PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Gençler Niçin (PKK) Terör Örgütüne Katılıyorlar?


ALONE53
05-23-2008, 11:29
Gençler Niçin (PKK) Terör Örgütüne Katılıyorlar?
Cafer SERİNKAN
Bugüne kadar terörü bitirmek için hep askeri tedbirleri konuştuk. Ama sosyo-ekonomik nedenleri çok fazla tartışmadık. Bu gençler neden dağa çıkıyor?
22 Mayıs 2008 Bölücü Terör Örgütü PKK’nın öncelikli hedef kitlesini, gençler oluşturmaktadır. Bunların başında da, lise ve üniversitede okuyanlar ile kırsal bölgelerdeki yoksul, işsiz ve toplum içerisinde herhangi bir sosyal statü elde edememiş gençler gelmektedir. Örgüt, gençler arasındaki işsiz-güçsüz kesimi, kırsal kadroya militan olarak hedeflemektedir.

Terör Örgütü işbirlikçi olarak, ilçe ve köylerde “koçer” olarak tabir edilen, hayvancılıkla uğraşan ve kırsal alanda (köyde veya mezralarda) ikamet etmekte iken ilçe merkezlerine gelen insanları kullanmaktadır. İl merkezlerinde ise, özellikle “serhildan” tabir edilen sivil itaatsizlik türü eylemlerde, kadın ve çocuklar başta olmak üzere her türlü kesimden faydalanmaktadır. Neticede, gelir düzeyi düşük, daha çok belirli bir işi olmayan ve eğitimsiz vatandaşların örgütsel faaliyetlere rağbet ettikleri görülmektedir.

Bölgedeki gençler arasından terör örgütüne katılımlarda, son bir kaç yıldır yeniden artış olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, İstanbul gibi bazı büyük şehirlerden örgüte katılım oranının, bölgedeki katılımlardan daha yüksek olduğu da bir gerçektir.

Doğu ve Güneydoğudaki bazı illerden örgüte katılan gençler arasında, anadolu ile imam hatip liselerine devam eden öğrenciler dahi bulunmaktadır. Örneğin, Hakkâri’den 2007 yılı içerisinde dağa çıktığı tespit edilen (23) öğrenciden (3)’ünün imam hatip lisesi öğrencisi olduğu, yine Kars’tan 2006 yılında örgüte katılmak üzere iken tespit edilerek, aileleri aracılığıyla engellenen (12) öğrenciden (5)’inin de Alpaslan Anadolu Lisesinde öğrenim gördüğü anlaşılmaktadır.

Terör örgütlerinin kendilerine taraftar oluşturabilmeleri için bir ideoloji ile insanlara gitmeleri ve bazı şeyleri istismar etmeleri gerçeği dikkate alındığında PKK; bölgenin sözde geri kalmışlığını, halkın fakirlik, etnik kimlik, ana dili ve eğitimsizliğini istismar etmektedir.

Diğer yandan bölgedeki insanlar/gençler arasında bir kimlik problemi de yaşanmaktadır. Terör nedeniyle köylerinden göç ederek şehir merkezlerinde oluşturdukları gettolarda yaşayan insanlar, ekonomik/sosyal ihtiyaçlarının temin edilememesi nedeniyle karşımıza etnik kimlik bilinciyle çıkmaktadırlar.

Bölgedeki ailelerin çocuk sayılarının fazla olması ve bu çocukların anne-babaları tarafından yeterli ölçüde sevgi ve ilgiden mahrum olarak şiddet ortamı içerisinde büyütülmesi, kişilik bozukluklarına neden olmaktadır. Bu durum, çocukları ergenlik döneminde “adam yerine konulma” ve “bir işe yarama” içgüdüleriyle tatmin arayışına itmektedir. Sonuçta kendisini ispatlamaya çalışan genç, aidiyet duygusuyla ve etnik milliyetçilik yapan marjinal kesimlerin gayreti neticesinde, terör örgütünün tuzağına düşmektedir.

Bölgedeki feodal yapıdan bunalan, aşiret yapısı içerisinde ezilen ve maddi açıdan yoksul durumda bulunan bazı gençler de, itibar kazanmak ve intikam almak saikiyle terör örgütüne katılmaktadırlar.

İtiraf etmek gerekir ki, bölgede kaba güç hala çok etkendir ve yerel bazda güçlü olan diğerlerini ezmektedir. Ailesi ezilen, hor ve hakir görülen bir genç; “Bir gerilla olup gelirsem, bunların hepsi bana esas duruşta beklerler” düşüncesine kapılabilmektedir. Yine aynı şekilde, terör örgütüne katıldıktan sonra köyüne gelip, yüzlerce dönüm toprak sahibi ağayı korkutarak haraca bağlama hayalleri kurabilmektedir. Bölgede terör örgütünün dağ kadrosunu besleyen önemli faktörlerden bir tanesi, sosyolojik ve psikolojik sebeplerdir.

Diğer yandan bölgedeki bazı aileler, çocuklarına karşı aşırı derecede tavizkar davranmakta ve çocuklarının hırsızlık yaptıklarını görseler dahi müdahalede bulunmamaktadırlar. Bu tür çocukların kendilerine karşı güven duygusuyla aşırı derecede cesaretli oldukları ve bu özelliklerinin, terör örgütü mensupları tarafından istismar edildiği gözlenmektedir.

Terör örgütüne katılarak dağa çıkanların hatırı sayılır bir kısmı da, macera arayışı içerisinde hareket etmekte, bazıları özentiyle örgüte katılmakta ve yine bazısı da örgüte katılımı, yaşadığı hayattan bir kaçış olarak görmektedir. Bunların örgüte katılımdaki nedenleri, ideolojik olmaktan uzaktır.

Güvenlik güçlerinin, toplumsal olaylarda kitlelere karşı aşırı şiddet ve zor kullanması, terör örgütünün işine yaramaktadır. Geçmiş yıllarda görülen bazı hukuk dışı uygulamalar, yöre halkının güvenlik güçlerine olan güvenini olumsuz yönde etkilemiş ve terör örgütüne katılımı artırmıştır.

Bu anlamda 12 Eylül 1980 askeri darbesi, PKK’yı büyük ölçüde besleyerek bu hale gelmesindeki en önemli faktör olmuştur. 1978 yılında kurulan PKK, askeri yönetim döneminde bazı insanlara uygulanan işkence, baskı ve şiddet nedeniyle ciddi ölçüde eleman temin ederek büyümüş ve maalesef uluslararası bir terör örgütü haline gelmiştir.

Bölgede genç kızların terör örgütüne katılmalarının temelinde, kız çocuklarına aileleri tarafından değer verilmemesi, erken yaşta zorla (istemediği kişilerle) evlendirilmek istenmeleri ve Berdel gibi töre/gelenekler nedeniyle toplum içerisinde etkisiz ve baskı altında bulundurulmaları yatmaktadır. Diğer yandan terör örgütünün, “kadın-erkek eşitliği” ve “kadına özgürlük” sağlanacağı konularındaki propagandası da, genç kız ve kadınlar nezdinde itibar görmektedir.

Güneydoğuda yaşayan bir genç kız, kendi başına çarşıya çıkmak istediği zaman babası tarafından izin verilmemekte, ama aynı genç kız, tek başına şehir merkezinde terör örgütü ve uzantısı durumundaki sivil örgütlerin düzenlediği etkinliğe tek başına katılabilmektedir. Burada, anne-babanın izin vermemesi gibi bir durum söz konusu olmamakta; anne-babalar, terör örgütünün legal uzantıları aracılığıyla kendilerine uygulayacağı tecrit ve aşağılama korkusu karşısında çaresiz kalmaktadırlar.

Sonuç olarak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden terör örgütüne katılan insanların büyük kısmının, işi gücü olmayan, eğitimsiz, fakir, ailesi tarafından itilip-kakılan ve kaybedecek bir şeyleri olmayan gençlerden oluştuğu dikkate alındığında; bu insanlara sosyo-ekonomik bir perspektif kazandırılması, bölgede hizmet sektörünün, ticaretin ve hayvancılığın geliştirilmesi, özellikle kızlar açısından eğitim seviyesinin yükseltilmesi, aile yapısının güçlendirilmesi, kadının toplum hayatı içerisinde rol alması ve kadının sosyalleştirilerek hayattaki beklentilerinin karşılanması büyük önem taşımaktadır.

Cafer SERİNKAN

nehir
05-24-2008, 14:54
yokluk ve cehalet derim..