve geniş bir özetini aşağıya aldığımız makalede yapılan tahlil üzerinde düşünmeye değer.

Makale, özetle AKP’nin seçimleri kazanması ile birlikte Türk toplumu içinde kültürel ayrışmanın derinleştiğini, bu çelişmenin bir iç çatışmaya dönüşme ihtimalinin güçlendiğini ve Ordunun müdahale ihtimalinin güçlendiğini yazmakta ve şöyle devam etmektedir:



Darbe ve yol ayrımı

“Peki, darbe olursa ne olur?

“Yaşam tarzı Batı'ya daha yakin olan grup orduyla birlikte iktidara gelir ve Bati'nin desteğini kaybeder.

“Avrupa buna kesinlikle karsı çıkar. Amerika her zamanki pragmatizmiyle, Kuzey

Irak ve Ortadoğu politikalarını desteklemesi karşılığında darbeyi kabullenebilir aslında. Ama Amerika'nın önünde de ciddi bir engel var. "Demokrasi getireceğim" diye Irak'ı işgal eden bir ülke, dünyaya ve kendi kamuoyuna Türkiye'deki "darbeyi" niye desteklediğini açıklayamaz. Ve Irak faciasından sonra ikinci bir "zorlamayı" gerçekleştirecek gücü yok. İstese de istemese de darbeye karsı çıkacak.

“Silahını ve parasını Batı'dan alan bir ordu ve ülke, Batı'dan koptuğunda ne yapacak?

Sanırım uzun zamandır bunu düşünüyorlar ve korkarım bunun cevabını buldular. Türkiye'de darbe olursa, tarihte bugüne kadar hiç gerçekleşmemiş yeni bir oluşumla karşılaşacak dünya.

“Türkiye, olası bir darbeden sonra, Rusya ve İran'la ortaklık kurmak isteyecek.

Silahı, enerjiyi ve parayı bu iki ülkeden alacak. Rusya'yla İran'ın elindeki doğal gaz, petrol ve nükleer güç, Türkiye'yi bir süreliğine de olsa ayakta tutmaya yeter.

“Ama Rusya, Türkiye, İran bloku; dünyanın bütün dengelerini değiştirir. Ortadoğu'nun kontrolünü tümüyle ele geçirir. Avrupa'yı küçük kıtasına hapseder. Kafkasları, Afganistan'ı, Pakistan'ı kendi gücüne katar. Müslüman dünyayla yakın bir ilişki kurar. Petrol kaynaklarına egemen olur.

“Çin'le işbirliği yapabilir.

“Bu gelişme, Avrupa, Amerika ve biraz da Japonya'dan oluşan "Batı"nın dünyadaki etkinliğini inanılmaz bir biçimde azaltır. Yeni blok asker, enerji ve para açısından çok güçlenir.

“Böylece, Türkiye'deki çatlama, dünyada büyük bir çatlamaya yol acar. Eğer Üçüncü Dünya Savaşı çıkacaksa, sanırım, bu çatlamadan çıkar. "Asla böyle bir şey olmaz" diyebilirsiniz... Niye olmayacağına dair elinizde çok kuvvetli veriler varsa, söyleyin.

“Ama ya olursa... Ki bana çok mümkün geliyor. O zaman ne yapacaksınız?

“Bugün Türkiye'de kamplaşan ve bölünen insanların da...

“Türkiye'yi Avrupa dışına itmeye çalışan, eski bir imparatorluk olmanın bir yanıyla çok görkemli, bir yanıyla çok zayıf mirasına sahip olan bir ülkeye küstahça davranan, işbirliği yerine "başöğretmenlik" yapmaya kalkan Avrupa'nın da...

“Türkiye politikasında "ikili" oynayıp, kurnazlık ettiğini sanan Amerika'nın da... Bu senaryoyu bir düşünmesini isterim doğrusu.

“Türkiye'de yaklaştığı görülen kanlı bir çatışmanın, bütün dünyayı yakması sandığınız kadar uzak bir ihtimal değil. Hiç unutmayın ki ilk dünya savaşı tek bir tabancanın patlamasıyla başlamıştı.”



İç çatışma

Türkiye’nin bir iç çatışmaya doğru gittiği bir gerçektir. Bu iç çatışma Le Monde’un sandığı gibi, inanç farklılığından kaynaklanan toplumsal gerilimlerin sonucunda olmayabilir. En azından şimdiki verilere bakarak konuşacak olursak, ABD’nin etnik farklılıkları kaşıyarak Türkiye’yi zayıf düşürme planının Türkiye’yi, bir iç çatışmaya götürme ihtimali daha yüksektir.

Etnik ayrımcılığın hayat verdiği Partilerin 22 Temmuz sonrası Meclise girmesi ve bu partilerin parlatılmaları, tehlikeyi şimdi çok daha yakın hale getirmiştir.



Türkiye, İran, Rusya

Ama Le Monde’un yazısındaki en önemli nokta, Türkiye’nin seçeneksiz ve Batı’ya mahkûm olmadığı konusunda belirtilen görüşlerdir.

Hatta daha ileri giderek şunu da söyleyebiliriz. Batı’nın kaderi Türkiye’nin elindedir. Le Monde’un adeta bir kâbus olarak bahsettiği ihtimal, olmayacak bir şey değildir.

Çin ve diğer Asya ülkelerinin de desteğini alacak bir Türkiye, İran, Rusya ittifakı; bütün enerji kaynaklarına sahip olur, Batı dünyasının yaşam damarlarını kontrol eder ve Dünya’nın çehresini değiştirir.

Türkiye’nin ihtiyacı, bu olanağı değerlendirecek bir Milli Hükümettir!

_ruHsuz_
12-04-2007, 03:24
ilginç bir tespit, türkiye iran rusya ittifakı müthiş bir güç oluşturur ama bu ittifak çok uzak bir ihtimal bence.;benden kolumu isteyen benle aynı safta yer almaz.

nehir
12-05-2007, 01:02
haklı yönleride yok degil güzel yorumlar bence..ruhsuz yorumun için ayrıca tşkr..

Kalpsiz_
12-05-2007, 01:05
ilginç bir tespit, türkiye iran rusya ittifakı müthiş bir güç oluşturur ama bu ittifak çok uzak bir ihtimal bence.;benden kolumu isteyen benle aynı safta yer almaz.

abime katılıyorum,hörmetler aynı anda saygılar.