PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Erdoğan: AK Parti tek kalsa da ...


Kalpsiz_
11-26-2007, 01:33
Kızılcahamam kampını değerlendiren Başbakan Erdoğan birlik mesajları verdi. 'Yüzde 47'nin değil yüzde 100'ün gönlünü alacağız' diyen Erdoğan'dan medyaya da uyarı geldi.
25 Kasım 2007 22:10
Yazı boyutunu büyütmek için


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uzun vadeli düşünmek, ortak aklı harekete geçirmek, duygularla değil, akılla hareket etmek, parçayla değil, bütünle uğraşmak mecburiyetinde olduklarını ifade ederek, ''Türk siyasetinin her unsurunun, Türkiye'nin geleceğini düşünerek, bu ülkenin asırlardır bozulmamış ahengini düşünerek hareket etmesi lazım'' dedi.

AK Parti'nin Kızılcahamam Asya Termal Tesisleri'nde gerçekleştirilen İstişare ve Değerlendirme Toplantısı sona erdi. Erdoğan, toplantının kapanışında yaptığı konuşmada, kendilerine yapıcı eleştirilerde ve anlamlı katkılarda bulunan arkadaşlarına teşekkür etti.

Toplantıda özgür bir ortamda dile getirilen görüşlerin, AK Parti'nin bir Türkiye partisi olduğunu, Türkiye'yi kucakladığını bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Erdoğan, bu görüşlerin, Türkiye'yi bir bütün olarak kucaklayan yeni dönemde yollarının ne kadar aydınlık olacağını göstermesi bakımından önemli olduğuna işaret etti.

Bütünlüğe çok önem verdiklerini, hiç bir ülke sorununu bir tek noktaya odaklanarak çözemeyeceklerini ifade eden Erdoğan, güvenlik meselelerinin dış politikayla, enerji meselelerinin ulusal ve uluslararası ekonomiyle, eğitim meselesinin bölgesel kalkınmayla ve sosyal adaletle doğrudan ilgili olduğunu anlattı.

İstişare toplantısında ortaya konulan birikim ve katkıların bu bütünlüklü siyasetlerini bir kez daha teyit ettiğini kaydeden Erdoğan, ''Bir kez daha görülmüştür ki AK Parti, bugün milletimizin emanetini sadakatle taşıyarak her gün milletimizin yüzünü ağartmaktadır'' dedi. İlk günden beri millete hizmet davasının gönüllü bir ferdi olarak, kendisi için en büyük onurun, AK Parti siyasetinin milletin yüreğinde yankı bulması olduğunu söyleyen Erdoğan, toplantıda da yüreklerindeki umut ve heyecanın tazelendiğini, azim ve şevklerinin arttığını dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, ''Şunu iyi biliyoruz ki, AK Parti, Türkiye'nin mutlu ve müreffeh yarınlara açılan kapısının yegane anahtarıdır. Umutlar yeşerdikçe, Türkiye gücüne güç kattıkça bu gerçek her geçen gün biraz daha iyi anlaşılıyor'' şeklinde konuştu.

''TOPLUMUN SİNİR UÇLARIYLA OYNAYANLAR...''

Erdoğan, özellikle de iç ve dış konjonktürün sıkıntılı olduğu, Türkiye'nin önüne çeşitli zorlukların çıktığı dönemlerde, AK Parti'nin sağduyulu ve onurlu duruşunun, demokrasiye sadakatinin, milletin bekası için büyük önem arz ettiğini anlattı.

AK Parti'nin, bu ülkenin temel değerlerinin, birlik ve beraberliğinin, 70 milyon insanın dostluk ve kardeşliğinin en güçlü temsilcisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

''İnanıyorum ki, bugünlerde bu gerçek, çok daha önem arz ediyordur. Zira AK Parti, Türkiye üzerinde oynanan oyunlara karşı bu milleti asırlar boyunca sımsıkı birbirine bağlamış, ortak duygunun, ortak aklın, ortak hissiyatın da sahibidir. Maalesef Türk siyasetinde çok uzun yıllardır toplumun sinir uçlarıyla oynayarak siyaset yapmak gibi çok kötü bir alışkanlık var. Devlet ile milleti birlikte düşünemeyen, ikisi için ortak bir cümle kuramayan hizipçi siyasetçiler, geçmişte devlet-toplum ilişkilerine büyük zararlar vermişlerdir. Türkiye'yi yönetemeyenler yüzünden vatandaşın vicdanını yaralayan, ülkesine aidiyetini zedeleyen büyük yanlışlar yapılmıştır. Allah'a şükür ki, o vesayetçi siyaset de devleti toplumdan ayıran o tefrikacı ve hizipçi siyaset de milletin eliyle tasfiye olmuş, ülkemiz sağlam bir siyasi iradeye kavuşmuştur. O irade AK Parti'dir, o iradenin öncü kadroları sizlersiniz.''

''AK PARTİ TEK BAŞINA DA KALSA...''

Türkiye'nin şu dönemde her zamankinden çok aklı selime, sağduyuya, sorumluluk taşıyan siyasi duruşlara ihtiyacı olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Uzun vadeli düşünmek, ortak aklı harekete geçirmek, duygularımızla değil, aklımızla hareket etmek, parçayla değil, bütünle uğraşmak mecburiyetimiz var. Türk siyasetinin her unsurunun, Türkiye'nin geleceğini düşünerek, bu ülkenin asırlardır bozulmamış ahengini düşünerek hareket etmesi lazım. Şunu açıkça ifade edeyim ki, AK Parti bu yolda tek başına da kalsa Türkiye'nin sadece fiziki ve idari bütünlüğünü değil, insani ve duygusal bütünlüğünü de bütün gücü ve enerjisiyle savunmaya devam edecektir.''

''Hiç bir zaman popülist olmadıklarını, bundan sonra da popülizmden asla siyasi menfaat devşirmek ucuzluğuna başvurmayacaklarını'' söyleyen Erdoğan, bunu asla kendilerine ve siyasetlerine yakıştırmadıklarını vurguladı. Erdoğan, ''İnsanlarımızın hassasiyetleriyle oynayarak, onların duygularını sömürerek, duyarlılıklarını kışkırtarak gelecek için tek bir oyu bile istemiyoruz. Biz her zaman, şunu söylüyoruz; Sonucunda Türkiye kazanacaksa biz asla kaybetme korkusu taşımayız. Bu, böyle bilinmeli'' dedi.

''YÜZDE 100'ÜN GÖNLÜNÜ KAZANMAK İSTİYORUZ''

Türk milletinin sarsılmaz bir hakikat iradesi bulunduğunu belirten Erdoğan, bugüne kadar hakikatin yanında duran, hakikatten şaşmayan, hakikate sahip çıkan hiç kimsenin, bu milletin gönlünde yerini, değerini kaybetmediğini söyledi. Sandıktan başarıyla çıkmanın tüm siyasi partiler için önemli olduğunu ifade eden Erdoğan, kendilerinin de bunu çok önemli bir başarı olarak değerlendirdiklerini ve önemsediklerini anlattı. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ancak bizim için daha önemli bir hedef var; o da milletimizin gönlünü kazanmaktır, rızasını, duasını kazanmaktır. Biz, yüzde 47'nin oyunu aldık ama yüzde 100'ün gönlünü kazanmak istiyoruz. Asıl hedefimiz bu. Bunun için milletimizin bütün renklerini kucaklamayı, bütün renkleriyle bütünleşmeyi siyasetimizin ana ekseni kabul ediyoruz.''

''ULVİ YOLDAKİ YOLDAŞLIK VE KARDEŞLİK''

AK Parti iktidarının, ikinci döneminde de milletin iradesinden, vicdanından, gündeminden ayrılmayacağını, hizmet yolculuğunda aynı azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğini anlatan Erdoğan, bu ulvi yoldaki yoldaşlık ve kardeşliğin çok önemli olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, ''Bu ülkenin 7'den 70'e bütün insanlarının Türkiye'nin geleceğine sımsıkı sahip çıkmaları, umudumuzu daha da artırıyor'' dedi. Bu ülkeye inanmanın, güvenmenin, Türkiye aşkını 70 milyon insanla paylaşmanın verdiği büyük güçle çok daha büyük hedeflere doğru gittiklerini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Her meselede ortak aklı arayan, demokraside ısrarlı, adalete bağlı, kendisi için istediğini 70 milyon için de isteyen insanlarımızla aydınlık Türkiye'yi imar etmeye çok yaklaştığımızı biliyoruz, hissediyoruz. Bu irade, çökmüş bir siyasi ve ekonomik yapının enkazı altından çok kısa bir zamanda kalkabilen bir milletin varoluş iradesidir. Artık biliyoruz ki, bu yolun sonu aydınlığa çıkıyor. Tarihe şanlı medeniyetler armağan etmiş bir millet, bir daha eğilmemek üzere dimdik ayağa kalkıyor. Nice badirelere rağmen yüzlerce yıl coşkuyla akan ırmak yatağına geri dönüyor. Türkiye yeniden büyüklüğünün farkına varıyor.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün bazı basın yayın organlarında yer alan haberleri eleştirerek, “Bunu yapan basın mensubu arkadaşlara söylüyorum. Kusura bakmayın ama eğer kötü niyetli değilseniz o zaman ya sizi işletiyorlar, ya da bu rivayetleri işlerine geldiği gibi size fısıldayanlara alet oluyorsunuz. İş işten geçtikten sonra da doğrulandı ya da doğrulanmadı gibi ifadelere başvurarak meseleyi bizim üstümüze yıkıp sıyrılmaya çalışıyorsunuz. Biz burada evet hayır oyunu oynamıyoruz.

Başbakan Erdoğan, “Bu ülkeyi, kendi malı zannedenlere asla pabuç bırakmayacağız. Bu ülke 70 milyonun, ayrımsız 70 milyonun. İnsanların refahı, mutluluğu, huzuru ve istikrarı çok görenlere bu asla meydanı bırakmayacağız, bu ülkeyi vehimlere mahkum etmek isteyenlere asla kulak vermeyeceğiz. Bu ülkeyi, kendi kifayetsizliklerinin esiri yapabileceklerini zannedenlere Türkiye’nin artık o eski Türkiye olmadığını hep birlikte gösterebileceğiz” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Türk siyasetinde uzun yıllardır, toplumun sinir uçlarıyla oynayarak siyaset yapmak gibi kötü alışkanlıklar olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Devlet ile milleti birlikte düşünemeyen ikisi için ortak bir cümle kuramayan, hizipçi siyasetçiler, geçmişte devlet toplum ilişkilerine büyük zararlar vermişlerdir, Türkiye’yi yönetemeyenler yüzünden vatandaşın vicdanının yaralayan ülkesine aidiyetini zedeleyen devleti toplumdan ayıran, büyük yanlışlar yapılmıştır. Allah’a şükür ki o vesayetçi siyaset de, o tefrikacı ve hizipçi siyaset de milletimizin eliyle tasfiye olmuş, ülkemiz sağlam bir siyasi iradeye kavuşmuştur. O irade de AKP’dir.”

TÜRKİYE’NİN AKLI SELİME İHTİYACI VAR

Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin her zamankinden çok aklı selime ve sağduyuya ihtiyacı olduğunu belirterek, parça ile değil, bütünle uğraşmanın gerektiğini işaret etti. Türk siyasetinin her unsurunun Türkiye’nin geleceğini düşünerek hareket etmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, “AKP olarak bu yolda tek başına da kalsak Türkiye’nin sadece fiziki ve idari bütünlüğünü değil, insani bütünlüğünü gücü ve enerjisini savunmaya devam edecektir. Biz hiçbir zaman popülist olmadık. Bundan sonra da popülizmden asla siyasi menfaat devşirmek ucuzluğuna başvurmayacağız” diye konuştu.

İnsanların hassasiyetleri ile oynayarak, duygularını sömürerek, duyarlılıklarını kışkırtarak gelecek için tek bir oy bile istemediklerini ileri süren Erdoğan, “Biz her zaman şunu söylüyoruz. Sonucunda Türkiye kazanacaksa, biz kaybetmek korkusu taşımayız” dedi.

22 Temmuz seçim sonuçlarını hatırlatan Erdoğan, “Biz yüzde 47’nin oyunu aldık ama yüzde 100’nün gönlünü kazanmak istiyoruz. Asıl hedefimiz bu” diye konuştu.

HESABA ÇEKİLMEDEN KENDİNİZİ HESABA ÇEKİN

Erdoğan, milletin karşısına “gönlündeki başka dilindeki başka” insanlar olarak çıkmadıklarını ve çıkmayacaklarını söyleyerek, şöyle konuştu:
“Biz hesap duygusuyla hayatı anlamlandıran ve hesap kavramını hayatının merkezine alan bir anlayışa sahibiz. Yani hesaba çekilmeden kendinizi hesaba çekiniz. Hayatın hepimize bir emanet olduğunu, zerre kadar iyiliğin de zerre kadar kötülüğün de karşılıksız olmadığını görüyoruz.”
Kendileri için milletin hizmetinde olmanın her şeyin üstünde olduğunu kaydeden Erdoğan, “Bu yüzden muhaliflerimizin çekmek istediği mindere gelmiyoruz. Ayrıştırıcı temalar üzerinden siyaset yapmıyoruz. Israrla 70 milyonun kardeşliğini güçlendirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Nimeti de külfeti de adalet için paylaşmak gerekliliğine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Bu ülkeyi, kendi malı zannedenlere asla pabuç bırakmayacağız. Bu ülke 70 milyonun, ayrımsız 70 milyonun. İnsanların refahı, mutluluğu, huzuru ve istikrarı çok görenlere bu asla meydanı bırakmayacağız, bu ülkeyi vehimlere mahkum etmek isteyenlere asla kulak vermeyeceğiz. Bu ülkeyi, kendi kifayetsizliklerinin esiri yapabileceklerini zannedenlere Türkiye’nin artık o eski Türkiye olmadığını hep birlikte gösterebileceğiz.”

MEDYAYI ELEŞTİRDİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün bazı basın yayın organlarında yer alan Batı ülkelerine yönelik “PKK’ya karşı somut adım atmasanız, bizde El Kaide’yi isyancı deriz” şeklinde çıkan haberleri eleştirdi. Erdoğan, “Bunu yapan basın mensubu arkadaşlara söylüyorum. Kusura bakmayın ama eğer kötü niyetli değilseniz o zaman ya sizi işletiyorlar, ya da bu rivayetleri işlerine geldiği gibi size fısıldayanlara alet oluyorsunuz. İş işten geçtikten sonra da doğrulandı ya da doğrulanmadı gibi ifadelere başvurarak meseleyi bizim üstümüze yıkıp sıyrılmaya çalışıyorsunuz. Biz burada evet hayır oyunu oynamıyoruz” diye konuştu.

Yazılı ve görsel medyayı ciddiyete ve sorumluluğa davet eden Başbakan Tayyip Erdoğan, hem AKP hem de hükümeti ilgilendiren konularda ilgili birimlerle haberleri doğrulatma mekanizmaları bulunduğunu söyledi. Konuşmasında medyaya yönelik eleştirilerine devam eden Erdoğan, şöyle dedi:

“Bugün bu tür yanlışları gazetelerde okuyunca, doğrusu ülkemiz adına üzülüyoruz. Şok oluyoruz. Bizim adımıza ne pazarlıklar yapılıyormuş aman yarabbi. Peki halkımız bu yalan haberlere inanırsa, kim kazanır kim kaybeder. Yani siz daha fazla satacağınızı mı zannediyorsunuz veya daha fazla izleyici bulabileceğinizi mi zannediyorsunuz. Hayır hep kaybediyorsunuz. 70 milyonluk Türkiye’de bugün eğer 3 milyon yazılı medya satıyorsa, burada ciddi bir yanlışınız var. Burada ciddi bir su kaçağı var. Bunun üzerinde durun.”

Erdoğan, Türkiye’de bir gazetenin 15-20 milyon satması gerekirken, güven telkin etmedikleri için 1 milyon bile satan gazetenin bulunmadığını söyledi. Erdoğan, “En fazla satan 600-700 bin satıyor. O da düşünebiliyor musunuz, 70, 80,120 sayfa…Böyle çalışıyorlar. Böyle bir gazetecilik anlayışı da yok” dedi.

Başbakan konuşmasında bugünün “Dünya Kadına Karşı Şiddeti Önleme Günü” olduğunu hatırlatarak, AKP’nin bu konuda duyarlı bir parti olduğunu belirtti.