PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Demokrasiyi Tehdit Eden Üç Kuramsal olarak Demokrasi'nin üç önkoşulu var:emre kongar


nehir
11-29-2007, 11:01
Demokrasiyi Tehdit Eden Üç
Kuramsal olarak Demokrasi'nin üç önkoşulu var:

1) İktidarı belirlemek için belli aralıklarla yapılan seçim , yani sandık .

2) Muhalefetin, yani sayısal olarak azınlıkta kalanların hakları başta olmak kaydıyla, laiklik çizgisindeki temel hak ve özgürlükler ve bunların güvencesi olarak yargı bağımsızlığı .

3) Bu iki ilkenin özgür bir biçimde kullanılabilmesi için ulusal bağımsızlık ve bütünlük .

***

Seçim ya da sandık olmazsa Demokrasi olmaz.

Laiklik çizgisindeki temel hak ve özgürlükler ve bunları koruyan bağımsız yargı olmazsa Demokrasi olmaz.

Ulusal bağımsızlık ve bütünlük olmazsa Demokrasi olmaz.

***

Bu kuramsal ilkelerden yola çıkarak, üç alandaki tehlikeleri saptayalım:

Her ilkedeki tehlike iki yönlüdür:

Birinci yön, bir ilkenin işleyişinin engellenmesi, ikinci yön ise bir ilkenin işleyişinin istismar edilmesi ve Demokrasi'yi işletmek için değil, zedelemek için kötüye kullanılmasıdır.

***

1) Sandık yani seçim açısından Türkiye'de işleyiş yönündeki tehlike, adayların belirlenmesindeki liderler oligarşisi ve partilerin temsili açısından yüzde on barajı engelidir.

Bu iki engel, seçmen iradesinin sandığa yansımasını önlemektedir.

Seçim ilkesinin istismarı açısından tehlike ise, ortaya çıkan iktidarın, yani sayısal çoğunluğun, elindeki iktidarı, Demokrasi'yi geliştirmek için değil, bir "çoğunluk diktatörlüğüne" dönüştürmek için kullanmasıdır.

"Çoğunluk diktatörlüğü" tehdidi son derece yakın ve açık bir tehlikedir, çünkü "çoğunluğun" böyle bir gücü vardır.

Nitekim iktidar dinci siyasal çizgisiyle bu tehlikeyi güncelleştirmiştir.

***

2) Birinci ilkenin kötüye kullanılması yani çoğunluk diktatörlüğü olasılığı, bizi ikinci ilkenin zedelenme tehlikesine, yani laiklik çizgisindeki temel hak ve özgürlüklerin ve bunların güvencesi olan yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılması tehdidine götürmektedir.

Mevcut siyasal iktidarın gerek eğitimdeki ve adaletteki uygulamaları, gerek bürokrasideki atamaları, gerekse yeni anayasa taslağı çerçevesinde tartışmaya açtığı öneriler, bu özgürlüklerin ve yargı güvencelerinin ortadan kaldırılacağı ve bir dinci oligarşinin kurulacağı kaygısını güçlendirir yöndedir.

Bu ilke açısından istismar tehlikesi ise, sayısal olarak azınlıkta olanların, demokratik hak ve özgürlüklerini istismar ederek Demokrasi'yi engellemelerinde ve ülkenin bütünlüğünü zedelemelerinde yatmaktadır.

Hiç unutulmamalıdır ki bir terör örgütüyle bağlantılı olmak, bir cinayet şebekesinin sözcüsü gibi davranmak ve bunu Demokratik hak ve özgürlükler çerçevesinde savunmak, Demokrasi için büyük bir tehdit oluşturur.

***

3) Ülkenin bütünlüğünün ve bağımsızlığının tehdit altında olması ise, ABD ve AB tarafından Demokratik hak ve özgürlükleri korumak bahanesiyle, etnik çizgide bölücülük yapanlara verilen destekte ortaya çıkmakta, hükümetin teslimiyetçi politikası ile güç kazanmaktadır.

Böylece emperyalizm ve ona teslim olan siyasal iktidar, ülkenin sadece bütünlüğünün değil, bağımsızlığının da tehlikeye düşmesine yol açar.
cumhuriyet