Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : İlginçlikler şampiyonası...


ALONE53
07-06-2008, 17:16
İlginçlikler şampiyonası...

Türk Milli Takımı’nın unutulmaz maçlar çıkardığı ve spor tarihine geçtiği Euro 2008, birçok ilginçliğin de yaşandığı yer oldu. Şampiyon İspanya dışında gruptan birinci çıkan takımlar çeyrek finalde elendi. Milli Takım’ımız da tarihinde ilk defa yarı finale çıkarak büyük başarı elde etti. Ve...
ALPLER’İN ETEĞİNDE BİR GARİP ŞAMPİYONA

1992’de Danimarka’nın plajdan toplanıp gelip kupayı havaya kaldırması, 2004’te de Yunanistan’ın Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve Fransa gibi ülkeleri teker teker devirip zirveye çıkması, Avrupa Şampiyonası tarihine en ilginç ve en garip sonuçlar olarak geçmişti. Euro 2008 de birçok ilginçliği ve garipliğiyle en çok hatırlanacak şampiyonalardan biri oldu şüphesiz.

Bunların en başında Türk Milli Takımı var tabii. Yıllar sonra ‘Euro 2008’ dendiğinde ilk önce Türkler akla gelecek. Portekiz ve Çek Cumhuriyeti gibi iki güçlü ülkenin yanı sıra ev sahibi İsviçre’nin grubunda yer alan Türkiye’nin yoluna devam edebileceğini pek fazla kimse zannetmiyordu çünkü. Türkiye, gruptan çıktığı gibi, bunu ilginç skorlarla başardı. Önce ev sahibi İsviçre’yi, sonra Çek Cumhuriyeti’ni geriden gelerek mağlup etti. Öyle ki Çek Cumhuriyeti maçının son 15 dakikasına 2-0 mağlup giren Türkiye, son düdük çaldığında 3-2’lik skorla havalara zıplıyordu. Nitekim bu maç, UEFA tarafından şampiyona tarihinin en güzel maçı seçildi.

Monoton Euro 2008’e renk ve heyecan getiren Türkiye’nin son dakikalardaki gol geleneği çeyrek finaldeki Hırvatistan maçında da devam etti. Normal süre golsüz sona erdikten sonra Hırvatlar 119. dakikada 1-0 öne geçti. Kendilerini artık yarı finalde gören Hırvatlar sevinçten çılgına dönmüştü. Çok değil, saniyeler sonra, uzatmaların uzatmaları oynanırken, kaleci Rüştü’nün asistinde sahneye Semih çıktı. Hakem son düdüğü öttürmek için içinden üçe kadar sayarken, top Pletikosa’nın koruduğu kalenin doksanına asılmıştı. Santra yapılmadı bile. Zaten Hırvatların santra yapacak mecali kalmamıştı. Mecalsizlikleri penaltılarda da belli oldu zaten. ‘Eyvah, kaybettik!’ korkusuyla dizlerinin bağı çözülen Hırvatlar, penaltılarda topu kalemize bile isabet ettiremedi. İki atış auta giderken, birini de Rüştü kurtardı ve Türkiye, tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası’nda yarı finale yükseldi.

Yükseldi yükselmesine ama yarı finaldeki Almanya maçı gelip çattığında kadromuzda topu topu 14 futbolcu kalmıştı. Diğerlerinin kimi sakat kimi de cezalıydı. Almanya’da ise herkes sağlamdı ve cezalı da yoktu. Şampiyona tarihinin en ilginç maçlarından biri de işte bu Türkiye-Almanya maçıydı. İskelet kadronun yarıdan fazlasının oynayamadığı maçta üstün olan taraf Türkiye idi. Üstelik şampiyonada ilk defa 1-0 öne de geçmişti. Fakat bu öne geçiş bize yaramayacaktı anlaşılan. İlla ilk golü bizim yememiz gerekiyordu. Korkarak sahaya çıktıkları her hallerinden belli olan Almanlar, nadir geldikleri kalemize iki gol atmayı başarmışlar ve öne geçmişlerdi. Son birkaç dakika oynanırken ve umutlarımız tükendi derken, Semih bir kez daha sahneye çıktı ve 2-2’lik beraberliği sağladı. Önceki maçlardaki sevinç tekerrür edecek derken; Almanya tekrar öne geçti. Bu kez olmayacaktı artık. Ve Türkiye, yarı finalde veda ettiği Euro 2008’de gönüllerin şampiyonu olacaktı. Euro 2008 dendiğinde Türkiye akla gelecekti.



Portekiz’in lider, Türkiye’nin ikinci çıktığı A Grubu’nda şampiyonaya erken veda eden ev sahibi İsviçre’nin 3 golünü de bir Türk, Hakan Yakın kaydetti. İsviçre’nin millilerimiz ile yaptığı kritik maçta üç Türk bu ülkenin (Gökhan İnler, Hakan Yakın, Eren Derdiyok) formasını giydi. Türkiye’ye attıkları golün asistini Gökhan İnler yaptı. Hakan Yakın da topu ağlarımıza gönderdi.

Diğer ev sahibi Avusturya’nın kadrosunda da Türk futbolcular vardı. Ramazan Özcan yedek kaleci, Ümit Korkmaz da orta saha oyuncusuydu. Üç maçta da forma giyen ve 213 dakika sahada kalan Ümit, şampiyonadaki tek golünü penaltıdan atan Avusturya’nın en göz dolduran oyuncularından biriydi.

Almanya’yı 2-1 yenerek B Grubu’nu lider bitiren Hırvatistan çeyrek finalden öteye gidemezken; Hırvatlara yenilen Almanlar final oynadı.

B Grubu’nda mücadele eden Almanya’nın kadrosunda üç Polonya asıllı futbolcu (Klose, Podolski, Borowski) vardı. Euro 2008’deki ilk maçlarında Polonya’yı 2-0 yendikleri maçta Klose ve Podolski forma giydi. İki golü de Podolski kaydetti.

Son Dünya Kupası’nın iki finalisti, Euro 2008’de C Grubu’na düşmüştü. Güçlü Hollanda’nın yanı sıra Romanya’nın da yer aldığı grupta Fransa sonuncu oldu. 1-1 biten İtalya-Romanya maçında Mutu’nun son dakikalardaki o penaltısını Buffon kurtarmasa, 2006 Dünya Kupası’nın şampiyonu İtalya ile finalisti Fransa, Euro 2008’e birlikte veda edecekti.

Ölüm grubu olarak adlandırılan C Grubu’ndaki tüm maçlarını farklı kazanarak tüm otoritelerin bir numaralı favorisi haline gelen Hollanda, Hollandalı teknik adam Guus Hiddink’in çalıştırdığı Rusya’ya uzatmalarda 3-1 yenilerek şampiyonaya çeyrek finalde veda etti ve herkesi şaşırttı.

Son Avrupa şampiyonu Yunanistan, İspanya’nın lider, Rusya’nın ikinci sırada tamamladığı D Grubu’ndaki üç maçını da kaybetti ve şampiyonayı ‘0’ puanla tamamladı. Yunanistan’ın tek tesellisi, İspanya’ya attıkları tek golle, şampiyonadan hiç olmazsa ‘şeref golü’ ile ayrılmak oldu.

A Grubu’nu Portekiz, B Grubu’nu Hırvatistan, C Grubu’nu Hollanda, D Grubu’nu da İspanya lider bitirdi. İspanya’nın dışındaki grup birincileri çeyrek finalde elendi. Neredeyse İspanyollar da eleniyordu. Normal süresi ve uzatma bölümleri 0-0 sona eren İtalya maçında yollarına ancak penaltı atışları ile devam edebildiler.

Euro 2008’in en yaşlı iki teknik adamı İspanyol Luis Aragones ve Alman Otto Rehhagel idi. Bu iki ‘dede’ teknik adam 70 yaşındaydı. F.Bahçe ile anlaşan Aragones’in İspanya’sı şampiyon olurken; Rehhagel’in Yunanistan’ı sıfır puanla sonuncu oldu. İspanya’yı 44 yıl aradan sonra Avrupa şampiyonu yapan Aragones, Avrupa Şampiyonası tarihinde kupa kaldıran en yaşlı teknik adam oldu.

Euro 2008 finalinde F.Bahçe’nin eski (Joachim Löw-Almanya) ve yeni (Aragones-İspanya) iki teknik adamı karşı karşıya geldi. Kazanan yeni teknik direktör oldu.

Santra bile yapılamadı!

Normal süre golsüz sona erdikten sonra Hırvatlar 119. dakikada 1-0 öne geçti. Kendilerini artık yarı finalde gören Hırvatlar sevinçten çılgına dönmüştü. Çok değil, saniyeler sonra, uzatmaların uzatmaları oynanırken, kaleci Rüştü’nün asistinde sahneye Semih çıktı. Hakem son düdüğü öttürmek için içinden üçe kadar sayarken, top Pletikosa’nın koruduğu kalenin doksanına asılmıştı. Santra yapılmadı bile.