ALONE53
06-16-2008, 11:53
1960 darbesi, Türkiye'nin Kerbela'sı Adnan Menderes ise Hz. Hüseyin'i
DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, bugünkü sorunların 27 Mayıs darbesine dayandığını, ara rejim döneminin devam ettiğini düşünüyor. "1960'ı Türkiye'nin Kerbela'sı, Menderes'i de Hazreti Hüseyin'i olarak gören Soylu, sözü DP ve AP kökeninden gelen siyasetçilere getiriyor: "Dünyaya bir daha gelsek Cindoruk'la aynı partide olmayız."
Anayasa Mahkemesi'nin eğitim özgürlüğü ile ilgili anayasa değişikliklerini iptal etmesi tartışılmaya devam ediliyor. Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, kararın yürütmeyi devreden çıkardığı görüşünde.
Hükümetin bundan sonra Yüksek Mahkeme'yi aşamayacağını savunan Soylu, "Meclis'in devreden çıkması, Türkiye'nin bütününe zarar veriyor." diyor. Bu süreçte, milletin ortalama değerleriyle örtüşen bir alternatifin ortaya konulması gerektiğini; ancak bunun kolay olmadığını ifade ediyor. Genç lider, çözüm olarak da iki yol gösteriyor: "Türkiye, tarihinde görmediği bir mutabakat ve uzlaşmayı sağlamalıdır. AK Parti, CHP ve MHP ile oturup sistem krizini çözmelidir. Uzlaşmanın gerçekleşmemesi halinde ise iktidar halka geri verilmelidir."
Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'yı ziyaret eden DP lideri Soylu, siyasî gündemi değerlendirdi. Son dönemde yaşanan bunalımın 'başörtüsü krizi' olarak adlandırılmasının büyük hata olacağının altını çizen Soylu, "Kriz buradan yürütülmeye çalışılırsa Türkiye daha büyük yara alır." uyarısı yaptı. Birkaç ay öncesine kadar sahip olduğu, 'Uzlaşma için cumhurbaşkanı inisiyatif almalı' düşüncesinden vazgeçtiğini söyledi. Bunun sebebini şöyle açıkladı: "Artık mesele başka bir yöne kaydı. Bunu yapması gerekenler direkt oyunun aktörleridir. Onun dışında gerçekleşecek çözümler, millet lehine olmayan, tepede yapılacak pazarlıklardır. Bundan millet zararlı çıkar."
1960 darbesi Türkiye'nin Kerbela'sı
Soylu, bugünkü sorunların temelini 1960 darbesine dayandırdı. 'Türk siyasetinin dönüm noktası' olarak nitelendirdiği darbeden bahsederken, çarpıcı bir yorum yaptı: "Ben 1960 darbesini Türkiye'nin Kerbela'sı, Menderes'i de Hazreti Hüseyin olarak nitelendiriyorum." Darbeden sonra yaşanan 'ara rejim dönemi'nin halen devam ettiğini dile getirdi. Bu süreçte siyasetin kendine ait bir duygusunun kalmadığını anlatan Soylu, "48 yıldır verilen mesaj, 'Dikkatli ol, tedbirli ol.' 1970'te muhtıra, 80'de ihtilal, 28 Şubat... Bu ürkütmelerden merkez sağ etkileniyor. Çünkü merkez sağ siyaseti reel değerler üzerinden hareket ediyor. Milletin talepleri üzerine... Diğer kanalların ideolojik bir tabanı var." diye konuştu. Göreve gelir gelmez, seçim mağlubiyetini masaya yatırdığını kaydeden Soylu, parti içi bir anket yaptırdığını belirtti. Anketin sonuçlarını göre, tabanın yüzde 70'i, Köşk seçimine karşı alınan tavrın partiye oy kaybettirdiğine inanıyor. Teşkilat ise gerilemeyi, DYP'nin DP olmasına bağlıyor.
Bir daha doğsam Cindoruk'la aynı partide olmam
DP ve AP kökeninden gelmelerine rağmen eski liderlerinin bürokratik oligarşiyi savunan demeçlerine de değinen Soylu, "Benim, eski başkanların yaptıklarını eleştirmem şık kaçmaz. Ama onların görüşlerine katılmam mümkün değildir." dedi. Geçmiş dönemde siyasetin aktörleri oldukları için iz bıraktıklarını vurgularken, sözü Hüsamettin Cindoruk'a getiren Soylu, "Dünyaya bir daha gelsek, sayın Cindoruk'la aynı partide siyaset yapmamız mümkün değil." dedi. Soylu, merkez sağın özünde 'lider merkezli' değil, 'toplum ve kadro merkezli' bir hareket olduğunu vurguladı. "1950'de, parti içinde de Menderes'in lider olabileceği düşünülmüyordu. Ama kadro o kadar zengin ve yetenekliydi ki, içlerinden biri başbakanlık yapabilirdi." görüşünün ardından sözü bugüne getirdi: "Bugün büyük bir kadro sıkıntısı çekiliyor. Merkez sağ burada kaybetti."
Fatih Vural
DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, bugünkü sorunların 27 Mayıs darbesine dayandığını, ara rejim döneminin devam ettiğini düşünüyor. "1960'ı Türkiye'nin Kerbela'sı, Menderes'i de Hazreti Hüseyin'i olarak gören Soylu, sözü DP ve AP kökeninden gelen siyasetçilere getiriyor: "Dünyaya bir daha gelsek Cindoruk'la aynı partide olmayız."
Anayasa Mahkemesi'nin eğitim özgürlüğü ile ilgili anayasa değişikliklerini iptal etmesi tartışılmaya devam ediliyor. Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, kararın yürütmeyi devreden çıkardığı görüşünde.
Hükümetin bundan sonra Yüksek Mahkeme'yi aşamayacağını savunan Soylu, "Meclis'in devreden çıkması, Türkiye'nin bütününe zarar veriyor." diyor. Bu süreçte, milletin ortalama değerleriyle örtüşen bir alternatifin ortaya konulması gerektiğini; ancak bunun kolay olmadığını ifade ediyor. Genç lider, çözüm olarak da iki yol gösteriyor: "Türkiye, tarihinde görmediği bir mutabakat ve uzlaşmayı sağlamalıdır. AK Parti, CHP ve MHP ile oturup sistem krizini çözmelidir. Uzlaşmanın gerçekleşmemesi halinde ise iktidar halka geri verilmelidir."
Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'yı ziyaret eden DP lideri Soylu, siyasî gündemi değerlendirdi. Son dönemde yaşanan bunalımın 'başörtüsü krizi' olarak adlandırılmasının büyük hata olacağının altını çizen Soylu, "Kriz buradan yürütülmeye çalışılırsa Türkiye daha büyük yara alır." uyarısı yaptı. Birkaç ay öncesine kadar sahip olduğu, 'Uzlaşma için cumhurbaşkanı inisiyatif almalı' düşüncesinden vazgeçtiğini söyledi. Bunun sebebini şöyle açıkladı: "Artık mesele başka bir yöne kaydı. Bunu yapması gerekenler direkt oyunun aktörleridir. Onun dışında gerçekleşecek çözümler, millet lehine olmayan, tepede yapılacak pazarlıklardır. Bundan millet zararlı çıkar."
1960 darbesi Türkiye'nin Kerbela'sı
Soylu, bugünkü sorunların temelini 1960 darbesine dayandırdı. 'Türk siyasetinin dönüm noktası' olarak nitelendirdiği darbeden bahsederken, çarpıcı bir yorum yaptı: "Ben 1960 darbesini Türkiye'nin Kerbela'sı, Menderes'i de Hazreti Hüseyin olarak nitelendiriyorum." Darbeden sonra yaşanan 'ara rejim dönemi'nin halen devam ettiğini dile getirdi. Bu süreçte siyasetin kendine ait bir duygusunun kalmadığını anlatan Soylu, "48 yıldır verilen mesaj, 'Dikkatli ol, tedbirli ol.' 1970'te muhtıra, 80'de ihtilal, 28 Şubat... Bu ürkütmelerden merkez sağ etkileniyor. Çünkü merkez sağ siyaseti reel değerler üzerinden hareket ediyor. Milletin talepleri üzerine... Diğer kanalların ideolojik bir tabanı var." diye konuştu. Göreve gelir gelmez, seçim mağlubiyetini masaya yatırdığını kaydeden Soylu, parti içi bir anket yaptırdığını belirtti. Anketin sonuçlarını göre, tabanın yüzde 70'i, Köşk seçimine karşı alınan tavrın partiye oy kaybettirdiğine inanıyor. Teşkilat ise gerilemeyi, DYP'nin DP olmasına bağlıyor.
Bir daha doğsam Cindoruk'la aynı partide olmam
DP ve AP kökeninden gelmelerine rağmen eski liderlerinin bürokratik oligarşiyi savunan demeçlerine de değinen Soylu, "Benim, eski başkanların yaptıklarını eleştirmem şık kaçmaz. Ama onların görüşlerine katılmam mümkün değildir." dedi. Geçmiş dönemde siyasetin aktörleri oldukları için iz bıraktıklarını vurgularken, sözü Hüsamettin Cindoruk'a getiren Soylu, "Dünyaya bir daha gelsek, sayın Cindoruk'la aynı partide siyaset yapmamız mümkün değil." dedi. Soylu, merkez sağın özünde 'lider merkezli' değil, 'toplum ve kadro merkezli' bir hareket olduğunu vurguladı. "1950'de, parti içinde de Menderes'in lider olabileceği düşünülmüyordu. Ama kadro o kadar zengin ve yetenekliydi ki, içlerinden biri başbakanlık yapabilirdi." görüşünün ardından sözü bugüne getirdi: "Bugün büyük bir kadro sıkıntısı çekiliyor. Merkez sağ burada kaybetti."
Fatih Vural