PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Satanizm


tomqoliq
06-14-2008, 16:01
Satanizm, insanların içinde bulundukları manevi boşluğun sonuçlarından biridir. 19. yüzyılda gelişen ve dünyayı yalnızca maddi değerler bütünü olarak gösteren düşünce ve akımların hepsi, insanları büyük bir manevi boşluk içine itmiştir. Bu tarihe kadar dini değerler toplumun ayrılmaz birer parçası iken, bu tarihten itibaren toplumsal bir dönüşüm yaşanmış ve din ahlakı göz ardı edilmeye başlanmıştır. Hatta çoğu zaman manevi değerler bilinçli olarak toplum hayatından çıkarılmaya çalışılmıştır. 19. yüzyılda filizlenen akımların en önemli ortak noktalarından biri din ahlakına ve iman edenlere karşı olmaları ve Allah korkusu olmadan da ahlak olabileceğini savunmalarıdır. Ancak din ahlakının toplum hayatından çıkarılması büyük bir boşluğa neden olmuş, Allah korkusu olmadan ahlak olmasının ise asla mümkün olamayacağı yaşanan tecrübelerle ispatlanmıştır.




SATANİSTLER NİÇİN KEDİ KURBAN EDİYORLAR?
Satanizmin gündeme geldiği günlerde bazı TV kanallarında bir kısım Satanist ayinler de görüntülenmişti. Bu arada bazı Satanistlerin ayinlerinde kedi kurban ettikleri ve etini kavurup yedikleri ve kanını içtikleri ortaya çıkmıştı.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Satanistler sadece kedi değil, horoz, tavşan gibi hayvanları da kurban ediyorlar. Çünkü Satanist ayininde esas olan herhangi bir hayvanın kurban edilmesidir. Fakat ülkemizdeki Satanistler genellikle kediyi tercih etmektedirler. Bunun da farklı sebepleri vardır:
Bazılarına göre kedi nankör bir hayvan olduğu için onu tercih etmektedirler.
Sebeplerden birisi de kolay ele geçirilebilmesidir.
İnsanlar kediyi sever ve değer verirler. Buna tepki vermek amacıyla da yapılabileceği düşünülmektedir.
Nasıl ki Müslümanlar koyun, keçi, sığır gibi hayvanları kurban ediyorlarsa, Satanistler de kurban verme ihtiyacı duymuşlar ve diğer insanların tercih etmediği bir hayvan olarak kediyi seçmişlerdir. Çünkü Satanizmin en önemli özelliklerinden birisi de daima muhalefeti temsil etmek, karşı tarafta yer almak ve dinin yasak saydığı bir şeyi özellikle yapmaktır.
Kedinin kanını da, içene ölümsüzlük duygusu vereceği düşüncesiyle içmektedirler. Bunun arkasındaki gerçek sebep ise, Şeytanın aynı zamanda “kan içici” olarak nitelendirilmiş olmasıdır. Dolayısıyla kişi kedinin kanını içtiğinde, Şeytanın yaptığını yapmış veya Şeytanla özdeşleşmiş olmaktadır.

(Satanistler büyük savaşa hazırlanıyor )

Kendilerini 'ruhani satanist' olarak tanımlıyorlar. Dokuz rahip ve bir yüksek rahipten oluşan çok gizli bir örgüte sahipler. Adı: Yılan Cemiyeti. Kedi kesmiyor, kanlı ayin yapmıyorlar ama Şeytan'ın yardımcılarıyla görüştüklerini iddia ediyorlar. Büyü yapıyorlar. Yakında büyük bir savaşa hazırlandıklarını öne sürüyorlar. 2012, savaşın başlangıç tarihi. 2100 ise Şeytan'ın dünyaya hükmedeceği tarihmiş! Tempo, satanistlerin ''Şeytan'ın Günü'' olarak gördükleri 23 Aralık'taki ayine girdi



SEYTANA TAPANLARIN TARİHİ

BBuraya kadar üzerinde durduğumuz bilgiler, satanistleri etkisi altına alan şeytanın gerçek yüzünü bize göstermiş oldu. Bu aşamada bir de satanizmin tarihi geçmişi üzerinde kısaca durmak yerinde olacaktır.

Satanistler Ortaçağ ve sonrasında Kabalistler, Gül-Haçlar gibi gizemli örgütler ve büyü tarikatları ile birlikte anıldılar. Modern satanizm olarak adlandırılan ve günümüzde etkin olan satanizm ise 1960'larda Amerika'nın California eyaletinde ortaya çıktı. Anton Szandor LaVey adlı kişi 1966 yılında 'Church of Satan' (Şeytan Kilisesi)'ni kurduğunu açıkladı. Ancak LaVey'den çok daha önce, 1900'lerin başında yaşayan Aleister Crowley günümüzdeki satanizmin ilk temellerini atmıştı. 'Büyük Canavar' (The Beast 666) lakabı ile anılan Crowley, yaptığı büyüler ve hayvanların katledildiği, uyuşturucunun yoğun olarak kullanıldığı kanlı ayinleriyle ünlü idi. Crowley'nin felsefesinin temel noktasını, 'ne istiyorsan onu yap' düsturu oluşturuyordu. Bu felsefe, Crowley'e göre şeytan tarafından kendisine yazdırılmış olan, The Book of Law (Kanun Kitabı) adlı kitapta ayrıntıları ile anlatılmaktaydı. Bu sapkın inanca göre insan, içinden geçen her ne ise, bunun neden olacağı felaketleri ve kötülükleri düşünmeden, onu hemen yapmalıydı. Örneğin canı taşkınlık istiyorsa her türlüsünü yapmalı, birine kızgınlık duyduysa öfkesini hemen dışa vurmalı, hatta içinden karşısındakini öldürmek geçiyorsa bunu hemen yerine getirmeliydi
Toplumda dirlik ve düzen bırakmayacağı açıkça belli olan bu anormal fikirleri Crowley şu sözler ile savunuyordu:

Ben kutsal şeylere küfretmeyi, cinayeti, tecavüzü, devrimi istiyorum. İyi ya da kötü herhangi bir şeyi, yeter ki güçlü olsun.3

Kuşkusuz, güçlü olmanın kötü olmakla ve kötülükleri savunmakla sağlanacağını düşünen Crowley büyük bir yanılgı içindeydi. Çünkü kötülük herşeyden önce insanın kendisine zarar veren bir özelliktir. Bununla birlikte kötülüğe dayalı bir güç elde edilse bile bu güç her zaman için kısa süreli olmaya mahkumdur. Zulüm, haksızlık, vicdansızlık üzerine kurulu olan her sistem mutlaka yıkılmış, yenilgiye uğramıştır. Aleister Crowley'nin 'insan canı ne istiyorsa onu yapmalıdır' felsefesiyle anlatılmak istenen ise, insanın içinden geçen her türlü kötü düşünce, duygu ve kararları hiçbir sınırlama olmadan yerine getirmesidir. Diğer bir deyişle, nefsi insana ne emrediyorsa insanın ona uyması, nefsine hakim olmayı bırakması anlamını taşır. Bu da son derece tehlikeli bir durumdur. Allah Kuran'da insanın nefsinin sürekli olarak kötülüğü emrettiğini (Yusuf Suresi, 53), ancak aynı zamanda insana bu kötülükten nasıl korunup sakınacağının da ilham edilmiş olduğunu bildirir. (Şems Suresi, Cool Ayrıca Kuran'da, "... Kim şeytanın adımlarına uyarsa, (bilsin ki) gerçekten o (şeytan) çirkin utanmazlıkları ve kötülüğü emreder..." (Nur Suresi, 21) ayetiyle buyurulduğu üzere, şeytanın da asıl amacı insanları kötülüğe sürükleyebilmektir. Şeytanın kullandığı en önemli silahlardan birisi insanın kendi nefsidir. Nefis sürekli kötülüğü emrettiği için, nefsine ve şeytana uyan kişi büyük bir yıkım içindedir. İnsanın kurtuluşu ve mutluluğu ancak nefsinin emrettiklerinden sakınması ve kayıtsız şartsız vicdanına uyması ile mümkündür. Kötülüğe uyarak kurtuluşa ereceklerini sananların sonu ise korkunç bir hüsrandır:
O gün, insan, neye çaba harcadığını düşünüp-anlar. Görebilenler için cehennem de sergilenmiştir. Artık kim taşkınlık edip-azarsa ve dünya hayatını seçerse, şüphesiz cehennem, (onun için) bir barınma yeridir. (Naziat Suresi, 35-39)

Gerçekte satanizm kişinin kendi benliğini neredeyse ilahlaştırdığı, kendi istek ve arzularını hayatın tek amacı haline getirdiği bir felsefedir. Bu anlamda satanizm hümanist felsefeye de yakınlık gösterir. Bu noktada, hümanizmin çoğu kişinin düşündüğü gibi, 'sevgi, barış, kardeşlik' gibi mesajlar içeren bir felsefe değil, 'insanlık' kavramını insanlar için tek amaç ve odak noktası haline getiren din dışı bir takım olduğunu hatırlatmak gerekir. Hümanizm, kendi savunucuları tarafından da açıkça ifade edildiği gibi, ateist bir akımdır. Hümanizme göre 'evren ve insan yaratılmamıştır', 'insan kendi başına var olmuştur' ve 'kimseye karşı sorumlu değildir'. 'Asıl olan insanın kendisidir ve insandan daha önemli hiçbir varlık yoktur'. Dahası hümanizme asıl egemen olan 'faydacılık' düşüncesidir. Buna göre insan dünyaya bir kere gelmiştir ve burada ne kadar fayda sağlayabilirse o kadar karda olacaktır. O zaman insanın tavır ve tutumlarını belirleyen ana öğe de kendi istek ve tutkuları olmalıdır. Ancak tüm bu düşünceler insanlığı büyük bir felakete sürükleyecek görüşlerdir. Öncelikle evren hümanistlerin iddia ettiği gibi, kör tesadüflerin eseri değildir. Evreni üstün güç ve kudret sahibi olan Allah yaratmıştır. Ve insan da, "Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat Suresi, 56) ayetiyle buyurulduğu gibi kendisini yoktan var eden Rabbimize karşı kul olmakla, O'nun emrettiği ahlakı göstermekle yükümlüdür. Şu gerçek unutulmamalıdır ki, insanlara gerçek huzuru ve mutluluğu getirecek tek ahlak Rabbimizin Kuran'da emrettiği ahlaktır. Din ahlakından uzak durup, hümanizm gibi ideolojilerin etkisi altında kalanların savunduğu fikirler neticesinde ortaya yalnızca kendi çıkarlarını düşünen, acımasız, vefasız, sevgisiz, merhametsiz bireyler çıkacaktır.

Görüldüğü gibi, hümanizm insanlık için son derece tehlikeli görüşlere sahiptir. Hümanizmi fikri dayanaklarından biri olarak kullanan satanizm ise, çok daha sapkın ve tehlikeli bir bakış açısı geliştirmiş, şiddeti, öfkeyi, kanı ve vahşeti temel değeri haline etirmiştir.

demem_o_ki
06-14-2008, 16:23
saolasın

MetinCeylan
06-14-2008, 16:23
saolasn...

tomqoliq
06-14-2008, 16:26
siz saolun :)

geist-madchen
06-14-2008, 16:35
saolasın işte insan boşluğa düşünce her türlü sapkınlığa başvuruyo