PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Trabzon'a gidince yapmadan dönme !


ALONE53
05-17-2008, 12:39
Trabzon'a gidince yapmadan dönme !

Yörenin en iyi korunmuş, denizden tepelere kadar uzanan Trabzon Kalesini gezmeden,

Şehrin 7 km güneybatısında soğuksu mevkiinde 19.yüzyıl sivil mimari örneği ile yapılmış ve Trabzon halkının Atatürk'e bir hediyesi olan Atatürk Köşkünü ziyaret etmeden,

Fatih veya İrena Kulesi olarak bilinen ve Cephanelik olarak kullanılan mekanı görmeden,

Yayla şenlikleri Mayıs ayının ilk Pazar günü başlayarak Ağustos ayının sonuna kadar süren festivaller Trabzon'un simgesi halindedir. Festival tarihlerinde Trabzon'a gelirseniz festivale katılmadan,

Kışın Trabzon'a geldiyseniz, Sümela Manastırını kar altında görmeden,

Sümela Manastırı gezisi sonrası yol güzergahında bulunan lokantalarda, kara lahana dolması, kaygana, Hamsiköy'de Hamsiköy Sütlacı yemeden,

Uzungölü gezmeden,

Tereyağında alabalık ve tüm Karadeniz'e özgü yemekleri tatmadan...

Dönmeyin.


KISA TARİH

Trabzon'un kuruluşu M.Ö.2000 yıllarına inmektedir. Erzurum'dan geçen ve İran sınırına varan, Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlayan tarihi İpek Yolunun başlangıcında kurulan Trabzon şehrinin ilk kurucularının Ortaasya ve Kafkaslardan bölgeye gelen Turani Kavimlerden Marlar, Tibarenler ve Moskların olduğu tarih kitaplarında yer almaktadır.

Trabzon'un kuruluşundan itibaren geçirdiği devreler şöyle sıralanabilir.

I.Devir: Kuruluşundan serbest şehir oluncaya kadar geçen devir (M.Ö.2000-M.Ö.750).

Bu devir karanlık geçen bir devirdir. Bahçecik mevkiinde bulunan bazı kalıntılar bize bu bölgeye ilk defa Kafkasya'dan Mosklar, Tibarenler ve Marların gelerek tarım ve balıkçılık ile meşgul olduklarını bildirmektedir. Orta Asya'da ve Orta doğu'dan gelen ticaret yollarının denize ulaştığı yer olan Trabzon'un ticari ve stratejik önemi bu dönemde de Ege kıyıları halkınca biliniyordu.

Efsane olmakla birlikte meşhur Argonatlar Seferi bunu gösterir. "Colehide-Kolşit" denilen şimdiki Gürcistan'ın bir kısmını ve oradan batıya doğru Trabzon'a kadar uzanan sahili içine alan mıntıkanın ormanlarının zenginliği ve dağlardaki madenler daha o zamanlarda meşhurdu. Milattan çok önce geçtiği sanılan seferin gayesi Kolsşit'te asılı olduğu dilden dile dolaşan bir altın postu elde etmekti. "Altın post" un bu bölgenin zenginliğinden kinaye olduğu söylenir. Her halde buraların servetine alâmetti. Bazı rivayetlere göre madencilik sanatı bu bölgede oturan bir kavim tarafından bulunmuştur.

II.Devir: Serbest Şehir Devri (M. Ö. 750 M. S. 50).

Bu devir M.Ö.8. Yüzyıl ortalarından Miladın ilk yüzyılı ortalarına kadar süren devirdir. Bu devirde M. Ö. 756 yılında Sinop'tan kolonizatör Miletliler Trabzon'a gelmişlerdi. Zamanlarının en iyi denizci ve tüccarları olan bu kolönizatörler aslen iyonya'nın en önemli merkezlerinden Milet şehrindendirler. Buna nisbeten Miletliler veya Mileliler diye tanınırlar.

Ege kıyılarından kalkıp boğazları aşarak Karadeniz'e çıkan ve herşeyden önce ticaret fikriyle hareket ettikleri söylenen Miletliler ilkin M. Ö. 785 yılında savaşla Sinop'u'ele geçirmişlerdir. Tabii limanıyla Sinop Şehri bu insanların merkezi olmuş ve oradan Karadeniz'in her tarafına, alışverişe elverişli buldukları noktalara yayılmış ve yerleşmişlerdir.

Miletliler, Sinop'u elde ettikten 29 yıl sonra Ordu ve Giresun ile birlikte, kendilerinden önce var olan Trabzon'a da gelmişler ve ne şekilde olduğu bilinmeyen bir surette yerleşmişlerdir.

Şehirden ilk bahseden, M. Ö. 400 yılında Onbinlerin bakiyesi olan sekizbin küsür kişilik ordu ile Trabzon'a gelen Yunanlı komutan ve filozof Ksenefon'dur. Şehir O'nun zamanında Sinop'a belli bir vergi ödüyordu. Onbinler Trabzon'da kendi dilini konuşan Sinop'a mensup Miletlileri buldular. Bir ay kadar Trabzon'a misafir kaldıktan sonra memleketlerine deniz yoluyla ulaşmak istediler. Ancak, Trabzonluların gemilerinin önemli bir kısmı seferde olduğu için ordunun yanlızca bir kısmının Trabzonluların yelkenleriyle denizden, diğer kısmının ise karadan yollarına devam ettiği kaydediliyor.

Miletliler, Trabzon'dan Asya'nın göbeğine ve Ortadoğuya ulaşan ticaret yolları üzerinden akan alışveriş hareketlerinin bağlanıp çözüldüğü Trabzon'da çok büyük servetler elde etmişler ve merkezleri olan Sinop'u her sahada geride brakmışlardı. Trabzonluların yüzlerce parçalık gemileri gelen ve giden ticaret emtiasını Karadeniz'in her tarafına ve boğazları aşarak Ege kıyılarına taşıyordu.

M. S. birinci yüzyılın ortalarına kadar, bazı sarsıntılarla birlikte devam eden bu serbest şehir dönemi Roma hakimiyeti takip etti.

III. Devir: Roma Devri (50-395)

Romalılar, diğer Yunan sömürgelerine yaptıkları gibi Trabzon'a da "Serbest Şehir" ünvanı ve imtiyazını bırakmışlardı. Trabzon Romalılar için doğuda bir üs ve iaşe merkezi halini almıştı. Karadeniz'deki Yunan sömürgelerinin merkezi olan Sinop, Roma döneminin başında önemini kaybetmişti. Trabzon ise giderek güç kazanmış ve Karadeniz'in en işlek iskelesi, en canlı ticaret merkezi haline gelmişti.

Romalılar Trabzon'a konumundan dolayı özel önem veriyorlardı. Roma imparatoru Adrian M. S. birinci yüzyılda şimdiki Kalepark / Güzelhisar'ın denize doğru uzanan kayaların altını oydurarak bir liman yaptırmıştı. Osmanlı devrine kadar işe yarar halde kalmış olan bu liman sonraları kumla dolmuş ve kullanılmaz hale gelmiştir.

Latince Bella Castron limanı olarak anılan bu liman, Avrupa-Asya ve Ortadoğu ticaretinde çok önemli bir yere sahipti. İçten veya denizden gelen transit emtia deve ve gemilerden, limanın tam üstündeki etrafı surla çevrili olan ve zamanına göre umumi mağaza mahiyetinde olan bu antrepoya boşaltılır, içeriye veya taşraya gidecek olan emtia dahi oradan yüklenirdi. Burası Avrupa'dan Asya'nın ortalarına kadar ulaşan tarihi ipek yolunun deniz ucundaki basamağında kurulan bugünkü manasıyla bir serbest bölge idi.

Trabzon'un asıl şehirden bir buçuk iki kilometre doğuda bulunan bu transit limandan başka dahili ticarete mahsus bir limanı daha vardı. Bu ikinci liman şehrin denize paralel giden kale duvarının önünde ve bugünkü moloz mevkiinde idi. Doğu taraftan şehir surlarının denize uzatılmış bir kolu ve bir kulesi tarafından korunan Moloz Limanı son yıllara kadar ayakta kalabilmiş, ancak sahil yolunun açılmasıyla birlikte kalıntılarının önemli bir kısmı yok olmuştur.

COĞRAFİ KONUM

TRABZON İLİNİN COĞRAFİ KONUMU, TABİİ ÖZELLİKLERİ VE ŞEHRİN KURULUŞU


Trabzon, Doğu Anadolu'nun kuzeydoğusunda, Karadenizin tabii bir limanının kıyısında, Asya ve Ortadoğu transit yolunun başında kurulmuş bir şehirdir. 41 derece kuzey enleminde ve 39 derece 43' doğu boylamında bulunur.

Yüzölçümü 4685 km2 olan Trabzon ili doğuda Rize, güneydoğuda Bayburt, güneyde Gümüşhane, batıda Giresun illeri, kuzeyde Karadeniz ile çevrilidir.

1990'da nüfus açısından Karadeniz Bölgesinin 4., ama nüfus yoğunluğu en yüksek ili idi. Aynı yıl Türkiye'de Km2'ye 73 kişi düşerken, Trabzon ilinde 170 kişi düşüyordu.


DOĞAL YAPI

Ülkenin, yüzölçümü oldukça küçük illerden biri olan Trabzon, akarsu vadileri ile derin biçimde yarılmış dağlık ve engebeli alanlardan oluşur. Doğu Karadeniz sıradağlarına bağlı kıyı dağlarının yüksek kesimlerinden Karadeniz kıyısına kadar uzanan Trabzon ilinin doğal bitki örtüsü, doğu ve batı da komşusu olan iller gibi çok zengindir. Kıyıdan hemen yer yer duvarı andıran biçimde yükselen, doğu-batı doğrultusundaki bu dağlar, güneye gidildikçe yumuşak bir eğimle daha da yükseldikten sonra, il sınırları başında Çoruh ve Harşit yarma vadilerine doğru oldukça dik yamaçlarla alçalır.

Trabzon ilinin güney kesimini doğu-batı doğrultusunda uzanan Haldızen, Soğanlı, Trabzon ve Zigana dağları engebelendirir. Yer yer 3 bin metreyi aşan bu dağların yüksek kesimleri doğal sınırı oluşturur. İlin en yüksek noktaları güneydoğudaki Haldızen dağında 3193 metreye erişen Karakaya Tepesi ile güneydeki Çakır Göl dağının doruğudur. (Dere boyunun tepesinde 3082 m.) Kuzeye bakan kesimleri bol yağış alan bu dağlar kızıl ağaç, gürgen, kestane, kayın, köknar ve ladinden oluşan yoğun bir orman örtüsü ile kaplıdır. Güneye bakan yamaçlarında ise sarıçam ormanları vardır. Ormanın üst sınırının geçtiği 2000-2100 metre yükseklikten sonra rastlanan alp tipi çayırlarla kaplı yaylalar (Sultan Murat, Madur, Cami Boğazı, Kişit, Hoca Mezarı, Çernik, Paparza, Karadağ, Beypınarı, Haçka gibi) sayfiye olarak ve hayvancılık açısından önem taşır.

İl topraklarından kaynaklanan suların tümü Karadeniz'e dökülür. Bu suları toplayan akarsulardan başlıcaları Solaklı Çayı, Baltacı, Karadere, Değirmendere, Foldere, Yanbolu ve Kale dereleridir. Fazla yağış, gevşek ve kaygan arazi yapısı ve akarsuların derin biçimde yardığı bazı dik yamaçlardaki cılız bitki örtüsü ilin çeşitli yörelerinde zaman zaman can ve mal kaybına yol açan sel ve heyelanlara neden olur. Sera gölünün ortaya çıkmasına yol açan heyelan, 1988'de Maçka ilçesinin Çatak köyünde 64 kişi nin hayatını yitirmesiyle sonuçlanan heyelan, 19-20 Haziran 1990'da ilde 4 kişi nin de kaybolup, 39 kişi nin vefat ettiği sel bu doğa olaylarının en önemli örneklerindedir.

Trabzon ilindeki başlıca göller, Çakır Göl dağındaki Buzyalağı Gölü ile Sera Gölü ve Uzungöl adlı heyelan gölleridir.

Fazla girintili çıkıntılı olmayan Karadeniz kıyısında akarsuların taşıdığı alüvyonların yığılmasıyla küçük düzlükler oluşmuştur. Doğal plajlara da rastlanan bu kıyıdaki başlıca çıkıntı, Akçaabat ile Vakfıkebir arasında ilin en kuzey noktasını oluşturan ve Fener Burnu adıyla da bilinen Yoroz Burnudur. Kuzeybatı rüzgarlarına (Karayel) kapalı Akçaabat koyu ise doğal liman özelliği taşır.

Trabzon topraklarının %30'u dağlık %60'ı kıyıdan içeriye doğru gittikçe yükselen ve ortalama 25-30 metre arası değişen bir eğim gösteren alanlar biçimindedir. Ancak %10'u düzlük olan il toprakları genellikle engebelidir.

Trabzon'da yumuşak bir deniz iklimi hakimdir. En sıcak ay ortalaması 23 derece (Ağustos) , en soğuk ay ortalaması 7 derece (Şubat) . Ortalama yağış miktarı metrekareye 830 mm3'dür.


ŞEHRİN KURULUŞU

Trabzon , Karadeniz kıyılarının en eski ve en büyük şehridir. Bu şehrin kuruluşu ve önemi iki tabii sebebe bağlanır.

Birinci sebep: Bu bölgede kıyı ile iç bölge arasında bağlantı yolları pek azdır. Arkadaki Harşit ve Çoruh vadilerine ulaşabilmek için 3000 m yükseklikleri aşmak gerekir. Hiçbir yerde bu dağ silsilesini yarmış, tabii yol olabilecek geniş bir vadi yoktur. Bu geçit vermez dağların aşılabilen en elverişli noktası eskiden olduğu gibi bu gün de Zigana Geçididir. Bu geçitten iç bölgeye ulaşan yol Trabzon'un bulunduğu yerden başlamaktadır. Bu yol, limanın güneyindeki Değirmendere vadisinden itibaren 30 km kadar hafif bir yükselişle Zigana Dağlarının yamaçlarını boylar. 66 km sonra bu dağ silsilesinin 2030 m yüksekliğindeki biricik geçidine ulaşır. Buradan Harşit vadisine inilir. Bu vadiden de Orta Anadolu yaylalarına varılır.

Doğu Karadeniz bölgesinin içle bağlantısını temin eden en müsait ve en büyük yol başının bulunduğu yer olması Trabzon şehrinin burada kuruluşunun birinci sebebini teşkil eder.

İkinci Sebep: Batı rüzgarlarına karşı Yoroz Burnu ve Güzel Hisar kaya çıkıntısı ile az çok korunmuş, Boztepe dik eteğine doğru sokulmuş koyun küçük gemilere sığınak teşkil edebilecek tabii bir liman olması ile şehrin kurulması ve gelişmesine müsait bir arazinin bulunması Trabzon Şehrinin kuruluş yerinin seçiminde ikinci sebep sayılır.


ŞEHRİN KURULDUĞU YER

Şehrin üzerinde yer aldığı sırt, deniz kıyısına dik yarlarla inen Değirmendere, Kuzgundere (Tabakhane Deresi) ve Zağanos Deresi gibi vadilerle kesintiye uğrar ve kıyıdan itibaren 6-18, 15-20, 110-120 m yüksekliklerinde bir takım basamaklara ayrılır. Daha geride, şehrin 3 km. güneydoğusunda Trabzon'un yaslandığı dik yamaçlı ve düz sırtlı Boztepe Tepesi yer alır. Boztepe'nin daha batısında Soğuksu Tepesi yer alır. Trabzon Şehri yükseklikleri 200 m'yi geçen bu tepelerin kuzey eteklerinde, yamaç meyillerinin biraz hafiflediği kesimlerden başlayarak, bir amfiteatr gibi alçak yarların üstüne kadar mahallelerini yayar. Liman kesimi dışında Şehrin ana kitlesi yarlar üstünde kalır ve denizle doğrudan doğruya temasa gelmez.

Sözü edilen sırt üzerinde elverişli bir yerleşme zemini bulunmuş ve dik yamaçlı vadiler arasındaki saha kolaylıkla tahkim edilebildiği gibi, şehrin doğu ucunda da karayele karşı bir dereceye kadar koruyucu bir iskele oluşmuştur.

Tabakhane ve Köprüsü

Trabzon morfolojisi üzerine önemli bir makale neşreden Prof.Dr.Ahmet ARDEL, Trabzon civarının genellikle bir yayla olduğunu, güney-kuzey doğrultusunda akan dereler tarafından oldukça parçalandığını belirttikten sonra morfolojik yönden Trabzon'u üçe ayırır:

1- Değirmendere deltası bir tarafa bırakılırsa geri kalan kısmı koyu renkte nefelinli andezit tüflerinden teşekkül eden sahil bölgesi. Zağnos, Kuzgundere, Değirmendere bu bölgede önemli gedikler meydana getirmişlerdir.

2- Kıyının arkasında birbirinden dikliklerle ayrılmış denize doğru hafifçe eğik yüzeyler arz eden taraçalar bölgesi... Trabzon Şehri bu taraçalar üzerinde kurulmuştur.

3- Ortalama yükseltisi 200-250 m arasında olan tepeler bölgesi (Boztepe, Telsiz tepe, Soğuksu ve Zafanoz sırtları). Kısmen düz ve kısmen de dalgalı durumda olan bu tepeler yer yer çıplak ve yer yer ağaçlarla kaplıdır. (Prof.Dr.ARDEL, Ahmet-Trabzon ve Civarının Morfolojisi üzerine Gözlemler, Türk Coğrafya Dergisi, 1. yıl 1.Sayıdan ayrı basım, Ankara-1943)

MetinCeylan
05-17-2008, 12:44
eyvallah murat:)

ALONE53
05-17-2008, 12:51
sende saol metin...